Arama

Popüler aramalar

‘’Sahibini buldu!‘’

Düne kadar 300’e yakın şehit vermişiz, dün de 4 şehidimizi toprağa verdik. Türkiye’de kimsenin işi gücü kalmadı, hakem Deniz Ateş Bitnel kavgası yapıyor. Rahmetli babamın bir lafı var ‘Malına sahip ol, hırsızın başını belaya sokma’ evet Deniz Ateş Bitnel yanlış kararlar vermiş olabilir. Peki Trabzonlu futbolcunun bu asiliği ne! Salih kırmızı kartı Deniz’e değil, hakem camiasına gösterdi. Televizyondaki ‘Dobermanlar’ yakaladılar çocuğu, vur. Peki 2 hafta önce Tolga Özkalfa Beşiktaş’ı katlederken neredeydiniz? Dün zor da olsa Beşiktaş, 1-0 maçı aldı. Ama Halis Özkahya’nın eyyamları devam etti. Beşiktaş maçlarında bunu hep yapıyor. Şenol hocanın en büyük sıkıntısı Gomez, Sosa ve Oğuzhan’dan birinin kart görmemesi. Zaten 63. dakikadan sonra bu oyuncuları dışarı alarak, zaten sıkıntılı giden oyunu daha da strese soktu.

Olcay-Cenk değişikliği...


Oyunun başlangıcında Ahmet Oğuz, Uğur Çiftçi, Ahmet Çalık, Kulusic arasında maalesef Gomez yanlızları oynadı. Olcay ve Quaresma çizgiden kopup, içeri girmediler, Gomez’i de rahatlatmadı. İsmail ve Beck ilk defa bu kadar çakılı oynadılar. Belki kenarlardan oyuna katılsalar, Quaresma da Olcay da içeri girecek. Ancak Oğuzhan da Sosa da Doğa ve Selçuk Şahin’in markajından kurtulamadılar. 60. dakikada Olcay-Cenk değişikliği forvete biraz hareketlilik getirdi. İki-üç pozisyonda kaleci Hofh’a takılan Gomez, hem Beşiktaş’ı rahatlattı hem de tribünleri. Bu ana kadar tribünler, çok stresliydi. İlk defa Beşiktaş seyircisini bu kadar etkisiz gördüm. Allah’tan Halis Özkahya’nın bir iki yanlış düdüğü var ki seyirciyi coşturdu. Kısacası ligde artık puan Aslan’ın midesinde. 1-0 iyi bir netice. Fenerbahçe en azındandan 2 puan önde lider gidecek. Bu da psikolojik bir artı.

23 Şubat 2016, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Teröre lanet‘’

Maçtan önce Ankara’dan gelen haber bütün herkesin gardını düşürdü. Lanet olsun teröre. Gerçi maçtan önce kafaya koymuştum bunu yazmayı. Fenerbahçe’nin Avrupa Kupası maçında takımını desteklemeyi bırakıp, Beşiktaş’a küfür eden taraftarlar kime yaranacaklar, Aziz Yıldırım’a mı! Asla. O da istemez bu tür hareketleri. Milletçe huzura ihtiyacımız var. Bakın maç yerine ne yazıyoruz. Yazıklar olsun teröre. Yazıyı verdiğim andan itibaren 28 ölü 61 yaralı vardı. Benim de gardım düştü. Neyse biz maça gelelim yine... Beşiktaş’ın en önemli handikabı geri 4’lünün orta ikilisi. Yani stoper dediğimiz mevkiiler. Şenol Güneş, takım içerisinde papatya falıyla oyuncu seçiyor. Bu karışıklık, takımın tüm metabolizmasını bozdu. Nerede ligin ilk yarısındaki Beşiktaş, nerede ikinci yarıdaki Beşiktaş. Hoca, Necip’in yanına bu sefer Tosic’i yerleştirdi. Ancak defansta bir sıkıntı yok, top rakipteyken. Ama Beşiktaş’ın ayağındayken, topu kullanma yönünde sıkıntı yaşadı. Öyle ki sezon başından beri yere göğe sığdıramadığımız pas trafiği maalesef olmadı.

Gomez’i sahada tutarım

Sosa, Quaresma, Oğuzhan istediği topları alamadılar. Bu da takımın oyununu etkiledi. Maalesef Beşiktaş’ta da ilk defa kaybedilen toplar kazanılamıyor. Düşünün ilk 70 dakikada Mersin kalesine tek bir şut atıldı, Sosa’nın frikiği o da gol. Böyle mi olmalıydı! Biz Beşiktaş forvetlerini ve orta sahasını yere göğe sığdıramıyorduk. Yalnız kafamı kurcalayan bir konu var. Bu tamamen benim şahsi fikrim. Ligin gol kralı
Gomez’i sahada tutarım. Kaleci Tolga dahi 10 oyuncuyu değiştiririm. Sana gol lazım. Buna rağmen Gomez kemendi yiyor. Olcay’ın girmesine lafım yok. Pozisyon zenginliği ondan sonra geldi. Şunu demek istiyorum. Beşiktaş takımında Gomez’i bir yere koyarım, 10 kişiyi bir yere. Bu galibiyete ihtiyaç vardı. Az kalsın sise takılıyordu.

18 Şubat 2016, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Geri dönüş‘’

Geri dönüş Kupa maçının, daha doğrusu Tolga Özkalfa’nın depremini Beşiktaş, Başakşehir maçında gördü. Beşiktaş, haksız kırmızı kartın defanstaki eksikliğini Başakşehir maçında dün çok net bir
şekilde yaşadı. Başakşehir, Beşiktaş ceza sahasına girmeden oyunu 2-0’a getirmesine rağmen tribünde olan bizler, bu maçın böyle bitmemesini gerektiğini düşünüyorduk. Beşiktaş takımının 21
haftadır kupa maçları dahil oynadığı en olumsuz müsabakadan bahsediyoruz. Buna rağmen ligimizin gol kralı Gomez, adına yakışmayacak görüntüde kaçırdğı gollerle saç baş yoldurdu. Takımda
kim iyiydi derseniz, kocaman bir hiçbiri desek abartmayız. Başakşehir takımı daha doğrusu Abdullah Avcı’nın öğrencileri oyunu önde kabul etti. Arkaya yaslanmadılar.

Oğuzhan kendini toparla

Beşiktaş’ın gol bölgesinde olması gerekirken bilhassa Gomez orta sahada ve sağ çizgide top almaya gidince Gökhan Töre’nin de kendine oynaması, ister istemez Beşiktaş’ı etkisiz kıldı. Ancak
hakemliğini çok beğendiğim Ali Palabıyık’a 1-2 şey söylemekistiyorum. Senin yapamadığını Abdullah Avcı yaptı. Mehmet Batdal’ın 44. dakikasında kırmızı kartı görmesi lazımdı. Avcı, önceden anladı ve çıkardı. Doka, ikinci sarıdan kırmızı görmeliydi. Hatta 2 tane değil 4 tane sarı kartı görmeliydi. Bu benim değil, tribündeki Efkar-ı Umumiye’nin fikriydi. Palabıyık, benden geçerli notu almadı. Yalnız şuna dikkat ettim. Geçmişteki Oğuzhan’la şimdiki Oğuzhan arasında siyah ile beyaz kadar fark var. Aman Oğuzhan kendini toparla, sadece Beşiktaş’a değil milli takımın da sana ihtiyacı var.

15 Şubat 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Taraftar takımını desteklemeli‘’

Bunu hep yazacağım... PKK illetine dün 6 şehit verdik. Ancak sahada maçtan önce hiçbir hareket yok. Beşiktaş taraftarı daha duyarlı. Unutmadı. Ancak bu hareketinden dolayı taraftarı alkışlarken, takımı desteklemek yerine Galatatasaray’la uğraşmaları hoş olmadı. Ceza gelecek. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek muhaffak oldu. Fener’i de karıştırdı, Beşiktaş’ı da. Onun için hafta içinde yazı yazmıştım. Yaşarken öldü diye. Aykut Kocaman’ın felsefesinde teslimiyet yok. Önde basan, oyunu çirkinleştirmeyen bir takım. Üstelik 7 tane eksik oyuncusu var.

Penaltının babası!

Önemli olan kafalardaki düşünce. Konyaspor taş gibi bir takım. Yalnız sakın ola neticeye göre yazıyorum zannetmeyin. Tolga Özkalfa; 6. dakikada Cenk’e yapılan hareket penaltının babası. 7. dakikada Sosa’ya orta sahadaki harekete faul veriyorsun, bu pozisyon 2 kere penaltı. Yardımcılarını da ezdi. Yakışmadı. 31. dakikada Cenk’le gelen gol, Aykut hocanın taktiğini değiştirdi. İlk yarıyla 2. yarı iki farklı oyun anlayışı. İlk yarı tek kale Beşiktaş, ikinci yarı ise Konya. Kerim Frei’a akıl sır ermiyor. Buna da bir top vermek lazım. 5 kişiyi geçmeden pas vermiyor. Zaten geçemiyor da.

Defansı merak ediyorum...

Marcelo ile Alexis’i ve Boyko’yu iyice takip ettim. Yalnız Marcelo’yu Tolga Özkalfa ofsayttan gelen pozisyonda soyunma odasına gönderdi. Bu da yanlış. Alexis’in kumaşı iyi. 2 gol yemesine rağmen ben Boyko’yu beğendim. En azından Tolga’nın son haftalardaki başarısı Boyko’nun gelmesine bağlı. Gözüm hep Veli’deydi. Ondan basiti istiyorduk. Uzun top oynaması hem top kaybına sebep oldu hem de hoş ve iyi gözükmedi. Bu neticenin ikinci maça yansıması ne olur? Bu maçın havası çok başka. Ondan evvel Beşiktaş’ın savunması zaten sıkıntılıydı. Başakşehir maçında defansı çok merak ediyorum.

11 Şubat 2016, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Boyko gelince Tolga farklı‘’

Suat Mamat, Ali Beratlı, Erdoğan Nasır. Hepsini çok severdim. Allah rahmet eylesin. Saygı duruşu oldu. Çok güzel. Ancak Güneydoğu’da günlerdir canları yanan aileler, ölüler, onlar için de saygı duruşu isterdim. PKK illetini ne zaman lanetleyeceğiz. Sanki giden canlar bizim değil.

Alexis-Marcelo süper

Nihayet Beşiktaş lige döndü. Fenerbahçe’nin mağlubiyetinin haftasında makası daraltmak adına Antep maçı ilaçtı. Ama bunda da Mutlu Topçu öğrencilerini kutlamak lazım. Oyunu hiç çirkinleştirmediler. Beşiktaş taraftarını çok özlemişti. İlk defa dün dolu tribünler önünde oynadı. Üstelik coşkuluydular da. Tolga Zengin. Herhalde dün vazgeçilmez olduğunu anladı. Sahadaki en başarılı oyuncuydu. Sakat olduğu halde değiştiremedi. Ersan gitmişti. Hele Rhodolfo sakatlanınca bütün gözler Marcelo ve Alexis’deydi. Doğrusunu isterseniz, bu ikili benim çok hoşuma gitti. Önce topun sibobunu aramıyorlar. Risk yok. Hadlerini bilerek oynuyorlar. Yani 4-0’a rağmen defansın solundan da bahsetmek istiyorum. Köybaşı. Köybaşı mı, Kartalbaşı mı? Dün mükemmeldi. Kendisini hastahenede ziyaret ettiğimde “Ne olur tam iyileşmeden sahaya çıkma” demiştim. Motta, Beck forma korkusu vardı. Ama Şenol Güneş’le ve tribün de 90 dakika haykırdı: “Sen böyle oyna biz senen yanındayız!.” Aferin İsmail.

Güneş’in başarısı kulübe!

Kaleci tuttuklarıyla değil, tutamadıklarıyla ön plana çıkar. Mutlu Topçu’nun elinde gencecik bir kaleci. Alperen. Ama karşısında da dünyaevi Alman milli takımı santrforu. Kumaşı iyi değil çok iyi. Oğuzhan. Geçen sene bu satırlardan bilhassa Ersan’la çok haşır neşir olduğundan eleştiri oklarına takılmıştı. Ama Ersan gitti. O da bu sene çok iyi şeyler yapıyor. Herkesin dikkatini çeken bir koro. Daha doğrusu tribünde en çok konuşulan. Kulübe çok iyi. Giren çıkmaz, çıkan da giremez. Futbolcular da bunun farkında. Beşiktaş’ın daha doğrusu Şenol Güneş’in de daha çok başarısı burada. Yani Tom amcanın kulübesinde.

08 Şubat 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tekerlek meselesi!‘’

Galatasaray Başkanı, önceki gün yaptığı açıklamalarla yönetici arkadaşlarının beceriksizliğinden konuşmak yerine Beşiktaş’a kir attı. ‘8 yediklerini unuttu mu?’ diye. Çok üzüldüm. Başkan Dursun Özbek’i çok severdim. Ama Dursun Özbek, Benim için ‘Yaşarken öldü’. Evet. Beşiktaş 8 yemişti. Ama kendisinin takımı da Real Madrid’den 6, Borussia Dortmund’dan 4 yemişti. Arada 2 gol fark var. Demek ki, insanlar neticelere takılmamalı. İsterdim bu sayfadan Beşiktaş’lı yöneticilerin cevap vermesini. Biz şike yapmadık diyordu Dursun Özbek. Yaşı benimle eşit...

Zalad hâlâa unutulmadı

Neler gördü bu gözler. Malatya’ya gitse, arabaların tekerlekleri hâlâ eskimedi. Kaptan Oktay hâlâ o arabalara biniyor. Zalad, Türkiye’deki kariyerini bitirdi. Ankara’da yediğiN goller yüzünden. Denizli maçındaki Ergun abi konuşsa da, anlasak. Şike sürecinde kırmızı ışığa bazı arkadaşlar yakalandı ama hiç yok yere de haksız yere de, ceza gördüler. Yani, insanoğlu çok çabuk unutuyor. Dedik ya, tekerlekler hâlâ eskimedi. Zalad hâlâ unutulmadı. Daha doğrusu 35 sene geçtiği halde tribünde şarkılar hâlâ besteleniyor. Unutmamalıdır... Sayın Özbek, bazı şeyler kolay kolay unutulmaz.

Kapıların dili olsa da konuşsa!

Galatasaray’ın yaptıkları hiç unutulmaz. Sadece A takımı değil, aşağıdakiler de dahil. O, Florya’da kapalı kapıların ardında konuşulanlar... O kapıların dili olsa da konuşsa... Satırlara sığmaz. Rahmetli Başkan Süleyman Seba’nın bir lafı vardır. “Şerefli ikincilikler.” Evet Beşiktaş şampiyon olamamıştır. Şerefli ikinciliklerle övünmüştür ve buna devam ediyor. Bakanlık yapmış, Galatasaray eski Başkanı “Galatasaray’ı sevmeyenler ölsün” diyebilecek cesareti kendisinde buluyor ama biz, Fenerbahçe’yi de, Galatasaray’ı da seviyoruz. Sevgili Dursun Özbek... Kulübün başına geldiğiniz zaman sizin için çok iyi şeyler söylüyorlardı. En azından büyükler arasındaki kavgayı bitirecek diye sevinmiştim. Ama siz de çok çabuk çarka uydunuz. Ve kusura bakmayın, söylediklerinizles benim ve bütün Beşiktaş’lıların gözünde yaşarken öldünüz!

06 Şubat 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bir geri dönüş hikayesi‘’

8 sene önce Güray Vural Süper Amatör’de Selimiyespor’da oynuyordu. Yakından takip ettiğim için potansiyelini gördüm ve Beşiktaş’a götürdüm. Yaklaşık 1 ay orada kaldı. Fakat Siyah-Beyazlılar beğenmedi. Sonrasında Selimiye’ye geri dönen Güray, Denizli’de yapılan Türkiye Şampiyonası’na gitti. Daha ilk maçtı ve henüz dakikalar 5’i gösteriyordu... Bir pozisyonda yerde kaldı, Güray’ın ayağı kırıldı. Apar topar hastaneye kaldırıldı.

Maçı izleyenler arasında Denizlispor Başkanı Ali İpek ve Fenerbahçe’nin eski futbolcularından Zafer de vardı. Onlara, “Boşuna 22 oyuncuyu izlemeyin, gidin Güray’ı alın” dedim. İlk başta şaşırdılar, sonrasında beni dinleyip hastanenin yolunu tuttular, çok geçmeden Güray’la sözleşme imzaladılar. Selimiyespor Başkanı İdris Kalaycı’yı 10 bin liraya ikna eden Denizlispor yıllar sonra o Güray’ı 2.5 milyona Akhisar Belediyespor’a sattı.

Akhisar’da her geçen süreçte kendini biraz daha geliştiren, Denizlispor’da da ayağı kırılmasına rağmen pes etmeyip daha da güçlenen Güray Vural şimdi Trabzonspor’a gitti. Evet Beşiktaş için kaçan balık büyük oldu, ancak Güray Vural gerçek bir geri dönüş hikayesine imza attı.

31 Ocak 2016, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şeref Bey'den Fulya tesislerine...‘’

42 sene önceydi... Babamdan kazma sapıyla dayak yediğim günler... Ne için? Beşiktaş için... O dönemki teknik direktör Dorde Milic... Yağmurdan dolayı Şeref Stadı çamur deryası... Güneşten kurumuş... Her an futbolcunun ayağı kırılabilir... Milic idmana çıkmıyor! Deniz tarafındaki tel örgüyü BMW’nin arkasına takarak malzemeci Halil abiyle ve o gün takım kaptanı Mehmet Ekşi’yi onun üstüne bindirip sahayı tırmıkladık. Milic, ondan sonra idmana çıktı. Ertesi gün gazetede, ‘BMW mi? Traktör mü?’ yazısı çıkınca, babamdan kazma sapıyla dayak yedim. Dün sayın bakanımızın hediye ettiği sahayı görünce, “Nereden nereye geldik?” diye vallahi de billahi de ağladım. Aynı o gün babamdan kazma sapıyla dayak yemiş gibi. Onun için Beşiktaş’ın gençleri bu sahanın ve Beşiktaş kulübünün verdiği bu imkanın kıymetini bilsinler.

Fikret Başkan’a minnettarım


Dün Şan Ökten Tesisleri’nin yıkılış törenindeydim. Başkan Fikret Orman ve Şan Ökten’in ailesi oradaydı. Barkovizyonda rahmetli Şan ağabey ve rahmetli Ergun Gürkalp ile Metin Keçeli’nin görüntüleri vardı. Oradaki insanlardan o günleri yaşayan ve o insanların sadece ama sadece Beşiktaş ailesine harcadıkları zamanı, harcadıkları parayı bilen bir insanım. Metin abi hayatta. Allah uzun ömürler versin. Şan abimin de Ergun abimin de mekanları cennet olsun. Fikret Orman’a da teşekkür etmek istiyorum. Dünyada hiç yıkılış töreni olmaz. Açılış töreni olur. Yıkılış töreninde de, açılış töreninde de Şan Ökten, Ergun Gürkalp ve Metin Keçeli’yi andığından ve günümüze saygı duyduğundan dolayı ayrıca minnettarım...

Altyapı çocukları nerede!

Fenerbahçe-Antalya maçında Sarı-Lacivertli takımda tam 9 tane altyapıdan çocuk sahaya çıktı. Kulübedekiler de ayrı... Şenol hoca da kulübede... Bu gençlerle Macaristan’da Avrupa Şampiyonu olduk. Ben de oradaydım. Bu gençlerle gurur duydum. Dönüşte Aziz Yıldırım’a gidip, “Bu gençlere sahip çıkın” dedim. Şenol Çorlu, Semih Özü ve bu çocuklarla 10 gün yaşadım. Beşiktaş’ın önceki gece Sivas Belediye’yle oynadığı karşılaşmada Şenol Güneş, Türkiye Şampiyonu olan U19 ve şu anda lider olan U21 takımından 2-3 ismi sahaya sürseydi, bu netice olmazdı.

Güneş ve hayal kırıklığı...

Beşiktaş’ın geleneğinde bu var. Beşiktaş’ın geleneği Serpil Hamdi Tüzün’le başlamış; Ufuk Pak’la devam etmiş ve şu anda Sayın Bakan Kılıç’ın ve Genel Müdür Mehmet Baykan’ın destekleriyle şahane tesislere kavuşmuş. Altyapıya Şenol Güneş hakaret etmiştir! Bu durum çok özel ve önemlidir. Beşiktaş’ın geleceğinden ümit bekleyen -ki geleneğinde bu var- binlerce insan Şenol hocamın bu tutumuyla hayal kırıklığı yaşamıştır. Ben Şenol hocayı çok severim, altyapıya önem verdiğini bilirim. Öyledir de... Ama şu son 2 hafta hayal kırıklığı yaşadım.

30 Ocak 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI