Arama

Popüler aramalar

‘’Galibiyet kaçtı!‘’

Topun kontrolünü ilk yarı boyunca elinde tutan Galatasaray, Fenerbahçe ceza sahası önlerine geldiğinde sert savunma ile karşılaştı. İki kenarında oynayan Onyekuru ve Rodriques’i kademeli savunan Fenerbahçe’ye karşı pozisyon üretmekte zorlansa da top rakibine geçtiği anda iştahlı şekilde pres yaparak geri kazanmayı başardı. Özellikle Benzia’nın bu prese yenik düşmesi Fenerbahçe için baskıdan öne çıkışları olumsuz etkiledi. Donk, Serdar’ın indirdiği topta golü yaparak kilidi açtı. 2. yarıya Fenerbahçe’nin Alper hamlesine Galatasaray golle döndü. Linnes’in savunmanın kısa düşen topunda attığı gol maçın rahat geçeceği izlenimini verirken, demoralize olmayan Fenerbahçe önce Muslera’nın hatasında penaltıdan golü attı. Sonra Valbuena’nın oyuna ağırlığını koyduğu anlarda Jailson’un harika golüyle geri dönmeyi başardı. Sonrası özgüvenini kaybeden, telaşlanan Galatasaray organize olamazken tam tersine motivasyonu tavan yapan Fenerbahçe, Skrtel ve Eljif ile galibiyeti kaçıran taraf oldu.

Gecenin sorusu

Cocu birçok maçta Valbuena yerine İsmail Köybaşı ile oynadığı maçlar düşünüldüğünde dün akşamdan sonra kendisini sorgulamış mıdır?

Maçın starı

Büyük maçlar büyük oyuncular ister. Valbuena ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu zor anlarda aldığı sorumluluk ve 1 gol 1 asistlik performansı ile gösterdi.

Maçın olayı

Galatasaray’ın kendi sahasında 2-0’ı yakaladıktan sonra hem de kendi seyircisi önündeki kötü oyunu neredeyse maçı kaybetmelerine sebep oluyordu.

Kısa mesaj

Dün akşam derbi tarihinin en sönük iki 10 numarası (Benzia ve Belhanda) aynı anda sahadaydı

03 Kasım 2018, Cumartesi 06:37
YAZININ DEVAMI

‘’Bitirici Kartal bir adım önde‘’

Beşiktaş’ın oyun olarak değil pozisyon sayısı ve bitiriciliği ile ön plana çıkabileceği bir karşılaşma olabilir. Başakşehir’in ise bu konuda geçtiğimiz sezonlar kadar etkili olduğunu söylemek zor. Ek olarak topa sahip olanın değil top rakipteyken ne yapacağını iyi hesaplayan derbiden galip çıkar.

Rize galibiyetinin 3 puan ve Mustafa Pektemek getirileri olduğu kadar Başakşehir maçından önce Quaresma ve Gökhan Töre gibi kayıpları da oldu Beşiktaş için. Fakat bu kayıplar Şenol Güneş’in oyun anlayışını sekteye uğratacak kayıplar değil. Hatta bana göre topu geriden oyuna sokmak isteyen ve bu anlayışından vazgeçmeyen Başakşehir’e karşı Pektemek, Lens, Vagner Love ile iyi pres yapabilirse beklediğinden fazla pozisyon bulabilirler.

Visca ve Elia büyük tehdit

Diğer taraftan işin savunma ve orta sahadaki pas trafiğinde sorunlar devam ediyor. Tolgay ve Oğuzhan’ın istenilen performansın altında kalması, Pepe’nin sakatlığı sonrası hem duran top hem de savunma arkasına atılan toplara karşılık veremeyen savunma gol yemeden maç bitiremedi. Özellikle de Visca ve Elia gibi çabuk oyuncular hücumu seven ve zaman zaman büyük boşluklar bırakan Adriano, Caner ve Gökhan Gönül gibi bekler için büyük tehdit.

Başakşehir eskisi kadar...

Yine de Başakşehir takımının geçtiğimiz sezonlar kadar etkili olduğunu söylemek zor. Özellikle hücumda bitiricilik konusunda sıkıntılılar. Beşiktaş’ın oyun olarak değil pozisyon sayısı ve bitiriciliği ile ön plana çıkabileceği maçta topa sahip olanın değil top rakipteyken ne yapacağını iyi hesaplayan tarafın bu derbiden galip çıkacağını düşünüyorum.

03 Kasım 2018, Cumartesi 06:37
YAZININ DEVAMI

‘’Uzun süreli sözleşme doğru değil‘’

‘Transferler sezon sonunda’

Ara transfer döneminde fazla para harcanmalı mı yoksa asıl transferler için sezon sonu mu beklenmeli ?

Öncelikle Fenerbahçe’nin şu andan itibaren Frey ya da Reyes gibi karşısında soru işareti olan oyuncular transfer etme politikasından vazgeçmesi şart. Takımın kalitesini artıracak ve zor durumlarda sorumluluk alacak iyi profesyonellere ihtiyacı var. Bu oyuncuları bulmak kolay fakat almak zordur. Özellikle de ara transfer döneminde çok büyük bedeller ödemeden kimsenin bu tarz önemli oyuncuları satmayacağı düşünüldüğünde sezon sonundaki transfer dönemi için hazırlık yapılması, alınacak oyuncuların belirlenmesi hatta eğer yapılabilirse şimdiden sözleşme imzalanması daha doğru bir politika olacaktır.

‘Acil santrfor takviyesi’

Hangi mevkilere acil takviye gerekiyor ?

Bugün itibari ile Fenerbahçe’nin her bölgesi için transfer konuşabiliriz. Ancak ekonomik anlamda bunun mümkün olmadığı düşünülürse sezon sonu geldiğinde bu sorunun sağlıklı cevabı oyuncu performanslarına bakılıp oluşacaktır. Sezonun genelini belli bir performansın üzerinde oynamış ve yaş anlamında daha uzun süre faydalanılabilecek oyuncuların teknik direktörle yapılacak görüş alış verişlerinden sonra takımda tutulması en doğru karar olur. Ancak şu anki güncel kadroda Fenerbahçe için acil diyebileceğimiz ilk mevki santrfor pozisyonu.

‘Süreyi performans belirlemeli’

Yeni gelecek teknik direktörle sezonu kurtaracak bir sözleşme mi yoksa uzun dönemli bir anlaşma mı yapılmalı ?

Sadece Fenerbahçe için değil bizim ülkede hiçbir teknik direktörle uzun süreli sözleşme yapılması doğru değil. Uzun süreli kontratı olup antlaşmasının sonuna kadar takımın başında kalan bir hoca bulmak neredeyse imkansız. Fenerbahçe gibi hassas durumda olan bir takım için daha kısa süreli kontratlar doğru. Teknik direktörün geldiği andan itibaren göstereceği performans aynı oyuncularda olduğu gibi kendi geleceğini belirlemeli. Bir proje oluşturmak isteseniz bile saha sonuçlarını almadığınız sürece aynı hoca ile devam etmek mümkün olmuyor. Yani bazen bir projeyi birden fazla teknik direktörle tamamlamak zorunda kalacağınızı yönetim olarak hesap etmek zorundasınız.

‘Öncelik Skrtel, Şener, Neustadter’

Sözleşmesi bitecek olan Volkan, Skrtel, Soldado, Neustadter, Valbuena, İsmail, Tolga Ciğerci, Şener ve Yiğithan’dan hangileri ile yola devam edilmeli ?

Bu sorunun cevabı oyuncuların sezon sonunda takıma ne katkı verdikleri ile doğru orantılı. Valbuena, Soldado ve Volkan Demirel’in kalitelerinden şüphe duymuyorum. Ancak mesele bu kalitelerinin saha içinde pek hissedilmediği. O yüzden bugün bir iç transfer harekatı yapılsa önce Şener, Neustadter, Skrtel ilk sözleşme imzalanması gereken oyuncular olarak gözüküyor. Diğerlerinin kaderi ise tamamen kendi ellerinde.

31 Ekim 2018, Çarşamba 01:29
YAZININ DEVAMI

‘’Beşiktaş hayata döndü‘’

Son maçlardaki kötü oyuna tepki vererek başladı Beşiktaş maça... Rotasyonlu kadronun yenileri Adriano, Töre ve Pektemek’in futbola olan hasretleri Beşiktaş’ın enerjisini yükseltmişti. Dikine oynama iştahı daha 10 dakikada karşılığını verdi. Quaresma’nın asisti Pektemek için kariyerinin en güzel golünü getirirken, Töre takımı için önemli bir avantajın kazanıldığı pozisyonda oyundan atılan Orhan’ın darbesi ile oyundan çıkarak gecenin şanssızı oldu. Hasreti tavan yapmış Pektemek yine klasik bir Quaresma ortasında 2. golünü atıp daha ilk yarıdan maçın adamı oldu. Rize kornerden golü bulmasına rağmen Beşiktaş oyunun kontrolünü bırakmadı. Kaçırdığı penaltıya rağmen Rize’nin sağ kanadını düğümlemeye devam eden Quaresma her golde yaptığı katkı ile rahat galibiyetin bir başka yıldızı olurken hücum hattındaki tüm oyunculara gol attırmayı başardı. Sonuçta Beşiktaş aldığı galibiyetle hem oyun hem de skor olarak hayata döndü.

Gecenin sorusu

Larin’in bulduğu şansları Mustafa Pektemek yakalasaydı ne olurdu ? Muhtemelen Beşiktaş’ın santrfor konusundaki problemleri erken çözülmüş olur, belki de Beşiktaş ligde daha fazla maç kazanmış olabilirdi.

Maçın starı

Sezon başlarında santrforlar içinde bazen adı en son telaffuz edilen Mustafa Pektemek uzun zaman sonra bulduğu şansı attığı 2 golle değerlendirerek maçın yıldızıydı.

Maçın olayı

İlk kez Şenol Güneş’in yaptığı bir rotasyondan memnun kaldığını düşünüyorum. Adriano, sakatlanmasına rağmen Töre ve Mustafa Pektemek Beşiktaş için kadro genişliğinin hayati olduğu bir sezonda önemli katkı verebilirler.

Kısa mesaj

Orhan Ovacıklı’nın atıldığı pozisyondan sonra Gökhan Töre’den özür dileyerek oyundan çıkması örnek bir davranıştı.

30 Ekim 2018, Salı 02:13
YAZININ DEVAMI

‘’Operasyon şart‘’

Güneş, Beşiktaş’a geldiğinden beri kendisine ana hedef olarak ne koyarsa koysun üstesinden gelen Beşiktaş takımı, yaş ortalamasının yükselişi ve oyun kalitesini artıran özel oyuncularının formsuzluğu sebebiyle ilk kez keyif veren takım olma özelliğini kaybetti. Beşiktaş’ın bir yandan oynadığı pas oyununun kalitesi kaybolurken diğer yandan top rakibe geçtiği anda savunmada pozisyon almakta zorlanması, bir de üstüne iyi bir santrfor performansı yakalanamayışı... Bu etkenler, Beşiktaş’ı hem Avrupa’da hem de Süper Lig’de kendi taraftarının gözünde dahi güven anlamında çok sarstı. Yapılacak iş, devre arasında yaşı ilerlemiş ancak hala para edebilecek 3-4 oyuncuyla yolları ayırıp takımın direncini önce antrenman sonra maçta yükseltecek daha genç ve gelişime açık oyuncular transfer etmek...

Güneş’e yıkmak yanlış

Beşiktaş’ın bugünkü halini Şenol Güneş’in oynatmaya çalıştığı oyuna bakarak ne sadece futbolculara ne de teknik direktöre yıkmak doğru değil. Fakat oyuncuların profesyonellik anlayışında 2 kulvarda birden mücadele ederken yaşanan adale sakatlıklarına ve performans düşüklüklerine bakınca büyük problemler var.

Özel hayata kontrol gerek...

Maalesef bizim ülkemizde oyunculara antrenman yaptırdığınız kadar özel hayatlarını kontrol altına alma konusunda da mesai harcamazsanız hem Beşiktaş hem de Avrupa’da oynayan takımlarımız için geçerli olmak üzere böyle performanslar görmeye devam ederiz...

28 Ekim 2018, Pazar 02:23
YAZININ DEVAMI

‘’Andre Ayew 11'de olmalı‘’

Anderlecht’teki dönüşten sonra asıl dönüş yapılması gereken Ankaragücü maçı, Fenerbahçe için adeta olmazsa olmaz... Bugüne kadar bazı maçlar özelinde taktik değişikliklere giden Cocu’nun Ankaragücü karşısında da bazı değişiklikler yapması şart. Örneğin 3’lü savunma ve Reyes, Ankaragücü maçı özelinde anlamsız olur. Çift santrfor olarak Slimani-Frey ikilisinin yanı sıra doğru dizilişle birlikte kazanmaya mecbur olduğu bir maçta Ayew’in de ilk 11’de yer bulmasını bekliyorum.

Rakip ciddiye alınmalı

Bazen istenilen performans alınamamasına rağmen Benzia, Slimani gibi oyuncular üzerinde ısrar etmek ‘sabrın sonu selamettir’ misali bu oyuncuları kazanmanızı sağlayabilir. Ankaragücü bu ligin başından itibaren mücadelesi ve koşu temposu ile beklentilerin üzerine çıkmış, savaşçı takımlarından biri. Yani Fenerbahçe, rakibini ciddiye alıp, kora kor mücadele etmesi halinde kalite anlamında rakibine üstünlük kurabilir.

Yeni başlangıç olur

Aynı zamanda Eljif’in Fenerbahçe orta sahasında Jailson’un yanında devam etmesi, oyunu kapanan rakiplere karşı geriden kurma becerisini kullanması açısından çok önemli. Kazanıldığı takdirde Ankaragücü maçı, Anderlecht beraberliğinin ardından taraftarı ile barışıp ligde de tekrar kendisine hedef koyabilmesi için bir başlangıç olabilir.

27 Ekim 2018, Cumartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Beraberlik kazanç sayılabilir‘’

Hızlı hücum etmeyi seven Anderlecht’e karşı 3’lü savunmayı top rakibine geçtiğinde 5’leyen Fenerbahçe ilk yarım saati iyi oynarmış gibi gözükse de rakibinin etkisiz olduğu bu periyodun kıymetini bilemedi. Sonrasında kalabalık savunmamızın arasından ceza sahasına sızan Bakkali’nin attığı gol ile oyun üstünlüğünü vermemiş olmamıza rağmen skor üstünlüğünü kaptırdık. Fenerbahçe, 2. yarıya hücum iştahını artırarak gelmesine rağmen Bakkali’nin, Eljif’le birebir kalarak attığı gol ile yine şok oldu. Ancak Gerkens’in Fenerbahçe’nin aradığı fırsatı yaratan geri pası ve Frey’in golü rüzgarı tersine çevirdi. O rüzgarın etkisi ile kısa ve çabuk paslarla geldiğimiz bir anda bu kez Hasan Ali ile geri dönmeyi başardık. Sonuçta oyun olarak maç boyunca baskı altında kalmadığımız bir maçı önce zora sokup sonra çevirmeyi başardık. İçerde bu takımı daha rahat yenebileceğimizi düşünürsek 1 puanı kazanç sayabileceğimiz bir sonuçla sahadan ayrıldık.

Gecenin sorusu

Cocu’nun seçimleri doğru muydu? Hızlı hücum eden Anderlecht’e karşı çift santrforda ısrar etmesi, maçın her anında gol bulabileceğimiz hissini verirken, kazanmak için de doğru hamleleri yaptı.

Maçın starı

Bakkali sıradan Anderlecht’in neredeyse tek özel oyuncusuydu. Birebir de adam geçme özelliğinin yanında attığı 2 golde de ustalık vardı.

Maçın olayı

Fenerbahçe’nin geri dönüşünde başrolde olan Frey’in 1 gol, 1 asistlik performansı hala Fenerbahçe için yeterli olmadığını düşünsem de gecenin olayıydı.

Kısa mesaj

Öne geçmiş olsak maçı çok rahat kazanabileceğimiz bir rakiple oynadık.

26 Ekim 2018, Cuma 04:51
YAZININ DEVAMI

‘’Fernando Muslera eşittir 1 puan‘’

İlk yarı tam anlamıyla iki teknik direktörün taktik savaşı vardı. Orta sahada taraftarının da desteğiyle pres yaparak başlayan Galatasaray’a karşı aynı şekilde karşılık veren Schalke top kendisine geçtiğinde savunma arkasına tehlikeli toplar atarak etkili oldu. Bu oyun tarzı Fatih Terim’i top rakibe geçtiğinde Donk’u savunmanın ortasına çekmeye mecbur bıraktı. Galatasaraylı oyuncuların hücumda yaşadıkları anlaşmazlıklar pozisyona girmelerini zorlaştırırken, Schalke hücumda Konoplyanka ile etkili olmasına rağmen Muslera iyi iş çıkardı. 2. yarıya Schalke müthiş başladı. 15 dakika adeta Galatasaray’ı abluka altına aldı ancak Muslera ve Ozan maçı dengede tutan oyuncular oldular. Son yarım saat Fatih hoca Selçuk hamlesi yapınca bu kez oyunu dengeleyen Galatasaray oldu. Ancak topu önde tutmakta zorlanmaya devam etmemiz yine Schalke için avantaj olsa da maçı gol yemeden bitirmeyi başardık. Maçın özeti Galatasaray için Muslera=1 puan oldu.

Gecenin sorusu?

Eksiklerin hangisi daha çok arandı? Açıkçası Feghouli haricinde Fernando, Onyekuru, Emre ve Serdar’ın yoklukları maç boyunca çok hissedildi.

Maçın starı!

Muslera oyun anlamında kötü geçen maçta ilk yarının sonundan itibaren yaptığı kurtarışlarla alınan puanın kahramanı oldu.

Maçın olayı

Şampiyonlar Ligi seviyesinde Belhanda, Eren ve Sinan’ın vasatın altında kalan performansları beraberliğe sevinmemize neden oldu.

Kısa mesaj

Tam kadro bir Galatasaray deplasmanda Schalke’ye karşı çok daha iyi bir oyun oynayıp galip gelebilir. O yüzden bu beraberlik büyük bir kayıp sayılmaz.

25 Ekim 2018, Perşembe 01:46
YAZININ DEVAMI