Fenerbahçe, Trabzon’da öyle bir ilk oynadı ki sanırım herkesin kafasında şimdiye kadar neredeydiniz dedirtti. 40 dakika rakibine nefes aldırmayan Sarı-Lacivertliler, çok önemli net gol pozisyonu bulsa da Uğurcan’ı geçemediler. Fenerbahçe’nin çıkan 11’i maç öncesi sürpriz gibi gözükse de Erol Bulut’un tercihlerinin oynanan oyuna bakarsak doğru olduğunu gösteriyordu.. Mesut Özil’in tarzına uygun isimlerden oluşan Fenerbahçe orta alanı, zaman zaman kalitesini sahaya yansıtan organize ataklar yaptı. Trabzonspor’un bu yarıda ilk ve tek kornerini 40. dakikada kullandığını söylersek ev sahibi yorumumuz yeterli sanırım. İkinci yarı Trabzonspor’un oyuna ortak olduğunu gördük. Özellikle Nwakaeme ile sol kanattan etkili olan Bordo-Mavililer son vuruşlarda etkisizdi. Fenerbahçe, tempo olarak biraz düşüş gösterdi ama 3 puan isteği iştahı değişmedi... Erol Bulut maç öncesi dersimizi çalıştık dedi ve bunu da sahada gösterdi. Gerçekten oyuncu hamleleri dahil bir bütün olarak istatistiksel olarak rakibine büyük üstünlük kuran bir Fenerbahçe vardı sahada. Böyle kritik bir virajda hem takım hem de Erol Bulut güvenoyu alarak Trabzon’dan mutlu dönüyor.

Gecenin sorusu

Abdullah Avcı, orta alanda etkisiz oynayan isimlere niye hamle yapmadı, niye bu kadar sabretti? Gerçekten de Berat ve Bakasetas gerçek performanslarının çok altındaydı.

Maçın starı

Sakatlıktan dönen Pelkas, çok çalıştı golü çok istedi ve harika bir şutla da bunu gerçekleştirdi.

Maçın olayı

Önemli şutör oyunculara sahip olmasına rağmen Trabzonspor’un evinde ilk yarıyı tek bir isabetli şut atmadan bitirmesiydi.

Kısa mesaj

Fenerbahçe, sonuca bakmaksızın söylüyorum bu futbolu devam ettirirse şampiyonluğun en büyük ortaklarından biri demektir.

Rize’de ilk yarıda baskın gözüken taraf ev sahibi olsa da gole daha yakın olan taraf Sivasspor’du. Sumudica geçen hafta Başkentte Ankaragücü ile berabere kalan 11’den farklı bir kadro sahaya sürdü. Abdullah, Skoda gibi tecrübeli isimleri kulübede gördük. Sivasspor her zamanki gibi hücumu sol kanattan Gradel ile yapmaya çalıştı. Tecrübeli oyuncunun geliştirdiği ataklarda en uçta Yatabare gol arayışı içindeydi. Rizespor’a baktığımızda mücadele var ama üretkenlik açısından kısır bir ilk yarı oynadı. Bu devrede akıllarda kalan Gradel’in pasında Hakan’ın yakın mesafeden dışarı giden kafa şutu. Bir de yine Gradel’in serbest vuruşunda Rizespor barajına çarpan topun direkten dönmesiydi. Tabii ki 32. dakikada Erdoğan Yeşilyurt’un önce sarı sonra VAR’dan gelen uyarıyla kırmızı görmesi böyle bir deplasmanda Rıza Çalımbay’ın planlarında yoktu. Kısaca mücadeleye dayalı ilk 45 dakikadan gol sesi çıkmadı.

Çalımbay garantiye aldı

İkinci yarı 10 kişi kalan rakibi karşısında Rizespor büyük bir baskı kurdu. Ancak bu baskıya karşı eksik olmasına rağmen panik yapmadan mücadele eden bir Sivasspor izledik. Konuk ekip bir kişi eksik oynamayı çok koşarak, çok mücadele ederek, telafi etmeye çalıştı. İki teknik adamın hamleleri skoru bozmaya yetmedi. Özellikle 79. dakikada Michalak ile Rizespor öne geçme fırsatını buldu. Emir Dilaver’in ceza alanına yaptığı ortaya yükselen Michalak’ın kafa vuruşu az farkla dışarı çıktı. Çalımbay; Yatabare, Gradel gibi yorulan isimlerin yerine Kayode ve Boyd ile ile takımı güçlendirerek, bir puanı garantiye aldı. 90 dakika sonunda 3 puanı hedefleyen iki ekip de beraberliğe razı oldu.

Liderlik koltuğunu bırakmak niyetinde olmayan Galatasaray, kiritik Alanya deplasmanında aldığı 3 puanla şampiyonluk moduna girdi. Oysa ilk yarıda aynı süreçte 3 maçta bir puan toplamış (Fenerbahçe 0-0, Kasımpaşa 0-1, Alanya 1-2) ve şimşekleri üzerine çekmişti. Kamuoyunda hakim olan düşünce Galatasaray final maçlarını iyi oynar, bir de ligin ikinci yarılarını domine eder. Bu görüş geriye dönüp bakıldığında fazlasıyla kabul görüyor. Üstelik başınızda Fatih Terim gibi usta bir teknik direktör varsa yarışta bir adım öndesiniz demektir. Ancak bu sezon diğer sezonlara oranla biraz daha farklı. Pandemi nedeniyle yoğun maç trafiği, Kovid test sonuçları zaman zaman teknik adamları ve futbolcuları zorluyor. Şu bir gerçek ki ara transferde eksiklerini gideren ve kısa sürede de fazlasıyla verim alan bir Galatasaray var ortada. Kadro zenginliği ve ihtiyaca uygun alınan isimlerle gücüne güç katan ve rüzgarı arkasına alan Sarı-Kırmızılı ekibin en büyük avantajı işler iyi gitmediğinde formata uygun bir takım olması.

En zoru Alanya'ydı

Rakibe göre strateji konusunda büyük bir deneyime sahip Terim, bu sezon iki kere yenildiği Alanyaspor’u evinde devirirken ezber bozdu. Bir taraftan deneyip başarılı olmak, diğer taraftan da atıl gözüken oyuncuların hem de bu dönemde performansını yükseltmek çok değerli. Taylan’ın alternatifi Etebo’ya sıçrama yaptırmak, çok eleştirdiğimiz Luyindama'yı son iki maçta sahanın en iyisi yapmak bir kenar yönetim başarısıdır. Tabii ki zaman zaman düşüşler dalganmalar olacaktır. Önemli olan gemiyi şampiyonluk limanına yanaştırmaksa geminin başında çok becerikli, deneyimli Fatih Terim gibi bir kaptan var. Önümüzdeki maç periyoduna bakarsak Erzurumspor ile içeride, Ankaragücü ile Başkent'te ve sonrasında Sivasspor ile evinde oynanacak seriden kayıpsız geçme ihtimali yüksek. Belki de sezonun maçını Alanya’da oynadı ve bu zorlu virajda aldığı 3 puanın sezon sonunda ne kadar değerli olduğu anlaşılacak.

Alanya’da maç öncesi tablo Galatasaray’ın ligde ve kupada kaybettiği rakibine karşı tedirgin olduğu şeklindeydi. Alanyaspor’un yapmak istediği oyunu Luyindama'ya kurdurma tuzağına düşmeyen bir Galatasaray vardı sahada. Çapraz uzun paslarla çok önemli gol pozisyonları bularak Alanyaspor’u şaşkına çevirdiler. Top rakipteyken birinci bölgede kontrollü ama akıllı presle rakibine istediği oyun ritmini yakalatmadı.

İlk yarının topla oynama oranı Alanyaspor’un fazlasıyla üstün gözükse de konuk ekibin gol sayısı rahatlıkla 3-4 olabilirdi. Alanyaspor'un ilk yarıda Salih’in direkten dönen topu dışında fazla etkili olmadığını gördük. Bu yarıda Luyindama'ya Babacar’ın yaptığı kırmızı kartlık faulün sarı kart ile geçiştirilmesi ve ceza alanı içinde Umut’un Onyekuru’ya dokunuşunun penaltıyla cezalandırılmaması soru işaretleriyle dolu hakem kararlarıydı. Çağdaş Atan’ın orta alanda iki genç isme yer vermesi belki dinamizm açısından doğruydu ama Siopis gibi bir tecrübeyi kulübe de tutması eksiklik gibi geldi.

İkinci yarıda oyunun büyük bir bölümünde Alanyaspor’un baskısı vardı. Akdeniz ekibi Galatasaray savunmasını oldukça sıkıştırdı ama ceza alanına topu taşıyamadı. Hava toplarında da Galatasaray savunması görevini iyi yaptı... Açıkcası zor geçeceği belli olan 90 dakika beklendiği gibi tamamlandı. İlk yarı Galatasaray ikinci yarı ise Alanyaspor’un üstünlüğüyle geçen bir karşılaşmaydı...

Gecenin sorusu

Fatih Terim rakibin ikinci yarıdaki baskısına karşı hızlı hücumlarda yorulan isimlerin yerine değişiklik yapmakta gecikmedi mi?

Maçın starı

Muslera ve Emre Kılınç. Emre attığı gol ve oyundan çıkana kadar topları çok iyi kullanarak ön plana çıktı. Muslera ise son bölümdeki performansıyla Galatasaray'ın sigortası olduğunu bir kez daha gösterdi.

Maçın olayı

Çok uzun süredir Belhanda ve Taylan orta alan kurgusuyla oynayan Galatasaray’ın yeni bir formatla bu isimleri kulübeye çekerek sonuca gitmesi.

Kısa mesaj

Gecenin sorusu Yedlin, Emre’ye ilk golde nefis bir pas attı. Ancak esas işi olan savunmada sıkıntılı. Çabuk ve süratli bir oyuncu olmasına rağmen kanattan rakibe pozisyon veriyor.

İçeride dışarıda rakiplerinin zaaflarını iyi değerlendiren ve bunu istatistiklere de yansıtan Alanyaspor hem kupada hem de ligde iyi bir noktada. Galatasaray şampiyonluğa giden yolda çok keskin bir virajı kayıpsız geçerse büyük bir avantaj sağlar. Ama işi hiç de kolay olmayacak.

Bu sezon hem kupada hem de ligde kaybettiği Alanyaspor’a konuk olacak Galatasaray'ı zorlu bir mücadele bekliyor. İçeride dışarıda rakiplerinin zaaflarını iyi değerlendiren ve bunu istatistiklere de yansıtan Alanyaspor hem kupada hem de ligde iyi bir noktada. Galatasaray bugün morali yerinde ve kendisine karşı aldığı sonuçlarla psikolojik üstünlükle sahaya çıkacak bir Alanyaspor’a karşı 3 puan mücadelesi yapacak. Beşiktaş yenilgisinden sonra seri galibiyetlerle liderliği yakalayan Galatasaray’da, ara transferde ses getiren genç ve kaliteli isimlerin yükselen performansı ve takıma uyum sürecini çabuk sağlamaları önemli bir artı.

Gedson kader adamı olabilir

Lider gittiği Alanya’dan lider dönmek isteyen Terim’in öğrencilerinin bir avantajı da güzel zemin ve güzel iklim. 3 gün evvel Antalya’da kampa girerek bu maça hazırlanan Galatasaray'ın, Alanyaspor karşısında çok önemli kozları var. Başta gol yollarında Mostafa Mohamed'in performansı zor anlarda işi kolaylaştıran bir faktör. Takıma geldiğinde karantina sorunu yaşayan, süre aldığında da zorlu zemin ve hava şartlarına rastlayan Gedson Fernandes’in bugün maçın kader adamı olma ihtimali yüksek. Futbol ortamının yeteneklerini sunması açısından çok uygun olacağını düşündüğüm Fernandes, ağır Alanya tandemine karşı hızlı ve çabuk genç Kerem, Onyekuru ve Mostafa Mohamed ile zor anlar yaşatabilir.

Solda alternatif kalmadı

Öte yandan Efecan gibi tecrübeli ve kenardan oyun kuran bir yıldız karşısında Ömer Bayram’ın çok dikkatli olması gerekir. Saracchi ve Emre Taşdemir‘in yokluğunda hocanın elinde başka da alternatif isim yok açıkçası. Alanyaspor’un hücum gücü konusunda en az rakibi kadar kuvvetli olduğunu söyleyebiliriz. Kanıtını da ligde ve kupada Galatasaray’ı yenerek gösterdiler. Özetle Galatasaray şampiyonluğa giden yolda çok keskin bir virajı kayıpsız geçerse büyük bir avantaj sağlar. Bunu yapabilecek güçte mi derseniz, ‘evet’ derim ama bunu başarmanın hiç de kolay olmayacağı herkesin malumu.

Kasımpaşa maçı öncesi yorum yaparken, Fenerbahçe derbisini değil de Alanyaspor maçını baz almalıyız. Çünkü Fuat Çapa da muhtemelen Alanyaspor’un yaptığını yaptırmaya çalışacak. Yani savunmanın hücum yediği zamanki kırılganlığını değerlendirmeye çalışacaktır. Galatasaray’ın aksayan yönlerine baktığımızda, bir kere yeni transfer Yedlin savunmanın sağında defansif anlamda göz doldurmadı. Amerikalı böyle oynayacaksa mutlaka kademesi sağlanmalı. Keza sol bekte Emre Taşdemir ne savunmada ne de hücumda yoktu. İki bekin bu kadar açık verdiği bir 90 dakikada bir de bunlara iki stoperin kötü performansı eklenince kalesinde Muslera’ya rağmen 3 gol gören bir Galasataray izledik.

Linnes solda düşünülebilir

Tabii ki savunmanın bu kadar kötü olmasında orta alanın etkisizliği de büyük etkendi. Şimdi Kasımpaşa gibi geçiş futbolunu iyi oynayan, kanatları kullanmayı seven bir rakip karşısında Galatasaray, Alanya maçından ders çıkarmış olarak oynamalı. Özellikle Linnes gibi önce savunma diyen bir oyuncunun sol kanatta önceliği olmalı. Babel ve Onyekuru’nun savunmaya yardımları sınırlı olduğuna göre birinden birini ilk 11'de feda eder diye düşünüyorum Fatih Terim’in. Belki eleştirilse de ilk 11'de Ömer Bayram sürprizi olabilir. Açıkçası gelecek haftaki Alanya deplasmanını düşünerek dinlendireceği isimler olabilir hocanın.

Mısırlı damgasını vuracaktır

Orta alanda Taylan, Belhanda ve Emre Kılınç’tan vazgeçmez ama ileride ilk 11‘de Kerem Aktürkoğlu şans almalı bana göre. Tabii ki hücumda Mostafa Mohamed Galatasaray’ın en büyük şansı. Mısırlı forvet her poziyonda gol atabilme yeteneğiyle bu maça da damgasını vurur diye tahmin ediyorum. Kısa süre alsa da Gedson Fernandes faktörü Terim’in bir başka kozu. Orta alanda yaratıcı, bitirici ve skorer özelliğiyle eğer hazırsa takıma büyük güç katar.

Puan kaybına tahammülü yok

Açıkçası eksiler var ama artıları da var Galatasaray‘ın. Savunmayı iyi yaparsa hücumda sorunu gözükmeyen Galatasaray 3 puana ulaşmakta zorlanmaz. İlk maçta kaybederken sahanın yıldızı Kasımapaşa’dan Yusuf Erdoğan’dı. Ancak yıldız ismin kart cezalısı olması da Kasımpaşa adına kayıp, Galatasaray için bir avantaj demek mümkün. Özetlersek; derbiyi kazanmış, kupada havlu atmış, tek kulvarda şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray‘ın, Alanya deplasmanı öncesi puan kaybına tahammülü yok...

Ersun Yanal’la ligde yenilmez armadaya dönüşen Antalyaspor kupaya da damga vuruyor. Akdeniz ekibi, Sivasspor’u deplasmanda Fredy’nin penaltısıyla devirip yarı final biletini cebe indirmeyi başardı. Kırmızı-Beyazlılar’ın 10 resmi maçtır bileği bükülmüyor.

Sivas’ta kupada yarı finale çıkma mücadelesinde denk kuvvetler karşı karşıya geldi. Tek maç üzerinden elemeli karşılaşmalar ister istemez takımları aşırı kontrollü futbola itiyor. Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu maç öncesi kupaya veda etmesi Avrupa’ya gitme açısından iki takımı da iştahlandırdı. Ligde sıralamalarına bakarsak kupa başarısı iki takım için en gerçekci hedef. İlk yarıda iki takım da pozisyon bulmakta zorlandı. Zaman zaman duran topları bir gol silahı olarak kullanmak çözüm gözükse de çare olmadı. Ersun Yanal bu maçta biraz rotasyon olsa da yine koşan, atletik isimleri tercih etmişti. Kısır geçen ilk yarının ilk gol tehlikesi 36’da geldi. Gradel’in serbest atışında Camara’nın çok yakın mesafeden kafa vuruşunu Boffin kurtarmayı başardı...

Ahmet düşürünce...

İkinci yarı futbol olarak biraz kıpırdama gördük. Bu sezon iç saha sıkıntısı çeken, rakip savunmaları aşmakta zorlanan Sivasspor risk alınca savunmada zorlandı. Antalyaspor önce rakibin hatasından mutlak pozisyonu buldu ama Camara son anda topu önledi. 62’de Ahmet’in Orgill’e darbesini maçın hakemi penaltı olarak cezalandırdı. Fredy atışı kullandı ve takımını 1-0 öne geçirdi...

Yarı finalde Akdeniz derbisi

Deplasmanda öne geçen Antalyaspor’da Ersun Yanal Hakan Özmert ve Podolski gibi tecrübeli isimleri oyuna alarak skoru korumayı amaçladı... Çalımbay; Kone, Boyd ve Felix hamleleriyle hücum hattının iyice güçlendirmesine rağmen rakip savunma duvarını aşamadı. Sivasspor’un en büyük sıkıntısı tüm gol aksiyonlarını Gradel üzerinden denemesiydi. Antalyaspor aynı geçen sezon olduğu gibi yarı finalde Alanyaspor’un rakibi oldu.

Başkent’te alt sıralardan kurtulma savaşında olan iki ekibin maçını izledik. Sivasspor her yönden iyi bir sezon geçirmiyor. Hem sakatlar hem formsuz oyuncular Rıza Çalımbay’ın canını fazlasıyla sıkıyor. Dün de kale dahil çok farklı bir savunma hattı ile sahaya çıktı konuk ekip. Bir tek sol bekte Uğur yerini korurken diğer isimler mecburiyetten oluşan savunma hattında mücadele etti. Erdoğan ve Yatabare kulübeye çekilmiş, yerlerine yeni transfer Boyd ve Kayode sahadaydı. Maçın başında Gradel, kendisine yapılan penaltıyı gole çevirip 1-0 yaptı. Ankaragücü yenik duruma düştükten sonra oyuna hakim taraftı. Başkent ekibi rakibi karşısında çok önemli gol pozisyonları bulsa da kaleci Muammer’i geçemedi.

Kayode kontak açtı

Başkent ekibi beraberlik ümidiyle başladığı ikinci yarının başında kalesinde ikinci golü gördü. Kayode orta alandan çizgi kenarında alıp götürdüğü topu golle sonuçlandırıp ilk golünü attı... 66’da skoru 2-1’e getiren Ankaragücü hemen ardından rakibinin hızlı hücumuna engel olamadı ve konuk ekip Erdoğan ile 3-1’i buldu. Yatabare ise sonucu belirledi: 1-4. Oyunun son bölümünü daha iyi oynayan taraf skorun da avantajıyla Sivasspor’du. Ankaragücü ilk yarıdaki baskıyı, tempoyu yakalayamadı ve beklenmedik anlarda yediği gollerle demoralize oldu. Yiğidolar 3 puanla galibiyet hasretine son verdi.