‘’Altından bile daha değerli‘’
İlk 45 dakika o kadar çok oyuncunun yerde kalmasıyla geçti ki bir yatak firması canlı reklam verse, cirosunu katlardı! En değerli hücum silahları Aboubakar ve Ghezzal’ın yokluğunda Beşiktaş yüzde 72 oranda topa sahip olarak tamamladığı ilk yarıda sadece 10 kez rakip ceza alanında topla buluşabildi. Bunun sebeplerinden birisi şüphesiz Güven Yalçın’ın 45 dakikada 12 kez buluştuğu topu 10 kez kaybetmesiydi. Beşiktaş Aboubakar oynadığı zamanki gibi önde topu tutamadı, yeteri kadar pozisyon üretemedi. Bu devredeki en net pozisyon tabii ki Mensah’ın kaçırdığı penaltıydı.
Doğan için zor olmadı
Mensah, atacağı köşeyi o kadar belli etti ki genç Doğan için kurtarmak zor olmadı. Özellikle Aboubakar ve Ghezzal yokken o penaltı çok daha iyi kullanılmalıydı çünkü Kayseri deplasmanı öncesinde Beşiktaş geçen sezondan beri maçın ilk golünü attığı 26 karşılaşmanın 25’inde galip gelmişti. Beşiktaş 2. yarıda da golü bulana kadar zorlandı ancak N’Koudou ve Hasiç’in bireysel yetenekleri, otobüsün kapısını geç de olsa açmasını sağladı.
Gecenin sorusu
Sergen hocanın Oğuzhan’ı daha önce direkt çok kötü bir maç çıkartan Mensah’ın yerine oyuna alması kilidi daha önceden açan hamle olmaz mıydı?
Maçın starı
Welinton bir kez daha çok sağlam bir performans sergiledi. N’Koudou en kritik anda penaltıyı gole çevirmekle kalmadı, penaltı öncesi N’Sakala’ya çıkardığı top gibi birkaç pozisyonda dar alan becerilerinin zaman zaman ne kadar değerli katkı sunabileceğini gösterdi.
Maçın olayı
Kaleci Ersin’in 90+6’da Alibec’in harika şutunda yaptığı kritik kurtarış. Bu tip zorlu pozisyonlarda Ersin geçen sezona göre kendisini geliştirdi. Maçın kırılma anına imza attı.
Kısa mesaj
Beşiktaş’ın en çok gol atan oyuncusu Aboubakar ve en çok asist yapan oyuncusu Ghezzal istatistiklerin ötesinde takıma ofansif açıdan çok büyük değer katan oyuncu profilleri. Onların yokluğunda Beşiktaş’ın zorlanması doğal, altın ikili yokken alınan 3 puan ise altından bile değerli.
‘’Kontrolsüz hırs‘’
Galatasaray bir süredir rakip auttan oyuna başlarken tam saha presi ve akan oyunda top rakibe geçer geçmez topu hızlıca geri kazanmak için karşı presi çok etkili yapıyor. Dün gece Antalyaspor karşısında da bunları ilk 45’te çok etkili yaptı. 44. dakikada Galatasaray yüzde 68’lik baskın bir oranda topa sahip olmuştu ancak gol bulamadı. Bunun sebeplerinden bir tanesi çok çalışsa da Oğulcan’ın otobüs çekmiş rakiplere karşı dar alan santrforculuk deneyiminin fazla olmamasıydı. Yine Donk iyi oynasa da, Galatasaray Taylan’ın topu kazanır kazanmaz sergilediği hızlı oyun kuruculuk meziyetlerini de ilk 45’te aradı. Galatasaray ikinci yarıya teorik açıdan doğru bir değişiklikle başladı. Ancak pratikte Emre Kılınç’ın kontrolsüz hırsı sonucu gördüğü kırmızı kart, tüm planları suya düşürdü. Antalyaspor halen Hatayspor hezimetinin etkisinde, ilk yarı kale önüne otobüs çekti. 11’e 10 fazla kişiyle oynarken bile sadece kontratakla hücum edebildi.
Gecenin sorusu
Bu Falcao’nun hali ne olacak? Fizik kondisyon-sakatlık karnesi nedeniyle Falcao üzerine değil A planı kurmak dün geceki gibi B planı bile kurmak çok zor.
Maçın starı
Arda Turan her hafta oyundaki etkisini yükseltiyor. Dün gece özellikle dar alanda çok etkiliydi. Kaleci Boffin ve stoper Naldo, Antalyaspor’un en iyileriydi.
Maçın olayı
Emre Kılınç’ın gördüğü direkt kırmızı kart tam da “Kontrolsüz hırs, hırs değil takıma zarardır” cinsinden bir hatanın sonucu. İkinci yarıda Galatasaray eksilmese sabırla hücum ederek maçı kazanabilecek kadar iyi başlamıştı.
Kısa mesaj
Sevgili Omar, çok geçmiş olsun. Sen hem iyi bir oyuncu, hem de çok iyi bir babasın, bunu da atlatıp önce ailene sonra da mesleğine bir an önce kavuşman dileğiyle...
‘’Kaleci, kamera ve Ghezzal‘’
Kaleci Ersin’in 3. dakikadaki kurtarışı çok kritikti çünkü bu sezon ilk golü atan Beşiktaş ile ilk golü yiyen Beşiktaş arasında oyun gücü açısından zaman zaman gece ile gündüz kadar fark olabiliyor. Güven’in golünde top çizgiyi geçti mi geçmedi mi çok tartışıldı, yazının ilerleyen bölümünde tartışmaya dair ben de naçizane fikirlerimi belirteceğim. Gol pozisyonunda tartışmasız olan ise Ghezzal’in bu tarz yarım alandan ceza alanı içine gönderdiği havadan milimetrik paslar-ortalarının Beşiktaş için çok değerli olduğu. Hele Aboubakar gibi en değerli hücum silahının olmadığı bir maçta ekstra değerli. Devre arasında Hakan Arslan’ın cep telefonlu itirazdan atılmasıyla Sivasspor 10 kişi kaldı ve ikinci yarıda Beşiktaş tam da Sergen Yalçın’ın istediği gibi sabırlı bir total kontrol oyunu oynadı. Goller de bu sabrın ve oyunun mutlak kontrolünün doğal sonucu oldu.
Gecenin sorusu
Devre arasında adrenalin seviyesi bir milyon olan Hakan Arslan’a telefonu kim verdi? Son tahlilde Hakan’ın o esnada etrafında olanlar mutlaka ikinci sarıyı görmeden onu oradan çekip alsalar Sivasspor’un hayrına olmaz mıydı?
Maçın starı
Welinton çok kritik müdahaleler yaptı. Necip de Josef’in yokluğunda asıl mevkisinde çok iyi bir performans sergiledi. Rosier hem açık hem bek gibi oynarken yine Ghezzal ile birbirlerini çok iyi tamamladılar. Atiba zaten Atiba, Oğuzhan’ın gol bulması da önemli.
Maçın olayı
Tabii ki çok tartışılan ilk gol öncesi topun taca çıkıp çıkmadığı. Yayıncıya bu kadar para öderken bizlerin pozisyonun tekrarını tek açıdan görebilmemiz zaten çok saçma. Yan hakemin durduğu yer kadar VAR masasındakiler hangi açıdan gördüler hepsi ayrı tartışma konusu.
Kısa mesaj
Saha içi ve VAR hakemlerine, onları yönetenlere, atayanlara kimsenin güveni kalmadı. Bu daha başlangıç, haftalar ilerledikçe bu güvensizlik ligin altını oymaya devam edecek. Daha topun çizgiyi tamamen geçip geçmediğini bile göremiyoruz!
‘’Sadece kazanmayı hedefledi‘’
İyice artan hakem hataları ve aşırı sıkışık fikstür bir araya gelince, bir yerden sonra Sergen Yalçın sadece 3 puanı hedefledi. Değişiklikleri de buna göre yaptı. Beşiktaş’ın en iyileri Rosier, Welinton ve Josef’ti.
İlk 45’te ofansif açıdan yeteri kadar üretken bir Beşiktaş izleyemedik. Devre bittiğinde Beşiktaş’tan gol beklentisi bayağı düşük çıktı ama aslında Siyah-Beyazlılar, Larin’in kafa vuruşunda golü bulmuştu! Pozisyon için “Yüzde 100 hatalı karar, kesin goldü” demiyorum ama VAR’dan bakmaya değecek kadar hakem takdiri gerektiren ‘fifti fifti’ bir pozisyondu. Ancak nedense Özkahya, pozisyon sonlanmadan düdük çalınca VAR protokolü taca çıktı!
Çevre kontrolü garip
Bu pozisyon sadece tartışmalı olsa da Halis Özkahya’nın ilk yarıdaki tartışmasız büyük hatasından Beşiktaş neredeyse gol yiyordu. Larin ile kafa kafaya çarpışan Kitsiou kenara çizgi dışına gelmişti ancak Halis Özkahya’nın arkası dönükken birden Ankaragücü atağının geliştiği kanattan oyuna depar atarak girdi! Özkahya’nın çevre kontrolü bir garip: Top kendisine iki kez çarpınca hava atışı yapmak zorunda kaldı!
Larin ilk yarı iyiydi
Son günlerde iyice artan hakem hataları ile aşırı sıkışık fikstür bir araya gelince bir yerden sonra Sergen Yalçın sadece 3 puanı hedefledi, oyuncu değişikliklerini de buna göre yaptı. Vida’nın ekstra gol katkısı önemli, duran toptan milimetrik bir asist yapan Ghezzal ise belki de en durgun maçını oynadı ama yine skora büyük katkı yapmış oldu. Beşiktaş’ın en iyileri ise Rosier, Welinton ve Josef’ti. Larin de maçın özellikle ilk yarısında iyi işler yaptı.
‘’Bir defolun da futbol yazalım!‘’
O gün Kadıköy’de maç varsa, benim mahallede en az 10 futbol sorusu cevaplamadan bir ekmek bile alabilmem, Bahattin Şimşek’in iyi bir hakem olmasından bile daha zor! Bilakis maç öncesi bana yöneltilen futbol sorularının yarısından fazlası maçın hakemi ile ilgiliydi. Fanatik Fenerbahçeli fırıncı arkadaş haklı olarak Bahattin Şimşek’in hakem standartından şüpheleniyordu. Kendisine kısaca “Kimi yakar bilemem ama Bahattin Şimşek’in bu gece hatasız bir maç yönetmesi senin müzik sektörüne girip ikinci Zeki Müren olman kadar zor” dediğimde hep beraber güldük. Aslında Türk futbolu olarak ağlanacak halimize gülüyoruz: Kimse haklı olarak Türkiye Ligi’ndeki hakemlere güvenmiyor, Bahattin Şimşek gibiler bu güvensizliği artırıyor: Gustavo’ya çıkarmadığı kırmızı kart, Fenerbahçe’ye vermediği penaltı, Skrtel’in yaptığı faulde Rafael’e önce sarı sonra kırmızı göstermesi vs derken biz izleyenlere, sahada emek veren futbolculara, teknik direktörlere çok yazık oluyor. Hakemlerin saçmalıkları adeta bu köşemi işgal ediyor!
Gecenin sorusu
73’te Kemal Ademi’nin basit gol vuruşu yapmak yerine bekleyip çok saçma bir ofsayta düşmesini onu Fenerbahçe seviyesinde görenler nasıl açıklayacak?
Maçın starı
Caner sahanın en verimli ismiydi, Mert Hakan da Fenerbahçe’ye geldiğinden beri en iyi 90 dakikasını oynadı.
Maçın olayı
Caner’in ortaları, havadan doldurmalarının Kadıköy’de halen ofansif açıdan 10 kaplan gücünde olması. Maç 11’e 11 oynanırken Fenerbahçe’nin açık ara en önemli hücum kozu Caner’in ortalarıydı!
Kısa mesaj
Denizli deplasmanında Ali Palabıyık Fenerbahçe aleyhine, dün gece Bahattin Şimşek Başakşehir aleyhine, geçen sezon X hakem Beşiktaş aleyhine, Y hakem Galatasaray aleyhine, Z hakem Trabzonspor aleyhine… Yazmaktan sıkıldım, daraldım, çıldırdım artık. Gidin becerebileceğiniz işleri yapın, Türk futboluna daha fazla zarar vermeyin!
‘’5 dakikada Beşiktaş‘’
Josef, maç 0-0’ken birisi ilk yarıda, diğeri 47’de çok kritik iki müdahaleye imza attı. Beşiktaş bir kez daha ilk golü yemek yerine ilk golü atınca, maçın kalanında, “5 dakikada Beşiktaş”ı izledik. Necip’in mücadele gücü sayesinde kazanılan penaltı ile açılan gol perdesinde en estetik gole Zlatan İbrahimoviçvari bir vuruşla Vida imza attı. En iyi takım golü ise şüphesiz Aboubakar’ın zeka dolu anahtar pasıyla başlayıp Mensah’ın asisti ve N’Koudou’nun son dokunuşuyla atılan goldü. Bu golde bir kez daha Beşiktaş’ın Türkiye Ligi’nde ilk golü attığı her maçta nasıl bir anda şampiyonluğun en büyük adaylarından birisi oyun gücünü sergileyebildiğini gördük. Josef, Rıdvan, Atiba, Ghezzal bu oyunu kolektif açıdan yukarı çeken oyunculardı. Welinton da 90 dakika iyi oynadı.
Gecenin sorusu
Futbolcular santrada, yayıncı kuruluş veya TFF’nin kulüplere ödemediği paraları haklı olarak protesto ederken bunu yok sayıp başka şeylerden bahsetmek zorunda kalan spiker arkadaşlara bir tek ben mi üzülüyorum?
Maçın starı
Aboubakar-Josef-Rıdvan-Ghezzal, Erzurumspor karşısında Beşiktaş’ın kare asıydı. Necip ekstra jokerlik katkısı verdi. Atiba zaten Atiba...
Maçın olayı
Aboubakar’ın attığı golü cezası nedeniyle tribünde olan Rosier’nin yanına giderek kutlaması. Bu takım ruhu ve kolektif kimlik adına da değerli bir ayrıntı.
Kısa mesaj
Rakiplerin hepsinin puan kaybettiği haftada Beşiktaş adeta 12 puan değerinde bir maçı kazandı. Devre arasında nokta dokunuşlar yapılırsa, 1-0 yenikken de geri dönebilecek benzer güç seviyesinde bir takım restore edilebilir.
‘’Paralar nerede?‘’
Son zamanlarda Galatasaray’ın haklı olarak en fazla övülen oyun özelliği total hareketliliğiydi. Karagümrük deplasmanının ilk yarısında ise Galatasaray yeterince hareketli değildi ve oyunu birbirini tamamlayan cinsten bir 'total'lik arz etmiyordu. Bunun sebeplerinden birisi sol kanadının komple aksamasıydı: Saracchi belki sakatlığını atlatmış ama sakatlığının olumsuz etkisini üzerinden atamamış. Önündeki Emre Akbaba da aksayınca Galatasaray ilk yarıda adeta tek kanatla uçmaya çalıştı, olmadı. Karagümrük’ün topu oyuna ısrarla uzun sokmasıyla Galatasaray tam saha preste top kaparak ortadan direkt hücum geliştirme imkânı da pek bulamadı. Böylece bu sezon ligde ilk kez bir ilk 45 dakikayı isabetli şut çekemeden tamamladı. 2. yarıya ise Galatasaray iki bekinin aynı anda adam kaçırdığı pozisyonda gol yiyerek başladı. 64’te Fatih hoca sol kanadını tamamen değiştirdi ama 5 dakika sonra oyundan atıldı. Şenol hocanın Vato ile Mevlüt gibi iki kontracıyı oyuna sürmesi ise maçı kazandıran hamle oldu!
Gecenin sorusu
Hakem, Fatih hocayı haklı ya da haksız şekilde kırmızı kartla atmamış olsa yine de 90+4’teki penaltıyı verir miydi?
Maçın starı
İzmir’in Türk futboluna Çağlar ve Cenk Özkaçar’dan sonra kazandırdığı bir başka yetenekli stoper de Fatih Kuruçuk. 22 yaşındaki Göztepe altyapısı mahsulü Fatih, Diagne’yi çok iyi durdurdu.
Maçın olayı
Santradan hemen sonra her iki takım oyuncularının yayıncı kuruluş paraları ödemediği gerekçesiyle kısa süre yaptıkları 'top'suz grev. Yayıncı, 'TFF’ye ödedim' diyor, kulüpler ödenmedi diyor. Peki, TFF bu paralar nerede?
Kısa mesaj
Bizim ülkede görev yapan bazı hakemler, San Marino ve Cebelitarık arasında oynanan bir dostluk maçında kavga çıkmasına sebep olabilecek kadar sinir bozucular. Davalarda ödeyecek param olmadığı için bu kadarını yazabiliyorum!
‘’Lig için test oldu‘’
Vida, rakibinin ender baskı yaptığı dakikalarda topu çıkarmakta, oyun inşasında yine zorlandı. Güven de dün geceden daha iyi oynamalıydı. Oğuzhan 2015-16’daki zirve seviyesinde olmasa da toparlanmasını sürdürüyor. İlk 11'i kimin zorlayabileceği üzerine test niteliğinde bir maç oldu.
Bu sezonun ikinci yarısı tüm zamanların en yoğun fikstürüne sahne olacak. Bu yüzden ideal ilk 11’lerden çok, bir nevi ideal ilk 16’ların performansı belirleyici olacak. Tarsus İdman Yurdu maçı bu açıdan ilk 11’i kimlerin zorlayabileceği, en azından 5 oyuncu değişikliği kapsamında ilk 16’da yer alabileceği üzerine de bir test niteliğindeydi. Bu sezonki kötü performansı nedeniyle 11’den haklı şekilde kesilen Vida, Beşiktaş’ın yarı gücünde bile olmayan rakibinin ender baskı yaptığı dakikalarda topu çıkarmakta, savunmadan oyun inşasında yine zorlandı. Bu kez Konyaspor maçındaki gibi sonuca etki eden hatalar yapmasa da şu performansıyla Welinton’dan çok daha iyi bir alternatif arz etmiyor. Bu kadar yüksek maaş alan, Dünya Kupası finalisti apoletli Vida çok daha iyi oynamalı.
'Cezalı olması handikap'
Güven de dün geceden daha iyi oynamalıydı, Sergen Yalçın’ın uyarılarını iyi dinlemeli, santrforda da kendisini geliştirip orası için de alternatif olabilmeli. Misal Oğuzhan 2015-16’daki zirve seviyesinde olmasa da Hollanda dönüşü toparlanmasını sürdürüyor: Derinlemesine topları iyi atmaya devam ederken, karşı preste kaptığı topla yaptığı asistte fiziksel açıdan da önemli bir düzelme sürecinde olduğunu gösterdi. Rosier zaten ilk 11’e ilk yazılacak oyunculardan birisi, Erzurumspor maçında cezalı olması handikap. Dün gece kariyerindeki ilk golü atarken gerçekten harika bir ayak değiştirme üstüne sert bir şut çıkardı. Büyük ihtimalle yerine Dorukhan oynayacağı için Sergen hoca onu oyundan erken almayı tercih etti.