Arama

Popüler aramalar

‘’Hovarda Es-Es‘’

Eskişehir’de gerçekten maç öncesi çok yüksek bir beklentimiz yoktu karşılaşmadan. Ama 90 dakikanın bitiminde açıkçası bu kadarını da beklemiyorduk. İki takımın da ligde bir iddiaları kalmamış olabilir ancak profesyonellik adına daha iyi, daha kaliteli bir mücadele beklemek de hakkımızdı. Belki erken kırmızı kart Trabzonspor’un oyun kurgusunu, taktik düzenini bozmuş olabilir. Ama Eskişehirspor’un böyle bir mazereti yoktu. Üstelik 10 kişi kalmış rakip karşısında 64 dakika boyunca büyük bir avantaja sahipsin. Daha üstün, daha ezici bir Eskişehirspor olması lazımdı. Çünkü sezonun özellikle ikinci yarının başarılı takımlarından biri olan Kırmızı- Siyahlılar’ın maçın ikinci yarısında daha etkili olması bekleniyordu.

Rıza Çalımbay savunmadayken 4-4-2, hücumdayken de 4-2-4 oynayabilecek bir kadro sahaya sürmüştü. Belki oyunun savunma yönünü iyi oynadılar ama hücumsal anlamda çok beceriksizdiler. Final vuruşlarında bir türlü aradıkları golü bulamadılar. Trabzonspor’a gelince deplasmanda oynadılar, ıslak zemin, saha şartları ve Umut’un zamansız kırmızı kartı onları beraberliğe oynamaya itti. Güneş ikinci yarıda Alanzinho ve Gabriç’i alıp Ceyhun ve Burak’ı sahaya sürerek hücum gücünü artırmayı denedi. Doğru bir tercihti. Trabzonspor Türkiye Kupası Finali’ni de düşünerek deplasmanda kendini çok sıkmadı. Eskişehirspor ise o kadar çok gol pozisyonu yakalamasına rağmen bunları hovardaca harcadı. Ancak tam artık gol olmaz derken Ümit Karan sahneye çıktı, hem kendisini affettirdi, hem takımına üç puanı getirdi.

27 Nisan 2010, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bursaspor elinden kaçırdı‘’

Futbol adına dün gece gerçekten çok güzel bir geceydi. Üstelik gündüz Kasımpaşa-Fenerbahçe maçını izledikten sonra bu karşılaşma gerçekten seyre değerdi. Aslında karşılaşmanın bu kadar heyecanlı geçmesinin en büyük nedeni iki takımın da 3 puana oynamasıydı. İstanbul’a lider gelen Bursaspor, lider dönebilmek için bütün gücünü kullandı. Timsah’ın hocası Ertuğrul Sağlam klasik kadrosundan Turgay’ı yedek kulübesini çekip, Hüseyin ve Ergiç’in yanına Bekir Ozan’ı da koyarak orta alanda güçlenip, Galatasaray’ı durdurmak istemişti. Aslında bu plan tutmadı da değil, ancak Ertuğrul Sağlam’ın hesaplayamadığı şey; Sercan ve Volkan’ın yakaladığı pozisyonlarda final vuruşlarındaki beceriksizlikleriydi. Her şeye rağmen Volkan’ın hakkını da yemeyelim. Genç yıldız dün gece Bursaspor’u taşıyan en önemli oyunculardan biriydi, ama Sercan için aynı şeyi söylemek zor.

İlk yarıda Galatasaray da önemli pozisyonlar yakaladı, ama Sarı-Kırmızılılar da İvankov’u geçemedi. İkinci 45 dakikada daha çok risk alan, basan, gol atmayı isteyen bir Bursaspor vardı sahada. Ama futbol böyle bir şey. Bu kadar pozisyon yakalasanız da gol atamıyorsanız hiçbir işe yaramıyor. Bursaspor haftalardır taşdığı liderliği Ali Sami Yen’de avcunun içinden kaçardı. Yeşil-Beyazlılar’ın Ankaraspor’la da oynacağını düşünürsek, Bursaspor bundan sonra Kayserispor ve Beşiktaş’ı devirip, Fenerbahçe’nin kaybetmesini bekleyecek.

26 Nisan 2010, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Heyecan dibe vurdu‘’

Karabükspor şampiyonluğunu ilan ederken, Play-Off yolcuları da netleşmeye başladı. Alt taraftaki yangın ise her geçen gün artıyor. Kalan 3 haftada ligin dibinde ne olacağını kimse tahmin bile edemiyor.

Bank Asya 1. Lig’de 31 haftada oynanan maçlar sonucunda Kardemir Karabükspor resmen şampiyonluğunu ilan etti. Karabük’ten bahsetmişken, artık Süper Lig hazırlıkları içinde olan bir kulüp olarak teknik direktör konusunu da halletmesi gerekir. Bu konuda Başkan Feridun Tankut “Hocamızla yola devam edeceğiz” dedi. Bunu biliyoruz. Ancak ülkemizde her alanda olduğu gibi bu konuda da kararlar bir an önce alınmalı, aksi halde konu sulandırılır ve her kafadan bir ses çıkmaya başlar. Bence de Yücel İldiz ile devamsa ‘devam’, tamamsa ‘tamam’ denmeli. Çünkü o kadar çok duyuyoruz ki, ‘acaba’ demeden edemiyoruz. Yok efendim, ‘bu hocayla Süper Lig olmaz, Süper Lig’i kaldıran bir hoca olsun’ ve bundan sonra da malum isimler zikrediliyor. Hayret ediyorum. Bu ismi zikredilen kişiler sanki uzaydan gelmiş ve hiç alt liglerde çalışmamış insanlar. Kardeşim herkesin bir hakkı vardır, o şansı kullanır veya kullanamaz. Ama bazılarının Türkiye’de bir değil sonsuz hakkı var ve vazgeçilmezler. Diğer taraftanda adam Karabükspor’un yıllardır yapmak isteyip de yapamadığını, hem de rekorlar kırarak başarmış. ‘Bu hocayla Süper Lig’de olmaz’ gibi ipe sapa gelmez, samimiyet kokmayan, kafaları karıştıran söylemler... O nedenle Başkan Tankut bu konuyu bir an evvel çözüp, Süper Lig hazırlıklarını sağlıklı bir şekilde sürdürmeli.

Buca heyecan istiyor!
Haftanın maçlarına gelince... Bucaspor galiba lige heyecan katmak istiyor! Rakiplerinin takıldığı bir haftada kazansa, neredeyse tur atacak bir avantaja sahip olacaklar, ama gel gör ki, Mersin İdmanyurdu karşısında tel tel döküldüler. Ben bunu biraz da Süper Lig’e çıkma gerilimine bağlıyorum. Oysa bu tür maçları kötü oynasa da, geriye düşse de çevirebilen bir takımdı Buca. Ama işin içine Süper Lig girince evlerinde ikinci yenilgilerini aldılar. Tabii ki bu yenilgide Mersin İdmanyurdu’nun da hakkını yemeyelim. Ergün Penbe’nin öğrencileri oyunu baştan sona büyük bir disiplin içinde götürdül ve hakettikleri bir 3 puanla evlerine döndü.

Adana fırsat tepti
Konya’da konuk ekibin 3 puan önceliği olan bir maçtı. Ancak 90 dakikanın sonunda maçı analiz ettiğinizde 3 puanı kaçıran taraf ev sahibi Konyaspor’du. Adana bu oyunla bu beraberliğe sevinmeli diyorum. Turuncu-Beyazlılar, kazansa Bucaspor’un da kaybettiği haftada bitime 3 maç kala ciddi bir ilk iki şansını elde edecekti. Şimdi arada 4 puan fark var ve kalan 3 maçta yine şanslarını deneyecekler. Açıkcası Adanaspor fırsat tepti, ama maça baktığınızda bu beraberliğe de şükretmeli. Konya ise Ziya Doğan ile ayağa kalkmaya başladı ve gözdolduran bir oyun sergilediler. Sadece 3 puana ulaşamadılar.

Kaf Kaf uçtu, Rize vahim!
Kaf Kaf iki haftada aldığı 6 puanla ‘oh! be’ dedi. Bir ara Play-Off’u tehlikeye sokan Karşıyaka, tehlikeli bölgedeki rakibi Çaykur Rizespor’u rahat bir skorla geçip yerini sağlamlaştırdı. Erdoğan Arıca göreve geldiğinde kötü bir başlangıç yapmasına rağmen takımı toparlarken Play-Off’a güçlü ve moralli bir Karşıyaka sokacak gibi görünüyor. Rize için tehlike çanları değil, artık tehlikeyi anlamak için top atışı yapmak lazım. Önlerinde 3 maç var ve puan cetvelindeki durum vahim...

Altay bildiğiniz gibi
Altay ise ilk ikiye havlu attıktan sonra Play-Off’ların gediklisi olarak ligin sonunu getirmeye çalışıyor. Gaziantep Belediye karşısında da göz doldurmayan Altay, puan puandır deyip beraberlikle evine döndü. Gaziantep ekibi ise aldığı bir puanla iyice rahatladı. Çotanaklar tatlı bir rüyayı kabusa çevirdi.

Giresun kendini bitirdi
Oysa iki hafta önce ilk 6 içinde olan Giresunspor son iki maçta 5 puan kaybedince bir anda Play-Off umutlarını da söndürdü. Erciyespor karşısında oyunun sonlarında yenik duruma düşmesine rağmen son saniye golüyle beraberliği yakalayan Giresunspor’da üzüntü hakim. Erciyesspor ise haftaları boş geçirmeden yavaş yavaş tehlikeli bölgeden kendini kurtarmayı başarıyor.

Orduspor rahatladı
Kartalspor Bank Asya 1.Lig’de İstanbul’un tek temsilcisi. Boluspor karşısında da kazanıp bir anlamda sezonu kapattı Kartal. Boluspor ise ne umutlarla başladı lige ve gerçekten kötü bir sezon yaşadılar. Açıkçası bu sonuçla Yarenler için lig bitti diyebiliriz. Karadeniz ekibi Orduspor ise evinde Hacettepe ile berabere kaldı. Başkent temsilcisi ligde kalmak için büyük bir hamle yapan ekiplerin başında geliyor. Hacettepe, hayati bir puanla evine dönüp umutlarını sürdürdü. Orduspor 40 puanı yakaladı ve iyice rahatladı diyebiliriz.

Dardanel’de beklenen son
Dardanelspor için kötü bir haftaydı. Ev sahibi ekip mutlaka kazanıp son 3 haftaya umutla girmek istiyordu. Çanakkale ekibi Samsun karşısında öne geçmesine rağmen şansını kullanamadı ve berabere kaldı. Ligin ikinci yarısının başında uyardık ve bu takımın takviyeye ihtiyacı var dedik. İlk yarıda 23 puan toplayan ve bunda büyük payı olan Koray Kurt gibi bir golcünün yeri doldurulamadı ve uyarımız bunun içindi. İkinci yarıda 14 maçta toplanan 9 puan aslında her şeyi anlatıyor. Samsun ise önemli bir puan kazandı.

21 Nisan 2010, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Volkan patladı!‘’

Bursaspor final serilerinden birini dün gece de zaferle tamamladı. Ama önce Bursa Atatürk Stadı’ndan bahsetmek istiyorum. Bursaspor’a ruhunu veren, adeta takımla özdeşleşen stadyumun yıkılıp, Veledrom’da yeni bir stat yapma fikri bu yapıya haksızlık olur. Eğer Bursaspor şampiyonluk yaşayacaksa, en büyük hak edenlerin başında Bursa Atatürk Stadı geliyor; ruhu ve ambiyansıyla... Bu projeyi herkes yeniden düşünsün. Çünkü belediye başkanlığı seçimlerinde herkes ‘bu stat burada kalacak’ diye söz vermişti.

Maça gelince... Zor geçeceği herkesin mağlumuydu. Süper Lig’in en iyi pas yapan takımlarından biri olan Gaziantepspor karşısında kazanmanın dayanılmaz baskısını yaşayan Bursaspor’un ilk 45 dakikada istediğini yaptığını söyleyemeyiz. Rakibinin orta alandaki pas trafiğini durdurmakta zorluk çekti Timsahlar. Ama gecenin yıldızı Volkan Şen öyle bir dakikada takımını öne geçirdi ki; taraftarı da, takım arkadaşlarını da, kısacası herkesi rahatlattı.

İkinci 45 dakikayı hem skoru koruma, hem de kontrollü bir savunma anlayışıyla geçirdi Bursaspor. Ertuğrul Sağlam yerinde oyuncu değişiklikleri yaptı. Kart sınırındaki Sercan’ı oyundan alıp, yerine Ergiç’i soktu. O Ergiç de ikinci golün hazırlayıcısıydı. Bundan sonrası tribün şova dündü. Maçtan sonra 12. adam zaferi kutlamaya başladı.

Artık önlerinde Ankaraspor maçını saymazsak 270 dakika var. Kayserispor ve Beşiktaş ile içeride, Galatasaray ile deplasmanda oynayacak Timsahlar. Şampiyonluğa sanırım hiç bu kadar yaklaşmamışlardı.

Gaziantepspor’a gelince... Gerçekten Fair-Play içinde klasik futbollarını oynamaya çalıştılar. İlk yarıda daha etkiliydiler, ama ikinci yarıda beklediğimiz kaliteye ulaşamadılar. Kısaca dün gece Bursaspor mutlu başladı, mutlu bitirdi. Gecenin yıldızı tabii ki iki gol atan Volkan Şen’di...

17 Nisan 2010, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Alkışlar Antalyaspor'a‘’

Kupada ikinci finalistin belli olacağı maçta ev sahibi Antalyaspor ilk karşılaşmada 2-0 yenildiği rakibine karşı sahaya umut dolu çıktı. Mehmet Özdilek’in öncelikli hedefi ilk yarının bitiminde soyunam odasına önde girmekti. İşte zihinsel olarak taktiksel kurguyu bu şekilde kuran Antalyaspor Trabzonspor karşısında düşündüklerini sahada uyguladı ve 1-0’la soyunma odasına girdi. Savunmanın göbeğinde Erhan ve Yalçın sola Şenol sağ beke de süratli ve çubuk Kerim’i koyan Özdilek, Sedat, Jedinak ve Ertuğrul’dan oluşan üçlü dinamosuyla rakip orta alana karşı mutlak üstünlük sağladı. Djeheua ve Necati gibi kaleye yüzünü döndüğünde tahlikeli olacak oyuncularla gol arayan Antalyaspor sadece ilk 45 dakikada 4 pozisyon buldu ve bunlardan birini de değerlendirdi. Peki ilk yarıda Trabzonspor ne yaptı? Kocaman bir hiç. Sadece Selçuk’un frikiğinde Egemen’in dışarı giden kafa şutundan başka aklımızda kalan bir şey yoktu.

İkinci yarıya Şenol Güneş sahanın kötülerinden Ceyhun’un yerine Engin’i alarak başladı. Bana göre çıkan oyuncu doğruydu ama oyuna aldığı isim doğru değildi. Antalyaspor ise sabırla ikinci golü aradı. Sağ kanattan Kerim, sol kanattan Şenol ve bunlara Tita’yı da katarsak Djeheua ve Necati’yle pozisyon aradılar. Açıkçası Trabzonspor kalesini ablukaya aldılar. 70. dakikadan sonra yorulan Sedat’ın yerine şutör ve teknik özellikleri olan Orhan Öztürk’ü alan Özdilek, takımın ofansif gücünü iyice artırıp final için riski göze aldı. O da yetmedi, Djeheua’yı çıkartıp Veysel’i sahaya sürdü. Şu bir gerçek ki maç oynanırken tribündeki herkes elense de elenmese de Antalyaspor’u alkışladı. Trabzonspor ise bir büyük takıma yakışmayacak kadar kötüydü. Bordo-Mavili ekipte son haftalarda kaleci Onur her maçta kahramansa bence bu çok düşündürücü. Dün gece finale çıkan Trabzonspor oldu ama alkışlar Antalyaspor’a.

15 Nisan 2010, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tarihin adı Karabük!‘’

Kardemir Karabükspor tarihi bir başarıya imza attı, 2001-2002 sezonundan bu yana 4 hafta öncesinden hiçbir takım zaferini ilan edememişti. Yücel İldiz’in öğrencilerinin şimdiki hedefi, Karabük’ün plaka numarası olan ‘78’ puana ulaşmak...

Hoşgeldin Karabükspor... Uzun ince bir yolun sonunu mutlu bir şekilde bitirdiler. Sezon başı yola çıktıklarında Bank Asya 1.Lig’in favorileri arasında değillerdi. Sadece, iyi bir takım, sorunsuz bir ekip ve iddialı olabilirler, düşüncesi vardı büyük bir kesimde. Ama onlar söylenenlere kulak tıkayıp, sadece işlerine baktılar ve büyük bir disiplin içerisinde çalıştılar. Ligin ilk devresini lider bitirdiler, ama sanki lig yeni başlıyormuş gibi hazırlandılar. Asla şımarmadılar, transferde daima seçici davrandılar ve ihtiyaç olanı aldılar, tarih yazdılar. Çünkü 2001-2002 sezonunda ligin statüsü değiştikten bu yana bitime 4 hafta kala hiç bir takım Süper Lig’i garantileyememişti. Aslında bu kulübün başarısında en büyük sır; herkesin işini yapması ve sorumluluğunu bilmesi. Başkan Feridun Tankut bir baba gibi davranıp, bir aile ortamı yarattı Karabük’te. Teknik direktör Yücel İldiz ikinci bir takımı Malatyaspor’dan sonra Süper Lig’e taşırken müthiş bir otorite kurdu öğrencilerinin üzerinde.

Her futbolcuyu, her an göreve hazır tutmak bir hocanın en büyük başarılarından biridir.

Tek tek anlatalım...
Bugün Kardemir Karabükspor’u anlatma günüdür. Bilenler için değil, bilmeyenler için anlatayım. Kalede Bülent Ataman; daha önce bu liglerde şampiyonluklar yaşamış büyük bir tecrübe. Bülent Bal geçen yıl Diyarbakırspor’la Süper Lig heyecanını yaşamıştı, bu yıl yine aynı mutluluğu tattı. Ya diğerleri... Bugün Altay’ın gözden çıkardığı, ‘Artık bundan bir şey olmaz’ diye bıraktığı Yasin Avcı adeta küllerinden doğdu ve takımın en çok gol atan, en çok katkı yapan oyuncularının başında yer aldı. Rizespor’un gözden çıkardığı Engin Aktürk, Ömer Ateş ve devre arası gelen kaleci Ferhat’ın sergilediği performans ortada. Kocaelispor’un küme düşen kadrosundan Muhammed Özdin savunmada bir duvardı.

Bitti denilenler yıldızlaştı
Orta alana gelince, Hakan Söyler, Birol Hikmet, Şenol Akın inanılmaz bir sezon yaşadılar ve yaşattılar. Karabükspor’un ele avuca sığmayan ismi Şenol Akın ilk 11’de olsa da, sonradan girse de performansı hiç farketmedi ve daima iyi oynadı. Boluspor’un, ‘Bizde oynayamaz’ diye bıraktığı Sertan Vardar sol kanatta ileri geri takımın dinamosuydu. Forvet hattında ise Emmanuel Emenike attığı ve attırdığı gollerle takımın ateşleyicisiydi.

Kaptan Burak’ın yeri ayrı
Bu takımın içinde Yücel İldiz’in en büyük yardımcılarıdan biri Burak Akdiş’i ayrı bir yere koymak lazım. Tecrübeli forvet saha içi ve saha dışı tavrıyla örnek bir kaptan oldu ve bu mutlu tabloda en güzel yeri hakedenlere arasındaydı. Tabii ki bu başarı ilk 11’deki oyuncuların değil, 25 kişilik inanmışlar topluluğunun başarısı. Bu başarıda teknik kadro ve yardımcılar, genel menacer Seyit İçgül ve masöründen malzemecisine kadar herkesin payı var. Ancak 12. adamın da hakkını teslim etmek gerek.

Taraftarı unutmamak gerek
Karabükspor taraftarı ilk günden beri bu takıma inandı ve tribünleri bir karnaval havasına sokup en sıkıntılı maçlarda bile takımın zaferle ayrılmasında önemli faktördü. Sözü fazla uzatmayalım. Artık Kardemir Karabükspor Süper Lig’de... Bundan sonra nasıl ki Bank Asya 1.Lig’de doğru işler yapıp başarılı oldularsa, aynı çizgiyi Süper Lig’de de devam ettirip uzun yıllar kalıcı bir kulüp olmalılar. Bence Süper Lig’i asla gözlerinde büyütmesinler, ama küçümsemesinler de. Ancak başarının formülünü yakalamış bir kulüp olarak bu formülü uygulamak yeterlidir diye düşünüyorum. Yolun açık olsun Kardemir Karabükspor...

Giresun fırsat tepti
Bank Asya 1.Lig’e baktığımızda, 30.hafta yine sürprizlerle doluydu. Şok sonuç Giresun’dan geldi. Play-Off için önemli bir avantaj yakalayan Giresunspor, evinde Gaziantep Belediyespor’a mağlup oldu ve önemli bir avantajı yitirdi. Play-Off’u çok yakından ilgilendiren karşılaşmada ise Bolu’da gülen misafir Konyaspor’du. Bu sonuç Yarenler’i bir anlamda ilk 6 yarışından bayağı uzaklaştırdı.

Alt tarafta sürpriz olabilir
Lig ikincisi Bucaspor oldukça zorlandığı maçta Altay karşısında son dakikalarda beraberliği yakaladı. Güney’de ise iki zorlu karşılaşma vardı. Adanaspor, Dardanel karşısında yenik duruma düşmesine rağmen kazanmasını bildi. Mersin İdmanyurdu ise evinde Karşıyaka’ya mağlup olup, kendini ateşe hattı. Karşıyaka ise Giresunspor’un kaybettiği haftada 3 puandan çok daha değerli bir sonuçla İzmir’e dönen taraftı. Samsunspor evinde Erciyes ile berabere kalıp, haftayı buruk kapatanlardandı. Son 3 haftada 9 puan toplayan Hacettepe tehlikeli bölgeden Kartal galibiyetiyle çıkmayı başardı. Tabii ki lig daha bitmedi ve 4 maç daha var. Rahat konumdaki takımların içinde son 4 maçta 12 puan toplayan Ordu’yu gösterebiliriz. Ancak Rize ve Samsunspor gibi ekipler için tehlike çanları hala çalıyor.

14 Nisan 2010, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu Gençler'i yenmeliydi‘’

Bursaspor şampiyonluk stresine girdi... Sadece takım değil taraftarı da dün Başkentte stresliydi. 19 Mayıs Stadı’nı dolduran Yeşil-Beyazlılar’ın maç boyunca gergin olduklarını yakından gözlemledim. Bir ara saha içinden Turgay ve Ali Tandoğan elleriyle harekete geçin mesajı vermek zorunda kaldı.

Maç öncesi zor bir karşılaşma bekliyorduk. Ancak beklemediğimiz Gençlerbirliği’nin bu kadar çağdışı bir savunma futbolu oynamasıydı. Kırmızı-Siyahlı ekip 90 dakikayı tek bir gol pozisyonu bulmadan bitirdi. Doll’un öğrencileri sadece oynatmama ve kaybetmeme üzerine sahaya çıkmışlardı. İşte Bursaspor açısından işin acı yönü de buydu. Bu anlayışta bir takımı yenememek konuk ekip adına üzücüydü.

İlk yarıda çok kısır bir maç izledik. Zaten kazanmaya niyeti olmayan Gençlerbirliği’ne Bursaspor da uydu. Cem Can’ın eline topun çarptığı pozisyonda Fırat Aydınus penaltıyı niye vermedi anlayabilmiş değilim. Eğer aksi düşünmüşse Bursaspor aleyhine faul vermeliydi.

İkinci yarı sahayı geçmeyen rakibi karşısında gol arayan ve bu fırsatları da bulan bir Burssapor izledik. Turgay, Sercan ve Volkan ile önemli pozisyonlarda karşılarında kalesinde devleşen Serdar Kulbilge’yi buldu, Yeşil-Beyazlı forvetler. Ancak bir sözüm Sercan’a olacak. Eğer golcüysen top ayağına gelmeden önce topu nereye, nasıl vuracağını antrenmanlarda bol bol çalış.

Ertuğrul Sağlam’ın ikinci yarı hamleleri doğruydu ancak İglesias’ı biraz oyuna geç soktu. Orhan ve Aykut ikilisi Arjantinli girdikten sonra oldukça zorlandı ve açık verdiler. Sonuçta bu bir puan belki ligin sonunda çok kıymetli olacak ya da kaçan iki puan yüzünden şampiyonluk gidecek. Tabi ki bunu zaman gösterecek. Ancak şu bir gerçek ki, Bursaspor bana göre cepten yedi ve artık kayba tahammülleri yok, eğer şampiyon olmak istiyorlarsa.

12 Nisan 2010, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Alev alev‘’

Bank Asya’da zirve şekillendi. Karabük’ün ardından Bucaspor da Süper Lig için gün saymaya başladı. Ancak hem Play-Off yarışı, hem de ateş hattında son haftaya kadar mücadele süreceğe benziyor.

Bank Asya 1.Lig’de 29. haftayı geride bıraktık. Herkes Süper Lig’e çıkacak ilk takım Karabük’ün, Mersin karşısında kazanmasını ve tur atmasını bekliyordu. Beklenen olmadı ve lider evinde golsüz berabere kaldı. Ama bu hafta Bank Asya’da kesinleşen tek olay; artık Kocaelispor yok. Yeşil-Siyahlılar, İstanbul’da Kartal yenilgisiyle Bank Asya 1. Lig’e veda etti.

Tabii ki, bütün bunlardan bahsedeceğiz ama geçtiğimiz haftaiçi ve sonu önemli olaylar yaşandı. Öncelikle Konyaspor camiasına “geçmiş olsun” diyorum. Geçirdiği trafik kazası sonucu felç olan Poljac için çok üzüldük. Taraftarı ve camianın sevgilisi olan Norveçli, trafik kazasının oldu ve bundan sonra hayatını tekerlekli sandalyede geçirecek.

Tabii ki, bir istifa vardı bu hafta ve Mustafa Uğur, Boluspor’dan ayrıldı. Play-Off yolunda bir türlü istikrar sağlayamayan Boluspor, bu sezon ikinci teknik direktörle de yollarını ayırmak zorunda kaldı. Aslında son iki sezon farklı değildi Boluspor için. Ama bu sezonbaşı çıta yükseğe konulunca, beklenti de yükseldi ve saha sonuçları da bunun altında kalınca, taraftarın tepkisi ağır oldu.

Aslında bu hafta Bank Asya 1. Lig’de maçlardan çok, hakemler konuşuldu. Tabii ki, ligin boyu kısaldıkça, “canı yanan” hakemlere sarılacak, bu bir gerçek. Ama bir gerçek daha var ki, hakemlerimiz can yakıyor ve skoru etkileyen hatalar yapıyor. Bence en büyük sorun; tüm liglerde hakem şikayetleri varken, MHK Başkanı Oğuz Sarvan’ın bu kadar sessiz kalması... Beyefendi kişiliğiyle tanınan Sarvan, sanki “kulağının üstüne yatmış” gibi bir tavır içinde. Hani, “Konuşsunlar, öfkelerini kussunlar ve sonrasında yatışarak susarlar” hissini veriyor. Eğer böyle düşünüyorsa, bana göre yanlış yapıyor. Çünkü sessiz kaldıkça, kitleler daha da öfkelenir ve tepkilerin adresi, farklı yerlere gidebilir. Benim naçizane tavsiyem: Oğuz Sarvan’ın artık kamuoyunun önüne çıkıp, hakemlerin başı olarak, hakemlerimize sahip çıktığını göstermesi ardından da hata yaptığına kanaat getirdiklerine, ceza vermesidir. Gelelim haftanın maçlarına;

K.Karabükspor- Mersin İ.Y.
Sezonun ilk yarısında, Mersin İdmanyurdu’na tarihinde en farklı iç saha yenilgisini tattıran ve 6 gol atan lider, bu defa evinde ne yedi ne de attı, sahadan 1 puanla ayrılıp, turu erteledi. Bir gün önce Adanaspor’un, Erciyesspor ile berabere kalması ve kazanırsa, resmen şampiyonluğunu ilan etme baskısının, Karabüksporlu futbolcuları gerdiği bir gerçek. Mersin İdmanyurdu ise ligde kalma yolunda altın değerinde 1 puanla evine döndü.

Bucaspor- Karşıyaka
Bucaspor destan yazıyor. Bu sezon çıktığı bu kategoride, Süper Lig’e gelmek üzere İzmir temsilcisi... Evinde Play-Off kovalayan Karşıyaka önünde, 2-0 öne geçen, ardından rakibinin 2-2’yi yakaladığı dakikalarda 10 kişi kalmasına rağmen kazanan bir takıma, “şapka” çıkartılır. Karşıyaka ise ısrarla Pla-Off’tan uzaklaşmak istiyor gibi sanki.

Erciyesspor-Adanaspor

Kayseri’de ne şiş yandı ne de kebap. Aslında ilk iki peşinde olan Adanaspor, 3 puan için gelmişti Kayseri’ye. Erciyesspor’un savunmada iki önemli oyuncusundan yoksun sahaya çıkmasını, Adanaspor iyi değerlendirmedi. Ve sonuçta iki takım da alandan puanla ayrıldı ama istediğini alamadı.

Altay-Giresunspor
İzmir’de deplasman takımı kazandı. Aslında ikisinin de özelliği dış sahada başarılı olmasıydı. Ve Giresun, dış sahada oynamanın farkını gösterdi ve İzmir’den 4-1’lik bir skorla dönüp, haftalar sonra 6. sıraya yerleşti. Altay için “kabus gibi bir gündü ve ilk iki umutlarının da bittiği bir maçtı” diyebiliriz.

Konyaspor-Hacettepe
Konya’da şok vardı. Hafta içi Poljac’ın geçirdiği kaza ile üzülen Konyaspor’a, ikinci şok Hacettepe’den geldi ve ev sahibi ekip, küme düşme hattından kurtulmak isteyen rakibine 2-0’la boyun eğdi.

Ç.Dardanelspor-Boluspor
Çanakkale’de ev sahibi, 9 kişi kalmasına rağmen, “Çanakkale geçilmez” dedi ve Boluspor’a 3 puan şansı tanımadı. Küme düşme hattındaki ev sahibi, olağanüstü bir mücadele gösterdi ve önemli 1 puan kazandı. Boluspor ise ayağına gelen 3 puan şansını kullanamadı.

Kartalspor-Kocaelispor
İstanbul’da beklenen bir sonuçtu. Kartalspor, Kocaelispor’u yenip, oldukça rahatlarken, rakibini de resmen 2. Lig’e yolladı.

Orduspor-Ç.Rizespor
Orduspor üst üste 3 maçtır kazanırken, ligde kalma yolunda önemli bir mesafe katetti. Rizespor ise en azından 1 puan umuduyla geldiği Ordu’dan, eli boş dönerken, oldukça endişeliydi.

Gaziantep B.B. - Samsunspor
İkinci yarının başarılı ekibi, son haftalarda büyük bir düşüşe geçti. Bu düşüş, Samsunspor karşısında da sürdü ve Gaziantep Büyükşehir Belediyespor evinde yine kaybetti. Samsunsor ise üst üste aldığı yenilgilerden sonra, Gaziantep’te “altın değerinde bir 3 puan buldu” diyebiliriz.

07 Nisan 2010, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI