Arama

Popüler aramalar

‘’Şüyuu vukuundan beter oldu‘’

Güzel bir Osmanlıca deyimdir yani bir şeyin söylentisi olmuşundan beterdir anlamına gelir. Herkes birbirinden korkarak başladı maça. Pereira neticede burada yaşıyor, okuyor, izliyor ve analiz ediyor. Osmanlıspor’un ligin en iyi kontratak takımı olduğunu biliyor. Üzerine bir de kulaktan kulağa yayılan ‘Ya puan kaybedersek!’ kaygısı eklenince ortaya abartılı sayılacak reaktif bir kurgu çıkıyor işte.

Osmanlı’da da durum farklı değildi doğrusu. Ligin ikinci yarısında Ankara ekibine sınıf atlatan bu kontratak oyununda 6 golle en etkili silah olan Rusescu kenarda Webo’yu izlerken, devre arasında gelip 4 asistle puan deposu olan Delarge yedek kaldı. İşin özeti şu; herkesin birbirinden korkarak oynadığı ilk 45 dakikada kayda değer tek bir futbol enstantanesi olmadı.

Git-gelli olsaydı...

Fenerbahçe’ye kaybettiren Pereira’nın maç önü röportajında söylediği, ‘Git-gelli maç olsun istemiyorum’ cümlesinde gizli aslında. Portekizli hoca sezonun genelinde böyle abartılı tedbirlere başvurduğu için Ferrari’den aile arabası performansı alıyor esasında. Evet Kasımpaşa maçında Kadlec’in ön libero oynaması o günün şartlarında tuttu. Ama o tercihin tutmasını sağlayan Souza ile Diego’nun hep ceza yayına gitmesi ve 2. topları kovalamasıydı. Fakat dün gece Hasan Ali ile Gönül yeterince çıkmadıkları için Volkan ile Alper hep çizgide kaldı. Takımın iki 8 numarası kademelerde kayboldu, Van Persie yalnızlaştırıldı. 8 numara demişken Ozan konusu çok garip geliyor bana. Doğal akışa göre, bir oyuncu kulübünde iyi oynar Milli Takım’a seçilir. Ozan, Milli Takım performansıyla kulübünde ilk 11 başlıyor. Rakibin oyun yapısı düşünüldüğünde Diego’nun oynaması gereken maçta hem de.

Akçay ikram etti ama!

Osmanlı’yı arkaya itip kilidi açmak kolay olmadı o yüzden. Zaten Akçay ve öğrencilerinin istedikleri de bu. Arkaya yaslandıklarında zor çözülüyorlar. Hele hele kilidi açacak Nani ile Diego kenardayken pozisyon vermeden devreyi bitirdiler. Maçın genelinde misafirin nezaketi sözkonusuydu desek yanılmış olmayız. Akçay, rakip meslektaşına hamle şansını hediye etti. Önde Webo ile top tutamazken Souza- Diego değişiminde çözülmedi, bekledi. Fernandao ile Nani’nin girişinde 8 dakika daha bekleyip fabrika ayarlarına döndü. Görünen o ki, Pereira’nın bu defansif kaygılarının faturası Fenerbahçe’ye çok pahalıya patlayacak.

04 Nisan 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Normali skandala dönüştürme becerisi‘’

Galatasaray - Fenerbahçe derbisi, alınan saldırı istihbaratı sebebiyle ertelenebilir. Bu gayet anlaşılır bir durum. Lakin saat 17’de seyircisiz oynama kararı alınıp, yoğun kamuoyu baskısının ardından erteleme gelince olay normal akışından çıkıp bir skandala dönüşebiliyor. Şayet böyle bir istihbarat varsa, ‘Derbiyi erteledik' dersiniz olur biter. Seyircisiz oynatmanın hiç bir mantığı yok. Madem statta gündüz bomba ihbarı oldu, aramalar yapıldı. Ertelemeyi açıklarsın, kimsenin itirazı olmaz. Böyle bir ihbar var ve stadı boşaltıp seyircisiz maçı oynatma kararı hangi akla hizmet? Futbolcuların, medyanın, antrenörlerin güvenliği önemli değil mi?

Kaos ortamı

O an stada şehir dışından ve yurt dışından gelmiş taraftar var, içeri kadar girmişler ve anonsla dışarı çıkmaları isteniyor. Stat çevresinde binlerce insan şaşkınlık içinde bekliyor. Tam bir kaos ortamı.

Paris’te olduğu gibi!

Terörün asıl amacı, insanları kaosa inandırarak sosyal hayatlarını sekteye uğratmaksa buna benzer kararlar 'onların ekmeğine yağ sürer' diye düşünülebilir. Ama Paris saldırılarının ardından Belçika - İspanya ve Almanya - Hollanda karşılaşmaları, müsabakaların başlamasına saatler kala güvenlik gerekçesiyle iptal edilmiş ve buna da kimsenin itirazı olmamıştı. Bizde de olmaz lakin olayı kendi kendimize böyle çetrefilli hale getirmeye bayılıyoruz.

21 Mart 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakem katliamı!‘’

Fenerbahçe açısından Braga deplasmanındaki en büyük handikap maçın psikolojisini elinde tutamamasıydı. 1-0’ın avantajını daha 8. dakikada Mehmet Topal’ın orta sahada faul almak için hakemi aldatmaya yönelik düşüşünden gördüğü sarı kartla yitirdiler. Sonrasında ise katilin bebek yüzlü adam çıktığı senaryo oynandı. Hırvat hakem Ivan Babek, Vukcevic’in ayağından çıkan topta Ahmet Hassan’ın bariz ofsaytta kalışını süzemeyip golü verdi ve 11. dakikada filmin başrolünü eline geçiren kötü adam oldu. Peşinden Van Persie ile Souza’nın sarısı ve Vitor Pereira’nın atılması.

Böylesi düşman başına

Bugüne kadar çok hakem hatasına şahit oldum ama Ivan Babek gibi katliam yapanını az gördüm dersem abartmış olmam sanırım. Ofsayttan verdiği golle yaraladığı Fenerbahçe’yi penaltı pozisyonunda resmen katletti Hırvat hakem. Birincisi pozisyonun başlangıcı ofsayt, ikincisi Mehmet Topal iki elini de göğsünde birleştirerek saklıyor ve top eline çarpıyor. Bu pozisyonda penaltı ve ikinci sarıya hükmetmek için ya kör olmak ya da kuralları bilmemek gerek. Bu hakemi gördükten sonra Türk hakemleri öpüp başımıza koyalım bence.

Nani ne zaman oynayacak?

Pereira’nın Portekiz’in yetiştirdiği en yetenekli kanat forvetlerinden birini Braga’ya karşı ilk 11’de sahaya sürmesi son derece makul bir karar. Fakat Nani’nin kendi ülkesinde bu kadar kötü oynaması pek anlaşılır şey değil. Mehmet Topal’a çalınan penaltıdan bir kaç dakika önce Fenerbahçe kontratağa çıkarken top doğru ayakla buluştu aslında. Nani 4’e 3 giderken en kötü tercihi yaptı ve saçma sapan bir şutla topu auta atarak turun dibine dinamiti koydu. Fenerbahçe Nani’yi eylül, ekim için değil nisanda yarı finali hatta mayısta finali görmek için almıştı oysa ki.

18 Mart 2016, Cuma 00:24
YAZININ DEVAMI

‘’Mucizevi değişim‘’

Pereira’nın üç cephede mücadele ederken kadro derinliğinin konforunu yaşamak istemesi anlayışla karşılanabilir. Ama Braga maçından sonra Kadıköy’de Kayseri’ye karşı ilk 11’de 5 değişiklik Fenerbahçe’nin oyun standartlarını başlangıçta kötü etkiledi.

Kadıköy’de taraftarın yarattığı boğucu ortam hem rakip hem de hakem için büyük baskı unsuru. Kayseri defans hattı önde başlayarak bu baskıyı kırmak istedi. Fernandao, fiziksel gücünden faydalanmak için zaman zaman topu Birol ile Mabiala’nın arkasına istedi. Bu toplar Nani ile Volkan’ı da çizgiye indirdi. Fakat vuruş kalitesi vasatın altında seyredince senaryo Fernandao’nun istediği gibi gelişmedi. Şayet ilk yarıda atılan 9 şuttan bir gol çıkarabilseler Kayseri’nin direncini erken kıracaklardı.

Kjaer büyük oynuyor

Kayseri ilk yarıda Fenerbahçe kalesine tek bir isabetli şut atamadı. Maç 11’e 11 oynanırken de ibre hiç Kayserispor’u göstermiyordu. Lakin Mabiala’nın ilk yarıda ikinci sarıyla atılması Kayseri’nin direncini iyice kırdı.

Pereira, ikinci yarıya başlarken Şener’i çıkarıp Van Persie’yi alarak oyun formasyonunu 4-4-2’ye çevirdi. Böylelikle eksik kalan rakibe karşı bir fazla hücumcuyla baskıyı artırarak ceza sahasına hapsetmeyi planladı. Kadlec sol stopere, Diego merkeze, Kjaer de sağ beke geçti. Stoperde ligin açık ara en iyisi olan Kjaer yeni pozisyonunda da hayli iddialıydı. Taraftarın dediği gibi bu takımın savunma bakanı o.

Van Persie artık bir lüks

Diego’nun pası, Hasan Ali’nin asisti Robin Van Persie’nin vuruşu maçın en güzel hareketler bütünüydü. Golün ardından baskı iyice artıp bir de penaltı gelince Van Persie’deki mucizevi değişimi gördük. Fernandao penaltıyı atmak istedi, gitti ona moral verdi. Zaten gününde olmayan Brezilyalı penaltıyı kaçırdı ama onu ilk teselli eden Van Persie’ydi. Sanırım 20. haftadan beri takımına hakim olan Pereira’nın en büyük başarısı bu sahneydi. Fenerbahçe’nin artık Van Persie diye bir sorunu yok, Van Persie lüksü var.

13 Mart 2016, Pazar 23:50
YAZININ DEVAMI

‘’Geceyi değil turu kurtardı‘’

Bazen bir maçı daha başlarken kazanırsınız. Vitor Pereira, Braga maçını henüz soyunma odasındayken yaptığı kaleci tercihiyle kazandı. İlk yarı oyunu eline hiç alamadığı için Pereira ister istemez bazı riskleri göğüslemek zorunda kaldı. Takımının Kasımpaşa maçından bu yana icra ettiği yeni sürüm oyuna geçmesi için zaman zaman arkada boşluklar verdi. Fenerbahçe’nin baskıyı artırdığı anda Josue’nin sol ayak içiyle 20 metreden attığı şut direk dibinden ağlara gidecekken Volkan Demirel belki de sezonun en kritik kurtarışına imza attı. Bu kurtarış Fenerbahçe’nin total oyun enerjisini de bir tık yukarıya çıkardı desek yanılmış olmayız. Sanırım dün geceyle ilgili en güzel detaylardan biri golü Mehmet Topal’ın atmasıydı. Mehmet çok özel bir oyuncu. 30 metre dripling yapıp sol ayak içiyle kalecinin sağ dibine vuruşu sezonun taç giyme töreniydi onun adına.

Alan paylaşımı kusursuzdu

Maçın başlangıç düdüğüyle birlikte Braga’nın olağanüstü alan paylaşım becerisi uzun zamandır izlediğimiz en iyi 4-4-2 icrasıydı. Devre arasında Josue’yi aldıktan sonra kenardan bir fazla yetenekle oyunu kurgulayan Fonseca’nın santrforundan aldığı orta alan desteği ilk 45 dakika boyunca hiç eksilmedi. Topal’ın önünde oynayan Souza ile Ozan baskıya gidecekken baskın yedikleri için ceza yayına gelemediler bile. Oysa beklenti, Topal ve arkadaşlarının merkezde sayısal açıdan bir fazla olmanın avantajını kullanmalarıydı.

1-0 tura yeter

Merkezde kurulamayan baskı oyunu aslında bize ilk 45 dakikada eski sürüm Fenerbahçe’yi izletti. Bir türlü orta sahayı alamamak Şener ile Caner’i de oyundan düşürünce oyun hep Braga’nın istediği alanda oynandı. Sezon başından bu yana kanat kapamalarını en iyi yapan rakibe karşı oynamak Vitor Pereira’nın Alper-Volkan tercihini de boşa çıkardı. Zira bu iki oyuncu neredeyse ceza sahasına girmeden ve hiç şut atmadan devreyi bitirdi. Sanırım burada Şener’in Rafa Silva’yı kovalamak zorunda kaldığı için Volkan Şen’le bağlantısının kesilmesi Fenerbahçe’yi eski sürüme mahkum etti. Fenerbahçe savunma standartları çok yüksek bir takım. O yüzden gol yemeden alınan 1-0’lık galibiyet sadece geceyi değil turu kurtardı.

10 Mart 2016, Perşembe 23:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yeni nesil Fener Braga'yı yener!‘’

UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek final kapısına gelmiş Fenerbahçe’nin oyun rengi sezon başından beri çeşitlilik gösterse de Kasımpaşa maçından bugüne hücumdaki gelişim tatmin edici. ‘Referans oyun hangisi’ sorusunun cevabı artık çok net; Lokomotiv, Bursa (yenemese de), Beşiktaş ve Akhisar karşısındaki yüksek eforlu, bol iştahlı oyun. Sanırım bugün Braga karşısında Pereira’nın en büyük kozu bu gelişim olacak.

Daha düne kadar dönen toplara çözüm üretilemediği için Fenerbahçe’de santrfor yalnızlığı en büyük sorundu. Pereira yeni düzende Volkan, Alper kısmen de Nani’nin baskı oyunuyla 8 numaralarını kenar çizgisine değil ceza yayına yaklaştırdı. Artık bekler ortayı attığında ikinci şansı kovalayan bir oyuncu grubu var. Yeni oyun yazılımıyla hücum defoları giderilmiş başka bir Fenerbahçe’den bahsetmek mümkün. Bu durum Josue’yi aldıktan sonra 4-4-2’yi kenardan bir fazla oyun kurucuyla oynayan Braga’ya karşı merkezden gidişlerde önemli bir avantaj sağlar. Topal, Souza ve Ozan karşısında rakibin sayıca eksik kalması yoğun baskı ve bol ortalı bir oyuna davetiye çıkartır. Tabi Şener, Rafa Silva’yı kovalamak zorunda kalmazsa. O yüzden parola; kolay top kaybetme, bekleri ekstra koşturma olacak.

Mourinho taktiği

Son 4 lig maçında 8 atıp sadece 1 gol yiyen Fenerbahçe, Kadıköy’de coşkulu oynuyor. Bu yüksek iştah Kasımpaşa (37. dk), Lokomotif (18. dk), Beşiktaş (3. dk), Amed (31. dk) maçlarında tabelaya erken gol olarak yansıdı. Braga’ya karşı yüksek iştahla başlanan bir oyun ve ilk yarım saatte gelecek gol, turun müjdecisi olabilir. Pereira da bilir ki, Braga her daim Porto, Benfica ve Sporting’in gölgesinde kalmıştır. Hafta sonu Braga, Porto’yu İndi ve Casillas’ın akıl almaz hataları neticesinde 3-1 yense de hala ülkedeki algısının olduğu yerde yani dördüncü. Pereira çok zeki adam. Rehaveti önlemek adına dün basın toplantısında rakibine övgüler yağdırdı. Bu bir Mourinho taktiğidir. İçten içe Pereira’nın, Fonseca’ya bilendiğini cümle alem bilir. Zira Vitor, Porto’yu 2 yıl üst üste şampiyon yapmasına rağmen 2013 Haziran’ında koltuğunu bugünkü rakibi Fonseca’ya teslim etmek zorunda kalmıştı.

10 Mart 2016, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Organik futbol!‘’

Moskova’ya gidip tansiyonlu bir maç oynayan, Beşiktaş derbisinde çok yüksek eforlara çıkan Fenerbahçe için rakip Akhisar’dan önce zemindi. Pereira, futboldan ziyade organik tarıma daha müsait olan zemine karşı pas oyunundan; ‘az sür çok vur’ oyununa geçerek büyük bir risk aldı ve kazandı. Aslında bu tarla taktiğini işler hale getiren güçlü sağ bek Şener’den başkası değildi.

Son 8 günde iki lig bir kupa maçı oynayan Akhisar Teknik Direktörü Cihat Arslan, Ankara’da Djalma’nın alanlarını kapayamayan Merter’i kupadan sonra dün gece de yedek bırakınca Fenerbahçe şutörlerine gün doğdu. Önce Diego vurdu, sonra Şener öyle olmaz böyle vurulur diye 35 metreden golü yaptı.

Şener’in doğal gücü


Akhisar gibi dirençli takımlara karşı böylesi zeminlerde ayakta kalmak çok önemli. Şener, 2013’te henüz Bursaspor’a yeni geldiği dönemlerde FourFourTwo’ya verdiği bir röportajda gücünü şöyle anlatıyordu: “Yaylalara inek otlatmaya gider, top oynardım. Yamaçlarda koştuğum için çapraz bağlarım güçlüdür.” Şener, inek otlattığı yamaçlardan farkı olmayan zeminde yayladaki kazanımlarının mükafaatını hem attığı golle hem de Volkan’a yaptığı asistle aldı. Van Persie klas adam doğrusu. Bu zeminde belki mevkidaşı Fernandao yere daha güçlü bastığı için avantaj sağlayabilirdi. Lakin Persie, Şener’in getirdiği topta Volkan’a öyle bir alan boşalttı ki golün mimarı oldu.

Al sana marka değeri

TFF artık Süper Lig maçlarının çim sahalarda oynanmasını sağlamalı. Zeminin sorumluluğu kulüplerde biliyorum. TFF denetim yetkisini sonuna kadar kullanıp gerekirse lisans tehdidine kadar gitmeli. Ağızlara sakız olan marka değeri böyle korunur.

Bu stadı üç farklı takım kullanıyor. Manisaspor, Akhisar ve zaman zaman da Göztepe. Cumartesi bu statta oynanacak Göztepe-Yeni Malatyaspor maçı iki takım da Manisa’ya gelip otellerine yerleşmişken son dakikada İzmir Atatürk’e alındı. Zemin bozulmasın, Akhisar-Fenerbahçe maçı var diye. Pekala, Akhisar-Fenerbahçe maçı İzmir Atatürk’e alınır hem daha düzgün bir zeminde maç oynanır, hem daha çok taraftar tribüne gelirdi.

07 Mart 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Futbol kadar psikolojiyi de bilse...‘’

Fenerbahçe, pazartesi gecesi Beşiktaş derbisini oldukça eforlu bir oyun sonrasında kazandıktan sadece 72 saat sonra bambaşka bir kadroyla Türkiye Kupası maçına çıktı. Üç kulvarda birden devam eden takımların bu mevsimlerdeki en büyük şikayeti aşırı yıpranan kadrolarını tamir etmek için yeterli dinlenme sürelerine sahip olamamalarıdır. Geçen sezon aynı dönemde Beşiktaş, dar bir kadroyla Liverpool serisini oynarken Eskişehir ve Balıkesir maçlarındaki puan kayıplarıyla şampiyonluktan olmuştu.

Üç cepheyi avantaja çevirdi

Bakmayın siz zaman zaman kadrosunun darlığından şikayet eden Vitor Pereira’ya. Aslında bu konuda ligin açık ara en şanslı teknik adamı o. Her pozisyonda birbirlerine yakın kaliteye sahip oyuncuları hazır tutabilmek adına büyük bir şans lig dışındaki kulvarlar. Dün Amed karşısına Alves dışında Beşiktaş kadrosundan oyuncu taşımadı. Derbide şans bulamayan Nani, Fernandao gibi her an 11’i isteyen oyuncular için de iyi bir fırsat kapısına dönüştü bu maç.

Fernandao’nun yanlışı
Derbiye yedek kulübesinde başlayan Fernandao’nun Amed karşısındaki iştahı sanırım dikkatlerden kaçmamıştır. İlk yarının başında sol bek Hasan Ali’nin kademesine girdiğinde de, Nani’ye açtığı kanalı gösterip rakip kaleye indiğinde de takım arkadaşlarının saygısını fazlasıyla kazandı. Ne var ki, Brezilyalı santrfor 20’sine yeni girmiş Ramazan Civelek’e kaçırdığı golden sonra sert tepki göstererek psikolojiden çaktı.

Ramazan’ın dizlerini titretti

Fernandao, o pozisyonda pası Ramazan’ın arkasına verdiğinin farkında bile değil. Üstelik bu sezon Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’nin en büyük kazanımı olan 96 doğumlu Ramazan, Fernandao’nun profesyonel futbola başladığı yaşta neredeyse. O kadar sert tepki gösterip oyuncunun dizlerini titretmenin alemi olmasa gerek.

04 Mart 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI