Arama

Popüler aramalar

‘’İşte böyle bir oyun!‘’

‘Topa sahip olma’ ilkesi açısından Beşiktaş’ta sorun yoktu ancak ‘verimlilik’ çoğu zaman sıkıntılıydı. Beşiktaş’ta, takım kendi alanında oyunu işlemeye çalışırken Burak tüm maçlarda olduğu gibi elini kaldırarak top istiyor. Bu da rakip savunmaların yerleşimini kolaylaştırırken Beşiktaş’ın kurgusunu zedeliyor. Topu alamayınca Burak atana, atamayana heyheylenip şortunu çeke çeke sitem ediyor. Oysa takım idman yapıyor ve kimin ne yapacağına dair planlar defalarca çalışılıyor... Avcı, orta saha savunmacısı gibi algılanan Atiba’yı altı numaradan sekiz/on numaraya evirmiş. Haliyle Beşiktaş boyut değiştiriyor. Ancak bu kez Ljajic ile kurulması gereken hiçbir bağ kurulamıyor. Ve önde oynayan Beşiktaş arkadaki geniş alanları gözleyen Kasımpaşa’ya bolca imkan tanıdı. Top Beşiktaş’taydı ama ürkütücü fırsatlar uzun süre eksik oynayan Kasımpaşa’nın hanesine yazıldıydı. Ama futbol işte böyle bir oyun! Onca maçta yok hükmünde olan Lens’i son saniyede maçın adamı yapıyor...

Gecenin sorusu

İnsan düşünmeden edemiyor; acaba takımlarda hakemi aldatma üzerine eğitimveren bir çalışma grubu mu var? Yoksa, kaybedilen tümikili mücadelede forma fark etmeksizin faul istemek futbolun yazılı olmayan kurallarından biri mi?

Maçın starı

Kasımpaşa’dan Koita ve Hajradinovic. Genel olarak etkisiz olsa bile ikinci golün başlangıç hamlesini yapan Quaresma’ya da bir not düşmek gerek. Beşiktaş’ta ise hemen her maçta olduğu gibi Atiba. Bunu benden başka tuhaf bulan var mı acaba? Ve yardımcısı Elneny...

Maçın olayı

Beşiktaş’ın bu denli gayretli ve alan yaratan oyununa karşı Burak Yılmaz ’ın bu denli etkisiz kalışı. Bu oyuncu mu yoksa oyun sorunu mu?

Kısa mesaj

Beşiktaş, git gide gelişiyor ve bunu kazanarak sürdürüyor ama daha çok yolu var. Özellikle ön bölge daha fazla çözüm istiyor...

09 Aralık 2019, Pazartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Maç güzel, bitimi daha da güzel!‘’

Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, TRT Spor’a yaptığı açıklamada hem her puana hem her bir Euro’ya ihtiyaç duyan takımıyla ilgili şu tespitte bulunuyor: “Takım sonuncu olmasaydı, erkekler başkanlığı bana bırakmazdı!” Kayseri, ilk devre faul sayısını sadece dörtte tuttu. Ülke, oyunu imha etmek için faule sığınan takımlarla dolu. Onlar buna sığınmayınca Beşiktaşlılar için izlenir bir maç çıktı ortaya. İkinci devre farkın artmasını bekleyenler çoğunluktaysa da Kayseri topla oynamayı artırınca Beşiktaş’ın hücum etkisini yumuşattı. Bir de Sörloth’un, Galatasaray’a attığı golün benzerini buldu. Beşiktaş tahmin edilebileceği gibi farklı kazandı. Maç sonunda yayıncı kuruluşun stüdyoya dönmeden uzun uzadıya gösterdiği Beşiktaş takım/tribün eğlencesi ise futbolun en muazzam yanının öne çıkarılmasıydı. Manasız münakaşalar yerine futbolun insani yanına hürmet!.. Elbette bunu kaybettiğinde de yapabilmek...

Gecenin sorusu

Beşiktaş güçlü bir oyun bulamamış olsa da ligin üçüncü basamağında. Bu da ülkede oynanan ‘oyun ortalaması’ ile ısrarla yaşanan hakem bazlı münakaşalardaki seviyesini göstermiyor mu?

Maçın starı

O yaşına rağmen her zaman Atiba. Sonra... Burak, N’Koudou, Ljajic ve Diaby... Caner ve Gökhan’ı da hücum katkıları için eklemek gerek..

Maçın olayı

Gökhan’ın attığı gol öncesi top çıktı mı çıkmadı mı? VAR incelemesinin gerekçesini en azından sabah akşam hakem kararı tartışan kamuoyunun o kesimine gösterilmesi gerekirdi.

Kısa mesaj

Beşiktaş açısından en önemli olumluluk ısrarlı ve sürekli öne oynama isteği, her daim gol arayışıydı. Bu geliştirilebilir mi, zaman gösterir. Ama ülkedeki ‘sakatlık sorunu’nu da akıldan çıkarmamak gerek...

03 Aralık 2019, Salı 06:02
YAZININ DEVAMI

‘’Futbola benzer bir şeyler!‘’

İlk devre boyunca ‘top yoğunluğu’ Beşiktaş’ta, ‘kısmi oyun üstünlüğü’ Konya’daydı. Lakin sahada olup bitenler, günümüzün Avrupa merkezli izlenir futboluna yaklaşmanın çok uzağındaydı.. Ev sahibi Konya, tüm takımı bir arada tutma derslerine iyi çalışmış bir ekip. Gücünü de buradan alıyor. Lakin makbul olan, bu bir arada olma halinin rakip alanda olması değil mi? Beşiktaş’a gelince... Onlar devreyi kazasız atlatma derdindeydi. Bu nedenle ele geçirdikleri topu çoğu zaman eveleyip geveleme pahasına rakibe vermediler. İkinci devre de değişen bir şey olmadı. İki takım da ilk devre deneyip sonuç alamadıkları hücum girişimi adı verile tarzı inatla sürdürdüler. Maçın berabere bitmemesi için gereken tek şey ‘bir tuhaflık’tı. Onu da Bajic yaptı. Ve Beşiktaş girdiği haniyse tek pozisyonu -Burak plasesinin ardından Konya savunmasından dönen N’Koudou şutu- değerlendiremeyip Bajic hatasıyla kazanmayı becerdi.

Gecenin sorusu

Avrupa’nın sahadaki on birler açısından en yaşlı liginde Konya 28.5, Beşiktaş 30.5 yaş ortalamasıyla oynuyor. Sahi, bizim milli takım kime, neyi gösteriyor acaba ?...

Maçın starı

Öncelikle bu ‘futbolumsu’ etkinlik için stadyuma giden binlerce insan. Sonra ben ve benim gibi son düdük çalana kadar televizyon karşısında çakılı kalanlar. Sahada koşanlar adına da golü atan Burak Yılmaz’ı ekleyelim.

Maçın olayı

Burak’ın golü... Topu sürerek çıkan Konya santrforu Bajic. Çıkamayıp geri pas atıyor, attığı yerde Ljajic olması gerekirken Caner var. Pası veriyor golü attırıyor. İşte gerçek kaos futbolu diye buna denebilir!

Kısa mesaj

Beşiktaş, oyunu güçlü olmasa bile kazanarak devam ediyor. Bu maçta da rakibe özellikle golü attıktan sonra pozisyon vermemiş olması önemli bir not...

24 Kasım 2019, Pazar 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Kazasız belasız..‘’

İki takım da oyuna beklendiği gibi ‘hata yapmamayı’ ilke edinerek sakin ve dengeli başladı. Bu nedenle Dünya Kupası ya da Avrupa Şampiyonası’nın açılış maçlarındaki ritmde ilerledi karşılaşma. Bir puanın yettiği Türkiye’nin durumu anlaşılırdı. İzlanda ise zaten hiçbir zaman bundan fazlasını yapmaya kalkışmamıştı. Onların tarzı; ‘dikkatle bekle, gör, hazırlan ve saldır’ olarak özetlenebilir. Otuzlara kadar böyle aktı maç. O dakikadan sonra özellikle Çalhanoğlu’nun örgütlediği saldırılarla İzlanda kalesini doğrudan tehdit etmese de ateşi yaktı Milli Takım. Cengiz ve Hakan’ın cılız şutları birde Ozan’ın örgütlediği hücumda Burak’ın kafası, o kadar. Sonra 70’lere doğru yeniden. Ne zaman ki bol pasla topu sahanın tamamında gezdirdi bizim çocuklar, her defasında bir tehdit icat ettiler. Ancak 80’e doğru gereksiz yere ceza alanına büzüşme ve buna bağlı olarak ‘soğuma başladı’. Oysa işler o ana kadar yolundaydı. Ama birden İzlanda’nın en sevdiği işe, ‘duran top’ oyununa döndürdük işi. Biraz gerildik sonlara doğru ama kazasız belasız bitirdik işi!..

Gecenin sorusu

Biz bu maçı kazanacak bir planla oynayabilir miydik? Bence, ‘Evet’. Bu takım şüphesiz bundan daha fazlasını vaat ediyor. Bu vaat de bundan sonrası için saklı kalsın..

Maçın starı

Akan oyunda etkisiz İzlanda’nın Burak’ın takiple kornere çıkardığı toptan bulduğu pozisyonu çizgiden savuşturan Merih Demiral. Ya o gol olsaydı?..

Maçın olayı

Pozisyon vermeden maç tamamladıysak bunda başta Okay Yokuşlu olmak üzere Ozan ile Mahmut’un ‘görünmez payları’ büyük. Hazin ki, bu tip oyuncular ülkede ‘yok sayılır.’

Kısa mesaj

Neresinden bakarsanız bakın muazzam iş yaptı çocuklar.. Daha fazlasını da yapacaklarından şüphem yok...

15 Kasım 2019, Cuma 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Kendini zora sokan model‘’

Topu ayağında rakibe göre daha uzun süre tutmak günümüz oyununun hakim modeli. Bu doğru ve gerekli elbette lakin yeterli değil. Çünkü modelin handikapları var. Rakibi kendi sahasına hapsediyorsunuz ve becerikli oyuncu sayınız az ise oyun iyice sıkışıyor. Türkiye-Andorra maçı bu duruma örnek olsun. Ayrıca kendi arka alanınızda da geniş boşluklar bırakıyorsunuz ki, Denizli hep bu alanları gözledi. Bu nedenle ilk devre deplasmanda olmasına rağmen rakibinden iki fazla, yedi şut attı. Beşiktaş ise Atiba/Elneny merkezi dışında oyunu genişletecek kolektif etkiyi yeterince gösteremedi. 58. dakikada Ljajic’in kaleye aktığı anda seçeneksiz kalışı durumun örneklerinden biriydi. Nihayet N’Koudou orta boy bir kolektif oyun sonunda ‘’beceri gösterdi’’ de maç kurtuldu!.. Beşiktaş bu tarzıyla biraz bile isteye kendini zora sokuyor. Çünkü bu oyunu çözecek başta ön oyuncuları var mı, bunu kendilerine sormaları gerek.

Gecenin sorusu

Beşiktaş topla çok oynayıp, baskın görüntüdeydi. Ancak ‘’iş bitirme’’ konusunda bu kadar zorlanıyor oluşu becerili adam eksiğinden mi? Yoksa mevcutlara göre yazılması gereken hücum şablonu azlığından mı?

Maçın starı

Caner Erkin çıkarken kızdı ama giren N’Koudou galibiyeti getiren o klas çalımı atıp, golü buldu. Maçın yıldızı o ve Rodellega serbest vuruşunu 90’dan çıkaran Karius. Atiba zaten banko...

Maçın olayı

Denizli’yi Süper Lig’e çıkartan Yücel İldiz ne yapamıyordu ki Mehmet Özdilek’in onu yapması bekleniyor? Ve Recep Niyaz! Bu hocalardan ülkede çok var ama Recep Niyaz gibi kaç oyuncu var ve neden bu kadar kenarda tutuluyor acaba?

Kısa mesaj

Beşiktaş bu maçı da öyle ya da böyle kurtardı. Çok çabalıyor ama verimi düşük. Bu böyle nereye kadar gider, bilinmez!..

11 Kasım 2019, Pazartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Acemi mangası!..‘’

Olgunlaşmamış, henüz ‘acemi takım’ hüviyetindeki Beşiktaş fazlasıyla umutsuz!.. Beri yandan onca sakattan sağ kalanlarla, üstelik puansız olarak sahada. Buna rağmen ilk devre Braga ile aralarında öyle aman aman bir fark göze çarpmıyor.

Beşiktaş’ın sorunu, öndeki Umut/Güven ikilisi ile takımın diğerleri arasındaki kapanmaz mesafeden kaynaklanıyor. Şenol Güneş takımlarında zaman zaman pırıltılı görünen Güven Yalçın’ı görünmez kılan da bu oyun. Beri yandan bazı özel yeteneklerden medet umar hale gelmek ise düzen/sistem acısından son derece acıklı...

Lens’in atılmasıyla ‘son umut kırıntıları’ da ortadan kalkınca maç, Beşiktaş açısından bir ‘boş vermişlik’ karşılaşmasına dönüştü. Görünen o ki, Beşiktaş ligin devre arasında şapkadan tavşan çıkarmaya çalışacak.

Tuttu tuttu, tutmadı işler ciddi zora girer gibi görünüyor...

Gecenin sorusu

Lens’i sormayayım diyorum ama ‘soru işareti’ peşimi bırakmıyor. Sahi, kiralık Lens’i kim, neden, neyi ölçerek aldı? Unutmadan bir de ek; ‘Yabancılar lige kalite getirmişti?’ değil mi?..

Maçın starı

Braga’dan... Önce, iki gol atan Paulinho. Ardından, oyunu Braga için çekip çeviren Joao Paulinho.

Maçın olayı

Beşiktaş ikinci devre için soyunma odasından yürüyerek gelirken sahadaki Braga’nın takım halinde ve disiplin içinde ısınıyor oluşu. Gerçekten, sıklıkla söylendiği gibi antrenmanlar dünyanın her yerinde aynı mı?

Kısa mesaj

Lige dönen Beşiktaş’ta işler hiç de son iki haftanın getirdiği umutlu hali destekler nitelikte değil.

08 Kasım 2019, Cuma 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’İdeal olanı bu değil!‘’

Şaşırdım mı? Hayır... İdeal olan bu mu? Hayır... Başka bir yol bulunur mu?.. Evet. Arayan olur mu? Sanmam...

Ülkenin sorunu bu; oyuncusu yok. Sürekli günü kurtarmaya çalışan bir yapı kaçınılmaz olarak “garanti gördüğü oyuncu”lara sabitleniyor. Çünkü, kendine güvenmiyor, bilgisine güvenmiyor, organizasyonuna güvenmiyor. Atiba’da da durum böyle!..

Ortalama bir oyuncu bu ülkede vazgeçilemez nitelikte görülüyorsa orada sorun büyüktür...

06 Kasım 2019, Çarşamba 13:55
YAZININ DEVAMI

‘’Düşe kalka kazanmak!‘’

Bu sezon bu denli efektif bir ilk yarı oynayan Beşiktaş izlememiştim. Çok yönlü, sakin ve incelikle planlanmış hücumlar vardı. Üstelik bunları öyle canhıraş koşulardan da bulmadılar. Goller her ne kadar iki dakika içinde geldiyse bile ilk 30 dakika Antalya nefes alamadı. 23’te varlık gösteremeyen Chico’yu kenara alıp yerine Gökhan Gönül merkezli çıkışları geri itmek için Serdar Özkan’ı sahaya gönderdi. Bu düzen on dakika kadar iş görür gibi olduysa da Beşiktaş oyunu tekrar eline alıp iki de gollük pozisyon yarattı. Ancak ikinci yarı Beşiktaş için yukarıdakilere benzer cümleler kurmak mümkün değildi. Öncelikle futbol uzun süre kayboldu! Sona doğru Antalya biraz yükselttiyse de oyun ülke vasatını aşamadı. Beşiktaş ise sadece direnip skoru korumaya çalıştı. Sonunda maçı düşe kalka da olsa kazandı ama eline aldığı oyunu nasıl kaybetti, Antalya son bölümde daha verimli olsa Galatasaray maçından yayılan iyimserlik sürer miydi, İşte Avcı’nın düşünmesi gereken sorular bunlar...

Gecenin sorusu

‘’Yabancı mı yerli mi?’’ tartışmasının ortalığı toza dumana kattığı güzide ülkemizde onca yıldır onca para kazanan Lens, Aatıf ve nicelerine kimsenin sesinin çıkmaması tuhaf değil mi?

Maçın starı

İlkin Vida. Hem attığı gol hem Nazım Sangare hücumunda kritik top arası yaparak skoru takımında tuttu. Antalya’da ise sağ kanadı günün işleyişine uygun kullanan Nazım Sangare ile Paul Omo Mukairu.

Maçın olayı

Ayağı en düzgün Beşiktaşlı Adem Ljajic’in 70’te yakaladığı topu boş kale yerine farklı biçimde dışarı atması!.. Sonra 86’da Karius’un o kritik kurtarışı yapması.

Kısa mesaj

Beşiktaş özellikle hızlı hücumlarda çok kötü paslar attı ve maçı zora soktu. Oysa ki ilk devre oyun kurgusu hayli vaatkardı...

03 Kasım 2019, Pazar 06:01
YAZININ DEVAMI