‘’Falcao & Onyekuru farkı‘’
Falcao’nun sakatlıktan kurtulup klasını sergilemesi, Mostafa’nın gelir gelmez büyük katkı yapması üzerine Galatasaray’ın 11’de çift santrforla başlaması mantıklı bir tercihti. Ancak Yedlin ve Saracchi gibi hemaçık hem bek oynayabilen iki ofansif kanat varken neden Fatih Terim3-5-2’yi tercih etmedi, orası enteresan. Eğer 4-4-2 dizilişinde Emre Akbaba yerine Feghouli, Onyekuru, Kerem Aktürkoğlu üçlüsünden en az biriyle başlansa 4-4-2 daha verimli oynanabilirdi. İlk 45’te 4- 4-2’nin yeteri kadar verimli işlememesinin sebeplerinden birisi de şüphesiz Galatasaray’ın geriden planladığı gibi akıcı top çıkartamaması oldu. Lakin ilk yarı sonunda Falcao öyle klas bir gole imza attı ki birçok Galatasaraylı o anda “Hoca iyi ki çift santrforla başlamış” dedi. Yıllardır zaten Galatasaray öne geçtiğinde en etkili gol silahı olan Onyekuru bu özelliğini bir kez daha gösterdi. Onyekuru’nun son golünde Feghouli’nin asisti de çok usta işiydi. Galatasaray bir maçı daha özel yetenekli oyuncularının bireysel kalite farkı sayesinde kazandı.
Gecenin sorusu
Emre Akbaba yerine Feghouli’nin santrforların arkasında serbest rolde oynadığı bir 3- 5-2 Galatasaray için daha hayırlı olmaz mı?
Maçın starı
Falcao, Yedlin ve Saracchi Galatasaray’ın en iyileriydi.
Maçın olayı
Falcao’nun Porto-Atletico günlerini anımsatan ‘Form geçici klas kalıcıdır’ diye bağıran gol vuruşu harikaydı.
Kısa mesaj
Fatih Terim, taktiksel açıdan arayışlara devam ediyor. Eğer 4-4-2’ye devam edecekse enazından Emre Akbaba yerine Onyekuru veya Kerem Aktürkoğlu gibi takımı direkt rakip kaleye taşıyabilen ve santrforlarını daha sağlıklı besleyecek oyuncuları bir dahaki maç 11’de tercih edecek mi?
‘’Joker de Souza‘’
Beşiktaş, Gaziantep maçının son 10 dakikasında bıraktığı gibi başladı: Empati kurulabilecek bir yorgunluğun da etkisiyle oyun disiplini ve hızı en üst düzeyde değildi ama kurulu sistemi ve bir oyuncu hariç oturmuş kadrosu mücadele ve kolektif iştahı harmanlayarak kazanmayı başardı. Maçın ilk 10 dakikasında Beşiktaş yüzde 78 topa sahip olmuştu. Karşılıklı birer direkten dönen topta her iki takım da senaryo dışı erken goller bulabilirdi. 21’de Ersin’in Crivelli ile karşı karşıya pozisyondaki kurtarışı yetenekli genç eldivene ekstra artı yazar. Devre biterken Beşiktaş, Başakşehir otobüsüne karşı halen sabırla yerden pas yapıyor, ezbere orta tuzağına düşmüyordu. Takımın en bilge oyuncusu Atiba bir kez daha sağ açığa gelerek yaptığı sürpriz koşuyla gol perdesini açan aksiyona imza attı. Ghezzal klasiği usta işi kornerde Welinton ilk gol sevincini yaşadı. 52 ve 76’da N’Sakala’nın alakasız yerlerde durmasının da etkisiyle Beşiktaş kalesinde goller gördü. Josef bir kez daha “Joker de Souza”olarak 3 puanı kurtardı.
Gecenin sorusu
Sevgili N’Sakala, yenilen iki golün tüm faturasını sana çıkartacak kadar insafsız değilim ama savunma oyuncusunun hep ‘Ya sekerse, ya arkadaşımın ayağı kayarsa’ düşüncesiyle en kötü senaryoyu hesaba katarak pozisyon alması takımının daha lehine olmaz mı?
Maçın starı
Larin, Aboubakar, Ghezzal, Rosier yine çok iyi oynadılar ancak Josef öyle bir dakikada öyle bir gol attı ki adeta Beşiktaş’a can suyu oldu. Gol öncesi top kontrolü mükemmeldi. Elit hücum oyuncuları ceza alanı içinde topu o kadar soğukkanlı ve ustaca kontrollerine alabiliyorlar!
Maçın olayı
Maçta hiç ofsayt olmaması. Başakşehir’in uzunca bir süre Beşiktaş’ı kendi kalesine 20 metre mesafede karşılaması da buna sebep olan faktörlerden birisiydi.
Kısa mesaj
Beşiktaş yoğun maç trafiğinde en zorlu kavşakların ilkini geçmeyi başardı. Salı günkü kupa maçında aynı rakibe karşı mutlaka rotasyon yapılmalı.
‘’Oyun disiplini‘’
Beşiktaş 11. dakikada %80 oranda topa sahip olan taraftı, 15’te perdeyi açan golü bulsa da devre sonuna kadar aynı taktik disiplinle oynamaya devam etti. Devreyi %72’lik topa sahip olma oranıyla tamamlayan Beşiktaş’ın en büyük taktiksel silahı basit, sakin ama tempoyu kendi lehine dikte edecek hızda paslarla oynaması. Top Beşiktaş’tayken de rakibindeyken de Beşiktaş forması giyen oyuncular sanki birbirlerine bellerinden iplerle bağlıymışcasına yakın ve senkronize hareket ediyorlar. Herkes Sergen Yalçın’ın istediği şekilde oynuyor örneğin Ghezzal yine L1+üçgen aşırtma pasıyla ilk golün asistini yaptı: Tam bir ters ayak ters kanadın içe gelip yarım alanda ekstra oyun kurucuya dönüşme katkısı! Aboubakar ilk golde de ikinci golde de vuruş öncesi vücut çalımlarını çok iyi kullandı. Larin de bir kez daha ona çok iyi ayak uydurdu. Sadece son 5 dakika Beşiktaş en büyük kozu olan oyun disiplininden uzaklaştı: Bir tane yedi, bir tane de direkten döndü. Bu kalan 5 dakikadan iyi ders alınması şart
Gecenin sorusu
Beşiktaş’ta sonradan oyuna girenlerin daha etkili ve disiplinli oynaması gerekmez miydi?
Maçın adamı
Aboubakar bir kez daha kalitesini gösteren gollere imza attı.
Maçın olayı
Sergen Yalçın’ın bu sezonki 4. sarı kartını görüp cezalı duruma düşmesi.
Kısa Mesaj
Daha ikisi derbi olmak üzere 13 maç var, Beşiktaş’ın en büyük kozu taktik disiplini. Kalan maçlarda özellikle sonradan oyuna dahil olanlar bunu unutmamalı.
‘’Ne gerek vardı?‘’
İlk yarı tamamlandığında Galatasaray, küme düşme hattındaki Ankaragücü ceza alanı içinde sadece 5 kez topla buluşabilmişti. Çünkü pas temposu çok düşük ve pas bağlantıları bozuk bir Galatasaray 11’i vardı. Belhanda’nın savunmadan hücuma geçişlerde köprü niteliğindeki tek pasçılığı kadar Onyekuru’nun kenardan içeri yaptığı koşularda onu topla buluşturabilecek Taylan diyagonal paslarını da çok aradı Galatasaray. Tabii genel olarak bu tip maçların çilingiri olan Feghouli’yi de...
İkinci yarı başlarken Fatih Terim hoca, 3 oyuncu değişikliği yaptı lakin oyuna Taylan, Belhanda veya Feghouli’den en az birini almadı. Linnes kötü değildi ama maçın kaderini değiştirebilecek kadar da iyi değildi, sol bekteki Ömer tercihi kadar Ömer’in tercihleri de sorgulanabilir: Son 10 dakikaya girilirken Galatasaray’ın yaptığı 20 ortadan sadece 4’ü isabetli olmuştu. Mohamed sahadayken Falcao’nun girmesiyle neden bu kadar erkenden 4-4-2’ye dönüldü, onu anlamak da irdelemek de kolay değil çünkü Mostafa bence hatalı bir kararla atılsa da Falcao yerine direkt Feghouli girseydi daha etkili olabilirdi.
Gecenin sorusu
Ömer Bayram bazı yerlerden duran topları iyi kullanıyor olsa da her yerden kullanması şart mı, Galatasaray’da başka duran top kullanıcısı yok mu? Kerem Aktürkoğlu daha fazla süre almayı hak etmiyor mu?
Maçın starı
Lobjanidze gerçekten de spektaküler bir gole imza attı. Muslera kadar kudretli bir kaleciyle karşı karşıyayken onu aşmak için ekstra bir yetenek sergilemeniz gerek. Yetenek kadar o anda o dibine vuruşa cesaret etmek de takdire şayan!
Maçın olayı
Mostafa’nın kartının rengini doğru bulmuyorum lakin MHK zahmet edip bir açıklama yaparsa, ben yanlış biliyorsam doğrusunu öğrenmek isterim.
Kısa mesaj
Taylan’ın bir sakatlığı yoksa 11’e mutlaka dönmesi gerekiyor. Taylan’ın 11’de başladığı ve Belhanda’nın da ona eşlik ettiği maçlar bu sezon Galatasaray’ın en iyi oynadığı maçlardı. Gedson, zaman zaman Emre Kılınç’ın rolünü de oynayabilir zaten arkasında-yanında Taylan, Belhanda gibi aynı futbol dilini konuşan oyuncularla her şekil daha verimli oynayabilir.
‘’Utku, Atiba, Vida, Welinton...‘’
Beşiktaş’ın stoperleri öne çıkartıp üçgenler oluşturarak sahaya yansıttığı hücum sürekliliği, ligde en çok gol atan takım olmalarını sağlayan ana strateji. Bu hücum sürekliliğini sağlamak amacıyla Sergen Yalçın bazen orta üçlüde kariyerinde daha çok defansif ağırlıklı orta saha oynamış üç ismi birden sahaya sürebiliyor: Buradaki amacı dönenleri sürekli toplayarak hücumları tazelemek ve total kontrol oyunu oynamak. Ancak dün gece ilk yarıda Atiba-Josef-Necip üçlüsü dönenleri yeteri kadar toplayamadılar. 24’te Utku’nun kritik kurtarışı bu durumun turnusol kâğıdı niteliğindeydi. Utku maçın kalanında iki kritik kurtarış daha yaptı çünkü Beşiktaş ilk yarının ilk 20 ve ikinci yarının ilk 20 dakikası hariç bu sezonki oyun kalitesi ortalamasının altında kaldı. İkinci yarıda Necip yerine Mensah girince Atiba doğal mevkisine geçti ve geriden ekstra ofansif koşusuyla kilidi açan isim oldu. Vida ve Welinton’a ekstra iş düşen son bölümde iki stoper de çok başarılı kritik müdahaleler yaparak Utku ile beraber 3 puanı İstanbul’a sırtında taşıyan isimler oldular.
Gecenin sorusu
Sevgili Halis Özkahya, vücut dilin adeta “Hakemlik yaparken hiç zevk almıyorum” diye bağırırken uzun yıllar devam etmeyi düşünüyor musun? Sevmeden bir iş bu kadar uzun süre yapılır mı? Teknik direktörler, oyuncular sana hiç güvenmiyorlar; bu seni hiç rahatsız etmiyor mu?
Maçın starı
Atiba dar açıdan çok usta bir vuruşla maçın tek golünü attı, özellikle ikinci yarının tamamında sahaya damgasını vurdu. Kaleci Utku ve önündeki iki stoper Vida ve Welinton Beşiktaş’ın 3 puanı elinde tutmasını sağladılar.
Maçın olayı
Kaleci Ertaç’ın Beşiktaş’ın kontratağını keser kesmez derme çatma orta sahacı driplingleriyle takımını “kontra” kontratağa çıkarması.
Kısa mesaj
Bir ligde bu kadar az sayıda güvenilir hakem varken bu kadar çok sayıda takım dolayısıyla bu kadar çok maç olmaz. Zorlarsan da kalite ister istemez düşer. Misal uzun süre kötü olan Malatya zemini göreceli düzelmişti ama o da aşırı yoğun fikstüre dayanamayıp 70 sonrası yine bozuldu.
‘’Yetenek topla buluşunca!‘’
Erol Bulut’un mutlaka son maçlardan farklı şeyler yapması gerekiyordu, yaptı: Sol beke çektiği Szalai ilk yarıda kaleci Uğurcan ile beraber sahanın en iyisiydi. Erol Bulut’un mutlaka topu rakibe bırakma-bırakmama meselesi yerine Fenerbahçe’nin topu alınca ne zaman ne yapmalı meselesine odaklanması gerekiyordu: Dakikalar 10’u gösterdiğinde Fenerbahçe %70 oranda topa sahip olmuştu, ilk 30 dakikada da uzun süredir en iyi maçlarını oynayan Sosa ve Mert Hakan ile topu çok iyi yönlendirerek Trabzon deplasmanında üstün bir oyun sergiledi, Uğurcan’ın eldivenli büyücülüklerine takıldı. Mesut Özil gününde olsaydı, Fenerbahçe ilk 45’ten maçı koparabilecek kadar iyi oynamıştı. Tabii Erol Bulut’un en çok sakatlıktan önce ligin tozunu atan Pelkas’a ihtiyacı vardı, Pelkas 76’da direklerin tozunu süpüren mükemmel bir şutla 3 puanı aldı getirdi.
Gecenin sorusu
Topu rakibe bırakmak-bırakmamak üzerine enerji harcamak yerine top kadronda yer alan yetenekli ayaklara gelince neler yapmak gerektiğini düşünmek galibiyet şansını arttırmadı mı?
Maçın starı
Szalai, Sosa, Serdar Aziz, Gökhan Gönül ve Uğurcan çok iyilerdi ancak sıralamadaki puan aritmetiği ve konjonktürü gereği maksimum 2 gol olabilecek maçta Pelkas o kadar harika bir gol attı ki iyi oyunuyla skor katkısını birleştirip maçın kilit ismine dönüştü.
Maçın olayı
90 artılarda Fenerbahçe’nin, Trabzonspor’u çok eksik yakaladığı net kontrataklarda oyuncuların yaptığı saçma sapan tercihler. Dönenlerden birisi gol olsaydı, Fenerbahçe’nin üstün oynadığı 80 dakika çöpe gidecekti!
Kısa mesaj
Fenerbahçe’de teknik direktörlük tartışması şimdilik buzdolabına kalktı, eğer kalan maçlarda da Erol Bulut elindeki yetenekli ayakların topla nasıl organize olacağı üstüne çalışırsa şampiyonluk şansı artabilir. Aksi takdirde tartışma buzdolabından derin dondurucuya gider!
‘’90 dakika 0-0'mışçasına...‘’
Beşiktaş ilk isabetli şutunu çektiğinde dakika 13’tü, topa %72 oranda sahip olmuştu. Belki Ghezzal, Rıdvan ve Cenk de olsalardı gol perdesini daha erken açabilecek kadar güçlü bir oyuna devam etti Beşiktaş. Lakin Ghezzal-Rıdvan-Cenk üçlüsü yokken ilk yarıdan 3 atıp 3 puanı cebe koymak, Beşiktaş’ı şampiyonluğun en büyük adaylarından yapan kolektif gücünün turnusol kâğıdı niteliğinde. Beşiktaş, ilk 11’de kim olursa olsun o
11 oyuncunun bireysel yetenek toplamından daha yetenekli bir takım gücünde oynuyor. Hücumda ve savunmada; savunmadan hücuma, hücumdan savunmaya geçişlerde herkes birbirinin kademesinde! Metin-Ali-Feyyaz+futbolcu Sergen döneminde beş dakikada Beşiktaş vardı, dün gece teknik direktör Sergen Yalçın yönetiminde bir dakikada iki gol atabilecek kadar etkili bir Beşiktaş...
Gecenin sorusu
Bu skorla Beşiktaş 25 maçta 56 gol atarak Süper Lig’de bu dalda en yakın rakibinden 6 gol fazla atmayı başardı. Sergen Yalçın ilk göreve geldiğinde yaptığım, “Sergen Yalçın-Amadeus Mozart şefliği” benzetmesini halen anlamamış olan var mı?
Maçın starı
Beşiktaş’ta neredeyse herkes çok iyiydi lakin Rosier kadar alfa sağ bek Beşiktaş’ın üst üste şampiyon olup Şampiyonlar Ligi grubundan namağlup lider çıktığı dönemde bile yoktu!
Maçın olayı
39’da 3-0’ı bulan Beşiktaş’ın 90. dakikada halen maç 0-0’mışçasına büyük bir kolektif iştahla gol araması, Ljajic’in defansa katkı verme hırsı, Welinton’un 9 başarılı müdahalesi... Bunların hepsi Sergen Yalçın ve ekibinin büyük başarısı!
Kısa mesaj
Cenk Tosun, Ghezzal ve Rıdvan ilk 11’e, Montero kadroya dönecek fizik kondisyon seviyesine gelince Beşiktaş daha da çeşitli ve güçlü saha içi oyunlar oynamaya devam edebilecek kalibrede. Takımdaşlık ve 90 dakika kolektif iştah ise zaten transfer edilebilecek futbol olguları değiller!
‘’Uzaylı kaleci‘’
İki takım da maça çok iyi hazırlanmış. MHK ise maça hiç hazırlanmamış. Haftanın zorluk derecesi en yüksek maçına hakemlik yeteneği düşük olan geçen haftanın kötüsü Küçük’ü verdikleri yetmiyormuş gibi VAR masasına da maç yönettiği 1.Ligde VAR uygulaması olmayan Malok’u vermişler. Sonra ayıkla pirincin taşını!
Halbuki maç Mostafa Mohamed fırtınası ile başladı. Mısırlı komple santrforun Caulker’a çalımı sonrası direkte patlayan plasesi klastı. Sırtı dönük topla buluşur buluşmaz dönüp Onyekuru’ya yaptığı servis ayrı klastı!
Alanyaspor’un kolektif oyun kalitesi etkileyici, Salih’in direkten dönen plasesi ayrı etkileyiciydi. Sonrası malum Küçük-Malok ikilisi çıkıp standart bozukluklarıyla futbolcular ve teknik direktörlerin emeklerinin önüne geçtiler. 55-75 arası Alanyaspor’un kurduğu baskı etkileyiciydi ancak Galatasaray tıpkı Fenerbahçe ve ligde diğer Çağdaş Atan’ın takımını yenen takımlar gibi oynayarak Alanyaspor’u yendi.
Çok iyi kapandı, ilk yarıda çok iyi çıkıp tek gol artı son 10 dakikadaki Muslera’nın Süpermen moduyla kazanmayı başardı.
Gecenin sorusu
1. Lig’de döküldüğü Boluspor-Adana Demirspor maçından sonra Malok’a Süper Lig VAR hakemliği vermek, orta hakemliği beğenilmemiş Barış Şimşek’e TFF VAR Koordinatörlüğü vermek gibi bir şey mi?
Maçın starı
Luyindama, uzun süredir en iyi maçını oynadı ama son 10 dakikada Süper Lig’de son 10 sezonun en iyi kalecisi Muslera bir kez daha uzaylı kaleci performansı sergileyince maçın starı oldu.
Maçın olayı
Onyekuru-Umut pozisyonunda VAR’a gitmemek başta olmak üzere bir sürü hakem ve VAR hatasının maçın önüne geçmesi.
Kısa mesaj
Galatasaray, son yarım saat çok zorlansa da son 3 karşılaşmalarında yenildiği Alanyaspor’u sonunda yenmeyi başardı. Galatasaray’ın fikstüründe geriye çok az sayıda zorlu deplasman maçı kaldı. Yeni transferlerin katkısı gayet iyi olsa da en iyi yeni transfer her şekilde Muslera’nın geri dönüşü!