‘’Hazırlıksız!‘’
Beşiktaş’ın bu kadar kritik bir resmi maçtan önce hiç hazırlık maçı yapmamasının ne kadar büyük bir hata olduğunu maalesef maçın ilk düdüğünden itibaren gördük. Hâlihazırda ilk 11’de geçen sezon Beşiktaş forması giymemiş 4 oyuncu (Larin, Welinton, N’Sakala, Mensah) varken her şeyden önce oyuncuların birbirlerine adapte olabilmesi için hazırlık maçı yapmak gerekirdi. Bu kritik ön elemeden önce iki hazırlık maçı yapan PAOK ayrıca Beşiktaş’ın zayıf yönünü de maalesef çok iyi analiz etmiş: Savunmasını önde kuran Beşiktaş’ın sağ bekte gerçek bir sağ bekle sahaya çıkmaması, PAOK’un hızlı genç yeteneği Tzolis’in ilk yarıya damga vurmasına sebep oldu. Lens’in gole sebep olan hatalarından daha büyük hata varsa o da bu maç kadrosundan Lens’i sağ bek oynatmak zorunda kalmaktı! İkinci yarıda Necip’in sağ beke geçmesinden sonra arıza biraz giderilse de Beşiktaş’ın oyunda kalmasını sağlayan genç Ersin’in kurtarışları ve Oğuzhan’ın oyuna girmesi oldu.
Daha güçlü olabilirler
2015-16 model kaliteli anahtar paslarından atan Oğuzhan, sakatlığını atlatan Dorukhan ve takıma daha fazla adapte olduğunda Mensah halihazırdaki Beşiktaş’ınatardamarı Atiba ile birlikte güçlü bir orta saha oluşturabilirler. Lakin savunma ve hücum hattı hem eksik, hem de şimdilik yetersiz. Oyunun son çeyreğinde gerekli temponun inşa edilememesinin sebebi, ilk 75 dakikada savunma ve hücumdaki tercih hataları nedeniyle zaten yüzde 100 hazır olmayan oyuncuların çok fazla geri ve ileri koşmak zorunda kalıp ekstra yıpranmalarıydı.
‘’PSG finale çıktı‘’
Di Maria tüm zamanların en ‘underrated’ yani hakkı tam teslim edilmemiş oyuncularından birisi. Özellikle uzman duran top kullanımının perdeyi açabileceği bu seviye maçlarda asıl değerini sık sık göstermiş bir oyuncu Arjantinli solak. Marquinhos, PSG’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki üste üste 34. maçındaki golünü kaydederken Leipzig’in yarı finale kadar gelmesindeki en güçlü belirleyici yönlerinden olan duran toplardaki alan savunmasını Di Maria’nın çilingir sol ayağı adeta felç etti. Şakası yok, son 10 Şampiyonlar Ligi sezonunda Ronaldo ve Messi’den sonra en çok asiste imza atan Di Maria’nın ta kendisi!
Çare üretemeyen...
1-0’dan devre sonuna kadar Leipzig’in genç oyuncuları panik yaptı, en önemli silahlarından presi iyi yapamazken aksine PSG, Leipzig’i adeta kendi silahıyla vurdu: Uzun süre geriden doğru dürüst çıkamayan ve çare üretemeyen Leipzig, PSG presi karşısında kaptırdığı onlarca toptan biri sonucunda Di Maria’nın golüyle 2-0 yenik duruma düştü. 2. yarıda Nagelsmann taktiksel açıdan her şeyi denedi. Ancak PSG’nin takım hücumu kadar takım savunması da Tuchel yönetiminde sağlamlaştı.
‘’Güneşi eriten Norveçli kral‘’
Trabzonspor, kupa finaline daha iyi başlayan taraftı. 15. dakikada yüzde 76 gibi çok yüksek bir topa sahip olma oranına ulaşan Bordo-Mavililer, gömülü Alanyaspor savunması karşısında en başta ceza alanı dışından şutlar denediler. Altıpasa gönderdikleri ilk isabetli pasta ise perdeyi açan golü buldular. Sörloth sol çizgiye açılıp içeri bakarak görüp gönderirken bir kez daha klasik bir hedef santrfordan çok daha fazlası olduğunu gösterdi. Perdeyi açan golde Sörloth’un, Alanyaspor ofsayt tuzağını bozan koşusu ayrı, içeri bakıp görerek Abdülkadir Ömür’e gönderdiği top ayrı yüksek kalitedeydi. Golden sonra ligdeki son maçların aksine Trabzonspor ezbere geri çekilmedi. Rakibi üzerine çekme riski yüksek olan geriden hızlı çıkmaya dayalı kontrataklar kovalamak yerine kadro gücüne daha uygun mantıklı geçişler yaptı. Bu oyuna da uyum sağlayan Sörloth son sözü söyledi.
Gecenin sorusu
Eddie Newton, uzun vadede Trabzonspor’da hangi görevi yapacak? Eğer yardımcı hoca olarak devam ederse, üstündeki kişi yine Hüseyin Çimşir profilinde mi olacak?
Maçın starı
Trabzonspor, Sörloth ve Uğurcan’a rağmen şampiyonluğu kaptırdı. Daha önce atanı ve tutanı aynı anda bu kadar iyiyken üst üste şampiyon olmuştu tabii teknik direktörleri de şampiyon isimlerdi!
Maçın olayı
Temmuz’un 29’unda yetenekli olsa da dört mevsim kış yaşamış Norveç vatandaşının Türkiye’deki bir maçta sahanın en iyisi olması. Profesyonel kalitenin pasaportu olmaz ama TFF bunu bile anlayamaz.
Kısa mesaj
Tarihimizin en kötü TFF’si saçma sapan çelişkilerine devam ediyor lakin değişse daha kötüsü bile göreve gelebilir, hiç şaşırmam. Trabzonspor, TFF hesaplarıyla değil Sörloth’u tavsiye eden scout’ın hesaplarıyla hareket etmeli.
‘’Sergen Yalçın etkisi‘’
Sergen Yalçın göreve geldiğinden beri Beşiktaş 11’inde kim olursa olsun Beşiktaş, iki maç hariç tüm maçlarda hücum sürekliliğini sahaya yansıtmayı başardı. Dün gece de Ankara’da ilk 15 dakikada Beşiktaş 7 tane “gol girişimi ile gol pozisyonu arası” aksiyon geliştirdi. Neden “Gol Girişimi” ile “Gol Pozisyonu” arası diyorum? Çünkü daha yetenekli oyuncuların rahatça gole çevireceği pozisyonlar gol kaçırma istatistiğine dönüşürken, oynatılmak zorunda olan bazı oyuncuların yetersizliği bazen pozisyona bile dönüşmeden sadece gol girişimi seviyesinde kalıyor!
Öyle ki bu sezon Beşiktaş’ın ligde en çok gol atan ismi yıllarca defansif orta saha olarak Beşiktaş’ı sırtında taşıyan Atiba. Dün gece ilk gol çok önemliydi ve Atiba kritik penaltıyı kullanma cesareti ve inisiyatifini de sergiledi. Bir gün Atiba’nın heykeli dikilirse altına bilgi olarak “Beşiktaş için toplu ve topsuz ne gerekiyorsa yapabilen efsane” yazılmalı! İkinci penaltı pozisyonunun gelişmesini sağlayan yine attığı şahane diyagonal pasla Atiba’ydı. Diaby zaman zaman sakarlık yapsa da etkili oynadı, kaleci Ersin kritik kurtarışlar yaptı, Elneny daha önceki sezonlarda Atiba’nın yaptıklarını yapmaya devam etti. Sergen Yalçın sezon ortasında göreve gelip büyük iş başardı lakin böyle kötü sezonda bile olsa 3.lüğün Beşiktaş için yeterli başarı olmadığını en iyi Sergen hoca biliyor ve bir dahaki sezon çok daha büyüğünü başarabilecek teknik direktörlük potansiyeline sahip. Bu tabii ki Sergen hocaya malzeme olarak sadece domates ve su verip ondan lazanya pişirmesini beklemek anlamına gelmemeli!
‘’Şarj farkı‘’
Fenerbahçe, maç 11’e 11 oynanırken daha üstün olan taraftı. Sarı-Lacivertliler’in santrforu Muriç’in kontrolsüz hırsı nedeniyle kırmızı görüp atılmasından ilk yarı sonuna kadar ise sanki Beşiktaş 10 kişi kalan tarafmışçasına daha da etkisiz oynadı. Fenerbahçe, ilk yarıda tam 14 şut atarken ilk 45’te Beşiktaş’ın tek iyi performans gösteren oyuncusu genç kalecisi Ersin’di. İlk yarıda 3 kritik kurtarış yapan genç eldiven, geçen haftalara göre ayaklarıyla top kullanımı dalında da ekstra çalışmasının farkını gösterdi.
Oyuncu değil oyunu değiştirdi
Sergen Yalçın, ikinci yarıya oyuncu değil, oyunu değiştirerek başladı: 1 kişi fazla oynarken oyun üstünlüğünü kurmak için mutlaka yapmanız gereken iki şey vardır. Yerden kısa seri paslarla oyun kurmak ve üçüncü alana geçince rakibin bir kişi eksikliğinden faydalanmak için oyunun yönünü hızlı şekilde değiştiren diyagonal paslar atmak. Beşiktaş, perdeyi açan golü tam da böyle attı. İkinci gol ise klasik bir Beşiktaş korneri ile Gökhan Gönül golü oldu. Defalarca kornerlerde ön direğe gidince etkili olan Gökhan Gönül’ü boş bırakan savunmanın ve kapattığı direk dibinden gol yiyen Altay’ın ortak hatasıydı.
Yüksek kalite ihtiyacı var
Boateng halen iyi bir oyun aklına sahip ama fizik kondisyon seviyesi çok düşük: Şarj edilir edilmez kalan şarjı yüzde 49’a düşen eski model pahalı bir cep telefonu misali. Yerine giren Diaby ise aksine donanımı yüksek kalitede olmasa da şarjı hiç bitmeyen ortalama bir telefon misali. Sergen Yalçın’ın bir dahaki sezon daha da başarılı olması için şarj kapasitesi daha yüksek ve daha yüksek kalite donanımlı oyunculara ihtiyacı var. Fenerbahçe’de teknik donanım ve şarj çelişkisi en büyük sorunlardan bir tanesi: Emre ile beraber 10 kişi oynayan Fenerbahçe’nin de şarjının bitmesi maçın skorunda belirleyici oldu.
‘’Beşiktaş istediğini aldı‘’
Beşiktaş 86. dakikada rakip ceza alanında 6 kez topla buluşmuştu, yani Beşiktaş, Malatya deplasmanında iyi oynadı mı? Hayır ama istediğini aldı mı, fazlasıyla aldı. Bu kadar eksik bir oyuncu kadrosuyla Beşiktaş daha iyi oynayabilir miydi? Kesinlikle hayır, belki Atiba, Llajiç ve Burak Yılmaz’ın 3’ü bile aynı anda sahada olsa bu zeminde iyi top oynamak normal zeminde Diaby’nin Beşiktaş standardında oynaması kadar zor! Sergen hoca maçtan önce, "4-4-2 ile 4-6-0 arası bir oyun oynayacağız" dedi. İlk yarıda ise Beşiktaş pratikte 4-4-0 oynadı.
Aksiyonlar etkili oldu
Ön tarafta etkili olamadığı gibi ilk 20 dakika Atiba’sızlığın kaçınılmaz yan etkisi olarak kendi yarı alanından iyi top da çıkaramadı. 30-40 arası bu top çıkarma sorununu çözüp üstüne topa çok dominant şekilde sahip olsa da ilk isabetli şutu ceza alanı dışından N'Koudou’dan geldi. Bir de Caner’in kenar aksiyonlarıyla etkili oldu. Genç Ersin zaman zaman kritik kurtarışlar yaptı bazen de kendinden önceki çakma eldivenin aksine yapması gerekeni yaptı. Ersin’in yan topları, cepheden gelen toplardaki refleksleri kumaş olarak fena değil sadece ekstra çalışarak mutlaka ayaklarını geliştirmesi gerekiyor.
Batuhan olmaya gerek yok
Gerisi tecrübe ve çalışmaya devam etmekle gelebilir. Beşiktaş 1-0 öne geçtikten sonra Güven boştaki oyuncu, Diaby bile olsa pası vermeliydi. Sevgili Güven, Batuhan Karadeniz’liğin lüzumu yok, golü atmak yerine golün asistini yapsan da karın kaslarını gösterebilirsin. Kalan 2 maçta ha 4 asist yapmışsın ha 4 gol atmışsın, mühim olan giydiğin formanın kazanmasına katkı vermek.
‘’Aynı Tas Aynı Hamam‘’
Ömer Faruk Beyaz doğduğunda, Emre Belözoğlu birkaç sezondur İtalyan devi Inter’de oynuyordu. Ömer Faruk belki ilk yarıda Fenerbahçe’nin en iyisi değildi ama Fenerbahçe’de bu sezonun 18. haftasından beri değişmeyen iki ana sorundan birisi de kesinlikle Ömer Faruk veya yerine oynatabilecek oyuncu değil. 7. dakikada Ozan’ın sebep olduğu penaltı, bu sezon Fenerbahçe’de asıl mevkisi stoper olmayıp devşirme stoperde oynatılan oyuncunun sebep olduğu kaçıncı penaltı? Tamam Ozan, Jailson’dan farklı olarak daha önceki takımında stoper de oynamış bir isim ama sezon başı planında Ozan Tufan, Emre’nin merkez orta sahadaki ortağıydı.
Jailson stoperde dökülmese...
2. ana sorun da Emre yokken Emre fonksiyonunu yapabilecek kimse yok! Gençlerbirliği maçında Jailson stoperde dökülmese o maça 10 numarada başlayan Ozan zaten bu maça stoperde başlamayacaktı. İyi de Gürkan veya Cenk gibi iki altyapı mahsulü stoper; Jailson, Ozan ve hatta stoper oynatıldığı için de Marsilya’dan ayrılan Gustavo yerine stoperde şans bulamayacaksa Fenerbahçe altyapısı neden var ve Tahir Karapınar neden sezon sonunda altyapıda çalışmaya başlayacak?
Penaltı, Ozan'ı oynatanın hatası!
Maçın ilk golündeki penaltı Ozan’dan çok Ozan’ı stoper oynatanın hatası olduğu kadar Emre Kılınç’ın da içeri doğru terse usta çalımının da eseri. İkinci golde Gustavo, Yatabare ile çıktığı hava topunda daha iyisini yapabilecek kapasitede bir oyuncu olsa da defansif orta sahanın kademesinde gerçek bir stoper olsaydı Emre Kılınç’ın golünü engelleme şansı daha fazla olabilirdi.
Fenerbahçe yeterli değildi
Fenerbahçe’nin tek golü ise Falette’in uzun pas becerisi ve Deniz Türüç’ün hırsı ile bireysel tekniğini iyi harmanlaması sonucu geldi. Yoksa kolektif açıdan Fenerbahçe 60’a kadar yeterli değildi. Emre girdikten sonra daha hareketli olsa da Sivasspor ortaları savunmakta başarılıydı.
‘’Atiba'nın haklı isyanı‘’
Türkiye Ligi’nde Burak sakatlanıp çıktıktan sonraki Beşiktaş hücum hattından daha iyi hücum hattına sahip olan en az 6 takım sayabilirsiniz. Aralarında göreceli olarak birkaç maçtır iyi oynayan Lens’in Gökhan Gönül çıkınca sağ beke geçmek zorunda kalması ise kadro yapılanması fiyaskosunda zurnanın son deliği gibi! Atiba ve Elneny yerine Julio Alves ve Sellami, sol bekte Seriç, kalede takımdan ayrılan ‘sözde Alman sözde kaleci’ olsa, Boateng yerine de Tomas Jun oyuna girse al sana 1984-2020 arasında benim gördüğüm en kötü Beşiktaş 11’i!
Sergen hoca haksız değil
Oyuncuyu çalıştırıp, geliştirme konusunda teorik açıdan Uğur Meleke haklı olsa da pratikte şu anda Beşiktaş’ın sözleşmeli oyuncularının bazılarını ne kadar çalıştırırsan çalıştır onlardan Beşiktaş ideal seviyesinde oyuncu olamayacağı konusunda Sergen Yalçın da kesinlikle haksız değil. Şöyle açayım: Fazıl Say, blok flüt bile çalamayan adamlara ne kadar Fazıl Say seviyesinde piyano çalmayı öğretebilir ki? Misal, Atiba çalışarak 37’den sonra bile oyun repertuarını geliştiriyor. Atiba iyi futbolcu olmanın da ötesinde o kadar güçlü bir karakter ki 17-45 arasındaki berbat oyuna karşı adeta tek kişilik bir isyan başlattı.
Böyle hırs yapacaksa...
Herhalde takım arkadaşları Atiba’dan da utanıp ikinci yarıya daha az kötü başladılar. Lens bekten gelip bir şekilde hücuma katkı yapmaya devam etti. Boateng santrforda fizik gücü yettiği kadar katkı verirken arkasındaki üçlünün ortalama seviyesi uzun süre evlere şenlikti! Neyse ki Güven son bölümde iki kez arka direğe doğru koşu yaptı, birinde golünü attı. Böyle hırs yapıp golü kovalayacaksa her hafta kilo fazlası mı karın kası fazlası mı tartışması devam etsin! Son sözüm yönetime: Skorlar bir yana, kadro yetenek seviyesi bu kadar sınırlıyken ve finansal açıdan kulüp tarihinin en zorlu dönemindeyken Beşiktaşyönetiminin TFF son dakika golü olan yabancı sınırına kolayca razı olmaması gerek!