‘’Doğru oyun yanlış santrfor‘’
Fatih Terim, Başakşehir karşısında deneyip başarılı olduğu Avrupa Ligi taktiği yerine riskli olduğunu bile bile topa hakim olmayı seçti. Başakşehir topa endeksli bir oyun oynuyor ve gollerini sete yerleşerek atıyor. Galatasaray’a karşı topa sahip olamasalar da golü yine bildikleri şekilde akan oyunda daha uzun metrajlı pasla kurgulanan bir set hücumunda attılar. Bunu bu sezon tam 20 kez yaptılar ve akan oyunda en çok gol atan takım olmayı başardılar. Galatasaray’ın, Başakşehir karşısında seçtiği oyun modeli aslında doğru santrforu bulabildiklerinde yüksek skor üretebilmelerine olanak sağlayabilir. O yüzden Terim’in kafasında doğru santrforu netleştirmesi gerekiyor. İlginçtir Galatasaray’ın Fenerbahçe derbisinden bu yana her maç santrforu değişiyor (Fenerbahçe- Halil, Malatya-Diagne, Altay-Mohamed-Halil, Sivas- Diagne) ve bu yüzden bir oyun standardı oluşmuyor. Fatih hoca ligde bu topa sahip olma oyununda ısrar edecekse öncelikle santrforunu doğru seçmeli. Kaleci İsmail Çipe’nin bile 35 kez topla buluştuğu maçta Diagne sahada kaldığı 65 dakikada sadece 16 kez meşin yuvarlağa dokunabiliyorsa, girdiği 3 hava topu mücadelesini de kaybediyorsa ortada önemli bir form sorunu var delmektir.
Uzak tutmayı başardılar
Genel anlamda Galatasaray’ın oynamaya çalıştığı dominant futbol tarzının Başakşehir’e karşı işe yaradığını söylemek gerek. Rakibi toptan ve ceza sahasından uzak tutmayı başardılar, fakat erken geri düşmenin altından uzun süre kalkmak için forvet bitiriciliğine ihtiyaç duydular. Bu tip maçlarda öngörülenin aksine sürpriz bir skorer bulmak gerekiyor. Neyse ki, oyuna Diagne’nin yerine giren Mustafa Mohamed kornerden kafayla Süper Lig kariyerindeki ilk kafa golünü attı da 1 puanı kurtarabildiler. İlginç bir istatistik bilgisi vererek yazıyı bitireyim; Başakşehir bu sezon ilk korner golünü yedi, Galatasaray ise 3. korner golünü kaydetti.
‘’Usta - Çırak savaşı‘’
Yine bir usta-çırak müsabakası, yine bir taktik savaş izleyeceğiz. Galatasaray’da oynadığı yıllarda profesyonel futbolculuk kariyerinin yolunu ona açan Fatih Terim’e karşı ilk kez teknik direktör olarak sınav verecek olan Emre Belözoğlu Ali Sami Yen Spor Kompleksi'ne hayli formda geliyor. Başakşehir’de göreve başladığı günden bu yana 8 maçta 7 galibiyet 1 beraberlikle yoluna devam eden Belözoğlu, bu 8 haftalık süre içerisinde takımını tüm istatistik kalemlerinde zirveye çıkardı. Ligin topa en çok sahip olan takımı olan Başakşehir, rakibin sahasına yerleşerek set hücumunu sonuna kadar zorluyor, kolay top kaybetmiyor.
Terim'in tercihi belirler
Fatih Terim’in forvet tercihlerine göre baskı kalitesi maçın senaryosunu belirleyecektir. OPTA verilerine göre kalesinden en uzak mesafede top kaybeden takım Başakşehir. Çünkü topa nitelikli sahipler ve bu da savunmalarına konforlu bir oyun alanı sunuyor. Ve ilginçtir akan oyunda tüm sezon boyunca kontrataktan sadece 1 gol yediler.
Aslan'ın önemli zaafı var
Galatasaray ise bu konuda orta sahasından dolayı önemli bir zaafa sahip. Terim ve öğrencileri Beşiktaş’tan sonra en fazla kontratak golü yiyen takım. Hücum bölgesinde ve orta sahada kolay top kaybediyorlar ve geri koşularda stoperlerini açık alanda koşturmak zorunda kalıyorlar. Bu da tam 10 kontratak golü yemelerine sebep oldu.
Top hakimiyeti Başakşehir'de
Başakşehir top hakimiyetine dayalı bir oyun oynuyor ve gollerini sete yerleşerek atıyor. Bugüne kadar ligin yerleşik hücumda en çok gol atan (19) takımı olmayı başardılar, sadece 2 tane geçiş oyunu golüne sahipler. Bu da demek oluyor ki, bu müsabaka iki takım adına yeni istatistikler oluşmasına zemin hazırlayabilir. Burada kritik soru şu; Terim, deneyip başarılı olduğu Avrupa Ligi taktiğiyle topu rakibine mi bırakacak yoksa çok riskli olacağını bile bile baskılı pozisyon oyununu mu zorlayacak? Her iki durumda da yüksek bir taktik mücadele izleyeceğiz.
‘’Pereira'nın açmazları‘’
Farkındalar mı emin değilim ama Vitor Pereira ve öğrencileri Gaziantep deplasmanında kazanabilselerdi şampiyonluk yarışına başka bir boyut kazandırmaya çok yaklaşacaklardı. Trabzonspor’un puan kaybettiği bir haftada Gaziantep’e yenilmek Fenerbahçe’de tahmin edilenden çok daha büyük bir hayal kırıklığına sebep olacağa benziyor. Erol Bulut, takımını Fenerbahçe’ye karşı fabrika ayarlarında oynattı ve tamamen rakibin top kayıpları üzerine kurduğu planla kazandı. Elbette Fenerbahçe savunması bir kaç maça sığacak hatayı Gaziantep deplasmanında yapınca Erol Bulut’un işi kolaylaştı. Gustavo Fenerbahçe’nin en tecrübeli futbolcusu. Brezilyalı orta saha o kadar basit top kayıpları yaptı ki, Fenerbahçe’nin yediği ilk iki golün resmen hazırlayıcısı oldu. İlk goldeki top kaybı bir iş kazası olarak değerlendirilebilir ama benzer top kaybını üst üste yapınca sahanın en kötüsü unvanını eline aldı. Nitekim Gaziantep FK'nın penaltıdan attığı ikinci golün hazırlayıcısı da yine yaptığı basit top kaybıyla Gustavo’ydu.
Favori değillerdi ama...
Ne var ki, Szalai ve Kim Min Jea top kayıplarıyla Gustavo’yu yalnız bırakmayınca Gaziantep FK topa sahip olamasa da maçın momentumunu hep elinde bulundurdu, yüksek yüzdelerle hücum edip, gol beklentisinin üzerinde skor üretti. Rizespor’dan sonra ligin deplasmanda en az puan toplayan (1) takımı olan Gaziantep FK için evin havası çok farklı. Erol Bulut ve öğrencileri, Fenerbahçe’yi yenip iç sahada 20 puana ulaşarak bu alanda liderlik koltuğuna oturmayı başardı. Pereira haklı, Fenerbahçe Avrupa Ligi’nin favorisi değildi. Ama bu takım daha iyisini yapabilir, en azından Avrupa Ligi’nde turu geçebilirdi. Daha da önemlisi ligin 16. haftası geride kalırken liderden 12 puan fark yemeyebilirdi.
‘’Takımın psikolojisi dağılmış‘’
Son zamanlarda izlediğimiz en ilginç maçlardan biriydi doğrusu. Yeni Malatyaspor, maça bildiği 5’li savunma düzeniyle başlarken Rayane Abid’in akıl dolu golüyle henüz 4. dakikada öne geçti. Ne var ki bu golün ardında Alanyaspor geri adım atmadı, cesaretlendi ve Malatyaspor’un top kayıplarının üzerine gitmeye başladı. 14’te Diedhiou’nun penaltı golüyle skora eşitlik geldi. Maç öyle bir tempoda başladı ki, doğrusu iki takım da orta sahada oyalanmadan rakip kaleye dikine gitmeyi denedi. 23. dakika bittiğinde Tetteh ve Davidson’un golleriyle maç 2-2’lik eşitliğe gelmişti bile. Emre Akbaba Alanyaspor’u 33’te 3-2 öne geçirmiş olsa da Malatyaspor rakip kaleye o kadar hızlı ve kolay geliyordu ki, neredeyse orta sahada hiç direnç görmüyordu.
Plan değişikliği ve sonuç
Bülent Korkmaz, önde olmasına rağmen maçın momentumunun elinde olmadığını görmüş olacak ki, Emre ve Ahmet’in yerlerine Umut Güneş ve Tayfur Bingöl değişimleriyle önemli bir plan değişikliğine gitti. Peşinden Novais ve Diedhiou’nun golleri geldi. Sumudica ise açılan farka karşın 61’de stoper Wallace’i çıkarıp Haqi’yi alarak savunmayı 4’lüye çevirdi. Ne var ki, bir kaç dakika sonra Haddadi ikinci sarıdan atıldı ve maçın fişi çekildi.
Takımın psikolojisi dağılmış
Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü Sumudica takımında en az 10 oyuncunun Süper Lig seviyesinde olmadığını iddia ederken sanırım futbolcuların psikolojilerini pek hesaplamamış olmalı ki takımının yediği 6. golün ardından boynundaki Malatyaspor atkısını çıkarıp cebine koydu ve tribünlere 'Gidiyorum' dedi
‘’Daha iyisi mümkün‘’
Vitor Pereira, Kayseri maçının ikinci yarısında ilk kez denediği 4'lü savunmayla Galatasaray derbisini kazandıktan sonra oyun pratiğini kaybetmekten korktuğu için bildiğini oynamaya çalışıyor. Grubu lider bitirmek için 1 puanın yettiği Frankfurt'a karşı 3'lü savunmayla başlayan Pereira golü en güvendiği yerden yani Kim Min Jea'nın top kaybının üzerinden yedi. Kim, Fenerbahçe sisteminin bel kemiği olduğundan onun hataları ister istemez can yakıyor.
Şampiyonluk için yeterli olmaz
Fenerbahçe Frankfurt'a karşı topun da oyunun da hakimiyetini eline alamadı. Koca ilk yarı boyunca Frankfurt ceza sahasında sadece 3 kez topla buluşan Vitor Pereira'nın öğrencileri tek isabetli şutta golü buldu bulmasına ama hücum setlerindeki aksaklıklar fazlaca göze battı. Portekizli hocanın bundan sonraki süreçte öncelikli olarak hücumdaki akışkanlık sorununu çözmesi gerekiyor. İki kanadı tek oyuncuyla oynadığından rakip sahada çoğalma sorunu yaşayan Fenerbahçe için geçiş oyunu 1. plansa bu şampiyonluk yarışı için yeterli olmaz. Ayrıca taraftar da bu işin bir parçası ve takımından coşkulu iç saha oyunları bekler, tıpkı Çaykur Rizespor maçında olduğu gibi. Dün gece Frankfurt'a karşı 90 dakika boyunca sadece 5 kez ceza sahasında topla buluşmuş olmak çözülmesi gereken bir sorun. Fenerbahçe, Avrupa Ligi'ne belki kaçırdığı iki penaltıyla veda etti, artık Konfederasyon Kupası'nda ilerleyecek. Ne var ki, ligde Vitor Pereira'nın çok daha fazlasını yapması gerekecek.
‘’Belözoğlu fırtınası‘’
Hatayspor zor bir deplasman olmasına rağmen Emre Belözoğlu’nun tahmin ettiğinden çok daha kolay bir galibiyet aldığını söylemek gerek. Maçın ilk yarısında Hatayspor tıpkı Fenerbahçe maçında olduğu gibi topa sahip olma yanılgısına düştüğü anda Başakşehir için işler kolaylaştı. Ligin kontrataklardan en çok gol atan takımı Hatayspor topa baskılı bir oyun için sahip olamadı, tam tersi pas hızını fazla düşürerek Başakşehir’in savunma setine yerleşmesine zaman tanıdı. Bir ara Başakşehir merkezde kazandığı topları Berkay ve Mahmut üzerinden o kadar hızlı rakip kaleye götürdü ki, Hatayspor savunması dengesini yitirdi.
Duran topların tılsımı
Başakşehir’in ilk yarıda kazandığı iki penaltı da korner organizasyonda elle oynamanın VAR tarafından tespit edilmesi neticesinde geldi.Düne kadar Başakşehir sadece 1 duran top golü (penaltı) kaydetmişken ilk2golün penaltıdan,3.’nün kornerden gelmesi Emre Belözoğlu adına yeni bir durumdu. Nitekim Başakşehirbiri hariç ligdeki tüm gollerini akan oyundan atmışken Hatayspor deplasmanının3 duran topgolüyle kazanılması oyun portföyüne yeni bir enstrüman olarak eklendi. Başakşehir Emre Belözoğlu dönemindeki 7. Maçında6. Galibiyetini alarak tam19puan topladı. Zor bir deplasmandan kazanarak dönen Başakşehir önündeki3maçı İstanbul’dan çıkmadan yapacağı için Trabzonspor maçına kadar fikstürü avantaja çevirebilirse yarışta güçlü şekilde ilerleyebilir.
‘’Kafaları karışık!‘’
Galatasaray-Altay maçının ilk yarısı o kadar yüksek tempoda oynandı ki, atletizmden izlerken bizim bile gözlerimiz yoruldu. Ne var ki, futbol sadece atletizm üzerinden okunamıyor ve hep kaliteye ihtiyaç duyuyor. Mohamed-Halil ile önde iki forvetli baskı hedefleyen Fatih Terim, Feghouli’den eksik kala nkaliteyi tamamlamasını istedi. Mustafa Denizli ise Galatasaray’ın top kayıpları üzerine kurduğu planla maçın ritmini bilinçli şekilde yükseltti. Bir ara neredeyse her top kaybının ardından kaleye akan kontra setler izledik. Fakat Kappel’in golü yerleşik Galatasaray savunmasına karşı set oyunundan atması Terim’in hesaplayamadığı bir gelişmeydi. Tıpkı, kendi takımının Altay savunması arkasına indirdiği uzun toptan golü bulması gibi. Eminim Mustafa Denizli de bu kadar gömülü oynarken savunma arkasına bu kadar rahat top inmeyeceğine dair futbolcularıyla iddiaya bile girmiş olabilir.
İdeal santrfor kim?
Galatasaray’ın elinde 3 farklı tarzda santrfor var. Fatih hoca genelde Halil’i Mustafa ya da Diagne ile kombinliyor. Görünen o ki, Diagne banko oynamak için fazla istekli. Sanki iç saha maçlarında Diagne’nin bu isteği gözden kaçırılıyor. Galatasaray evde topa çok yüksek yüzdelerle sahip olsa da forvetlerinden hep yüksek tempo talep ediyor. Mostafa’nın da Halil’in de atletizmden kafalarını kaldırma fırsatları olmuyor, ekstra yoruluyorlar. Diagne oyuna girer girmez Galatasaray model değiştirdi. Altay’ı geri itti, baskıyı artırdı ve ilginçtir uzun bir aranın ardından kornerden gol buldu.
Muslera’nın ekstrası kaçınılmaz
Ligin en çok korner kullanan takımı olan Galatasaray düne kadar köşe vuruşundan sadece 1 gol üretebilmişti. Terim ideal santrforunu araya dursun dünkü kayıpla birlikte lider Trabzonspor farkı tam 16’ya çıkardı. Galatasaray bir geçiş sezonunda Avrupa Ligi’ne çok uygun bir kontra planla ilerleyebiliyorken bu oyunu ligde oynaması çok zor. Oynayacaksa da Muslera’nın çok ekstra işler yapması kaçınılmaz. Terim bu konuda büyük bir kararsızlık yaşıyor ve topa sahipken bile forvetlerinden savunma arkası koşu talep ediyor.
‘’Farioli gelecekse...‘’
Vitor Pereira’nın Fenerbahçe’deki ikinci dönemi pek parlak ilerlemiyor. Kayseri maçının son saniyelerinde Mesut’un penaltısıyla kurtarılan 1 puan Pereira ile devam kararını beraberinde getirdi ve Fenerbahçe, Ali Sami Yen’de Galatasaray’ı yenerek sezonun en önemli eşiğini aştı. Ne var ki Olympiakos yenilgisiyle Avrupa Ligi’ne veda, peşinden Göztepe beraberliği Pereira’yı gerçeklikten koparmışa benziyor
Pereira’nın yanılgısı
Fenerbahçe, Göztepe deplasmanının ilk yarısında topa yüzde 63 sahip olmasına rağmen rakip ceza sahasında sadece 6 kez topla buluşup, tek şut denemesi yaparak 0.04 gol beklentisi ile oynamıştı. Bunlar çok kötü rakamlar ve performansı sadece topa sahip olma üzerinden ölçmediğiniz sürece endişe duyulması gereken istatistikler. Fakat Pereira bu durumu objektif yorumlayamıyor. Maç sonunda, “İlk yarıda kaliteli bir futbol oynadık, pozisyonlar ürettik” dedi. Görünen o ki, Pereira gerçeklikten kopmuş. Hoca ters şeritten ilerliyor, yetmezmiş gibi ‘Tüm arabalar yanlış yolda ve üzerime geliyor’ diye düşünüyor. Şayet oyunu objektif okusa hem hamleleri hem de maç sonu açıklamaları daha doyurucu olabilir.
Farioli tarzı mı isteniyor?
Pereira’nın gerçeklikten kopuşunu Fenerbahçe Yönetimi de görüyor elbette. O yüzden Farioli ile görüşme izni alındığı haberleri duyuluyor. Farioli’nin antrenörlük tarzı ve futbol felsefesi Emre Belözoğlu ve Abdullah Avcı çizgisine yakın. Aynı akımın temsilcileri denebilir. Yönetim Farioli tarzına dönüş yapacaksa, yani topa sahip olunan pas oyunundan yana tercih kullanacaksa, geçen sezonun son 10 haftasını benzer oyun yapısıyla 7 galibiyet, 2 beraberlik ve tek yenilgiyle bitiren Emre Belözoğlu’yla neden yolları ayırdı? Pereira ile yeni bir maceraya girmenin riskini neden aldı?