Arama

Popüler aramalar

‘’Kaderi kendi elinde‘’

Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi... Ardından Galatasaray-Fenerbahçe derbisi... Hakem kararlarının hararetle konuşulduğu maçlar oldu. Bu haftaki Trabzonspor-Galatasaray maçının, bu derbilerden hemen sonra oynanacak olması Özkahya için büyük dezavantaj. Çünkü seyircisi, yöneticisi, teknik direktörü, futbolcusu barut gibi. Patlayacak yer arıyor. Hakeme fatura çıkartmak en kolay yol olduğu için, en ufak bir hatada Özkahya’nın da bundan nasibini alması muhtemel...

Fazla seçeneği yoktu

Bu maç öncesi Namoğlu’nun çok fazla seçeneği yoktu. Son haftalarda hem performansı yüksek hem de bu maça uygun hakemi olmadığından; performansa göre değil de, hakemin genel kariyerine bakarak bu atamayı yapmış görünüyor. Genel perspektiften baktığınız zaman; FIFA kokartlı, uluslararası tecrübesi olan, ligimizin kalburüstü hakemlerinden biri olan Özkahya bu önemli maça atanmış... Bilgisi, tecrübesi, yetenekleri bu tür maçları rahatlıkla yönetebilecek düzeyde.

Önemli yanlışları var

Özkahya’nın bu yılki performansına baktığınızda, durum pek iç açıcı değil. Her ne kadar bu sezon yönettiği maçlarda fazla toz kalkmamış olsa da; özellikle ciddi faullü oyun (sakatlayıcı müdahaleler) ve penaltı kararlarında önemli yanlışlara imza attı. Yani hakemlerimizin sezon başından itibaren süregelen, geneline yayılmış performans düşüklüğü, Halis Özkahya’ya da fazlasıyla yansımış durumda. Halis Özkahya genel kariyerine yakışan bir maç yönetirse maçı sorunsuz tamamlar ancak bu sezonki performansına uygun bir maç yönetirse, o zaman “Sıkıntı büyük olur!” diyebilirim.

Deplasmanda Özkahya sıkıntısı

Galatasaray’ın ligin geneline bakıldığında Halis Özkahya yönetiminde kazandığı kaybettiğinden çok! Ancak, deplasmanda ve Trabzonspor’a karşı bu istatistik değişiyor. Sarı-Kırmızılılar, deneyimli hakemle çıktığı son 6 deplasmandan; sadece 6 puanla ayrıldı, 12 puan bıraktı. Bordo-Mavililer’e 2 maçta da kaybeden Cim Bom, üst üste 6 karşılaşmanın 3’ünden beraberlikle, 2’sinden puansız döndü, tek galibiyetini Bursaspor karşısında 5-0’lık farklı skorla aldı.

Trabzonspor'a uğurlu geliyor

Trabzonspor’un hem Galatasaray’a karşı oynadığı maçlarda hem de sahasında Halis Özkahya ile karnesi oldukça iyi. Sarı-Kırmızılılar’ı Avni Aker ve son olarak Medical Park’taki 2 maçta da yenen Bordo- Mavililer, iç sahada ise 1 kez kaybetti. Özkahya’nın Trabzon’da düdük çaldığı 12 maçın 8’ini kazanan, 3 kez berabere kalan Fırtına, tek yenilgisini 17 Eylül 2011’de 1-0’lık skorla Başakşehir karşısında yaşadı.

27 Ekim 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’TFF'den bir skandal daha...‘’

Bugün akşam saatlerinde TFF resmi sitesinde, Tahkim Kurulu kararları açıklandı.

6 NOLU KARAR ŞÖYLEYDİ:

Beşiktaş Futbol Yatırımları San. ve Tic. A.Ş.'nin, futbolcusu Ryan Guno Babel hakkındaki PFDK'nın 19.10.2017 tarih ve E.2017-2018/238 - K.2017-2018/301 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde;

- Futbolcu Ryan Guno Babel hakkında rakip takım futbolcusuna yönelik ciddi faulü nedeniyle FDT'nin 43. maddesi uyarınca verilen 2 resmi müsabakadan men cezasının, FDT'nin 13. maddesine istinaden 1 resmi müsabakadan men cezası olarak düzeltilmesine, oybirliği ile karar verilmiştir…

Buradan şu anlaşılıyor: Babel 2 maç cezasını Tahkim Kuruluna taşımış, cezasının indirilmesini talep etmiş. Bu kendisinin en doğal hakkıdır.

Fakat TFF resmi sitesinden Babel’in cezalarını sorguladığınızda, cezanın karşısında “Tahkime Gitmedi” notunu görüyorsunuz.

Yanılıyor olabilir miyim, diye düşündüm. Daha önce ceza almış futbolcuların cezalarını kontrol ettim, Tahkim Kuruluna cezasını taşıyanların karşısında “Tahkime Gitti” yazıyor.

Bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. İzaha muhtaç görünen bir konu bu… TFF gibi kurumsal bir yapının “Yanlışlıkla işlenmemiş, gözden kaçmış” gibi savunmaları komik düşer…

Başka bir alternatife de inanasım gelmiyor. Babel Tahkim Kuruluna müracaat etmeden, TFF’de herhangi bir yetkili üzerine vazife hissedip işgüzarlık yapmış olabilir mi?

Sanmam ama bir açıklaması vardır mutlaka…

27 Ekim 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çakır, doğru yaptı, Çünkü...‘’

Derbi sonrası Rosetti’nin elle oynamalarla ilgili Riva’da yaptığı eğitimi gündeme getirdiğimde, bazı tartışmalar yaşandı. Konuyu açıklığa kavuşturmak adına elle oynamalarda değişen yorumun yakın tarihini açıklamak isterim…

2016 Haziran öncesi elle oynamalar FIFA ve UEFA Hakem Kurulları tarafından farklı farklı yorumlanıyordu.

Fikir ayrılığı vardı

FIFA Hakem Kurulu: “Oyuncu koşmak, sıçramak ve dengede kalmak için kollarına muhtaçtır. Bu yüzden sağa sola açılan, yere denge ve destek için konulan kolların topun geçişini önlemesi halinde; bu elin doğal konumu kabul edecektir.”

UEFA Hakem Kurulu: “Oyuncular mücadele halindeyken ellerini-kollarını denge unsuru olarak kullanabilirler ancak bunu yaparken de dikkatli davranmaları, ellerini kollarını vücuttan çok fazla açmamaları gerekir, açık kola gelen top penaltıyı gerektirir.” diye yorumluyordu.

Yani UEFA’ya göre penaltı olan bir pozisyon, FIFA’ya göre penaltı değildi.

Collina, FIFA’ya geçince

Farklı yorumların doğurduğu anlaşmazlıkları önlemek isteyen IFAB, 2016 Haziran’ında Oyun Kurallarına şöyle bir ifade ekledi: “Elin pozisyonu mutlaka bir ihlal olduğu anlamına gelmez.”

Bir anlamda IFAB, FIFA’dan yana tavır koymuştu.

Değişiklik sonrası 2016-2017 sezonunda UEFA Hakem Kurulunun eski alışkanlıkları devam etti. Türkiye UEFA çatısı altında olduğundan aynı durum bizde de geçerliydi.
Ocak 2017’de UEFA Hakem Kurulu Başkanı Collina, FIFA Hakem Kurulu’nun da başına getirilince; aynı başkan, farklı yorum olmayacağından, UEFA yorumu FIFA yorumuna yaklaştı.

UEFA 2017 Haziran’ında değişikliğin standart şekilde uygulayabilmesi için, yeni yorumlarla ilgili görüntüler içeren bir eğitim paketi hazırladı. Türkiye’deki hakemlerin eğitiminden sorumlu olan Rosetti de, sezon başı hakemlerimize bu değişiklikleri görüntülerle anlattı.

Sezon başında değişti

Ancak hakemlerimiz bu değişiklikleri sezon başından itibaren tam manasıyla uygulamadılar. MHK hakemleri yeni değişen yoruma adapte etmek yerine, “Nasıl olsa çalınan düdükler Türkiye’de kabul görüyor.” mantığıyla bu konunun üzerine eğilmedi.

Başakşehir-Trabzon maçında Başakşehir lehine çalınan penaltı buna örnektir. Yeni elle oynama yorumuna göre tamamen yanlış çalınan bu penaltı, herkes tarafından kabul gördü.

8.hafta sonunda Türkiye’ye gelen Rosetti, hakemlerin yeni yoruma adapte olamadıklarını zaten izlediği maçlardan tespit etmişti.

Onları yeni yoruma adapte olmaları konusunda uyardı. Yanlış çalınan penaltıları örnek gösterdi. Doğrusunu sene başında anlattığı gibi tekrarladı.

Özetin özeti:

■Elle oynamalarla ilgili 12.Kural değişmedi.
■Yapılan yorumlar güncellendi.
■“El var penaltı” mantığından farklı bir noktaya gelindi.
■Sene başında bunlar hakemlere anlatıldı.
■MHK değişikliğin uygulanması konusunda ısrarcı olmadı. Eski usul daha çok hoşlarına gitti.
■Rosetti geçtiğimiz hafta hakemleri değişikliğe bir an önce adapte olmaları konusunda uyardı.

25 Ekim 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Atılmalıydı‘’

Mete Kalkavan oyunu sakatlıkvar diye durdurunca, Caner sinirlenerek protesto maksatlı topa vurdu. Caner’in bu hareketin karşılığı tartışmasız sarı kart olmalıydı, hakem de gösterdi. Mete Kalkavan’ın Caner’in heyecanlı ve agresif yapısını bilmeme şansı yok. Dahası, dersine çalışmış ve Caner’in kart gördüğünde cezalı olacağını da mutlaka biliyordur. Böyle bir ortamda sarı kartı gösterip, kaçar gibi Caner’e sırtını dönüp giden Kalkavan acemiliğin en büyüğünü yapmıştır.

Kim dur diyecek!

O atmosferinde elbette Caner’in arkadan söylediklerini duyma şansı yoktu. Ancak karttan sonra ki elle, kolla yaptığı tepki bile ikinci sarı karttan atılması için yeterliydi. Bu konuda yardımcıları onu uyarabilirdi. Şu iki gündür yaşananları gördükçe eski bir hakem olarak içim parçalanıyor. Bu olaylara kim dur diyecek? Önceki gün hakemi sahada diz çöktürdüler, dün de yerin dibine soktular!

24 Ekim 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Maç tatil edilmeliydi‘’

Cüneyt Çakır’ın, Janssen’in golü öncesi faul vermesi ve ele gelen toplardaki devam kararları doğruydu. Belhanda’nın yanı sıra Denayer da atılmalıydı. Tarık Ongun’a gelen maddelerin ardından ise maç tatil edilmeliydi.

Derbide hakemlerin doğru ve takdir edilecek kararları yanında, hataları da oldu. 8’de Serdar’ın, 56’da Neto’nun, 59’da Hasan Ali’nin eline gelen toplarda hakemin devam kararları doğruydu. Bu hafta arası eğitim için Riva’ya gelen Rosetti, bu ve buna benzer pozisyonların kesinlikle penaltı olmadığını hakemlere gösterdi. Kısa mesafeden ele gelen topların ve yere vücudun dengesini sağlamak için destek yapılan kolların penaltı olmayacağını söyledi.

UEFA’nın tavrı belli

6. dakikada Fenerbahçe’nin iptal edilen golünde topla oynamaya daha yakın olan Serdar Aziz topa ayağını savurduğunda, Janssen topla Serdar’ın savurduğu ayağının arasına, kendi ayağını
koyuyor. Serdar Aziz de uzanan bu ayağa vurarak düşüyor. UEFA’nın bu pozisyonlardaki tavrını bildiğimden, faul kararının doğru olduğunu düşünüyorum.

Avrupa’da oynansaydı...

24’te Denayer’in, Janssen’e kayarak yaptığı müdahalenin karşılığı kırmızı olmalıydı. 73’te Belhanda’nın aldatma dolayısıyla ikinci sarıdan atılması da bir o kadar doğru karardı. 59’da Tarık Ongun’a yapılanlardan sonra bu maç asla devam etmemeliydi. Bu maç Avrupa’da oynanan bir maç olsaydı kesinlikle tatil olurdu. Bu tür olayların Türkiye’de normalleşmesi, kimsenin garibine gitmemesi
bizleri bu noktaya getirdi. 2010’da Gaziantep-Bursa maçında benzer bir olayda maçı tatil edip, soyunma odasına gitmiştim. Hala doğru olanın benim yaptığım uygulama olduğunu düşünüyorum.

23 Ekim 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemlerin kafası artık rahat!‘’

Geçtiğimiz hafta içi Süper Lig hakemleri TFF’nin Riva Tesisleri’nde seminer için bir araya geldiler. Seminerde hakemlerin kafasını kurcalayan iki konu netliğe kavuştu. İlki hakemlerin profesyonel sözleşme karşılığı alacakları ücretler, bir diğeri de Video Hakem konusu.

Nihayet imzalandı


Hakemler seminer sırasında 2017-2018 sezonu için Profesyonel sözleşmelerine nihayet imza attılar. Hakemlerin aylık ücretlerinde geçen yıla oranla yüzde 20 oranında indirime gidildi. 3 gruba ayrılan 22 hakemden; FIFA hakemi olanlar ve daha önce FIFA kokartı taşımış olanlar 16 bin 500, bu grubun dışında kalan tecrübeli hakemler 14 bin TL, Süper Lig’e yakın zamanda terfi eden hakemler ise 10 bin 700 TL ödeme yapılacağına dair sözleşmelere imza altına attılar. Bu ücretler geçen yıl 20 bin, 17 bin, 13 bin TL olarak ödeniyordu. Yardımcı hakemlerin ücretleri ise aylık; 3 bin 300, 4 bin 100, 4 bin 800 TL olarak 3 grup halinde belirlendi. Önümüzdeki günlerde yardımcı hakemlerin de sözleşme imzalamaları bekleniyor.

Mahkeme hakkı yok

Sözleşmelerde “Taraflar 15 gün öncesinden karşı tarafı bilgilendirerek sözleşmelerini tek taraflı fesih edebilirler” maddesi de bulunuyor. Fesih halinde tarafların tazminat talep etme ve mahkemeye müracaat etme hakları da eklenen bir madde ile engellenmiş. Hakemler bu aylık ödemeleri yıl içinde 10 ay alabilecekler. 1 Ağustos 2017’de başlayıp, 1 Mayıs 2018’e kadar sürecek dönemde her ayın son iş günü ödemelerin yapılacağı sözleşmelerde belirtilmiş.

Yüzde 75 zam

Ayrıca sözleşmelerde hakemlerin herhangi bir sosyal hakkından bahsedilmiyor, sosyal güvenceleri bulunmuyor. Maaşlarında yapılan bu indirime karşılık, iki hafta kadar önce hakemlerin maç başı 5 bin 700 TL olarak aldıkları ücretler yüzde 75 oranında artırılarak 10 bin TL yapılmıştı.

Ocak’a video hakem hayal


Seminerde ayrıca sadece 45 dakika Video Yardımcı Hakem (VAR) sunumu yapıldı. İtalyan eğitimci Rosetti, İtalya Ligi’nde uygulanan VAR sistemde yaşanan olumlu ve olumsuz yönleri 15 kadar pozisyonla hakemlere analiz etti. Video Hakem Sisteminin 28-29-30 Ekim tarihlerinde ligin 10. haftasında oynanacak 3 ayrı maçta off-line (Çevrimdışı) olarak deneneceği öğrenildi. Bu maçlardan birisinin Fenerbahçe-Kayserispor maçı olacağı belirtildi.

6 ayda bir!

Denemelerin 3 aşamada (Çevrimdışı-yarı çevrimiçiçevrimdışı) yapılması gerektiği, her bir aşamadan diğerine geçiş onayının IFAB tarafından verileceği ve Almanya, İtalya gibi ileri futbol ülkelerinin bile bu aşamaları 6 ayı aşkın sürelerde ancak geçebildikleri düşünüldüğünde; Ocak ayında VAR sistemine geçmemizin imkansız olduğu da açıkça ortaya çıkmış oldu.

22 Ekim 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Acımasız ve yaralayıcı bir müdahale‘’

Maçın 12. dakikasında Sosa, Yalçın’ın en savunmasız bölgesi olan tendonuna, kramponunun çivileriyle acımasız ve yaralayıcı bir müdahalede bulunmuştu. Bu pozisyonda kartın rengi sarı değil, net bir şekilde kırmızı olmalıydı. Maçın 31. dakikasında Sosa ikinci sarı kartı görerek oyundan ihraç edildi. Hakem beden diliyle; Pereira’nın yönünün rakip kaleye dönük ve önünün açık olduğunu, sarı kartı “Umut vaat eden atağı önlemekten” gösterdiğini oyunculara anlatıyordu.

Bana göre bu sarı kart hatalıydı. Çünkü Pereira, Sosa’ya çalım atarken topun yönünü kendi kalesine doğru çevirmişti. Yani atağının yönü değişmiş, hızı azalmıştı. Sosa faul yapmasa bile kaleci dahil 7 Trabzonsporlu oyuncu Pereira’nın gerisine geçerek savunmadaki yerini almıştı.

Uzatmalarda Yusuf’un gördüğü kırmızı kart doğruydu. Top Turgut Doğan Şahin’e daha yakındı ve düşürülmemiş olsa, Onur’dan önce topa sahip olup, gol atma şansı hayli yüksekti.

22 Ekim 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu maçın altından o kalkar‘’

Çarşamba günü bu sütunlarda derbinin hakeminin kim olacağıyla ilgili “Favori Çakır, Aydınus Plase!” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Öyle de oldu, Namoğlu beni yanıltmadı. Dev derbide Çakır ve ekibini görevlendirdi. “Fenerbahçe’nin Çakır’ı istemediği, Çakır- Aydınus pazarlığının yapıldığı” yönünde birçok tartışma oldu. Her ne olursa olsun, Namoğlu sağduyuyu elden bırakmadı. Maçın adına ve zorluğuna en uygun hakemini bu maça atadı.

Tartışmalar bitmeyecek

Daha önce de ifade ettiğim gibi; maç saatine kadar tartışmalar bitmeyecektir. Kamuoyu Cüneyt Çakır’ın geçmişte yönettiği her iki takımın maçlarındaki olumsuz hatıraları gündeme getirecektir. Maalesef günümüzün vazgeçemediğimiz bir ritüelidir bu...

Bu atmosferi çok yaşadı

Derbi maçları ligimiz için özel maçlardır. Hakemlerinin de özel olması gerekir. Gerektiğinde takımların ve oyuncuların üzerine çıkabilecek; oyunun gidişatına göre önlemler alabilecek; bazen diyalogla, bazen kartlarıyla oyunu kontrolünde tutabilecek; bu atmosferleri birçok kez yaşamış bir hakem bu zor maçın altından kalkabilir. Bu tarife Türkiye’de en çok uyan 2-3 hakemden biri de Cüneyt Çakır’dır. Sayısız üst düzey turnuvalarda bulunmuş, Şampiyonlar Ligi’nde final yönetmiş, 2018 Dünya Kupası finalinin en büyük adaylarından biri olan Cüneyt Çakır; eğer gününde olursa bu maçın altından da rahatlıkla kalkabilecektir.

20 Ekim 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI