‘’Gereksiz risk ‘’
İsmail Kartal’ın, maçın uzatmaya gitme ihtimali varken Fred ile Dzeko’yu oyundan alması aşırı riskli hamlelerdi. Bu tip serilerin rövanşlarını 120 dakikaya göre planlamak gerekir. Fred’in oyundan çıkarken sitemi bu yüzdendi. Fred varken onun yerine Zajc ile devam etme kararı büyük bir hataydı ve kalan bölümde Fenerbahçe’nin oyunu gözle görülür şekilde geri gitti. Uzatmaların ilk devresinde Fenerbahçe neredeyse kaleye giremezken kalesinde 2’si isabetli 4 şut gördü ve Olympiakos’u canlandırdı. Fenerbahçe sezon başında kurduğu kadroyla 19/19 yaptıktan sonra Becao, Djiku’dan başlayarak sakatlar vermeye başlamıştı. İlginçtir Fenerbahçe ilk yarıdaki Hatay maçından bu yana ilk kez ideal 11’iyle sahaya çıkabildi. Djiku sakatlıktan dönmesine rağmen o kadar büyük bir mücadele ortaya koydu ki, yerinde müdahaleler, geriden sorunsuz oyun başlangıçları çok etkileyiciydi. 120 dakika boyunca sahanın en iyilerindendi. İrfancan kariyer sezonunu oynuyor ve bunu artık standardı haline getirdi. Olympiakos karşısında maça çok yüksek perdeden başladı yetenekleriyle büyük fark yarattı. Fenerbahçe sadece yetenek üzerinden ilerleyen bir takım değil. Hücum setlerinde Tadiç, Dzeko ile Szymanski arasındaki iletişim İrfancan’ı ikinci forvet koşularıyla ceza sahasına daha rahat sokuyor. Bu İsmail Kartal’ın savunmayı derinde yapan takımlara karşı önemli kozlarından biri. Olympiakos’un 1 farklık avantajı korumak için yaptığı derin savunmayı kıran seti kurgulayan Tadiç, Dzeko ve Szymanski, bitiren ise İrfancan’dı. Normal şartlarda İrfan bu tip pozisyonlarda uzak köşeye kavisli vurur, Olympiakos kalecisi de onu bekliyordu. Ama İrfan yakın köşeye öylesine nefis bir sol ayak şutu çıkardı ki, adeta topun üzerine tüm yeteneklerini yükleyerek ağları buldu. Çok şık, rahatlatıcı bir goldü.
Büyük silahtı
Maçın penaltılara gitmesi aslında iki takım açısından avantajlar barındırıyordu. Mendilibar geçen sezon Avrupa Ligi finalinde Sevilla’nın başındayken penaltılarla Mourinho’nun Roma’sını elemişti. Fenerbahçe’de ise son Dünya Kupası’nda 4 penaltı kurtaran Livakoviç büyük silahtı. Ama kazanan sadece penaltılarda değil maç boyu verdiği doğru kararlarla Mendilibar oldu.
‘’Ziyech’ten sonra ‘’
Galatasaray için Alanya deplasmanı kalan fikstürdeki en zor maçların başında geliyordu. Fatih Tekke’nin ilk yarı planı Galatasaray’ı ileride karşılamak ve savunmasını önde oynatmak üzere kuruluydu ve işe yaradığı söylenebilir. Mertens’in direkten dönen şutuna kadar Galatasaray adına tehlikeli denecek bir atak göstermek zor. Alanyaspor’un bire bir baskıyla baskıyı Köhn ve Aurier’e kadar indirmesi Davinson’un yokluğunda Galatasaray’ın oyun kurulumunu engelledi.
Bek krizi!
Galatasaray için bu yıl kayıtlara ‘bek krizi’ yaşanan sezon olarak geçecek sanırım. Köhn gelene kadar sol bek, Boey gittikten sonra da sağ bek krizi bitmek bilmiyor. Aurier, Afrika Kupası finalinden bu yana ilk kez bir resmi maça çıktı ama fizik olarak standardının çok çok altındaydı. Okan hoca devrenin bitimine en çok sevinenlerden biri olmuştur herhalde. Soyunma odası dönüşünde Aurier’i çıkarıp Kaan’ı sağ beke, Kerem’i çıkarıp Ziyech’i sağ forvete yerleştirince Okan Buruk için işler çok daha kolay hale geldi. Elbette bu değişimde en büyük farkı yaratan sağdan sol forvete geçen Barış Alper’in performansıydı. İlk yarı biraz fazla top kaybeden ve savunma arkasına inemeyen Kerem Aktürkoğlu’nun yapamadıklarını Barış Alper o kadar kısa sürede tabelaya yansıttı ki, Alanya’nın kilitli kapısını adeta kırarak açtı.
Buruk’un duası...
Galatasaray’ın zengin bir kadrosu olduğu gerçeği; Ziyech’i, Zaha’yı, Icardi’yi, Davinson’u iyi halleriyle izleyince daha iyi anlaşılıyor. Ziyech oyuna girdikten sonra Galatasaray’ın sağ kenardan kurduğu oyunun kalitesi artıyor. Kalan haftalarda Okan Buruk en çok Ziyech’in sağlıklı kalması için dua edecektir.
‘’Atina’dan dönünce...‘’
Olympiakos karşısında ilk 60 dakikalık bölüm hayli umut kırıcıydı. Üstüne bir de İsmail Kartal’ın Fred, İsmail, Ferdi ve Batshuayi’nin sağlık durumlarıyla ilgili yaptığı açıklamalar kafa karıştırıcıydı. Karagümrük karşısında ilk yarıyı izleyince başta Kruniç olmak üzere takımın yarısının Atina’da kaldığını düşünmemek elde değildi doğrusu. Karagümrük ilk yarı Fenerbahçe’yi önde karşılayıp, geriden oyun kurulumunu baskıyla engelleyince hem tabelada hem oyunda üstünlük kurdu. Oyunu kurmak için yine savunmanın derinine kadar inen Dzeko’dan Karagümrük savunmasının arkasına uzatılan pası Kruniç yakaladığında o ana şahitlik eden futbolseverlerin büyük bir bölümü bu pozisyonun gol olmayacağını düşünüyordu. Kruniç o kadar temposuz ve güvensiz ilerliyordu ki, savunma geldi yetişti, kaleci açıyı kapattı pozisyon kendi kendine söndü. O pozisyonun dönüşünde Güven Yalçın karşı karşıya kaldı, Livakoviç ayağıyla topu kurtarmasa Kruniç büyük bir kaosa sebep olacaktı.
Kahraman Livakovic
Merkezden Kruniç’i çıkarıp Batshuayi’yi alarak 4-4- 2’ye dönmek Fenerbahçe’yi siyahtan beyaza değiştirdi. Dzeko ile Fred’in arasındaki mesafeyi kısaltan bu değişim Batshuayi ve arkadaşlarını 12 dakikada 1-0 geriden 2-1 öne geçirdi. Dün gece bir yıldız belirlemek gerekirse sanırım Livakoviç Karagümrük karşısında Fenerbahçe’nin kahramanıydı. Olympiakos maçında yediği hatalı gollerle güven kaybettiği su götürmez bir gerçekken Hırvat kalecinin Karagümrük karşısında yaptığı kurtarışlar sıra dışıydı. Kaleci mental formla oynar, bazen maç, bazen tur, sezon kurtarır. Livakoviç’in dün gece kurtardığı bir maçtan daha fazlası olabilir.
‘’Karakter, turun anahtarı olabilir ‘’
Olympiakos Teknik Direktörü Mendilibar’ın son iki lig maçında çift santrfor tercihi İsmail Kartal’ı sol bekte Oosterwolde’ye yöneltti. Bu seçim bir önceki turda bir buçuk santrforla oynayan Gilloise karşısında kazançlı bir başlangıç planı olarak tabelaya yansımıştı. Ne var ki, Oosterwolde’yi sol bek yaptığınızda oyunu soldan kurarken top çıkarmakta bazı zorluklar çekebilirsiniz. Fenerbahçe ilk golü biraz da bu yüzden yedi. Arkadan oyun kurarken top Çağlar’a geldiğinde Oosterwolde’nin çizgide pas istasyonu olamaması oyunun merkeze dönmesine ve Olympiakos’un kazandığı topu gol yapmasına yol açtı. Çağlar’ın ikinci golde ofsaytı bozuşu, Livakovic’in dar açı avantajına sahipken Jovetic’ten golü yemesi, Fenerbahçe savunmasının topu çıkarırken sürekli krize girişi İsmail hocanın üzerinde mesai harcaması gereken konular. Sağlıklı oldukları sürece Fenerbahçe’nin ideal 11’inde Fred, İsmail Yüksek ve Ferdi’nin oynamaması artık kabul edilebilir değil.
Değişiklikler fark yarattı
Fenerbahçe, 17 Mart’taki Trabzon maçından sonra sadece 1 resmi maç oynadı ve herkes yeterince dinlendi, sakatlar iyileşti. Bu mevsim artık idealin oynayacağı, tek bir mağlubiyetin hedefi şaşırtacağı bir mevsim. İsmail hocanın Atina’daki başlangıç 11’i yüzünden Fenerbahçe, Olympiakos karşısında anlaşılmaz hatalarla 3-0 geri düştü. Ne zaman ki, Fred ile İsmail oyuna girdi Fenerbahçe için sahada bambaşka bir pencere açıldı. Fred ve İsmail’in girişinin ardından 3-0’dan maçı 3-2’ye getirmek önemli. 180 dakikalık serinin 90 dakikasını geride kapattı Fenerbahçe ve hâlâ Kadıköy’de oynanmamış uzun bir 90 dakika var. 60’tan sonra ortaya konan karakter bu turun anahtarı olabilir.
‘’Taç deyip geçmemeli‘’
Top orta saha çizgisine yakın yerden taca çıktığında İrfan Can Kahveci’nin topu, top toplayıcı çocuktan alıp Adana Demirspor savunmasının arkasına uzun atması Fenerbahçe adına maçı çözen hücum seti olarak kayıtlara geçti. Pratik zekanın oyun yorumuyla harmanlandığı hızlı bir taç organizasyonu Dzeko’nun golüyle sonuçlandığında maçın senaryosu İrfan ve takım arkadaşları için netleşmeye başlamıştı. Taç deyip geçmemek gerek. Bir taç dün gece Fenerbahçe’nin maçı kazanmasının önünü açan en önemli hücum setine dönüştü. Szymanski, Polonya Milli Takımı’nı EURO 2024’e taşımanın moraliyle Kadıköy’de fırtınayı başlatan oyuncuydu. İlk yarıda Adana Demirspor ceza sahasına topla çok rahat girdi, pozisyon buldu, Fenerbahçe’yi kaleye taşıyan isimdi. Ne var ki, Fenerbahçe golü erken bulmasına rağmen kalecisi İrfan Can Eğribayat’ın yaptığı basit bir hata sonucu tabela üstünlüğünü çabuk yitirdi. Her çiçek her toprakta yetişmez derler, Serdar Dursun için bu geçerli olsa gerek.
Büyük liderlik
Kötü geçen Fatih Karagümrük döneminin ardından yeniden katıldığı Fenerbahçe’de oyuna girdiği Çaykur Rizespor maçını çeviren oyuncu olan Serdar dün gece girer girmez kendi frikiğini kazandı, sonra onu kafayla gole çevirdi ve maçı 4-2’ye taşıyarak takımını rahatlattı. Tadic’in temposu, Ajax döneminin gerisinde olabilir ama klası hala aynı seviyede. Maçı 2-1’e getirmelerine rağmen baskı yedikleri bir dönemde Demirspor kalecisinin çıkmasını değerlendirip orta sahadan klas bir gol atan Tadic büyük liderliğine devam ediyor. Fenerbahçe zor bir süreçte stresli bir maçı kazandı ve 7 haftalık final serisinde geri sayımını sürdürdü.
‘’Icardi modu!‘’
Galatasaray için Ali Sami Yen büyüsü denen bir gerçek var. Hatayspor’a karşı kendi vasatının altında bir gecede bile Icardi’nin korner organizasyonunda attığı kafa golüyle kazanabiliyor. Ligin bitimine artık 7 hafta kaldı, yarış alev alev sürüyorken iyi oyundan ziyade kayıpsız biten 90 dakikalar antrenörler için çok daha önemli görünüyor. Okan Buruk, aylardır formadan uzak kalan Ziyech’i sağ önde kullanınca Barış Alper Yılmaz maça sağ bekte başladı. Ziyech fizik olarak kötü durumda. Hücum aksiyonlarından aldığı rol çok sınırlı kaldı. Karşısında oynayan Ghoulam ve Rivas’a karşı zorlandığı bir maç oynadı. 68. dakikadan sonra Kaan Ayhan Ziyech’in yerine girince Barış Alper’e forvetin yolu açıldı. Barış Alper kesinlikle önde oynamalı şimdilik Tete’den de Ziyech’ten de daha iyi durumda. Güçlü, ayakta kalıyor ve rakiplerine eşleşme sorunu yaşatıyor.
Vasatı aşamadı ama..
Geçtiğimiz günlerde Manchester City’nin İspanyol orta sahası Rodri, ‘Biz şampiyonluk modunu açtığımızda kupalar kazanırız’ açıklamasını yaptığında sanırım Icardi o röportajı izliyordu. Sezonun ortasında formundan hayli uzak görünen Icardi, Kasımpaşa maçından bu yana kendi şampiyonluk modunu açmışa benziyor. Hatayspor’a karşı da duran top organizasyonunda sezgileriyle topu ağlara gönderdiğinde bu Arjantinlinin son 3 maçtaki 4. golü olarak kayıtlara geçti. Galatasaray dün gece Hatayspor’a karşı vasatı aşamadı, koca 90 dakikada sadece 2 isabetli şut atabildi, kalesinde pozisyon verdi ama Icardi’si olduğu için kazandı.
‘’Çözüm için değişiklikler lazım‘’
A Milli Takımımız’ın EURO 2024 öncesi iki sınavı birbirinden siyahla beyaz kadar ayrı değerlendirilmeli. Macaristan maçında elle tutulur donelere sahiptik ve bunun üzerine gidip gelişebilirdik. Santrforsuz oyun denemelerinde Semih’in rolünün belirginleşmesini sağlamayı konuşabilir, sol beke Ferdi geldiğinde Kenan Yıldız’ı ceza sahasına daha çok sokma gibi futbol üzerine kafa yorabilirdik. Ama Avusturya maçı bir hazırlıktan öte hezimete dönüştü. Montella’nın, Cenk Özkaçar’ı sol bek kullanma ısrarı ve Kenan’ı santrfora çekme çabasını bile konuşamaz duruma geldik.
Çünkü Avusturya karşısında gerçek bir hezimet provası yaptık. Montella’nın dediği gibi tek sorunumuz gol mü? Elbette hayır. Öncelikli sorunumuz; oyunun geriden kurulumu, Hakan Çalhanoğlu’nun regista rolündeki yardımcısının kim olacağı, sonrasında santrforsuz oyunda forvetlerin bitiricilik meziyetleri. Semih Kılıçsoy’u acilen A Milli Takım kadrosuna dahil etme, kalede Mert Günok’a gitme, stoper tandemi için Çağlar ile Abdülkerim’i ilk sıraya yazma, Cenk Özkaçar’ı sol bek rotasyonundan çıkarma EURO 2024 için en öncelikli çözüm yolları olarak görünüyor.
‘’İlk uçakla gelmeli‘’
Macaristan karşısında ilk yarıda fizik olarak güçlü görünsek de en iddialı olduğumuz hücum aksiyonlarında beklenenin altında kaldık. Macaristan karşısında bir penaltı golüyle kaybetmiş olmamıza rağmen bazı parametrelerde gelişim emareleri göstermemiz pozitifti. Hakan Çalhanoğlu düne kadar Pirlo’nun etliye sütlüye karışmayan hali gibiydi. Macaristan’a karşı içindeki Gattuso’yu dışarı çıkartmışa benziyordu. Fiziksel açıdan güçlü, ikili mücadelelerde başarılıydı, kayarak kazandığı toplar dikkat çekiciydi. İnter Teknik Direktörü Simone İnzaghi, Hakan’a son iki sezonda Barella’nın da desteğiyle boyut atlatmıştı. Görünen o ki; Montella EURO 2024’teki registasını bulmuş sadece yanındaki destekçilerin kim olacağına karar vermeye çalışıyor. EURO2024’te Montella’nın 11’inin bankolarından birinin Kenan Yıldız olacağını kestirmek güç değil. Kenan dün Macaristan’a karşı sahada kaldığı süre içerisinde bir kez Hakan’ın pasıyla karşı karşıya pozisyona girdi ve kaçırdı. Çalışkandı, özgüveni yüksekti ama öldürücü driplinglerini daha çok denemeli.
Kolay olmayacak
Kenan’ın çocukluk arkadaşı Can Uzun ilk kez Milli formayı giyerken genç Juventus’lunun yerine sol forvete geçti. Sol bekte başlayan Rıdvan Yılmaz erken sakatlanıp çıktıktan sonra yerine Mert Müldür girdi. Sağ bekimiz Zeki Çelik de son bölümde Barış Alper ile değişti. Sanırım Ferdi Kadıoğlu sağlıklı olduğu sürece sol bekte rakipsiz görünüyor. Enes yedek kulübesi de dahil tek orijinal santrfordu. Beklentinin altında kaldı. Montella’nın oynamayı planladığı santrforsuz turnuva oyununda Enes’in işi kolay olmayacak. O yüzden Montella’nın, ekmeğini taştan çıkaran Semih Kılıçsoy’a daha çok ihtiyacı olacak. Ama bunun için önce U21’e gönderdiği Semih’i ilk uçakla Milli Takım kampına getirmesi gerekiyor.