Arama

Popüler aramalar

EURO 2016 Grup Analizleri: E Grubu

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Belçika, artık gizli değil açık favori

Dünyanın gıptayla izlediği muhteşem bir proje takımıyla karşı karşıyayız. 2002'den sonra hiçbir büyük turnuvaya katılmamasına rağmen gizli favori gösterildiği 2014 Dünya Kupası'nda Cezayir, Rusya, Güney Kore'nin olduğu grubu lider bitiren Belçika, fikstürün azizliğine uğrayıp çeyrek finalde Arjantin'e çarpılınca rotayı Fransa'ya çevirmişti. 1984'ten bu yana sadece ev sahibi olduğu 2000 Avrupa Şampiyonası finallerine katılabilen Belçikalılar, Fransa'da artık gizli değil açık favoriler. Bu onlar için çok da kolay olmadı doğrusu.

2002 ile 2014 arasındaki tüm finalleri kaçıran Belçika bu etkileyici takımın tohumlarını 2004’te ekti. François De Sart koordinatörlüğünde yeni bir jenerasyon çalışması yapan Flamanlar için Hollanda’da düzenlenen 2007 U21 Avrupa Şampiyonası finalleri sıçrama tahtasıydı. Pekin 2008'deki yarı finalin ardından Belçika için aydınlık bir pencere açılmıştı. Premier Lig kulüpleriyle ortak çalışmalar yürüten Belçikalar, kervana 91 kuşağından Hazard, De Bruyne, 92’den Courtois, 93’ten Lukaku'yu ekleyince 16 yıl sonra ilk kez katıldıkları Avrupa Şampiyonası'nın favorisi oldular.

13 Premier Lig oyuncusu var

Teknik Direktör Marc Wilmotts'un 23 kişilik kadrosunda tam 13 Premier Lig oyuncusu var. Bu sezon Leicester City kadar lige damgasını vuran Tottenham'ın stoper tandemi Wilmotts'un elinde olacak. Roy Hodgson'ın İngiltere'sine 5 oyuncu hediye ettikten sonra Belçikalı meslektaşına da 3 banko futbolcu veren Mauricio Pochettino kocaman bir teşekkürü hak ediyor.

Elemeleri Galler ve Bosna'nın önünde lider bitiren Belçika'nın birbirine yakın kalitede geniş oyuncu portföyüne sahip olması onu sadece grubun değil turnuvanın da favorisi yapıyor. Chelsea'de beğenilmeyip Bundesliga'ya gönderilen De Bruyne, üç yılda öyle bir gelişim gösterdi ki, City sezon başında onu alabilmek için 50 milyon pound ödedi.

Everton'da 18 gollü parlak bir sezon geçiren Romelu Lukaku, arka hatta oynayan Hazard-De Bruyne-Mertens üçlüsünden istediği pas desteğini alırsa turnuvaya renk katar. Lukaku demişken, ufak bir detayı aktararak Belçika faslını kapatayım. Malum Romelu futbolcu bir aileden geliyor. 1996/97 sezonunda Gençlerbirliği forması giyen Roger Lukaku'nun oğlu olan Everton'lu santrforun 94 doğumlu küçük kardeşi Jordan ise Belçika Milli Takımı'nın tek sol beki olarak EURO 2016'da boy gösterecek.

İhtiyarlara yer çok!

İhtiyarlara yer yok, Cormac McCarthy'in aynı adlı romanında beyaz perdeye uyarlanan nefis bir filmdi. Javier Bardem'in bir kiralık katili canlandırdığı filmde Moss (Josh Brolin) olay yerinde bulduğu bir çanta yüzünden başını belaya sokar. Anton Chigurh (Bardem) filmin sonuna kadar Moss'u öldürmek için kovalar. 4 Oscar kazanan filmin İtalya'yla ne ilgisi mi var? Juventus'ta harika üç sezon geçiren Antonio Conte, Prandelli'den sonra takımın başına geçti. Bir nevi Moss gibiydi. Bulduğu çantanın başına bela olacağını kestiremedi. İtalyan futbolunun son dönemde oyuncu yetiştirmede yaşadığı sıkıntı 2016'ya gelirken iyice belirginleşti. Conte de garantiye oynayarak yaşlı ve bildiği oyuncularla yola devam ediyor. Yani anlayacağınız Conte'nin filminde 'ihtiyarlara yer çok'...

Prandelli, Conte'den nasiplendi

2010 Dünya Kupası'nda Lippi ile büyük hüsran yaşayan İtalyanlar, Cesare Prandelli'ye sarılarak EURO 2012'de finale kadar gitti. Prandelli, Güney Afrika'daki ideal onbirden 8, hatta De Rossi'ye yaptığı pozisyon devşirmesini de sayarsak 9 değişiklikle başardı bunu.

Unutmamak gerekir ki, milli takımlar dominant kulüplerin yörüngesinde şekillenir. İtalyanlar'ı düzlüğe çıkaran Prandelli gibi görünse de devrimin asıl sahibi Juventus'un başındaki Conte'ydi. Her ne kadar Delneri, Wolfsburg'tan devre arasında Barzagli'yi alıp Bonucci ve Chiellini ile buluşturmuş olsa da üçlü savunma duvarını ören 2011 yazında Juve'nin direksiyonuna geçen Conte'ydi. Juventus ne oynuyorsa Prandelli'nin İtalya'sı onu oynuyordu aslında. Conte kemikleşen 3-5-2'siyle Juve'yi üst üste 3 Serie A şampiyonluğuna taşırken, EURO 2012'de final gören Prandelli bu işten en az Conte kadar nasiplendi.

Conte de garantiye oynuyor

2014'teki hezimetin ardından Conte, Prandelli'nin koltuğuna kuruldu. Gönlü zaman zaman Astori ve Ranochia'ya kaysa da efsane Juve üçlüsüne dönerek İtalya'yı namağlup olarak Fransa'ya getirdi.

Fakat hiç bir kuş sonsuza kadar uçmaz. Conte'nin Juventus'ta harikalar yarattığı muhteşem defansı artık yaşlandı. Buffon, Barzagli, Chiellini, Bonucci İtalya'nın hala ideal kadrosunda. Bu dörtlünün yaş ortalaması ise tam 33,5. Bu konuda Femenko'nun Ukrayna'sını (32,6) bile geçmiş vaziyetteler.

Takımın genel anlamda en büyük sorunu da bu zaten. Bir türlü gençleşme operasyonunu tam anlamıyla yapamadılar. Grubun favorisi Belçika, İtalya için ikincilik mantıklı bir hedef.

Zlatan'ı Ronaldo oynatacak!

Zlatan İbrahimoviç, İsveç için bir kurtarıcı, bir futbol elçisi, bir lider, bir rol model, bir.... Devam eder gider. Zlatan'ın solo performansı İsveçliler'e bu turnuvada umut ışığı olacak. Bunun herkes farkında.

İbrahimoviç'i harekete geçirmek için yarışacağı, daha iyi olduğunu göstermek isteyeceği bir rakibi var; aynı grupta olmasa da Ronaldo. 2014 Dünya Kupası baraj maçında Ronaldo'yla düelloları hafızalarda daha dün gibi taze. 20 oyuncu bir kenara çekilmiş bu iki yeteneğin savaşını izliyordu. Zlatan'ın 2 golüne karşılık tek başına İsveç'e 4 gol atan Ronaldo en büyüğün kim olduğunu gösterdiğinde Zlatan'ın yanına annesi bile yaklaşamamıştır.

Gelelim Ronaldo ile nasıl rakip olacaklarına...Ronaldo ile Zlatan bugüne kadar 3 Avrupa Şampiyonası'nda eski tabirle gol kaydına muvaffak oldular. Fransa'da ilk golü atan 4 rekoru 4 turnuvaya çıkaracak. Ali'n işte size nefis bir düello. O halde Zlatan'ın maçlarına hazır olun derim.

Keane kadar isterlerse neden olmasın

Futbolculuğu döneminde gündemden hiç düşmeyen bir adamdı Roy Keane. 1993'te Nottingham Forrest'tan Manchester United'e transfer oldu ve 13 yıl boyunca Premier Lig'in en sert orta sahalarından biri oldu. Gaddarlıkta sınır tanımadığı zamanlar çok olsa da Alex Fergusson'un sahadaki yardımcısıydı.

Huylu huyundan vazgeçer mi? Geçmez tabii. İrlanda Cumhuriyeti'nde Martın O'Neil'i şemsiyesi altında antrenörlük yapan Keane, takımının Belarus'a kaybettiği maçın ardından, 'İçimden futbolcularımı öldürmek geliyor' diyerek ülke gündemini değiştirmeyi yine başardı.

Sanırım İsveç'le yapacakları maçtan evvel Zlatan'a neler söyleyeceği şimdiden merak konusu.