‘’Fener’den sessiz açılış‘’
İsmail Kartal için sezona başlayacak 11’i belirleyebilmek adına ilk mesai, kendi ligi oynandığı için Fenerbahçe’den daha hazır Zenit olunca biraz sıkıntılı geçti. Baskın taraf da doğal olarak Zenit’ti. Zenit’in yakaladığı fırsatlara direnen İrfan Can, skoru korudu. Oyundan çok bireysel performansların, maç temposu eksik takımın önemli oyuncularının hazırlanmasının önemli olduğu bu maçlar bana göre çok da eleştiri gerektirmez. Özellikle de 2. yarı rakip sahada oynamayı başaran ve penaltılarla kaybetmesine rağmen Fenerbahçe’de pozitif görüntü sergileyen isimlerle başlayalım.
Ryan Kent’ten iyi izlenim
İsmail Yüksek: Geçtiğimiz sezon yaptığı çıkıştan sonra oyunu iki yönlü oynama becerisi yüksek, savunma yönü baskın orta saha oyuncusu İsmail Yüksek bana göre pozisyonunun ligimizde ki en iyi Türk oyuncusu.
Oosterwolde: Beklentilerin farkında, çok çalıştı. Maça iyi başlayamamasına rağmen yaptığı bindirmeler ile zaman zaman dikkat çekti. Forma rekabetinde işi kolay değil.
Ryan Kent: Kolay top kaybetmeyen, duran top becerisi iyi bir oyuncu izlenimi verdi. Orta saha özellikli olması ile iyi bir bek performansı ile fark yaratabilir.
İrfan Can Eğribayat: Ligde bıraktığı yerde. İyi refleksleri ile maçın ilk yarısında skoru tutmayı başardı. Kısacası Fenerbahçe için özellikle 2. yarısı olumlu geçen maçın iyi bir başlangıç olduğunu söylemek yanlış olmaz.
‘’Seçim bu kez daha kritik‘’
Fenerbahçe için teknik direktör seçimi, özellikle de bu yönetimle yaşanan başarısızlıklar düşünüldüğünde her zamankinden daha kritik. Seçeneklerin içerisinde bana göre şampiyonlukları taze Abdullah Avcı ve Sergen Yalçın, artık uzun süreli bir planlama değil, çabuk bir sportif başarı yakalamak isteyen Fenerbahçe için camianın sevdiği isimler İsmail Kartal ile Volkan Demirel'den daha doğru seçenekler...
Ayrıca hocalar arasında kim öne çıkarsa çıksın, camia içerisinde istemeyen bir kesim olacaktır ve buna göğüs germek, yönetimin halletmesi gereken bir konu olacak. Bir diğeri ise gelecek teknik direktörün başarılı olabilmesi için Fenerbahçe yönetiminin, özellikle de transferde bugüne kadar yaptığı yanlış seçimlerden ders almış olması da çok önemli.
‘’Hayata döndük‘’
Yorucu bir sezonun sonu olmasına rağmen oldukça dirençli başladık maça. Kadromuzda kaliteli, genç, yıldız adayı, tecrübeli, kısacası her türden oyuncu vardı. Arda Güler’e verilen serbestlik, Hakan Çalhanoğlu’nun da oyun kurucu özelliği düşünüldüğünde var olan kalitemizi deplasmanda olmamıza rağmen daha da fazla hissettirdi. İlk yarı sonunda stoperlerimizin duran top katkısı ile bulduğumuz gol hem oyun hem de tabelanın bizden yana olduğunu gösterdi. İkinci yarı oyun yine bizim kontrolümüzde başladı. Orkun Kökçü’nün maçın heyecan seviyesini artıran hatası ile gelen gol Letonya’nın aradığı iş olsa da aynı Orkun kazandığı topla, yaptığı güzel servis ve Cengiz’e attırdığı gol ile Letonya’nın hevesini kursağında bırakan isim oldu.
Barış Alper etkisi...
Zayıf takımların en önemli kozu olan taç ve kornerler ile kalemize gelmesi, Mert Günok’un kurtarışları, Kuntz’un Barış Alper ve Eren hamleleri ile son bölüme önde girdik. Barış Alper etkisi son bölümde hissedildi. Ancak finalleri yapma konusunda kötü olunca, Barış Alper asistleri gole dönüşmedi, maçı erken koparamadık. Letonya eksik kalmasına rağmen, analog oyun anlayışlarında eksik kalmanın bir dezavantajını yaşamadılar. Stoperlerimizi maçın uzatmalarında hataya zorlayarak golü buldular. Hayal kırıklığı yaşamaktansa mücadeleyi bırakmamayı tercih eden ve oyuna girdiği andan itibaren harika işler yapan Barış Alper, son kez kesti ve İrfan Can’ın golü ile adeta hayata döndük. Maçı kazandık kazanmasına ama acaba bazı şeyleri görebilmek için başımıza illa ki bir felaket daha mı gelmesi gerek diye düşünmeden duramıyorum.
‘’Sezonun tesellisi‘’
Fenerbahçe maça takım halinde öne çıkarak yaptığı baskı ve Arda Güler resitali ile başladı. Daha ilk dakikada Batshuayi’ye ikram yapan Arda Güler, ilk yarıda Fenerbahçe ne zaman rakip sahaya geçse arkadaşlarını harika yönetti. Batshuayi’nin ikinci golünde Arda’ya performans olarak eşlik eden Arao’nun payı çok büyüktü. Başakşehir’in Fenerbahçe’nin temposuna karşılık veremeyişi Emre Belözoğlu’nu erken hamlelere itti ama ilk yarının tamamında Fenerbahçe gole yakın olan ve rakibine doğru dürüst pozisyonda vermeyen taraftı.
İkinci yarıya da sanki skor avantajı yokmuş gibi önde basarak başladı. Fenerbahçe. Arda Güler servislerinin devam ettiği ilk 15 dakika içerisinde Zajc ve Batshuayi golle burun buruna gelseler de kaleci Muhammed, Fenerbahçe’ye direndi. Hücumda Valencia’nın etkisizliği daha fazla gol ya da pozisyona girilemeyişinin bir başka sebebiydi.
Maçın 3 yıldızı var
Başakşehir’in nadir gelebildiği Fenerbahçe kalesinde net fırsat üretemeyişi Emre Belözoğlu’nun maç boyunca çözemediği bir probleme dönüşünce kupanın sahibi netleşti. Sezonun Dünya Kupası sonrası hayal kırıklığı yaratan, gündemi sürekli teknik direktörünün geleceği ve demeçleri olan, oyun anlamında yaşanan düşüşü durduramayan ve şampiyonluğu kaybeden Fenerbahçe sezonun tesellisi misali Türkiye Kupası’nı iyi bir oyunla kazanmayı başardı. Maçın yıldızları ise Batshuayi, Arao, Arda Güler oldular.
‘’Performans göremedik‘’
O yüzden Başakşehir maçına gelecek sezon için olur mu diyebileceği tüm gençleri başlatarak adeta "Sahne sizin" dedi. Ancak Türkiye kupası finalinin, konsantrasyonunu hala yüksek tuttuğu Başakşehir takımı gençlerle başlayan Trabzonspor'a nazaran çok daha iyi başladı maça. İlk yarıda tempo düşük olsa da gole yakın taraf Başakşehir oldu. Kaleci Taha'nın 1-2 kurtarışına rağmen Deniz Türüç enfes bir sol ayak golü ile genç kaleciyi çaresiz bıraktı. 2. yarıya yine Başakşehir golle başladı.Deniz Türüç yine golün kahramanlarından biri olurken, Eren Elmalı topu kendi kalesine gönderen isimdi. Trabzonspor oyun kalitesini doğal olarak arttıramasa da Visca ve Bardi'nin çabaları ile pozisyon üretmeyi başardı.
Ümitli girdi ama...
Visca bu zorlamalardan golü çıkararak son bölüme takımının ümitli girmesini sağladı. Ancak genç oyuncuların tecrübesizlikleri hissedildi ve Lima Trabzonspor'un direnmesine izin vermediğini ilan eden golü attı. Sonuçta bu sezon özelinde Trabzonspor ve Bjelica'yı eleştirmenin bir anlamı yok ama ortada olan bir gerçek var. Trabzonspor'un elinde şu an gelecek sezon forma rekabetine girebileceğinin sinyallerini veren bir oyuncu performansı göremedik.
‘’Jesus'un planı: Kalitesizlik‘’
Fenerbahçe'de oyun kalitesi hiçbir derbide rakiplerinden iyi olmamasına rağmen Jesus'un değişmeyen planı yine kalitesizlik, Galatasaray'da ise Okan Buruk'un Zaniolo ve Barış Alper'in değişken oynadığı hücum hattındaki planı bol bol pozisyon ve gol getirdi. Maçın gerginlik seviyesi Galatasaray maça şampiyon çıkmış olsa da yine değişmezken hakem ise bu gerginlik ile baş edemedi. Arda Güler-Kazım Can eşleşmesinde ilk yarıda Kazımcan temposu ile etkili olurken Galatasaray pozisyon vermediği bir ilk yarı oynadı. Fenerbahçe'de Valencia ve Batshuayi başka dünyalarda gibi oynadılar. 2. yarıya Galatasaray önde presle başladı. Fenerbahçe bu baskıya yenik düşse de Galatasaray kazandığı toplarda ilk pası iyi kullanamayınca pozisyonlar netleşmedi. Yine de Zaniolo çabukluğu ve kuvvetiyle Peres'i oyundan attırarak bu bölümde de Galatasaray için avantajın boyunu büyüten işi yaptı.
Büyük üstünlükle kazandı
Valencia'nın boğuştuğu ama bir türlü diş geçiremediği Boey, Arda'nın etkisizliği derken Fenerbahçe yine pozisyonsuz oyuna devam etti. Bu sıkıntılı oyuna son darbeyi Galatasaray'da şampiyonluğun mimarı İcardi harika bir kontrol ve vuruşla cezayı kesti. Zaniolo iyice dağılan Fenerbahçe'ye karşı milli takıma dönüşünü driplinglerini nefis bir golle süsleyerek kutladı. Galatasaray sezonun son maçı bir derbiyi sanki şampiyon olmamış gibi ciddiyetle, coşkulu ve rakibine üstün bir oyunla galip gelerek bitirdi.
‘’Çalımbay'a büyük haksızlık‘’
Türkiye’de Süper Lig başarısı için bir Rıza Çalımbay gerçeği var ortada. Süper Lig’in en fazla maça çıkmış teknik direktörü olmasının yanı sıra mütevazı kadrolarla da önemli başarılar elde eden Rıza Çalımbay, enteresandır futbolu yönettikleri için bildiklerini iddia eden bir kesim tarafından da beğenilmez. Mersin’de, Antalya’da, Kasımpaşa’da ve Konya’da çok başarılı işler yaparken de işte bu futbolun mucidi gibi davranan yöneticiler tarafından komik sebeplerle kendisiyle yollar ayrılmıştır. Aslında çalıştırdığı her takım; ligin dayanıklılık ve fiziksel kalite anlamında ilk 3 sırasındadır. Performans olarak Rıza hocanın takımını hiçbir zaman rakibinin altında görmezsiniz. Bu özelliklerini Sivasspor’da da fazlasıyla gösterdi.
Avrupa geliri can suyu oldu!
3 senedir o mütevazı Sivasspor kadrosundan bir Türkiye kupası şampiyonu; Mert Hakan, Emre Kılınç, Kerem Atakan gibi büyük takımlara giden yıldız oyuncular, Avrupa’da gruptan çıkan ve finalist Fiorentina’ya elenen özel birtakım çıkarttı ortaya. Özellikle Anadolu ekipleri için gelir elde edebilmenin iyice zorlaştığı ortamda Rıza Çalımbay bu performansıyla kulübün kasasına çok ciddi bir para girmesini de sağlamış oldu.
En doğru aday
Buna rağmen ‘gerektiği takdiri görüyor mu?’ derseniz, hayır. Şehir uyuşmazlığı, yıldız oyuncuların yönetimini yapamayacağı gibi sebeplerle ayrılıklara alışık olsa da çok çetin geçecek yeni sezonda hoca arayan takımlar için bana göre yine en doğru aday
‘’Kazanma becerisi şampiyonluğu getirdi‘’
Galatasaray hücum iştahı yüksek başladı maça. Forvet hattında Rashica'nın da son haftalardaki durgunluğunu üzerinden atmış görüntüsü ile Galatasaray sağ kenarı iyi kullandı. Ankaragücü'nün de aynı coşku ile karşılık vermesi, sanki 2 takımın da keyifli maçlarından birini buraya saklamış görüntüleri kalecilere de fazla mesai yaptırdı. Fakat sahada kalecileri çaresiz bırakan bir isim vardı. Önce Rashica, sonra Kerem'in asistlerinde rakip stoperleri de hipnotize eder gibi doğru yerlere gidip, son vuruşları kaliteli yapan İcardi, Ankaragücü'nün Milson ile gelen golüne rağmen İcardi'nin varlığı bu keyifli maçın ilk yarısında Galatasaray'ı soyunma odasına galip götüren en önemli detaydı. 2. yarıya Ankaragücü 3 değişiklikle geldi ama topla ilişkisi iyi ve etkili Diack, Zahid gibi isimler çıkınca Galatasaray'ın savunması ilk yarıya nazaran daha etkili oldu.
Noktayı koydu!
Geniş alanda yakalanan Ankaragücü savunmasına bir ceza da oyuna sonradan giren Barış Alper kesti. Maçın yıldızlarından Kerem'in enfes pasında kaleciyi geçerek golü atarak Galatasaray'ın şampiyonluk şarkılarını başlattı. Oliviera Kerem'in 3. asistinde son noktayı koydu.
Sonuçta Galatasaray sezon başında oluşturduğu kazanma becerisi yüksek oyunculardan kurulu kadrosunu, çok çok iyi kullanan Okan Buruk'la şampiyonluğunu ilan etti.