Arama

Popüler aramalar

‘’Bir varmış bir yokmuş!‘’

Ligin ortalama temposu düşünüldüğünde ilk devre açısından ‘bir parça tempo’dan söz etmenin mümkün olduğu bir karşılaşma. Alanya, önde tutmaya gayret ettiği Cisse ve Djalma Campos ile sahanın boyunu uzattıkça Beşiktaş ilk 30 dakika koştu durdu. Önce savunmada Necip’in hamleleri ardından hücumda Ljajic’in aldığı pozisyonlar gösterişli olmasa bile maça renk getirdi. Esasen ikinci devre takımı gibi görünen Beşiktaş çok büyük sorunlar yaşamadan devreyi tamamladı. Ancak orta sahayı bir türlü organize edemeyince oyun etkisi Efecan’ın enerjisini de katkısıyla Alanya’da kaldı. Etkili/etkisiz onlar yüklendi rakipleri izledi/savunmaya çalıştı. 70’e kadar öne doğru hiçbir etki koyamayınca Şenol Güneş, Oğuzhan’la akıl/beceriyi, Larin ile ‘ihtimali’ oyuna sürdü. Lakin oyun kontrolünü ele alamayınca belki kaybetmeyeceği maçı kazanamadı. Ve böylece Alanya ilk kez berabere kalmış oldu..

Gecenin sorusu?

Alanya kazanmak için kadrosu oranında uğraştı. Peki Beşiktaş, Adem Ljajic etkisi olmadan bir maçı kazanacak aksiyonlara sahip göründü mü?

Maçın starı

Alanya’nın enerji deposu Efecan.. Ardından 75. dakikadaki kayarak müdahalesiyle önlediği muhtemel gol nedeniyle Vida ile Beşiktaş kalecisi Loris Karius.

Maçın olayı

Futbol birçok şey olduğu gibi aynı zamanda ‘hakem yorumu’dur. Oyuna kıymet katan belirsizliklerden biri de budur. 47. dakikadaki Vida pozisyonuna penaltı çalınmamasını da bu bağlamda ele almak gerek. Kimi hakem buna penaltı verebilir ve bu da şaşırtıcı olmaz.

Kısa mesaj

Sol kanadı olmayınca Beşiktaş sağ kanadı da kullanamıyor. Bu da enine geniş oyunu oynamalarını engelleyip performansı belirsiz ve dengesiz hale getiriyor.

08 Aralık 2018, Cumartesi 07:13
YAZININ DEVAMI

‘’Kazandı ama acemiydi!‘’

İki takım da dün akşama kadar tecrübe etmedikleri kadrolarla tecrübe etmedikleri oyunları oynadı... Bu nedenle ilk devre bir tür git/gel oyununa döndü. Başlarda Beşiktaş oyunu ele aldıysa da penaltı golü sonrasında Galatasaray orta sahasının güç koymasıyla şekil değişti. Beşiktaş, rakibinin orta saha üstünlüğüne çözüm üretemeyince ikinci devreye Atiba’yla başladı ama sonuç değişmedi. Quaresma’nın bir türlü aktif hale getirilememesi hem pas oyununun kurgulanamadığını hem de oyunu enine yaymakta zorlanıldığını gösteriyor. Oyun merkezini iyice öne alan Galatasaray maçı çevirmek için yüklendiyse de Beşiktaş oluşan boşlukları kullanmakta o denli acemiydi ki... Uzatmadaki Caner ve Quaresma saçmalıkları olumsuz örneklerdi. O klişeyi bir kez daha yazmak gerekiyor; “Beşiktaş kötü oynadığı maçı kazanmayı bildi...”

Gecenin sorusu

Ne yaptık biz bu güzelim oyuna? Hakem kararı ve VAR, yeteneğin, organizasyonun, kolektifin, gösterinin, eğlencenin bu kadar önüne geçip futbol bir sonuç oyunu haline getirilince iyi mi oldu?

Maçın starı

Bu kadar sıkıcı, başı bozuk oyun için bir adam bulmak zor. Öyle tek kişi olsa maç bir nebze maça benzerdi.

Maçın olayı

Hüseyin Göçek ile Halis Özkaya’nın kariyerini zedeleyen olaylar zinciri sonrası ülkenin ‘1 numara hakemi’ Cüneyt Çakır’ın ortalama pozisyonlarda bile VAR’a gitmesi... Öyle ki biraz da bu nedenle ilk devre altı dakika uzadı...

Kısa mesaj

Bu kadar harcama bu kadar ‘yıldız’!.. Ve böylesi bir maç...

03 Aralık 2018, Pazartesi 06:19
YAZININ DEVAMI

‘’Konya kazanmayı bildi‘’

Futbolda alışkanlıkları değiştirmek kolay olmaz. Ancak bu Konya için sorun olmadı. Rıza Çalımbay’ın ardından Aykut Kocaman tercihiyle köklü oyun anlayışı değişikliğine gitmedi takım. Yine de teknik adam dili bile oyuncu uyumu açısından zamana ihtiyaç duyar. Belli ki iki hoca da yaklaşık dilleri kullanıyormuş. İkisinin temel öğretisi ‘sağlam savunma’dır ki, bu artık zaten konuşma konusu değildir. Savunma oyunun temelidir!.. Kocaman yönetimindeki Konya’nın ağırlıklı olarak set (pas oyunu) ve denge oyunu oynayacağını tahmin etmek zor değildi. Metre metre öne taşıdıkları oyunla Alanya için maçı önce sıkıcı hale getirdiler ve oynayacakları oyunu rakibe dikte ettiler.

Varlık gösteremedi

Orta saha gücü ile Alanya ön oyuncularının takımla bağını koparıp rakibin topu gözleyerek oynamasına haliyle dikkatlerinin dağılmasına yol açtılar. Merih (20) Jahovic’e (31) karşı pozisyon hatası yapıp kendini attırınca Konya’nın elinde olan maç tamamen koptu. Sergen Yalçın’ın takımı çok varlık gösteremedi. Belli ki onlar bir ‘iç saha takımı’ olmaya kurgulu. Genel olarak oyun zevki düşük, sadece kazanmaya (ya da yenilmemeye odaklı) bir maç izledik. İki yeni teknik adam için buradan bir karne hazırlamak doğru olmaz. Üç hafta sonra durum daha netleşir ve sanırım Kocaman‘ın karnesi artılarla dolu olur.

01 Aralık 2018, Cumartesi 07:36
YAZININ DEVAMI

‘’Dönüş maçı olmamalıydı!‘’

İlk altı dakikada maçı elinden kaçıran bir takım için İbn-i Haldun’un ‘Coğrafya kaderdir’ sözü geçerli olmasa gerek! Çünkü o zaman bilgi, yöntem ve futbol için konuşursak, bu ikilinin ışığındaki antrenman anlamını yitirir. Eğer coğrafya kaderse bu daha çok bizimle ilgili olmalı. Onca yıldır başarıyı satın alma üzerine kurulu bir düzen içinde çırpınan bir coğrafyanın kaybetmeye mahkum olduğunu tespit etmek için Haldun’a kadar geri gitmeye gerek yok sanırım!.. İlk devreyi şaşkın geçiren Beşiktaş kazanacak planı ikinci devreye bırakmış olmalı! İkinci devre önce oyun üstünlüğünü aldı ardından 66. dakikada skoru dengeye getirmeyi bildi. Bu arada birkaç pozisyon verdiyse de maçı kazanma seviyesine getirmeyi becerdi Beşiktaş. Ve Lens’in farkı yaratan incelikli iki işi sayesinde bu zorlu coğrafyada zora soktuğu maçı kazanmayı da bildi. Evet, bir dönüş maçı oldu ama yine de bu kadar zor olmamalıydı...

Gecenin sorusu?

Ülkemizde yerli ya da yabancı, bir golcü sorunu olduğu açık. Bu maç özelinde sorarsak Cyle Larin’in durumu sadece kendisiyle mi ilgili yoksa genel olarak takımın durumuyla mı doğru orantılı?

Maçın starı

Öncelikle nemli geceyi kurutan ve ısıtan Lens elbette! Ve tabii ki Beşiktaş adına neresinden bakarsak bakalım; Adem Ljajic. Her hücumun bir yerinde mutlaka bir dokunuşu vardı.

Maçın olayı

Soğuğa ve dinmeyen yağmura uyum gösteren ve maçı özellikle ikinci yarı elinden tutan Beşiktaş’ın direnci ve iradesi. Bu direnç gelecek iyi haber ancak sürdürülebilmek koşuluyla...

Kısa mesaj

Evet futbolda istek, arzu yani bildik tabirle motivasyon önemlidir ancak bir maçı zora sokmadan elde tutmak daha önemlidir.

30 Kasım 2018, Cuma 06:39
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon futbolu görsele çevirdi‘’

Futbolun değil de hafta boyunca hakem kararı ile VAR’ın tartışıldığı yurdumuzun en çok merak ettiği maçlardan biri... Nedeni malum, 3 Temmuz sürecinde yaşananlar. Lakin olanları unutmamış - tribüne geçmişi hatırlatan bir pankart gerildi ama bugün sahayı asla ihmal etmeyen Trabzon, tüm ilk devreyi elinde tuttu. Büzülen Fenerbahçe iki kez çıkabildi. 2. devreye ilk devreden donanımlı çıktığı belli olan olan Trabzon, Hasan Ali üzerine gönderdiği Yusuf’un Abdülkadir’i geniş alanda ortayla baş başa bırakmasıyla Novak’la golü bulup maça bir başka boyut getirdi. Ardından Valbuena’nın kayıp performansı Fenerbahçe’nin sol tarafını eritince Trabzon’un iştahı iyice arttı. Topu alıp maçı gösteriye dönüştürdüler ama usta Sosa sahneyi alana kadar onca golü kaçırdılar. Trabzon’un bu kadar iyi oynadığı bir maçı son andaki tedirginliğe getirmiş olması üzerine epey düşünmesi gerek sanırım.

Gecenin sorusu

Bir takım, Trabzonspor, böyle oynayabiliyorsa bu oyun neden sürdürülemez? Nedenlerden biri ‘kesilen oyuncular’ mı yoksa büyük maç oynama motivasyonu mu?

Maçın starı

Sahada takımına akıl yerleştiren Sosa, yardımcısı Onazi ve bu ikilinin beslediği Yusuf. Takımının daha fazla gol yemesini engelleyen Harun’a da mansiyon...

Maçın olayı

Trabzonspor’un o kadar pozisyon bulmasına rağmen oyunu koparan golü geç bulmuş olması.

Kısa mesaj

Ne güzel bir maç izledik... İzleyeni bu denli memnun eden bir maç için stadyumdaki herkese (su atanlar hariç) teşekkür borçtur.

26 Kasım 2018, Pazartesi 06:19
YAZININ DEVAMI

‘’Futbol çocuklarla daha da güzel‘’

Ankaragücü’nün tuhaf bir kararla ev sahibi niteliğini kaybettiği maç, her anlamda zor zamanlar geçiren Beşiktaş için ‘nefes alma maçı’ oldu. Özellikle bağlantı oyuncusu görevini üst düzey performansla taçlandıran Dorukhan Toköz sayesinde öne her çıkılan pozisyon ya gol ya da tehlike getirdi. Sonucun böyle tecelli etmesindeki bir diğer belirleyen de Ankaragücü savunmasının geçirgenliğiydi. İki takım açısından da maçın başındaki dağınık görüntü Adem Ljajic’in direkten dönen vuruşunun ardından dağılıp gitti. Bu andan sonra tek kanattan oynuyor olmasına rağmen Beşiktaş maçı kendisi için gerçek anlamda eğlenceye çevirdi. Bunda en büyük pay da kuşkusuz futbolu önce eğlence için oynayan gençlerin hesapsızlığı ve samimiyetiydi.

Gecenin sorusu?

Sahada Güven Yalçın (19), Dorukhan Toköz (22), Fatih Aksoy (21), Kubilay Kanatsızkuş (21) var ve şıkır şıkır oynuyorlar. Peki bu ülke bunca yıldır onca yabancıya o kadar parayı neden saçtı, savurdu?

Maçın starı

Beşiktaş’ı orta sahada çekip çeviren Adem Ljajic ve en büyük yardımcısı Dorukhan Toköz. Bir golün topunu kapan, bir de gol atan Güven Yalçın’ı da ihmal etmeden.

Maçın olayı!

Bu maç öncesi altı maç kazanıp birinde de berabere kalan lig altıncısı Ankaragücü’nün sahadaki hali sanırım götürüldükleri zorunlu deplasmanla açıklanamaz. Olsa olsa önceki haftaların Beşiktaş’ı gibi ülkedeki futbol kalitesini gösterir.

Kısa mesaj

Futbolun değil VAR’ın konuşulduğu bir ülkede 20 yaşın başlarındaki gençlerin verdiği ilham ve umut her şeye değilse bile çok şeye değer.

25 Kasım 2018, Pazar 06:07
YAZININ DEVAMI

‘’Bu rüzgarlar çok dal kırar‘’

Malum, sadece Beşiktaş değil genel olarak ülke futbolu ve kulüpleri krizde. Konu son günlerde Beşiktaş’ta yoğunlaşmış görünüyorsa nedeni daha çok, Fenerbahçe Yönetimi’nin attığı zorunlu adımların ikna ediciliği ile Galatasaray’ın kendi gündemini bambaşka yerlere taşımış olması. Yoksa diğerleri Beşiktaş’tan iyi durumda değil.

Savurgan ekonomi...

Gelin görün ki kulüp Başkanı Fikret Orman, skorların alındığı güllük gülistanlık zamanlarda biraz üst perdeden konuşuyor, sık sık yürüttükleri başarılı operasyonlardan söz ediyordu. Oysa o zamanlarda, bugün içine düşüleceği belli olan ortam için hazırlık yapmak gerekiyordu. Bu savurgan ekonominin olası sonuçları tam da kazanırken taraftarlara anlatılabilmeliydi. Beri yandan yönetim dışında bırakılan eski kadronun muhalif bir atak yapabileceği de öngörülebilirdi. Bugün yaşanan gerginlik tam da bu parametrelerin toplamı gibi duruyor...

Mitrovic’in maliyeti...

Orman, “Genk’in İngiltere’ye sattığı oyunculara baktığınızda inanamazsınız. Biz alt yapıya yatırım yapalım diyoruz. Kimsenin umurunda değil ki” diyor. Bu sözler aynı zamanda Kulüpler Birliği Başkanı da olan birine ait!.. Alt yapı yatırımının kimin planı ve umuru olması gerekiyor sahi? Ayrıca yaşlı oyuncu alma zorunluluğunu da UEFA kıstaslarını ve finansamanını bağlıyor. O zaman FEDA sezonundaki düşük maliyetli dönemin genç oyuncuları Oğuzhan’ı, Olcay’ı ya da Veli’yi nasıl açıklamak gerekiyor? Ve elbette bir başka genç Mitroviç’in yüksek maliyetini!..

Artık para işi...

Fikret Orman, Divan Kurulu’nda transferden gelen paraların nerelere harcandığını açıklayacağını belirtti. Büyük ihtimalle transferde üretilen o paralar kulübe uğramadan içinde stadyum yapımı da dahil olan birikmiş ve yapılandırılmış borçların faizlerine, sıradaki alacaklıların hesaplarına geçti. Çünkü... Futbolda bu seviyelerde skor yapmak artık para işi... Ve ülkemiz o parayı üretecek organizasyonlara herhangi bir düzeyde sahip değil. Borçla kazanılan skorlar da sonu olan skorlardır ve Beşiktaş tam da sonu başından belli olan durumun sıkıntısını yaşamakta. Gerçi bir kaç iyi skor Orman yönetimini rahatlatır ancak rüzgar artık arkalarından esmeyecektir. En fazla geçici süre diner, o kadar.

17 Kasım 2018, Cumartesi 07:45
YAZININ DEVAMI

‘’Kim formda ki Güneş de olsun!‘’

Sorun Şenol Güneş ya da bir başkasını içine alacak kadar çetrefilli görünüyor. Şahsi olmaktan öte sanki... Çünkü sahada isteksiz bir takım var gibi durmuyor. Ancak oyun mekaniğinin dişlileri bozuk. Futbolda hocanın etkisi kadar takım ve yönetimin hocaya katkısı da önemli. Şenol Güneş, futbolu unutmadığına göre sorun başka yerde. Bu aralar Beşiktaş’ta formda kim var ki Güneş formda olsun....

Orman’ın lehine olumlu gelişme...

Futbolda skor gelmeyince reaksiyon kaçınılmaz oluyor. Bu durum bazı oyuncular ya da teknik adam olduğu kadar yönetime de yönelebiliyor. Ben, Beşiktaş tribünlerinin mevcut yönetim lehine bir tutumuna şahit olmadım. Gelinen durum skorlara bağlı olarak yükselir ya da unutulur. Ancak Fikret Orman lehine olumlu bir gelişme olacak gibi durmuyor. Gelinen noktada tek sorumlu aramak da doğru olmaz.

Batık ekonomiler zorunlu...

Yeni tribün oyun değil kazanmayla daha çok ilgili. Bu, futbolun en azından bizdeki çelişkisi. Üreten bir futbol ikliminde olmadığımızdan kazanmak için daha çok harcamak gerekiyor ve bu da aynı zamanda batık ekonomileri zorunlu kılıyor. Aslolan üretim lehine bakış açısı ve tutumları değiştirmeyi becerebilmekte.

‘Ceza konusu hayata geçemez’

Ödemelerdeki sıkıntı düşünülünce yönetimin oyunculara para cezası vereceği iddiasının hayata geçmesi zor görünüyor. Kaldı ki cezayı gerektirecek bir disiplinsizlik durumu da yok. Ceza kesilirse de ödenmeyeceğini tahmin edebiliriz. O cezalar yazılırsa da, bu sezon bilançosunda ‘alacak’ gelecek bilançoda ‘borç’ yazılır, hepsi o!..

‘Karius neden kulübede değildi?’

Beşiktaş'ta kaleye geçmesi gereken oyuncu, en formda kimse o olmalı. Soru şu; Karius neden yedek kulübesinde değildi? İşte Beşiktaş’ın organizasyon sorunlarına dair bir ipucu daha!... Hele ki dün bir bugün iki olan bir oyuncu için düşünülürse...

‘Beşiktaş’ın Q7 planı değişmek zorunda’

Ricardo Quaresma çoğunlukla olduğu gibi ‘takımdan ayrı düz koşu’yu yeğliyor. O, oyunu bireysel gösterisine tercih ediyor. Son maçta Adem Ljajic ile kurduğu top ilişkisini yakından analiz edenler Beşiktaş futbol takımının sorunlarını daha doğru analiz eder. Quaresma bu saatten sonra ‘özel oyuncu’luktan ‘büyük oyuncu’luğa terfi edemeyeceğine göre Beşiktaş gelecek planlarını baştan sona değiştirmek zorunda.

13 Kasım 2018, Salı 06:15
YAZININ DEVAMI