Arama

Popüler aramalar

‘’Kazanma alışkanlığı‘’

Trabzonspor 2017 yılında en çok puan toplayan takımı olduysa bunda Yusuf Yazıcı’dan Pereira’ya kadar yeni katılan yüzlerin payı büyük şüphesiz. Ama Çaykur Rizespor deplasmanında Trabzonspor’a vasat oyununa rağmen galibiyeti getiren unsur kesinlikle kazanma alışkanlığı. Yusuf Yazıcı, Uğur, Pereira gibi oyun çarkının en önemli dişlileri olmaması sebebiyle Trabzon maça çok kontrollü başladı. Hatta bu kadar temkin fazla dediğimiz anlar hayli çoktu. Yusuf Yazıcı’nın 3. bölgedeki trafik polisliğine çok ihtiyaç duydular. Bero, Olcay ve Castillo arasındaki bağlantı sorunu maçın karakterini etkileyecek kadar büyüktü doğrusu.

Yusuf Yazıcı’nın önemi

Sanırım Çaykur Rizespor karşısında en çok aranan oyuncu Yusuf Yazıcı oldu. Onun esnekliğine, pas kalitesine ve tabii ki maç çözme becerisine çok ihtiyaç duydu Trabzonspor. Altyapıdan yetişen bir oyuncunun bu kadar kısa sürede takımı kendi oyun karakterine büründürmesi sık rastlanan bir durum değil. Yusuf için iyi ama Trabzon için düşündürücü bir durum olsa da Yazıcı’yı Trabzon Yönetimi’nin pamuklara sarmalayıp koruması gerek. Yapılan sözleşmeyi yeterli bulmadığımı daha önceden defalarca dile getirmiştim. Bence Finlandiya karşısında A Milli Takım’ın ilk 11’inde başlamayı hak eden performansı vardı. Fakat Terim, A değil U21’i uygun gördü. Haziran ayında Kosova karşısında A Milli’de görme ihtimalimiz hayli yüksek. Ama önce Trabzon Yönetimi’nin Yusuf’un yetersiz artırılan kontratını hak ettiği seviyeye yükseltmesinde fayda var.

Jancher ve Özgür başlasaydı...

Hikmet Karaman’ın ilk 11 tercihi Özgür Çek ve Jancher oyuna girene kadar Trabzon’un aşırı kontrollü oyununa imkan tanıdı aslında. Futbol bir fırsatlar oyunudur. Fırsatı defalarca kenardan getirdiği toplarda buldu Rizespor. Karaman’ın bu senaryoda başrol verdiği santrfor karakterli 3 oyuncunun iyi oyunculuk çıkardıklarını söylemek güç doğrusu. Oğulcan, Edomwonyi ve Kweuke’nin 42 ortaya rağmen yüksek topta etkili olamaması maçın anahtarıydı. Maçın son 10 dakikalık bölümünde kurdukları baskı Trabzon’a nefes aldırmayacak kadar yoğundu. Ama Trabzon, Yusuf Yazıcı’nın yokluğunu ne kadar hissettiyse kaleci Onur’un varlığına o kadar şükretti.

03 Nisan 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Umut Işığı oldular‘’

Moldova’ya karşı tarihimizin en genç A Milli kadrosuyla oynadık. Sanırım maçın hatırda kalacak en önemli detayı bu. 2018 Dünya Kupası finallerine gidersek milli takımın taşıyıcı kolonları Burak Yılmaz, Selçuk Inan, Gökhan Gönül 33, Topal 32, Arda 31 yaşında olacak.

O yüzden Okay, Emre Mor, Cengiz, Enes ve Çağlar gibi gençlerin 2018 yolunda daha fazla şans bulmaları gerekiyor. Mor dışındaki oyuncuların tamamı kendi kulüplerinde dakika alıyorken elemelerde çok rahatlıkla kadro istikrarı yakalanabilir. Mesela Okay ve Oğuzhan tandemiyle başlayabiliriz.

29 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kocaman'ı bekleyen tablo‘’

UEFA’nın finansal kriterleri Fenerbahçe’nin bu yaz köklü bir transfer operasyonu yapmasına çok müsaade etmeyecekmiş gibi görünüyor. Aykut Kocaman’a dönüşün önemli gerekçelerinden biri bu olabilir.

Ön libero korkusu

Fenerbahçe taraftarı Ersun Yanal’dan bu yana büyük bir kadro değişimi bekliyor. Aziz Yıldırım revizyonu doğru zamanda yanlış antrenörle yaptı. UEFA’nın finansal kriterleri Fenerbahçe’nin bu yaz köklü bir transfer operasyonu yapmasına çok müsaade etmeyecekmiş gibi görünüyor. Aykut Kocaman’a dönüşün önemli gerekçelerinden biri bu olabilir. Fenerbahçe’nin mevcut kadrosu Kocaman’ın atletizm öncelikli oyun mantalitesine aykırı değil. Aykut hoca merkezde sadece topa değil alana da hükmeden güçlü atletler istiyor. Josef ve Mehmet Topal yine aranan adamlar olabilir. Sanırım Fenerbahçe taraftarının en çekindiği noktalardan biri de bu. Bu ikilinin aynı anda sahada olduğu bir sezona daha tahammülü yok taraftarın.

RVP üstüne kalabilir

Aykut Kocaman’in Alex’i gönderen hoca olarak tarihe geçmesi, Fenerbahçe taraftarını bu birleşmeye şüpheyle yaklaştırıyor. Bu gayet doğal. Fenerbahçe’nin elinde Robin van Persie gibi performansı düşük ve sorunlu bir yıldız varken taraftarın bu konuya dikkat kesilmesi anormal bir durum değil. Kocaman, dikensiz bir gül bahçesine gelmediğini iyi bilmeli. Zira Van Persie, Wiel, Kjaer gibi para edecek oyuncular satıldığında yine oklar Aykut hocayı gösterebilir. Kocaman’ın yıldız düşmanı olduğunu düşünmüyorum.

Detaylı sağlık raporu istemeli

RvP ve bazı yıldızlar paraya çevrilecekse yönetimin Aykut hocayı hiç bulaştırmadan bunu yapması gerek. Sağlıklı olduğunda Van Persie futbola gönül veren her antrenörün baş tacıdır. Aykut hoca Fenerbahçe’nin başına geçtiği gün Van Persie ile ilgili çok detaylı bir sağlık raporu istemeli ve bazı sözler almalı. Yoksa RvP de hocanın üstüne kalacak.

Belhanda tarzı 10 numara

Kocaman’ın felsefesinde klasik 10 numaralı oyuna çok yer olmadığı bilinen bir durum. Yeni sezon planlamasını eğer Aykut hoca yaparsa forvet karakterli ofansif orta saha isteyebilir. Ama Talisca tarzı bir forveti merkeze yardım etmiyor diye tercih etmez mesela. Konya’da Bajic ve arkasında Rangelov ile oynadığı düzen Fenerbahçe ölçeğinde çok iyi sonuçlar vermeyebilir. Fiziksel dayanıklılığı istediği gibi olmasa da Belhanda tarzı bir 10 numaraya dönüş yapması çok şaşırtıcı olmaz.

En çok Salih’e yarar

Fakat bu tek başına Fenerbahçe’yi futbol denizinde yüzdürmez. Geçişleri sağlayacak, top kazanma ve pas kalitesi yüksek bir 8 numaraya ihtiyaç var. Hocanın Salih’i 2012-13 sezonundaki rolüne sokması çok yüksek ihtimal. Bacak boyunun uzunluğu Salih’i kolay top çalan iyi bir 8 numara yapabilir. Şayet Salih dayanıklılığını artırırsa Aykut hocanın dönüşü en çok ona yarayabilir.


29 Mart 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Eylül'de ibre bize dönebilir‘’

Milli takımımızın Finlandiya galibiyeti tahmin ettiğimizden daha büyük fayda sağlayabilir. Hırvatistan’in Ukrayna’yı yenmiş olması işleri zora sokmuş gibi görünebilir. Ama hem Hırvatlar hem de İzlanda bize gelecek. Kendi göbeğimizi kesme imkanımız var elbette.

Bunun için haziran ayında Kosova’yı deplasmanda yenip Hırvatistan ile İzlanda’nın berabere kalmasını beklemeliyiz. Ukrayna’nın Finlandiya’ya puan kaybetmesi çok ekstra olur. Etmediğini varsayarsak Hırvatistan’ın altında üç tane 11 puanlı takım kalır ki; ibre bir anda lehimize dönebilir. Bu durumda 6 Eylül’de 14 puanlı lider Hırvatistan ile kendi evinizde grup finali niteliğinde bir maç oynayabiliriz.

26 Mart 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fırtınadan melteme...‘’

Finlandiya gibi fizik güçle oynayan takımı yetenek ve pasla yenebilirsin. Fatih Terim’in ilk 11 tercihi bu planın ürünüydü. 4-1-4- 1’de Selçuk İnan’ın ön libero performansını Arda ve Yunus Mallı’nın öne oynama becerileriyle artırmak ilk 15 dakikadaki fırtınayı hazırlayan unsurdu. İsmail ilk golün ortasını yaptığında önemli olan son vuruş kadar 6 pas civarında 3 oyuncuyla olabilmekti. Cenk’in gol vuruşu sonuç, kabul. Ama sebebi doğru gerçekleştirmek ilk yarıdaki oyun farkını ortaya çıkardı. Herkes çok diriydi, hücumda doğru oynadık, top sakladık ve geri koşmak zorunda kalmadık. Ama ikinci yarıda o kadar yetenek sahadayken fizik yetmediği için haddinden fazla geri çekildik. Top rakibe geçince bol hata yapan bir takımız. Finlandiya’ya 15 dakikalık oyun yetti ama yarın Hırvatlar ve İzlanda gelecek. Onlara yetmeyebilir.

İlk yarım saat İsmail Carlos

Normalde bir futbolcu kulüpteki performansıyla milli takıma çağrılır. Bizde kulüplerinde vasatın üstüne çıkamayan futbolcular Milli Takım performanslarıyla kulüplerinde oynuyor. Kabul edelim, Milli Takım futbolculuğu diye bir kavram var. İsmail Köybaşı son örneği. İsmail, İlk yarım saatte Roberto Carlos gibiydi. Diriydi, driplingleriyle top getirdi, bir asist yaptı, topu sakladı. İlk yarı esen fırtınanın enerji kaynağıydı.

Sorun yöneticilerde

Yabancı sayısını boşuna tartışıyoruz. Ülkede yabancıya zaten sınır var, yerliye yok. Yabancı sınırlaması getirdik, futbolumuz milim ileri gitmedi. Büyüyen futbolcularımız değil kontratları oldu. Yarın yabancı sayısını 5’e indirsek Ozan Tufan Xabi Alonso’ya dönüşmeyecek, Tarık Çamdal Dani Alves olmayacak. Ülkeyi yabancı çöplüğüne döndüren 14 yabancı kuralı değil iş bilmez kulüp yöneticileridir.

25 Mart 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İyi hücumcu, vasat savunmacı‘’

Lyon’un oyun karakterini özetlemek gerekirse en doğru tanım; ‘İyi hücumcu, vasat savunmacı’ olur...

Beşiktaş’ın Lyon’a karşı en dikkat etmesi gereken nokta ilk yarım saatteki duran top organizasyonları.

Gonalons ilk maçta olmayacağı için Cenk, Babel ve Talisca’nın stoper baskıları Lyon’un dengesini bozabilir.

Lyon’un oyun karakterini özetlemek gerekirse en doğru tanım; ‘İyi hücumcu, vasat savunmacı’ olur... Futbolda ilk 20 dakikalık bölümlerde taktik çözülmeleri pek görmeyiz ama duran toptan atılan goller denge bozar. Bruno Genesio, yüksek perdeden başladığı ilk teknik direktörlük deneyiminde duran top hücumuna bu yüzden çok titizleniyor. PSG maçında başlama düdüğüyle Marquinhos’un olduğu ön direğe üç orta yaptılar, bir gol buldular. Paris’e olduğu gibi Roma’ya karşı iki maçta da ilk 20 dakikada duran top golü atmaları en önemli planları. Beşiktaş’ın Lyon’a karşı en dikkat etmesi gereken nokta ilk yarım saatteki duran top organizasyonları.

Lacazette ekstra oynayacak

Lyon’un altın çocuğu Lacazette, 2014’ten bu yana harikalar yaratmasına rağmen Milli Takım Teknik Direktörü Didier Deschamps’ın gözüne bir türlü giremiyor. Geçen sezon ligde 21 gol atsa da Deschamps onu EURO 2016’ya çağırmadı. Lacazette, bu sezon da ligde 23 golle Cavanni’yi takip ediyor ama cuma günü açıklanan Fransa Milli Takım kadrosunda kendine yer bulamadı. Lacazette için Avrupa Ligi önemli bir hedef. Deschamps’a gününü göstermek için Mayıs’ta kupayla karşısına dikilmek istiyor. Tıpkı Alkmaar ve Roma serilerinde olduğu gibi Beşiktaş’a da ekstra oynayacaktır.

Merkezi alan, kazanır

Lyon kendi liginde Monaco’dan sonra PSG ile en çok gol atan, iç sahada topa çok yüksek yüzdelerle sahip olan şutör bir takım. Forvet hattında Depay statü gereği yok, orta sahada ise kaptan Gonalons cezası sebebiyle Beşiktaş’a karşı ilk maçta forma giyemeyecek. Lyon’un oyun merkezi 94’lü Corentin Tolisso. Togo asıllı Fransız, Deschamps tarafından bu hafta ilk kez Fransa Milli Takımı’na çağrıldı. Lyon’un pas trafiği onun elinde. Fransa’daki maçta Tolisso’ya karşı Atiba’yı Gökhan İnler ya da Necip ile desteklemek kaçınılmaz olacak.

Beşiktaş için maden defansta

Lyon iyi hücum eden ama savunmada dengesiz bir takım. Dış sahada performans kayıplarını bu yüzden daha derin yaşıyorlar. Umtiti’yi Barcelona’ya sattıktan sonra aldıkları N’Koulou istedikleri gibi çıkmadı. Montpeiller ile şampiyonluk gören MBiwa ve alt yapıdan yetişen Diakhaby stoper tandeminde zaman zaman sorun yaşıyor. Diakhaby takımın en uzunu ve hücumda duran topa her çıktığında vurmadan gelmiyor ama aynı başarıyı savunmada gösterdiğini söylemek zor. Zorda kaldıklarında imdada yetişen ön libero Gonalons ilk maçta olmayacağı için Cenk, Babel ve Talisca’nın stoper baskıları Lyon’un dengesini bozabilir.

21 Mart 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şenol Güneş'in standartlarına aykırı‘’

En yakın rakibi gündüz kuşağında 2 puan yitirmiş, diğerleri dünden havlu atmışken Şenol Güneş’in yoğun efor harcayan Olympiakos kadrosunu Mitroviç dışında sahaya sürmesi Antalya’daki beraberliğin birinci sebebi. İkincisi mi? Ona artık Beşiktaşlılar alıştı, tabii ki Vincent Aboubakar. Beşiktaş, yarıştaki rakiplerinden daha derin bir kadroya sahip. Antalya deplasmanında en azından forvet hattında rotasyon kaçınılmazken, Güneş’in Aboubakar ile oynama ısrarı anlaşılır bir durum değil. Eminim kendisi de çok pişman olmuştur ama her şeyi bir tarafa bırakalım Güneş’in adalet standartlarına uygun bir tercih değil bu. Perşembe gecesi Olympiakos’a karşı 39’da atılıp az kalsın koca bir sezonu heba etme riskiyle karşılaşmışken Aboubakar’ı tekrar 11’de başlatmak hocanın kariyeri boyunca verdiği en yanlış kararlardan biri olmuştur. Üstelik Türk Milli Takımı’nın birinci santrforu kenarda beklerken bunu yapmak Şenol Güneş standartlarına bir değil iki kez aykırı. Aboubakar’ın gördüğü ilk sarı kart top iştahıyla ilgili olabilir ama kaleci degaj yapacakken engelleyip atılmak ne akılla ne mantıkla izah edilecek gibi değil. Sanırım artık zorlamamak gerek.

Aboubakar yaksın, Fabri söndürür

Fabri için İspanya Milli Takımı’na seçilme umudu belirmişti. Fakat kendisi de kalecilikten gelme olan Julen Lopetegui De Gea, Reina ve Rico’ya tercih etti. Ama Fabri böyle oynamaya devam eder Haziran kadrosunda kendine yer bulma ihtimali hiç de az değil. Dün gece Antalya’ya karşı takımı 10 kişi kaldıktan sonra baskıyı neredeyse tek başına kıran isimdi. Atiba ile birlikte gecenin adamı oldu. Artık Atiba’nın performansı kanıksandı eğer kötü oynarsa haber değeri taşır hale geldi. Sanırım Fabri de o yolda ilerliyor.

Eto’o ve duran topları

Rıza Çalımbay bu ligin dinamiklerine en uygun antrenörlerden birisi. Gittiği her takımda fark yaratıyor. Bu bir tesadüf değil tamamen çalışmanın ürünü. Antalya’ya geldiği günden beri seviye atlattı. Beşiktaş gibi hareketli hücum eden ve sürekli yer değiştiren bir takıma karşı ceza yayı önünde ördüğü duvarla maçı kilitledi. Aboubakar atıldıktan sonra baskıyı artıracak hamleleri de yaptı fakat karşılarına Beşiktaş’ın Muslera’sı çıktı. Çalımbay’ın sahada her yaptığı hamle çok anlamlıydı fakat benim merak ettiğim konu duran toplarda ortayı neden Eto’o yaptı. Santrforun ortayı yapması gol seçeneğini bir azaltmaktır ve bunda ısrar etmenin manası olmasa gerek.

20 Mart 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’En formsuz milli takım‘’

2018 Dünya Kupası Elemeleri’nde 5 puanla dördüncü sıradayız ve 24 Mart’ta altımızdaki Finlandiya ile oynayacağız. Bu saatten sonra tek bir puan kaybı gruptan çıkmayı hayale dönüştürebilir. Ama milli takımın aday kadrosunu gördüğümde puan kaybetmez diyemiyorum.

Fatih Terim’in açıkladığı kadronun özellikle büyük takım tarafına baktığımızda son yılların en formsuz milli takım kadrosuymuş gibi görünüyor. Milli takım kadroları açıklandığında hep alınmayanlar konuşulur. Fakat bu kez alınanların konuşulacağı bir kadro olmuş. Volkan Şen’in Fenerbahçe’de bu sezon tek bir golü yok, İsmail Köybaşı ve Şener için işler iyi gitmiyor, Emre Mor 11 Şubat’tan beri kenarda bekliyor, Çağlar ise 3 haftadır oynamıyor. Görünen o ki; Fatih Terim, kadroya ilk kez çağırdığı Deniz Türüç, Serdar Gürler ile uzun zamandır davet etmediği Emre Çolak ve Güray’a tahmin edilenden daha fazla güveniyor

19 Mart 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI