‘’Kariyer intiharı‘’
Arda bugüne kadar kazandığı sempatiyi yerle bir etti. Kusuru işleyenin özür dilemek şöyle dursun üstüne efelendigi bir dünyada Arda’nın yaptığını alkışlayacak hasta ruhlu insanlar olabilir. Bu nasıl bir kinmiş, ne kalın bir ajandası varmış Ardanın. Üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hesabı şimdi kesebiliyor. Üstüne de mafya ağzı açıklamasıyla tüy dikiyor. Atletico Madrid ve Barcelona onun futboluna çok şey kattı şüphesiz ve ama içindeki öfkeyi yenmeyi öğretememiş. Yazık kendine büyük kötülük yaptı Arda. Bilal Meşe’ye yumruk attı, tartakladı. Belki saldırdığı insanın burnunu ya da kolunu kıramadı ama kendini rol model alan binlerce çocuğun kalbini orta yerinden kırdı. Arda’nın Ay-Yıldızlı formayı giymeye devam etmesi düşünülemezdi. Kendisini göndermek için fırsat kollayan Barcelona yönetiminin de işini kolaylaştırdığının farkındadır umarım. Yaptığı tam bir kariyer intiharı.
‘’21'de saklı‘’
Fenerbahçe için sezonun tanımı ‘kabus’ olarak yapılıyorsa bunun sebebini matematikle açıklamak en doğrusu. Kabusun sorumlusu ‘21’... Fenerbahçe tarihinde eşine az rastlanır bir durum bu ama Advocaat’ın takımı Kadıköy’de tam 21 puan kaybettiği için bugün Adana’da taraftar üçüncülük için heyecanlandı. Beğenilmeyen Pereira bile evde sadece 6 puan yitirmiş ve son haftaya kadar şampiyonluk yarışında kalabilmişti. Ama Advocaat dönemi Fenerbahçeliler’in hatırlamak istemeyeceği bir sezona dönüştü. Bir büyük takım, 34 haftalık sezonda 21 puanı evinde yitirmez, yitirmemeli.
Futbolu halk için oynayın
Fenerbahçe’nin yeni sezon planlaması yapılmaya başlanmıştır. Burada öncelik futbol tarzı olmalı. Fenerbahçe ‘dominant oyuna’ dönmeli. Aykut Kocaman ile pas ve savunma kaygısının yükseleceğine şüphe yok. Lyon’dan Valbuena’yı alma çabası da bu yüzden. Advocaat da Pereira gibi futbolu futbol için oynayanlardandı, bu işin içinde taraftarın olduğunu hatırlamanın vakti geldi. Fenerbahçe, Aykut Kocaman ile futbolu biraz halk için oynamalı.
Gider ayak taktik şov
Adana deplasmanında genç stoper Yiğithan sakatlanınca Advocaat, Volkan Şen’i oyuna alarak Topal’ı stopere çekti. Sebep olduğu penaltıyla maça moralsiz başlayan Aatif’ın sol kenardan forvet arkasına geçmesi Fenerbahçe’yi 3. bölgede alışılmışın dışında hareketli kıldı ve ilk yarı maçın ibresi döndü. Sanırım Advocaat taktik şovunu ligin son maçına saklamış! Tüm sezonda yapmadığı kadar taktiksel değişikliği Adana’da yaptı. 2. yarının başlamasıyla Aatif, 10 numaradan merkeze Alper onun yerine, Ozan girince Aatif sola... Statikliğiyle bildiğimiz Advocaat’a da yarın işbaşı yapacağı Hollanda Milli Takımı öncesi iyi bir pratik oldu.
‘’Maddi-manevi!‘’
Beşiktaş geçen sezon mutlu sona ulaşana kadar son 20 yılda sadece 2 kez şampiyonluk ipini göğüsleyebilmişti. Beşiktaş camiası için Gaziantep’te üst üste 2. kez şampiyonluğunu ilan etmenin manevi getirisi maddi kazancın çok önünde. Gençlik yıllarımızda Metin- Ali-Feyyaz’lı efsane kadroyla gelen şampiyonluklar bir nesli Beşiktaş’lı yapmıştı, bu kesin. Kolay değil 20 yılda iki şampiyonluk yaşadıktan sonra taraftar sayısını korumak, tribünleri doldurmak, ekonomik olarak ayakta kalmak, hem de hiç kolay değil. O yüzden bu senenin şampiyonluğu tahmin edilenden daha büyük kazanç Beşiktaş camiası için. Hatta son iki sene fazlasıyla Metin-Ali-Feyyaz!...
Santrfordan başlamalı
Beşiktaş geçen sezona oranla kadrosunu savunmadan başlayarak geliştirdi. Gökhan Gönül ve Adriano’nun kattıkları gol istatistiklerine yansımadıysa bunda öncelikli sorumlu takımın santrforları. Önümüzdeki sezon bir Şampiyonlar Ligi takımı olmak için işe santrfordan başlamalı, kaleci ve stoper ile devam etmeliler. Demba ve Gomez’den sonra Cenk- Aboubakar dominant rol üstlenemedi. Beşiktaş topa sahip olarak pozisyon oyununa devam edecekse Aboubakar o formata uygun bir santrfor değil. Demba ve Cenk kalmalı, üstüne bir santrfor alınmalı.
Yusuf Şimşek etkisi
Babel’in Beşiktaş’ta, Mustafa Denizli zamanı devre arası alınan Yusuf Şimşek etkisi yarattığına şüphe yok. Ha Kerim ile Olcay’ın aynı anda gönderilmesini ayrı tartışırız ama Babel’in sol kanadın yetenek ve dayanıklılığını artırdığı su götürmez bir gerçek. Cenk’in son haftaya girilirken bu kadar bariz istatistiğe oynaması normal görülebilir. Bence görmem. Hele de bir Şenol Güneş takımında. Cenk, santrfor bencil olur yalanına fazla inandırmış kendini. Babel’i görebilseydi ilk yarıda arkadaşına hat-trick yaptırabilirdi
‘’Bitsin artık bu çile‘’
Bir Fenerbahçe-Trabzonspor maçı düşünün 8.636 biletli seyircinin tribüne geldiği. Onlar da sahadaki futbol fukaralığını görünce pişman olmuştur ya, neyse. Hele ekranları başında 90 dakikayı gözünü ayırmadan izleyene madalya takmak gerek. Tam bir bitse de gitsek maçına dönüştü koca Fenerbahçe-Trabzon rekabeti.
Nicelik değil nitelik
Fenerbahçe, yaz dönemi kadro planlamasını eksik yaptığı için Mayıs’ta sahaya Van Persie 10 numara çıkıyor. Gençlerbirliği maçının 30. dakikasında yeni pozisyonuna geçen ve maçı çeviren oyuncuydu RVP. Fakat Trabzon’a karşı başka bir plan gerek. Önemli olan sahada 3 santrfor olması değil, ceza sahasında onları kaç kez topla buluşturduğundur. Hep niceliğe takılıyoruz, nitelik kimsenin umurunda değil.
Hasan Ali iyi niyetli ama elinden gelen bu. Peki ya İsmail? Kadıköy’de neticeyi bekler belirledi düne kadar. Bugün öyle olmadığı için RVP 10 numara oynamış, 9 oynamış fark etmiyor. Trabzon orta sahası ilk 45’te çöktü. Okay’ı anlamak mümkün değil. O kadar isteksiz ve temposuzdu ki Trabzon’un ilk yarıdaki el freni oldu. Durica- Okay değişimi Medjani’yi orta sahaya kaydırdı. Bu hamle Fenerbahçe için oyunun tıkanmasına yol açtı. Skor ise bence bu futbol fukaralığını fazlaydı.
Planlama faciası
Sezon planlamasında gerçekten bir dünya markasıyız! 20 takımlı Premier Lig, La Liga, Ligue 1 bitti, 18 takımlı Alman Ligi bitti, bir bizim ligimiz Haziran’a uzuyor. İlginçlikler bununla bitmiyor elbette. 5 Haziran’da Makedonya ile oynanacak hazırlık maçının kampı 1 Haziran’da başlıyor, fakat ligimiz 2-3-4 Haziran’da oynanacak 34. Hafta maçlarıyla bitecek. Bunu sadece bizim ligimiz için düşünmeyelim, ülkemizde forma giyen ve kendi milli takımlarına seçilen futbolcuları da işin içine katalım. Nitekim iki sezon önce Galatasaray, Bursaspor ile oynadığı Türkiye Kupası finalinde Muslera’yı sahaya çıkaramamıştı.
‘’Valbuena'yla dominant oyun geri döner‘’
Mathieu Valbuena doğma büyüme bir 10 numara olsa da 25 yaşından itibaren sağ ve sol kenarları oynamayı öğrenmiş, çok yönlü, gelişime açık bir karakter.
Fransız yıldız, kısa boylu olsa da dayanıklı, yetenekli, adam geçme becerisi yüksek bir oyuncu. Kariyerinin en verimli dönemini bu sezon Lyon’da geçirdi.
Fenerbahçe son iki sezonda topun karşısında duran bir takımdı. Valbuena transferi, topsuz değil topa sahip olunan, dominant bir oyunun işaretçisidir.
Çok yönlü bir oyuncu
Mathieu Valbuena, Fenerbahçe’nin yeni sezonda düzenini belirleyecek oyuncu olur. Fenerbahçe için sorun, üretemeyen orta sahadan başlıyorsa Fransız oyuncunun yeni sezonda takımın 10 numarası olma ihtimali yüksek. Ama bu şart değil. Son derece esnek bir oyuncudan bahsediyoruz. Valbuena doğma büyüme bir 10 numara olsa da 25 yaşından itibaren sağ ve sol kenarları oynamayı öğrenmiş, gelişime açık bir karakter. Tabii bunda Didier Deschamps ile Marsilya’da birlikte çalışmanın etkisi büyük. Fransa Milli Takımı’nda da 4-3-3’ün kenarlarında kendine daha çok yer bulmasını buna borçlu.
Hücuma yeni bir soluk
Fenerbahçe’nin, Valbuena ile hücumda birden fazla seçeceğe sahip olacağına şüphe yok. Fransız yıldız, Vitor Pereira döneminde çift ön libero ile rakip kaleye gitmekte zorlanan, Advocaat ile çekilmez bir hal alan Fenerbahçe hücum düzenine yeni bir soluk getirir. Valbuena, kısa boylu olsa da dayanıklı, yetenekli, adam geçme becerisi yüksek bir oyuncu. Marsilya ile geçirdiği 8 sezonda Fransa Milli Takımı’nın parçası olan hatta 2014 Dünya Kupası’nda tüm milli maçlarda forma giyen Valbuena, kariyerinin en verimli dönemini daha az süre almasına rağmen bu sezon Lyon’da geçirdi. Onu daha skorer hale getiren elbette Lyon’un pas düzenine dayalı hücum setleriydi. Ama o setlerin üç mimarından birinin Valbuena olduğunu da hatırlatmak gerek.
İstatistikleri yükseltir
Valbuena’nın gelişiyle birlikte Fenerbahçe’nin şut sayılarında gözle görülür bir artış beklenebilir. Bu sezon Lyon, Fransa Ligi’nde topa sahip olma, pas ve şut istatistiklerinde ilk 3’te yer aldıysa bunda Valbuena’nın rolü yadsınamaz. Zor top kaybeden, pas kalitesi yüksek ve çok çok iyi bir şutör olması Fenerbahçe’nin istatistiklerini geliştirir, buna şüphe yok. Ama asıl katkısı oyuna liderlik konusunda olacaktır. Fenerbahçe son iki sezonda üretemediği için çok fazla topun karşısında durmak zorunda kalan bir takımdı. Valbuena, topsuz değil topa sahip olunan bir oyunun işaretçisidir. Yani Fenerbahçe topu geri almak, tekrar dominant bir oyun karakterine bürünmek için Valbuena’yı alıyor.
Fransa dışı ilk macerası kötü geçti
Valbuena için kariyerinin kırılma noktalarından biri Benzema ile yaşadığı şantaj skandalı olmuştu. Konunun mağdur tarafıydı ve bu skandalı yöneteyim derken bir yılını çöpe atmak zorunda kaldı. Fransa Milli Takımı’nı da böylece kaybetmiş oldu. Daha önce sadece bir sezon Fransa’nın dışında futbol oynamayı denedi. Fakat Dinamo Moskova’da çok mutlu bir dönem geçiremedi ve 2015 Ağustos’unda Lyon’la anlaştı. Türkiye onun için yeni bir macera olacak. Fransa’da vergilerin yüzde 70’lere ulaştığı düşünüldüğünde Fenerbahçe’nin sunacağı kontratın cazibesi Valbuena’yı mutlu etmeye yetebilir.
‘’Kazandıran değişim‘’
Gençlerbirliği maça 4-3-1-2 başlayıp Rantie ve Aydın’ı çizgiden içeriye çekmesine rağmen Sow arkasında İsmail’le sol kenarda çok aksadı. Khalili erken sarı kart görüp, önündeki iki forveti her pozisyonda taca çıkarınca Ümit Özat onu 30. dakikada oyundan aldı. Advocaat, bu hamleye cevabı sistemi değiştirerek verdi. Sow’u santrfora, Van Persie’yi 10 numaraya, Alper’i ise sol kenara çekmesi ibreyi Fenerbahçe’ye döndürdü. Alper’in direnciyle hem İsmail hem Sow hem de Van Persie oyuna katıldı. Selçuk Şahin’in devre biterken attığı nefis frikik golü soyunma odasına bomba gibi düşmemiş anlaşılan. 2.yarının başlamasıyla Fenerbahçe topu rakipten aldı ve düne kadar pek de beceremediği set hücumuyla maçı çevirdi.
Etkileyici bir gol
Tüm sezonu topun karşısında durarak geçiren Fenerbahçe’nin set oyununda yerleşik Gençlerbirliği savunmasına attığı gol tam derslikti. Ama bu dersi alması gereken bizzat Fenerbahçeli oyuncuların kendisi. Fenerbahçe’nin Vitor Pereira’dan bu yana oynadığı çift ön liberolu defansif oyun Advocaat döneminde çekilmez bir hal aldığı için bu gol ilginç geliyor. Yoksa büyük takım dinamikleri zaten bu tip set gollerini içinde barındırmalı. Fenerbahçe, topu aldığı andan itibaren Gençlerbirliği’ni boş koşturmayı başardı. Set oyununda Alper’in topun yönünü değiştirmesi, peşinden gelen Lens asisti ve tüm bunları yaparken 9 Fenerbahçeli’nin topa dokunması etkileyiciydi gerçekten.
RvP kafa karıştırıyor
Ankara’da Advocaat’ın yaptığı en doğru tercih Robin Van Persie’yi maçın ilk çeyreğinde 10 numaraya çekmesiydi. Santrfor ceza sahasına girmeli, girmiyorsa girene yardım etmeli. Önce bunu yaptı, Sow’u destekledi. Sonra 18 çizgisinin içinde topla ilk buluşmasında golü attı. Hollandalı’nın sezon bitimine doğru bu çıkışları taraftarın kafasını karıştıracak cinsten. Tüm sezon vasatın altında kalıp Mayıs’ta uzayıp gitmenin başka bir izahı olmaz sanırım.
‘’Klişenin dışında ve kaliteli‘’
Beşiktaş, top hakimiyetine dayalı pozisyon oyunu oynar klişesinin dışına çıkmasına rağmen Kasımpaşa’yı bu kadar farklı yeniyorsa bunu kalite ile açıklayabiliriz. Beşiktaş, ligin en yetenekli takımı. Her bölgede rakiplerinden çok farklılar. Savunmada yapacaklarını kestirmek mümkün olsa da hücumda yapacaklarının sınırını kendileri de bilmiyor. Quaresma’nın kafasında kalenin olmaması kendisi, takımı ve Şenol Güneş haricinde herkese ilginç geliyor. Böylesi estetik zihne ve beceriye sahip bir oyuncunun kendini çizgiye bağlayıp yapacağı ortaları süslemesi kendine yaptığı büyük haksızlık diye düşünülebilir. Sadece bize göre mükemmeli aramamasına takılıyorum. Yoksa o kendine göre mükemmeli bulmuş, ortamı yaparım keyfime bakarım diyor. Ligin en çok orta yapan oyuncusu o. Hep asiste oynuyor. Bu takım için büyük nimet. Şayet Beşiktaş’ın santrforu bu sezon da Gomez olsaydı muhtemelen Kasımpaşa maçında 15. kafa golüne imza atmıştı. Bu saatten sonra Q7’yi değiştirmek zor, yaptıklarından keyif almaya çalışan herkes karlı çıkacak gibi.
Babel çok faydalı
‘Babel faydası’ diye realite var. Hollandalı bunu bizzat kendi oyun karakteriyle oluşturdu. Babel Kasımpaşa’nın sağ beki Popov’a Türkiye kariyerinde kötü bir gece yaşatırken yine takımının en faydalılarından biriydi. Faydalıdan söz açılmışken Oğuzhan’ı es geçmek olmaz. Atiba yokken zorlanmadı, Tolgay ile uyumlu, takım organizasyonu için çok istekliydi. Aboubakar’a attırdığı gol genetiğine çok uygundu. Sanırım Aboubakar, dün geceden sonra Olympiakos’ta kırmızıda geçtiğine bin kat pişman olmuştur. Şayet Lyon serisini oynayabilseydi, Kasımpaşa maçına çıkana kadar Beşiktaş ile sözleşmeyi imzalamıştı.
‘’Emre ve Avcı'nın eseri‘’
Öncelikle gerçek bir kupa maçı izledik. İki takım da genetiklerine uygun hareket etti. Başakşehir 90 dakikanın içinde maçı bir kaç kez kazanacak noktaya getirdi, Fenerbahçe’den daha iyi oynadı. Rüya sezonun böylesi bir finalle taçlanması önce Abdullah Avcı’nın sonra da Emre Belözoğlu’nun eseri. Sanırım dün geceden sonra Fenerbahçe yönetimi bir kez daha Emre’yi gönderdiğine pişman olmuştur.
Van Persie, Sow, Lens ve Alper’in koşu kaliteleri Avcı ve takımının ezberlenmiş hareketler bütününü bozan ilk unsurdu. Volkan Babacan’a dönen her top pas değil uzaklaştırma hanesine yazılınca Fenerbahçe öndeki baskıyı Adebayor’a götürerek ekstra top kazandı. İlk yarı bu yüzden Fenerbahçe’nin doğruları fazlaydı. Ama ikinci yarıda vasatı aşmadan 2 gol birden bulmaları küçük çaplı bir mucizeydi doğrusu.
Oyunun genelinde Başakşehir daha baskın oynadı buna şüphe yok.
MBFK, Ozan’ı da geliştirir mi?
Başakşehir oyucu gelişimi için en doğru kulüp derken sadece kendi futbolcularıyla sınırlı değil bu durum. Ozan Tufan’ın gelişimine de en çok destek veren takım oldular. Sezon genelinde
performansı çok tartışılan Ozan’a Başakşehir maçlarında bir haller oluyor. 2017 yılında Ozan 3 kez rakip olduğu Başakşehir’e karşı her maçta 1’er gol atmayı başardı. Ozan, dün gece attığı gol
için önce Visca’ya bir teşekkür borçlu. Visca, pozisyonda öyle bir daldı ki ofsaytı bozduğunun farkında bile değildi.
Cengiz’in scoutlarla imtihanı
Kupanın ilk ayağında Fenerbahçe’ye 11 dakikada 2 gol atmak, akabinde ligde aynısını Beşiktaş’a 17 dakikada yapmak büyük iş elbette. Ama iyi oyuncu olmakla büyük oyuncu olmak arasında kalın bir çizgi var işte. Cengiz Ünder’in çıkışı göz kamaştırıcı, ülke futbolu adına umut verici. Fakat Cengiz scoutların görüş açısında olduğunu farkettiğinden bu yana vasatına döndü.
Trabzon, Başakşehir’i destekleyecek!
Avrupa kupalarına katılım statüsü tüm Trabzonluları finalde Başakşehir taraftarı yapacak! Başakşehir, finalde Konyaspor’u yenerse lig 5.’si Avrupa’ya gidecek. Bu durumda Trabzonspor’un ligi
5.sırada tamamlaması gerekecek tabii ki. Başakşehir 120 dakika oynayıp yorulduğuna mı yansın, yoksa Trabzon’un 5.liği korumak için hafta sonu ligde kendilerine karşı ekstra motivasyonla
oynayacağına mı yansın!...