‘’Kalkavan dengeyi bozmadı‘’
Dün akşam Antalya’ da oynanan maç, baştan sona centilmence geçti. Oyuncular hakemle uğraşmak yerine futbol oynamayı tercih etti. Mete Kalkavan da, ekibiyle birlikte oyunun dengesini bozacak kararlar vermedi.
Gösterdiği sarı kartlar doğru olmakla birlikte, 17. dakikadaki Skrtel-Maicon mücadelesinde çıkartmadığı sarı kart maçtaki ender hatalarından biriydi. Janssen-Charles ikili mücadelesinde penaltı beklentileri gereksizdi, devam kararı doğru idi.
Bu maçta dikkatimi çeken tek husus; Kalkavan’ın, Charles’a gösterdiği sarı karttan hemen sonra Charles’a sırtını dönmesiydi. Daha birkaç hafta önce aynı diyalog Caner ile arasında geçmiş, olanlar da olmuştu. Kalkavan’ın ders almamış olması çok ilginç.
‘’Penaltıları atladı!‘’
Dün gece Göçek, hatalarla dolu bir maç yönetti. Mücadeleye kötü başlayan Göçek; 5’te Latovlevici’ye, 8’de Selçuk’a, 45’te Ndiaye’ye göstermesi gereken net sarı kartları göstermedi. 37’de Tzavelas’ın Maicon’a faulünde ise sarı kart yeterliydi, bu pozisyonda Göçek yanılmadı. 53’te Belhanda, Aytemiz Alanya ceza sahasına Welinton tarafından düşürüldü. Pozisyon net bir şekilde penaltıydı ama hakem ‘devam’ dedi. 62’de ise Aytemiz Alanya hücumunda Serdar Aziz ceza sahasında Gassama’nın ayağına bastı. Net bir şekilde Aytemiz Alanya lehine penaltı verilmesi gerekirken, Göçek yine ‘devam’ dedi. 80’de ise Emre Akbaba’nın Ndiaye’ye faulü aynı zamanda sarı kartı gerektiriyordu. Emre’nin sarı kartı vardı ancak Göçek ikinci sarı kartı çıkartıp Emre’yi oyundan atmadı.
‘’Yabancı hayranlığı‘’
Beşiktaş-Porto maçını yöneten İspanyol Lahoz’u yere göğe koyamadık. Türk hakemlerine referans olarak gösterdik. Doğrudur. Problemsiz bir maç çıkarttı. Ama söyler misiniz, hakemin kalitesini ortaya koyacağı hangi pozisyon yaşandı. Kritik bir karar vermek zorunda mı kaldı? “Çok iyi yakaladı!” dediğimiz bir pozisyon mu oldu? Centilmence geçen bir maçı, rahat bir şekilde yönetti. O kadar da olsun. Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.
Lahoz’u bu kadar övenlere; Lahoz’un 10 gün önce yönettiği, İsveç’in Dünya Kupası vizesini aldığı İtalya-İsveç maçını izlemelerini ve İspanya Ligi’ndeki performansını takip etmelerini öneririm.
FIFA temkinli
FIFA 2018 Dünya Kupası’nda görev yapacak aday hakemleri açıkladı ve seminere davet etti. Listede Cüneyt Çakır da var. Kendisini kutlarım. 25 hakemin görev yapacağı turnuva için 35 isim açıklandı. Öğrenildiğimize göre bazı hakemlerin sadece Video Yardımcı Hakemlik(VAR) yapması planlanıyormuş. Kimlerin VAR olarak görev yapacağının açıklanmamasının nedeni; IFAB’ın henüz Dünya Kupası’nda VAR kullanımına onay vermemiş olmasıymış.
Video Hakemlik için onca hazırlık yapılmasına rağmen FIFA halen ihtiyatlı davranıyor. Belki IFAB’dan onay çıkmaz diye düşünüyor. Bizim ülke futbolunda söz sahibi olanlar ise, hiçbir ihtiyat payı bırakmadan, VAR için tarih vermekten çekinmiyorlar. Anlayış farkı diyelim...
Haftanın ardından
Çok fazla hakem eleştirisinin olmadığı bir haftayı geride bıraktık. Fenerbahçe maçında Sivasspor’un, Beşiktaş maçında Akhisarspor’un mağduriyet açıklamaları dikkate değer(!) görülmedi. Galatasaray’ın farklı mağlubiyeti ve kötü oyunu; Visca’nın Oscar’a aday oyunculuğunu ikinci plana attı.
Trabzonspor son dakika golüyle kazanınca, verilmeyen penaltılarını tartışma konusu yapmadı. Göztepe, Malatyaspor ve Karabükspor’un verilmeyen ve maçın gidişatını etkileyen penaltıları ses getirmedi.
Kısaca MHK ve hakemlerimiz şanslı bir haftayı geride bıraktılar. İlk yarının sonuna yaklaşıyoruz. Ligin boyu kısaldıkça, bu hataların yarısına dahi tahammül gösterilmeyecek haftalar olacaktır. MHK bu rahat günlerde, yapacağı eğitimlerle o günlerin hazırlığını yapmalıdır.
Aldatma
Son haftalarda “Temaslı aldatmalarda sarı kart olmaz!” diye bir efsane dolaşmaya baladı. Oysaki UEFA 2017-2018 sezonu başında ülke federasyonlarına gönderdiği eğitim paketinde, oyuncunun üç farklı şekilde hakemi aldatabileceğine dikkat çekiyor.
1-Hiçbir temas olmadan kendini yere atarak,
2- Oyun kuralları dahilinde yapılmış, ihlal sayılmayacak bir teması kullanıp, faul yapılmı gibi kendini yere atarak,
3-Rakibin kendisine yaptığı hafif bir teması kullanıp, kendini yere atarak.
Görüldüğü üzere “Temas varsa aldatma yoktur.” şeklinde bir ifade olmadığı gibi; açıkça “Temas varken de aldatma olur.” denilmektedir.
Ayrıca “Hakemler; aldatma girişiminde bulunan oyunculara karşı, oyunun imajını korumak zorundadırlar. Hakemler bu tür sportmenlik dışı davranıları görmezden gelmemeli ve mutlaka sarı kartla cezalandırmalıdır.” denilmektedir.
‘’Çağ dışı yönetim!‘’
Maçta 63. dakikaya gelene kadar fazla tartışılacak pozisyon yaşanmadı fakat hakemin oyun genelinde faul standardıyla ilgili tutarsızlıkları vardı. Ne olduysa 63. dakikada oldu. Hakem basit bir faul düdüğü çaldı. Bifouma bu pozisyona fazlasıyla sinirlendi ve hakeme aşırı tepki gösterdi. Hakem haklı olarak sarı kartı gösterdi. Bunun üzerine hakemi protesto için alkışlayınca, ikinci sarı kartı görerek doğru bir şekilde oyundan atıldı. Bu pozisyon özelinde baktığınızda doğru bir kırmızı kart çıktı diyebiliriz. Fakat hakemin bu kargaşa ortamını yönetme biçimi tamamen çağdışı ve üst düzey bir hakeme yakışmayacak şekildeydi. Gergin bir ortamda en sakin kalması gereken hakemdir. Hakemin sinirlenmesi, kaş çatması, diş sıkması, oyuncuların yüzüne tokat atar gibi kart göstermesi; kabul edilebilir davranışlar değil.
Önce Ziya’ya kırmızı!
Oyunu geren ve oyuncuları sinirlendiren taraf hakem olmamalıydı. Diğer taraftan, bu pozisyona ilk tepkiyi veren ve topa sinirli bir şekilde vuran Ziya, Bifouma’ya kırmızı kart çıkmadan hemen önce hakemi göğsünden iki kez itti. Üzerine parmak sallayarak tehdit etti. Burada sert bakışlar göndermek yerine, kırmızı kartla Ziya’yı ihraç etmek gerekirdi.
‘’Trabzon'un 2 penaltısı verilmedi‘’
Son dakikalarda Burak’la kazandığı penaltı golüyle galip gelen Trabzonspor olunca, Osmanlıspor oyuncuları maç sonu hakeme isyan etti. 90+3’de verilen bu penaltıda hakem haklıydı.
Numan, Burak’ı hem tutuyor, hem de çekiyordu. Osmanlıspor oyuncuların isyanı gereksizdi. Maç berabere bitseydi asıl isyan eden takım Trabzonspor olacaktı. Çünkü henüz maçın 4. dakikasında Musa’nın, Castillo’nun kafa seviyesine kadar kaldırdığı ve Castillo’nun kafasına temas eden ayağı penaltıyı gerektiriyordu.
Hakem oyunu devam ettirdi. Ayrıca 20. dakikada Virsajeviç ceza sahasında Burak’ı hem formasından, hem de kolundan tutarak düşürdü. Bu pozisyon da penaltıyı gerektiriyordu. Hakem yine devam dedi
‘’İlk gol hakem hatası‘’
20. dakikada Fernando’nun Uğur’a yaptığı faul tam limitteydi. Bu pozisyonda sarı kart yeterliydi. Başakşehir’in ikinci golü öncesi tehlikeli hareket beklentisi oldu. Ortada bir pozisyondu. Endirek serbest vuruş gerekirdi diyenlere de saygı duyarım ancak bence devam daha doğru olan karardı. Hakemin 76.dakikada çaldığı penaltı düdüğü tartışmasız doğru bir karardı.
Visca oyundan atılmalıydı
25. dakikada Başakşehir’in ilk golü öncesi, Latovlevici Visca’ya faulü gerektirecek bir temasta bulunmadı, onu itmedi. Visca kendisini itilmiş gibi abartılı bir şekilde yere attı. Bu faul sonrası Başakşehir gol perdesini açmış oldu. Pozisyonda karar Visca aleyhine olmalıydı ve hakemi aldatmadan dolayı sarı kart görmeliydi. Aynı Visca, 2 dakika sonra Fernando’yu kolundan tutarak sportmence olmayan bir şekilde ilerlemesine mani oldu. Palabıyık sadece faul çaldı. Oysaki sarı kartı da beraberinde gösterilmeliydi. Hakem bu iki pozisyonda doğru kararlar vermiş olsa, Visca iki dakika içinde oyundan atılabilirdi.
‘’Hatalı kırmızı‘’
Serkan Çınar’ın maç genelinde faul standardı yoktu. Kolay faul düdükleri çaldı. Penaltı pozisyonlarında yanılmadı. 11. dakikada Beşiktaş lehine çaldığı penaltı düdüğü doğruydu. 25. dakikada Akisharspor’un Larsson’la penaltı beklediği pozisyondaki devam kararı da doğruydu. Ancak 79. dakikada Henrique’nin kırmızı kartına katılmam mümkün değil. Serkan Çınar bu kırmızı kartı, “Şiddetli hareket” nedeniyle gösterdi. Şiddetli harekette: “Şiddet, acımasızlık, gaddarlık ve yaralayıcı müdahale” olması gerekir. Bunların hiçbiri bu pozisyonda yoktu.
Olayı takip etmedi
Ayrıca, “Hareketin vücudun neresiyle, rakibin vücudunun neresine” yapıldığı da önemlidir. Elle baldıra yapılan bir temas “Şiddetli hareket” olmaz. Kırmızının doğruluğu ya da yanlışlığından daha önemli olan ise; bu seviyede bir hakemin bir metre önünde gerçekleşen olayı takip etmemesi ve yardımcı hakeminden aldığı yardımla bu kararı vermesiydi. Bir oyuncu yerde yatarken, bir diğer oyuncu onu taciz ederken; iki oyuncu arasında yaşanacaklara engel olması gereken hakem, sarıyı not etmekle meşguldü.
Yumlu’ya dikkat lütfen
Benim için bu maçın en dikkat çeken olayı Mustafa Yumlu’nun performansıydı. Akhisar savunmasının en etkili oyuncusuydu. Beşiktaş ataklarına geçit vermedi. Aslında Yumlu bu maçta cezalı olmalıydı. Önceki hafta sarı kart görerek cezalı duruma düşmesine rağmen; takım arkadaşı Caner’le birlikte hakemi kandırarak gördüğü sarı kartı iptal ettirmişti. Geçtiğimiz hafta hakemin yaptığı bu önemli hatanın bedelini de, bu hafta Beşiktaş ödemiş oldu.
‘’Skandallara hazır olun!‘’
Tüm dünya ülkelerinde, UEFA ’da, FIFA’da; hakemliğin temel bir prensibi vardır. Hata yapan hakem evinde bekler; hatasıyla yüzleşir, hatasının bedelini öder. Başarıl olan hakem yoluna devam eder, yeni bir maç alır; ödüllendirilir.
Hatalara ödül
Bizde ise tam tersi. Hata yapan hakem ödüllendiriliyor. Bir sonraki hafta tekrar görev alıyor. Hata yaptığı halde, ertesi hafta görev alan hakem; kendini sorgulamıyor, hatalarıyla yüzleşmiyor, kendini motive etmiyor, kendine çeki düzen vermiyor. Elbette bunun acısını da kulüpler çekiyor. Sanki özellikle hata yapan hakemler bu hafta en önemli maçlara atanmışlar. Atamalardaki ciddiyetsizlik ve özensizlik bu hafta zirve yapmış.
İmaj zedeleniyor
Geçtiğimiz haftanın iki penaltı hatası yapan hakemi, bu hafta Beşiktaş’ın maçında... Oyuncu baskısı ve aldatmasıyla verdiği kartı iptal eden, yanlış oyuncuya gösteren hakemi Galatasaray maçında... Avrupa’da yaptığı hatayla, Türk hakemliğinin imajını zedeleyen; üç gün sonra Türkiye ’ye dönüp 1. Lig’in geçen haftadaki en kötü performansına imza atan hakemi ise Fenerbahçe maçında...
Adalet nerede!
Hepimiz hatırlıyoruz... Caner’in ceza olayını... TFF’de sallanmayan koltuk kalmadı. MHK’si, PFDK’sı, Tahkim’i iki hafta işin içinden çıkamadı. Kamuoyu günlerce bu konuyla meşgul oldu. Caner’in suçu öyle büyüktü ki; bu sezonun en ağır cezasını aldı. Peki, bunca sıkıntının yaşanmasına sebep olan olayları sahada görüp değerlendiremeyen, bombayı TFF, PFDK ve Tahkim’in kucağına koyan hakem ne kadar ceza aldı? Sadece iki hafta!.. İnsan ister istemez “Adalet nerede?” diye sormak istiyor. Sözün özü: Eğer bir gün “Kırmızı kar” yağarsa; böylesi çağ dışı zihniyete yönetilen hakemlerimiz de, o gün başarılı olur.
İşte o atamalar
Beşiktaş-Akhisarspor Serkan Çınar
Bursaspor-Göztepe Mete Kalkavan
A.Konyaspor-Antalya Bülent Yıldırım
Başakşehir-Galatasaray Ali Palabıyık
Aytemiz Alanya-Y.Malatya Halis Özkahya
Gençlerbirliği-Kayserispor Fırat Aydınus
Trabzonspor-Osmanlı Ümit Öztürk
Fenerbahçe-Sivas Y. Kemal Uğurlu
K.Karabük.-Kasımpaşa H.Umut Meler