‘’Ofansif alternatifler‘’
Cengiz Ünder, eski seviyesine dönmek için çok istekli: Sürekli topla buluşmak için merkeze hatta geriye geliyor, çok çabalıyor ancak maç eksiği yüzünden 3. alana yani mevkisi gereği asıl yetenek farkını sergilemesi gereken (ve sakatlıklar öncesinde fazlasıyla sergilediği) yere gelince yorulmuş oluyor. Şu anda en büyük rakibi maç eksiği, o rakibe çalımı bir atsa gerisi daha kolay olacak gibi! Bu Euro 2020 grubumuzdaki rakiplerimize göre alakasız kaçan takımlarla oynadığımız hazırlık maçları en çok onu hazırlamaya uygun. Özellikle Cenk Tosun da sakatlığı nedeniyle yokken Cengiz Ünder’in resmi maçlarda %100 fit olması çok önemli.
Sahte 9'dan gerçek 9'a!
Bir diğer özel yetenekli ofansif oyuncumuz Abdülkadir Ömür’ün işi ise maalesef biraz daha zor ama son 1 yılda geçirdiği iki ağır sakatlıktan sonra onu eleştirmek büyük insafsızlık olur. Enes Ünal’ın 11’de başlayınca bir türlü alternatif olabilecek performansı sergileyememesi ise Milli Takım özelinde eleştirilmeyi hak ediyor. Halil Dervişoğlu güncel form seviyesi olarak Enes Ünal’ın bariz önünde. Enes fazla topu bekliyor, Halil ise sürekli topa gidiyor orta sahası ile eklemlenip hızlı bir şekilde geçişlerde sahte 9’dan gerçek 9’a dönüşebiliyor.
‘’Tarihi duble‘’
Sergen Yalçın'ın Beşiktaş teknik direktörü olduğu gün yaptığım, 'Viyana müzik ekolünde Mozart, Beşiktaş futbol ekolünde Sergen Yalçın' yorumumu 'duygusallık' boyutunda eleştirenlere gerçekten de saygım var çünkü herkes benimle aynı şeyi hissetmek zorunda değil. Mozart müziğe, Sergen Yalçın futbola karşı aşırı yetenekliydi. İkisi de çok genç yaşta çok iyi hocaların tedrisatından geçtiler. Çocuk yaştaki Sergen’i keşfedip geliştiren hocaların hocası Serpil Hamdi Tüzün’dü: Lig şampiyonluğunda olduğu gibi kupa finalinde de Sergen Yalçın, parlak kariyerini en çok etkileyen üç büyük teknik direktörlük harikasının eserlerini sentezleyerek 2021 model güncellemesi versiyonunu oynattı da başardı.
Tüzün, Milne, Lucescu sentezi
Tüzün hoca, hep bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli bir takım oluşturmanın belirleyiciliğine inanırdı, o felsefe ile Türkiye’ye futboldaki ilk evrensel başarısını 1994’teki Avrupa Gençler Şampiyonası’nda getirdi. Gordon Milne, üst üste 3 kez Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşırken oyunu savunma-hücum diye kalın çizgilerle ikiye ayırmaz ikisi arası geçişlerin asıl belirleyici olduğu oyun yapısını futbol ideolojisi olarak belirlerdi. Özel yetenek futbolcu Sergen’den son maksimum verimi alan 'total kontrol'cü Lucescu da teknik direktör Sergen Yalçın’ın Rosier-Josef-Ghezzal-Aboubakar ve diğer talebelerinden aldığı üstün verimin ilham kaynaklarından.
Sergen'in hakkı Sergen'e...
Kimse benim gibi düşünmek zorunda da değil ama herkes düşünmek zorunda: Sezon başı Beşiktaş’ın ilk 5’e dahi giremeyeceğini iddia edip çifte kupa başarısını takdir edenlere sakın kızmayın, onlar objektif şekilde Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek deyimindeki gibi Sergen’in hakkını Sergen’e teslim ediyorlar!
‘’Çileli ama mutlu son‘’
Beşiktaş, Karagümrük maçıyla kıyaslayınca daha çok kendini liderliğe taşıyan oyunu oynayarak başladı. 12. dakikada yüzde 77’lik topa sahip olma oranı yakaladı, akan oyunda Aboubakar’lı Beşiktaş kadar pozisyon üretemese de Ghezzal’ın kullandığı duran topta 1-0 öne geçti. Lakin öne geçer geçmez sakinliğini anında kaybederek kendi oyununu oynamayı bıraktı ya da eksiklerden dolayı daha önceki iki maçta olduğu gibi oynayamadı. 43’te Beşiktaş’ın topa sahip olma oranı yüzde 59’a kadar düşmüştü, Göztepe de Berkan’ın duran topunda beraberliği yakalamıştı. Hatta ilk yarıda Göztepe’nin bir topu direkten dönerken 36’da Alpaslan yine duran topta bomboş kalmıştı.
Ofansif rol değişimi...
Mücadelede ikinci yarıya Beşiktaş göreceli olarak daha sakin başladı. Yine topa sahip olmaya başladı ama bu kez oyun temposu düşük kaldı. Ne zaman Larin sola, Töre ortaya, N’Koudou sağa geçti o zaman Beşiktaş etkili oynamaya başladı. Skoru 2-1’e getiren penaltı pozisyonu da bu ofansif rol değişiminin sonucu oluştu. Sonrası Beşiktaş’ın son 3 maçta oynadığı en doğru maç sonuydu, Beşiktaş oyuncu malzemesinin toplamından daha yetenekli bir takım performansını Sergen Yalçın’ın total kontrol oyunu sayesinde sergilemişti. Son bölümde de bunu yaptı.
Atiba’nın heykeli dikilmeli
Beşiktaş şampiyon olmasa da mutlaka Ahmet Nur Çebi başkanlığında Sergen Yalçın’la devam etmeliydi. Yarından itibaren de önce Atiba heykeli dikilmeli sonra da daha geniş kaliteli oyuncu kadrosuyla devam edilmeli.
‘’Kurşunu bitince...‘’
Beşiktaş ilk yarıda ‘coşku’ ile ‘telaşı’ fena halde karıştırdı. İki kez bariz ofsaytta olan takım arkadaşlarına pas attılar. ‘Farioli yapımı derinden sabırlı pas oyunu’ karşısında, Beşiktaş ilk yarıda presi yeteri kadar etkili yapamadı, yapamadıkça oyun temposunu kendi lehine dikte edemedi.
Llajiç sakatlanınca...
Llajiç çok geç de olsa tam form tutmuşken sakatlanınca, Hatayspor maçındaki Aboubakar’sız akıcı oyunu oynayabilecek malzeme de kalmadı. O anda adeta Beşiktaş’ın oyuncu malzemesi bağlamında kurşunu bitti. Kalanlar, elinden geleni hatta sahaya büyük karakter koyan Necip daha da fazlasını yaptı ama yetmedi. Zaten N’Sakala’nın isteğini, mücadelesini sorgulayan yok ancak bu kadar kritik maçta bile önde oynayıp geride ofsayt taktiği uygulanırken iki kez ofsaydı bozan oyuncu olabiliyor. Çünkü seviyesi bu kadar!
Turnusol kağıdı...
41’de Welinton, ikinci yarının başında da Ersin kritik hamleleriyle Beşiktaş’ı maçta tuttu. Her şeye rağmen Karagümrük 10 kişi kalınca, maç adeta Beşiktaş’ın ayağına kadar geldi. Atılan tek goldeki Vida’nın öne gelip sergilediği üstün mücadele ile preste kazandığı top, Beşiktaş’ın dün geceki oyununun ‘turnusol kâğıdı’ niteliğinde... ‘Eksikleri kapatmak için herkes elinden geleni yaptı ama derbide olduğu gibi malzeme kalitesi finali kazanmaya yetmedi.
İzmir’de Beşiktaş’ın averajı da hesaba katarak kazanması gerekiyor, Sergen Yalçın elinde kalan malzeme ile bunu başarırsa, sezon genelinde olduğu gibi çok büyük iş başarır. Beşiktaş şampiyon olsa da olmasa da seneye daha iyi oyuncu malzemesi şart!
‘’Kilit isim Gedson'du‘’
Maçın kilidini, orta saha hakimiyeti mücadelesi çözecekti; ilk 1 saatte Gedson Fernandes özel kalitesini sergileyerek ‘maçın kilit ismi’ oldu.
Gedson’un Babel’in golündeki asisti, ‘oyun vizyonu’ ile ‘teknik becerisi’ni sentezlediği anlardan birisiydi. Ayrıca Gedson top kullanma estetiğinin yanı sıra, Josef ve Atiba gibi ligin ikili mücadele kazanma ustaları karşısında ilk 45’te 10’da 7 gibi çarpıcı bir ikili mücadele kazanma istatistiği de sergiledi.
İlk yarıda sahanın en kötüsü ise N’Sakala’ydı. Topu kötü kullanmasının yanı sıra skor 1-1’e gelir gelmez panikle yaptığı faul, Beşiktaş’ın momentumu kendi lehine çevirme şansını kaybetmesinin sebeplerinden birisi oldu. İkinci yarının başında son anda kademeye girip Galatasaray’ın 3. golü daha erken bulmasını engelleyen hamlesi, N’Sakala’nın Beşiktaş adına tek pozitif katkısı olabilir. Aslında ilk 45’te Babel sağ kanattan çok, top saklayan santrforu Falcao’ya yakın oynadığı için; N’Sakala’nın önünde ofansif açıdan değerlendirebileceği alanlar da vardı, kullanamadı. Maçın özeti; Aboubakar, Cenk, Oğuzhan, en son da N’Koudou ve sakatlığının etkisiyle tam kapasite katkı veremeyen Gökhan Töre derken, Beşiktaş’ın mevcut kadro derinliği kalitesi derbi için yetersiz kaldı. Galatasaray’da oyuna sonradan dahil olan Mostafa Mohammed, Kerem Aktürkoğlu, Arda, Emre Kılınç ve Halil Dervişoğlu’ndan herhangi birisi Beşiktaş kadrosunda olsaydı, ileri 3’lü kontenjanından ilk 11’de başlayabilecek kalibrede oyunculardı.
‘’İki kaleci ve iki yarı‘’
Fenerbahçe’nin bu sezon oynadığı en iyi ilk yarıydı. Eğer Ertuğrul altyapısında yetiştiği Fenerbahçe’de kalıp bu maçta formsuz Harun yerine kaleye geçseydi ilk yarı daha da farklı bitebilirdi. Fenerbahçe ilk 45’te tam 26 kez Kasımpaşa ceza alanı içinde topla buluştu.
Bir plana sahip
Sarı-Lacivertliler, ilk yarıda Sosa’nın lider top yönlendiricilik kalitesiyle geriden çok iyi oyun kurdu, ön tarafta da çok iyi hücum pres yaptı. Emre Belözoğlu belki çok tecrübeli bir teknik direktör değil ama tecrübeli bazı teknik direktörlerden çok daha net bir, "Büyük takım oyunu” planına sahip: Fenerbahçe, Kadıköy’de Süper Lig maçlarında böyle büyük oyun oynamayı tercih etmeli, Erol Bulut bunu bir türlü net olarak anlayamadığı için de şu anda Fenerbahçe teknik direktörü değil artık. Ayrıca Ersun hocanın son görev aldığı dönemdekinden farklı olarak mevcut Fenerbahçe oyuncu kadrosu da bu oyunu oynamaya çok daha müsait, Valencia’nın son 4 maçında 4 gol atması bu oyun tercihinin de sonucu. Lakin 11’i kadar yedekleri de kâğıt üzerinde geniş kalite arz eden Fenerbahçe’de 2. yarıdaki oyuncu değişikliklerinden sonra bir anda oyun kalitesi düştü.
O hataları yapmasa
Hemen ardından Harun ilk goldeki kadar büyük olmasa da yine bir hata yaptı ve penaltıya sebep oldu. Belki tam 90’da çıkardığı topla skoru 3-2’de tuttu Harun ama o hataları yapmasa maçın skoru zaten buraya gelmez ve Fenerbahçe sonlarda bu kadar zorluk çekmezdi. Emre Belözoğlu tecrübelendikçe daha etkili oyuncu değişiklikleri yapabilir ancak Fenerbahçe’de sonradan girenlerin de bu kadar ham oynamamaları gerekiyor.
‘’Ekstra emek ve Ghezzal‘’
Beşiktaş’ın bu sezon 50 golünde katkısı olan Aboubakar, Larin ve Atiba üçlüsü yoktu, bu üçlü sadece gol ve asist yapmıyor, takımın gol atması için de adeta takımı sırtlarında taşıyorlardı. Onların yokluğunda 11’de yer alanlar hangi mevkiide görev alırlarsa alsınlar ekstra katkı yapmalıydılar ki Beşiktaş kazansın, bunu da başardılar. N'Koudou iki gol attı, Vida adeta kafasını taşın altına sokarak savaştı, Necip hem kaptanlık hem de Josef’e taktiksel kopilotluk yaptı.
Krampondan duvar ördüler
Gökhan Töre’nin santrfor gibi konumlandığı oyun planında Beşiktaş’ın eksiklerini örten en önemli taktiksel faktör Josef ve Necip’in öne gelerek adeta bir “anti-kontratak” timi oluşturmasıydı: Kayserispor hızlı akına çıkmaya çalışırken tüm dönenleri toplayıp geçişlere karşı krampondan duvar ördüler. Bu ikili olağanüstü bir fiziksel mücadele ortaya koyarken Beşiktaş’ın üç gol bulmasını sağlayan hücum sürekliliğini sağladılar. Galibiyetin hamurunu Rosier-Vida-Montero- Josef-Necip-N'Sakala altılısı büyük emekle yoğurdular, Ghezzal da lig ortalamasının çok üstünde parlak top tekniği ve oyun zekasıyla 3 puanlık pastayı pişirdi.
Konuşmasının yansıması
3. golü bulup farkı ikiye çıkarmak ekstra önemliydi ve 65’te Ghezzal bir kez daha yarım alanda virtüözlüğünü konuşturup 15. asistine imza attı. 1.76’lık Gökhan Töre’nin Beşiktaş’ta ilk kez oynadığı santrfor pozisyonunda 1.91’lik rakip stoper Paz’dan kafa topu almaya çalışırken verdiği mücadele, tam da Sergen Yalçın’ın Sivas maçı sonrası soyunma odasında yaptığı şampiyonluk inancı konulu motivasyon konuşmasının yansıması.
‘’Voltajı düşük‘’
Son 5 maçta Alanyaspor karşılaşmasının ilk 45’i hariç Beşiktaş’ı liderliğe taşıyan oyun temposu ve kalitesi sahada yok gibi. Aboubakar olmayınca, kalanlar özellikle mental ve fizik açıdan yorgun olunca Beşiktaş en değerli gücünden mahrum kalıyor ve puan kaybediyor!
Beşiktaş, yüksek voltajlı bir oyun oynayarak liderliğe yükselmiş, puan farkını açmıştı. Son 5 maçta ise Alanyaspor karşılaşmasının ilk 45’i hariç Beşiktaş’ı liderliğe taşıyan oyun temposu ve kalitesi sahada yok gibi. Aboubakar olmadığında zaten kafadan voltaj düşüyor çünkü Aboubakar’ın solundaki Larin’in performansı ile Aboubakar olmayınca ortaya geçen Larin’in performansı arasında dağlar kadar fark oluyor. Bu arada Larin merkez forvette elinden geleni yapıyor ancak performans kalitesi bazında soldayken elinden gelen çok daha fazlası!
Ghezzal, Ljajic’le etkili
Formda Sivasspor karşısında Beşiktaş, ilk yarıda sadece 4 kez rakip ceza alanında topla buluşabildi çünkü topu zaten öne taşıyamadı. Sakatlanmadan önce son maçlarında Beşiktaş’ı öne taşıyan Oğuzhan’ın yokluğunda en azından Ljajiç devreye girmek zorunda. 70’te Ljajiç oyuna dahil oldu ama bu kez Ghezzal çıktı. Bu sezon Ljajiç’in göreceli olarak fena oynamadığı birkaç maçta hep sağında Ghezzal ile aynı futbol dilini konuştuğunda Beşiktaş Ljajiç’le de etkili oynayabiliyordu.
Adale sorunu yaşadı
76’da ışıklar gitti, oyuncular oynamayı tercih etti hatta 86’da Larin’in arka adale sorunu yaşadığı için gidemediği pozisyonda maçtaki en iyi seri tek pas sekansını yakalayıp pozisyona girdi. Son 5 maçta Beşiktaş’ın çok iyi oynadığı tek devre olan iç sahadaki Alanyaspor maçında buna benzer 5 pas sekansı ile pozisyon geliştirmişti. Bunlar aslında Beşiktaş’ın en değerli ofansif kolektif gücüydü. Aboubakar olmayınca, kalanlar özellikle mental ve fizik açıdan yorgun olunca Beşiktaş en değerli gücünden mahrum kalıyor ve puan kaybediyor!