‘’Fikret Orman'a destek zamanı‘’
Mart ayının başında İl Spor Güvenlik Kurulu Toplantısı Valilik’te yapıldı. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş kulüpleri temsilcisi ile Spor Güvenlik Birimleri ile ilgili tüm birimler toplantı yaptı. Toplantı başlamadan Fenerbahçe Kulübü temsilcileri, Galatasaray maçına hemen itiraz ediyor. “Biz, Braga’dan yorgun geleceğiz. Galatasaray maçını Nisan ayı sonunda yapalım” diyorlar. Herkesi bir sessizlik alıyor. Şimdi bunu neden yazdım; Galatasaray maçından 3 saat önce Samandıra’da, kapı ağızından Aziz Yıldırım, Pereira ve tercüman konuşuyor. “Beşiktaş maçından sonra maç oynanacak” diye... Evet, işin doğrusu bu. Sonra da çıkıp -hani biz keriziz ya, hiçbir şeyden haberimiz yok ya- savunmaya geçiyorlar. Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’ın haberi olmadan böyle bir konuşmayı kim yapar? Beşiktaş Başkanı sevgili Fikret Orman’a tüm Beşiktaşlılar’ın sahip çıkması ve destek olmasını söylüyorum.
Stat Bursa’ya hazır
3 gündür Vodafone Arena’daydım. Bursa maçına hazır. Millet olarak hep son günler işin peşine düşeriz. 3 gündür millet Bursaspor maçının biletlerinin peşinde. Gökmen Özcan kardeşim statla ilgili son durumu yazdı. İnanın konum olarak dünyanın hiçbir yerinde bu güzellikte bir stat olmaz, olmamıştır. Yönetim olarak herkes elinden geleni yapmıştır. Artık kimse Fikret Orman ve arkadaşlarına tek kelime söyleyemez. Futbolcu kardeşlerime şunu söylemek istiyorum. Yeni gelenler hariç, kadro içindeki geçen sene oynayan topçular acısını hâlâ içlerinde hissetmekteler. Son 4 senede kaybedilen şampiyonluklar... Şehir efsanesi gibi Demba Ba’nın lafları hâlâ kulaklarda çınlıyor. Onun içindir ki, bu seneki bu ayıbı futbolcular örtecektir.
‘’Ne yazalım neyi yazalım!‘’
Trabzonspor, bu sezon çok darbe yedi, hakemlerden. Tamam da bunun diyetini Beşiktaş’ın ödemesi gerekmiyordu. 12. dakikadaki pozisyon Patagondaya’da bile penaltı, kırmızı kart. Cavanda’nın geri pası, 3 hakem de uyudu. Diyet ödemek böyle olmaz. Maç belki de ilk devreden kopacaktı. Hakan Ceylan, Ekrem Kan ve maalesef maçın en iyilerinden biri olan Bülent hoca, pozisyonu atladılar. Beşiktaş, dünkü gibi oynadığı takdirde, her zaman sıkıntı yaşar.
Dünkü sistem baş ağrıtır
Quaresma ve Kerim Frei maalesef topu çok seven oyuncu. Bakın 76 dakika Gomez cezalanı dışında top bekledi, bir orta gelecek de kafa atacağım diye. Quaresma’dan şunu istiyorum; seyirci seni çok istiyor ama köşebaşı maçlarında devamlılığın olsun. Tek olumlu hareketin 76. dakikada o da gol. Gomez’i eğer Beşiktaş cezalanı içinde gol atmasını ve topla buluşturmak istiyorsan, bol bol orta yapmalı. Yoksa dünkü sistemle başı ağrır.
Kolun kopsa bile...
Oğuzhan eski oğuzhan değil. Tolgay onu zorlayacak gibi. Evet sonunda maçın kahramanlarına geldik. Biri Necip diğeri Tosic. Genç takım dışında hiç yanyana oynamayan bu iki kardeşimiz, Trabzon seyahatinden Beşiktaş’ın firesiz çıkmasının ana etkeni oldular. Yalnız aklımın almadığı bir şey var. Ne zaman çok kritik bir dönemeç oluyor, Tolga sakatlanıyor. Hatırlarsınız kalecimiz Murat, Fenerbahçe maçına tek ayak ve sakat çıkmıştı. Ama o maçı mükemmel bitirerek, takımını yalnız bırakmadı. Tolga dün kolu kopsa bile sahayı en son terkedecek isim olmalıydı. Kaptan, en çok sana güveniyorduk. Sen SOS verirsen, hiç hoş olmaz. Çok sıkıntılı bir Karadeniz seyahatiydi. Siyah-Beyazlılar mutlu döndü. Stat çıkışı herkes şunu söylüyordu, tabii Beşiktaşlılar, ‘herkes rütbesini bilecek’.
‘’Sosa'nın gecesi‘’
3 gün içinde liderlik yolunda Karadedeniz sahillerinde Beşiktaş ilk ayaktan huzurlu geçti, vurgun yemedi. Mutlak kazanmak zorundaydı, 2 maçı da. Quaresma yok, Töre yok aslında son haftalardaki başarısında Quresma’nın olmayışı kayıptı. Töre’nin de varlığıyla yokluğu tartışılır. Aslında gözler Kerim Frei’daydı. Telaşı olmasa biraz da top rakipteyken oyunda olsa gecenin yıldızı olarak ön plana çıkarabiliriz. Ama yine de Sosa sahada kaldığı ana kadar Oğuzhan ve Kerim Frei top Beşiktaş’tayken çok güzel işlere imza attılar. Dakika 16... Rize, Beşiktaş gibi açık oynayınca pozisyon zenginlinliği olan bir müsabakada Sosa’nın frikik golü şapka çıkartırttı. O anda anılara daldım. Bizim yaş sınırımızdakiler hatırlar, Fenerbahçe’de bir frikik ustası Sasu vardı... Sasu’dan Sosa’ya kadar geçen dönemde bu kadar akıllı frikik kullanan bir oyuncuya rastlamadım.
İyi ki o penaltıya verdi
3-4 haftadır eleştiri yağmuruna tuttuğumuz, başta ben dün akşam Beşiktaş’ı çok beğendim. Bakmayın 2-1 olduğuna Gomez, Olcay, Oğuzhan, Kerim eğer fırsatları değerlendirselerdi, doğduğum kent Rize evinde tarihi bir skorla yüz yüze olabilirdi. Ligin ilk yarısındaki üretken pas yüzdesi çok yüksek, verimli ama tabeleya yansımayan bir müsabaka. Olcay-Oğuzhan’ı cezalanı dışında çok beğendim. Kısaca şunu söylemek istiyorum. Yukarıda saydığım isimlerle Beşiktaş takımını, başlığımızı ‘Sosa’nın gecesi dışında’, ‘alt pas bonkörleri’ diye adlandırabiliriz. Serkan Çınar, İstanbul bölgesi hakemiydi, Trakya’ya gitti. Ama dün gece mükemmel bir maç yönetti. İyi ki o penaltıyı verdi. Yoksa bugün gazeteler feryadederdi. Aynı feryadı Fenerbahçe maçlarında maalesef müsabakalardan sonra yazarlarda göremiyoruz, Eskişehir müsabakasında olduğu gibi!
‘’Karadeniz öncesi...‘’
Trabzon, Rizespor deplasmanlarından önce ligin sonuncusu Eskişehirspor’la oynanan maç Beşiktaş için şanstı. Yalnız merak ettiğim bir konu var. Yakalamışsın 2-0’ı 4 tane kritik sarı kartlı oyuncun var. Zaten hakem camiası tarafından sevilmiyorsun çıkar kulübedeki oyuncular girsin hem maç tecrübesi artar, hem de karadeniz derbileri öncesi vurgun yemezsin. Gomez’in attığı 3. gol hariç Beşiktaş takımından beklenmeyen iki yan toptan geldi. Halbuki Gomez senin takımında varsa, yan toplarda çok özellikli oyuncuların var, Gomez’i kullanmak zorundasın. Axel Meye, Samet Aybaba’nın gol ümidi. Buna ragmen İsmail, Alexis, Marcelo ve Beck tarafından kontrol altındasın. Bu korku niye gerçi oyunun son 10 dakikasını takip ettikten sonra, bu sözümden çelişkiye düşmek zorunda kalabilirim.
Aklı 1996’da!
Şimdi bu söyleyeceğim, bazı insanlara ters gelebilir. Bilhassa Şenol hocaya. Beşiktaş ailesinde Şenol hoca yalnız bırakılmamalı. Bu idari yönden değil, teknik olarak. Hala aklı 1996’da. Risk yok. Yapma hocam, elinde Gomez gibi gol silahın var. Ondan faydalan. Ama tek forvet olarak değil. Olcay-Quaresma-Oğuzhan-Sosa bunların mutlaka yardımcı olmaları şart, sonra kaçan tren bu güzel günlerde çok ama çok tahribat yapar. Şimdi çoğu kimse diyecek, Olcay’ı niye bu kadar sabrediyorsun diye? Halbuki Olcay, hücumda olduğu kadar defansta da bu takımda hareketli olan bir oyuncu.
Takım ruhuyla...
Tribünün sevgilisi Quaresma... Tamam dün ve Fenerbahçe maçında iyi olabilir. Ama bu takım 24 kişilik bir ekip. 23 kişiyi bir kenara bırakıp, travela yapıyor diye Quaresma’ya sahip çıkmak yanlış. Başarı takım ruhuyla gelecek. Beşiktaş’ta belki en büyük sıkıntı buydu. Maçlardan sonra konuştuğumuz kardeşlerimiz bu konuda maalesef benim gibi düşünüyor.
‘’Kartal, irtifa kaybediyor‘’
Merkez Hakem Kurulu, Deniz Ateş Bitnel’i yakarak, Türk futbolunu kurtardı ama Tolga Özkalfa hâlâ liglerimizde düdük çalıyor. Müsabakadan önce Beşiktaş adına tüm eleştiriler ilk maçın hakemi Tolga
Özkalfaya’ydı. Olmayan bir kırmızı kart. Olmayan bir ölü top. Kısacası hakem hatalarıyla dolu 2-1’lik mağlubiyet. Zaten ikinci yarı başladı başlayalı bu takıma bir şeyler oldu. Siyahla beyaz kadar ligin ilk yarısıyla ikinci yarısı arasında görüntü vardı. Ancak Konya’yı alkışlamak istiyorum. Muhteşem bir stat, keza beyfendi taraftar topluluğu...
Rakipler çözmüş
Futbol oynamak için muhteşem bir zemin. Şenol hoca gol istiyorsa, Gomez’i yalnız bırakmaması lazım. Rakipler Beşiktaş’ı çok çabuk çözmüş. Quaresma dünkü maçın en iyisiydi. Gökhan’la hep çizgide; içeri girmiyorlar. Rakipler de bunu çözmüş, içeri sokmuyorlar. Eğer Gomez’e destek olmazlarsa, sıkıntı yaşar. Dedik ya rakipler Beşiktaş’ı çözdü diye. Burada da Sosa ve Oğuzhan’ı oynatmıyorlar. Oğuzhan kaptanlık bandını takmış ama kaptan gibi davranmadı. Tabii, bunu oyun olarak söylüyorum. Risk yok. Ne toplu ne de topsuz oyunda! Burada asıl sıkıntıyı Atiba çekiyor.
Merak ediyorum...
Mart ayı dert ayı. Beşiktaş için bu erken başladı. Ocak sonundan bu yana Siyah-Beyazlılar maalesef irtifa kaybediyor. Avrupa’da yok, kupadan elendi, elde kaldı lig. Üstelik Galatasaray’ın yarışta olmadığı bir ortamda Beşiktaş’ın yarınlarını merak ediyorum. Tosic ve Serdar Kurtuluş... Beck ve İsmail’in olmadığı bir ortamda çok merak ettim, oyunlarından beklentim çoktu. Ama Beşiktaş maalesef Kadir ve Recep’ten sonra bu iki beki çözemedi. Dün şunu gösterdi. Futbolda dün yoktur, bugün ve yarın vardır. Valla, Beşiktaşlılar kusura bakmasın. Bugün durum kötü, elendiler ama yarın kötü olursa işte o zaman dananın kuyruğu kopar.
‘’Size mi kaldı!‘’
Skandallarla dolu derbi bitti. Fenerbahçe kazandı ya, herkes mutlu. Dekoderciler mutlu, yayıncı kuruluş mutlu, hakem camiası mutlu, kısacası Beşiktaşlı dışında herkes mutlu. Dün akşam kimsenin sesi çıkmıyor. Uyanın beyler uyanın! Bilhassa Beşiktaş yönetimine söylüyorum. Olimpiyat Stadı’nda, Başakşehir’de maçtan 5 dakika önce çıkıp televizyon kamerası arayıp konuşacağına, şimdi konuşun. Bütün kanalları dolaştım, bir tane Beşiktaş yöneticisi konuşmadı. Nedir? Türk futbolunu kurtarmak size mi kaldı!
Bu küfürler kime?
Öncelikle Fenerbahçe taraftarına bir lafım var. Bu küfürleriniz kime? Rahmetli Süleyman abiye küfür etmek size ne kazandırdı. Sakın Aziz Yıldırım’a yalakalık yapacağız diye bağırıyoruz demeyin. Aziz Yıldırım bile her zaman Süleyman Abi’nin elini öperdi. Bakalım en ufak bir şeyde ceza yazan Türkiye Futbol Federasyonu, rahmetli Süleyman Seba’ya edilen bu küfürlere ne ceza verecek.
Sakal kesildi
Beşiktaş, 1 maç kaybetti. Sakalı kesildi. Kesilen sakal, daha gür çıkar. Ancak Beşiktaş’lı futbolcuların silkelenmesi lazım. Beck, Delgado, Marcelo, İsmail ve Atiba nedir bu haliniz? Bir an önce toparlanmanız lazım. Asıl toparlanması gereken Oğuzhan. Önceki günkü maçta Oğuzhan Özyakup’u son haftalardaki formsuzluğuna bakıp oynatmak cinayettir. Tolgay, Veli, Necip... Üçünden biri Atiba’nın yükünü hafifletip, maça damgasını vurabilirdi. Bu da bir teknik kadro eksikliği. Yukarıda dediğim gibi, sakal kesilebilir, daha gür çıkacaktır.
Diyet ödendi
Şimdi diyet ödendi mi? Volkan, Volkan Şen, Mehmet Topal ve Caner Erkin... Beşiktaş’la mücadele etmediler, Beşiktaş’ı dövdüler. İşte benim isyanım burada. Beşiktaşlı futbolcular korktu.
Maalesef bu kelimeyi kullandım. Neden korkuyorsunuz? Size bunca paraları, havayı, itibarı sahada rakipten korkun diye vermiyorlar. Ancak şunu bilin, bu maçta yukarıda da belirttiğim gibi sakalınız kesilmiş olabilir. Daha gür çıkacaktır. Ancak kolunuz kesilirse orada sıkıntı var! Şenol hoca ve talebelerine, bilhassa Necip’e söylüyorum. Arkadaşlarını topla ve silkelenin. Sadece şunu bilin Beşiktaş taraftarı tüm varlığıyla arkanızdadır. Ancak unutkan değil, bunu bilin. Yalnız şunu bilmeli ki bu köprünün altından çok sular akar. Lafım Fenerbahçe’ye, ama böyle giderse Beşiktaş takımına da. Evet ve derbi bitti. Ligin kaderi denildi, gazete ve televizyonlar tiraj dedi. İnşallah diyet ödenmiştir. Çünkü Beşiktaş yıllardır bu diyetleri ödemekten yorulmadı. Ancak...! Bilinmelidir....
‘’Sinyaller kötü‘’
Müsabakadan önce takımlardaki bireysel oyuncuların performansı çok önemliydi. Sosa, Oğuzhan, Quaresma, Gomez ve Olcay... Ancak son haftalarda her müsabakadan sonra öncelikli bir tenkidimiz vardı. Ligin ikinci yarısı hiç iyi bir performans çizilmemişti. Hep eleştirdiğimiz bir bölge vardı. O da; Beck, Delgado ve Alexis’li bölge... İsmail’in önünde Atiba yalnız kalıyordu. Bu da Beşiktaş’ın ataklarda maalesef topu kaptırınca sıkıntılarının ana sebebiydi. Cüneyt Çakır benim en çok beğendiğim hakem. Ancak 3. dakikada öyle bir faul verdi ki, işte bu hem maçın gidişatını hem de kaderini değiştirdi. Eğer 65. dakikada Volkan’ın Quaresma’ya yaptığı faul değilse o hiç değildi.
Caner atılmalıydı
Tabi bir de Caner’den bahsedeceğim. Caner dün 1 değil 2 kırmızı kartı hak etmişti. Yani şunu söylemek istiyorum, detaylar çok önemlidir. Oğuzhan, Sosa benim çok şey beklediğim iki oyuncu. Ancak maalesef Mehmet Topal ve De Souza bu iki oyuncuya adım attırmadı. Yani tabiri caizse oynatmadı. Bu da Beşiktaş’ın yıkılışı oldu. Olcay’ın 45. dakikada kulübeye çekilmesi Töre’nin sahaya girmesi biraz kıpırdattı. Ancak bunun ötesine geçmedi. Yalnız Fenerbahçe’de önemli bir problem yerden kalkmadılar. Hepsi camdan adam. Cüneyt hoca da son haftalarda hakem camiasında yapılan eleştirilerden, uçana kaçana çaldı. Şunu da belirtmeliyim. Beck atılmalıydı. Volkan’a yaptığı hareket tartışmasız kırmızı kart. Bunu söylerken Caner’in sahada olması maalesef skandal! 2 bek, İsmail ve Beck, ilk defa hücuma katkıda hiç verimli olamadılar. Tabii burada da Mario Gomez’in performansı da önemliydi.
Beşiktaş yapayalnız
Eğer Beşiktaş 2 açıkları yani Quaresma ve Gökhan Töre’yi içeriye sokup, Beck’le İsmail’i oyuna katkı yönünde hücumda kullanamazsa, hele Sosa ve Olcay ligin ilk yarısındaki verimi yakalayamazsa, maalesef 2014-2015 sezonunun son 4 maçında olduğu gibi şampiyonluk kusura bakmayın hayal olur. Çünkü Beşiktaş maalesef bazı konularda yapayalnız.
‘’Kutsal topraklar açıldı!‘’
Dün Beşiktaş’ın mabedi olan kutsal topraklarda tesisin açılışı vardı. Yazıma başlamadan önce Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç, Genel müdürümüz sevgili arkadaşım Mehmet Baykan, Genel müdür yardımcısı Dursun Türk ve İstanbul Bölge Müdürü İbrahim İlhami Koç’a öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Alt yapı tesislerini gezmediğim Avrupa’da ülke kalmadı. Bir tane saha da olsa yapana yaptırana, emeği geçen herkese, Beşiktaş adına teşekkür ederim. Başkan Fikret Orman, yöneticiler; Ahmet Nur Çebi, Ahmet Ürkmezgil, Erdal Torunoğulları ve Emre Kocadağ yönetici kadrosundan, İbrahim İlhami Koç ve Gökhan Akyol, misafir olarak ancak altyapının tozunu toprağını yiyen Feyyaz Uçar, namıdeğer Şifo Mehmet, Rıza Çalımbay, Tayfur Havutçu, Ziya Doğan, Ömer Gülen, Erol Fidan, Nejdet Ergün, Sarı Fırtına Metin Tekin, Erkan Aksever... Yani Beşiktaş’ın altyapısında, zamanında tozunu toprağını yiyen bütün insanlar, dün sahadaydılar. Kongre üyeleriyle beraber açılışı yapılan bu kutsal topraklarda emeği geçen herkese çok teşekkürler. Göreceksiniz en kısa zamanda buradan Beşiktaş’ın gelecekleri çıkacaktır.
Bitnel’e sahip çıkın!
Televizyondaki eski hakem dinozorları, Deniz Ateş Bitnel’i fitness hocası diye eleştiriyorlar. Suç sanki! Deniz’ler kolay yetişmiyor. Bu çocuğumuz 15 senedir hakem camiasında, şuanda 35 yaşında. Harcamayın! Bu gözler ne hakemler gördü. Ayıp denilen bir şey var! Maç yazımda da yazdım, “Hırsızın suçu yok mu?” diye. Trabzon taraftarı kusura bakmasın, sakın yanlışta anlamasın. Şu anda televizyonlarda bir sürü Avrupa maçı izliyoruz. Hangisi Galatasaray-Trabzonspor maçındaki gibi yanlış kararlara rağmen hakeme isyan ediyorlar. Dünya kadar maç izliyoruz. En kötüsü de kulüp başkanları önünde zamanında önünü ilikleyen Merkez Hakem Kurulu üyeleri, bu çocuğa şimdi sahip çıkmayacaklar da ne zaman sahip çıkacaklar. Kendi koltuklarınız için lütfen Deniz’i harcamayalım.