‘’Bjelica'nın işi zor olacak!‘’
Trabzonspor yeni teknik direktörü ile ilk maçına Sivas deplasmanında çıktı. Maç değerlendirmesinden önce Bjelica'nın doğru işler yapıp yapamayacağını sezonun kalanından çok yeni sezonla beraber yapılması gerektiğini söyleyerek başlayayım. Kısa vadede daha disiplinli, pozisyona girmekte zorlanmayan ve hücum iştahı özellikle de üzerinde herhangi bir baskı olmadığı için Bjelica'dan beklentim. Uzun vadede ise bu takımın kalitesini artıracak, Trabzon şehrine ayak uydurmakta zorlanmayacak transferler, şampiyonluğu isteyen bir takımın güçlü oyunu ve altyapısından gelen, rekabete girebilecek oyuncular için şans vermesi en önemli kriterler. Maça gelince Sivasspor'un ilk düdükle beraber oynadığı savunmada agresif ve müdahaleli oyuna, Markovic'in akıl dolu golüne rağmen direnemedi Trabzonspor. Tempoyu yüksek tutan ve kenarları iyi kullanan Sivasspor, Trabzonspor'un yan top ve takım savunmasındaki tüm zaafları ortaya çıkardı. Uğurcan'ın kurtarışlarına rağmen Larsen'in atıldığı pozisyonda penaltıyı kazanan ve devamında Saiz ile golü bulan Sivasspor, eksik rakibine karşı hücumda daha da iştahlı oynadı. Erdoğan'ın, Gradel ortasında attığı kafa golü ile de ilk yarının sonunda oynadığı oyunun karşılığını geri dönüşle aldı.
Sadece Uğurcan ayakta
2. yarıya Bjelica biraz daha topu ayağında tutmadan maçın bitmeyeceğini anladığı için Hamsik ile geldi ama Hamsik, Bjelica'nın hatırladığı Hamsik olmayınca o'nun kaptırdığı topta maçın yıldızı Saiz bir kez daha cezayı kesti. Oyun konsantrasyonunu hiç bozmayan Sivasspor rakibinin puan ümidini son yarım saate girmeden bitirdi, Caicedo ise son noktayı koydu. Sivasspor'da Saiz dışında Gradel, Charisis, Erdoğan ve Goutas ön plana çıkarken, Trabzonspor'da 4 gol yemesine rağmen sadece Uğrcan ayakta kaldı. Sivasspor maçı ihtiyacı olan bir takım gibi oynadı ve hak ederek kazandı. Trabzonspor tarafında ise Bjelica işinin ne kadar zor olduğunu ilk maçtan gördü. Trabzonspor için sezonun sonunu getirmek kadar transfer döneminde yapılacak hamlelerin çok fazla olduğu gerçeği de bu maçla bir kez daha ortaya çıktı.
‘’Geri sayım!‘’
Alanyaspor, Kayseri'nin yaptığı gibi çok adamla gitmek ya da geniş alanda oynamayı düşünmeyip savunma anlayışı daha önde oynamak istedi belki ama Galatasaray'ın kadro kalitesinin standartı bu ligin üstündeydi ve çok yüksek tempoda oynamasa da kolay pozisyon ve goller ürettiler. Rashica oyunu iki yönüyle vasat oynamasa Galatasaray hem daha fazla gol bulabilir hem de Alanya Yusuf'un çıkışlarında etkili olmayabilirdi. Yine de Icardi ve Abdülkerim golleri ilk yarıda skor avantajını getirdi.
Bir an bile...
2. yarıya Icardi yerine Barış Alper ile gelen Galatasaray maçın yıldızı Mertens ile erken bir gol bularak maçın son bölümünü daha da rahat hale getirdi. Adekugbe sol kenarı çok iyi kullandı. Rachisa ile şov devam etti. Galatasaray için oyun disiplini ve konsantrasyon bir an bile, oyuna kim girerse girsin düşmedi. Bunu fırsat bilen Okan Buruk sıkışık maç trafiğinde takımın en önemli ismlerini dinlendirme fırsatını da kaçırmadı.
Sonuçta Galatasaray Kayseri maçında ki gibi hak ederek, çok fazla yıpranmadan hatta güle oynaya bir deplasman galibiyeti almayı başardı ve bana şampiyonluk için geri sayıma geçti.
‘’Galibiyete yaklaştılar ama...‘’
Bir tarafta tempoyu yükseltmekten çekinir bir görüntüde, en iyi oyuncusu Ghezzal'ın bile neredeyse her topu rakibe attığı, beklerin oyuna çıkamadığı, orta sahası yumuşak kalan, en formda oyuncuları Aboubakar ve Redmond'ın bile ortalıkta görünmediği bir Beşiktaş, diğer tarafta daha hücum etme isteği olan ancak tedirgin, formsuz, kalitesiz bir Trabzonspor. Kalecilerin topa dahi dokunmadığı tatsız tuzsuz, pozisyonsuz bir ilk yarı. Hedefi olan da olmayan da kötü. Bu sezonun büyük maçlar özelinde en kötü ilk devresi oldu diyebilirim. Enteresan olan iki tarafın da 2. yarıya aynı takımla gelmesi oldu. Özellikle hedefi olmasına rağmen Beşiktaş'ın etkisiz görüntüsü, pozisyona giremeyişi ve sanki maçı yürür gibi düşük tempo ile kazanabilecekmiş gibi vasat kalışı hayal kırıklığıydı. Şenol Güneş hamleleri gecikmedi ama pozisyona giren Markoviç ile Trabzonspor oldu. Mert Günok harika bir kurtarışla skoru dengede tuttu.
Beşiktaş’a yakışmadı
Trabzonspor, Trezequet'nin geç kalışıyla bir pozisyonda daha öne geçme fırsatını kaçırdı. Açıkçası sahada isim isim çok kalite vardı ama performans olarak bir büyük maçta fark yaratacak işler hep savunma oyuncuları tarafındaysa Beşiktaş'ın Trabzonspor'un özgüven eksikliğini ortaya çıkarabilmek adına tempolu ve hücum iştahı olmadan oynamayı tercih etmesi az da olsa hedefi olan bir takıma yakışmadı. Trabzonspor ise kötü gidişatı durdurabilmek adına oyun olarak da galibiyete yakın taraf olmayı başardı.
‘’Yarışta tutan gol!‘’
Temposu yüksek ve formda Ankaragücü'ne karşı rakibini baskı altına alabilecek bir oyun oynamasa da, sıradanlığa isyan eden bir oyuncusu vardı Fenerbahçe'nin. Arda Güler top ayağına her geldiğinde Fenerbahçe atakları heyecan verici hale geldi. Akan oyunda hazırladı, duran toptan hazırladı, olmadı. Harika işler yaptı, finalinde Gökhan Akkan'ı geçemedi. Oynanan oyuna göre gayet yeterli derecede pozisyon bulan Fenerbahçe bir de Atilla Szalai ile direkten dönünce devre berabere bitti. 2. yarı yine dengeli başladı. Pedro'nun girmesi Fenerbahçe'de pek fark yaratmazken Valencia ve Diack karşılıklı net fırsatları atamadılar. Her geçen dakika tedirginliği artan Fenerbahçe özellikle iyi bir santrfor performansı bulamayışının sancısını çekti. Fenerbahçe'de hamlelere rağmen artmayan oyun kalitesine Ankaragücü cezayı kesti. Maçın yıldızı Diack nefis bıraktı, Sowe 2 hamlede bitirdi.
Vasat oyuncuları kurtardı
Maçın son anlarında devreye uzun süredir beklenenin altında kalan İrfan Can girdi. Önce penaltıyı alıp Valencia'nın beraberlik golünü sonra da Crespo'nun galibiyet golünü hazırladı. Bana göre Fenerbahçe'de birçok vasat performanslı oyuncuyu kurtarırken oyun kalitesi olarak olmasa da tabela olarak, puan sıralaması olarak takımını şampiyonluk yarışının içinde tutan adam oldu.
‘’Yıpranmadan farklı kazandı‘’
Galatasaray'ın rakip savunma yerleşmeden dikine oynama çabası Icardi'nin ustalığı ile birleşince karşılığını çabuk verdi. Kerem'in enfes pasında Icardi golü attı. Ardından onun Rashica'ya hazırladığı pozisyon da gol olunca maçın zor olma ihtimali ilk 25 dakikada ortadan kalkmış oldu. Direnci kırılan Kayserispor daha geniş alanda oynamaya başlayınca savunma sertliği ile sağlam duran Galatasaray hücumda Kerem ve İcardi ile fırsatlar buldu. Kerem'in kazandığı penaltıyı Icardi ağlara yollayınca maç ilk yarıdan şölene döndü.
İştahını kaybetmedi
İlk yarının uzatmalarında bir penaltı da inanılmaz bir enerji ile oynayan Torreira kazandırdı ve Hosseini'yi oyundan attırarak Icardi'ye hat-rick yapma şansını verdi. İcardi penaltıyı dönen topta da olsa gol yaparak hafta başından, maçın ilk yarısından büyük ihtimalle haftanın futbolcusu da olmuş oldu. 2. yarıya aslında maçın başında yapması gerektiği gibi önce savunma yaparak başlayan Kayserispor'a karşı Galatasaray da hücum iştahından hiçbir şey kaybetmeden başladı.
İki vuruş dersi
Kerem'in duran topa nasıl vurulur örneğine oyuna sonradan giren Zaniolo da hareketli topa nasıl vurulurun örneğini göstererek nefis goller attılar. Sonuçta Galatasaray şampiyonluk yolunda kimseyi yanına yaklaştırmadığı galibiyeti, üstelik oldukça gösterişli bir oyunla aldı. Ayrıca hafta içi fikstürüne de yıpranmadan girecek olmanın avantajını yaşayacak bir maç oynadı.
‘’Arda'yı oynat, taraftarı kazan‘’
Fenerbahçe için şampiyonluk yarışında zaten kredisi neredeyse kalmamışken en büyük zararı gereksiz gündemler yaratılması verebilir. Arda Güler konusu da yavaş yavaş gereksiz bir gündem olmaya başladı. 18 yaşındaki oyuncu şimdiye kadar süre aldığı her maçta, bu takımda rahat rahat oynayabileceğini, kalite katabileceğini, maç çözeceğini ispat etti. Jesus’un kimsenin anlayamadığı ya da sadece kendisinin inandığı sebep her neyse artık bundan vazgeçip Arda’yı oynatarak Fenerbahçe’yi de gereksiz bir gündemden kurtarması gerek.
Yaptığı işlere bakılırsa...
Elbette şampiyonluk her şeyden önemli ama Arda Güler’in sürekli oynayarak hem gelişimini sağlaması hem de şampiyonluk yolunda katkı vermesi mümkün. Şu ana kadar aldığı sürede yaptığı işlere bakılırsa Arda’yı oynattığında ve kazandığında ‘bizim kadar inanmıyorlar’ dediği taraftarı yanına alması da daha kolay olabilir.
‘’11'deki hatalar hamlelerle düzeldi‘’
Jesus seçimleri sezonun 2. yarısında tekrar tekrar olduğu gibi yine kalitesini düşürdü Fenerbahçe'nin. Üstelik Karagümrük de öyle aman aman sert oynayan ya da bireysel anlamda hata yapmayan bir takım değilken... Ancak anladığım kadarıyla Jesus'un takımın kalitesini artıran Arda gibi ya da kapanan savunmaları geriden gelerek açabilecek en doğru isim Zajc gibi oyunculara alerjisi var. Yoksa berbat final pası seçimleri yapan İrfan Can, var mı yok mu belli olmayan Serdar Dursun ve markajdan sıyrılamayan Emre Mor ile ilk yarıyı çöpe atmazdı. Yine de 2. yarıda sahaya Zajc ve Pedro değişikliği ile gelmesi olumluydu. Zajc bir dönen topta enfes bir gol atarak hamlenin karşılığını verdi. Jesus bir bir yanlışlardan dönüp Arda ve Rossi'yi hatta Samuel'i de oyuna attı. Karagümrük skor dengede iken geniş alanda oynanan oyunda Borini ve Colley ile çok net 2 şans kaçırdı.
Karagümrük gole yakındı
Fenerbahçe için beraberlikle mağlubiyet aradında çok fark olmadığı için orta sahalar çabuk geçildi. Karagümrük zaman zaman gole daha yakın bir görüntüdeydi. Ancak golü bulan Arda kornerinden Szalai ile Fenerbahçe oldu. Jesus başlangıç 11'indeki hataları yaptığı hamlelerin karşılığını vermesi ile bertaraf etmiş oldu. Fenerbahçe kritik bir virajı daha dönmüş oldu.
‘’Kalan bölüm çileye dönüşebilir‘’
Trabzonspor sezon başından beri farklı nedenlerle (Kötü oyun, sakatlık, yorgunluk gibi) yapılan rotasyonlara oyun olarak çek da iyi tepki vermemişken, İhsan Derelioğlu da kupa maçından sonra biraz da mecburiyetten rotasyonlu bir 11 ile başladı maça. Hedefsiz kalmış takımların genel olarak yaşadığı dağınıklık Trabzonspor'da da vardı. Fark yaratması beklenen Abdülkadir Ömür ve Bakasetas etkisiz, Maxi Gomez yalnız, Markovic ise çok şey yapmak istemesine rağmen yeterli olamadı. 1-2 Maxi Gomez denemesinde Günay başarılı oldu. Trabzonspor'a göre hedefini daha ciddiye alan Kasımpaşa ise dengeli oyunda Mounir ile enfes bir frikik golü bularak tabelayı lehine çevirmeyi başardı. Trabzonspor 2. yarıya orta sahayı Siopis'e bırakarak biraz risk alıp Visca ile başladı. Ancak çok adamla rakip sahada oynamak Trabzonspor'a değil Kasımpaşa'ya pozisyonlar getirdi. Fall-Uğurcan düellosunda Uğurcan yaptığı kurtarışlarla en azından takımını oyunda tuttu. Ancak o da daha fazla dayanamadı. Fall'un yaptırdığı penaltıda Eysseric golü atarak fişi çekti.
Hedef bulmaları gerekiyor...
Trabzonspor'da ne bireysel ne de takım halinde maçı hisseden oyuncu bulmak neredeyse imkansızken, Kasımpaşa'da Mounir, Eysseric ve Fall galibiyete damga vuran oyuncular oldular. Trabzonspor sezonun kalanı için nasıl bir hedef bulur, oyuncuları nasıl motive eder bilmem ama daha uzun bir süre varken bu görüntüsü ile sezonun kalanı Trabzonspor için çileye dönüşür