‘’Tek bir tartışma!‘’
Sezonun en formda hakemi Ali Palabıyık, bu sezon 7 kez sahaya çıktı. Yönettiği 7 maçın 7’sinin de dört büyük maçı olması, MHK’nin Palabıyık’a olan güveninin bariz bir göstergesiydi. Dün akşamki maçın en çok tartışılan anı 26. dakikada Ömer Bayram’ın, Pereira’nın yüzüne eliyle vurmasıydı. Öncelikle belirtmek isterim: Benim futbol anlayışıma göre bu davranış net bir kırmızı kart. Dahası Ömer Bayram’ın bu tokadı atarken dilinden dökülen, ‘meşhur ifade’ de masum değil. Açık şekilde rakibini hedef alarak, bu sözü planlı bir şekilde kullanıyor. Dolayısıyla pozisyondan Ömer Bayram’ın sarı kartla kurtulması onun için büyük şans oldu.
VAR’ın devreye girmemesi...
Şu hususu da ifade etmek isterim: Hakemlere; topsuz alanda gerçekleşen bu tarz pozisyonlar için kart gösterilirken şiddet unsurunu göz ardı etmemeleri ve kullanılan gücün düşük olması durumunda sarı kartı tercih etmeleri eğitimlerde sıklıkla söylenen bir konu. Her ne kadar katılmasam da salt vurma olayına Palabıyık’ın sarı kart göstermesi ve VAR’ın devreye girmemesi tamamen hakemlerin aldığı eğitimin gereğiydi.
Penaltı beklentileri gereksiz
72’de Kamil Ahmet’in top eline değil yüzüne geliyor, penaltı beklentileri gereksizdi. 83’te Emre Mor/Kamil Ahmet mücadelesinde ise penaltıyı gerektirecek bir müdahale olmadığını ve devam kararının doğru olduğunu düşünüyorum.
‘’Kararlar doğru ama standart yok!‘’
Hakemler verdikleri kararlardaki doğruluk yüzdesiyle dün akşam maçın gidişatına olumsuz etki etmediler. Bu maçta verilen kararları, bir önceki hafta Malatya’daki hakem kararlarıyla karşılaştırmak daha doğru olacaktır. Hakemlerden beklenen, hem aynı maç içerisinde hem de farklı maçlarda standart kararlar vermeleridir. Benzer pozisyonlarda farklı kararların çıkması, adaletin terazisinin şaşmasına sebep oluyor.
İtirazlar kabul edilebilir
Göztepe takımı kazandığı haklı penaltıyı kullanırken, kaleci Altay 1 metreden fazla öne çıkarak penaltıyı kurtardı. Sonrasında VAR devreye girdi ve penaltı doğru bir kararla tekrar edildi. Ancak Malatya’da bir önceki hafta kalecinin penaltı sırasında öne çıkması ile birlikte ceza sahasına 8 oyuncunun vuruştan önce girmesine rağmen penaltının tekrarlatılmamış olması, ciddi bir tutarsızlığın işaretiydi. Fenerbahçeliler’in bu pozisyona değil de geçen haftaki pozisyona itirazlarını haklı bulabilirim.
Yardımcılar işini yaptı
Maçın VAR müdahaleleri sonucu gerilmesi ve karmaşık kararların çıkması oyundaki tansiyonu çok fazla yükseltmesine rağmen, Abdulkadir Bitigen kontrolü kaybetmedi. Yardımcılarıyla birlikte başarılı kararlar verdi. Yardımcı hakemler Mehmet Cem Hanoğlu ve Serkan Ok işi VAR’a bırakmadan iptal edilen gollerdeki ofsaytlarda doğru kararlar verdiler.
Gustavo’nun 2. sarısı yerinde
25’te Ozan’ın ayağından kaleciye giden topta kaleciye pas yoktu, devam kararı doğruydu. 30’da Rodrigues, Alpaslan mücadelesinde, Rodriuges’in penaltı beklentisi gereksizdi. 73’te Emre’nin Gassama’ya faulünde, Emre’nin hareketine sarı kart gösterilmemesi doğruydu. 90+1’de Gustavo’nun 2. sarı karttan atılması da yerindeydi.
‘’Tek ihtimal vardı‘’
Bu maçta görev yapabilecek, performans ve kalite olarak yeterli, çok az sayıda hakemimiz var. Cüneyt Çakır geçen hafta Trabzonspor’un maçını yönetince bu maça atanma şansı kalmamıştı.
Özkahya ve Göçek Galatasaray - Konyaspor, Fırat Aydınus ise 2018’deki Galatasaray - Fenerbahçe maçlarından sonra Galatasaray’ın müsabakalarından uzak tutuluyorlar. Meler ve Kalkavan’ın ise geçtiğimiz hafta başarısız performanslarından ötürü bu hafta görev alma şansları kalmamıştı. Ümit Öztürk ise geçen sezonun 21. haftasında yönettiği, FIFA kokartını kaybetmesine sebep olan, Galatasaray - Trabzonspor maçından sonra bu maça atanma ihtimali en az olan hakemdi! Bu maça çıkma yeterliği olan hakemlerimizin, her birisi için bulunan atama engellerini bir çırpıda sıraladım. Geriye tek bir isim kaldı. O isim de Ali Palabıyık! Yani tek ihtimal, tek liman!
Çıkış yolu zor
Dolayısıyla MHK mecburi bir atamayı ilan etmiş oldu. Bu tablonun tek sorumlusu mevcut MHK değil elbet! Türk hakemliğini son 5 yılda yönetenlerin ve hakemleri yıpratma yarışına giren tüm futbol kamuoyunun ortak kabahati bu... Henüz 13. haftada maçlara alternatif hakem bulmakta zorlanan MHK, kalan haftalarda nasıl bir çıkış yolu üretir, onu da bekleyip göreceğiz.
‘’Bir yanlış bir doğru‘’
Dün akşam oynanan maçta Mete Kalkavan’ın kararları tartışmaya açıktı. Verdiği/vermediği fauller ve gösterdiği/göstermediği kartlarla standardı yakalayamadığı düşünüyorum. Bana göre verdiği kararlar ile maçın gidişatını önemli ölçüde etkiledi. Malatyaspor’un golünün faul gerekçesiyle iptaline katılmıyorum. “Ceza sahasında kalecinin dokunulmazlığı vardır!” ifadesi tam bir “Şehir efsanesi”dir! Kaleci ellerini kullandığı için ekstra avantajı olan bir oyuncudur ve Oyun Kuralları’na göre ayrıca kendisine verilmiş bir ayrıcalık yoktur. Pozisyonda Altay topu elinden kaçırmıştı ve kendisine Malatyasporlu oyuncular tarafından yapılmış faulü gerektirecek bir temas olmamıştı. Dolayısıyla gol kararının verilmesi gerekirdi.
Rodrigues’in beklentisi...
Fenerbahçe lehine verilen penaltıda ise bence hakemler doğru karar verdiler. Malatyaspor kalecisi pozisyonda dikkatsiz davranıyor ve topla oynama girişimi olmadan, rakibine faul yapıyor. Maçın sonlarına doğru Rodrigues’in penaltı beklediği pozisyonda hakemin devam kararının doğru olduğu fikrindeyim. Malatyalı savunma oyuncusunun bu pozisyonda rakibine penaltıyı gerektirecek net bir müdahalesini göremedim.
‘’Başarılı yönetim‘’
Fırat Aydınus dün gece başarılı bir yönetime imza attı. 90 dakika genelinde çaldığı ve çalmadığı düdüklerle oyuncuların güvenini kazandı ve bu sayede rahat bir maç çıkarttı. Elini 4 kez sarı kart için cebine attı. Bu 4 kartında da haklıydı. Maçta hakemin tek bir kritik kararı oldu. Milosevic’in golü, VAR müdahalesi sonucu ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Çünkü Ömer Ali, kalecinin görüş alanında bulunarak, kalecinin golü kurtarma ihtimalini zayıflatıyordu.
Hareket halindeydi
Kaleci Karius ile şutu atan Milosevic arasındaki hayali bir çizgi çizdiğinizde, Ömer Ali tam bu hayali çizginin üzerinde yer alıyordu. Ayrıca kaleciye de hayli yakın bir noktada ve hareket haldeydi. Bu ifade ettiğim hususlar ofsayt tespitinde göz önünde bulundurulan ana kriterlerdir. Dolayısıyla pozisyonu kenarda izleyen Aydınus’un golü iptal etmesi kesinlikle doğru bir karardı.
‘’Sarıları tutturamadı!‘’
Kağıt üzerinde zor görünen maç, sahada hakem açısından kolay geçti. Hakemi zorlayacak bir pozisyon yaşanmadı. Bir kez Adem’le, Mahmut gerginlik ya∫adı, Uğurlu bu gerginlikte doğru birer sarı kartla gereğini yaptı. Uğurlu’nun maçta ele∫tirilecek yanı; gösterdiği ve göstermediği hatalı sarı kart kararlarıydı. 37’de İrfan Can’a ve 47’de Caiçara’ya gösterdiği sarı kartlar gereksizdi.
30’da Mariano’nun Mahmut’a yaptığı faulde ve 90’da Crivelli’nin elinin Marcao’nun yüzüne geldiği pozisyonlarda; Mariano ile Crivelli’yi sarı kartla cezalandırılmalıydı. 90+2’de Lemina hakeme tepki için topu yere vurunca doğru bir sarı kart gördü ancak Lemina, Crivelli’ye faul yapmamıştı. Faul düdüğü hatalıydı, Lemina tepkisinde haklıydı.
76’da Donk’un eline gelen topta hakemin devam kararı doğruydu.
‘’Taylor için rahat gece!‘’
Dün akşam oynanan maçın hakemine maç boyunca önemli bir iş düşmedi. Kritik karar vermek zorunda kalmadı. Maç özellikle İzlanda’nın fizik güce dayalı futbolu neticesinde temaslı ve zor geçmeye adaydı. Fakat İzlanda takımı gerçek görüntüsünden uzaktı ve Milli Takımımız karşısında çok sıradan kaldı. Böyle olunca İngiliz hakem ekibinin işi de kolaylaştı. Her iki takım için de karşılıklı sarı kart hataları yaptı. Göstermesi gereken bazı sarı kartları çıkartmadı. Kaleci hocamızın kırmızısı kurala uygundu. Kural Kitabı’na yeni eklenen ifadeye göre, rakip takım oyuncusunun topu oyuna sokmasını engellemeye çalışmak, teknik kulübede bulunanlar için kırmızı kartı gerektiriyor.
‘’Anthony Taylor'a dikkat‘’
“İzlanda maçımıza, ada Futbolu’ndan bir hakemin atanması doğru değil. Futbol anlayışları, sertliğe karşı prim açısından, rakip için önemli avantaj. 12 Şampiyonlar ligi maçını tek kırmızı kartla bitirmiş, İngiltere’de 10 maçta bir kırmızı çıkartıyor. Fizik gücü yüksek İzlanda karşısında bize dezavantaj doğurabilir”
■ Henüz uluslararası arenada önemli turnuvalarda, maçlarda ve finallerde görev alabilmiş değil. Ancak İngiltere’nin Clattenburg ve Atkinson’dan sonra uluslararası arenada ön plana çıkmaya başlayan en önemli ismi olduğu da gerçek...
■ 42 yaşındaki Anthony Taylor, 2013 yılından itibaren FIFA kokartı taşıyor. 6 yılda; 12 Avrupa Ligi, 12 Şampiyonlar Ligi maçında görev aldı. 2015’te U19 Avrupa Şampiyonası ve 2017’de U17 Dünya Kupası Finalleri’nde kendisine yer bulabilmiş. Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası tecrübesi bulunmuyor.
■ Her şeye rağmen, 2010 yılından beri İngiltere Ligi gibi zor bir ligde görev alıyor ve şu ana kadar tam 236 maça çıkmış. Bu sezon 1 hafta hariç, İngiltere Ligi’nin her haftasında görev almayı başarmış.
■ İzlanda maçımıza, Ada Futbolu’ndan bir hakemin atanmasını doğru bulmadım. Futbol anlayışları, sertliğe karşı prim açısından, İngiliz hakem; İzlanda için önemli bir avantaj. 12 Şampiyonlar Ligi maçını tek kırmızı kartla bitirmiş, İngiltere Ligi istatistiklerine göre neredeyse 10 maçta bir kırmızı çıkartan hakem, içeride oynadığımız ve fizik gücü yüksek İzlanda karşısında bize dezavantaj doğurabilir.