Arama

Popüler aramalar

Yetersizlik!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

En güzel tanımı maçtan sonra Fatih Terim kendisi yaptı aslında; Bu seviye başka seviye. Hırvatistan 1998'de dünya üçüncüsü olan Biliç'li, Suker'li, Prosinecki'li, Boban'lı kadrodan daha tehlikelisine sahip. Sanırım hamaset bunu görmemizi engelledi. Hırvatlar fazlasını da atabilirlerdi, maçı defalarca koparacak seviyeye getirdiler. Türkiye adına asıl üzücü olan reaksiyon vermek yerine, her başarısız denemede Hırvatların üstünlüğünü kabullenişti.

Kanatsız oyunla bu kadar

35 ortaya 12 orta. Sanırım maçın şifresi bu istatistiklerde gizli. Fatih hoca takımlarında genelde orta saha karakterli oyuncuların kanatlara devşirildiğine şahit olmuşuzdur. Genel anlamda her pozisyonda Hırvatların önde olduğu bir gerçekken en yumuşak noktaları sol bekleri Striniç'ti. Napoli'de sadece 5 resmi maç oynayarak Serie A ritminden yoksun gelen Striniç'e Volkan'la değil Hakan ile hücum etmek büyük handikaplar yarattı.

Sağ forvette oynayan Brozoviç'in de tıpkı Hakan Çalhanoğlu gibi bir merkez orta saha oyuncusu olduğunu hatırlatmakta fayda var. Sağ çizgide Caner'e karşı her pozisyonda üstünlük kurdu. Ama maçın Hırvatlar adına en fark yaratan oyuncularından biri Dario Srna'ydı. O bir sağ bekten çok ötesi. Daha ilk yarı biterken 15 kanat ortasına ulaşması bile Brozoviç'in ne kadar şanslı olduğunun göstergesi değil mi? Caner 2 aydır resmi maç oynamadan geldi Fransa'ya. Yeni sezonda İnter'de birlikte forma giyeceği Brozoviç'e karşı savunmada bu kadar aksamasının sebebi bu ritmin bozukluğuydu.

Savunmanın zaaflarını tetikleyen, Caner'in formsuzluğu kadar orta sahadaki Topal eksikliğiydi. Terim'in İspanya maçından başlayarak Topal'ı merkeze getirmesi gerekecek. Öyle görünüyor ki, İspanya'ya karşı da orta sahayı almamız bu düzende mümkün olmayacak.

Arda'nın senkron sorunu

Ülke olarak yetiştirdiğimiz en pahalı ürünümüz Arda Turan. Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır. Arda da farkında ama ayaklarıyla beyni senkron sorunu yaşıyor. Güçlü değil. Çabuk düşünüyor ama çabuk gidemiyor. Türkiye'nin Arda'ya, lidere ihtiyacı var.

Bizim 2008 başarısını tekrarlamamız için Arda'nın Aslı'na rücu etmesi, Babacan'ın ellerinin büyümesi, Ozan'ın saçlarını taramaktan önce rakibe duvar olmayı düşünmesi gerekecek.
Bugüne kadar katıldığımız turnuvaların tamamında ilk maçı kaybetmemiz dikkate değer bir istatistik oluşturuyor. O yüzden İspanya'ya yenilmeden Çeklerin karşısına çıkmalıyız.