‘’Geç kaldı!‘’
Beşiktaş, ilk 45’te hava ve saha şartlarına uygun bir oyun oynamadı. Devre sonunda Beşiktaş’tan gol beklentisi 0.11 kadar düşüktü. Alanyaspor ise saha şartlarına daha uygun şekilde yerden kısa paslarla oyun kurmak yerine tam saha presi “oyun kurucu”su gibi kullandı ve ilk 45’te Beşiktaş’ın iki katı sayıda kez rakip ceza alanında topla buluşmayı başardı. Lakin ilk yarıdaki tek gol VAR’dan bakan hakemin yarım yamalak yorumu sonucu geldi! Devre arasındaki oyuncu değişiklikleri sayesinde ikinci yarıda daha etkili bir Beşiktaş izledik. 45-70 arası bu kez Beşiktaş etkili presle üstünlük kurdu. Ancak Welinton’un yetersiz performansı ve Sergen hocanın Oğuzhan ve Güven’i oyuna almakta gecikmesi nedeniyle 65-80 arası Beşiktaş oyun üstünlüğünü ve momentumu kaybetti. Babacar’ın atılmasından sonra ise Beşiktaş bulduğu pozisyonlarda yeteri kadar etkili vuruşlar yapamadı. Hem hoca hem de oyuncular maçı çevirmek adına geç kaldılar!
Gecenin sorusu
Evet ilk gol öncesi penaltıda top Ghezzal’ın eline çarpıyor ama rakibi onu itmese top eline çarpar mıydı? Hakemlerin oyun kuralları kadar oyun ruhuna da uygun kararlar vermeleri gerekiyor.
Maçın starı
Bakasetas zaten ligin en etkili 10 numaralarından birisi ancak Alanyaspor’un iki sol beki birden yokken oraya devşirilen Tayfur Bingöl’ün başarılı performansı da takdire şayan.
Maçın olayı
Alanyaspor’un ideal 11’inden 3 eksikle oynamasına rağmen özellikle ilk 45’teki etkili oyunu Çağdaş Atan’ın hanesine büyük bir artı yazar. Keşke Atilla Karaoğlan’dan daha iyi bir hakem maçı yönetseydi de taktik analize daha çok ağırlık verebilseydik!
Kısa mesaj
Beşiktaş’ın kazandığı her maçtan sonra da söylediğim gibi Beşiktaş’ın mutlaka Marcelo profilinde hem oyun kurucu ve hem de kolay çalım yemeyen lider bir stoper bulması gerek!
‘’Acil reset şart!‘’
Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki kötü performansını tek sahnede özetlemek için 30. dakikayı mercek altına almamız yeter: Gustavo tam merkezde topu aldı, döndü, çevresini taradı hiçbir takım arkadaşı kıpırdamadı, boşa kaçmadı. Gustavo da mecburen geri dönüp haklı olarak sitem etti. İlk 45’te Fenerbahçe’nin hiçbir hücum planı yokmuş gibiydi, üstüne bir de rakibin güçlü yönlerine karşı da bir önlemi yoktu. Penaltıya sebep olan Tisserand’ın büyük hatası var lakin Serdar ile Lemos yokken Sadık’ı Tisserand yerine sol stoperde oynatmak da Erol Bulut’un hatalarından sadece birisi. Fenerbahçe ilk yarıda 2-0 yenik duruma düşüp en ufak reaksiyon veremiyorsa Erol Bulut’un taktiksel hatalarının payı büyük lakin oyuncu grubu da bir gram ruhsal reaksiyon göstermiyorsa kolektif sorun taktiksel hatalardan da büyük!
Gecenin sorusu
Acaba Erol Bulut, Pelkas’ı Sindirella’nın futbol versiyonu gibi mi görüyor? Her maç adeta oyundan almazsa Pelkas sanki balkabağına dönüşecekmiş gibi alelacele oyundan çıkartıyor. Yerine kimi niye aldığını da anlamlandırmak çok zor!
Maçın starı
22 yaşındaki Youssouf gerçekten iyi bir keşif ve verim-maaş kriterine göre örnek kelepir transfer. Umut, Tetteh ve Kubilay da çok iyilerdi. Adem’i de katarsak 4 forvetle bu kadar akışkan oynarken takım savunmasını sağlam tutmayı başaran Hamza Hamzaoğlu da övgüyü hak ediyor.
Maçın olayı
Fenerbahçe’nin skor ne olursa olsun bir türlü pas temposunu yükseltememesi ve pasların şiddetini ayarlayamaması.
Kısa mesaj
Erol Bulut'un acilen kafasındaki ezberlerden kurtulup taktik hatalarını, yanlış oyuncu tercihi ve değişiklikleri yaptığını kabullenmesi gerekiyor. Kariyerinde olumlu bir adım atmak istiyor daha doğrusu Fenerbahçe teknik direktörü olarak kalmak istiyorsa bunu hemen yapmalı ve hatalarından büyük ders çıkarmalı.
‘’“Altay”gon Kalesi‘’
Erol Bulut derbideki tercih hatalarından dönerek eldekilerden oluşturabileceği en iyi 11’i sahaya sürdü: Özellikle bu tip fizik mücadele dozunun yüksek olduğu maçlarda yıllardır ligin en sağlamlarından olan Serdar Aziz’in Lemos yerine tercih edilmesi derbinin aksine daha sağlam bir Fenerbahçe savunması izletti. Serdar’ın atılmasından sonra da daha çok bu sağlamlaştırılmış takım savunması ve Altay’ın kurtarışları Fenerbahçe’yi ayakta tuttu. 11’e 11’ken perdeyi açan gol, Ferdi Kadıoğlu sahadayken ondan nasıl optimum ofansif verim alınabileceğinin en net göstergesi: Ferdi dar alanda çabukluğu ile tekniğini birleştirerek ince işler yapabilen bir oyuncu: Papiss Cisse’ye yaptığı asistte sıfırdan ölçüp biçerek geriye çıkardığı top da tam Ferdi tipi incecilik! İkinci gol zaten Türkiye Ligi’nin bug’ı: Bir Caner Erkin kornerinde ön direkte Gökhan Gönül topla buluşursa gol olur, bu ölüm ve vergi ödeme zorunluluğuna yakın kesinlikte bir olgu!
Gecenin sorusu
Bir Beşiktaş maçından sonra “Tarzan Rıfkı filmindeki Palabıyık Rocky’nin bile iyi hakem olma şansı daha fazla” dediğimde beni kınayan Fenerbahçeli eski komşuma soruyorum: Ali Palabıyık’ın ülkenin top 4’ündeki hakemlerden birisi olması tuttuğumuz takımların ötesinde Türk futbolunun çok büyük bir sorunu değil midir?
Maçın starı
Altay bir kez daha üstün reflekslerini, keskin reaksiyonlarını gösterdi ve 3 puanın Fenerbahçe’de kalmasını sağladı. Cepheden kaleye göktaşı bile gelse kaleye sokmayacak kadar üstün kalecilik sergiledi. Yan toplarda da daha fazla gelişirse sadece Fenerbahçe tarihinin en iyi kalecilerinden birisine dönüşecek. Dün gece Estergon Kalesi’nin kaleci versiyonu gibiydi.
Maçın olayı
Ali Palabıyık’ın ülkenin ilk 4 hakeminden birisi olmasından daha büyük bir olay ne olabilir ki? Dün gece Fenerbahçe’ye, başka gün Galatasaray veya Beşiktaş’a veya herhangi bir takımımızın maçında her zaman diken üstünde maç izlettiren bir hakem.
Kısa mesaj
Fenerbahçe, kadrodaki yeniler adapte olana ve eksik oyuncular dönene dek takım savunmasını güçlendirmeye devam etmeli. Tabii ki 11’e 11 oynanırken hücum setlerini çeşitlendirmeli ancak cepte mutlaka takım savunması sigortası acil durumlar için durmalı!
‘’Sergen Yalçın damgası‘’
Perdeyi açan golün baş mimarı 2020 model Amokachi aksiyonlarıyla Aboubakar oldu. 2017’den beri ilk kez üst üste 3 lig maçında gol atmayı da başardı yıldız oyuncu... Bu sezon ilk defa 3 maç üst üste kazanılmasında Sergen Yalçın damgalı bu kalite genişlemesinin rolü de ekstra değerli.
Beşiktaş, özellikle ilk 10 dakikada çok etkili, organize bir baskı kurdu: İlk 45 bittiğinde her 3 dakikada bir rakip ceza alanında topla buluşmuştu. Larin yokken yerine tercih edilen N’Koudou ile hücumda A planı farklıydı. Çünkü Larin’in topun yöneleceği tarafa doğru koştuğu 3. alan aksiyonlarında N’Koudou topla rakibin üzerine gitti. Takım savunması da modifiye edilmişti: Josef’in yokluğunda Beşiktaş ilk 45’te geriye organize şekilde koştu ve Kasımpaşa’nın kontrataklarını tehlikeli olmadan bertaraf etti. Ancak Beşiktaş 10-44 arası gol bulamadığı gibi Sergen Yalçın’ın beklediği dozda hücum sürekliliği kuramadı. Bunun sebebi Mensah’ın ilk yarıda 5 dakika çok iyi, 5 dakika tam tersi oynamasıydı. Örneğin bu cümleyi yazdım, 5 dakika sonra Mensah kendi başlattığı atağın sonunda etkili bir takipçilikle gol perdesini açtı!
2. yarıda daha iyi bir ekip...
Mensah bir yana, perdeyi açan golün baş mimarı 2020 model Amokachi aksiyonlarıyla Aboubakar oldu. 2017’den beri ilk kez üst üste 3 lig maçında gol atmayı da başardı Aboubakar. 2. yarıda daha da iyi bir Beşiktaş izledik. Aboubakar, Atiba, Rosier, Ghezzal gibi ilk 11’in ustalarının yanı sıra Utku, Rıdvan, Montero gibiler de her hafta Beşiktaş lehine kadro kalitesini genişletiyorlar. Bu sezon ilk kez 3 maç üst üste kazanılmasında Sergen Yalçın damgalı bu kalite genişlemesinin rolü de ekstra değerli.
‘’Sergen Yalçın farkı‘’
Takımı 10 kişiyken Necip ve N’Sakala’nın golleriyle derbiyi kazanmayı başaran Sergen Yalçın’ın teknik direktörlük hanesine büyük bir artı yazılır.
Maç 11’e 11’ken Sergen Yalçın’ın planı çok başarılıydı: Fenerbahçe merkezden sürekli boşluk verirken, merkez ile kanat arasındaki yarım alanlarda Beşiktaşlı oyuncuların en az iki pas opsiyonu vardı. Sosa’nın kötü geçirdiği 45 dakikada Mensah eğer gününde olsaydı, Beşiktaş ilk yarıda 2’den fazla da gol bulabilirdi. Özellikle Aboubakar, Ghezzal, Rıdvan ve Rosier mükemmele yakın oynadılar. Gol perdesini açan Aboubakar’ın 2017 ilkbahar kreasyonundan bir spoiler izledik, Lemos karşısında çalım ve gol vuruşu arasındaki geçişi, adeta ışın kılıcı keskinliğinde yaptı. Aboubakar’ın 2. golü yüzde 51 Ghezzal’ın oyun vizyonu ile teknik kalitesinin eseri.
Erol Bulut’a eksi
İlk yarıda iyi oynayan Larin ise sarısı varken daha kontrollü olmalıydı: Beşiktaş uzatmalarla beraber yaklaşık 50 dakika bir kişi eksik oynadı. Bu kadar uzun süre eksik oynayan rakibine karşı Erol Bulut’un elindeki daha geniş ve zengin kadroya rağmen öncelikli hücum planının Ademi’ye atılan hava topları olması hanesine büyük eksi yazar. Takımı 10 kişiyken Necip ve N’Sakala’nın golleriyle derbiyi kazanmayı başaran Sergen Yalçın’ın teknik direktörlük hanesine ise büyük bir artı yazılır! Hakem Numanoğlu’ndan ise en fazla reytingi 0.10 olan maçların hakemi olabilir!
‘’Saygı duyulacak adam: Atiba‘’
Atiba uzun süredir öyle kudretli oynuyor ki izlerken yaşını unutuyorsun. Sonra 41’de avantaj kuralını uygulamayıp futbolun en değerli oyun ilkesini çiğneyen Ümit Öztürk’ün yaşına bakıyorsun ve şok oluyorsun! Ümit Öztürk 50’li yaşlara merdiven dayamış son maçlarını yöneten bir hakem misali halsiz, “Aman çok hızlı oynamayın, pozisyona yetişemiyorum” dercesine tutucu, yavan… Öztürk ile kâğıt üzerinde aynı yaşta olan Atiba ise 44’te perdeyi açtıktan sonra 45+1'de kontratakta orta saha çizgisi gerisinden öyle bir depar atıyor ki adeta Benjamin Button karakteri yeşil sahada gerçekten hayat buluyor. Hemen sonrasında topa hızlı şekilde basıp boştaki arkadaşına yaptığı usta işi asist ise Atiba’ya Beşiktaşlı olmayanların bile duyduğu büyük saygının özeti niteliğinde!
Sergen hoca çözüm bulmalı
2. yarıda Başakşehir, Chadli ve Guiliano’yu alarak büyük baskı kurdu ama değişiklikler sonrası Topal’ı stopere kaydırması Beşiktaş’a yaradı. 11’e 11’ken Beşiktaş’ın takım savunması 53’teki Utku’nun süper kurtarışıyla savuşturduğu pozisyon hariç gayet iyiydi, özellikle Rıdvan, Visca karşısında çok başarılıydı. Beşiktaş adına bir kişi fazlayken 2 gol yemek ise eski hastalığın nüksetmesi. Sergen hoca Fenerbahçe derbisinden önce buna da çözüm bulmalı!
‘’Sosa'sız merkez tutmadı!‘’
Sosa daha önceki iki maçta Fenerbahçe’nin en iyilerinden birisi olmasa da dün gece Sosa’nın eksikliği Fenerbahçe’yi iki açıdan etkiledi: Birincisi baş top yönlendirici rolündeki Sosa’nın oyunun temposunu yükselten diyagonal topları olmadığı için Fenerbahçe merkezden rakibin yerleşik savunma dengesini yeteri kadar bozamadı. İkincisi de Sosa’nın yokluğunda merkezde öne Pelkas geçtiği Ozan da bir geriye kaydırıldığı için Ozan’ın en öndeki karşı preste kaptığı toplardan mahrum kaldı. Fenerbahçe ilk 45’i Konyaspor ceza alanı içinde sadece 10 kez topla buluşarak tamamlarken Altay da karşı karşıya kritik kurtarışı ile golü engelledi. 2. yarıya başlarken ve devre boyunca Erol hoca oyuncu değişiklikleri yaptı ama oyunu bir türlü değiştiremedi, ortadan yeterince üretemeyen Fenerbahçe 74. dakikada 30 orta deneyip sadece 2’sinde başarılı olmuştu. Modern futbolda merkez ve kanatlar arası keskin ayrım yok bilakis ikisi arasındaki yarım alanlar asıl ofansif üretim bölgeleri!
Gecenin sorusu
Pelkas’ın VAR’dan iptal edilen golü öncesinde Valencia’nın topla münasebeti eğer el kararını gerektiriyorsa, Antalyaspor maçında Naldo’nun çok benzeyen pozisyonuna neden penaltı çalınmadı?
Maçın starı
Kravets sadece iyi bir vuruşla gol atmakla kalmadı, gol vuruşunda da sergilediği soğukkanlılığını maç boyunca takımı lehine kullanıp az gelen Konyaspor’un öz gelmesini sağladı.
Maçın olayı
Jevtovic’in havalanıp yaptığı yarım vole vuruşuyla gelen gol ve VAR’dan iptal edilen golde Pelkas’ın aşırtması, ligimizin estetik ortalamasının üstündeydi.
Kısa mesaj
Erol Bulut hoca, Sosa’nın yokluğunda bir türlü merkezden etkili olabilecek oyun planını ve oyuncu kombinasyonlarını sahaya yansıtamadı. Bazı değişikliklerinin zamanlaması tartışılacağı gibi son 10 dakika tamamen doldur boşalta dönülmesi hocanın vaat ettiği oyunla çelişkili bir durum.
‘’Kusura bakma hocam!‘’
Gaziantep’e karşı topu çabuk geri kazanmadan ve atak sürekliliği sağlamadan oynayarak galibiyet beklemek adeta Godot’yu beklemek! Sumudica’nın hızlıca çoğalabilen tertibine karşı topu hızlı çevirip boşlukları görmek gerekirken Beşiktaş ilk 45’in 43’ünde tam tersini yaptı. Yine de oyundan çıkanlar Oğuzhan ve Dorukhan olmamalıydı. Oğuzhan, yerine öne atılan Atiba’ya veya Mensah’a göre topu daha fazla hızlandırma potansiyeline sahip oyuncuydu. Dorukhan da topu daha hızlı geri kazanma dalında en mahir oyuncu. Asıl sorun farklı: Beşiktaş geri 4’lüsünde Rosier dışında iyi performans sergileyen herhangi bir oyuncu yok! Yenilen ilk gol en başta Welinton yerine oyuna giren Montero’nun pozisyon alma ve markaj hatası. 2. gol onun veya menajeri ve gizli (!) ortaklarının aldığı yüksek maaşın karşılığını kuruş veremeyerek adamını kaçıran Vida ile ofsaytı bozan Montero’nun ortak hatası. Gerisi maalesef Sergen hocanın tercih hataları!
Gecenin sorusu
Montero, Welinton’dan ne kadar iyi veya kötü? Sezon başında Welinton kötüydü ama Malatya maçındaki Welinton dün geceki Montero’dan en azından daha az kötü değil miydi?
Maçın starı
Maxim, Gaziantep’e farklı bir boyut katıyor. Beşiktaş’ta da çıkana kadar Larin ve sonuna kadar Rosier iyiydi.
Maçın olayı
İlk yarıda Ersin’in gerçekten faul yaptığı pozisyonu kartsız faulsüz es geçen “Orhan Pamuk” Uğurlu’nun fifti fifti pozisyonda Ersin’e kırmızı göstermesi. Kendisi, “Yaşar Kemal” adını hak etmiyor çünkü büyük yazarın standart bir kalitesi vardı!
Kısa mesaj
Sergen hocam, onu ne kadar sevdiğimi saydığımı çok iyi bilir ancak maalesef bu yenilgi ona da yazar! Devre arasında Oğuzhan ve Dorukhan’ın ikisini birden çıkarmak panik değişiklikti. Ayrıca N’Sakala’nın Rıdvan’a göre artısı nedir, ne değildir çok tartışılır!