‘’Değişimin getirisi‘’
Beşiktaş Avrupa’da facia bir sezon yaşıyor olsa da ligde üst üste 3 maçını kazanmayı başardı. Abdullah Avcı, istediği düzenin hala çok uzağında ama derbinin kaderini değiştirdiğinin farkında. Beşiktaş değişiyor ama değişim yetmez gelişim gerekli. Avcı ve öğrencileri yine top odaklı oynuyor fakat ‘fark nerede?’ derseniz; son üç maçta isabetli şut sayısına bakmak yeterli. Son üç maçta kendi sezon ortalamalarının hayli üstüne çıktılar. Diaby’nin forvet arkası Caner’in sağ Ljajiç’in sol ön dizilimi sadece Denizlispor’u şaşırtmadı, Beşiktaş’ı da sahada hayli şaşırtmışsa benziyordu. Etkisiz sayılacak bir ilk yarının ardından oyun rölantide giderken Caner-N’Koudou değişimiyle maçın kaderi değişti. Her ne kadar Caner çıkışına tepki gösterse de Beşiktaş’ın dün gece kazanmasının altında yatan bu değişimdi. Beşiktaş N’Koudou ile daha hızlı bir takıma dönüştü.
Gecenin sorusu
Sackey’in Diaby’ye arkadan yaptığı sert faulün karşılığı dünyanın her futbol ülkesinde kırmızı değil midir?
Maçın starı
Galibiyet sonrası tribünlere üçlüyü kim çektiriyorsa maçın kahramanı odur. N’Koudou sonradan girip maçın kaderini değiştirdi.
Maçın olayı
Gölgesiyle kavga eden Caner’in çıkıp N’Koudou’nun girmesi. Beşiktaş, N’Koudou’yla çok daha hızlı bir takım haline geldi ve maçı çözdü.
Kısa mesaj
Beşiktaş Avrupa’da tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşıyor olsa da ligde son 5 maçın 4’ünü kazandı. Büyük takımı hayatta tutan maç kazanma alışkanlığıdır, bunu hatırladılar.
‘’Düşenin dostu Yanal‘’
Hız felakettir ama trafikte. Futbolda ise bir gerekliliktir. Rodrigues ve Moses ile ligin en hızlı kanatlarına sahip Ersun Yanal, Kasımpaşa’nın sol beki atılmışken Rodrigues-Dirar değişimiyle takımının fark yaratacağı kalemden feragat etti. Fenerbahçe ligin topa en çok sahip olan takımı. Fakat bu sahiplik Kasımpaşa karşısında, rakibin eksik kaldığı neredeyse 30 dakikalık bölümde ve ikinci yarının genelinde işe yaramadı. Kemal Özdeş ise merkezden Khalili’yi çıkartıp Veigneau hamlesini yapmak zorunda kalmasına rağmen Koita’yı hızlı hücumun merkezine yerleştirerek ikinci yarıyı 1-1 bitirmeyi başardı. Fenerbahçe 30 dakikaya yakın bir kişi fazla oynamasına rağmen ve topa sahip olmasına rağmen tüm gollerini duran toptan attı. Ersun Yanal’ın bu maçtaki hamlelerini oturup bir kez daha düşünmesi önümüzdeki haftalar için Fenerbahçe’nin yararına olacak sanırım.
Maçın sorusu
Fenerbahçe’nin bu maçtaki tüm gollerini duran toptan atmasında Ersun hocanın oyuncu değişimlerinin ve akan oyun planındaki zaaflarının rolü yok mu?
Maçın starı
Luis Gustavo sahada topla en çok buluşan oyuncu (105) olmasının yanı sıra yüzde 93 pas isabet oranıyla merkezi elinde tuttu.
Maçın olayı
Karim Hafez’in ikinci penaltıdan sonra hakemi alkışlayarak ikinci sarıdan kırmızı görmesi.
Kısa mesaj
Fenerbahçe savunmasının en kötü performans gösterdiği maçtı. Kasımpaşa’nın ikinci golünde, korneri kullanan oyuncunun çizgide kaldığı düşünüldüğünde sahada 11/9 üstünken golü yemenin izahı zor olsa gerek.
‘’Kırılma tehlikesi!‘’
Galatasaray üst üste 2 şampiyonluk yaşamış olmasına rağmen her sezon dünyasını baştan kurmaya çalışmanın sorunlarıyla yüzleşiyor. Son oynanan Çaykur Rize maçı ölçü olmadığı için Beşiktaş derbisinin kadrosuna baktığımızda Galatasaray’ın nasıl bir sirkülasyon içinde olduğunu anlamak mümkün. Terim, şampiyon kadroyu geliştirme yolunda attığı her adımda korktuğu değişime sürüklendi. Santrforda Gomis sonrası bir müddet boşluk, peşinden Diagne, bugün Falcao krizi ve Andone; savunmada Marcao - Luyindama’nın geriden oyun kurma sorunu ve elbette Fernando’nun göbekteki derin boşluğu. Nzonzi ve Seri kendi klasmanlarında müthiş oyuncular. Fakat her iyi oyuncu ile düzeni geliştirecek futbolcu anlamına gelmiyor. Galatasaray hala Fernando’nun merkezdeki boşluğunu doldurabilmiş değil.
Neden imzaladığı anlaşıldı
Galatasaray için Real Madrid deplasmanı büyük bir kırılmaya sebep olmamalı. Bunun için Fatih hocanın tedbirli oyundan yana tercih kullanacağını kestirmek güç değil. PSG ve Real Madrid maçlarına bakınca Donk ile geçen sezon sonunda yüksek kontrat yenilemenin sebebini sanırım herkes daha net anlamıştır. Terim, Fernando’nun yaratacağı boşluğu tahmin ettiğinden Donk’u Şampiyonlar Ligi için elinde bir sigorta olarak tuttu. Marcao ve Luyindama’nın performansları düşünüldüğünde Madrid deplasmanında Donk yine savunmadaki 3. stoper olmak zorunda.
Sahadaki buhranları çözmeli
Zidane, İspanya Ligi’nde durumu toparlamış görünse de hala Şampiyonlar Ligi’ndeki kötü başlangıcın izlerini silmenin yolunu arıyor. İstanbul’da 1-0’lık galibiyet bence Real adına sezonun kırılma noktasıydı. Şimdi taraftarı oyunda tutmak için sansasyonel bir skor kovalıyorlar. Galatasaray için PSG’ye karşı sergilenen ‘mantıklı oyun’ ilk seçenek olacağa benziyor. PSG hariç gruptaki diğer takımlar için sıralama değişkenlik gösterebilir. Genel kanı, PSG ve Real’in Devler Ligi’nde ilerleyeceği yönünde. Avrupa Ligi için İstanbul’daki Brugge maçı final olur. Galatasaray o güne kadar Falcao kriziyle birlikte sahadaki buhranlarını çözmek zorunda. Yoksa Avrupa’da bir kayıp sezon daha haneye yazılır.
‘’Ziyafet var kazanan yok‘’
Kasımpaşa öne geçti, Malatya 2-1’i yakaladı. 10 kişi kalan rakibine karşı ev sahibi son sözü uzatmada Khalili ile söyledi, maç 2-2 bitti. Sergen Yalçın’ın atıldığı maçta iki takım da müthiş futboluyla alkış alırken puanlar paylaşıldı.
Ligimizin oyun standartları maalesef çok yüksek seyretmiyorken Kasımpaşa- Malatyaspor maçındaki heyecan ve pozisyon odaklı futbol dikkat çekiciydi.
Koita’dan nefis bir yay üstü şutuyla gelen golün ardından Kasımpaşa ev sahibi avantajını devrenin sonuna kadar sürdürdü.
Sergen Yalçın, oyuna bakış açısıyla bence birçok meslektaşından pozitif yönden ayrılıyor. Donald-Gökhan Töre, Biofuma-Fofana değişiklikleri Malatya’yı 1- 0’dan 2-1’lik üstünlüğe taşıyan en önemli etkendi. Sergen hocanın hem kendi kariyeri hem de Malatya’nın geleceği için sahada kalmayı başarması gerekiyor.
Malatyaspor kazansa ligin zirvesine ortak olacak ve önünde bambaşka bir pencere açılacakken Robin Yalçın’ın ikinci sarıdan atılması planları alt üst etti.
Kasımpaşa’nın uzatma dakikalarında Khalili ile bulduğu gol tabelayı eşitledi.
İki zeki hoca!
Kasımpaşa rakip ceza sahasında tam 38 kez topla buluşurken Malatya’nın buna 26 ile karşılık vermesi aslında iki takımın oyun karakterinin göstergesi.
Neticede futbol topunun etrafında dönen 22 futbolcu ve buna yardımcı olan iki zeki antrenörün maçını keyifle izledik.
‘’Favori Fener‘’
Fenerbahçe ligin topa en çok sahip olan takımı. Bazen bu sahiplik işe yaramayabilir ama Ersun Yanal ve öğrencileri hali hazırda topa en nitelikli sahip olan takım konumunda. Kayseri deplasmanı beklenenden zor geçebilir.
Zira henüz galibiyeti olmayan Kayserispor bu hafta 3. hocasını değiştirdi. Bülent Uygun, futbolcularından ‘Antrenör değiştiren takım reaksiyonu’ almanın avantajını kullanmak isteyecektir. Fakat ortada bir realite var ve Fenerbahçe geçtiğimiz sezonlardaki oyunlarının ötesine geçmiş durumda. Sarı-Lacivertliler ligin en çok şut çeken takımı ve bunda Vedat Muriç gibi güçlü bir santrforun rolü yadsınamaz. Vedat performansıyla tüm takımı şutuna saygı duyar hale getirdi, o yüzden ligin şut sıralamasında ilk 5’te. Kayseri deplasmanında da en kritik rolü oynaması beklenen oyuncu.
Hâlâ ideal dörtlüyü arıyor
Fenerbahçe sahanın her bölgesinde gelişim gösteriyor. Geçen sezon 44 gol yiyerek kulüp rekoruna koşan takım, bugün kalesinde gördüğü 9 golle ligin en az gol yiyen 2 takımından biri. Ersun Yanal, savunmada ideal dörtlüyü hâlâ arıyor olmasına rağmen Gustavo-Emre’nin kalitesiyle saha genelinde dengeyi yakalamış olmanın rahatlığını yaşıyor.
Bu istatistiğe dikkat!
Süper Lig'de bu sezon en az gol yiyen 2 takımdan biri olan Fenerbahçe (9; Galatasaray ile eşit) ile en fazla gol yiyen ekip Kayserispor (19) bu maçta karşılaşacak.
Ön plana kim çıkar?
Muriç müthiş bir gelişim içinde. Fenerbahçe’nin yıllardır aradığı santrfor olma yolunda ilerliyor. İç sahada ofansif oynamayı seven Bülent Uygun’un bu tarzı en çok onun işine yarayabilir.
Kısa mesaj
Kayserispor ligin en sorunlu takımı ve 9 haftada 3. hocayla çalışıyor. Fenerbahçe ise son yılların aksine pozitif yönde değişiyor. İki haftadır kazanan Sarı-Lacivertliler, bu maçı kazanırsa bu sezon ilk kez 3 maçlık seri yakalayacak.
‘’Şema sorunu!‘’
Maçı böylesine net bir skorla kazanmış olsa da Galatasaray’ın savunmasından başlayan bir sorunlar yumağının olduğu gerçeğini göz ardı etmemek lazım. Galatasaray geçen sezon geriden kurduğu oyunla fark yaratırken bu sezon bundan eser yok. Yani sorun sadece savunmanın üzerine yıkılacak kadar basit değil. Sahada çok net bir şema problemi var, takımın organizasyon şeması bozuk. Tüm takım Babel üzerinden ilerlemeye çalışıyor. Galatasaray’ın sahada acil ikinci santrfora ihtiyacı var. Real Madrid maçı öncesi Rize’ye karşı rotasyon anlaşılır bir durum. Fakat bu değişim sadece sahada farklı isimde Sarı-Kırmızı forma giyen futbolcuları izlettiriyor. Yoksa yine aynı sorunlar sürüyor. Sahanın en kötüsü Emre Mor’du. Emre zaten EURO 2016’da bundan farklı değildi ki. Umut veren, potansiyeli olan, bazen saman alevi gibi parlayıp tribünleri heyecanlandıran ama bir türlü büyük takım oyuncusu olamayan genç yetenek. Korkarım böyle başlayan kariyeri sonuna kadar böyle devam edecek. Keşke yanıltsa!
Gecenin sorusu
Maçın ilk yarısında 17, toplamda ise 33 kez faulle oyunun durması ülke futbolunun asıl sorunu. Bunu neden kimse dert etmiyor?
Maçın starı
Ömer Bayram, aldığı her dakikanın hakkını veren ender Galatasaraylı futbolculardan biri. Rize karşısındaki orta saha performansı dikkat çekiciydi.
Maçın olayı
Sahada oynayanların kulübedekileri parlattığı ilginç bir maç izlemiş olmamız.
Kısa mesaj
Galatasaray’da Şampiyonlar Ligi öncesi küçük bir makyajla büyük sorunların rengi değiştirilmiş olabilir ama organizasyon şeması hala bozuk vaziyette yerinde duruyor.
‘’Bazen inat kazanır‘’
Başakşehir sezona istediği gibi başlamamış olsa da Okan Buruk ile yepyeni bir oyun inşa ediyor. Oyunun büyük bölümünde Trabzonspor’dan daha iyi bir saha içi organizasyonuna sahipti. İrfan Can ve Visca’nın bu üstünlükteki rolleri çok belirgindi. İrfan Can, Türkiye’deki son sezonunu izletiyor hepimize. Müthiş bir gelişime imza atıyor, gideceği ligi iyi seçmesi gerek. Tam bir La Liga oyuncusu ama oyundaki gelişimine saha içi iletişiminde de ulaşabilmeli. Sosa 30. dakikadan sonra Trabzonspor’u sırtında taşıdı. Takımının her pozitif aksiyonunun altında imzası var. Hücumda top kaybedip tüm takım geri koşarken Sosa’nın Visca’yı kovalayıp 70. metrede topu kazanması çok değerliydi. Trabzonspor şampiyonluk yarışı veriyor ama kadrosu rakiplerinden hayli geride. Başakşehir’de oyuna Robinho, Arda, Mehmet Topal girerken, Ünal hoca Yusuf Sarı, Avdijaj ve genç Ahmet’i oyuna sokabildi. Ama böylesi bir ortamda inatla, dirençle de puan kazanabiliyor Trabzonspor. Sanki bu durum, Parmak ile Ömür dönene kadar süreceğe benziyor.
Gecenin sorusu
Mücadele, inat, futbol odaklı antrenör ve futbolcular, az faul, bol pozisyon ile derbilerden daha kaliteli bir maç izlemedik mi sizce de?
Maçın starı
Jose Sosa’nın Trabzonspor performansı tam bir ustalık dönemi eseri. Takımının her aksiyonunda imzası var.
Maçın olayı
Elbette 90+6’da Sörloth’un skoru dengeleyen kafa golüydü.
Kısa mesaj
Başakşehir ve Trabzonspor’un ilk yarıda sadece 6 faul yapmaları ne kadar futbol odaklı olduklarının göstergesiydi. Süper Lig faul ortalamasının 30’lara dayandığı bir sezonda maçı 20 faulle bitirmek de dikkat çekici
‘’Derbi kaderini belirler‘’
Abdullah Avcı, Beşiktaş’a imza attığı gün kulübün tarihinde yer almak istediğini ifade ettiğinde durumun böyle olacağını sanırım kimse düşünmemişti. Avcı ne yazık ki, Braga’ya da yenilen Beşiktaş’ın tarihine Avrupa Kupaları’nda ilk 3 maçta sıfır puan alan hoca olarak geçti. Yarın oynanacak Galatasaray derbisi Avcı’nın kariyerinin kalan bölümüne etki edecek gibi görünüyor.
Tek suçlu Güven mi?
Burak Yılmaz’ın sakatlığından dolayı Galatasaray derbisinde Avcı’nın santrforda fazla seçeneği yok. Braga’ya olduğu gibi Galatasaray’a karşı da Güven ile başlayacaktır. Güven geçen sezon performansıyla bir anda Milli Takım’a kadar yükselmiş bir genç oyuncuyken bugün endişe kaynağı oluyorsa burada iki taraflı bir başarısızlık söz konusu. Yani suçu sadece oyuncuya atmak olmaz, Avcı’nın da durumu kendi açısından sorgulaması gerekir. Zira Burak’ın sakatlığı bilinirken santrfor transferini planlamanın dışında tutan ve Diaby’yi kenardan öne geçer diye alan Avcı ve yönetim.
Kaleyi unuttular
Güneş ile ligin en şutör takımlarından biri olan Beşiktaş, Abdullah Avcı döneminde bu istatistik kaleminde ilk 5’e bile giremiyor. Fenerbahçe’den sonra topa en çok sahip olan takım Beşiktaş ama bu istatistik kaleye attığı isabetli şutla birleşmediği sürece bir işe yaramıyor. Ligin 9. haftasına gelindiğinde Beşiktaş hâlâ eksi averajda. Galatasaray’ın durumu da çok farklı sayılmaz. Terim ve ekibinin derinleşen bir forvet sorunu var. Yarın oynanacak derbi iki takım için de bir anlamda var olma yarışına dönmüş durumda.
Artısı Dolmabahçe!
Avcı’nın oynatmaya çalıştığı düzen güçlü bir santrfor ve beraberinde hızlı skorer bir forvet istiyor. Beşiktaş’ta ikisi birden eksik. Burak sakatlığından dolayı oyunun dışında, o olduğunda Visca rolü için alınan Boyd, N’Koudou ve Diaby’nin şu ana kadar toplam katkısı 1 gol, 1 asist. Oyunu keyif vermeyen, forvetleri dökülen Beşiktaş’ın Galatasaray karşısında en büyük avantajı maçın Dolmabahçe’de oynanacak oluşu.
Eğer kazanamazsa...
Beşiktaş 2012’den bu yana sezon içinde hoca değiştirmedi. Yeni Başkan Ahmet Nur Çebi her ne kadar Avcı ile devam edeceğini açıklasa da Galatasaray derbisi teknik heyetin geleceğiyle ilgili belirleyici olabilir. Avcı, kadronun kurulumunda ve bu kadroya uygun oyun seçiminde beklentileri karşılayamadı. Orhan Ak meselesiyle Beşiktaş günlerine sakatlanarak başlayan Avcı Dolmabahçe’deki derbiyi kazanamazsa maalesef sezonu erken kapatabilir.