‘’Penaltı kararı hatalı‘’
Penaltının doğru mu, yanlış mı, olduğuyla ilgili tam bir ittifak oluşması mümkün değil. Bu yüzden, hakemi eleştirmek de doğru olmaz. Maç içinde bu pozisyonu gören her hakem, bu düdüğü çalar. Ancak ben penaltı diyenlere saygı duymakla birlikte, pozisyonun penaltı olmadığını düşünüyorum. Fikrim şu: Top tamamıyla Umut’un kontrolünde ve oynama mesafesinde iken, topa ayağını savuruyor. Cenk ise kontrolünde ve oynama mesafesinde olmayan topa müdahale için Umut’un savrulan ayağıyla topun arasına ayağını koyuyor. Doğal olarak da bu görüntü oluşuyor. Penaltı verilmemesi daha doğru olurdu diye düşünüyorum.
Lopes’in kartı...
49. dakikadaki Lopes’in gördüğü kırmızı kart ise hatalıydı. Lopes’in bu pozisyonda sarı kart görmesi için ya umut vaat eden atağı önlemesi ya da sportmence olmayan şekilde oynaması gerekir. Burada umut vaat eden ataktan bahsedemezsiniz. Çünkü top Babel’in kontrolünde değil. Sportmenliğe aykırı bir hareket hiç değil. Futbol oyununun içinde olan normal bir faul.
‘’Kırmızı kart yanlıştı‘’
Ligimizin genç ve bu tür atmosferlere çok alışık olmayan hakemlerinden Ümit Öztürk’ün yönettiği maçta, tartışılabilecek ve maçın gidişatını etkileyen pozisyonlar yaşandı. Hakemin iki takımın lehine de, aleyhine de kararları vardı. Kulübeden yapılan itirazlar neticesi tribüne gönderilen Okan Buruk ve Ayhan Akman’ın tam olarak ne yaptıklarını ve orada nasıl bir diyalog geçtiğini bilemediğimden, bu konuda yorum yapmayı doğru bulmuyorum.
Golden önce faul
17. dakikada Akhisar golü öncesi Olcan-Yasin mücadelesinde faul beklentileri vardı. Orta sahada yapılan bir faulden sonra, atılan bir golün sorumluluğunu hakeme yıkmak çok sağlıklı bir yaklaşım değil. Pozisyonla ilgili fikrime gelirsek, faul verilmesi daha doğru olurdu diye düşünüyorum.
İki karar çelişti
43. dakikada Yasin-Lopes mücadelesinde Lopes’in Yasin’e faulü gerektiren bir müdahalesi yoktu. Hakem oyunu devam ettirmeliydi. Hatalı bir faul sonrası, Akhisar takımı haksız yere bir kişi eksik kalmış oldu. Bu pozisyonun faul olduğunu düşünen hakemin, 17. dakikada Akhisar golü öncesi Olcan’ın Yasin’e müdahalesine de faul çalması gerekirdi. Orada daha ağır bir müdahale vardı.
Özür dilediğine göre...
68. dakikada Gomis ile Mustafa Yumlu’nun topsuz alandaki mücadelesine kırmızı kart çıktı. Yayıncı kuruluşun gösterdiği açılarda, Gomis’in Mustafa Yumlu’nun yüzüne darbesi açıkça görünmedi. Ancak Yumlu’nun açıklamalarına göre, Gomis maç sonu kendisinden özür dilemiş ve üzgün olduğunu söylemiş. Öyleyse vurduğunu kabul etmiş diyebiliriz. Dolayısıyla kırmızı kartın da doğruluğu tartışılmaz. 70’te 3. golde Denayer topu tam çizgi üzerinden çevirdi. Gol nizamiydi. 4. gole hakemin katkısını göz ardı edemeyiz. Çok güzel bir avantaj sonrası, Galatasaray 4. golünü kazandı.
‘’Penaltı doğru, kırmızıyı atladı‘’
Bursa Stadı’nın müthiş atmosferinde oynanan maç; iki takımın güç dengelerini de gözettiğimizde zor geçmeye adaydı. Beklenen kalitede geçmeyen ve sık sık faul düdükleriyle kesilen maçta, hakem Ali Palabıyık iki kritik pozisyonla karşılaştı. İlk kritik kararında hatalıyken, ikincisinde doğruyu buldu.
Maçın 17. dakikasında Bursaspor’dan Ertuğrul, Aatif’a yaptığı sert hareket dolayısıyla sarı kart gördü. Bu pozisyonda kartın rengi kırmızı olmalıydı. Ertuğrul; topun üzerinden, Aatif’ın bileğinden daha üst bölgeye, ayağı dizinden gergin, kramponun vidalarıyla ve yaralayıcı şekilde müdahale de bulunmuştu. Hareket kırmızı kartın tarifi gibiydi.
Net temas var
Diğer pozisyon ise 64. dakikada yaşandı ve maçın kader anıydı. Ekong’un Soldado’yu düşürdüğü pozisyonda penaltı düdüğünü çalan Palabıyık, kararında haklıydı. Tek ayağının üzerinde topu kontrol etmeye çalışan Soldado’nun destek ayağının baldır bölgesine Ekong’un net bir teması vardı. Ekong’un bu müdahalesi Soldado’nun dengesini bozmaya fazlasıyla yetti. Bu, net bir penaltıydı.
‘’Yusuf Namoğlu'na: Açıklayın!‘’
Mesela İskoç hakem Craig Thamson. Beşiktaş’ın Ukrayna’daki D.Kiev maçında canını acıtan hakem. İskoç Futbol Federasyonu onu 2018 yılı listesine koymadı. Artık uluslararası arenada yok. İtalyan hakem Paolo Tagliavento. Son Beşiktaş-Monaco maçından hatırlarsınız. İngilizlerin ünlü hakemi Martin Atkinson. Onlar da artık yok. Bu isimlerin 45’i aşan yaşlarının bu kararlarda etkili olduğu kesin.
Göçek liste dışı mı?
Peki, bizim ülkemizde durum ne? Maalesef bilemiyoruz! Tüm dünya federasyonları listeleri aynı gün açıklamışken, Namoğlu ısrarla Türk hakemlerin isimlerini açıklamıyor. Listeyi görmüş olanlara da, kimseyle paylaşmamaları konusunda telkinde bulunuyor. Liste açıklanmadıkça, dedikodular da artıyor. FIFA hakem listesinin en tecrübelilerden olan ve 1. kategori hakemi Hüseyin Göçek’in listeden çıkartıldığı söylentileri arşa ulaşmış durumda. Belki de Göztepe- Beşiktaş, Galatasaray-Alanya maçlarında Göçek’in kötü performansının sebebi bu dedikodulardır.
UEFA zaten açıklayacak
Namoğlu’nun FIFA hakem listeleriyle ilgili sicili pek parlak değil. Her ne kadar inkâr etse de; 2012 yılı hakem listelerini FIFA’ya göndermeyi unuttuğunu ve FIFA’nın bir önceki yılın hakem isimlerinin aynısını onayladığını, Riva’da ‘sağır sultan’ bile biliyor.Yine 2017 yılı listesindeki Halil Umut Meler’in, talimatlara aykırı olarak FIFA hakemi yapıldığını, bu sütunlarda belgesiyle afişe etmiştim. Bu yılki listede yeni bir skandal beklemiyorum ancak listenin gizlenmesinin ve hala açıklanmamış olmasının altında yatan sebebi de fazlasıyla merak ediyorum. Namoğlu’na bir hatırlatma: Dün UEFA Hakem Kurulu toplandı. Avrupa’daki hakem kategorilerini belirledi. Sizin gizlediğiniz isimleri UEFA bugün-yarın açıklayacak! Bence listeden çıkan hakem varsa; bunu UEFA’dan değil, sizden öğrenirse daha etik olur!
‘’İki penaltıyı atladı‘’
Maçın hakemi Fırat Aydınus, Siyah-Beyazlılar’ın iki penaltısını vermeyerek büyük bir hataya imza attı. Eğer Beşiktaş galip gelmeseydi, bugün hedefte MHK Başkanı Yusuf Namoğlu ve Aydınus olacaktı.
Beşiktaş’ın maçı net bir skorla kazanmasına şüphesiz Beşiktaşlılar çok sevindiler. Bu skora Fırat Aydınus ve Yusuf Namoğlu da bir o kadar sevinmiştir. Sakın söylediklerim yanlış anlaşılmasın. Şunu ifade etmek istiyorum: Maç içerisinde Aydınus, Beşiktaş aleyhine önemli iki hataya imza attı. Beşiktaş puan kaybetmiş olsa; bugün hedefte Namoğlu ve Aydınus olacaktı. Bu anlamda skor en çok bu iki ismi rahatlattı.
Belhanda’nın pozisyonu penaltı
Maça gelecek olursak; Belhanda’nın şutunda Gökhan’ın yerde eline gelen topta Aydınus’un devam kararı doğruydu. Gökhan’ın kolunun doğal bir hareketi vardı. Topa penaltıyı gerektiren bir teması yoktu. Tolgay ile Gomis’in kafalarının çarpıştığı pozisyonda kırmızı kart yanlış olurdu. En fazla sarı kart olabilirdi. 35’te Gökhan’ın ortasında Belhanda’nın eline gelen topun penaltı olduğunu düşünüyorum. Belhanda’nın her ne kadar sol kolu vücuduna bitişik olsa da, sağ kolu açıktı. Top açık olan sağ eline gelmişti.
Cenk’e ceza gelebilir
39’da Oğuzhan, Fernando mücadelesi net bir penaltıydı ama Aydınus devam dedi. Pozisyonda Oğuzhan’a bir temas yoksa (ki net bir temas var), o halde aldatmadan Oğuzhan’a sarı kart gerekirdi. Bu maçta dikkatimi çeken bir konu oldu. 59. dakikada hakemin kararını beğenmeyen Cenk’in dudaklarından bazı sözler döküldü. Caner olayından sonra, TFF’nin hukuku ikinci plana atarak Caner’e verdiği haksız cezadan sonra; bakalım Cenk’e de bir yaptırımı olacak mı?
‘’Perşembenin gelişi...‘’
Çarşamba günü bu sütunlarda yazdığım gibi, derbinin hakemi Fırat Aydınus oldu. Daha önceki derbilerde Cüneyt Çakır (Galatasaray-Fenerbahçe), Ali Palabıyık (Fenerbahçe-Beşiktaş) isimlerini de tahmin ettiğim gibi, bu tahminimde de yanılmadım.
Alim olmaya gerek yok
Kesinlikle “Ben bu işi çok iyi biliyorum” iddiasında değilim. Ortalama bir futbolsever olarak takip ettiğim hakem camiasında, bu maçı yönetmeye aday başka hakem olmadığını görüyorum. Türk hakemliğinin sıfırı tükettiğini görmek için “âlim” olmaya gerek yok. Fotoğraf ortada ve gayet net: “Türk hakemliğinin bir derbiyi yönetmeye ikinci bir alternatifi yok!” Bunun sorumlusu da elbette hakemliği yönettiğini iddia edenlerdir.
Ne görüyorsa çalmalı
Gelelim asıl konuya... Gününde olan bir Fırat Aydınus, büyük bir şanssızlık yaşamaz, maçı evrensel oyun kuralları ve yorumlarını uygulayarak yönetirse; elbette bu maçın altından rahatlıkla kalkar. Eleştirilmekten çekinmeden, herkesi memnun etme arzusu içinde olmadan, gerekirse bu iki takımın maçına uzun süre çıkmamayı göze alarak, ne gördüyse onu çalan bir yönetim anlayışıyla sahaya çıkarsa; 2003 yılından beri yönettiği başarılı derbilerine bir yenisini daha ekler.
Günlerce hakem konuşuruz
Ancak maçı yönetmek yerine, maçı “idare” etmeye kalkarsa, işte o zaman iş rayından çıkar. Günümüzün popülist hakemleri gibi; amacı takımları memnun etmek olan, oyuncuları ve takımları karşısına almak istemeyen; kırmızılık hareketleri sarı kartla geçiştiren, sarı kartlık hareketlerde “nasihat” etmeyi yeterli gören; suya sabuna
dokunmayan yönetim anlayışıyla sahaya çıkan bir Aydınus izleyecek olursak, günlerce hakem konuşmaya da hazır olur derim.
‘’Derbinin hakemi Aydınus!‘’
Beşiktaş ile Galatasaray, Cumartesi günü Vodafone Park’ta kozlarını paylaşacaklar. Hem iki takım arasındaki ezeli rekabet, hem de ligin gidişatı açısından önemli bir maç oynanacak.
Maçın hakemi kim olursa olsun, ne kamuoyuna ne de kulüplere beğendirmek mümkün olacak. Alışık olduğumuz üzere; maçın hakeminin ismi açıklandığında, o hakemin geçmiş maçlardaki olumsuz kararları gündeme getirilerek, ciddi bir tartışma ortamı oluşturulacak. Maç sonunda da; ağzıyla kuş tutsa bile, hakem yenilen takıma yaranamayacak. Bu artık bizim futbolumuzun değişmeyen ritüeli oldu.
Kimini de Namoğlu beğenmiyor!
Bu derbinin tartışılan hakemi de muhtemeldir ki, Fırat Aydınus olacak! Çünkü başka alternatif yok. Sağdan bakın, soldan bakın; 22 kişilik Süper Lig hakem kadrosunda derbiye aday diye sayabileceğiniz ikinci bir isim yok. Kimi tecrübesiz, kiminin performansı diplerde, kimini kulüpler istemiyor, kimini de Namoğlu beğenmiyor. Elinizde kala kala Aydınus kalıyor!
Son yıllarda hakem performansları çok tartışılır oldu. Yeni hakemler bulamıyoruz, var olanlar da performans olarak geri gidiyor. Türk hakemliğinin iki numarası Hüseyin Göçek’in performansı ortada. 3 numarası Halis Özkahya’nın Avrupa’daki ilerleyişi yaptığı hatayla geri tepti. Ali Palabıyık’ı çok erken tükettik. Mete Kalkavan “Caner olayı” ile epeyce yara aldı. Diğerleri “tecrübesizler sınıfının” daimi üyesi oldu.
Kendine iyi bak hocam!
Başka bir ülkede olsak bu tablonun sorumlularından hesap sorulur ancak bizim ülkemizde taltif ediliyor. Şu tablonun baş mimarlarından, Yusuf Namoğlu ve onun ekibi; beş yılda 2 kere gitti, üç kere geri geldi. Başarı yok, hedef yok, vizyon yok ama görev var! Vah Türk hakemliğim vah!
Sözün özü: Derbinin oynanmasına bugünle birlikte 4 gün var. Allah Türk futbolunun yardımcısı olsun! Allah Fırat Aydınus’u kazadan beladan korusun! Kazara merdivenlerden inerken ayağı takılsa, kafasını bir yerlere çarpsa; derbiye atayacak hakemimiz kalmayacak! Kendine iyi bak Fırat Hocam!
‘’Başakşehir'in golü iptal!‘’
Haftanın kapanış maçında, Başakşehir’in beraberlik golünde önemli bir hakem hatası vardı.
Adebayor sol kolunun pazı kısmıyla topu kontrol ettikten sonra, Kayserispor ağlarına gönderdi. Golün iptaliyle birlikte Adebayor’a bir de sarı kart gerekirdi. Maçın 73. dakikasında ise Badji’nin Clichy’e yaptığı faule Ulusoy sarı kartını çıkardı.
Badji’nin kayarak müdahalesinde; hız, şiddet, yoğunluk, acımasızlık ve rakibin sağlığını tehlikeye sokacak unsurların tamamı vardı. Bu pozisyonda kartın rengi kesinlikle sarı değil, kırmızı olmalıydı.