Arama

Popüler aramalar

‘’Bu seyirci hak etti‘’

Kaldı 3 maç. Ancak Beşiktaş dün çok rahattı. Skoru da erken buldu farkı da. Bir taraftan sıradan lig takımları dahil 32 gol yemiş Beşiktaş, diğer tarafta da her an stres içinde ‘düşer miyim acaba’ diye düşünen, dün itibariyle 33 gol yemiş Kayseri...

Beşiktaş öyle kritik maçlarda öyle goller yedi ki bizler de tribünde kafayı yedik. İşte bu sıkıntıların sebebi, defanstaki istikrarsızlık ve kaledeki Tolga. Dün oyun 3-0 olmuş hala kafamızda şüpheler ‘acaba’ diye. Yalnış da değil. Manisa’da yapılabilecek tüm hatalar bu takımda yapıldı. Tabi ki Şenol hocaya da sitemimiz var.

Sarı kartlı oyuncun çok. Gomez, Oğuzhan, bismillah kart gören Quaresma. Çıkar hocam! Çıkart diyoruz. Belki de Şenol hocanın bir bildiği var diyoruz ama sahadaki görüntü farklı. Hiç de Şenol hocanın gördüğü gibi değil durum. Hep hakemlerden yakınıyoruz. Halbuki Cüneyt Çakır da, Serkan Çınar da çok iyi maç yönetti dün akşam.

Sosa olmazsa olmaz

Defansta Tosic direnç getirmiş. En azından önündeki dörtlüye bilinçli toplar çıkartıyor. Bu da hem Atiba’nın hem de Oğuzhan’ın oyunu daha olumlu kurmasına yarıyor. Olcay geçmiş maçlara rağmen gol atmasa da üretken ve etkiliydi. Gol atmasın hiç mühim değil. Olcay’ın dünkü ve Manisa’daki çabası İsmail’i de rahatlatıyor. Neyse dakika 75. Oğuzhan ve Quaresma oyundan çıkıyor, Gökhan ve Cenk giriyor.

Gökhan bildiğimiz Gökhan. Cenk’in de gol atmasına sevindim. Herşey bir kenara, Sosa bu takımın olmazsa olmazı. Şenol hoca bu oyuncuya el bebek gül bebek yapmalı. Şımarmayan, karakterli bir oyuncu. Gomez bildiğimiz Gomez. Penaltıyı kim kaçırmadı ki o kaçırmayacak. Kendisini tebrik ediyorum.

01 Mayıs 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Silkelenin...‘’

Manisa’da 15 binin üstünde Beşiktaşlı. Stadın konumuna göre; sanki kendi evinde oynuyorsun. Ancak alınan beraberlik, bakıyorum herkesi bir umutsuzluğa itmiş. Kardeşim, daha kaybedilmiş hiçbir şey yok. Kaleci Volkan Demirel Efendi, “Şampiyon olacağız” diyor. Kime, neye güvenerek, bu açıklamayı yapıyor. 2011 senesi, milletin zihinlerinden silinmemiş, Beşiktaş 5 puan öndeyken o, “Şampiyon olacağız” diyor.

Taraftar inanmış

Manisa’daki seyirciyi gördükten sonra diyorum ki; Beşiktaş forması giyen taraftarların üstündeki formaların tamamı resmi lisanslı ürünler. Yani, taraftar inanmış. Gerekeni de elini cebine atıp fazlası ile yapıyor, yapacaktır da... Silkelen Tolga, silkelen... Çıplak gözle seni izledim. Yediğin her golden sonra, arkadaşlarına negatif, hem de öyle bir negatif enerji saçıyorsun ki, tribünün bile gardı düşüyor. Bu takım şampiyon olacaksa, inan bunun yüzde ellisi senin sayende olacak. O defansa rağmen silkelen ve takımı da toparla. Bak Fenerbahçeli meslektaşın Volkan’ı görüyorsun...

Ve Şenol hocam... Konuşunca lugatın geniş. Ama hocam, kadron da geniş. En kritik dönemlerde Necip’i, Tosic’i kullandın. Allah aşkına bu Alexis’te ne buldun? Yoksa sözleşmesinde ‘oynayacak’ diye bir şart mı var. Yıllar önce kaleci Fevzi bir hata yaptı, hatırlarsınız, hayatı bitti... Kaleci Tolga’nın yaptıkları ise say say bitmez.. Ve işin en enterasan tarafı da, Beşiktaş taraftarı hiçbir kaleciye bu kadar sahip çıkmadı...

Galatasaray’a dikkat

Bunu düşünerek, Tolga’nın silkelenmesi lazım. Kulaklarım biraz uzundur. Özel hayatına da dikkat etmeli. Gerçi beni orası değil, Beşiktaş adına sahadaki verimi ilgilendiriyor. Önümüzde Kayseri maçı var. Vodafone Arena’da sıkıntı yok. Ancak Galatasaray maçı Beşiktaş’ın sezon finali olacak. Sakın ola ki gevşemeyin. Galatasaray’ın kendisine faydası yok, Beşiktaş’a hiç faydası olmaz. Onlardan yediğimiz çelmeler, 3. Boğaz Köprüsü’nden beter. Aman dikkat, en çok çekinmemiz gereken maç, Galatasaray maçı...

26 Nisan 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu sene o sene mi...!‘’

Şampiyonluğa gidiyorsun, kalende kalecin yok, defansın Allah’lık. Sakın ola ki takımı bu kadar küçük düşürmeye hakkın yok deme. Maçı çıplak gözle izlerseniz, bana hak verirsiniz. Asıl Türkiye’nin her yerinden Tekirdağ, Sultanbeyli, Mersin, Sarıyer, Gebze, Esenler, İzmir, Manisa, Çağlayan, Uludağ say say bitmez... Bütün il ve ilçelerinden bu takıma inanarak, cuma-cumartesi yollara düşüp Akhisar’a akın ettiler. Hepsi inanmıştı. Ancak takım inanmamıştı. Yani size kimi sayayım! Elle tutulur tek bir kardeşimiz yok. Rodallega abartma değil, tek başına yetti de arttı bile koca Beşiktaş takımının defansı bu kadar acizleri oynamaz.

Korkuyorum

Yani hemşerim ama nediyeyim, ya hu Tolga, bir pozisyon kurtar. Diyelim ki Tolga, maçı kurtardı. Beşiktaş defansı 3 gol yedi. Sakın ola ki hakeme laf atmasınlar. Dün sahanın en iyileri Cüneyt Çakır ve ekibiydi. Kendilerini tebrik ediyorum. Bakın tribünde bir pankart ‘o sene bu sene’ vallahi kusura bakmayın, bu havada bu kafada giderseniz bu sene de olmaz başka sene de olmaz. Kötü senaryo yazmıyorum, gördüklerimi yazıyorum. Çıplak gözle izlediklerimi yazıyorum. Kusura bakmayın korkuyorum da o sene bu sene olmayabilir. Felaket tellalı olduğumu söylemeyin.

Huylu huyundan...

Manisa’da Spil dağına çıkarken, Mutlu Yurdagül kardeşim devlet memuru “Abi buraya kadar geldiniz ama benim yüreğim yanıyor. Bu takıma güvenemiyorum” diye haykırıyordu. İşte biz de diyoruz o sene bu sene olmayabilir. Sevgili Arif Koşar bizi mükemmel ağırladı. Hep teselli etti, “Bu maç 3’lük olur” dedi, 3’lüğü bildi. Ancak bizim gönlümüzün 3’lüğünü bilemedi. Müsabaka başında Quaresma tribüne çağrılıyor, o da dua ediyor bilmiyorum, ‘inşallah Allah’ım kafama mukayyet ol. Bir daha akılsızlık yapmayayım’ diye. Ancak görünen o ki bu Quaresma, bizim bildiğimiz Quaresma. Huylu huyundan vazgeçmiyor.

24 Nisan 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Manisa'ya akın!‘’

Akhisar Belediye Başkanı Hüseyin Eryüksel’in Beşiktaş ailesine yaptığı bilet jestinin ardından cumartesi günü Akhisar’da Siyah-Beyazlı tam 16 bin kişi olacak. Başta Çarşı’nın organizasyonuyla İstanbul’dan biz de dahil 10 bin kişi cumartesi günü İzmir yollarında olacağız. Böyle bir manzarayı 2008 şampiyonluğunda Bursa maçıyla İzmir’e akın eden taraftarda görmüştüm. Vodafone Arena’nın ilk maçına olan ilgiden daha fazla ilgi var Akhisar maçına... Herkes bilet arıyor...

Aziz Yıldırım nereye koşuyor?

1972’den beri Aziz Yıldırım’ı tanırım. Aslında kendisi çok iyi bir insan. Ancak şu başkanlık yok mu şu başkanlık... Bir sihirli değnek değmiş gibi herkesi şaşırtıyor. Aziz Yıldırım’ı bilen bir insan olarak beni daha çok şaşırtıyor... Özellikle son toplantıda konuşmalarını duydukça oldukça şaşırdım... O böyle değildi. Üsküdar Anadolu’da başkanlık yaptığım dönemlerde onu iyi tanırdım. Sakin, sessiz, elindeki evrakları ‘kime teslim edeceğim’ diyerek gezen masum bir insandı. Ne oldu da bu hale geldi... Galiba egosu patladı... Onu bu hale sokan kendisi değil; etrafındaki yalakalar... Onlar öyle bir dolduruyorlar ki, sanki ‘dünyayı ben yarattım’ havasında! Frene bas başkan, frene bas! Beşiktaş’ı ağzına almışsın Halis Özkahya’yla ilgili... Penaltıyla ilgili... Başkan Eskişehir’de Nani’nin pozisyonunu hatırlar mı? Sadece o pozisyon utanmana yeter. Gomez’in pozisyonuyla karşılaştırılmaz bile... O zaman çıkıp deseydin ya ‘Nani ayıp etti’ diye!

Zorluklar nasıl aşılacak?

Okul için izin alma mevzusu oldukça zora girdi. Hem de çok zora... Göreceğiz o zorlukları nasıl aşacağını... ‘10 sene kalırım’ diyorsun, hayırlı olsun... “Kadıköy’de ne kadar sokakta gezen insan varsa kulübe üye yaptım” demiyorsun ‘10 sene başkan olacağım’ diyorsun. Hayırlı olsun.

Avrupa olmazsa Caner...

Dün Batur Altıparmak’la Caner Erkin konusunu görüştüm. Batur’u çok severim. Hatta şunu söyleyeyim, birçok menacer eline su bile dökemez. Bunu kendisinden izin alarak yazıyorum. İkinci Başkan Ahmet Nur Çebi’yle bir ön görüşme yaptılar. Ama hedeflerinin ilk olarak Avrupa olduğunu söylediler. “Avrupa defteri olmadığı takdirde o zaman Türkiye’deki görüşmeleri yapabiliriz. İlk tercihimiz tabi ki hocanın durumuna bağlı; Fenerbahçe olacaktır” dedi... Ama benim anladığım yurt dışı olmazsa Caner Beşiktaş’ta.

21 Nisan 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Makas daraldı‘’

Beşiktaş artık ligi hafta hafta düşünmek zorunda. Makas daraldı. Sivas maçı da bunlardan biriydi. Kırmızı kart cezasıyla Quaresma sahada yoktu. Q7’nin varlığı dert yokluğu ayrı bir dert. Yokluğunda Kerim kullanılmış, ancak Gomez’in Quaresma’daki verimliliği ile Kerim oynayınca, Siyah-Beyaz kadar farklı. Kerim topla kavga ediyor, tabiri caizse topun sibobunu arıyor. Kerim Frei’a bilhassa oynadığı takımın Beşiktaş olduğu söylenmeli. Hatta Nevzat Demir’de önceki müsabakaları izlemeli. Hazır Kerim’le başlayınca, yerine girene de birkaç şey söyleyelim. Gökhan Töre’ye akıl sır erdirilmiyor. Söylentiler var ‘gitti’ diye o da kerhen oynuyor. Dün bilhassa giren çıkanı arattı.

Osmanlı maçına kadar!

Gomez, Beşiktaş’ın şu anki kadrosunda ölü toplar dışında tek gol ümidi. Oğuzhan, Sosa’yı bir kenara bırakıyorum. Eğer Gomez taç çizgisinden ceza alanına girmezse, ligin geri kalanını sıfır çeker. En kısır oynadığı maç, ama ceza alanı içerisinde iki kez gözüktü. Biri gol, diğeri penaltı. Rakip üstüne gelmiyor. İşte bu pozisyonlarda Marcelo, bir adım öne çıkmalı, Necip’in yokluğunda. Çünkü bu pozisyonda Oğuzhan daha etkili olabilir. Yıllardır Beşiktaş, iki bekten çekti. İsmail’le ehh dedirtecek bir durumda toparladı. Ama Beck ismi Beck ama kendisi bal vermez arı. Kendisi sarı ama kara ağaç. Çok sıkıntılı bir maçtı. Beşiktaş hiç zorlanmadı. Beşiktaş’ın 1 beraberlik 1 de mağlubiyet hakkı var. Ligin makasına bakınca, Beşiktaş bu ligde Osmanlı maçına kadar, kazasız gelir.

17 Nisan 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gazla gittik gazla geldik!‘’

Beşiktaş İnönü Stadı’na, 11 Mayıs 2013’te veda ederken ızdıraplıydım... Gaz bombaları altında kapanmıştı. Dün de biber gazıyla geri döndük! Gururlandık! Dünkü Fanatik Gazetesi’nin manşetindeki stadın dışı değil ama içi, görüntülere tam oturdu. Ruh aynı, Çarşı aynı, Kriz Ali aynı, Asabi Sedat aynı... Hasretle bugün beklendi. Hemen yarın açılabilecek gibi her gün stat çevresindeydik...

Kilometrelerce yol yaptık, bekledik. Ankara, Konya, Olimpiyat, Başakşehir... 3 yıl geçti ancak sabrettik. Kısacası çok bekledik be abiler...

Buraya kadar stadın görünen yönüydü...

Ve dünü yazdık. Bir de yazılmayanlar, söylenmeyenler var...

Görünmeyen kahramanlar!

Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ve ekibi, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Genel Müdür Yardımcısı Dursun Türk, İstanbul bölge müdürü İbrahim Koç... Evet, görünmeyen kahramanlar bunlar... İsimleri önceki günkü açılışta gündeme gelmedi ya da getirilmek istenmedi. Bu stadın gerçek sahibi devlet adına bu arkadaşlar. Makamlar geçici ama devlet kalıcıdır. Bu arkadaşların özverisi olmasa dün bu sahada maç oynanmazdı.

Bu arkadaşların gönlü kırıldı

Yarın da statla ilgili sıkıntılar başlayacak, yine bu arkadaşlar çözecek. Onun için tüm konularda bu arkadaşları sinek ikili yapmak haksızlıktır. Bundan dolayı Sayın bakan Akif Çağatay Kılıç’a, 40 yıllık divan kurulu üyesi olarak minnetlerimi sunarım. Sıcağı sıcağına bu durumu yazmak istedim. Daha çok Bursa maçı yazarız, şampiyonluklar kazanırız ama biliniz ki bu arkadaşların gönlü kırılmıştır.

12 Nisan 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Asla bir veda değildi‘’

Dün gibiydi... 11 Mayıs 2013’te Gençlerbirliği maçı ile veda etmiştik şimdiki Vodafone Arena’ya... O zaman ismi farklıydı... Mithat Paşa, Dolmabahçe İnönü, şimdi Vodafone Arena... Atlı polislerden cop yiyerek sabahlara kadar geceleri uyumadan maç saatini beklerdik... 25 başkan değişti, 1903’ten bu yana. Baba Hakkı’lar Şeref Görkey, Şükrü Gülesin, Recep Adanır, Rasim Kara, Sanlı Kaptan, Metin-Ali-Feyyaz ve daha niceleri... Kimler geldi kimler geçti! Barcelona, Liverpool galibiyetleri hâlâ kulaklarımızda. 1993 senesinde Michael Jackson, sonrasında Madonna bile geldi. Çarşı, Asya Kartalları, Genç Beşiktaşlılar, Üsküdarlılar ve Karagümrüklüler hep birden bağırıyorlar, ama içeridekiler duymuyorlar ‘Sevemez kimse seni, bizim sevdiğimiz kadar... Geldik işte!’ 11 Mayıs 2013, asla bir veda değildi.

Aktörler göz önünde değildi

Biz yine geldik işte ruhumuz aynı ancak üzüldüm. Şenol Güneş orada, Tolga Zengin orada, Necip orada, görüntü var ses yok... Bir de beleştepe... Orada da kimse yok. Yani asıl aktörler göz önünde değil. Olsun... Teşekkürler Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız, spor genel müdürümüz... Hepsine teşekkürler.

11 Nisan 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Beklerin rezaleti!‘’

Fenerbahçe maçının sonucu, dün gece ki karşılaşmanın üstüne ruh gibi çöktü. Takımın tedirginliği, sahadaki oyunda gözüküyordu. Risk yok. Bekler akında yok. Koca ilk yarıda tek orta yok. Talimat almış gibi, orta sahayı geçmiyorlar. Asıl sıkıntı Sosa ve Oğuzhan’da. Kötü değiller ama arkadan pas alamıyorlar. Necip ile Marcelo’dan çıkan toplar hep uzun. Sosa da Oğuzhan da bakıyorlar. İşte bu durumda Gomez de yalnız kaldı. Böylece toplar duvara çarpar gibi, geri geldi. Sosa ve Oğuzhan geçmiş maçların aksine, Alman oyuncuya yakın değildiler. Ta ki, 28. dakikada biz bunları istiyorduk. Sosa-Gomez ile ikiye bir yapıp golünü attı. Ancak daha golün heyecanı bitmeden, bir dakika sonra Del Valle, eşitliği yakaladı. Dün ki maçın etkisiz ismi Beck, bu pozisyonda rakibini kaçırdı.

Dev arası Gülşen’in şarkısı çalıyordu, ‘kaldır kaldır kollarını yılanı uyandırma..’ İşte Beşiktaş kollarını kaldırmadı, etkisiz eleman Beck de yokları oynayınca Kasımpaşa öne geçti. Beşiktaş takımını ilk defa bu derece etkisiz gördük. Koca Beşiktaş takımı kanatlardan oynamayınca, Gomez de yalnız kalıyor. Haftalardır bunu yaşıyoruz. Oyunu kenarlara taşımadığı takdirde, sadece Sosa ve Oğuzhan’ın bireysel yeteneklerine kalırsa sıkıntı yaşar.

Heyecan lazım galiba

Maç bitti. Taraftar, takım içeri girdiği halde geri çağırdı. Hiçbir şey oynayamamıştı. Asıl üzülünecek konu ne biliyor musunuz? Dakika 89, gol sana lazım, yani 1 dakika var maçın bitmesine... Mustafa Pektemek giriyor oyuna. Hem Mustafa Pektemek’le hem de Beşiktaş’la dalga geçmek bu. Üzüntümüz bu. Takıma taraftar güveniyor. Taraftar, 91. dakika soyunma odasındaki futbolcuları sahaya çağırıyor, yani takıma güveniyor ama takım kendine güvenmiyor. Şenol Güneş hoca, acilen önlem almalı. Finallerde hep sıkıntı yaşıyor. Beşiktaş’ın sıkıntıyı yaşamaya tahammülü yok. Eliyle önüne gelen fırsatı itti. Heyecan lazım galiba! Ama bu heyecan isteği, çok kişiyi kalpten götürür.

05 Nisan 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI