‘’Arıza çıkarmak mı ‘Rıza' göstermek mi?‘’
Güncel şartlar sebebiyle son derece mantıklı, 1-0’lık bir galibiyeti ya da tek farklı herhangi bir skoru kabullenmek. Çünkü malum; Trabzonspor geride kalan haftalarda çok puan ve kredi kaybetti. Artık rakip ismi gözetmeksizin her maçı kazanmaya mecbur. Ancak Rıza Çalımbay, biraz günü kurtarır gibi davranıyor. Önce 0-0’ı alıyor, sonra 1-0 için oyun kuruyor.
Ancak dün oyun o kadar hızlı şekilde 2-0’a geldi ki, tek farklı galibiyet stratejisini unutuverdi kendisi ve öğrencileri. Sizin atınız ne kadar hızlı, atak, sprinter olursa olsun, eğer jokeyiniz rakiplerine ‘arıza’ çıkartmakla ‘rıza’ göstermek arasında bir karar veremiyorsa o zaman o yarışta iddialı olmanız çok zordur. Kafanız sürekli gider-gelir. Kendi işlerinizi yapamaz, hep rakibe göre pozisyon alırsınız.
Ayaklar prangadan kurtuldu
Dünkü Osmanlıspor maçı da böyle gelişti. Trabzonspor arıza çıkartacak işleri ancak rakip skor bulduktan sonra yapmaya başladı. Yani önce rıza gösterdi! Hâl böyle olunca da hep Osmanlıspor’un skorları beklendi, Ankaralılar öne geçtikçe Trabzonlular bastırdı, yetenekli ayaklar prangadan kurtuldu ve son dakikada penaltıdan da olsa galibiyet geldi.
Çözümler basit
Daha görev süresinin başı ve bazı iç sıkıntılarla uğraşıyor Rıza Çalımbay, kabul. Ancak Trabzonspor izlenen, bilinen, soru işaretlerinin çözümü basit bir takım. Örneğin; Sosa bu formuyla, üstelik bu orta alan kurgusuyla zor oynar. Örneğin; Okay-Kucka ikilisinin net sonuçlar verecek alternatifi halen bulunmuş değil. Örneğin; Abdülkadir bu takımda olmalı, yokluğu çok aranıyor. Örneğin; çift forvete tamam ama bu ikili Burak-N’Doye olur mu, tartışılır.
Kazanan da haksız olabilir
Rıza Çalımbay’ın takımı dün kazandı. Ancak klişenin aksine her kazanan haklı değildir. Burak’ın, Sosa’nın, Yusuf’un, Abdülkadir’in ve artık Castillo’nun olduğu bir takım rakibi beklemek yerine rakibi zorlamalı, onlara zorluk çıkarmalıdır. Böyle kazanmak her zaman alkışı beraberinde getirmez.
‘’Derbi kadar değerli‘’
Uzatmaya gerek yok; Trabzonspor, ilk 11 haftada kötü bir saha sınavı verdi. Kurulan görkemli kadroda kağıt üzerinde kaldı, genelde sahaya yansımadı. ‘Büyük’ sıfatlı maçlarda, Başakşehir dahil İstanbul takımlarına hiç yenilmeyen, Aytemiz Alanya ve Akhisar’dan ise ciddi darbeler alan Bordo- Mavililer, artık Rıza Çalımbay ile 11 haftayı unutturma adına, ligi adeta yeniden başlatmış durumda.
Yeni şey öğretilmez
Çalımbay, deneyimli, işi bilen, işin içinden gelmiş bir hoca. Sosa’ya ayak içi vurmayı, Kucka’ya kademeye girmeyi, Burak’a kaleciyi bitirmeyi öğretemeyeceğini biliyor. Zira, bu oyuncular bunları bildikleri için Trabzonspor’da. Hatta en iyi seviyede bildikleri için. O nedenle de hoca ayaklara değil, kalbe ve ruha dokunmaya çalıştı kısa sürede.
Romantizme son!
Trabzonspor’un mevcut kadrosunun sezon başı aynı hedefi paylaştığı rakiplerinin hiçbirinden eksik olmadığı düşüncesinde olmakla birlikte bu romantik söylemin artık bir eyleme dönüşmesi gerektiği de kesin. Rıza Çalımbay’ın milli arada takımıyla çok iyi bir uyum yakalamış olmasına rağmen şu an için büyük riskler alacağını sanmıyorum kadro anlamında.
Onur’un yükü ağır
Mutlaka ideale en yakın kadrolarla sahaya çıkacak, polemiklerin uzağında bir ekip kurmaya çalışacaktır. Tabi ki burada Rıza hocaya en büyük desteği verecek isimler de kadro içindeki deneyimli oyuncular. Yani kaptan Onur Kıvrak başta olmak üzere yıldızlar. Kaptan, her dönemin en çok konuşulan ismi. Bu geçiş döneminde onun tam konsantre olması, kulağını her türlü dış söyleme tıkaması, üzerine bir de arkadaşlarını motive etmesi lazım.
Önce Trabzonspor
Osmanlıspor’a, özellikle de hocası İrfan Buz özelinde büyük saygı duyuyorum ama bu yazının ağırlığının Trabzonspor olmasının bir sebebi var. O da, eğer Bordo- Mavililer, kağıt üzerindeki potansiyeli sahaya da taşırsa oyunlar, rakibinin çıkartacağı problemlere göre değil, Trabzonspor’un üreteceklerine göre şekillenir.
‘’Dikkat! Bu bir skor yazısıdır‘’
Doğrusunu söylemek gerekirse maçın son saniyelerine, hatta son düdüğüne kadar bekledim. Çünkü dün Trabzonspor’un oynadığı oyun da, sahaya yayılma şeklinin de, tekniğinin de, taktiğinin de, çok fazla önemi yoktu. Çünkü Trabzonspor, geride kalan 10 haftada her açıdan çok ciddi kan kayıpları yaşamış ve acilen yarışa tutunması gereken bir takım pozisyonunu almıştı. Yani Trabzonspor’un şu an için ihtiyacı olan ne iyi futbol, ne sahaya doğru yayılma, ne de başka bir şey. Şu an için tek ihtiyaç duyulan şey; varsa, yoksa skor.
Büyük bir fırsattı
Trabzonspor için Kayseri maçı bu nedenlerden dolayı bir derbi kadar önemliydi. Galatasaray karşılaşmasında beklentilerin çok üstünde bir performans ortaya koyan Trabzonspor’un ligin flaş ekibi karşısında galip gelmesi, makus talihini değiştirebilirdi. Çünkü Bordo- Mavililer, bu sezon deplasmanda hiç kazanamamış, üst üste 2 galibiyet alamamıştı. Özetle büyük bir fırsattı. Ancak Trabzonspor, bir kritik fırsatı daha kaçırdı. Kayseri karşısında yenilmemek, üstelik deplasmanda kaybetmemiş olmak Rıza Çalımbay’ın hanesine olumlu bir puan olarak yansıyabilir. Fakat Trabzonspor özelinde durum bambaşka. Çünkü Trabzonspor’un artık bırakın kaybedecek 2 puanı, yarım puanı bile yok.
Milli ara dopingi
Tüm bunlara rağmen hala Trabzonspor’un çok kaliteli bir kadrosu, kalecisinden, forvetine kadar skoru değiştirebilecek yıldızları var. Tek sıkıntı fazla zamanının olmaması. Rıza Çalımbay’ın yakın vadeli hedefleri yerine Trabzonspor’un uzun vadeli hedefleri öne çıkarsa Karadeniz ekibi için milli ara ilaç gibi gelebilir. Rıza hoca kısa sürede takım içinde adalet duygusu uyandırmış bir teknik adam. Şimdi yapması gereken, taş üstüne taş koymak değil, taş üstüne bir kale inşaa etmek. Bundan sonra Trabzonspor’da maçların, haftaların değil her saatin önemi var. Burada bir önemli görev de Onur Kıvrak’tan başlayarak takım kaptanlarına düşüyor. Rıza hocanın sağ kolu, sol kolu değil her şeyi olma mecburiyetindeler.
‘’Usta'nın tarzı‘’
Başkan Muharrem Usta, yakın gelecekteki örneklere benzemiyor. Ne Sadri Şener ile ne de İbrahim Hacıosmanoğlu ile yan yana konumlandırabilirsiniz. Her konuda başka bir çizgisi var. Çoğunu da kestirmek güç. Ancak... - Divan Kurulu’na gelmemesi büyük bir eksi. Zira, orası ailenin bir araya geldiği, konuştuğu bir meclis. TV’ye, gazeteye konuşmak da elbette bir tercihtir ama divanın, kongrenin karşısına çıkmamak hataydı. - Maça gelmemesi çok doğruydu! Zira, divana gelmeyen başkanın maça gelmesi tepkiyi katlardı. - Görev süresi boyunca Ersun Yanal’a destek vermesi, arkasında durması çok doğruydu, ayrılık için geç kalmasına rağmen. - Bundan sonra Rıza Çalımbay’ın arkasında kale gibi dikilmesi çok daha doğru olacaktır.
Kaptan diyorsa...
Trabzonspor kaptanı Onur Kıvrak ile konuştuk önceki gün. Çok samimi bir sohbet ettik, zaten konuştuklarımızın önemli bölümünü de aktardık sizlere. Ardından söyleneceklere gelince... - Eğer 10 küsür yıldır kaptanlık yapan, birçok hoca, başkan ve yönetici gören bir oyuncunun sözlerine inanmak gerekir. - Eğer kaptan, “Gruplaşma yok, buna ilk ben karşı dururum” diyorsa inanmak gerekir. - Eğer Onur, “Şehir tüm dinamikleriyle arkamızda dursun, biz rakiplerimize yetişeceğiz” diyorsa güvenmek gerekir.
Trabzon taraftarı beni şaşırttı
Normalde her şey iyi giderken bile maça gelmezlerdi. Normalde işler kötü giderken bu kadar coşkulu olmazlardı. Normalde çok daha fazla, hem siyaseten hem de tribünsel olarak bölünmüşlerdi. Normalde kendi evlatlarını daha hor kullanırlardı. Normalde olması gerektiği gibi sadece renklerinin peşine takıldılar, 14. sıradaki takımlarına destek verdiler, sadece futbolcular değil, onlar da kazandı.
Al başına iş
Sosa-Kucka yoksa, Yusuf-Onazi var artık. Burak yoksa önce Rodallega, sonra N’Doye var artık. Hubocan sınıfı geçemezse Durica- Uğur var artık. Mas yoksa, son maçtaki performansıyla Mustafa Akbaş var artık.
Kongre kulisleri
- Sadri Şener için inanılmaz bir talep var ama kendisi son yaşadıklarından sonra, “Aman, kalsın” diyor. - Hacıosmanoğlu hazır. Ancak bıraktığımız Hacıosmanoğlu değil gelecek olan. Hatalarını biliyor, çok değişik bir ekip üzerinde çalışıyor. - Muharrem Usta nabız yoklayacak kararı için. Daha onun adına bir öngörüde bulunmak zor. Saha içi fazlasıyla etkileyecek yol haritasını. - Bir önceki seçimin kazananı olan Hekimoğlu’na ilgi büyük. Fakat şu günlerin doğru günler olmadığı görüşünde. Yani Usta’nın bıraktığı tablonun Hacıosmanoğlu’nun bıraktığından daha ağır olduğu inancında. - Bir çatı aday konuşmaları var. Ancak şu an için başkanlığı kabul edecek, güçlü bir ekonomik yönetim oluşturacak aday yok.
‘’Çalımbay kazandı‘’
Yalan yok, maç öncesinde Trabzonspor’un takım listesini görünce Burak, Kucka, Mas, Rodallega gibi kritik eksiklerin üzerine Rıza Çalımbay’ın Sosa ve Abdülkadir’i de eklediğini düşünmüştüm. Hatta bunun büyük bir risk olduğuna kanaat getirmiş, özellikle Sosa tercihinin, “Yıldızlarla sorunu var” algısını güçlendireceğine dair yorumlar yapmıştım. Yanıldım. Rıza Çalımbay’ın planları Tudor’a karşı tıkır tıkır işledi. Savunmadan hücuma kadar... Olcay’ın atılmasına rağmen üstelik. Çünkü Çalımbay’ın sisteminde değerli bir yeri vardı.
Algıları değiştirdi
Sonuçta kazanan haklıdır sınıfında bir maçın ötesine geçti Rıza Çalımbay’ın taktiği ve kazandırdığı galibiyet. Hem, ‘Bu takım büyük maç kazanamıyor’ algısının önüne geçildi, hem de oynayan asillerle bekleyen yedekler arasında o kadar da fark olmadığı en azından psikolojik olarak görüldü.
Tudor ekmeğe yağ sürdü
Rıza Çalımbay ne kadar doğru yaptıysa Tudor o kadar kötü tercihlerle oynadı. Özellikle Gomis’in oyundan çıkması, Trabzonspor’un savunmasına büyük bir oh çektirmiştir diye düşünüyorum.
Daha çok yol var
Yönetim kaosları yaşayan, kendi içinde sorunlarını Galatasaray galibiyetiyle ancak halının altına süpürebilecek olan Trabzonspor için alınması gereken çok yol var. Bu maç takımın neler yapabileceğini görmesi adına her anlamda değerli ama konulan hedefler için her açıdan alınması gereken çok mesafe var.
‘’Rıza hocayı bekleyenler‘’
Yerli teknik direktör, Trabzonspor’un olmazsa olmazıydı. Yabancı çalıştırıcı en az 10 hafta daha kaybettirirdi, kazandıracakları da şüpheliydi. Fatih Terim, elbette futbol alemimizde bir kült. Onsuz asla olmaz. Fakat Trabzonspor’un çok daha kısa sürede bir dönüşüme ihtiyacı var. Üstelik sadece futbol olarak değil. Kafa olarak. Oyuncu grubunun sahaya dönmesi lazım! Acil olarak. Hoca saygıyı sonuna kadar hak eden bir isim. Bu saygıyı forma adaleti ile birleştirdiğinde Rıza hoca bekleneni yapacaktır.
En büyük sınavı
Rıza Hoca’nın tıpkı Aykut Kocaman gibi üzerine yapışan bazı durumlar var. Yıldızlarla ilgili durumu. Bu, özellikle Eto’o mevzusunda çok öne çıktı. Şimdi çok daha yıldızı var. Burak, Sosa, Kucka ve Onur. Her açıdan zor bir sınav olacak Rıza hoca için.
Kötünün beteri
Benim de katıldığım genel algı şu; Daha ne kadar kötü olabilir, 2 haftada Trabzon’da 10 yedik! İyinin iyisi, kötünün beteri vardır. Trabzonsporlular ne dediğimi çok iyi anlıyordur son yıllardaki tecrübelerinden. Bu kentin ne beklediğini bilmek, iyi skorlar getirmekten gerçekten de önemli.
Seçim olursa...
Mevzu çok derin ama uzatmamaya çalışacağım. 3 isim var en azından şu an için akıllarda. Son seçimi kılpayı kaybeden Hekimoğlu, Başkan Usta ve Hacıosmanoğlu... İşte bence son durumları.
Usta erken yıprandı
Ersun Yanal ısrarının ve yönetim içindeki sıkıntılarının bedelini fazlasıyla ödedi. İyi niyetle çalışan ekibine güvenseydi her şey bambaşka olabilirdi. Futbol dükkanı gerçekten de bambaşka dinamikleri içinde barındırıyor. ‘Keşke biraz daha’ diye başlayacak çok cümle kurdurttu yıprandı. Bu elbette aday olmasının önüne geçmez. Lakin Başkan Usta’nın rotasını biraz da Rıza Çalımbay’ın takımının saha içi işleri belirleyecek.
Hacıosmanoğlu hazır
Son seçimde hiç çalışmadan, adeta ‘Beni seçmeyin’ diyerek bin oy aldı. Ancak Trabzon delegeleri üzerinde her zaman bir karşılığı var. Eğer sandık kurulursa, sonucu kendisinin gerçekten ne yapmak istediği belirleyecek. Niyetinden ve renk sevgisinden hiçbir şüphe yok. Geriye baktığında hatalarından gereken dersi aldığını düşünüyorum. Her şeye rağmen sportif ve ekonomik planlarını bekleyecektir camia. Çok sürpriz isimlerle çalıştığını biliyorum ama yazma noktasında izin almadığım için bir başka köşeye bırakıyorum.
Hekimoğlu bu kez yok
Kaybettiği seçimin kazananıydı aslında. Gerçekten çok büyük bir işe imza attı. Fakat olası bir Aralık seçiminde aday olacağını sanmıyorum. Çok yerinde gözlemleri, tespit ve çözüm önerileri var. Ancak sağlıklı bir yapının olmadığını düşündüğü için bir sonraki döneme hazırlanacağına inanıyorum.
Sadri Şener’e baskı çok
Çok dillendirilmiyor ama kendisine büyük haksızlık yapanlar bile şimdi Sadri Şener için çalışmaya gönüllü. Ancak kendisi haklı olarak kırgın. Özellikle ara seçim döneminde ben koltuğa talip olacağını sanmam.
‘’Mucize!‘’
Alanya karşılaşmasından önceki süreçte Ersun Yanal’ın kaderinin oylandığı, yönetim içinde ciddi bir muhalefetin olduğu iddiaları ortaya çıkmıştı. O dönemde Yanal’ın gitmesi için bir değil birkaç mucize olduğunu düşünüyor, yazıyor ve söylüyordum. Birinci mucize Atyemiz Alanya önünde olmuştu. Bordo-Mavililer, 3-0 öne geçtiği maçta 4-3 yenilmiş ve tarihinde bir ilke imza atmıştı. O gecenin ardından Başkan Usta yine hocasının arkasında durmuş ve berabere biten Beşiktaş karşılaşması, devamında da milli ara sorunlara siper yaratmıştı. Fakat... Dün gece bir mucize daha yaşandı ki, açıklanır, özür dilenir, yenilir, yutulur yanı bence pek yok. Sadece skordan dolayı değil üstelik. Rakip Akhisar’ı ve hocası Okan Buruk’u ne kadar övüp eller üzerinde taşımak gerekiyorsa, tam tersi her şeyi Ersun Yanal’ın yönettiği takım için söylemek mümkün.
Patron yok!
8 haftadır beraber olan takımın halen bir savunma kurgusu yok... Arayış elbette olabilir ama 8 haftadır Pereira dışında defans hattının beraber oynadığı maç yok! Bu kadar yaratıcı oyuncu olmasına rağmen Trabzonspor’un doğaçlama işler dışında asla farklı ve gerçek oyun planları yok. Panik anlarında herkesin sorumluluk almaktan kaçan ruh haline bir çözüm yok. Bu kadar ‘yok’un olduğu bir ortamda ‘patron’ da yok demektir. Ve üstelik tüm bu süreç, Başkan Muharrem Usta’nın verdiği tüm desteğe, yeni stadın yarattığı atmosfere, 50. yılın hatırına muhalefetsiz bir yol yürüme şekline, herkesin hemfikir olduğu üst düzey bir kadro yapısına rağmen gelmiştir.
Sıfırdan zor
Her şeyi sıfırdan yapılandırmak, tüm yazılımı değiştirmek elbette güç. Fakat yine her şeye rağmen Trabzonspor’un ligde her takımla başa baş oynayacak bir kadrosu, kader değiştirecek yıldızları, ışığı görürse her yerde destanlar yazdıracak taraftarı ve güçlü bir yönetimi var. Önemli olan şu andan sonra ‘gerçekten’ doğru kararlar vermek
‘’Mesele para değil!‘’
Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’nın bu sezonki gündeminin sadece ‘50. yılda şampiyonluk’ olacağı tahmin ediliyordu. Ancak... Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür, dengeleri fena halde bozdu. Artık Bordo-Mavili taraftarların sezon hedefi kadar konuştuğu bir konu daha var; altyapı değerlerinin durumu ne olacak! Teklif var mı; var. Rakamlar nasıl derseniz gerçekten de sadece Trabzonspor’un değil, Türkiye’nin sınırlarını aşacak seviyede. Avrupa’nın devleri için büyük bir servet sayılmasa da Karadeniz ekibi için 15 milyon Euro, yani yaklaşık 60 milyon TL gibi bir rakam gerçekten değerli.
Hedefi doğru belirlemek lazım
Ancak... Yusuf ve Abdülkadir’in çıkışının ardından şu an Trabzonspor’u yönetenler bir karar vermeli; bu ikilinin açtığı yol, onların nasıl kazanıldığı, eğer bir proje ise devamlılığı günlük idarecilerin işi mi olacak, yoksa kulüp politikası mı? 14 milyon Euro ve belki de daha fazlası, Trabzonspor için gerçekten büyük bir rakam. Fakat... Bu paralar nasıl harcanacak? Bu para nerelere harcanacak? Hedef ne? ‘Yusuf ve Abdülkadir’i bulduk, satalım, para kazanalım’ şeklinde bir görüş günü kurturmaktan öteye geçmez.
Usta, oyuncularına soracaktır
Her şey para değil. Biliyorum ki Muharrem Usta, iletişime önem veren, ‘çalışma takımı’ içinde sorunu minimuma indirmek için elinden geleni yapan bir başkan... Tam da bu noktada yine biliyorum ki, mutlaka Yusuf ve Abdülkadir ile görüşecek. Bu oyuncuların devre arasında Trabzonspor’dan ayrılmasına hiç ihtimal vermiyorum ama... İki büyük yıldız adayının geleceklerini paradan bağımsız olarak değerlendirecek Usta’nın alacağı yanıtı da fena halde merak ediyorum.