‘’Hastaneler doldu taştı!‘’
Beşiktaş için ilk yarıyı oynamadı kabul etmek en doğrusu. Lyon Teknik Direktörü Genesio’nun, Fekir’i dışarıda tutup maça çift ön libero ile başlamasını Oğuzhan ve Atiba topa hükmederek cezalandırmalıydı. Fakat beklenenden çok daha zor bir ilk yarı izledik. Beşiktaş topa sahip görünse de oyuna hükmedemedi. Lyon savunması baş döndürücü bir rotasyon içerisinde olduğu için duran topta herkes yerini kaybediyor. Oğuzhan ile Atiba’nın aynı anda kötü oynadığı bir günde Lyon’u çözmek için maçın anahtarı duran toptu. Talisca’nın korner organizasyonunda sağ ayakla attığı golün üzerine daha fazla gitmek gerekirdi.
Atiba uyursa herkes ölür!
Baskı sürekliliği dediğimiz şey Beşiktaş’ı ligde 5 puan farkla lider yapan özelliği. Lyon’a karşı Oğuzhan’ı anlayabiliriz ama Atiba’nın ekstra top kayıpları pozisyon oyununu imkansız hale getirdi. Atiba evin olgun çocuğu gibi. Küçükler hata yapar affedilir ama büyük oğlan yapınca göze batar ya, Atiba’nın durumu da aynı. O top kaybı yapınca Beşiktaş’ın tüm düzeni alt üst oluyor, ön alana geçemiyor, her top duvara çarpıp geri dönüyor.
İsviçre çakısı gibi
Talisca, İsviçre çakısı gibi adam. Yüksek topa vuruyor, pas oyununda var, frikik atıyor, duran topta başrol oynuyor. İlk yarı merkezden gelmeyen toplara çok takıldı, ona rağmen maçın içinde kaldı. Böylesi bir vuruş kalitesine sahipken ceza sahası dışı etkinliğine diyecek yok ama dün gece asıl farkı 18 çizgisinin içinde yarattı. İkinci santrfor olarak girdiği her pozisyonda kaleyi buldu. Uzatmada bir metreden kaçırdığı gole rağmen Atiba’nın da, Oğuzhan’ın da yerine oynadı. İki takımın savunması da o kadar bariz ve basit hatalar yaptı ki sadece son 10 dakikada kaçan gollerden hastaneler dolar taşar. Fabri ilk maçta yaptığı hatayı fazlasıyla affettirdi, inanılmaz toplar çıkardı. Beşiktaş bu savunmayla normal süreyi tek gol yiyerek bitirdiyse bunun adı mucizedir. Ama asıl acıtan sahanın en kötüleri olan Tosiç ile Mitroviç’in son iki penaltıyı kaçırmasıydı.
‘’Paniğe gerek yok, tur avucumuzda‘’
Beşiktaş için 1-1 ile 2-1’in çok farklı olmadığını söyleyerek konuya girmekte fayda var. Temsilcimize 1-0’ın yettiğini unutmamak gerek. Yani paniğe gerek yok, bu felaket olur. 60. dakika golsüz geçilse bile telaş yapmamalı. Bu turun favorisi ilk eşleştikleri gün Lyon gibi görünse de bugün tura yakın olan taraf Beşiktaş.
Arena, Lyon’u sindirir
Beşiktaş, sahasında Şampiyonlar Ligi’nde de Avrupa Ligi’nde de maç kaybetmediyse bunda taraftarın rolü büyük. Lyon, deplasmanda sinen bir takım. İlk dakikadan itibaren Beşiktaş’ın baskı kurup Cenk’in etkili olacağı pozisyon oyununa geçmesi tahmin edilenden daha kolay olabilir.
Beşiktaş daha tecrübeli bir takım. Q7 oynuyor ve ilk maçtaki kadar saha içi döngüsüne mecbur kalmayacaklar. Herkes pozisyonunda oynayacak. Lyon yorgun geldi. Referandum dolayısıyla Beşiktaş hafta sonunu dinlenerek geçirdi. Lyon, Bastia deplasmanında tek devre oynadı ama dayak yiyerek döndü. Mental olarak iyi durumda değiller.
Mitrovic değil Tosic bozar!
Mitrovic, duran topta avantaj sağlar. Lyon topa sahip olamayacağını iyi biliyor ve duran toplar birinci plan olacak. Mitrovic ilk maçta stoper oynarken hata yapsa da ön libero oynarken duran toplarda doğru pozisyon aldı. Mitrovic’in stoper oynaması değil şayet Adriano’da son dakika sürprizi yaşanırsa Tosic’in sol beke geçmesi düzeni bozar.
Babel’in şutları...
Talisca, Babel, Q7 fark yaratmalı. İlk maçta Beşiktaş’ın 2. yarıda yediği baskının sorumlusu önde kolay top kaybeden Talisca idi. Beşiktaş’ın baskı sürekliliği için Talisca ve Q7’nin top kaybetmemesi ilk şart. Hucumda kaldıkları sureyi ne kadar artırırlarsa geri koşamayacakları için maçın son 20 dakikasına diri girerler. Babel’in akan oyun şutları için buna mecburlar.
‘’Lyon Başkanı empati yapar mı?‘’
Lyon, Beşiktaş ile eşleştiği günden beri maç takviminden şikayetçi. Türkiye’deki referandum sebebiyle temsilcimizin 13 ve 20 Nisan arasında lig oynamaması ve Lyon maçlarına dinlenerek çıkacak olması Fransızlar’ı fazlasıyla rahatsız ediyordu.
Lyon Başkanı Jean Michael Aulas, 1987’den beri görevde ve gerek UEFA gerekse Fransa Futbol Federasyonu’nda etkili. Sanırım buna güvenerek Beşiktaş maçı öncesi kendi taraftarının çıkardığı olayları gerekçe gösterip 20 Nisan’daki rövanşı seyircisiz oynamayı talep edecek kadar gözünü kararttı.
Bastia’da dayak yediler
Beşiktaş hafta sonunu dinlenerek geçirirken, Lyon’lular, Bastia deplasmanına gitmek istemiyorlardı. 7 as oyuncuyu Lyon’da bırakıp Bastia’ya ulaştıklarında tam da istedikleri gibi bir atmosfer buldular. Bastia taraftarı maçtan önce sahaya inerek, Depay ve kaleci Lopes başta olmak üzere tüm futbolculara saldırdı. Perşembe gecesi Lyon’da olduğu gibi Bastia’da da yeterli güvenlik önlemi alınmadığı için futbolcular soyunma odasına güç bela kaçarak maçı oynamak istemediler. Başkan Aulas, yine olayların ortasındaydı ama hakemler maçı oynattı. Devrenin bitiş düdüğüyle Lopes kendisini uyaran Bastia’lı bir yöneticiye yumruk atınca tribünler yine aşağıya indi. Fransa’da görmeye çok alışık olduğumuz bir durum değil doğrusu.
Zorlu Bastia deplasmanında maçı oynamak istememelerine rağmen tek devre de olsa sahaya çıktılar ama dayak yiyerek döndüler. Muhtemelen Bastia ağır ceza alacak ama Lyon’lular Beşiktaş maçı öncesi tahmin ettiklerinden daha çok hırpalandılar.
Beşiktaş’a ceza mantıksız
Lyon Başkanı Aulas, Bastia’da yeterli güvenlik önlemi alınmadığından şikayet edebiliyorsa Beşiktaşlılar’ın ve Başkan Fikret Orman’ın da böyle bir hakkı olduğunu hatırlamalı. UEFA talimatları gereği ev sahibi kulüpler stat güvenliklerini sağlaması gereken birinci tüzel kişiliklerdir. Yani Lyon’lular, kendi sahalarında güvenliği sağlayamadıkları için İstanbul’daki maçın seyircisiz oynamasını isteyemezler. Bastia’da Lyon Kulübü ne kadar suçluysa, Lyon’daki maçta Beşiktaş o kadar kusurludur. O yüzden UEFA’nın 20 Nisan’daki maçta Beşiktaş’ı cezalandırması hukukla da mantıkla da izah edilemez. Umarım Lyon Başkanı Aulas, biraz olsun Beşiktaş’ı anlamıştır.
‘’Kendine yenilen takım‘’
Lyon’un en zayıf halkaları iki beki şüphesiz. Talisca frikik için topun başına geçtiğinde sağ bek Rafael, Babel ile eşleşti. Fakat Talisca orta yapmak yerine ezberin dışında Babel’e derin pas attığında Rafael gözüne far tutulmuş tavşan gibi kaldı, hamle yapmak isterken de kaydı ve düştü. Burada Talisca’nın akıl dolu pasını ve Babel’in müthiş sağ ayak şutunu alkışladıktan sonra Rafael’e teşekkür etmek gerek sanırım. Tabii bu teşekkür sadece bu pozisyonla sınırlı değil. Sakarlıktan gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştüğü ve kötü oyunuyla antrenörünü 52. dakikada diğer sağ bek Jallet’i oyuna almak zorunda bıraktığı için.
Baş döndürücü değişim
Tosiç’in sol bek, Babel’in sağ açık başladığı maçın ilk 20 dakikasında Q7’nin yokluğu çok fazla hissedildi. Marcelo’nun iki kaledeki inanılmaz performansına karşın Mitroviç’in stoperde yaptığı hatalar akıl almaz boyutlara ulaşmak üzereyken imdada Güneş’in zekası yetişti. Şenol hoca, Beşiktaş’ı resmen bir voleybol takımı gibi sahanın içinde döndürdü. 1-0’ı yakaladıktan sonra Mitroviç ön liberoya, Adriano sol beke, Babel sola, Cenk sağa, Talisca santrfora geçti. Bu baş döndürücü değişimle Beşiktaş skoru, oyunu, turu elinde tuttu desek abartmış olmayız. 20. dakikadan sonra oynanan 4-3-3’te Atiba’nın merkeze doğru yaptığı driplingler zihin açıcıydı doğrusu. Lyon’un şifrelerini çözmek için yapılacaklar listesinde; duran top savunmasında Marcelo’nun alacağı yüksek toplar ve Gökhan’ın Valbuena’yı çizgiye sürmesi ilk sıradaydı. Marcelo fazlasını yaptı, hücuma her gelişinde tehlike yarattı. Gönül sol ayağının üzerinde sağlam durdu ve onu mümkün olduğunca çizgide tuttu. Ama son 10 dakikada her şey tersine döndü. Maç 1-1’e gelmişken Fabri’nin geri pası hediye etmesi gerçekten inanılır gibi değil. Resmen kendine yenildi Beşiktaş.
Böyle hakem bulmak zor
Yakın zamanda Fenerbahçe, İvan Bebek; Beşiktaş, Craig Thompson faciasını yaşamışken İspanyol hakem Mateu Lahoz’un adil yönetimi çölde bir vaha etkisi yarattı. Fransız lobisine rağmen Lyon deplasmanında böyle bir yönetim görmek iyi geldi doğrusu. Zira maçtan önce oynanan oyunu görünce gözümüz korkmuştu. Başkan Jean Michael Aulas, Lyon taraftarlarına İstanbul’a gitmeyin diye çağrı yapıyor, 20 bin bileti Beşiktaş taraftarına satıyor, üstelik hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor ve taraftar sahaya iniyor. İstanbul’daki maçı seyircisiz oynatmak için gereken tüm şartları sağlamış anlayacağınız Lyon Kulübü. Maçtan önceki sahaya inme hadisesi İstanbul’da yaşansaydı, Lyon bugünden itibaren yarı finaldeki rakibini bekliyor olurdu.
‘’Güçlü oyna topu al‘’
Beşiktaş için bu gece Lyon’dan çıkmanın yolu topu almaktan geçiyor. Şenol Güneş geldiğinden beri Beşiktaş’ın oyun stratejisi buna dayanıyor. Bu sezon Adriano ve Gökhan Gönül’ün katılmasıyla hücum ve savunma geçişlerindeki akıcılık Beşiktaş’ın oyununu çok geliştirdi. Güçlü bir oyun oynuyor artık Güneş ve öğrencileri. Lyon’a karşı en büyük avantajları da bu olacak.
Q7’nin yokluğu hissedilir
Beşiktaş için Quaresma’nın eksikliği tahmin edilenden daha büyük hasara yol açabilir. Onun yokluğunda Babel sağa, Adriano sol öne, Tosic sol beke kayacak. Bu, Beşiktaş’ın oyun akıcılığını kötü etkileyebilir. Babel topu sağına aldığında karşısında kaleyi değil, taç çizgisini görecek. Babel’i çizgiden çıkarmak için Gönül’ün bindirmesi, Talisca ve Cenk’in pas seçeneği yaratması kaçınılmaz. Aksi halde bol hata yapan Lyon stoperleri rahatlayacak.
4-2-3-1 oynayacaklar
Senaryonun sorunsuz ilerlemesi biraz da Atiba’nın kusursuz oyununa bağlı. Kanadalı’nın rakip set hücumu yaparken faulsüz kazanacağı toplar nefis bir kontratak fırsatı anlamına geliyor. Lyon Teknik Direktörü Bruno Genesio son 3 lig maçında değişik formasyonlar denemiş olsa da Beşiktaş’a karşı santrforda Lacazette, arkasında Fekir ile 4-2-3-1 oynar. Lyon ligde ilk üçü kaçırdı, kupadan elendi o yüzden Avrupa Ligi tek hedefi. Roma maçında olduğu gibi Beşiktaş’a karşı da iç saha avantajını kaçırmamak için ilk 20 dakikada duran top golü arayacaklar. Roma’ya iki maçta da bu tarz gol atan Diakhaby’yi Marcelo’nun iyi savunması şart.
Duran topa dikkat
Lyon kısa takım, akan oyunda yüksek topları tercih etmiyor. Kanat forvetleri içeri kat ederek pasla ceza sahasına giriyor, şuta yöneliyor. Ceza sahasına pasla girerken tehlikeli bölgede kazanılan fauller Valbuena ve Fekir’e frikik şansı yaratıyor. Duran toplar Beşiktaş için en büyük tehdit olacak.
Lyon hücumda ne kadar iyiyse savunmada bir o kadar kötü. Lyon’a, Beşiktaş’ın gol atamaması için ekstra kötü oynaması gerek! Beraberlik ve 2-1, 3-2 gibi mağlubiyetler bile Beşiktaş’a tur için yeterli olabilir.
‘’Bu Lyon tam Kartal'a göre!‘’
Lyon için üç haftadır hayat Beşiktaş’tan ibaret. Ligde 3.’lük şansları mucizelere bağlı, 5. Bordeaux ile de 5 puan fark var. Fransa Kupası, Lig Kupası ve lig yarışından koptukları için Avrupa Ligi’nden başka hedefleri yok. Teknik direktör Bruno Genesio, bunu her fırsatta dile getiriyor. Metz maçının 11’inden tam 6 oyuncuyu Lorient maçında dinlendirdi. Lacazette ve Valbuena kenardayken maça 4-3-3 başladılar. Fekir önde çok etkisizdi, Lacazette girene kadar santrforsuz oynadılar. Morel’in yerine sol bekte Rafael başladı, Diakhaby dışarıda kaldı, Mbiwa-Mammana ikilisi tandemi oluşturdu. Genesio, takımı dinlendirip Beşiktaş’tan saklayacağım diye tercihleriyle büyük bir faciaya imza attı.
Beşiktaş’ın gol atmaması mucize
Set hücumunda en büyük handikap çözüm yolu ararken kaybedilen basit toptur. Hele savunmanız Lyon gibi ağır ve geri koşularda rakibi yakalamakta zorlanan oyunculardan kuruluysa iyi kontratak organizasyonunun gol olmama ihtimali yok.
Lyon’un, Lorient’ten yediği 3. gol Şenol Güneş’e çok önemli ip uçları vermiştir umarım. Topla tüfekle çıktıkları hücumda Lorient savunmasını açmaya çalışırken basit bir top kaybıyla kontrayı yediler. Bu gol Lyon’un geri koşularda ne kadar zayıf olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Lyon savunmasında kim oynarsa oynasın mutlaka gollük
hata yapıyor. PSG, Rennes, Metz ve Lorient maçlarını izledikten sonra Beşiktaş gibi iyi hücum takımının bu Lyon savunmasına gol atmaması mucize olur.
Lopes önde yakalanırsa...
Kaleci Lopes’i önde yakalamak önemli. Lyon iç sahada stoperlerini orta yaya çıkararak oynuyor, Lopes de mesafeleri daraltmak için çıkmak zorunda kalabiliyor. Antony Lopes fizik olarak kısa, çizgide iyi bir kaleci. Ama önde yakalandığında topu ağlardan çıkarma ihtimali yükseliyor. Waris Macid’in ceza sahası çaprazından vurduğu topta
olduğu gibi. Babel ile Talisca’nın mesafeli şutları Lopes’in kâbusu olabilir.
Lyon’u Atiba bozar
Beşiktaş maçında Lacazette santrfor, Fekir arkasında 4-2-3-1 oynarlar. Genesio için ilk plan iç sahada baskıyla maça başlayıp ilk 20 dakikada golü bulmak. Lyon kısa bir takım ve akan oyunda yüksek topları tercih etmiyor. O yüzden kanat forvetleri çizgiden içeriye kat ederek pasla ceza sahasına giriyor ya da şuta yöneliyor. Merkezde pas yoğunluğuyla bazen bunaltıcı baskı kurabiliyorlar. Fransa Ligi’nde en fazla şut çeken takım olmalarını bu oyun tarzına borçlular. Ceza sahasına pasla girme planının önemli getirilerinden biri de tehlikeli bölgede kazanılan fauller. Beşiktaş tecrübeli bir takım. Duran top şansı vermemek Güneş’in en önemli stratejilerinden biri olmalı. Atiba’nın faulsüz kazanacağı toplara her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Zira geri koşular Lyon’un en büyük kabusu. İşin özeti şu; Lyon golün her türlüsünü yiyor Beşiktaş da her çeşidini atıyor. Turun ibresi her geçen gün Güneş ve öğrencilerine dönüyor.
‘’Lyon kazandı ama korkutmadı‘’
Lacazette ile Fekir’e çok bağımlılar. 3-0 yenmelerine rağmen Lyon’un savunması hala çok sorunlu. Baskı oyununa geçmek için de ilk 20 dakikada duran top golünü çok arıyorlar. Beşiktaş tecrübeli bir takım ama yine de gereksiz duran top vermemek bu maçın anahtarı olur.
Beşiktaş, Lyon ile eşleştiği günden beri işler Fransız ekibi için çok da iyi gitmiyordu, taa ki Metz’i deplasmanda 3-0 yenene kadar. Skor, oyunun yansıması değil önce oradan başlayalım. Lyon, PSG yenilgisi ve Rennes beraberliğinin ardından mutsuz bir takıma dönüştü. Lacazette ile Fekir’e çok bağımlılar, bu ikilinin mutsuzluğu tüm takıma sirayet ediyor. Fekir, Rennes’e karşı 79’da oyuna alınmasına çok içerlemişti, Metz maçının ilk yarısını neredeyse oynamadan geçirdi. İkinci yarıyla birlikte Fekir sırtını dönüp blok arasında pas istedi, aldı, döndü ve top kaybetmedi. Metz karşısında maçı çözen detay Fekir’in oynamaya karar vermesiydi aslında. Lyon, Metz’i yenerek 2017 yılındaki ilk deplasman galibiyetini elde etti. Lyon’un içeride cumartesi gecesi Lorient ile oynayacağı maç 13 Nisan’daki Beşiktaş randevusuna ışık tutacağa benziyor.
Duran toplar eşleşmenin anahtarı
Metz’i 3-0 yenmelerine rağmen Lyon’un savunması hâlâ çok sorunlu. Diakhaby ağır stoper. Hücumda gelip duran toplara vuruyor ama arkaya koşularda teslim oluyor. Nguette’e karşı arkasına yediği koşularla pozisyon verdi, karta da yakın bir oyuncu. İşte Beşiktaş’ın en hayıflanacağı konu bu. Aboubakar’ın üç maç ceza alması ve Lyon serisinde oynamayacak olması en büyük handikap. Lyon, baskı oyununa geçmek için ilk 20 dakikada duran top golünü çok arıyor. Bu yüzden Valbuena ve Fekir’in faul alma numaraları hücum senaryosunda yazılı. Beşiktaş tecrübeli bir takım ama yine de gereksiz duran top vermemek bu maçın anahtarı olur.
Valbuena’yı çizgiye sürmeli
Valbuena, Lyon’un hücumdaki üçüncü oyun kurucusu. Sol önde çizgiye basmadan bir orta saha oyuncusu gibi içeriye kat ediyor ve topu sağ ayağına düşürmeye çalışıyor. Öncelikle Gökhan Gönül’ün Valbuena’yı çizgiye itmesi, peşinden de Atiba’nın şut perdesine çok ihtiyaç olacak.
Tek farklı mağlubiyet...
Gonalons, Beşiktaş’a karşı cezalı, Genesio’nun merkezde Tousart ve Tolisso, önlerinde de Fekir ile başlama ihtimali çok yüksek. Son olarak iddiamı yineliyorum; Beşiktaş, Lyon’dan beraberlik ya da 2-1, 3-2 gibi tek farklı mağlubiyetle dönerse turu İstanbul’da geçebilir.
Tolisso ve Fekir’siz sıradanlar
Lyon Teknik Direktörü Bruno Genesio Metz’te Fekir’i forvet arkasına koyup 4-2- 3-1 oynadı. Muhtemelen bunu hem Lorient hem de Beşiktaş’a karşı uygulayacak. Fakat burada büyük bir tercih hatası yaptı. İki ön libero Gonalons ile Tousart’ı merkezde kullanarak Mehmet Topal-Souza kısırlığına düştü. Lyon orta sahası için Tolisso olmazsa olmaz oyuncu. Tolisso-Lacazette değişimiyle 4-3-3’e döndüklerinde maçı kopardılar. Hızlandılar ve duran top savunmasından hücuma çok hızlı geçip Ferri ile nefis bir kontratak golü attılar.
‘’Çok zor, imkansız değil!‘’
Tudor geldikten sonra Galatasaray’ın kimyasında gözle görülür bir değişim söz konusu. Bu değişim şampiyonluk için yeterli mi? İmkansız diyemem ama küçük çaplı bir mucize olmazsa çok zor. Durum sadece Galatasaray’ın performansına bağlı değil, Beşiktaş’ın dominant futbolu ve Başakşehir’in oyun gücü düşünüldüğünde aradaki 9 puanlık farkın kapanması için birden çok şeyin yan yana gelmesi gerek.
Savaş baltalarını gömerlerse...
Galatasaray’ın öncelikle Adana karşısındaki oyun iştahını son 8 haftanın tamamında göstermesi birinci şart. Tabii bunun için önce takım içinde bazı isimlerin savaş baltalarını toprağa gömmesi lazım. Sneijder’in Riekerink’in ardından Tudor’a muhalefet duvarı örmesi beklenen bir durumdu. Ama bu, sahaya haddinden fazla yansıyor. Wesley önce fazla kilolarından kurtulacak, sonra da ligin asist kralı olduğunu hatırlayacak. Tudor geldiğinden beri tek gole katkısı olmadı. Hoca form durumundan onu yedek soyunduruyor. Kolay değil Sneijder gibi bir karakterle başa çıkmak. Adam 4 sezonda sadece 3 kez kulübede maça başlamıştı, Tudor, geldiğinden beri 2 kez kenarda oturttu. Sneijder da hedef birliğine katılırsa o iştah yakalanabilir, taraftar tribüne döndürülebilir.
Bu hafta çok kritik
Galatasaray, bu hafta Başakşehir deplasmanına gidiyor. Şayet bu hafta yenerlerse yakın hedefe yani Devler Ligi’ne ön rezervasyon yaptırırlar. Ama bu sonuç Beşiktaş’ın ligi koparmasına da yol açabilir. Bunu kulak ardı etmemek lazım.
Rakibi Galatasaray olursa...
Beşiktaş, Trabzon’u yenerse ligin boyunun kısaldığı düşünülürse son 7 hafta öncesi en yakın rakibiyle aradaki puan farkını 8’e çıkarmış olur. Ama tersi olur, Galatasaray Başakşehir’i yener, Beşiktaş Trabzon’da kaybederse işte o zaman rüzgar Sarı-Kırmızılı takımın yelkenlerini şişirmeye başlayabilir. Galatasaray, hem Başakşehir hem de Fenerbahçe’yi yenerse Beşiktaş’ın fikstür endişesi tetiklenir. Beşiktaş yarışta Başakşehir ile olmaktan mutlu ve sağlıklı yaşam koşusu yapıyor. Ama rakip Galatasaray ya da Fenerbahçe olursa baskı artar, tansiyon yükselir, fikstür bir anda dağ gibi büyür.