Arama

Popüler aramalar

‘’1-0'a kadar gayet iyi‘’

Oğuzhan sahaya çıkmadığı 35 günü çok iyi hazırlanarak geçirmiş: Gerçekten Beşiktaş’ın dün geceki gibi fiziksel-mental açıdan restore olmuş Oğuzhan’a ihtiyacı var. 16, 17 ve 40. dakikalarda Oğuzhan’ın top rakibe geçer geçmez yaptığı etkili karşı pres ve kaptığı toplar, ilk 5 maçtaki Beşiktaş orta sahalarından ve daha önceki iki sezonki Oğuzhan’dan farklı ekstra bir katkı sağladı. İlk yarıda karşı pres, Beşiktaş’ın bir numaralı oyun kurucusu olurken 44’te yüzde 78’lik dominant bir topa sahip olma oranı yakalamasını sağladı. İlk 45’teki Malatyaspor ise adeta Hamza “Simeone”oğlu taktiğini uygulayarak devreyi gol yemeden tamamladı.

2. yarıda Beşiktaş ilk 45’teki kadar dominant oynamasa da takıma katılır katılmaz teknik kalite enjekte eden Ghezzal ilk yarıda gol olması için eksik kalan ekstra inceciliği yarım alan asisti ile yaparak kilidi çözdü.

Gecenin sorusu

Beşiktaş 1-0’dan sonra frene bilinçli mi bastı, yoksa 1-0 öne geçene kadar ekstra yorulduğu için mecbur mu kaldı?

Maçın starı

Oğuzhan 70’te çıkana kadar sahanın en iyisiydi. Bu oyununu 90 dakikaya yayabilirse takım ekstra güç kazanır. Rosier-Ghezzal sağ kanadının uyumu da Beşiktaş’ı bir üst seviyeye taşıyor.

Maçın olayı

Eski futbolcusundan, yorumcusuna, taraftarına herkes “Adem Ljajiç neden oynamıyor?” sorusunun cevabını arayıp bazıları birbirine girerken, Ljajiç’in hiçbir şey umurunda değilmiş gibi elleri arkada takılıp ısınmak için bile çaba sarf etmemesi!

Kısa mesaj

Takımda gelişen yönler var, sağ kanat sorunu çözüldü gibi, Aboubakar-Larin’i beraber oynatma planı daha da geliştirilebilir. Oğuzhan’ın dün geceki iyi oyunu Beşiktaş’ın daha büyük ve alternatifli oyun planları oynayabilmesi için olumlu sinyal. Sezon uzun, az ara, çok maç var: İyi olanlar daha iyi, iyi olmayanlar iyi olmak zorunda!

02 Kasım 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kötünün iyisi?‘’

Beşiktaş, Josef kırmızı görmeden önce 3-0 öne geçtiğinde çok mu iyiydi? 22 gün önceki kadar kötü değildi ancak Denizlispor özellikle maç 11’e 11 devam ederken bayağı kötüydü. Beşiktaş’ta iyi olan iki, çok iyi olan bir nokta var: Josef atıldıktan sonra 3-0’dan maçı vermemek kötünün iyisi, Ghezzal-Rosier kanadı 22 gün öncesine göre iyi bir seviye yükselmesi, bir de Aboubakar Karagümrük hazırlık maçında verdiği güçlü sinyaldeki gibi Beşiktaş adına çok iyi olan tek şey! Atiba’nın golü büyük oranda Aboubakar’ın hareketliliği ile zenginleştirdiği üstün oyun vizyonu kalitesi sayesinde geldi. 11’e 11’ken Josef, çapa rolünde takım boyunu ve pres mesafesini iyi ayarladı, Denizlispor’un kötü olmasından da faydalanarak Beşiktaş uzun süre rakip oyuncuları ceza alanında topla buluşturmadı. 11’e 10 oynanan bölüm ise Beşiktaş için gerilim filminden hallice!

Gecenin sorusu

Rosier, Ağustos’ta da aynı mali şartlarda kadroya katılabilirdi. Peki, Rosier sezon başında gelseydi en azından UEFA’da yola devam edilmez miydi?

Maçın starı

Aboubakar’ın Türkiye Süper Ligi’ndeki en önemli rakibi sakatlıklar, sezon boyu onları ekarte ederse Beşiktaş için tünelin ucundaki ışık gibi olabilir. Tabii takım arkadaşlarının da ofansif verimi Aboubakar seviyesine yaklaşmalı!

Maçın olayı

Aboubakar’ın 43’te topu saklayıp üstüne takım arkadaşını kaçıran topuk pası çok kaliteliydi. Bu kalite 90 dakikaya takım boyutunda yayılamadığı için de son bölümde Beşiktaş büyük sıkıntı yaşadı.

Kısa mesaj

Teknik heyetin daha da çok çalışıp form grafiğini yeterli seviyede bulmadığı için 11’de şans vermediği Ljajiç, Oğuzhan ve hatta Güven gibi isimlerin form seviyelerini bir şekilde yükseltmesi gerek.

27 Ekim 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Erol Bulut'un karşı planı‘’

Fenerbahçe daha önceki maçlarda Sosa ne kadar katalizör rolü oynarsa o kadar etkili olabiliyordu. Bu kez maç başında ikili mücadelede aldığı darbenin de etkisiyle Fenerbahçe formasıyla şu ana kadarki en etkisiz Sosa’yı izledik. Erol Bulut, Sosa ile Cisse’yi değiştirirken oyuncu ile beraber komple oyun planını da değiştirdi: Newton’un Sosa-Ozan-Gustavo üçlüsünü ilk yarıda durdurma planı teoride doğruydu ancak pratikte Lemos ile Sosa’nın anlaşamayıp çarpışması üzerine Afobe’nin fırsatçılığı Trabzonspor’u öne geçirmişti. İkinci yarıda Erol hoca, Samatta ve Pelkas’ı alan markajından kurtaran bir karşı planla Newton’ı mat etti. Caner’in duran top ustalıklarının yanı sıra özellikle Fenerbahçe’yi öne geçiren 55’teki gol Erol Bulut’un karşı planının pratikte en iyi işlediği andı: Orta sahaya eklemlenen serbest forvet Samatta presle rakipten top sökerken, ona yakın pozisyon alan Tisserand driplingle çıkıp Pelkas’ı buldu. Pelkas topuk pasıyla alan değiştiren santrfor Cisse’yi gördü o da Valencia’ya çilingir asisti yaptı! İlk yarı topu bekleyen, 2. yarıda topa giden bir Fenerbahçe vardı: Trabzonspor 2. yarıdaki ilk isabetli şutunu 87. dakikada atabildi!

Gecenin sorusu

Caner’in kornerlerinde ön direğe hareketlenen Gökhan Gönül’ün belinde ip mi var? Tabii ki hayır, David Copperfield nasıl çok çalışıp her seferinde her yerde numarasını yediriyorsa onlarınki de Copperfield’ın futbol şubesi misali!

Maçın starı

Tisserand golü ve 2. gol öncesi rakibin yerleşik dengesini bozan driplingle çıkışıyla geri dönüşü ateşledi. Cisse’nin oyuna girişi tüm dengeleri değiştirdi, Caner’in duran top ustalığı ve Gustavo’nun terminatörlüğü tecrübe ile sabit zaten!

Maçın olayı

Fenerbahçe’nin duran toptan 2 gol daha bulup bu sezon toplamda duran toplardan 7 gol atması. Klopp boşa taç antrenörü tutmadı, Bielsa haybeye sürekli korner seti ve savunması çalıştırmıyor: Sıkışan oyunda ölü toplar çalışana hayat veriyor!

Kısa mesaj

Trabzonspor, şampiyonluk yarışına geç de olsa dahil olabilmek için mutlaka kazanmalıydı lakin Fenerbahçe kazanarak kısa sürede ne kadar geniş ve doğru bir kadro kurduğunu gösterdi. Erol Bulut’un oyunu döndüren hamleleri teknik heyet açısından da ibreyi daha yukarı çevirdi!

26 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Nou Camp'a Real damgası‘’

İlk 8 dakikada El Clasico’nun Altın Çağı’nı anımsatan bir fragman izledik: Artık Ronaldo’su olmasa da etrafındaki yeni isimleri beslemeye devam eden Benzema’dan klas bir asist gösterisi ile perde açıldı. Hemen ardından Messi’den sahte 9 pozisyonunda topla buluştuktan sonra yaptığı derslik asistin asisti! Ya gerisi? Aslında Shakhtar ve Cadiz maçlarında da gördüğümüz gibi Real Madrid eski kudretinde değil. Barcelona ise kötünün kötüsü: Zidane bir şekilde derbi teknik direktörlüğü konusunda hoca olarak ilk El Clasico’suna çıkan Koeman’ı sürklase etti. İki doğal sağ beki Carvajal ve Odriozola yokken Nacho’yu sağ beke yamayan Zidane, Nacho hem kart görme hem de fiziksel açıdan kırmızı alarm verince devre bitmeden Vazquez ile değiştirdi.

Ramos hayat veriyor

69’da sahaya sürdüğü Modric hem oyun üstünlüğünü Real Madrid’de tutan baş aktörlerden birisi oldu hem de Barcelona’nın ipini çeken gole imza attı! VAR öncesi VAR’sızlığın nimetlerinden maksimum faydalanan Ramos bu kez VAR’ın nimetinden maksimum faydalandı: Ramos, su gibi futbolcu, girdiği şişenin şeklini alıyor ve yıllardır Real Madrid’e hayat veriyor!

Gecenin sorusu

Bartomeu acaba gizli Real Madrid fanatiği olabilir mi? Messi’nin maç sonu vücut dili “Beni zorla tuttu, al işte takımın haline bak!” diye adeta çığlık atıyordu. Kısa sürede Barcelona’daki seviyeyi bu kadar düşüren bir başkan Real Madrid taraftarı olmasa bile Real Madrid’lilerin rüyasındaki tersine “efsane başkan” gibi bir şey!

Maçın starı

Kaleci Neto, Barcelona’nın en iyisiydi. Misal kalede Busquets’in babası falan olsaydı, maç çoktan biterdi! Baba Busquets’i hatırlatmışken artık oğlu da zamanında babasının olduğu gibi takımın en zayıf halkalarının başında geliyor!

Maçın olayı

Koeman’ın oyuncu değişikliği için ta 81. dakikayı beklemesi. Bunu Barcelona 63’te geri düştükten sonra 18 dakika boyunca hiçbir reaksiyon gösterememesine rağmen yapması, başkan Bartomeu’nun hanesine koca bir eksi olarak daha yazar: Demek ki bu kadro bu teknik direktöre veya bu teknik direktör bu kadroya uygun değil!

25 Ekim 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’“Ozan Tabakası”‘’

Sadece atılan gol sayısıyla değil hakemler hariç her şeyiyle çok iyi bir maç izledik. İki yetenekli Türk kaleci İrfan Can ve Altay yerine sıradan kaleciler olsaydı en az 5 gol daha olabilirdi! Fenerbahçe’de Samatta zirve performansında değildi ama yerine giren Cisse uzun süre sahalardan ayrı kaldığı için ortalama bir gününde bile rahatça gole çevirebileceği pozisyonlarda “paslanmış vuruşlar” yaptı. Fenerbahçe kanat bekleri Nazım ve özellikle Caner’den ofansif açıdan ilk yarıda büyük verim aldı. Lakin oyunun defansif boyutunda aynısını özellikle Nazım için söyleyemeyiz. Caner’in zaten en kötü gününde de hücumu iyi, en iyi gününde de savunması en güçlü yönü değil! Caner’in uzak ortaları, kornerleri ise bu ligde her zaman çilingir niteliğinde. Ozan’ın performansı yine etkileyiciydi, Sosa ve Gustavo gibi iki ustayla oynarken nasıl optimum seviyeye çıkabildiği maçın yıldızı kutumuzda!

Gecenin sorusu

Serdar Aziz’e hakemler negatif ayrımcılık mı yapıyorlar yoksa hangi formayla olursa olsun hep ona mı denk geliyor? O nasıl penaltı, diğer pozisyonun neresi el?

Maçın starı

Ozon tabakası dünyamızı nasıl koruyor ve sürekli fayda sağlıyor o misal Ozan Tufan da Fenerbahçe için artık bir nevi “Ozan Tabakası”… Kısaca Ozan, Fenerbahçe lehine ne gerekiyorsa yapıyor!

Maçın olayı

Şu ana kadar Süper Lig’de oynanan kalitesi en yüksek maçtı. Hakemlerin oyunun yüksek temposunun ve kalite seviyesinin gerisinde kalması hariç tarafsız gözle izlenebilecek çok iyi bir maçtı

Kısa mesaj

Perotti’nin ne zaman takıma gireceği ve nereye monte edileceği Fenerbahçe hücumlarını daha da çeşitlendirip zenginleştirebilir. Tabii öncelikle Cisse’nin de açıklarını kapatması gerek

19 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Size 21 gün mühlet!‘’

Yüzüncü kez aynı şeyi yazmaktan zul duyuyorum: Savunma biçiminiz, hücum biçiminizi belirler yani Necip’i sağ bek oynatmak hem Beşiktaş’a hem de Necip’e zarardan başka bir şey vermez. Orada en azından oynamışlığı olan Dorukhan varken neden sağ bekte denenmez, anlamak çok güç! Bir zahmet Welinton orijinal bir sağ bekle oynamadığını farkına varıp ona göre ofsayt tuzağı riskine girmek yerine o anda tek demarke rakip oyuncu Stancu’nun yükseldiği hava topuna çıkmalıydı. İlk 45’te ilk isabetli şutu en defansif orta saha rolündeki Josef’in atıp ilk net pozisyonu da Töre’yi savunma arkasına kaçıran pasında Josef’in geliştirmiş olması Josef’in bireysel başarısı olduğu kadar kalan takım arkadaşları ve teknik heyetin kolektif planlarının başarısızlığıdır! 2. yarının özeti ise daha acı: Kötü oynamak neyse de kötü mücadele edenler yatın kalkın statta taraftar olmadığına şükredin!

Gecenin sorusu

O dakikaya kadar takımın sorunu ceza alanı içine top taşımakken, top ceza alanına taşındığı ölçüde etkili olabilecek Aboubakar, 64’te neden oyundan çıkarıldı?

Maçın starı

Furman gerçekten iyi transfer. Piris da Motta da bu seviye için iyi oyuncu, Berat da bir kez daha Gençlerbirliği adına sahanın en iyilerindendi. Beşiktaş’ta sadece Josef de Souza iyiydi.

Maçın olayı

Kadro kalitesi olarak tarihsel ortalamasının altında olan Gençlerbirliği’nin ligdeki ilk golünü atarak İstanbul’da Beşiktaş’ı yenmesi başlı başına olay. Gençlerbirliği’ni tebrik etmekle beraber birkaç oyuncu hariç tarihin en kötü Beşiktaş performanslarından birisi bu!

Kısa mesaj

Milli maç arası, fikstürde bay haftası derken Beşiktaş tam 21 gün sonra ilk lig maçına çıkacak. Üç hafta, son üç maçtaki kötü tabloyu tersine çevirmek için yeterli süre. Denizli, Malatya, Gaziantep fikstüründe bambaşka bir Beşiktaş sahada olmalı!

05 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Ciğerci'yi Altay kurtardı!‘’

Fenerbahçe’de derbiden sonra en çok merak edilen, Hatayspor maçındaki ofansif sıkıntıların tekerrür edip etmeyeceğiydi. Sosa sahadayken, Hatayspor maçına oranla Fenerbahçe çok büyük sıkıntı çekmese de yine de ofansif üretim seviyesi tam beklenen seviyede de değildi. Sosa’nın yanı sıra özellikle ilk yarıda Fenerbahçe’nin bir ekstra oyun kurucusu daha vardı: 12. dakikada Erol Bulut’un üst üste Türkçe ve İngilizce olarak haykırdığı “Adam adama basın!” talimatı yani Fenerbahçe öne geçene kadar karşı presi gayet iyi yaptı. Golü ise Caner’in bireysel duran top kullanma becerisi ve Samatta’nın fırsatçılığı sayesinde buldu. Belki de artık transferler tamamlanınca 2. golde olduğu gibi durmayan toplarda da Fenerbahçe’yi daha üretken göreceğiz. Eğer Perotti sakatlık sorunları yaşamazsa Sosa-Samatta gol ortaklığı Fenerbahçe lehine genişler. Lakin Erol hocanın Sosa-Ciğerci değişikliğindeki hatasından ders çıkarıp tekrarlamaması da şart.

Gecenin sorusu

Balotelli’nin meşhur “Why Always Me?” tişörtü vardı. Ben de Erol hocaya “Why Always Ciğerci?” diye sormak istiyorum. Neden hep Sosa yokken de 11’de Ciğerci’yi ve dünkü gibi Sosa çıkarken de yine Ciğerci’yi düşünüyor?

Maçın starı

74’e kadar bulduğunu yazan, vurduğu gol olan Samatta ve onu durmayan toplarda en iyi besleyen Sosa maçın yıldızlarıydı. Ancak Altay son 16+5’te tek başına 3 puanı kurtardı. 1-0’ken 42’deki kritik kurtarışının da farkıyla Altay maçın starı

Maçın olayı

Erol hocanın Sosa-Ciğerci değişikliği!

Kısa mesaj

Erol Bulut’un A planı gayet başarılıydı. Ancak Erol hoca 2-0’ı bulduktan kısa süre sonra Sosa’yı oyundan almak zorunda bile olsa yerine kesinlikle Ciğerci gibi çalışkan ama topla ilişkisi kötü bir orta sahayı sahaya sürmemeliydi! Hocanın 74 dakikalık doğrularını adeta çöpe atabilecek olan bu büyük hatasını Altay adeta son anda çöpten çıkardı.

04 Ekim 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Düşünüp utanmayan futbolcu...‘’

En son 50’li yaşlardaki veteranların halı saha maçında böyle bir kornerden gol görmüştüm: Yaş icabı ileri ve geri fazla koşamayan veteranlar, korneri savunmaya yetişememişti! Lakin o veteranlar bile ilk 45’te bu kadar top kaybı yapmamışlardı! Hangi yaş grubunda olursa olsun futbolda geriden top çıkarma özelliği olmayan stoperler ile kısa pasla çıkmaya çalışmak, bir takımın taktiksel açıdan intihar etmesidir. “Doğru oyun” ile “büyük oyun” arasındaki en büyük fark budur: “Büyük oyun” kurabilmek için geride Marcelo, Adriano gibi büyük oyuncuların olması gerekir! Beşiktaş’ın mevcut kadrosunda adı büyük performansı küçücük oyuncular var, bu büyük sorun! Bir de en yüksek form grafiğine ulaşsalar bile asla Beşiktaş 11’inin ideal futbolcuları olamayacak oyuncular var, bu daha da büyük bir sorun! Skoru 2-0’a getiren pozisyonda Vida ve arkadaşları TV’den izleyen Beşiktaş taraftarlarından utanmalılar: TV başındaki Beşiktaşlılar işe yaramayacağını bilseler bile en azından refleks gösterip şutu engellemek için ayaklarını uzatmışlardır! Bunu düşünüp utanmayan futbolcu varsa daha da yazacak bir şey kalmıyor!

Gecenin sorusu

Soru çok: Ljajiç ne zaman düzelecek, fiziksel ve mental açıdan toparlanacak? Sağ bek alınmaz ve doğru 11 kimyası bulunmazsa Töre ve Aboubakar transferleri de çare olamayabilir, transfer komitesinden bu riski farkında olan var mı?

Maçın starı

Shengelia, 2 gol atmakla kalmadı, top çaldı, kilit paslar verdi, kritik ikili mücadeleleri kazandı. Yani Beşiktaş’ta 11’de başlayıp da yapması gereken hiçbir şeyi yapamayan oyuncuların asgari düzeyde yapmaları gereken her şeyi yaptı!

Maçın olayı

Vida’nın berbat ötesi performansı: En yüksek seviyesindeyken de geriden çok iyi top çıkaramıyordu ancak “tersine asist” yapmak nedir? Stoper kötü oynasa bile kötü mücadele etmez, kötü mücadele eden stoper artık stoperlik vasfını yitirmiştir!

Kısa mesaj

Hiçbir Beşiktaş taraftarının “şok terapi” gibi bir radikal kadro operasyonuna “hayır” diyeceğini zannetmiyorum. Yeter ki yönetim ve teknik heyet kararlı olsun yoksa geçen sezonki olağanüstü kongre süreci tekrarlanabilir!

28 Eylül 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI