‘’Varsa yoksa Fener!‘’
Vestel Manisa maçı hiç telaffuz edilmedi. Varsa yoksa, kupa finalindeki Fenerbahçe maçı. Panelin konusu belli, ancak masaya yatırılan; daha doğrusu Yıldırım Demirören’i ilgilendiren bölümde ana konu Beşiktaş’ın bu günü ve çarşamba günkü kupa finali. Aslında futbol takımının da, malzemecisinden, teknik patron Tigana’ya kadar herkesin aklında bu konu var. Öyle olmasa, Vestel maçı kafalarda olsa, prensip sahibi Jean Tigana’nın eşofmanla ne işi vardı gece yarılarına kadar baloda!Fransız hoca Ahmed Hassan bir gün rötar yaptı diye prensip gereği, Mısırlı’yı altyapıya göndermedi mi!Ben ise, Manisa maçından daha çok Sinan Kaloğlu ile ilgilendim. İki sezondur alınan gençler ve de alınacak gençleri kantara koyuyorum, dün geceki Sinan daha ağır basıyor. Bu düşünce sadece benim değil, sağlıklı düşünen tüm Beşiktaşlılar’ın. Havaya çok paralar atıldı. Hele bonservisi elinde diye, futbolcu eskilerine çok paralar ödendi. Aynı hataların bir daha yapılmasını istemiyorlar. Haa bir konu daha var, transferde mihmandar olarak Fatih Terim ile Erdil Arpacı’nın ön planda olması sinirleri bozuyor. Baki Mercimek, Fahri ve Antalyalı Burak’tan daha çok heyecan verecek isimler istiyorlar.Yönetim kanadı, ‘bekleyin’ diyor. Bekleyelim bakalım belki akıllanmışlardır. Ne demişler, ‘bekleyen derviş muradına ermiş’. Hayırlı olur inşallah!Bu satırları 30. dakikadan itibaren yazdım. Her ne kadar Kleberson’un asistinde Bobo’nun attığı gol, ilk 30 dakikaya sığdıysa da ele avuca gelir ne oyun ne pozisyon ne de çarşambaya heyecan verebilecek bir görüntü vardı.Türk milleti olarak gülük yaşamaya, günlük kahramanlar çıkarmaya alışığız. Galiba çarşamba da böyle bir gün yaşayacağız.
‘’B Gençler harika‘’
Bir maçı eksik olan PAF Takımı, önümüzdeki hafta Galatasaray’ı yenerse şampiyon olacak. Yıldızlar, Gündüz Tekin Onay’ın gözleri önünde yapılan operasyonla Türkiye 2.’si oldu. Şunu söylemek istiyorum. Beşiktaş altyapısı; beğenseler de, beğenmeseler de çok iyi yolda. En büyük yatırımı, 2 senedir B Gençler’e yaptılar. Sinan Vardar başkanlığındaki BEFAM kapsamında; Bülent, Demir, İbrahim, Serkan, Metin, Abdullah ve diğerleri ile Beşiktaş’ın şampiyon olan kadrosu geleceğe yönelik en iyi sinyali veren takım. Bu takımdan yukarıya çok iyi fidanlar çıkacak.Barış ‘Şimşek’ gibiBeşiktaş-Sivas maçının hakemi Barış Şimşek, tüm otoritelerden olumsuz not alırken, MHK ne hikmetse nüfus kağıdında ‘Trabzon’ yazıyor diye, onu çarşamba günü apar topar Kasımpaşa-Siirt maçına atadı. Atarken de, skandala imza koydu. Serdar Diyadin, Barış Şimşek ve triosu Trabzon kökenli. Metin Diyadin, ASAŞ’ın teknik patronu. Serdar Diyadin, Metin Diyadin’in amcasının oğlu. Ne hikmetse gözden kaçıyor, ASAŞ’ın rakibi olan Kasımpaşa’nın maçına veriliyor, iki ofsayt golle Kasımpaşa’nın 2A’ya terfisi erteleniyor.Burada hata öncelikle MHK’de, sonra da Serdar Diyadin’de. Beşiktaş maçından sıkıntılı çıkmış bir hakem, 2 gün sonra şampiyonluğu etkileyecek bir maça nasıl veriliyor? Ali Aydın, Mustafa Çulcu bunun hesabını zor verir.Hazır Çulcu’dan laf açılmışken... Beşiktaş’ı deneme tahtası yaparken, gönderdiği hakemler Beşiktaş’ı katletti diye yine görevlendirmek de neyin nesi? Zafer Önder İpek, Beşiktaş’a elle atılan golü veriyor, bu hafta da Beşiktaş’ın Manisa maçına veriliyor. Cem Papila’ya yol mu açılıyor?Ve Mustafa Çulcu. TFFHGD seçiminde Osman Avcı’ya, ‘Ufuk Özerten’in listesinde bulundu’ diye kürsüden etmediğini bırakmadın. Eee Mustafa Çulcu. O kadar delikanlıysan 2 sene Özerten’in atadığı maçlara niye çıktın? Dün dündür bugün bugün müdür? Yoksa ‘giden ağam, gelen paşam’ mı? Helal olsun Avcı’ya. Düne kadar adamdı, Eskişehir’de adam gibi adam oldu. Yüreğine sağlık.
‘’‘Yıldızlar' Türkiye Şampiyonu!‘’
Yıllardır hep uğraşıyoruz, bilhassa teknik adamlara diyoruz ki; “Ne olur hedefiniz şampiyonluk değil, yukarıya kaç adam veririm olsun” diye... Ama özellikle Samsunspor’da öncelikli hedef şampiyonluk düşüncesi olunca, başta Genç Milli Takımlar Sorumlusu Gündüz Tekin Onay olmak üzere herkes tepki koyup, cinayeti gördü. Ve bundan sonra turnuvada kemik testi aranacağını söylediler. Samsunspor’da Başaran, İsmail, Hakan, Tanju, Yunus ve Armağan diğer arkadaşlarına oranla fiziksel olarak sahada sağlıklı bir görüntüde değillerdi. Nüfus kağıtları normal yaş sınırını gösterse bile. İşte bu görüntülerde Beşiktaş Yıldız Takımı, kaleci Ali Erdem başta olmak üzere, Murat, Mehmet, Furkan, Erhan, Cebrail, Kerem, İlkcan, Batuhan, Necip, Gökhan, Hasan ve Onur’la turnuvanın gerçek şampiyonu olarak gönüllerde ayrı bir yer edindiler. Kendilerini kutluyorum.Ancak çok çirkin bir görüntü de vardı. Hiç içime sindiremedim. Başkan Yıldırım Demirören, televizyonlara çıkıp “Galatasaray’ın şampiyonluğunu daha çok istiyorum” derken, ben de “Yüz tane Galatasaray şampiyonluğunu, Fenerbahçe’nin bir şampiyonluğuna değişmem” demiştim. Ne kadar da iyi yapmışım.Finalde Samsunspor, Beşiktaş’ı 2-1 yenerken attığı her golden sonra Galatasaray Yıldız Takım oyuncuları hiç de hoş olmayan bir şekilde Beşiktaş aleyhine çok çirkin küfürler etti. Onları bu kadar etkileyen neydi? Beşiktaş yenilgisi mi yoksa, ağabeylerinin doldurmaları mı? Futbol İl Temsilcisi Bahri Savaş ve Galatasaray antrenörü Recep Hoca’yı tebrik ediyorum. İtidalli davranmaları daha büyük olayları önledi.Yıldırım Başkan, sen “Yukarıdakiler şampiyon olsun” derken, aşağılarda Beşiktaş aleyhine yanlış tohumlar atılıyor, farkında değilsin.
‘’Derbi Papila'nın olmalı‘’
Hiç kimse de senaryo yazmasın. Çünkü bu işi en iyi bilen O. Şampiyonu belirleyecek olan da O. Bu konuda kararı Merkez Hakem Kurulu üyeleri ve başkanı Mustafa Çulcu vermeyecek. Boşu boşuna toplantı da yapmasınlar. Derbinin hakemini Haluk Uusoy atayacak. Cem Papila’yı atasın herkes rahat etsin. Şampiyonu en iyi O bilir.Beşiktaş’ta raporlar hemenTFF internet sitesindeki açıklamada, (İlk defa böyle bir açıklama yapılıyor) Kayseri maçından dolayı Ankaragücü’ne verilmesi gereken cezanın gecikmesinin raporların toplanamamasından kaynaklandığı belirtiliyor. Peki, tamam da Beşiktaş’ın cezasını hemen verirken, Deniz Barış olayında, Diyarbakırspor’un Konya’nın Malatya’nın seyirci tarafından yapılan eylemleri nedeniyle sahaları kapatılırken bir haftada karar alan Disiplin Kurulu evrakları topluyor da, Ankaragücü maçında nasıl toplanamıyor. Benim bildiğim 24 saat içinde bu raporlar Federasyon’da mevcuttu. Ankaragücü, Konya maçını 3-0 kazanmış. Ligde kalmayı garantilemiş. İki gün önce açıklıyorsunuz Ankaragücü’nün bir maç seyircisiz oynama cezasını. Hadi canım sen de... Hayvan terli. Artık yemiyor. Zafer Önder İpek, Galatasaray-Erciyes maçını yönetiyor. Devran ceza alanı içinde smaç yapıyor. Galatasaray lehine penaltı olması lazım. Zafer Önder İpek penaltıyı vermiyor. Daha doğrusu görmüyor. Bir gün sonra Mustafa Çulcu’yla biraraya gelen Ulusoy - daha önce Metin Tokat’ın Gaziantep maçında Ortega’nın bir pozisyonunda Fenerbahçe adına verdiği penaltıdan sonra, “Kime hizmet edeceğini bilmeli hakemler” deyip o gün Tokat’ın FIFA’lığını elinden alan Ulusoy - Zafer Önder İpek için de Mustafa Çulcu’ya talimat veriyor; “Bitirin bunun hakemliğini”. Bu işler bu kadar kolay mı? Zafer Önder İpek o gün bu gündür maç alamıyor. Dün geceki, Beşiktaş-Gaziantep maçı mı? O maç zaten 15 gün önce Antep’te bitmişti. Benim için en güzeli, Beşiktaş PAF takımından giden Gaziantepli Ozan’ın mükemmel oyunu, Mehmet Sedef, Aydın Karabulut ve Kenan Özer’in de Siyah-Beyazlı kadroda bulunmasıydı. Kötü olan ise tribünler bomboş olmasına rağmen üstünde fiyat olmayan biletlerin stat önünde beş metrede bir sıralanmış karaborsacılar tarafından satılmasıydı. Üstelik bunlara, “Dur” diyen de yok.
‘’Kendi düşen ağlamaz...‘’
İlk yarı Bobo, Ahmed Hassan, Gökhan Güleç ile 6 kez mutlak gol pozisyonu bulan Beşiktaş, ikinci devre İbrahim Üzülmez’le yakaladığı pozisyon dışında oyuna ağırlığını koyamadı.Yani şunu söylemek istiyorum; İlk yarı ayrı bir Beşiktaş vardı, ikinci yarı ayrı... 45 ile 90 arası oyun her ne kadar Antep yarı alanında oynanmışsa da; görüntü bal vermez arı gibiydi.Tabii, bu arada gol bölgesinde Bobo, Ahmed Hassan biraz egoist davranmasa, Beşiktaş kadro yönünden sıkıntılı geldiği Antep’ten daha rahat dönebilirdi. Aynı duygu ve düşünceleri Samet hocanın talebeleri için de söyleyebiliriz. Daha doğrusu sadece Lazarov için...Beşiktaş, aldığı bu bir puan için Barış Durmaz’ın elinden kazanılan penaltıdan çok, Lazarov’a teşekkür etmeli. Samet Aybaba kulübede saçını-başını yolarken, aynı duyguları saha içinde Lazarov’dan pas bekleyen Veysel ve diğer arkadaşları da yaşıyordu. Tabii ki, Samet de fazla dayanamadı, kementi attı. Belli ki, Samet’in üstünde Lazarov’un varlığı da, yokluğu da bir dert. Düşme potasından çıkınca Samet Aybaba bu dertten kurtulacak, ama derler ya, ‘Denize düşen yılana sarılır.’ Samet de ‘ya sabır’ çekip bugünlerde Lazarov’a katlanıyor.Beşiktaş, Antep’le akraba oldu. Çarşamba, pazar ve önümüzdeki çarşamba yine kupa maçında karşı karşıya gelecekler. Her ne kadar kupada şartlar çok farklıysa da, daha doğrusu Samet kupayı düşünmüyorsa da, ligde de futbolcularının işgüzarlıklarına mutlaka bir çözüm bulmalı.
‘’Oya saygı!‘’
Cuma günü Galatasaray-Diyarbakır, cumartesi günü Beşiktaş-Malatya, pazar günü Fenerbahçe-Sivas maçları ve yine saygı duruşu... Kimin için? Mersin Tüfad Başkanı Mehmet Küver... Mehmet Küver, Mersin’de özel bir durumdan dolayı bir saldırı sonucu vefat etti, 10 gün saygı duruşu yapıldı. Ne için ve kim karar verdi bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey var ki, Mehmet Küver’in TFF Genel Kurulu’nda verdiği ‘oya saygı’ duruşuydu. Peki aynı günlerde Diyarbakır’da mayın döşenmesi sonucunda şehit olan Yarbay Halim Yılmız, er Sinan Gümüştaş ve onlarca şehit olan askerimiz için neden saygı duruşu yapılmadı da, Mersin’in bir oyu var diye maçlarda saygı duruşunda bulunuldu... Yani şehit düşen yarbayın oyu yok diye mi saygı duruşu yaptırılmadı. Aslında biraz da ne için Mersin’e kafayı taktım biliyor musunuz? Haberiniz var mı bilmiyorum. Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü Engin Korakır, Disiplin Kurulu tarafından 4 maç ile cezalandırıldı. İki gün sonra tahkim 4 maçlık cezayı kaldırdı. Yani Engin Korakır’ı affetti. Şeref Görkey için Serdar Tatlı’nın geçen sene yönettiği maçta kerhen devre arası saygı duruşu yapılırken Mehmet Küver’e yapılan saygı duruşunu doğrusunu isterseniz içime sindiremedim.‘Oya saygı’ sadece bununla değil, bakın Adana İdmanyurdu, Ankara Gazi, İstanbul Dostluk, Mersin Çamspor, Kocaeli Bekirpaşa, Bursa Gemlik, Sakarya Güneş... Bunlar bu sene 15-16 Aralık’ta sadece iki gün lig maçı yapıp, ligi biten takımların isimleri ve sayıları. Son 6 senedir hatır için Ukrayna ile bir maç yapıldı. Tek bir milli maç bile yapılmazken, Bayan Milli Takımı kuruldu. Bir de Plaj Futbolu Milli Takımı kuruldu. Ve ikisinin başına da meşhur altıncı sandığın diyeti ödenerek başına hatırı sayılır maaşla teknik direktörler atandı. Sadece o değil, altıncı sandığa bir bakın kimler nelere, ne maaşla geldi. İşte başlıkta dediğim gibi ‘oya saygı’ bu... Güneydoğu’da şehit düşen komutanlarımızın, askerlerimizin bir önemi yok. Sadece altıncı sandığa oy verdiler diye iş imkanı sağlanıp, paraları sokağa atmanın hiç bir önemi yok. Önemli olan tek bir şey var. O da; ‘oya saygı’...İnsanların bunu tartışması gerekirken, Yıldırım Demirören’in bazı kesimlere ‘şirin’ gelmeyen açıklamasını bir haftadır ağızlarına sakız yaptılar. Benim yeğenim Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi, ailemin çoğu da Fenerbahçeli. Ben de 100 sefer Galatasaray şampiyon olması gerekirken bir kez Fenerbahçe olsun isterim. Bu insanların gönlünden geçenler. Şimdi diyeceksiniz ki, Beşiktaş Kulübü Başkanı, makamında olan bir insan. Dikkat etmeli. Bu meydanı boş bulup, ortalığı hergele meydanına çevirenlere sözüm. Bu gözler çok şey gördü. Bu kulaklar çok şey işitti. Devletin bakanlığını yapmış insanlar “Galatasaray’ı sevmeyen ölsün” derken kılı kıpırdamadı. Demirören’in tek yanlışı var. Herkesi dost bilip, her şeyi, her yerde konuşmaması lazımdı. Yine söylüyorum, 100 tane Galatasaray şampiyonluğu yerine bir tane Fenerbahçe şampiyonluğuna daha sıcak bakarım. Tabii, Beşiktaş şampiyon olamayacaksa... Kısacası şunu söylemek istiyorum. Kimse aslını inkar etmemeli...Bilinmesi gereken bir gerçek de Galatasaray maçı, Beşiktaşlı futbolcuların belki de bu sezonun kurtuluş maçı... Transferi, itibarları, onurları için...
‘’Siyah ile Beyaz‘’
Beşiktaş’ın İnönü sendromu hala devam ediyor. İçeride bu takım oyuncularına da, taraftara da birşeyler oluyor. Yani İnönü’deki maçlarla, deplasmandaki maçlar ‘Siyah ile Beyaz’.Tümer ve Sergen’li ve Sergen’siz dakikalar da Siyah ile Beyaz. Dün Tümer’in oyundan alındığı 7. dakikadan sonra oynayana da, tribünden seyredene de, televizyon başındakilere de, hatta radyodan dinleyenlere bile sabır diliyorum.Beşiktaş’a gol lazım. Golü de golcü atacak. Ancak Beşiktaş’ın geleceği dediğimiz Gökhan Güleç (gol atmasına rağmen), hatta İbrahim Akın’a birşeyler oldu. Santrfor ya da forvet adamlarının ayakları biraz yere basmalı. Yani dengeli olmalılar. Kafaya çıkıyorlar, dağınık. Yere düşüyorlar, dağınık. Rakiple ikili mücadeleye giriyorlar, defansa faul yapma konusunda rekorlar kitabına girecekler. Orada da dağınıklar. Sanırım Tigana bu gençleri toparlarken biraz zorlanacak. Haa Bobo mu? O biraz dengeli, ne yaptığını da biliyor.Sergen 60. dakikada oyuna girdi. Tamam da Sergen koşup mücadele mi edecek, top mu kazanacak, arkadaşlarına servis mi yapacak? Hayır Sergen’in bunları yapması zaten mümkün değil. Arkadaşlarının Sergen’e servis yapması gerekirken, görüyoruz ki oynadığı dakikalar içinde Sergen birşeyler yapmaya çalışıyor. Gençlerimiz de Sergen’i seyrediyor.Maçın hakemi mi? En olumlu kararı penaltıydı. Ama onun dışındaki kararları ve kartlarının çoğu tartışılır.
‘’Tümer'li dakikalar‘’
Futbolcular da, Tigana da sinir küpü. Tigana haklıydı da. Sahada inanılmayacak kadar kötü, telaş, top kaybı, pozisyonsuzluk, kafalarda ‘acaba’ düşünceleri... Soyunma odasına giderken, o koridorda neler olduğunu çok merak ediyorum. Daha doğrusu soyunma odasında neler olduğunu çok merak ediyorum. İkinci yarı, Okan-Tümer değişikliği maça ağırlığını her ne kadar koymuşsa da, belli ki Tigana pek iyi şeyler söylememiş.Beşiktaş’ın bu sezon tutunacak tek dalıydı Kupa. Bu vizeyi de Antep’te aldı. 180 dakikalık oyunda ilk maçta, hele deplasmandaysan bulacağın bir gol, turu getirir. Beşiktaş 1 değil 3 buldu. Ama artık erken değil, golleri bulurken santrforunu da buldu; Bobo.Evet, Bobo! Ailton’dan da, Youla’dan da çok daha faydalı, gün geçtikçe de iyi oluyor. Ve partneri. Yani; Gökhan Güleç. O da İbrahim Akın gibi gün geçtikçe irtifa kaybediyor. İkinci dakikada kalede Hasagiç yok, bomboş, golü atsa o dakikada maç bitecek. Yani, şunu söylemek istiyorum; Eğer Beşiktaş takımının formasını giyiyorsan, o takımın santrforuysan, o golü atacaksın.Tabii ki Beşiktaş’ın bu farklı skordaki en büyük etkenlerinden biri de, müsabakanın ‘Kupa maçı’ olmasıydı. Çünkü, gol lazım. Atılacak bir gol, çok şey demek. Onun için de Samet hoca talebelerini açık oynattı. Bu da Beşiktaş’ın işine geldi. Gökhan, Ali Güneş, Ahmed Hassan, Bobo, hepsi geniş alan buldular.İbrahim Üzülmez kolunda kaptan pazubandı ile sahaya çıktığında bir başka oluyor. Ancak o pazubandının, futbol oynama mentalitesine getirdiği verimlilik iyi de, hakeme el kol hareketmeriyle itiraz etme yerine arkadaşlarını sakinleştirmesi gerekirdi. Gördüğü kart yakışmadı.Haa, hazır kartlara girmişken, futbolcu kardeşlerime bir tavsiyem; Maçbaşı para alıyorsun, pozisyon gereği kart görsen alkış alırsın ama itirazdan, agresif hareketlerden kart gördüğün zaman ne para alırsın, ne de forma.Dün gecenin en dramatik ismi Veysel’di. Geçen sezon Beşiktaş’ın 1-0 kazandığı maçta aynı yerden attığı golle Beşiktaş’ı sevindirmişti, dün ise az kalsın üzüyordu. Ve tabii ki maça damgasını vuran bir isim vardı ki, o da Tümer. İşte lider oyuncunun farkı da bu.









































