Özellikle oyunun kilidini çözmesi beklenen Oğuzhan-Lens ve Babel gibi oyuncuların son pas seçimlerinin vasatı aşamaması pozisyon kısırı bir ilk yarı getirdi. Bir de üstüne Oğuzhan’ın penaltıyı kaçırması Göztepe’nin direncini düşürme fırsatının da kaçması demekti. Hücumda ise Göztepe’nin Yasin odaklı atakları 1-2 kez Medel’i hataya zorlamasına rağmen pozisyona dönüşmedi. 2. yarıya ise Beşiktaş’ın geriden oyunu kurma silahına hücum presle karşılık verdikleri ilk anda Castro’nun çabuk ve isabetli ortasında Jerome ile golü bularak sabırlı oyunun karşılığını aldılar. Arkasından duran toptan Reis’le attıkları gol ile maçı garantiye aldılar. Sonuçta Beşiktaş özellikle hücumda etkisiz kaldığı bir maçı kaybederken Ljajic, Pepe gibi oyuncuları da çok ararken özellikle de duran toplardaki savunma zaafiyeti göze batan en önemli ayrıntı oldu.

Gecenin sorusu

Oğuzhan’ın Beşiktaş’ın penaltıcısı olmadığını anlamak için futboldan çok fazla anlamaya gerek olmayan bir istatistik varken bu ısrar neden?

Maçın starı

Maçın yıldızı-Beto maçın en önemli anında kurtardığı penaltı ile maçın kaderini belirleyen ilk oyuncu olurken, Castro’nun orta sahadaki dinamizminin yanında ilk goldeki asisti de onu maçın yıldızlarından biri yaptı.

Maçın olayı

Oğuzhan’ın yeteneğine rağmen oynadığı oyun ve kaçırdığı penaltı ile Beşiktaş takımına faydası mı yoksa zararı mı var karar vermek zor.

Yarıştığı her kulvarda topa rakiplerinden daha çok hakim olan Beşiktaş takımı, özellikle pas kalitesini yüksek tutmak zorunda olduğu için sahayla değil rakipleriyle boğuşmalı. Vodafone Park’ın bozuk zemini İstanbul’a gelen her takım için avantaj olurken sezon başından beri Beşiktaş için sürekli dezavantaj oldu. Artık puan kaybetmeme konusunda Beşiktaş’ın bozuk zeminle alakalı bir sıkıntısı kalmadığına göre özellikle iç sahada yeni bir kaybetmeme serisi yakalanabilir.

Adriano’nun dönüşü kadroyu rahatlatır

Caner Erkin’in Konyaspor maçı performansı ve defansif zaafiyetleri düşünüldüğünde Gökhan Gönül’ün ilerlemiş yaşı ve rotasyona girme mecburiyeti üzerinden her iki kanatta da görev yapabilen ve Beşiktaş’ın pas oyununu geriden kurması konusunda en doğru isim olan Adriano’nun dönüşü Beşiktaş için çok olumlu bir gelişme. Bunun dışında Adriano’nun zaman zaman forvet oynadığı anlarda sol önde kullanılabilecek olması ve bu pozisyonda da verimli olması teknik direktör Şenol Güneş’in geniş kadro özelinde elini de rahatlatır.

Rotasyon karşılaşması Genk olmalı

Beşiktaş, özellikle Süper Lig’de her maça favori olarak çıkar ama hafta arası karşılaşma oynamadığı zaman rakiplerine karşı daha rahat üstünlük kuruyor. İlerleyen fikstürde rakip olacak Göztepe’nin ve Rize’nin iyi takımlar olmasına rağmen Beşiktaş’ın bu maçlarda puan kaybedeceğine çok ihtimal vermiyorum. Diğer taraftan UEFA Avrupa Ligi’ndeki rakiplerin güçleri düşünüldüğünde Beşiktaş’ın rotasyon yapması gereken maçın Başakşehir karşılaşması düşünülerek Genk mücadelesi olması daha doğru. Geçtiğimiz yıla göre oyun kalitesi biraz daha düşen ve bitiricilik konusunda sorun yaşayan Başakşehir’e karşı Beşiktaş eli biraz daha güçlü bir maç oynayabilir.

Genç ve enerjisi yüksek milli takım kendisinden biraz daha organize Bosna Hersek Milli Takımı’na karşı oyuna iyi başlamamasına ve arka arkaya pozisyon vermesine rağmen bu pozisyonlara Sinan Bolat ile direndi. 15. dakikadan sonra ise oyunu dengeleyip, dikine oynamaya başladı. Bu oyun tarzı Oğuzhan ve Hakan’ın iyi oynadığı anlarda rakibimizin ataklarında yakaladığı pozisyonların daha netlerini bize getirse de özellikle Enes’le çok kolay pozisyonu harcadık. İkinci yarıya biz sadece Cenk Tosun hamlesi ile dönerken, birlikte oynama konusunda sıkıntısı olmayan Bosna Hersek hazırlık maçı ruhuna uygun olarak 4 oyuncu birden değiştirdi. İlk yarıya göre topa daha fazla hakim olmamıza rağmen bu kez yerleşmiş savunmaya karşı dikine oynamayı başaramayarak pozisyonsuz bir devre oynamaya başladık. Sadece Oğuzhan’ın harika pasında Cenk ilk yarıdaki Enes’i aratmayarak net bir golü kaçırdı. Sonuçta ilk 15-20 dakika haricinde oyunu kontrol etmemize rağmen berabere bitirdiğimiz ancak daha iyi olabileceğimizin sinyallerini verdiğimiz bir maç oldu.

Gecenin sorusu

Milli Takımımız’ın en önemli eksiği neydi? Öncelikle saha içinde lider oyuncu eksikliğinin yanında bitiricilik konusunda da santrforlarımız yetersiz kaldı.

Maçın starı

Sinan Bolat’ın maçın başındaki kurtarışları, erken bir gol yememizi engellerken bunun dışında üst düzey performansla oynayan bir oyuncu iki takımda da yoktu.

Maçın olayı

Milli takımı ilk kez ağırlayan Rize’de taraftar ilgisi ve desteği gecenin en güzel olayıydı.

Kısa mesaj

Milli Takımımız için en önemli oyunculardan Cenk Tosun’un form tutması bizim birçok maçta kaderimizi belirlemesi açısından çok önemli.

Ali Koç’un seçildiği andan itibaren mücadele etmek zorunda kaldığı detaylar içinde hiç hesaplamadığı kişiler olduğu açık. İşin kötüsü, bu kişilere Fenerbahçe’nin iyiliği ve daha iyi yerlere gelebilmesi için güvenmiş olması... Bu durum büyük bir hayal kırıklığı. Oyuncuların uzun yılların alışkanlıklarından kurtulup yeni bir düzene geçerken zorlanması anormal değildir. Anormal olan sahiplenme duygusu ile haddini aşmaktır. Teknik kadro için anormal olan, ekmek yediğin camiaya ihanet etmektir. Her değişimin sancıları vardır. Ancak Fenerbahçe’de sancılar daha çok içerden gelmiş.

Ahlak olarak...

Üstelik katkı vermelerini bir yana bırakın arkadaşlarının ya da çalıştırdığı oyuncuların katkı vermesini engelleyen insanlarla uğraşmak zorunda kalmışlar. Transfer politikasında yanlışlıklar olabilir, ekonomik olarak zorda iken kalite istemeden düşmüş olabilir, performans olarak beklenenin altında kalınmış olabilir fakat Fenerbahçe’de Sayın Ali Koç’un açıklamalarına bakılırsa ahlak olarak beklenenin altında kalmış kişiler var. Ve temizlenmeleri hiç de yadırganmamalı.

Malatya öne geçti, Sivas cevabı 3 golle verdi. Douglas kızarınca işler değişti, ev sahibi sazı eline geçirdi, skor 3-2’ye geldi. 10 kişiyle direnen Yiğidolar, bir kez daha sevindi. Ancak Erol Bulut’un takımı pes etmedi, müthiş düello 4-4 bitti.

Yeni Malatyaspor, maça başlangıcı golle yapmasına rağmen ilk yarıda planları tutan taraf Sivasspor oldu. Özellikle Douglas- Robinho uyumunun hissedildiği, kazandıkları toplarla çabuk çıktıkları 45 dakika içerisinde Muhammet’in de katkısıyla 3 gol birden buldular.

İkinci yarıda Erol Bulut’un, Pereira hamlesiyle maçı döndürme çabası, Douglas’ın kırmızı kartıyla birleşince mücadelenin hikayesi de değişti. Fakat Robinho’ya sahip Sivasspor, dünya yıldızının topu her ayağına aldığında takımını rakip kaleye getiren oyunuyla teslim olmadı.

Kaçırılan penaltıya rağmen tekrar golü bulmaları iyi mücadele etmeleri biraz da kaleci performansına kurban gitti. Bu zafiyeti iyi değerlendiren Yeni Malatya, Sivasspor yarı sahasına yığdığı maçın ikinci yarısında 3 gol birden bularak beraberliği kurtarmış oldu.

Robinho şov sürüyor

Maçın yıldızı kariyerinde düşüşe geçmiş bir isim olarak Sivas’a gelmiş olmasına rağmen gözlerin pasını silercesine oynadığı oyunla Robinho oldu.

Yeni Malatyaspor’un ilk 7 haftadaki gol sayısı 12 iken Sivas maçından çıkan gol sayısının 8 olması iki takım özelinde kolay gol yemeleri açısından kötü. Ancak hücum performanslarına bakıldığı zaman pozitif ayrıntı da ortaya çıkmış oldu.

Süper Lig’in birlikte oynama pratiği en yüksek şampiyonluk adayı Başakşehir’e karşı Fenerbahçe takımı, öncelikle savunma disiplinini üst düzey tutması gereken bir sınav verecek.

Trnava maçında Cocu’nun 3’lü savunma anlayışının Edin Visca ve Elia tehdidi düşünüldüğünde kademeli savunma anlayışının önemini Fenerbahçe’yi bu maçta da 3’lü savunmaya itebilir. Fakat diğer taraftan çift santrfor seçimi hem Başakşehir’e karşı gereksiz bir lüks hem de Frey performansı düşülünce son derece gereksiz olur.

En önemli ayrıntı...

Geçtiğimiz sezonun bir benzeri oyun ile önde yapılacak presin kazanımıyla yakalanacak pozisyonlar Fenerbahçe’nin kaderini belirleyecek en önemli ayrıntı.

Slimani’nin attığı goller Fenerbahçe için az pozisyon yakalanabilecek maçta çok önemli bir pozitiflik kabul edilebilir.

Bu istatistiğe dikkat!

Süper Lig tarihinde Başakşehir’i konuk ettiği 10 maçın sadece birini kaybeden Fenerbahçe (8G 1B), bu yenilgiyi geçen sezonki karşılaşmada aldı (2-3).

Ön plana kim çıkar?

Slimani’nin yanı sıra Ayew, Fenerbahçe takımının her maçında saha içerisinde en çok isteyen gol pozisyonlarında doğru yerlere giden ve Başakşehir maçında da bu rolüne devam edecek oyuncu olarak ön plana çıkabilir.

Kısa mesaj

Fenerbahçe ligdeki dağınık görüntüsünden sıyrılıp iyi bir sonuç çıkartırsa, bugüne kadarki birçok sıkıntının üzeri kapanabilir.

Maçın hikayesinin 10. dakikadan itibaren sürekli değiştiği bir 90 dakikaydı. Rotman’ın VAR sistemine yakalandığı ve gördüğü kırmızı kart Rizespor için çok büyük bir ikramdı. Organize geldikleri atakta golü bulup oyunun ve topun kontrolünü ele alarak çok rahat bir 45 dakika oynadılar. Fakat devreye girerken Samudio, bu rahatlıktan rahatsız olurcasına Rotman’ın hatasını tekrarlayıp kırmızı kartı gördü. İkinci yarıya başta Umut Bulut olmak üzere mağlubiyeti kabul etmeyen Kayserisporlu oyuncuların isteği ve arzusu vardı. Saadane’nin hatasıyla gelen penaltı ve beraberliğin ardından Umut’un kafa golüyle maçı çevirmeyi başardılar. Fakat Rizespor’da sahanın en iyisi Ali Çamdalı mağlup duruma düşmelerine rağmen buna razı olmayı uzaktan attığı golle 1 puanı Rize’ye getirdi.

İkisi de fırsatı tepti

Maç önce Rizespor’a sonra Kayseri’ye gelmiş olmasına rağmen iki takımın da fırsatları elinin tersiyle ittiği ve 1’er puana razı olduğu karşılaşmada maçın olayı da VAR sisteminin iki kırmızı kartı yakalaması oldu. Özellikle son maçlarını kaybeden, gol dahi atamayan Kayserispor için beraberlik daha büyük bir kayıpken Fenerbahçe’yi yenen Karadeniz ekibi için deplasmanda alınan 1 puan da bir kazanım kabul edilebilir.

Değişen dizilişte amaç 2 stoperi kenarlara açıp İsla ve Hasan Ali’yi öne çıkartarak bu oyuncuların yapacağı ortalarla Slimani, Frey ve Ayew ile golü bulmaktı. Çok oyuncu ile kapanacak bir takıma karşı doğru bir oyun stratejisiydi. Slimani’nin kaçırdığı 3 pozisyon ise golün habercisi mi yoksa yaklaşan felaketin göstergesi mi kestirmek zordu. Ancak pozisyon vermeden geçen ilk yarının ardından devrenin hemen başında Trnova kalecisinin ikramını gol yapan Slimani ilk yarıdaki şanssızlığını kırarak hepimizi rahatlattı. Bu gol daha kaliteli bir oyun getirir mi derken sadece biraz daha durağanlık getirmesine rağmen pozisyona girme şampiyonu Slimani attığı 2. gol ile ihtiyacı olan patlamayı yaparak maçı Fenerbahçe’ye maçı kazandıran oyuncu oldu. Sonuçta oyun olarak olmasa da skor olarak Fenerbahçe’ye nefes aldıran gece de derin bir nefes de Cocu almış oldu.

Gecenin sorusu

Başakşehir maçı için aynı oyun tarzı uygun mu? Özellikle pas kalitesi yüksek Başakşehir’e karşı 3’lü savunma olabilir ancak çift santrfor yanlış bir seçim olur.

Maçın starı

Slimani attığı goller ile şimdiye kadar yaşadığı olumsuzları üzerinden atarken gelecek maçlar için de güven tazeledi.

Maçın olayı

Fenerbahçe’de çift santrforlardan Frey’in, Slimani ve Ayew’e rağmen pozisyona girmekte zorlanması ve oynadığı oyun bu takımda ne işi var dedirtti.

Kısa mesaj

Skrtel'in Fenerbahçe savunmasında oynaması takımın savunma kurgusuna seviye atlatıyor.