‘’Kaleciden başlayana kadar!‘’
Beşiktaş Yönetimi’nin devre arasında 25 milyon Euro harcayarak aldığı Al Musrati ile Muçi’den beklenti de ister istemez büyük oluyor. Al Musrati, derbilerde kötü izler bıraktıktan sonra kupa yarı finaline de ilk 11 başladı. Ancak hem kendi başladığına pişman oldu hem de Serdar Topraktepe onu başlattığı için pişmandı. Braga’da izlediğimiz Musrati, Beşiktaş’ta izlediğimiz Musrati aynı değildi. Ankaragücü’ne karşı ağırlığı o kadar göze batıyordu ki, Ankaragücü’nün ilk yarı orta sahada kazandığı sahipsiz topların tek başına sebebiydi adeta. Serdar hoca, Gedson ile Muleka’yla ikinci yarıya başladı, Emre Belözoğlu ise Sowe ile savunmaya Atakan’ı alarak hamlesini yaptı. Bu değişimlerin ardından oyunun Ankaragücü lehine değiştiğini söylemek mümkündü. Ne var ki, hem topa sahip olan hem de üst üste 7 kez Beşiktaş kalesine hücuma kalkan Ankaragücü, Beşiktaş’ın ön alan baskısını fazla hafife alınca bedelini kalesinde golle ödedi. Oysa oyunun ibresi Ankaragücü’nü gösterirken geriden oyun kurma aşkına yedikleri bu hata golü denge bozucuydu maçın kırılma noktasıydı.
Yeni kapılar açabilir
Al Musrati dün gece ne kadar kötüyse Muçi o kadar iyiydi. Arnavut forvet attığı golün haricinde Beşiktaş’ın hücum setlerinin ana aktörü olmak için ekstra çaba sarfediyor. Top ayağına yakışıyor, pozisyon bilgisini yetenekleriyle harmanladığında sadece estetik goller atmaz Beşiktaş’ın oyun standardını da belirleyebilir. Beşiktaş için hala ligi 3. bitirme şansı ve Türkiye Kupası’nı kazanma fırsatı var. Tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşıyorken gelecek bir Türkiye Kupası Beşiktaş camiasına yeni kapılar açabilir.
‘’Kâbus senaryosu‘’
Fenerbahçe stresi yönetememesinin faturasını ödemeye devam ediyor. Konyaspor deplasmanında sezon boyunca oluşturduğu oyun standardının çok altında kalan Fenerbahçe puan kaybederek şampiyonluk yarışında ağır bir yara daha aldı. Bitime 3 hafta kala lider Galatasaray’ın 6 puan gerisine düşen İsmail Kartal ve ekibi için matematiksel olarak şans olsa da o şansın yüzdesi inanılmaz seviyelere düştü. İsmail Kartal’ın başlangıç planında Mert Hakan’ı kullanması beklediği sonucu vermedi. Devrenin bitimiyle birlikte Mert Hakan ile Becao’yu çıkarıp Batshuayi-Çağlar’ı alarak 4-4-2’ye geçmesine rağmen İsmail hocanın planı bir türlü tutmadı. Maçın son 10 dakikasında Tadiç’i çıkarıp Serdar Dursun’u oyuna alan İsmail Kartal sahada 3 santrforla kalarak yüksek toplardan medet umdu. Oysa bu riskli tercih antrenörlerin en büyük belası. Bazen çok santrfor hiç santrfor anlamına gelir.
Kilolarca ağırlık!
Serdar Dursun girmeden önce Dzeko ve Batshuayi ile net kafa vuruşları bulan Fenerbahçe 3 santrfordan sonra topu hiç o pozisyona getiremedi. Buna karşılık son 10 dakikada önde tamamlanamayan ataklar Konyaspor kontrası olarak geri döndü. Nitekim Konyaspor bu pozisyonlardan her ne kadar ofsaytta olsa bir gol buldu. Fenerbahçe bu değişim yüzünden maç boyunca vermediği pozisyonları son 10 dakikada verdi. Fenerbahçeli her bir futbolcunun ayağında kilolarca ağırlık var gibi. Sezonun önemli bir bölümünde yarışı önde götürmüş olmalarına rağmen son 2 aydır yoğun bir stres altında kalan Dzeko ve arkadaşları için kalan 3 hafta kolay geçmeyecek.
‘’Sıfır stres, bol kalite‘’
Galatasaray camia olarak stres yönetimini yıllardır iyi yapabildiği için sezon sonlarını sorunsuz geçiriyor. Okan Buruk rahat, sahada futbolcular stressiz, tribünlerin tansiyonu normal olunca maçlar Galatasaray için gerilim değil akıcı bir aksiyon filmi tadında geçiyor. Bir kaç yıl sonra Galatasaray’ın Sivasspor’a attığı ikinci golün kayıtlarına baksanız asist Barış Alper, gol Mertens diye yazacaktır. Ama Icardi’nin vücut çalımıyla yaptığı asistin kıymetini sadece izleyenler bilecek. Icardi gerçekten büyük bir futbol zekasına sahip. Pozisyonu okuyuşu, arkasından gelen Mertens ile telepatik iletişimi ve o nefis vücut çalımı Arjantinli santrforu Galatasaray için vazgeçilmez kılıyor. Okan Buruk o yüzden Icardi’yi oyundan almayı hiç düşünmüyor. Okan Buruk, Arjantinli santrforunu bu sezon ligde sadece 2 kez oyundan çıkardı.
Temel fark burada
Onun dışında tüm lig maçlarını 90 dakika oynamış. Zaten İsmail Kartal’ın Dzeko’ya bakışıyla Okan Buruk’un Icardi’ye bakış açısı arasında temel fark burada ortaya çıkıyor. Icardi tüm sezonu sahada geçirirken Dzeko, ilk 11 başladığı 32 lig maçının sadece 12’sinde 90 dakikayı tamamlayabilmiş. Galatasaray her ne kadar transferlerinden ilk 6 ay verim alamamış olsa da Ziyech, Alanya maçının ikinci yarısından itibaren 4 gol, 1 asistle büyük fark yaratıyor. Dün gece de sahanın yıldızlarından biriydi. Tıpkı Mertens gibi. Belçikalı sezon finalini o kadar kusursuz oynuyor ki, hemen her maçın kahramanlarından biri olmayı başarıyor. Sivas’a karşı 2 gol 1 asistlik performansı göz kamaştırıcıydı.
‘’Nicelik değil nitelik‘’
Ligimizi hiç takip etmeyen bir yabancıyı stada getirip maçı izletseniz, sıralamada Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında neden 38 puan farkının olduğunu size tane tane anlatabilirdi sanırım. Al Musrati’nin atıldığı 25. dakikaya kadar Fenerbahçe’nin 6 şutuna karşılık Beşiktaş’ın tek bir şut çekmemiş olması, oyunun tüm inisiyatifinin Fred ve arkadaşlarında olması ‘nicelik’ değil ‘nitelik’ kaynaklıydı. Sonrasında aradaki fark daha da derinleşti. İsmail’in sakatlığında İsmail Kartal ilginç bir değişiklik zincirine imza attı. Kruniç’i oyuna sokmak için Becao’yu da çıkartarak savunma dengesini bozmayı göze aldı. Fakat Al Musrati’nin 5 dakika sonra atılması maçı Fenerbahçe lehine kıran önemli bir kilometre taşı olmaya yetti. Al Musrati derbilerin konuşulan adamı olmayı bir şekilde başarıyor. Galatasaray derbisinin 2. dakikasında kendi kalesine gol attıktan sonra Fenerbahçe karşısında da Fred’e gaddarca yaptığı faulün ardından kırmızıyla oyundan atıldı.
Ezberin dışına çıktı
Oysa İsmail Kartal, Dzeko’yu kenarda oturtup Batshuayi’yle başlayınca sezon başından beri oluşturduğu oyun ezberinin dışına çıkmak zorunda kalmıştı. Ne var ki, Fred ve Tadiç’in kaliteleri Batshuayi’ye nefis bir pozisyon hazırlamaya yetti. Eski Beşiktaşlı santrforun klas golünden sonra Fenerbahçe bu sezonun en yüksek pas isabetine ulaştığı ilk yarıyı oynadı. İrfan Can Kahveci, Fenerbahçe’de sezonun oyuncusu olmaya aday. Kariyer sezonunu oynuyor ve her maça bir şekilde etki ediyor. Sezon başında takımdan gönderilmesi konuşulurken bugün Fenerbahçe kadrosunun vazgeçilmez oyuncusu olmayı başardı. Harika bir hikayenin kahramanı olma yolunda ilerliyor.
‘’Muslera modu‘’
Başlama düdüğünün ardından henüz saniyeler geçmişti ki, Balotelli’nin araya bıraktığı pas Mendosa’nın şutuna dönüştüğünde Muslera harika bir kurtarışla maça başladı. Bu pozisyon Uruguaylı kalecinin uzun süredir açık tuttuğu ‘Muslera modu’nun tarifi gibiydi. Galatasaray’ın şampiyonlukla tamamladığı tüm yarışlarda Muslera sezonun ilk 3 futbolcusu arasına girmeyi başardı. Bu sezon da şayet Galatasaray mutlu sona ulaşırsa sanırım yine Muslera’yı sezonun kare asının içine yazarız. Adana Demirspor deplasmanında bol pozisyon bulan Adana Demirspor’a karşı neredeyse tek başına kalesini kapatan Muslera geceyi damga vuracak bir performansa imza attı. Adana’da öylesine pozisyonlu ve heyecanlı bir ilk yarı izledik ki, 90 dakikaya sığacak kadar aksiyona şahitlik ettik. Adana Demirspor ilk yarı 11 şut çekerken, Galatasaray buna 15’le cevap verdi. Barış Alper tek başına rakip kaleye 5 şut atarak sahanın bu alandaki lideri oldu. Alanya maçının ikinci yarısında sol forvete geçerek Okan Buruk’un kafasında yeni bir senaryonun ışığını yakan Barış Alper en çok Köhn’ü sevindirmiş olabilir. Dün bu ikili sayesinde Galatasaray’ın atak yönüne göre sol kenar alev alev yanıyordu. Ama Galatasaray ilk golü merkezden Ziyech’in şutuyla bulurken Mertens’in asisti yine belirleyici oldu. Mertens çok büyük oynamaya devam ediyor. Sezon başında ‘Belki futboldaki son sezonum olabilir’ diyen Belçikalıyı Galatasaray’ın bırakacağını düşünmek güç.
Pırıl pırıl...
İnanılmaz bir özveri, saf bir yetenek ve pırıl pırıl bir oyun aklıyla Okan Buruk’un sahadaki en büyük güvencesi olmayı başardı Mertens. Dün gece Muslera’nın kalesinde büyümesi, Icardi’nin pes etmeyişi, Mertens’in kalitesi, Kerem Demirbay’ın oyun zekası akıllarda kalacağa benzer. Kerem Demirbay’ın vücut çalımıyla pozisyon yaratması rakibinin zaafıyla da ilgili olabilir ama dar açıdan o vuruşu yapmayı hayal etmesi klasının göstergesiydi.
‘’Sol kanat sorunu‘’
Hafta sonundaki Ankaragücü maçından farklı olarak savunma hattının soluna Umut Meraş’ın gelmesi Beşiktaş’ı oyun kurulumunda hatalar zincirine sürükledi. Umut’un basit pas hatalarıyla kaptırdığı toplar savunma dengesini alt üst etmeye yetti denebilir. Bu yüzden kaleci Mert Günok ekstra mesai yapmak zorunda kaldı. Normal şartlarda Ankaragücü’nün ilk yarıyı gol atamadan kapatması mucize gibi bir şeydi. Emre Belözoğlu’nun stoper Atakan’ı sağ bekte, Kitsoui’yi de sol bekte kullanması Beşiktaş’ın en önemli iki silahı Rashica ve Ghezzal’e bir önlem gibi görünse de Ankaragücü bu sayede geriden oyun kurulumunda da büyük fark yarattı. Kitsoui’nin dinamizmi ve pas kalitesi Beşiktaş’ın sağ koridorunu işlevsiz hale getirdi. Bu sayede Kitsoui, Bassogog ile Ali Sowe’a bir de gol pozisyonu hediye etti. Ama Beşiktaş’ı asıl kilitleyen detay Tolga-Efkan-Morutan üçlüsünün merkezde Muçi ve Musrati arasındaki iletişimi koparmasıydı. Beşiktaş, rakip kaleye topu götürmekte çok zorlandı. Top hakimiyetini tamamen Ankaragücü’ne teslim etmek zorunda kalan Beşiktaş’ın ilk yarıyı tek bir isabetli şut atamadan tamamlamasının ana sebebi de buydu.
Skor, Beşiktaş’a yaradı
Serdar Topraktepe; Atakan ve Flips’in sağ kenar performansına çözüm üretemeyen Rasciha ile Umut Meraş’ı soyunma odasında bırakarak Muleka ve Cenk Tosun’la maça döndü. Muleka’yı sola çekip Cenk’i santrforda konumlandıran Topraktepe bu sayede oyuna denge getirmeyi kısmen başarsa da ne Ghezzal, ne Cenk, ne Muçi ne de Muleka tek bir isabetli şut çekemeden maçı bitirdi. Beşiktaş’ta Necip diğer takım arkadaşlarından yine farklı bir motivasyonla oynadı. İki ayaklı bir eşleşme olduğundan bu skor Beşiktaş’ın işine yaradı denebilir.
‘’Büyük kayıp‘’
Fenerbahçe’nin Sivas deplasmanında bıraktığı 2 puan İsmail Kartal ve futbolcuları için sezonun kırılma noktası olabilir. Bitime 5 hafta kala Fenerbahçe, zirve yarışında Galatasaray’ın 4 puan gerisine düşerken rakibine karşı elinde tuttuğu genel averaj avantajını da neredeyse yitirdi.
Büyük futbolcular bazen maç, bazen sezon kurtarır. Fred’in Olympiakos maçından çıkarken İsmail hocaya sitem etmesinin sebebi de buydu. Büyük oyuncu ve en kritik maçın en kritik dakikalarına girerken sahada kalması gerektiğini herkesten iyi biliyordu. Sivasspor deplasmanında iyi başladığı söylenemese de devre biterken sol ayağıyla öyle klas bir gol attı ki, neden Olympiakos maçında çıkmak istemediğini anlatır gibiydi. İsmail hoca, Sivas deplasmanında değişikliklerine Samuel ile başlayıp, Tadiç ve Dzeko ile devam ederken Batshuayi-Serdar Dursun’la 4-4-2’ye dönerek riskleri artırdı. Ne var ki, maç o esnada 1-1’di ve King sahanın en iyisi, en isteklisi İrfan Can Kahveci’nin yerine oyuna girmek için hazırlıklarını tamamlamak üzereydi. Oyun Fenerbahçe’nin yoğun pas trafiği sebebiyle durmadığı için King kenarda bekledi.
Akıl alır gibi değil
O pas trafiğinin sonunda İsmail ortaladı, İrfan Can golü attı King oyuna girmek için son saniyeyi beklemek zorunda kaldı. Ama yine 90 artı 12’de İrfan Can’ın yerine girdi oyuna. Akıl alır gibi değil gerçekten. Sahanın en iyisi, en iştahlısı ya da en sıcağı olmak maçı bitirmek için yeterli olmalı, olabilmeli. Bazı performanslar vardır, ezberi bozdurur. İrfan kariyer sezonunu oynuyorken daha çok sahada kalmalı ve daha çok maçı bitirmeliydi.
‘’Sahanın her yeri! ‘’
Barış Alper Yılmaz atletizmi diye bir gerçek var. Her geçen gün ileriye doğru bir adım daha atıyor. Fizik kalitesi Süper Ligin çok üzerinde seyrediyor. Pendik’e karşı geçen hafta Alanya maçını bitirdiği yerde yani sol forvette başladı ve yine harika bir iş çıkardı. Barış Alper Yılmaz’ın ideal pozisyonu nedir diye sorarlarsa sanırım sahanın her yeri denebilir. Son yıllarda ligimizde bu kadar çok pozisyonu aynı anda bu kadar iyi oynayan başka bir futbolcu olmamıştı doğrusu. Barış Alper’in bu formu Ziych’in sağlığına kavuşmasıyla birleşince kabak Kerem Aktürkoğlu’nun başına patlamış gibi görünebilir. Ama Kerem’in formayı kaybetmesinin sebebi doğrudan Kerem’in kendisiyle ilgili. Dün Ziyech’in yerine girdikten sonra vasatın üzerine çıkamasa da Vinicius’un kazandırdığı penaltının başına geçerek kendine bir moral kaynağı aradı. Ne var ki, ilkini kaçırdı, tekrarını atabildi. Kerem sezonun kalan bölümünde motivasyon kaynağını gözden geçirmeli.
Hayati önem taşıyor
Galatasaray’ın son iki maçını 4-0 ve 4-1 kazanması artı 7 averaj katkısı da sağlamış oldu. Zira Okan Buruk, Fenerbahçe derbisine kadar bir maçta berabere kalma kredisi olduğunu biliyor. Bu durumda genel averajın hayati önem taşıyacağının herkes farkında. Galatasaray haftada bir maçlık takvimde formunu yükselterek ilerliyor. Fikstüre bakıldığında Fenerbahçe’nin Ali Sami Yen’e gelecek olması hala büyük bir avantaj ve beraberinde artı 2 puanlık fark Okan Buruk ile futbolcularını stresten uzak tutuyor.