‘’‘Devşir'me!‘’
Fenerbahçe’nin son 20 yıldaki derbi performansları bize ‘evinde oynadığı tüm derbilere favori başlar’ diyor. Ersun Yanal’ın bu kez favoriliğin altını sahada çok iyi doldurması gerekiyor. Hasan Ali’nin sol beke geçişiyle Jailson hariç herkes orijinal pozisyonuna dönüş yapabilir. Sanırım Hasan Ali bir gün Fenerbahçe’nin en aranan oyuncusu olacağını tahmin edemezdi. Ama artık bu bir realite. Yanal, Onyekuru ya da Feghouli’ye karşı sol koridorda ayakta kalmadığı sürece maçı kazanamaz. Zaten Jailson’dan başlayıp Dirar’a kadar devşirme oyuncuların pozisyon acemilikleri Fenerbahçe’ye basit gol olarak fazlasıyla döndü.
En büyük handikap olabilir
Yanal’ın devşirmemeye Tolga ile başlaması gerekiyor. Luis Gustavo ve Emre’nin aynı anda olmadığı bir düzen Fenerbahçe’nin en büyük handikapı olabilir. Tolga Ciğerci’nin sağ ve sol forvet performansları bir dönem işe yarasa da son 3 maçta Fenerbahçe’yi hücumda zayıflattığı gözle görülüyor. Gustavo yokken Yanal’ın elinde Tolgay ve Tolga tercihleri var. Tolgay ile topa daha çok sahip olabilir. Fakat geri koşuları yapacak, Emre-Seri’yi fiziken dağıtacak, duran top savunmasında uzun rolünü oynayacak ekstra oyuncuya ihtiyaç çok daha fazla olacak. Bu yüzden Tolgay değil Tolga’nın derbide 11 başlaması ‘önlem’ adına da işe yarayabilir.
Vedat’a destek şart
Kruse’nin son 5 maçta 4 gol atması etkileyici olmasa da tatmin edici bir forvet performansı. Fakat Kruse’nin Vedat’a oyun içindeki destekleri sorgulanabilir. Fakat hücumdaki en potansiyelli oyuncunun hâlâ Kruse olduğunu söylemek gerek. Yanal’ın bugüne kadar en büyük handikapı Mevlüt’ü, Vedat ile birlikte oynatacak formül üzerinde hiç durmuş olmaması. Lemina’sız Galatasaray’a karşı Mevlüt beklenenden daha çok iş görebilir. Yanal’ın Mevlüt’lü düzen üzerinde çok çalışmadığı düşünüldüğünde başlangıç 11’inde Vedat-Mevlüt’ü beklemek zor. Ama Dirar’ı sol bek değil de sağ önde görmenin Fenerbahçe’ye beklenenden daha çok katkı sağlayacağını sanırım Yanal da artık herkesten iyi biliyor.
‘’Adem haketse de Falcao oynar‘’
Galatasaray yıllardır Kadıköy’de kazanamıyor olsa da Fenerbahçe’yi yenemediği bu süreçte en çok şampiyon olan takım unvanını elde etti. Son 20 yılda Galatasaray 9, Fenerbahçe 6 kez ligi kazandı. O yüzden şimdi Fatih Terim’e Kadıköy’de kazanmak mı, sezon sonu şampiyonluk mu diye sorulsa cevabı kestirmek güç olmasa gerek. Galatasaraylı futbolcuların Kadıköy endişesinden kurtulması için Terim’in bu argümanı kullanacağını düşünüyorum.
Falcao ve Onyekuru planı
Adem Büyük’ün son dönem performansı saygıyı hak ediyor olsa da Kadıköy’de Falcao’nun oynayacağını düşünüyorum. Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır klişesi Falcao’yu öne çıkarıyor. Fenerbahçe’nin yumuşak karnının savunması olduğu bilinen bir durumken, Falcao’nun topu Serdar’a yönlendirmesi derbide hayli belirleyici olabilir. Fenerbahçe iç sahada topa her rakibinden daha fazla sahip oluyor, yine topu alacaktır. Falcao’nun futbol bilgi ve sezgisi Onyekuru’ya geniş alanlar yaratabilir.
Galatasaray hıza mecbur
Fatih Terim, Fenerbahçe’de Gustavo ve Emre’nin yokluğunu değerlendirmek için oyunu hızlandıracak bir formül üzerinde duracaktır. Galatasaray’da Sarrachi sol bekte oynayabilecek duruma gelirse derbide birçok parametre değişebilir. Mariano’nun formu Sarrachi’nin öne oynama yeteneği, Galatasaray’ın en büyük artısı. Kadıköy’de Terim’in her zamankinden daha fazla hıza ihtiyacı olacağı için iki bekinden alacağı performans Onyekuru ve Falcao’nun topla buluşma sayılarını belirleyecek.
Emniyet için Donk
Lemina’nın sakatlığı orta sahada bir boşluk yaratacaktır. Bunu minimize etmek için Terim’in önünde iki güçlü seçenek duruyor. İlki Donk’un ön liberoya geçmesi, arkada Marcao ve Ahmet’e duvar olması, yüksek toplar için sahada bir fazla uzun olarak kalması. İkinci seçenek ise Belhanda’nın Montpellier dönemindeki rolüne dönüp ön liberoya geçmesi. İkinci seçenek Belhanda’nın formu ve agresifliği düşünüldüğünde daha riskli görünüyor. Elbette risk büyürse kazanç da büyüyebilir, ama Kadıköy’de Terim’in daha emniyetli bir yol seçme ihtimalini güçlendiriyor.
‘’Bu kadar pasa bu orta fazla‘’
Beşiktaş, Şenol Güneş’ten Abdullah Avcı’ya topa sahip olmayı öncelik olarak alarak oynamaya çok alıştı. Sergen Yalçın’la da kaldığı yerden devam ediyor. Elbette Beşiktaş için topa bu kadar sahip olmak bir sorun değil, fakat bu pas oyununa bu kadar orta fazla. Zira her ortanın top kaybı olma ihtimali yüzde 50’lerin çok üzerinde olduğundan bir çok teknik adam atakları ortayla bitirmektense topu auta atmayı bile tercih edebilir. Caner Erkin, ligin orta kalitesi en yüksek oyuncularından biri. Son Başakşehir maçında tek başına 13 orta yaptı. Fakat Boateng-Burak ikilisinden beklenen yüksek top etkinliği gelmeyince her orta top kaybına ve ekstra geri koşulara sebep oluyor.
Trabzon’un istediği ‘orta’
Trabzonspor, rakiplerinden orta yapmalarını talep eden bir oyun anlayışına sahip. Son üç maçın istatistiklerine bakıldığında rakiplerinin orta sayılarının 30’un (G.Birliği 32, FB 31, Sivas 30) üzerine çıktığı görülebilir. Bu da Ndiaye, Sosa, Sörloth üzerinden hızlı geçişler yapan Trabzonspor’un Beşiktaş’ın yapacağı ortaları birer top kaybına dönüştürme planına işaret ediyor. Sergen Yalçın’ın Trabzonspor’a karşı atağı ortayla bitirme seçeneğini gözden geçirmesinde fayda olabilir.
Burak tribünleri kaybeder
Burak Yılmaz’ın son iki maçta oyundan alınmasına tepki koyması normal şartlarda Sergen Yalçın’ın takılacağı bir konuymuş gibi görünmüyor. Fakat Burak Yılmaz’ın doğrudan soyunma odasına gitmesi devam ederse kriz büyüyebilir. Burak Yılmaz’ın geçen sezonun devre arasında gelirken tribünlerin kendisini ne kadar zor kabullendiğini unutmamasında fayda var. Aksi halde tribünlerin kimin tarafında olacağıyla ilgili tahmin yapmak zor değil, üç hafta önceki imza törenine bakmak yeterli sanırım.
‘’Alanya'yı Gençler devirdi‘’
Ligde iki haftadır kazanamayan Gençlerbirliği için Alanyaspor oldukça sert bir deplasmandı. Hamza Hamzaoğlu ve öğrencileri son derece akıllı bir stratejiyle kazanırken, Erol Bulut’un hamleleri Gençlerbirliği’nin işini kolaylaştırdı. Ligin en etkili kanat oyuncuları arasında yer alan Fernandes ve Efecan ile ilk yarıda oyunun momentumunu eline alan Alanyaspor rakip kaleye çok rahat gitti, pozisyon üretti. Gençlerbirliği de maça en az rakibi kadar iyi başladı. Futbol oynama odaklı iki teknik adamın hızlı hücum stratejileri bize yeterli sayıda pozisyon ve bol şut izletti. Konuk ekipte Sefa Yılmaz’ın sakatlanıp 31. dakikada yerini Sio’ya bırakması maçın kaderini değiştirdi. Sio, hızıyla sol kanada işlerlik kazandırırken, Erol Bulut’u Alanya’nın sağ koridorunda değişikliğe itti.
Altın değerinde
Bulut, sol forvet Fernandes’ten sonra sağdan Efecan’ı çıkarınca Gençlerbirliği oyunun inisiyatifini eline alacak fırsatları üretmeye başladı. İsveçli kalecisi Nordfeldt’in degajıyla hareketlenen Sio’nun Musa’yı geçip Stancu’ya attırdığı gol maçın skorunu tayin etti. Toplam 37 şutun çekildiği maçta sadece 19 faulün yapılmış olması iki takımın ve doğal olarak iki teknik adam ne kadar futbol odaklı olduklarının bir göstergesi. Gençlerbirliği’nin Alanya deplasmanından 3 puanla dönerek iki hafta aranın ardından kazanması kritik sürece girilirken altın değerindeydi.
‘’Yanal'a yazar‘’
Esame listesinde her pozisyonun orijinal oyuncusu var, rakip analiz ekibi çalışmış, ilk yarı bitiminde ligin en az pozisyona giren takımı Ankaragücü 4 net pozisyon üretmiş, sen tempoya cevap verememişken ikinci yarıya da hatayla başlıyorsan kusura bakma Ersun hoca bu mağlubiyet sana yazar. Fenerbahçe taraftarı artık hamasetten sıkıldı, takımını iyi futbol oynarken görmek, kupa kaldırmak istiyor. Fenerbahçe 3 haftada 8 puan kaybetti. Gustavo kart cezalısı durumuna düştü, haftaya Galatasaray derbisinde yok. Sadık sakatken Zanka’yı gönderip Rami’ye kalmak Jailson’dan stoper Dirar’dan sol bek yaratacağım diye ısrar etmek Fenerbahçe’nin başını daha çok ağrıtacağa benziyor. Sonra hayaller Mascherano gerçekler Jailson oluyor.
Gecenin sorusu
Maça sol bek başlayan Dirar, Emre- Tolga değişimiyle sağ açığa, Mevlüt’ün girişiyle sağ beke geçti. Herkesin başı dönmüşken Dirar’ın dönmemiş midir?
Maçın starı
Ankaragücü’nün iki golünün asistini yapan Polonyalı sol açık Michalak geceye damgasını vurdu.
Maçın olayı
Ligin en az pozisyona girip en az gol atan takımı Ankaragücü’nün ilk 30 dakikada 4 net pozisyon üretmesi.
Kısa mesaj
Mustafa Reşit Akçay tıpkı Osmanlıspor’da olduğu gibi öylesine hızlı bir takım yaratmış ki, rakip arkasına yapılan her koşuya karşılık pozisyon ürettiler.
‘’Kadıköy'den sonra netleşir‘’
Galatasaray ligde 5 maçtır kazanarak geliyor ve önümüzdeki haftadan itibaren de zorlu bir fikstüre giriyor. Sezon başı Şampiyonlar Ligi’nin de etkisiyle kötü bir dönem geçiren, santrfor krizinden kafasını kaldıramayan Galatasaray için Alanya ile oynanan son Türkiye Kupası maçı bir anlamda ‘oyun zirvesi’ olarak değerlendirilebilir. İşler şimdilik yolunda gibi görünse de Galatasaray’ın Kadıköy’deki Fenerbahçe maçından itibaren gireceği sert fikstürde Sivas deplasmanı ve Beşiktaş derbisindeki performansı şampiyonluk yarışında herkes için belirleyici olacağa benziyor.
5 haftalık lale devri
Galatasaray ligin en az gol yiyen (17 gol) takımı. Fakat düne kadar ortada gol ve golcüyle ilgili net bir sorun vardı. O yüzden de ilk 6 içinde en az gol atan (35 gol) takım. Falcao bu sakatlık sorunlarıyla Galatasaray’a istediklerini verebilmiş değil. İkamesi Adem son 3 haftada 4 gol atmasına rağmen takımın hâlâ en golcü 3 oyuncusundan birinin Ajax’a giden Babel olması düşündürücü. Galatasaray adına ligin ilk yarısı beklenenden çok daha kötü geçtiyse bunda kötü hücum etmenin payı yadsınamaz. Terim’in takımında son 5 haftadır fikstürün de yardımıyla gözle görülür bir düzelme olduğunu söylemek lazım. Bu 5 haftalık ‘Lale devri’nde 17 gol attılar, sadece 2 gol yediler. Bu, zor fikstür öncesi takıma ivme kazandırabilecek bir istatistik doğrusu.
Emre, Belhanda’dan faydalı
Emre Akbaba ağır sakatlıktan dönmesine rağmen Galatasaray’a rakip sahada yön veren, kaleye rahat gitmesini sağlayan futbolcuya dönüştü. Belhanda’nın yerine sahada olduğu her dakika Galatasaray’ın hücumunu daha akıcı hale getiriyor. Maliyet verim hesabına girmeden söyleyeyim Belhanda’dan çok daha verimli ve yaratıcı bir oyuncu. Ayrıca saha duruşu ve sakinliğiyle kart konusunda Belhanda’dan çok daha iyi olduğu düşünüldüğünde özellikle tansiyonu yüksek derbilerde Emre’nin varlığı Terim için de büyük bir avantaja dönüşebilir.
‘’İkisi bir arada‘’
Beşiktaş, Sergen Yalçın geldikten sonra gözle görülür derecede oyununu geliştirmese de büyük takım karakterini geri kazanma yolunda adım attı. Şimdi asıl merak edilen Sergen Yalçin’ın hücuma ne şekilde dokunacağı...
Rize’ye karşı müthiş Ljajic performansının ardından bunun sürmesi beklenirdi. Zira sahada Sergen Yalçın’ın futbolculuğuna en benzeyen o gibiydi. Gaziantep maçındaki Boateng’in santrfor arkası formu sanırım Yalçın’ın kafasında farklı fikirler yaratabilir.
Kenarlar en büyük sorun
Beşiktaş hücumunun en büyük sorunu kanat forvetlerin fazla çizgiye basarak oynamaları. Yalçın’ın Diaby ve N’Koudou’dan iki maçta istediğini aldığı söylenemez. Topa daha nitelikli sahip olmak için Boateng ile Ljajic’in aynı anda sahada oldukları bir düzen görebiliriz.
Beşiktaş, ligin topla en çok oynayan takımlarından biri olmasına rağmen rakip kaleye attığı şut sayısında ilk 5’in içine bile giremiyor. Bu ciddi bir sorun elbette. Ve Sergen hocanın düzeltmesi gereken birinci sorun. O yüzden Ljajic-Boateng’in birlikte oynaması çözüm olabilir.
Elneny ve Ruiz başrolde
Beşiktaş için Gaziantep maçının ikinci yarısında 12 şutun atıldığı oyun ideale yakındı. Elneny ve Ruiz’in başrolde olduğu bu düzen iki bekin hücumu genişletmesini sağlıyor ve forvetleri içeri sokabiliyor.
N’Koudou ve Diaby’den birinin kulübede olması Ljajic ve Boateng gibi kaleyi seven iki yeni şutörle Beşiktaş en büyük sorunundan kurtulabilir.
‘’Sorun Muriç'te değil‘’
Fenerbahçe için hâlâ en vazgeçilmez oyuncunun Vedat Muriç olduğu kanaatindeyim. Başakşehir’e karşı takım olarak oyun zirvesini gören, Trabzon deplasmanında kaybetmesine rağmen tatmin edici bir futbol sergileyen Fenerbahçe’nin saha içindeki tek sorunu Vedat değil. Fenerbahçe, Alanya karşısında yüzde 68’lerde topa sahip olmasına rağmen forvet hattının topla buluşma ortalaması 60’ın altında kaldı.
Mevlüt’le olmaz
Ligin ikinci yarısında oyununu geliştiren Fenerbahçe’nin bir santrfor sorunu yok. Ama santrforunu oyunda tutma sorunu olduğu söylenebilir. Vedat, şimdilik vazgeçilecek bir oyuncu değil. Mevlüt’ün son kupa maçındaki performansı üzerinden ‘Fenerbahçe’nin birinci santrforu olur’ demek gerçekçi değil. Evet, Mevlüt, Kırklareli’ne karşı en iyi formunu gösterdi ama konu Vedat’ın ikamesi olmaksa bunun için fazlasına ihtiyaç var. Ben sorunun Vedat’ta değil, Rodrigues-Tolga, biraz da Kruse’de olduğunu düşünenlerdenim.
Kenar sorunu
Fenerbahçe ligin ikinci yarısında oyununu geliştirirken Tolga Ciğerci’nin kanat performansından fazlasıyla faydalandı. Tolga, güçlü ve iyi bir savunmacı, ama Fenerbahçe; forvetinden dripling ve ekstra şut talep eden bir takım. Tolga’yı ilk 45’te oyundan çıkaran da buydu zaten. Hasan Ali dönene kadar Dirar’ı sol bekte göreceksek Deniz ve Ferdi’nin Ankaragücü maçından itibaren 11’e girmesini bekleyebiliriz.