‘’Bu ne sevgi ah!‘’
Suriye’nin Halep kentinde İttihad kulübüyle yapılan maçı, hem Türkiye açısından hem de Fenerbahçe’nin, Ulu Önder Mustafa Kemal’in kulübü olması nedeniyle önemli bir tavır olarak görüyorum. Ayrıca dünyanın bir çok devleti tarafından kötü gözle bakılan Suriye açısından da çok anlamlı.Belki de Ortadoğu barışı için yeni bir adım bile olabilir. Suriye’nin önemli alışveriş merkezlerinden olan Halep, “kültür kokteyli gibi.” Müslüman’ı, Hristiyan’ı, Arab’ı, Türk’ü birlikte yaşıyor. Mezopotamya’da hayat süren tüm ırkları bağrında taşıyor. Halep’te bizim Güneydoğu illerimizin esintileri var. Yıllardır kız alıp vermişler. Hâlâ bu gelenek sürüyor. Yemek kültürleri de Gaziantep, Urfa ve Adana’ya çok yakın.Türkiye ve FenerbahçeTaş evleri, görünen belli özellikleri Halep’in. Trafik kargaşası, insan kalabalığı had safhada. Sanki kimse çalışmıyor gibi. Modern eğitim kurumlarının yanı sıra şeriat eğitimi veren birimler de var. Başı açık, türbanlı, peçeli, modern giysili her türden insan Halep’in başka modeli.Osmanlı’dan kalma Halep Kalesi, yerli-yabancı turistlerin en fazla gezdikleri yer. Kapalıçarşıları İstanbul’u çağrıştıyor, esnafı içten. Türkiye ve Fenerbahçe söylemleri ağızlarından düşmüyor. Dilimizi konuşan esnaf sayısı hiç de az değil. Devlet Başkanları Esad’a inanıyor ve güveniyorlar. Esad’la Suriye’nin çok değişeceğini iddia ediyorlar. Devlet başkanlarına ayrı bir sevgileri var. Bizdekine hiç benzemiyor. Suriye’de sanki sosyalist bir yapılanmanın rüzgarı esiyor. Zengini de, fakiri de gelecekten umutlu. Çünkü devlet, halkına her bakımdan sahip çıkıyor.Önemli çalışmalar yapılıyorHalep’te futbolun da ayrı yeri var. Fenerbahçe’nin maç yaptığı İttihad kulübünün güçlenmesi için önemli çalışmalar olduğunu duydum. Sarı-Lacivertli ekip, Halep’te çok iyi karşılandı. Futbolla ilgisi olan ya da olmayan herkes Fenerbahçe’yi tanıyor. Öylesine tanıyorlar ki, futbolcuların ayakkabı numarasından, eşlerinin, çocuklarının adlarına kadar biliyorlar. Bazı yerlerde Milli Takımımız’ın posterleri bile var. Tabii ki bu dostluk maçı, kuşkusuz Fenerbahçe sevgisini yukarıya çekecek. Temennim, İttihad kulübünün İstanbul’a gelmesi ve Saracoğlu’nda Fenerbahçe ile rövanş oynaması.Dolacağını beklemiyordumBaşkan Esad’ın babası Hafız Esad’ın, Atatürk ve Türkiye sevgisini hayatında sürekli hissettiğini Halep’te hâlâ konuşuyorlar. Başkan Esad’ın da, babasının izinde gideceği kuşku götürmüyor. Mustafa Kemal’in fikirlerinden sonra şimdi de, Fenerbahçe, İttihad kulübüyle Halep’e sportif ve tesisleşme anlamında plan ve program ihraç edebilir. 75 bin kişilik stadın dolacağını beklemiyordum ama tam tersi oldu. Halepliler yeni stadlarının açılışında tribünleri tıka-basa doldurarak takımlarını çılgınca desteklediler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkan Esad’la birlikte burada bulunması Halepli sporsevelerin bir başka ilgi odağı oldu... Bir hayli yoruldularHalep’teki maç öncesinde can sıkıcı olaylar da yaşandı. Bu da gülün dikeni olsa gerek. Fenerbahçe kafilesi stadyumun girişinde 1,5 saat beklemek zorunda bırakıldı. Bu nedenle maçın saati, gösteri programları alt üst oldu. Dolayısıyla da bu gelişmelerden Fenerbahçe’nin zararlı çıkacağı kesin. Çünkü Sarı-Lacivertliler, İstanbul’a geç döndü ve Kayserispor maçının hazırlıklarına yorgun argın başladı. Esad’la Erdoğan’ın yerlerini almalarından sonra saha içi ve tribünde yapılan gösterilerin çok hoş ve ilginç olduğunu da ilave edelim.
‘’İddaa'nın kralıyız‘’
FANATİK ne diyorsa o!Bir yandan ceplerinizi doldurmak için seferber olan FANATİK, diğer taraftan sizlerin hakkını sonuna kadar korumakta kararlı. Can Tongo, bahisseverlerin sıkıntılarını dile getirirken, programda da ilk değişikliği yaptırdı. Şu an okuyacağınız ekte 'tek maç' sayısı, yayınlarımız sonrası ikiye çıkartıldı. Ancak yetmez... FANATİK İddaa, sizler daha çok kazanana kadar devam edecek. Bizi izlemeye devam edin...CAN TONGO61 katı kazandırdıkCihan Çiloğlu'nun kuponu212 B.Münih-Schalke alt 1.85214 M.Gladbach-Frankfurt alt 1.80341 Luzern-Schaffhausen alt 1.90562 Zurich-St Gallen alt 2.00614 Atl.Madrid-Mallorca alt 1.60Toplam: 20.24Butreggenyo'nun kuponu212 B.Münih-Schalke 1 1.85221 Stutgardt-Aachen 1 1.35223 Charlton-Wigan 1 2.00231 Wes Ham-M.Brough 1 2.00Toplam: 9.72Genco Boran'ın kuponu223 Charlton-Wigan 1 2.00554 Toulouse-St Etienne 1 2.10616 Santander-A.Bilbao 1 2.10Toplam: 8.82Farnerud'un banko kuponu335 Horsens-Kopenhag 2 1.40542 Livorno-Catania 1 1.80564 Tottenham-Reading 1 1.75566 Hamburg-Wolsburg alt 1.75Toplam: 7.71Farnerud'un banko kuponu213 Ukrayna-Litvanya alt 1.70222 İsrail-Estonya 1 1.20241 İtalya-İskoçya 1 1.20245 İspanya-İzlanda alt 2.10Toplam: 7.27Genco Boran'ın kuponu222 Bolton-Sheff Utd 1 1.55542 Livorno-Catania 1 1.80564 Tottenham-Reading 1 1.75Toplam: 4.88Alkın Alkış'ın bonko kuponu222 Bolton-Shefffield 1 1.55345 Watford-Chelsea 2 1.15411 Valencia-Espanyol 1 1.45Toplam: 2.58BUGÜN FANATİK İddaa günü
‘’Hep böyle mi olacak!‘’
Aykut Kocaman’ın Ankaraspor’u kalabalık orta saha, ayağa seri paslar ve her bölgede yardımlaşma ile daha ilk dakikalarda Fenerbahçe’yi adeta teslim aldı. Sarı - Lacivertli ekipte savunma, orta alan ve hücum bölgesi hatları uzun süre kesintiye uğradı. Zico, futbolcularını birbirlerine yakın oynamaları için kenardan çok uyardı. Hatta Alex’i, Lugano’yu, Aurelio’yu sık sık yanına çağırarak, yapmaları gerekeni bir bir dikte etti, ama ne yazık ki, beklediğini alamadı.Fenerbahçe’de aksayan sadece sistem değildi. Acemice, çok sayıda top kaybı yapan sol kanat zaman zaman işlerken, sağda ise Serkan ve Mehmet aksadı. Sonuç olarak Fenerbahçe futbolun iyi yanlarını gösteremedi, pozisyon zenginliği yok denecek kadar azdı. Yine bir Ümit - Alex telapatisi, ilk 45’in son saniyelerinde Fenerbahçe’nin ilacı oldu.Konyaspor, Bursaspor maçlarında da fotoğraf kareleri sanki aynıydı. İlk yarılarda rakibe mahkum bir Fenerbahçe, ikinci devrede ise rakibe hakimiyet kuran bir tempo... Çabuk oynayan, boş alan bırakmayan, kanat organizasyonları yapan, hataya zorlayan bir Fenerbahçe... Bu taktik gereği mi, yoksa rakibin yorulmasından kaynaklanan değişim mi?.. Bunu önümüzdeki maçlarda daha net göreceğiz.İkinci yarının tamamında olmasa da, Fenerbahçe futbolu hatırlıyor. Bu film bakalım daha ne kadar vizyonda kalacak?.. 100. yılda Sarı - Lacivertli renklere gönül verenler sevinirken, hep kahır mı çekecek?...Maçın hakemi Yunus Yıldırım, garip düdükler çaldı. Bariz faullere seyirci kalırken, pozisyona uzak olmasına rağmen penaltıyı kolay verdi. Fenerbahçe’nin galibiyet golüne kadar Ankaraspor kalecisi Hakan, sürekli zamana oynadı. Ancak ne hikmetse, sarı kartı gören Fenerbahçe kalecisi Serdar oldu!..
‘’Alex koşunca‘’
Konyaspor Teknik Direktörü Nurullah Sağlam, Neca, Cedric ve Eder gibi forvet hattının etkili oyuncularını yanında oturttu. Mücadele gücü yüksek futbolculara şans verirken, uzun toplarla Fenerbahçe kalesinde gol aramayı düşündü. Sarı-Lacivertliler, defansta baskı görmedi. Uzun paslardan seken toplar hep Fenerbahçe’de kaldı. Nurullah Sağlam, bir ölçüde Zico’nun ekmeğine yağ sürdü. Ancak Fenerbahçe ataklara çabuk çıkamadı. Orta alandan iyi organize olamayıp, çok pas hatası yaptı. Bu şartlarda Sarı-Lacivertliler’in pozisyon üretmesi mucizelere kalıyordu. Alex’in koştuğu bir maçta, Tuncay, Appiah ve Kezman ağırlıklarını koyabilseler, çizgileri hareketlendirselerdi, Fenerbahçe’nin golü ilk yarının uzatma dakikasına kalmazdı. İkinci yarı Fenerbahçe, sakin, garanti ayağa pas yapan, kanatları daha fazla zorlayan anlayışla başladı. Futbol güzelleşti, arka arkaya goller geldi, tribünler ve Fenerbahçe yönetimi belki de bu sezon ilk kez rahat bir maç izledi. Fenerbahçe’nin galibiyetinde Alex’in hakkını vermek gerekir. Brezilyalı koşup, sorumluluk alınca Sarı-Lacivertli takımın havası bir başka oluyor. Bu arada Serdar da her maç performansını yükselterek kaledeki yerini sağlamlaştırıyor.
‘’İnatçı Zico!‘’
Tuncay cezalı olmasa belki de Olcan da forma giyemeyecekti. Zico’nun hiç değilse fizik ve beyin olarak sorunsuz olan 4-5 oyuncuya kadroda yer vermesi gerekirdi.Fenerbahçe savunmasının baskı gördüğünde şaşırdığını artık tüm rakipler özümsedi. Çıkana kadar Ahmet Dursun, Zitouni ve Volkan üçlü presle Fenerbahçe’nin defanstan oyun kurmasına fırsat tanımadılar. Buna Appiah, Tümer, Deniz ve Önder’in top kaybetmelerini de eklersek Sarı-Lacivertliler’in nasıl can sıktığını maçı izlemeyenler de anlamıştır.Lugano, Ümit, Olcan ve biraz da Kezman yırtındı. 3-4 kişinin sorumluluk aldığı bir takım tabii ki kanatları kullanamaz, arka arkaya beş pas yapıp hücum organize edemezdi. Yılmaz Vural’ın öğrencileri biraz cesur düşünselerdi, Fenerbahçe ilk yarı bitiminde sayunma odasına mağlup giderdi.İkinci yarının başında gelen Antalyaspor golü, planı ve sistemi olmayan Fenerbahçe’yi daha da bozdu. Zico, Deivid, Aurelio ve Semih’i sahaya sürerek her türlü riski göze aldı ama Sarı-Lacivertliler gücünü, hırsını, futbol oynama düşüncesini Antalya’ya getirmemişti. Beşiktaş ve Galatasaray’ın puan kaybettiği bir haftada Zico’nun inadı, futbolcuların kazanma hırsından uzak anlayışları yüzünden Fenerbahçe büyük bir avantaj kaybetti.
‘’Şık durmuyor‘’
Çaykur Rizespor yenilgisinin ardından, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda oyuncular ile teknik direktör Zico’yu protesto eden bir grup taraftar bazı futbolcularla ağız dalaşı da yaptı. Az Alkmaar maçında ise, bu kez tepki tribünlerden yükseldi. Sarı-Lacivertli ekibin bir dakikada kalesinde iki gol görüp 3-1 yenik duruma düşmesinden sonra kaleci Volkan ve Alex’e protesto yağdı. Her iki oyuncu da, uzun süre ıslık ve ‘yuh’ sesleri altında mücadele etmek zorunda kaldı.Alex haftalardır kötü oynuyor, kaleci Volkan da hatalı goller yiyor. Bu kesinlikle doğru... Her iki oyuncunun ortak özelliği, bu yıl sözleşmelerinin bitmesi. Hadi Volkan yerli malı, “Sen bizim evladımızsın” deyip ikna edilebilir. Peki, Fenerbahçe’nin şampiyonluklarında payı olan, bu sezon da en çok gole imza atan Alex de Souza acaba kalır mı? Bu protesto iplerin kopmasına neden olabilir, dikkat!Bir başka olay da, önceki gün Migros Tribünü’nün üst bölümünde yaşandı. Başlama vuruşunun ardından Sarı-Lacivertli taraftarlar birbirine girdi. Kesici alet ve darbelerden yedi-sekiz taraftar yaralanırken, polis tampon bölge oluşturarak olayları yatıştırmak zorunda kaldı. 100. yılını yaşayan Fenerbahçe’de taraftarın bu gerginliği kamuoyunu şaşırtıyor. Sarı-Lacivertli yönetim, kavganın nedenini araştırıp bulmalı ve kısa zamanda soruna çözüm getirmelidir. Aksi takdirde baş ağrısı giderek ağır hastalığa dönüşebilir. Fenerbahçe Yönetimi, taraftar tepkisine de kafa yormalı. 100. yılında tribünleri ile sorunlu bir Fenerbahçe görüntüsü hiç şık durmuyor.
‘’Değiştirin medyumları‘’
Futbolda da son zamanlarda benzer görüşler yazılmaya ve söylenmeye başlandı.Sevgili meslekdaşım Oğuz Dizer, ilk yarının son haftalarına girildiğinde medyumluğa soyunup, “Fenerbahçe 3 maçta 3 puan. Galatasaray 7 puan alır” görüşüne yazısında yer verdi. Dizer’e göre; Galatasaray ilk yarıyı Fenerbahçe’nin önünde lider tamamlayacaktı. Ama büyü tutmadı. Üstelik, tam tersi oldu. Galatasaray 7, Beşiktaş ise 8 puan gerisinde kaldı Fenerbahçe’nin. Tabii, Oğuz Dizer de iddiasının altında...İkinci yarının ilk maçında Fenerbahçe, Erciyes önünde berabere kalınca, bu kez Galatasaray 2. Başkanı Adnan Polat, “Fenerbahçe ilk üç maçında puan kaybedecek demiştim, işte oldu” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu söylemini fırsat buldukça kullanıp, kamuoyu üzerinde etkili olmayı düşündü. Ne yazık ki, Adnan Polat’ın da “tütsü”sü sonuç vermedi. Fenerbahçe, Gençlerbirliği’ni izmir’de zor da olsa, 2-1 yenmeyi başardı.Oğuz Dizer ile Adnan Polat’ın ortak paydaları; Galatasaray... Fenerbahçe’nin başarısız olması; gönülden istekleri... Bunu çok doğal karşılıyorum. Sanırım Dizer-Polat ikilisi, aynı medyumdan ilham almış. O zaman insanları daha fazla oyalamadan, değiştirsinler medyumlarını...Dünya futbolunda koşmadan, mücadele etmeden başarıyı yakalamak, mucize gibi bir şey... Bunu İzmir’de bir kez daha gördük. Gençlerbirliği koştu, pres yaptı, rakibini yıldırmak için her yola başvurdu. Fenerbahçe ise iki eksikle rakibine direnmek zorunda kaldı. Kezman ile Alex, durarak oynamayı tercih edince, Kırmızı-Siyahlı ekibin, zorlayan taraf olması çok doğaldı...Alex, Fenerbahçe’nin oyun kurucusu. Bu pozisyonda görev yapan biri, her fırsatta boş alana çıkıp, topla buluşarak, takımını organize etmek zorunda. Ancak Brezilyalı, hiç oralı değil. Sanki kramponlarında manyetik bir sistem var da, durduğu yerde meşin yuvarlak, onun ayağına gelip, yapışacak. Alex, hiç değilse top almak için emek harcamalı. Koşmadan oynamayı düşünmesi, hiç de şık olmuyor. Bu anlayışını sürdürürse, Zico’nun acil önlem alması kaçınılmaz olacak.Kezman İzmir’de ikinci kez kızardı. Sırp futbolcu istediği topları alamayınca, kontrolünü kaybediyor. Bu davranışı; tecrübesi ve kariyerine hiç yakışmıyor. Kezman’ın en kısa zamanda uyarılması ve cezalandırılması gerek. Arkadaşlarına kötü örnek oluyor. Ayrıca, böyle giderse, Fenerbahçe’de bir sezonda oynayacağı maç sayısı 20’yi geçmez. Kezman, Alex kadar olmasa da mücadele etmeyerek, Fenerbahçe’ye zarar veriyor. Buna lüzumsuz gördüğü kırmızı kartları da eklersek, faturası çok ağır oluyor. Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçının hakemi Tolga Özkalfa, küfür eden Kezman’ı atarak, cesur bir karar verdi. Özkalfa’yı bu yüzden kutlamak gerekir. Ancak Fenerbahçe maçlarında verilen cesur kararlar, Galatasaray ve Beşiktaş için de geçerli olmalı. Geçtiğimiz hafta Galatasaray’ın Ankaraspor ile oynadığı karşılaşmada Song’un kasti faulü sarı kartla geçiştirildi. Yine ilk yarıda Fenerbahçe’nin bariz golleri verilmezken, ofsayt ya da faul sonucu yediği goller geçerli sayıldı. Hakem camiasındaki bu çifte standartlı tutum artık son bulmalı. Eğer Türk futbolunda şaibe istenmiyorsa, Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu, gerçek radikal kararlar almalı. Birine aslan kesilip, cesur davranıp, diğerlerine eyyam yapmak şikenin, şaibenin dik alası değil mi?
‘’Öncelikli sorunlar‘’
Sarı-Lacivertli ekipte, Alex, Volkan, Tuncay, Ümit, Serkan ve sakat olan Rüştü gibi sözleşmesi biten futbolcular var.Fenerbahçe, 100. yıl parkurunda sportif anlamda her branşta önde koşuyor. Futbol bunların en önemlisi. Şimdi camia UEFA Kupası’nda ciddi beklentiler içinde. Bu nedenle, özellikle Alex, Tuncay ve Ümit üçlüsünün sözleşme sorunu çözülmeli. Yoğun maç trafiğinde Sarı-Lacivertli ekibin kaza yapmaması isteniyorsa, başka seçenek gözükmüyor.Ümit ve Tuncay’a yurtdışından teklifler gündemde. Bu aşamada oyuncuların kafasının rahat olması bakımından, Fenerbahçe Yönetimi, transfere, yapılması gereken işlerin ilk sırasında yer vermelidir. Tabii, Fenerbahçe’nin maddi çıkarlarını gözardı etmeden. Aksi takdirde aşırı duygusal olan Türk oyuncular, “Kafam rahat değil” mazeretini sık sık kullanırlar. Bir de Appiah olayı var. Ganalı’nın Fenerbahçe ile sözleşmesi sürüyor. Ancak, 2006 Dünya Kupası’nın ardından özellikle İngiliz takımlarının liste başı oldu. Fenerbahçe’nin hedefleri her geçen gün büyüyor. UEFA’da gelecek başarıdan sonra, Şampiyonlar Ligi kapısı zorlanacak. O halde, tecrübe ve kalite olgularını bünyesinde taşıyan Appiah’ın da sözleşmesini uzatmak şart. Bugünün şartlarında Appiah pozisyonunda bir futbolcu almaya kalksanız, maliyeti 15-20 milyon Euro’dan aşağı kurtarmaz. Fenerbahçe’nin Belek’te iyi bir hazırlık dönemi geçirdiğini daha önce spor kamuoyu ile paylaştık. Sakatlıklar belki kısa bir süre de olsa Zico’yu sıkıntıya sokabilir. Antalya’da yapılan hazırlık maçlarında dikkatimi çeken bir konu oldu. Zico nedense Ümit Özat’ı ilk planda düşünmedi. Oysa, Önder’in sağ ayak kaval kemiğinde problemi vardı, Lugano ciddi bir sakatlık yaşıyordu. Geçmişe baktığımızda Ümit Özat, Gençlerbirliği, Bursaspor, Fenerbahçe ve milli takımda, hem sağ bek hem stoper mevkilerinde görev yapmıştır. Kaptanın bu özelliklerini dikkate alarak Zico, Ümit Özat’ı o mevkilerde oynatmalıdır diye düşünüyorum. Yok, eğer Brezilyalı çalıştırıcı bundan habersiz ise birileri ona Ümit Özat’ı her yönüyle anlatmalı.