‘’Kayseri'de sessiz gece‘’
Fenerbahçe için Kayserispor maçı ikinci yarının provası olmalıydı. Ersun Yanal’dan daha gerçekçi bir kadro ve oyun kurgusu beklenebilirdi. Deniz’in tekrar sol bek olarak maça başlaması nafile Caner Erkin yaratma çabasının ötesine geçmiyor maalesef. Orta sahada Gustavo’nun oynamadığı ilk 45’te derin ber boşluk vardı. Tolgay ve Tolga ikilisinin uyumsuzluğu bariz şekilde düzeni bozdu. Gustavo girip, Dirar sol beke, Deniz forvete geçtiği andan itibaren Fenerbahçe oyunun momentumunu eline aldı. Deniz kaleye yakın oynadıkça iştahını artırdı, daha verimli oldu.
Vedat Muriç’siz oyun zor
Mevlüt’ün etkisizliği Muriç’i daha da yüceltti doğrusu. Fenerbahçe’nin ikinci santrforunun en azından kupada takımı taşıması beklenir. Mevlüt’te böyle bir emarenin olmaması şaşırtıcıydı. Yanal’ın Ferdi Kadıoğlu’nda ısrarcı olması Fenerbahçe’ye yakın vadede oyuncu satışından büyük paralar kazandırabilir. Ferdi çok yetenekli ve bunun fazlasıyla farkında. Sadece oynamaya ihtiyacı var. Muriç girdikten sonra Ferdi’den Deniz’e tüm takımı yükseltti. Güçlü bir santrfor olması bir yana güvenli bir liman. Arkadaşları Vedat’a mutlak güveniyor.
Prosinecki pozitif geldi
Kötü bir sezon geçiren Kayserispor yeni hocası Prosinecki ile farklı bir ikinci yarı geçireceğinin sinyallerini verdi. Daha önceden de çalıştığı için Kayseri’nin dinamiklerini bilen bir teknik adam. Fenerbahçe’yi dönem dönem düzenlerinin dışına çıkarmayı başarsa da genel anlamda Kayserispor’da bir çok şeyi değiştirmek zorunda.
‘’Sezonun en iyisi!‘’
Galatasaray’ın, Antalyaspor karşısındaki maç başlangıcı kendi adına sezonun en iyi performansıydı. Belhanda’nın, Babel’in kenarda oturduğu Taylan’ın 11 başladığı maçın ilk yarısında yağmur ve ağır zemine rağmen Galatasaray rakip kaleye 14 şut attı, 3’ü gol oldu. Mariano’nun dönüşü, Taylan’ın meziyetleri, Ömer Bayram’ın çabası ve Falcao’nun uyanışı konulu bir 90 dakika izledik. Galatasaray geçen sezon ilk yarıyı 29 puanla lig 5.’si bitirip sezon sonu şampiyon olabilmişti. Bu yıl 2 puan geride tamamlıyor ilk yarıyı. Kağıt üzerinde daha zengin bir oyuncu grubuna sahip görünse de bu kez daha sorunlu. Devre arasında yönetimin Terim’in ‘santrforsuz oynuyoruz’ sitemlerini göz ardı edip etmemesi sezon sonu sıralamayı belirler.
Gecenin sorusu
Şimdi herkesin kafasında ‘Belhanda, Babel haftalardır dökülürken, Taylan neden ilk kez ligin 17. haftasında ilk 11 başladı?’ sorusu var değil mi? Sahi neden?
Maçın starı
Taylan Antalyalı özellikle ilk yarıda müthiş oynadı, Belhanda’yı unutturdu.
Maçın olayı
Sezonun en dominant ilk yarısını oynayan Galatasaray’ın ilk 45’te 33 kez rakip cezasında topla buluşmuşken ikinci yarı sadece 4 kez buluşması.
Kısa mesaj
Galatasaray geçen sezonun ilk yarısında santrforsuz oynayıp 30 gole ulaşmışken, Antalya’ya 5 atmasına rağmen bu sene 23 golde kalması sorunun kaynağını gösteriyor.
‘’Atiba ve Aydınus!‘’
Beşiktaş’ın sahasında Gençlerbirliği’ni yenmesinden doğal bir şey yoktur herhalde. Ama maç doğal olmayan bir hakem kararıyla başlayınca ister istemez atılan 4 gol gölgede kalıyor. 11’deki pozisyon öncesi Nadir’e yapılan faul var, buna karşılık oyuncunun da doğal bir sitemi. Karşılığı da sarı kart. Sonrasında trafik polisliği yapıp oyuncuyu radara almak ve kırmızıyla atmak adalet sistemini tartışılır hale getiriyor. Adaleti sağlamak değil de derbideki hakem yönetimine isyan eden Beşiktaş camiasını idare etmek gibi algılanıyor, galibiyetini gölgeliyor. Zira tribünler bile uzun süre bu kararı protesto etti. Zaten tek bir Beşiktaşlı’nın bu kararı adaletli bulduğunu zannetmiyorum. Oyuna gelecek olursak; 11. dakikada 10, 36’da 9 kişi kalmış Gençlerbirliği’ne karşı ilk yarıyı 1-0 geride kapadı Beşiktaş. 2 Aralık’tan beri ilk kez bir lig maçında oyuna giren Oğuzhan’ın oyunu düzeltmesi, Atiba’nın insan üstü çabalarıyla 3 asist, 1 gol yapması gecenin akılda kalan diğer unsurlarıydı.
Gecenin sorusu
Fırat Aydınus’un Nadir Çiftçi’yi kırmızı kartla oyunda atmasını protesto etmeyecek tek bir Beşiktaşlı var mıdır?
Maçın starı
Atiba 3 golün asistini yaptı, dördüncüyü de kendi attı. Kanadalı sadece dün gece değil Beşiktaş ’ın son dönemde kazandığı tüm maçların adamı.
Maçın olayı
Henüz maçın 11. dakikasında Fırat Aydınus’un Nadir Çiftçi’yi oyundan atması.
Kısa mesaj
Beşiktaş yönetimi her yıl Atiba’yla son dakikada birer yıllık sözleşmeler imzalıyor. Bence Atiba’nın önüne, ‘nefes aldığı sürece bu takımda oynar’ maddesiyle süresiz kontrat konmalı.
‘’Nefis düello‘’
Ankara’daki randevu bu sezonun en heyecanlı, en izlenir maçlarından biri olarak kayıtlara geçti. Futbolseverlerin uzun zamandır böylesine temposu yüksek, pozisyonu bol bir 90 dakikaya ihtiyacı vardı. Lider Sivasspor geçiş oyunlarını kusursuza yakın oynayabilen bir takımken Gençlerbirliği ev sahibi olmasına rağmen Sivas’ı kendi silahıyla vurmayı tercih etti.
Stancu’nun kaçırdıkları
Sivas 1-0’ı yakalasa da Gençlerbirliği’nin ikinci yarı performansı tabelayı daha da farklı yapabilirdi. Sadece Stancu’nun ilk golün üstüne kaçırdıkları inanılmazdı. Maçı bir anda 4-1’e getirecek fırsatlar yakaladı. Buna rağmen Gençlerbirliği 2’yi buldu ve son saniyeye kadar da 3 puanı elinde tutuyordu.
Yatabare’den kariyer golü
Tüm duran topları Mert Hakan Yandaş ile kullanan Sivasspor bitime saniyeler kala Yatabare’ye kornerden kariyerinin golünü atma fırsatı hazırladı. O da harika bir röveşata ile skoru 2-2’ye getirdi. Son 7 maçını üst üste kazanan lider Sivas bir puanı son saniyede kurtarmış olsa da Mert Hakan önderliğinde son 10 dakikada ortaya koyduğu direnç alkışı fazlasıyla hak ediyordu.
‘’Sezonun en sert mücadelesi‘’
Beşiktaş’ın sezona iyi başladığı söylenemez elbette ama Avcı’nın durumu iyi toparlayıp takımını ve kariyerini uçurumun kenarından döndürdüğünü söylemek mümkün. Fenerbahçe randevusu Avcı ve öğrencileri için sezonun en sert mücadelesi olacağa benziyor. Fenerbahçe’nin derbilerdeki Kadıköy avantajı bilinen bir gerçek. Tam olarak çözüm olup olmadığı tartışılır ama Beşiktaş’ın bunu kırmak için ilk gole oynaması işe yarayabilir. Aksi halde Sivas, Gaziantep FK ve Trabzon’da yaşadığı facianın bir benzeriyle yüzleşebilir.
Avcı’nın takımı 0-0 ve 1-0 üzerine derinlemesine planlara sahip olsa da tabelada 0-1’lik skora karşı çaresiz kalıyorlar. Kaybettikleri 3 deplasmanda da başlarına aynı şey geldi ve 1-0’ı çevirmek bir yana maç 3- 0’a gidiverdi. O yüzden Avcı’nın Kadıköy’de ilk gole oynaması kaçınılmaz. Derbilerde ev sahibi takım her zaman favoridir ama Beşiktaş için bunu kırmanın yolu ilk golü atmaktan geçebilir.
Kısa mesaj
Beşiktaş bu sezonun ilk 3 deplasmanında minimum 3 gol yiyerek kaybetmişti. İlk golü yedikten sonra panik tüm takımın ayağını bağlıyor. Kadıköy’de ilk golü atmak Avcı ve öğrencilerini güldürebilir.
Ön plana kim çıkar?
Avcı’nın en güvendiği 3 isim Gökhan, Caner ve Burak eski Fenerbahçeliler. Kadıköy’ü en iyi onlar biliyor. Tribün baskısını tüm takım arkadaşlarından fazla hissedecekler. Soğukkanlı kalabilmeleri derbinin kaderini belirleyebilir.
‘’Kurtarıcı!‘’
Dile kolay tam 8 maçtır kazanamayan Antalyaspor belki de sezonun kırılma anını yaşadı Ankaragücü karşısında. Standartların altında bir zemin kalitesinde oynanan maçta ev sahibi Antalyaspor, uzatma dakikalarına 2-1 önde girmesine rağmen Kitsiou’nun mucize golüyle beraberliğe razı oldu. Hakan Özmert’in orta sahada inisiyatifleri fazlasıyla eline aldığı maçta perdenin bir duran top golüyle açılması sürpriz değildi.
Hakan standardı
Ankaragücü beklenenden daha erken golü bularak skora dengeyi getirmeyi başardı. 56’daki bu golün Ankaragücü tarafında bitiş düdüğü etkisi yaratması şaşırtıcıydı. Ankaragücü kolay top kaybedip, fazla zaman geçirmeye çalışınca ortaya bolca faul ve yerde yatan futbolcu görüntüsü çıktı. Hakan Özmert tam bizim ligin oyuncusu. Ayakta kalıyor, topa hükmediyor, şutu var her zaman oyuna karakter koyuyor. Gustavo’ya akan oyunda öyle bir asist yaptı ki doğrusu golü atandan ziyade Hakan’ın tebrik edilmesi son derece normaldi.
İstatistik yanıltabilir
Ankaragücü’nün koca 90 dakika boyunca Antalya ceza sahasına isabetli tek bir orta (0/5) bile gönderememiş olması anlaşılır bir durum değildi. Ta ki son saniyeye kadar. Ankaragücü son hücumu yaparken Antalya savunmasının gelen ortayı Kitsiou’nun önüne indirmesiyle maçın kaderi değişti. Ankaragücü tıpkı geçen hafta Galatasaray karşısında olduğu gibi bir puanı son saniyede kurtardı.
‘’Kupa tarifesi‘’
Fenerbahçe için İstanbulspor randevusu Beşiktaş derbisi öncesi iyi bir test maçı oldu. Ersun Yanal rotasyonlu bir kadroyla oynamayı tercih ederken genç diyebileceğimiz sadece Murat Sağlam ve Ferdi sahadaydı. İstanbulspor karşısında en dikkat çekici tercih ise Deniz Türüç’ün sol bek oynamasıydı. Deniz gibi kaliteli bir forvetten sol bek yaratma düşüncesi Ersun hocanın kariyer zirvesini yaşadığı 2014’ü hatırlatıyor insana. Bunun dün gece özelinde işe yaradığını söylemek mümkün ama çetin lig şartlarında Deniz’in savunma zaafları biraz baş ağrıtabilir. Tolga Ciğerci’nin bir standardı var, aşağıya inmiyor. Yukarısına çıkınca Tudor’lu sezon ortaya çıkıyor. Zanka-Rami tandemi yine ağır göründü. Zanka, Fenerbahçe’nin savunma skoreri kontenjanını doldurmaya devam ettirdiği sürece sorun yaşamaz.
İstekli başladı
Sahaya kaptan çıkan Alper topu driplingle taşıma konusunda çok istekliydi. Fakat final paslarını yine es geçti. Mevlüt, Vedat kadar etkili değil, olması da kolay görünmüyor. Maça istekli başladı, ofsayt bayrağına fazla takıldı. Bu maçlarda vaziyeti idare edebilir. Ama sanırım başta Ersun Yanal olmak üzere her bir Fenerbahçeli Vedat gibi bir santrfora sahip olduğu için şükrediyordur.
‘’Terim'e yazar‘’
Falcao ve Babel’in önde oynadığı 4-4-2 Galatasaray’ı ceza saha sahasından uzaklatırınca ilk yarı kötü bir futbol izledik. Bir önceki gün yağmur yüzünden su topu maçını andıran Alanya-Antalya maçında bile tek yarıda rakip ceza sahasında topla buluşma sayısı 13’ü bulmuşken Seyrantepe’de iki takımın (GS 10, AG 3) ilk yarıda ceza sahasında sadece 13 kez topla buluşmuş olması büyük fiyaskoydu. Falcao çıkıp Taylan girdikten sonra Babel’in santrfor olduğu düzen Galatasaray için çok faydalı oldu denemez. Ama Taylan’ın daha fazla dakika alması gerektiğinin anlaşıldığı bir maç olduğu kesin. Onun kazandırdığı penaltı olmasa bugün Galatasaray’da bambaşka şeyler konuşuluyor olabilirdi. Terim’in Mariano dökülürken Nagatomo’yu 86’da çıkarıp yerine Emre’yi alması ve 2. golü sol bek üzerinden yemeleri işleri karıştıracağa benziyor. Galatasaray, ‘Mariano son iki sezonun en iyilerinden biriyken nasıl bu hale gelir’ sorusunun cevabını bulursa bu vasatlığın çözümünü de bulur gibi.
Gecenin sorusu
Nagatomo’nun ağır bir sakatlığı yoksa 86’da sol beki çıkarıp yerine sol bek almanın izahı var mıdır?
Maçın starı
1. dakikadan itibaren 10 kişi oynayan Ankaragücü’nün mücadelesi alkışı fazlasıyla hak ediyor. O yüzden tüm takım yıldızdı.
Maçın olayı
10 kişilik Ankaragücü’nün 2-0’dan maçı 2-2’ye getirmesi ve Galatasaray taraftarının 90 dakikanın sonunda konuk ekibi alkışlarla uğurlaması.
Kısa mesaj
Selçuk İnan oyuna girerken tribünlerin ıslıklaması tecrübeli orta saha için çok kırıcıydı. Selçuk için Seyrantepe artık bir mabet değil. Terim’in de bunun farkına varması lazım.