Arama

Popüler aramalar

‘’Hakemler değil MHK korkuyor!‘’

Son 2-3 yazımın konusu olan FIFA hakem listesi nihayet açıklandı. Gördük ki; 12 yıldır FIFA yardımcı hakemi olan, Şampiyonlar Ligi yarı finalinde görev yapmış, Avrupa’da aşağı yukarı her ay düzenli olarak maçını alan Cem Satman’ın FIFA kokardı alınmış.

Ne hakem camiası ne de kamuoyu bunun doğal bir performans değerlendirmesi olduğuna inandı. Herkes biliyor ki, Cem Satman Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde Negrodo’ya kaldırdığı hatalı ofsayt bayrağının diyetini ödedi.

Kimler gitti kimler!

Yakın tarihte birçok hakem benzer son yaşadı. Deniz Ateş Bitnel’in değil kokardını sökmek, hakemliğini bitirmek için tüm yöneticileri seferber oldu.
Statta rehin alınan Çağatay Şahan’ın “Hatalıydı!” diye hakemliği bitirildi. Trabzon’da Konyaspor lehine hatalı penaltı veren Süleyman Abay ve yardımcısı Gökmen Olgaç da artık yoklar…

İlker Meral Kasımpaşa, İlker Coşkun Sivas aleyhine verdikleri penaltılara kurban edildi.
Tolga Özkalfa ve nicelerini yazmıyorum bile!

Bir kalemde sildiler

Ankaraspor-Beşiktaş maçında Adil Sinem’le başlayan FIFA yardımcı hakem kıyımı, Beşiktaş-Galatasaray maçında Erdinç Sezertam ile devam ederken, son kurban da Cem Satman oldu.

Ne acıdır ki; yıllardır hakemlerimizi kulüplerin ya da yöneticilerinin çıkarlarına kurban edenler, altlarındaki koltuğun her an gidebileceğinden korkan hakem yöneticileri.
Onlar, içinden çıktıkları camiayı, kader birliği yaptığı hakem arkadaşlarını, bir kalemde silebiliyorlar.

Kendisi de yaşadı!

Cem Satman’ın kokardını alan şu anki MHK başkanı; hakemlerin en büyük sosyal örgütü olan Hakem Derneğinin kurucusu olmakla övünen Yusuf Namoğlu! “Ben hakemlerin babasıyım” diyor ama kulüplere direnemiyor!

FIFA kokardı, hakemliği ve Hakem Derneği Başkanlığı Bursaspor-Beşiktaş maçı sonrası, dönemin Beşiktaş Başkanvekili Yıldırım Demirören’le yaşadığı mahkeme süreciyle elinden giden Metin Tokat şu an MHK üyesi. Kendi yaşadığı haksızlığı, bir başka hakemin yaşamasına göz yumuyor.

Demirören ne demişti?

Galatasaray-Gençlerbirliği maçında Hagi ile mahkemelik olan, o süreçte FIFA kokardı elinden alınan, hakemlikte de tutunamayan Erol Ersoy da şu an MHK üyesi. O da hakemleri kurban etmekten çekinmeyen bir MHK üyesi konumunda.

Ya Yıldırım Demirören… Sezon başı hakem seminerinde yaptığı konuşmada: “Hakemlerimizi bir maçta öldürmeyelim!” diyordu. Çok değil, 4 ay sonra Cem Satman’ın “bir maçta” kokardının sökülmesine imza atan kişi oldu.

Nasıl dik dursunlar?

Sözün özü: “Hakemlerimiz cesur değil, korkuyorlar, eyyam yapıyorlar!” derken boş konuşuyoruz. “Korkak olan, eyyam yapan, cesur olmayan” hakemlerimiz değil, hakemlerimizi yönetenler!

Riva’da koltuklarında oturanlar dik durmadıkça, sahada hakemden dik durmasını beklemek en büyük hayal!

27 Aralık 2017, Çarşamba 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kritik kararların hepsi hatalıydı‘’

Dün akşam hakem ekibi, kritik kararlar vermek zorunda kaldılar. 8’de Maicon- Castro mücadelesinde; Maicon’un rakibinin ayağına bastığını ya da temas ettiğini göremedim. O yüzden ben pozisyonun penaltı olmadığını düşünüyorum. 34’te Maicon’un gördüğü sarı kart, cezalı duruma düşmesi dolayısıyla önemliydi. Pozisyonda faul olsa bile, sarı kartı gerektirecek bir sertlik yoktu. Hakem, Halil’in düşüşüne aldanmış olmalı. 44’te Fernando, Halil’in yüzüne koluyla sert bir müdahalede bulundu. Top için mücadele etmezken, bu tarz rakibin yüzüne bilinçli yapılan hareketler kırmızı kartı gerektirir. Burada çıkan kart kesinlikle kırmızı olmalıydı. 59’da Yasin- Sabri mücadelesinde net bir faul vardı ve Sabri’ye bir de sarı kart gerekirdi. Pozisyonda Sabri’nin teması ceza sahası dışında başlıyor ama temas içerde de devam ediyor. Karar penaltı olmalıydı ancak hakem oyunu devam ettirdi. Kısacası Yaşar Kemal Uğurlu, çok kötü bir maç çıkarttı.

25 Aralık 2017, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Penaltı ve ofsayt doğru karar‘’

Dün akşam oyuncular, hakeme ve birbirlerine karşı saygılı bir maç oynadılar. Herhangi bir gerginliğin olmadığı maçta, hakemlere de iki pozisyon dışında fazla iş düşmedi. Maçın 4. dakikasında Quaresma’nın ortasında Pepe’nin kafa vuruşu gol oldu ancak Bahattin Duran ofsayt bayrağını kaldırdı. Pozisyonda Pepe’nin vücudu az farkla önde ve dolayısıyla ofsayt bayrağı doğru görünüyor.

24’te Çakır Beşiktaş lehine doğru bir penaltı çaldı. Talisca topu sürerken elbette rakibini kollayarak penaltı almaya çalışıyor. Sivaslı savunma oyuncusu Bjarsmyr ise Talisca’nın ekmeğine yağ sürüyor. Dikkatli olması gerekirken, dikkatli davranmıyor ve Talisca’ya çarparak onu düşünüyor.

24 Aralık 2017, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemliğimiz Uganda'nın gerisinde‘’

Daha önce de yazdım. Kasım ayı itibariyle FIFA, 2018 yılında görev yapacak FIFA hakem listelerini onayladı. TFF bu listeyi aldı... Namoğlu o tarihten itibaren listeyi sır gibi saklıyor... Açıklamıyor! Listeyi bilenlere de baskı uyguluyor, “Hiçbir kimseyle paylaşmayın!” diyor... Bu yazı kaleme alındığı saat itibariyle de halen liste açıklanmış değil.

Sicili parlak değil

7 Aralık tarihinde bu sütunlarda, “Namoğlu’nun FIFA hakem listeleriyle ilgili sicili pek parlak değil. 2012 yılı listelerini FIFA’ya göndermeyi unuttuğunu Riva’da ‘sağır sultan’ bile biliyor. Yine 2017 yılı listesindeki Halil Umut Meler’in, talimatlara aykırı olarak FIFA hakemi yapıldığını, bu sütunlarda belgesiyle afişe etmiştim. Bu yılki listede yeni bir skandal beklemiyorum ancak listenin gizlenmesinin ve hala açıklanmamış olmasının altında yatan sebebi de fazlasıyla merak ediyorum” diye yazmıştım.

Skandallar listesi

Maalesef çok iyimser davranmışım. Aldığım bilgilere göre, saklanan ve açıklanamayan liste “Skandal” değil “Skandallar” barındırıyor. Liste açıklandıktan sonra gün gelip açıklanacaktır elbet- yapılan yanlışları buradan tek tek yazacağım...

Lütfen Google’da bir arama yapın. Ülke federasyonlarının resmi sitelerine girin. Tüm dünya ülkelerinde FIFA hakem listelerinin açıklandığını göreceksiniz. Dünya’nın büyük futbol ülkelerini bir kenara bırakın... Ruanda mesela... Haiti veya Cebelitarık... Taa 22 Kasım’da açıklamışlar...

Açıklamayan yok!

Hani, bir konuda geri kalmışlığı anlatmaya çalışırken, “Uganda da bile!” diye başlayan cümleler kurarız ya! Vallahi öyle, billahi öyle! Uganda bile FIFA hakem listelerini 22 Kasım’da açıklamış. Türk hakemliğine çağ atlatmaktan dem vuranlar; Türk hakemliğini Uganda’nın bile gerisine götürdüler, haberiniz olsun!

21 Aralık 2017, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Penaltıyı vermedi, kırmızıyı atladı!‘’

Kadıköy’deki mücadelede Alper Ulusoy’un maçın gidişatını etkileyen iki önemli hatası oldu. İki hata da Karabükspor aleyhineydi! 27. dakikada Fenerbahçe ceza sahasına gelen ortada, topa hareketlenen İlhan’ı durdurmaya çalışan Şener, İlhan’ın yüzüne, koluyla haksız bir müdahalede bulundu. Burada karar Karabükspor lehine penaltı olmalıydı ancak hakem oyunu devam ettirdi. 82. dakikada ise İsmail’in İlhan’a yaptığı faule sarı kart çıktı. Aslında İsmail kramponunun tabanı ile ayağı dizden gergin ve topun üzerinden İlhan’ın kavalına şiddetli ve yaralayıcı bir müdahalede bulunmuştu. Kırmızı kart daha doğru olurdu.

19 Aralık 2017, Salı 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’3 ayrı penaltı!‘’

Maçta 3 ayrı penaltı tartışması yaşandı. 29’da Burak, Harun’la karşı karşıya kaldığı pozisyonda; Harun ilk etapta topu çeldi ve Harun’dan seken top, Burak’a çarparak auta gitti. Sonraki çarpışmanın da bir önemi kalmadı. Devam kararı doğruydu. 61’de ceza sahasına giren Burak, Ekong’un darbesiyle yerde kaldı.

Burak hızlıydı ve rakibinden topu kurtarmıştı. Ekong ise, topa müdahale şansı kalmadığı anda, Burak’a yandan çarptı.

Bu müdahale penaltı için yeterliydi. Özkahya penaltı çalmayarak hata yaptı. 64’te Pereira’nın ortasında, Titi’nin eline gelen top için yine penaltı diyenler çoğunlukta olacaktır.

Derbide ki Hasan Ali’nin eline gelen topta olduğu gibi top Titi’nin destek olan eline geldi. Yeni yorumda bu pozisyonlara penaltı çalınmaması isteniyor. Talimatı uygulayan Özkahya da doğru bir karar verdi.

17 Aralık 2017, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Skandallar kurulu!‘’

TFF kurulları artık uygulamalarıyla, eylemleriyle, söylemleriyle kamuoyu ile dalga geçmeye başlamışlardır. Onlar için hak, hukuk, adaletten çok; rüzgârın nereden estiği önemli olmaya başlamıştır. Bu kişiler Türk futboluna zarar vermekte ve ileride tamiri mümkün olmayacak hasarlar bırakmaktadırlar. Bakın çok geriye gitmeden, sadece 1 hafta içinde gözüme çarpanları yazayım; haklı mıyım, değil miyim siz karar verin...

İlk örnek MHK’dan

Namoğlu, Malatyaspor Başkanıyla görüşmesinin detaylarını şöyle açıklıyor: “Başkanla tartışmalı pozisyonları birlikte değerlendirdik. İddiaların aksine, sezon başından beri verilen kararlarda Malatyaspor’un lehine daha fazla hata yapıldığını gördük.” Tam bir “Kaş yapayım derken, göz çıkartma!” durumu, 15 haftadır Malatyaspor’la oynamış tüm takımların hakemler tarafından mağdur edildiklerinin, en yetkili ağızdan ilanı!

İkinci örnek Hukuk’tan

Galatasaray-Akhisarspor maçında tribüne gönderilen Okan Buruk; maç sonu Tudor ve hakem Ümit Öztürk hakkında zehir zemberek açıklamalar yapmıştı. Hukuk Kurulu açıklamanın içeriğinden dolayı Okan Buruk’u PFDK’ya sevk ederken, açıklamanın nerede, nasıl yapıldığıyla hiç ilgilenmedi. Oysa ki Okan Buruk sahadan atılmıştı ve açıklama yapamazdı. Kurul, Buruk’u bu ihlalden de de sevk etse, dün açıklanan 5 maçlık cezasına ilave 4 maç daha ceza alacaktı.

Üçüncü örnek Disiplin’den

Gomis, “Şiddetli hareket” nedeniyle PFDK’ya sevk edildi. Disiplin Talimatı (Madde 43)’e göre şiddetli hareketten suçlu olanlara verilecek ceza 3 ila 6 maçtır. Bu talimatı yazan TFF, uygulayıcısı da PFDK’dır. Bu nasıl bir hukuki karardır ki; en az 3 maç ceza alması gereken futbolcuya yalnızca 1 maç ceza verilmiştir. (Geçmişte Alper Potuk, Talisca cezalarında da bu hukuksuzluklara şahit olmuştuk)

Tahkim Kuruluna gelirsek...

Ben bu satırları yazarken Tahkim Kurulu henüz toplanmamıştı. Onların kuralsız ve temelsiz uygulamaları bu yazıma maalesef yetişmedi.

Sözün özü: Ziya Paşa ne güzel söylemiş: “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!” Kişinin aynası, yaptığı iştir. Söze ne gerek. Uygulamak yeterlidir. İşte o zaman inanılmayı ve saygıyı hak edersiniz.

15 Aralık 2017, Cuma 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Okan Buruk ve Türk futbolu!‘’

Okan Buruk, tribüne gönderilmesine rağmen, maç sonu karma alanda basına açıklama yaptı. Tudor için, “İkinci sınıf teknik direktör, vasıfsız insan” dedi. Maçın hakemi için “3 seyirci bağırdığında korkan hakemlerin Türk futbolunda yeri yok. Yabancı hakemin gelmesi taraftarıyım. Bu kadar adaletsizliğin olduğu yerde Türk futbolu gelişmez!” dedi. Yayın Talimatı: (Madde 21) “Müsabakadan ihraç edilen kiŞiler idari tedbirlidirler, flaŞ röportajlara ve basın toplantılarına katılamazlar, karma alanda açıklama yapamazlar.” Disiplin Talimatı: (Madde 50) İdari tedbir kararına uymayan görevlilere 4-12 maç ceza verilir! Disiplin Talimatı:(Madde 38) Sportmenliğe, spor ahlakına veya fair-play anlayışına aykırı; müsabakaların taraflarını rencide edebilecek açıklamalarda bulunan görevlilere 3-7 maç ceza verilir!

‘Öztürk bir konuşsa!’

Bu durumda Ümit Öztürk bir açıklama yapsa; “Yıllardır teknik direktörlük yapan, Süper Lig’de takım çalıştıran, her şeyi en iyi bilen, Türk futbolunun gelişimi konusunda engin(!) bilgilere sahip olan birinin; önce kendi ödev ve sorumluluklarını bilmesi gerekir. Atıldığı maçtan sonra açıklama yapamayacağını, rakip teknik direktörü ve hakemi aşağılayıcı ifadeler kullanamayacağını bu güne kadar öğrenmeliydi. Daha kendi kapısının önünü süpürmemiş kişilerle Türk futbolu gelişmez!” dese nasıl olur?

Kurallara dikkat!


Kayseri’de Cenk’e çalınan penaltıyı değerlendirirken rehberimiz; Oyun Kuralları, FIFA ve UEFA talimatları olmalıdır. UEFA’nın tüm ülke federasyonlarına gönderdiği eğitim paketinde benzer bir pozisyon için yorum şudur: “Topa müdahale etmek için giriŞimde bulunmayan bir oyuncu, rakibinin ayağının önüne ayağını engel olarak koyup, hedefe yapılan vuruŞu haksız yere engelleyemez.”

Janssen’e de olmuştu

Cenk-Umut arasında yaşanan kontağı bu açıdan değerlendirebiliriz. Topla oynamak için ayağını uzatan Cenk, topa dokunamamış; aksine Umut’un top için savrulan ayağının önüne ayağını engel olarak koymuştur. Dolayısıyla benim fikrime göre faulü yapan Umut değil, Cenk’tir. Bu pozisyonun benzeri Galatasaray-Fenerbahçe maçında, Serdar Aziz-Janssen arasında yaşanmıştı. Serdar, topa ayağını savurduğunda, topa dokunamayan Janssen; topla, rakibin savrulan ayağının önüne ayağını koyarak topu kazanmış ve ağlara göndermişti. Hakem de haklı olarak golü iptal etmişti.

Matematiğe muhalefet

Verilen bu penaltı için; “Bence penaltı olmalıdır, Cenk Umut’un topa vurmasını illegal olarak engellememiştir, pozisyonu çözmek çok zordur, bu penaltıyı sahada kim olsa çalar” gibi ifadeler kullanmak, elbette mantıklı yaklaşımlardır. Ancak “Yüzde bir milyon penaltı!” demek, önce matematik bilimine muhalefet, sonra da evrensel oyun kuralları yorumlarını hiç dikkate almamak olur.

13 Aralık 2017, Çarşamba 06:00
YAZININ DEVAMI