‘’Her şey için geç kalındı‘’
15.dakikada Boyd, Rio Ave’nin geride bıraktığı boşluğu farkına varıp, sol açıktan anahtar niteliğinde uzun diyagonal bir pasla sağ kanada oraya çok akıllıca bir koşu atan sağ beki Necip’i topla buluşturdu. Antalyaspor maçında kafayla “olağan dışı” bir asist yapan Necip bu kez temel teknik açısından da bir sağ bekin yapması gereken hücum aksiyonunu sergiledi: Topu düzeltip havadan çok iyi bir pasla Güven’e asist yaptı. Necip ile Güven ilk yarıda çok iyiydiler. Necip ayrıca Rio Ave’nin en tehlikeli oyuncusu Mané sol önde oynarken, karşısında iyi bir defansif performans da sergiledi.
Başaramasa da uğraşıyor
2.yarıda ise Beşiktaş gereğinden çok fazla geri çekildi ve topu tamamen rakibe bırakma hatasına düştü. Larin, Güven’in sahadayken topu tutup takım arkadaşlarını öne taşıyan ofansif aksiyonlarını neredeyse hiç sergileyemedi. Larin topsuz oyunda kaybolduğu gibi top ayağına gelince de takımın gol atmasından çok sadece kendisinin gol atmasına konsantre oluyor gibi. Lakin en azından iyi kötü konsantre oluyor, başaramayınca bile uğraşıyor Larin. Misal halı sahaya son anda oyuncu eksik diye çağrılmış gibi oynayan Lens gibi de değil!
Eşleşmeler karıştı
67’de kontrolsüz müdahale ile Rio Ave’ye duran top fırsatı ikramedenLensbeyefendi,85’te Ave’nin bulduğu golün “gizli kahramanı”ydı! Moreno ve Welinton’un aralarına sızan Bruno’ya kafa vuruşu fırsatı vermeleri de hata tabii ama o ortayı Mané’ye yaptırtmak külliyen hataydı: Boyd sağ beke çekilen Mané’yi en azından takip ediyordu, yenilen gol pozisyonunda Boyd yerine sol öne geçen Lens bey, defansif sorumluluğunu yerine getirmediği için sol bek Rıdvan bindiren ofansif sağ beki kapatmak için öne çıktı, içerideki bütün eşleşmeler karıştı!
Geç kalındı...
Bir süredir maalesef futbolculuğu da “takma lens” gibi olan arkadaş, sağ öndeyken de maçtan yarım saat önce tam ekmek kokoreç yemişçesine tıkanıktı zaten! 90’da Mensah kaleye kasmak yerine içeri çevirse maç uzamayacaktı. 120+ 2’de ise Utku çok kritik bir şekilde kurtarmasa penaltılara kalmayacaktı. Sadece Avrupa için değil takviyeler için de geç kalındı!
‘’Santos'un gecesi‘’
Hatayspor, geçen sezon 1. Lig şampiyonu olurken en fazla sayıda maçı gol yemeden tamamlayan takım olmuştu. İlk hafta Süper Lig şampiyonu Başakşehir’i de benzer bir oyun stratejisiyle yendi. Kadıköy’de de ilk yarı Hatayspor’un konfor alanında oynandı çünkü Fenerbahçe’nin pas temposu yerleşik Hatayspor savunmasının dengesini bozmak için aşırı yavaştı. İlk 45’te sadece Gustavo hücumun yönünü değiştirip savunma dengesini bozabilecek iki diyagonal top gönderdi, kalan 43+2 dakikada Fenerbahçe yüzde 52 oranda topla oy(alandı. Sosa’nın oyuna dahil olması hem top dolaşımını hızlandırdı hem de Fenerbahçe topu daha çabuk geri kazanmaya başladı. Bu oyun Hatay’ı konfor alanından çıkardı ve bir süre sonra 9 kişi kalmasıyla maçın momentumu tamamen Fenerbahçe’ye döndü. Ancak hız ile telaşı fena halde karıştıran oyuncular golü bulamadı.
Gecenin sorusu
Kadıköy’ün her zaman belli standart kalitenin üzerinde olan çimlerine ne oldu?
Maçın starı
Geçen hafta Başakşehir karşısında sahanın en iyisi olan Santos yine kusursuza yakın oynadı. 36’lık Mesut Çaytemel de tebriği hak ediyor.
Maçın olayı
14 dakika 2 kişi eksik oynayan bir rakibe gol atamamak sadece Hatayspor’un kolektif direnci ile açıklanamaz. Vedat sonrası Fenerbahçe’nin şu andaki ofansif gücü yetersiz.
Kısa mesaj
Erol Bulut hoca bu yenilgi hissi oluşturan beraberliği unutturmak istiyorsa derbiye bambaşka bir Fenerbahçe hazırlamalı. A planını mutlaka gözden geçirmeli hatta ilk 45’teki kurgu A planıysa hemen o planı unutmalı!
‘’68'den önce 68'den sonra‘’
Beşiktaş, Trabzon’da ‘doğru oyun’u oynamıştı. Bu kez Antalyaspor’a karşı daha ‘büyük oyun’u oynaması gerekiyordu. İlk 45’te bunu başardı: Topa yüzde 70 oranda sahip olmakla kalmadı, ortalama 4.5 dakikada 1 rakip ceza alanında topla buluştu. Bunlardan birinde Necip’in sağ bek ofansif tekniğinden çok ‘acil görev adamı hırsı, motivasyonu’yla yaptığı çizgiden arka direğe kafayla aşırtma asisti sonucu gol geldi. İlk 45’te Beşiktaş adına top tekniği en etkileyici isim ise dar alanda top ayağına adeta yapışan Hasiç’ti. 2. yarıda ise Beşiktaş’ın oyun kalitesi kademe kademe düştü. Dorukhan’ın çıkışıyla orta saha dinamizmi eksildi ve Antalyaspor önce oyuna ortak oldu sonra da Gökdeniz Bayrakdar’ın dar alan yetenek gösterisi sonucu beraberliği yakaladı. Beşiktaş’ın daha ‘büyük oyun’u 90 dakikaya yayması için artık transferlerin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Maçın hakemi Halil Umut Meler özellikle son 10 dakika adeta mavi ekran verdi!
Gecenin sorusu
Şubat ayında Beşiktaş ile görüşüp prensipte anlaştığı yazılan Gökdeniz Bayrakdar’ın transferi neden gerçekleşmemişti? Bu maçta gol atmasaydı bile bu sorunun cevabını uzun süredir merak ediyorum.
Maçın starı
Necip’in kafayla asisti eşine az rastlanır cinsten. Kocaelispor’da 3. ligde uçan Gökdeniz Bayrakdar’ın da Hasiç’in de yetenekleri yaş kategorilerine göre lig ortalamasının üstünde.
Maçın olayı
25. dakikada Hasiç dar alanda bir sürü rakibi karşısında tek başına topu adeta ayağına yapıştırıp hocası Sergen Yalçın’ın futbolculuğunu hatırlatan cinsten birkaç saniyelik özel yetenek gösterisi yaptı. Bunu 90 dakika daha verimli yayması için gereken çalışma yapılmalı!
Kısa mesaj
Beşiktaş yönetimi artık transferleri bitirip kadroyu tamamlamalı. Bunu sadece gelecek oyuncular için değil gitmesi gereken oyuncular için de yazıyorum!
‘’Doğru plân, iyi uygulama‘’
Sörloth sadece kendi attığı gollerle değil aynı zamanda yerleşik savunmalar karşısında boş alan açılmasını sağlayan toplu ve topsuz aksiyonlarıyla da Trabzonspor’un gol atmasını sağlayan 1 numaralı faktördü. Ekuban, Sörloth’un yerine geçince Ekuban’ın yeri de dolmadı, o da etkili olamadı. Ev sahibi, ilk 45’te orta sahadan hücuma geçişlerde sadece Nwakaeme’nin ayağına baktı, kolektif açıdan yeteri kadar etkili olamadı. 81. dakikada sadece 7 kez Beşiktaş ceza alanında topla buluşabilmişlerdi.
Boyd’tan görülmemiş vuruş
Sergen Yalçın-Murat Şahin ikilisi ise kendi eksiklerini gerçekçi şekilde analiz ederek öncelikle eksiklerin üstünü kolektif şekilde örtmek için daha geçiş oyunu ağırlıklı bir planla Beşiktaş’ı sahaya sürdüler. Nwakaeme’yi etkisizleştirmek adına Hasiç’in sağ ön kadar ikinci bir sağ bek gibi yaptığı defansif yardımın katkısı, bu planın özeti niteliğindeydi. Tabii ki Beşiktaş’ı öne geçiren golde Boyd’un ondan daha önce pek görmediğimiz cinsten vuruşu ekstraydı.
N’Sakala ekstra oynadı
Flavio’nun korner öncesi hatası da ekstraydı. Beşiktaş’ta ise N’Sakala ekstra iyi oynayanların başında geliyor. Genç kaleci Ersin önünde stoperi varken kaleden çıkmaması gerektiğini bu maçta öğrenmiştir! Necip yine iyi niyetle çabaladı o ayrı, lakin orijinal mevkisi sağ bek olan iyi bir oyuncu ve Larin’de eksik olan özelliklere sahip bir santrfora Beşiktaş’ın mutlaka ihtiyacı var.
‘’Sosa'dan önce ve Sosa'dan sonra‘’
Sosa ve Mert Hakan gibi geçen sezon oyun inşası dalında lige damga vuran en iyi dört oyuncudan ikisi transfer edilince beklentiler tabii ki yükselmişti. Ancak ikisi birden ilk 11’de olmayınca ilk yarıda Fenerbahçe oyun kurma konusunda üstünlük sağlayamadı. Ciğerci yine özellikle topsuz oyunda iyi niyetle elinden geleni yapsa da top Fenerbahçe’ye geçtiğinde Gustavo’yu tamamlayan oyuncudan çok onunla mevkisel açıdan çakışan oyuncu oldu. Profil ve yetenek açısından Muriç’in yerini doldurması zor olsa da Frey sağ açığa deplase olduğu iki hücum aksiyonunda, ilk 45’te Fenerbahçe’nin geliştirdiği iki tehlikeli pozisyonun mimarıydı.
Penaltı standartı tartışılır!
Serdar Aziz, 35’te Boldrin’e çok kolay geçilirken, Fenerbahçe’de ilk 45’in en iyisi olan Altay bir kez daha karşı karşıya pozisyonlardaki özel yeteneğini sergiledi. 59’da Skoda’nın kafa golünde Serdar Aziz daha dikkatli olmalı veya rakibini Zanka’ya havale etmeliydi, tabii Skoda gibi bir hava kuvvetleri komutanı içerideyken Melnjak gibi bir iyi ortacının önünün o kadar boş bırakılması da sorgulanmalı. İlk yarıdaki Gustavo pozisyonunda Samudio’nun eline çarpan toptaki net penaltıyı geçiştiren Arda Kardeşler’in 85’te verdiği penaltı da standart açısından sorgulanabilir.
Gecenin sorusu
Rize gibi dağı tepesi yemyeşil bir şehrin takımının stadında zemin nasıl bu kadar idealden uzak olur?
Maçın starı
İki kaleci Altay ve Gökhan’ın kurtarışları etkileyiciydi. Gökhan Gönül ise hangi formayı giyerse giysin profesyonel açıdan her maç hakkını veriyor.
Maçın olayı
Değişmeyen tek şey sadece değişimin kendisi değil: Süper Lig’de kornerlerde Gökhan Gönül’e önlem alınamaması da değişmiyor. En son benzer pozisyonda Fenerbahçe’ye gol atan Gökhan Gönül bu sezon da Fenerbahçe’nin ligdeki ilk golünü benzer şekilde attı.
Kısa mesaj
Fenerbahçe’ye 3 puanı kazandıran goller duran top sonucu gelse de Fenerbahçe için asıl oyun kalitesi farkını oluşturan faktör Sosa’nın oyuna girmesi oldu.
‘’Üzücü kayıp‘’
Sırbistan karşısında Macaristan maçının başlangıcının aksine daha Euro 2020 elemelerindeki başarılı kompakt oyunumuza yakın bir anlayışla başladık. Lille menşei sağ kanadımızın önünde Yusuf Yazıcı yüzde 50 sağ iç yüzde 50 ofansif orta saha olarak oyun inşaasında başarılı bir performans sergiledi. Ağır sakatlığını mental açıdan iyi atlatan Yusuf’un kornerleri de etkiliydi. Zaten ilk net pozisyonumuz da çalışılmış bir organizasyon sonucunda iyi bir Yusuf korneri sonrası ön direkteki Mahmut’un arka direkteki Ozan Kabak’a aşırdığı top sonucu gelişti. Pozisyon öncesi tam saha hücum presimiz de etkileyiciydi. Enes'in topa gitmesi gerek Oyuncularımız kulüplerinde daha fazla oynayıp fizik-kondisyon açısından geliştikçe, bu tip ani baskınlarla daha çok pozisyon üretebiliriz. Yalnız İspanya’da top tekniğini geliştiren Enes Ünal’ın artık fizik gücünü de daha fazla geliştirmesi, genel olarak topu beklemek yerine fiziğini empoze ederek daha fazla topa gitmesi gerekiyor.
Cengiz'in farklı klası...
Cengiz Ünder zaten ideal fizik kondisyon seviyesinde olduğunda hücum hattımızın kilit oyuncusu. Rakip 10 kişi kalınca Yusuf Yazıcı’yı tamamen ortaya çekip Cengiz tipi oyuncuyu sahaya sürmek doğru tercihti. Yüzde 100 hazır olmayan Cengiz’in 77’de Yusuf’u pozisyona sokarken attığı kilit pas onun farklı klasını hatırlatan nitelikteydi. Normalde 1 puan kötü değil! Ancak yetmedi, toplamda 95 dakikada yeterince pozisyon üretemedik. Fikstür belli olduğunda Belgrad deplasmanında 1 puana kimse kötü demezdi ama evimizde Macaristan’a yenilip bu maçta da Sırbistan uzun süre 10 kişi oynadıktan sonra üzücü bir puan kaybı oldu.
‘’Gençlerin kattığı pozitiflik...‘’
Beşiktaş’ın bu sezon şampiyonluğa oynaması için iyi bir sağ bek ve lig ortalamasının üstünde bir santrfor alması mutlaka gerekli. Ancak şampiyon olması için bu tip transferler de yetmeyebilir: Beşiktaş’ın şampiyon olabilmesi için mutlaka kenar forvetlerinin geçen sezondan farklı olarak gol ve asist üretmesi yani skor yüküne ortak olması gerek. Bunun gerçekleşmesi için de Hasiç ve Atakan gibi yüksek potansiyelli gençlerin performans açısından patlama yapması gerekiyor.
Oğuzhan formda olunca...
Maçın hemen başında Hollanda’ya gittiği günden çok daha iyi bir mental ve fiziksel seviyede Beşiktaş’a geri dönen Oğuzhan’ın formda olduğunda Beşiktaş için nasıl belirleyici bir oyuncu olabileceğini bir kez daha gördük. Pozisyonu gole çeviren Atakan, gerçekten Beşiktaş taraftarlarına umut veren cinsten bir gol attı, geçen sezon benzer pozisyonlarda topun Boyd-Diaby veya diğer verimsiz kanat forvetlerin ayağında nasıl “söndüğü” herkesin malumu!
Larin, daha iyi döndü
Atakan ikinci golde de ideal bir kenar forvetin yapması gereken ofansif aksiyonu yaptı: Dar alanda gelişen oyunda iç forvet pozisyonundan kilit bir pas attı. Sonrasında tıpkı Oğuzhan gibi Beşiktaş’tan ayrıldığı seviyeden daha yukarıda Beşiktaş’a dönen Larin, şık bir asiste imza attı. Mensah’ın gol vuruşundan bile daha değerli olan, savunma arkasına gol vuruşu yapmak üzere ustaca sızmasıydı.
Utku, 2 maçtır fena değil
Roco, daha önceki sezonlara oranla göreceli olarak daha iyi en azından “daha az kötü”: Geriden oyun inşaasında daha etkili, bire birlerde de daha çabuk olsa gönül rahatlığı ile “daha iyi” yazabiliriz. Utku da iki maçtır hiç fena değil. Ersin, Utku, Rıdvan ve son olarak İlkay’ın gol atması derken Beşiktaş tarihinin en parlak genç yeteneği olarak ilk kez sahneye çıkan Sergen Yalçın yönetiminde gençler başka bir havaya büründü, bu tam da yönetimin hedeflediği şeylerden birisi. Yönetim bir de taraftarın beklentileri ile kendi hedefleri arasındaki optimum noktayı bulabilirse geçen sezondan daha iyi bir Beşiktaş izlememiz sürpriz olmaz!
‘’İlk 45 büyük sıkıntı‘’
İlk yarıda maalesef Şenol Güneş döneminin en kötü Türkiye Milli Takımı performansını izledik. Daha doğrusu 2000 doğumlu Szoboszlai başta olmak üzere Macarlar oynadı biz izledik. Holender de açık veren sağ kanadımız karşısında çok etkili bir ilk 45 oynadı. Özellikle merkez orta üçlümüz birbirinden çok kopuk bir ilk yarı oynadı: Kaan Ayhan fazla ‘önstoper’, Hakan Çalhanoğlu ofansif orta sahadan çok ikinci forvet gibi pozisyon alınca ilk milli maçını oynayan Mert Hakan da iki arada bir derede kaldı. Kötü ilk yarıyı öncelikle Uğurcan ve kalesinin direkleri ile Merih-Çağlar ikilisinin kaliteli stoper performansları sayesinde gol yemeden tamamladık. İkinci yarıda Şenol Güneş orta sahaya Yusuf Yazıcı ve İrfan’ı alarak müdahale edince ilk yarıya göre toparlandık. Ancak puan almamıza yetmedi.
Gecenin sorusu
Avrupa elemelerinde en güçlü yönümüz olan kompakt oyunun tam tersini ilk 45’te neden oynadık? Maçın olayı Szoboszlai’nin gol olan frikik vuruşu maalesef mükemmeldi.
Maçın starı
Takımımızın en iyisi kalecimizdi. Uğurcan sürekli gelişen ve özel yeteneklerle bezeli bir kaleci.
Maçın olayı
Kalemizde aynı anda Mert ve Uğurcan bile olsaydı, yine de gol olabilirdi. red Bull futbol yatırımının Avrupa futbolunun zirvesine damga vurabilecek çok önemli bir başka özel yeteneği Szobozslai.
Kısa mesaj
Şenol Güneş hoca EUrO 2020 elemelerinde çıtayı fazlasıyla yükseltti. Dün gece ise özellikle ilk yarıda o çıtanın çok altında bir performans sergiledik.