‘’Hakemleri rahat bırakın‘’
Ligin sonuna yaklaştığımız bu önemli haftalarda takımlar sezon başında planladıkları hedeflere varabilmek için son hamlelerini yapmaya başladılar. Ama görülüyor ki hemen her zaman yaşadığımız tablo son 5 haftada da tam hızla hem gazete manşetlerinde hem de televizyondaki spor programlarının ana konusu haline gelmeye başladı. Buradan kulüp yöneticisi ve futbolculara seslenmek istiyorum; Emeğinizin ve mücadelenizin karşılığını mı almak istiyorsunuz, o zaman rahat bırakın. Kimi mi? Tabi ki hakemi, hakemleri. Maç öncesinde yapılan çeşitli spekülasyonlarla hakemin etki ve baskı altına alınmak istendiği ortada. Bakın bu hafta başından beri Beşiktaş iki hakem ismi belirterek “Bu hakemler, bu haftaki maçımıza çıkmasın” dedi.
Göçek’e nasıl bir destek sağlanacak
Bu iki hakemin de isminin deklare edilmesi ile ciddi bir moral bozukluğu yaşamamış olmaları ne kadar mümkün olabilir. MHK ne yaptı? Bu iki hakemden Hüseyin Göçek’i maça atadı. MHK Başkanı Oğuz Sarvan basın toplantısında “Biz hakemlerimize bazı baskılardan etkilenmesinler diye psikolog desteği sağlıyoruz” dedi. Allah aşkına, Hüseyin Göçek için nasıl bir destek sağlanacak doğrusu çok merak ediyorum.
Sorun varsa kendi aranızda halledin
Neyse o işin ayrı yönü, biz konumuza gelelim; Bence en büyük desteği psikologdan çok kulüp yöneticileri sağlayabilir. Bu tip açıklamalar yerine, bu zamana kadar bazen yapılmış olan ancak gerçekte samimi olmayan “Biz hakemlerden adil ve tarafsız maç yönetmelerini bekliyor ve yöneteceklerine inanıyoruz” demeçlerini artık tüm spor kamuoyu samimi olarak görmek istiyor. Burada benim üstünde durmak istediğim konu, yöneticiler olarak ne sorunlarınız varsa kendi aranızda halledin ama hakemlere artık karışmayın ve onları rahat bırakın. Bırakın ki, sahada cesaretle maç yönetmeye çalışsınlar. İnanın hakem psikolojik olarak “Aman, bu takım benim hakkımda çok konuştu. Onların aleyhine hata yapmayayım” dediği an, o takım aleyhine hata yapar. Bazen de ters etki yapıp, rakip aleyhine yaptığında da, diğer takım “İşte gördünüz mü, rakip takım etki altına aldı” demeye başlar. Zaten hakemin performansını değerlendiren, verdiği kararları irdeleyip doğru veya yanlış olduğunu söyleyen hakem yorumcuları var. Beşiktaş’ın birden çıkıp, iki hakem hakkında açıklama yapması, Hüseyin Göçek’in bugüne kadar yönettiği Fenerbahçe ve Beşiktaş lig maçlarına bakmamıza sebep oldu. Fenerbahçe’nin ligde toplam 8 maçında görev almış. Fener’in 7 galibiyet 1 beraberliği var. Beşiktaş’ın da ligde toplam 4 maçında görev yapmış.
Bunların hepsi insani hakem hataları
Kartal, bu maçlardan galip ayrılmış. Yönettiği bu iki takımın maçlarında zaman zaman takımların beğenmedikleri kararları olmuş. Hatta bazı maçlarda hata da yapmış ama bunların hepsi insani hakem hataları olarak ortaya çıkan sonuçlar. Neticede “yeter artık” diyoruz, rahat bırakın hakemleri. Bütün takımların zaman zaman ortaya koydukları her yıl tekrarlanan aynı senaryoları izlemekten bıktık. Bu kadar yaygara kopartarak, kendi camialarınızdaki gündemi değiştirmek anlayışından vazgeçin. İstenilen hedeflere varamama sebeplerini bir yerlere yıkma anlayışından vazgeçelim.
‘’Çakır sonuca etki etmedi‘’
Lider Bursaspor’un Gaziantepspor’u ağırladığı karşılaşmanın 13. dakikasında Mustafa Keçeli’nin Gaziantep ceza alanı içerisine ortaladığı topa Tolga, kafa vurmak istediğinde kolu normal konumdaydı. Top koluna temas etmesine rağmen Tolga topla oynamadı. Hakemin devam kararı doğruydu. 18’de Gaziantep atağında yardımcı hakem ofsayt bayrağı kaldırdığında, top orta alandaki Bursasporlu oyuncuya gelmişti ve önü de çok açık konumdaydı. Cüneyt Çakır’ın ofsayt bayrağına uyması tecrübesine yakışmadı. Avantaj vermesi daha doğru olurdu. 20’de ise kaleci Mahmut köşe vuruşundan gelen topu, çıkarak uzaklaştırmak istedi. Ancak top kısa düştü ve Bursalı oyuncu tarafından tekrar ceza alanına gönderildi. Bunun üzerine kaleci Mahmut tekrar topa hamle yapmak üzere topa müdahale etmek isterken önündeki Ozan İpek’e kontrolsüz bir şekilde temas etti. Ozan İpek bundan etkilenmesine rağmen ayakta kalıp düşmeyince hakem de oyunu devam ettirdi. Aslında, “Faul olması için oyuncunun mutlaka düşmesi mi gerekir?” diye sormak lazım. 45’te ise Volkan Şen’in Ömer Erdoğan’a çarpıp filelerle buluşan şutunda gol kararı doğruydu. Gol öncesinde karambolde Turgay’ın eline çarpan pozisyon için verilen devam kararı yerinde bir karardı. 56’da Kaleci Mahmut’un topa müdahaleyi ceza alanında yapıp topu dışarıya taşıyınca serbest vuruş kararı ile gördüğü sarı kart da yerindeydi. Bu pozisyon için kırmızı kart gerekmezdi. 79’da ise Volkan Şen’in atmış olduğu ikinci golde pozisyon başlangıcında devam kararı doğruydu, ofsayt yoktu.Cüneyt Çakır dün gece, maç içerisinde tedirgin olmasına rağmen çok koşarak pozisyonlara yakın olup genel olarak doğru kararalar verdi diyebiliriz.
‘’Gerilimin sebebi hakem‘’
Hakeme çok fazla iş düşmeyen, genel itibariyle rahat bir maçtı. İlk yarıda tartışılabilecek ve Alex’in penaltı beklediği pozisyonda hakemin ‘devam’ kararı doğruydu. İkinci bölümdeki gerilimin aktörü ise hakem Aytekin Durmaz’dı. Çünkü üst üste yapılan faullerde gereksiz yere devam kararı verdi, kontrolü elinden kaçırdı. O pozisyonlarda önleyici hakemlik yapabilseydi ortam bu kadar gerilmezdi. Gerilen ortamda fitili ateşleyen Bekir ve Yiğit’e gösterilen sarı kartlar doğruydu. Ancak olaya karışan Emre Belözoğlu ve Manisasporlu Mehmet Nas’ın da aynı şekilde cezalandırılması lazımdı. Alex’in attığı golden sonra ise hakemin yükü tamamen hafifledi.
‘’Serdar Tatlı ile haftanın ardından‘’
Geçen hafta da belirttiğim gibi hakem kararlarının bu yılki şampiyonluk ve küme düşecek takımları belirlemede etkili olacak. Bu haftadaki maçlara baktığımızda bu hataların devam ettiğini gördük. Haftanın en çok konuşulan maçı hiç şüphesiz Beşiktaş ile Trabzonspor arasındaki 90 dakikaydı. Bünyamin Gezer genelde maçı iyi götürdü. İki tarafın da tepkisini çekmeden, maçı da germeyen bir yönetim tarzı göstermeye çalıştı. Ancak son dakikadaki Egeme’nin topa bilerek elle oynamasına devam kararı verince kıyamet koptu. Çünkü Beşiktaş’ın devam veya tamam diyebileceği bir karşılaşmaydı, bu karar da serzeniş için tuz birer oldu. Bünyamin’in önü kapalı olması şanssızlığıydı yardımcı Cem Satman da önü açık olmasına rağmen pozisyonu göremeyince sıkıntıya sebep oldu. Gaziantep-Manisa maçında Barış Şimşek de benzer bir olay yaşadı ve maçın son dakikasında Manisalı oyuncunun ceza alanı içerisinde Souza’yı formasından tutup çekmesine penaltı kararı vermeyerek büyük bir yanlışa imza attı. Barış için şunu da söylemek gerekir, benzer pozisyonlarda bazılarına düdük çalıp bazılarını oynatması çelişki yaratıyor, standartı olmalı.
Müftüoğlu yılın hakemi
Aytekin Durmaz bu ligin en deneyimli hakemlerinden biri ancak Antalya-İstanbul Belediye karşılaşmasında devam ettirdiği bir pozisyonun ardından yardımcı veya 4. hakeminin uyarısıyla sarı kart göstermesi, oyun içerisindeki hakimiyetini ve inandırıcılığının yok olmasına neden oldu. Kuddusi Müftüoğlu için bu yılın en başarılı hakemi desek yanlış olmaz. Kendisine olan güveni inanılmaz artmış. Bunu oyunculara da, izleyenlere de hissettiriyor. Galatasaray-Diyarbakır maçını da aynı tarzda yönetti.
MHK’nın dikkatine!
Kasımpaşa-Ankaragücü mücadelesinin hakemi İlker Meral maç içersinde sakatlanınca yerini 4. hakem Serdar Karataşa bıraktı. Sezonun sonlarına yaklaştığımız bu haftalarda MHK’nın çok dikkatli olması gerekir, atamalar konusunda. Klasman hakemi deneyim kazansın diye görev veriliyor, ama bana göre doğru değil. En azından bu kritik haftalar için ciddi bir hata yapılırsa bunun hesabını kimse veremez. Denizli-Eskişehir müsabakasının yönetimine baktığımızda Özgür Yankaya tartışılacak kararlar olmadan 90 dakikayı tamamladı. Cüneyt Çakır haftanın son maçı olan Kayseri-Sivas karşılaşmasında çok başarılıydı. Verdiği iki penaltı kararı da doğruydu.
Baskı altında kalmadılar
Gelelim bu hafta sonu oynanacak olan Fenerbahçe-Beşiktaş derbisine... Hiçbir dönemde bir karşılaşmaya atanacak hakem konusunda alternatifsiz bir dönem olmamıştı. “Kimi atayalım” diye kara kara düşünen MHK, Hüseyin Göçek’te karar kıldı. Beşiktaş’ın isim vererek ‘istemiyoruz’ demesi ayrı bir sıkıntı yaratmıştı. Fakat MHK baskı altında kalmadı...
‘’Hakem penaltıyı atladı‘’
Karşılaşmanın 6. dakikasında Ernst, yüksekten gelen topa ayağını fazla kaldırınca Umut’un karın kısmına da bir darbesi oldu. Bu pozisyonda hakem direkt vuruş vermedi. Bu tip pozisyonlar endirekt olmaz. 9’da Sivok’un ve 26’da İbrahim Toroman’ın kaleci Onur’a hareketleri fauldu. Sivok’un hareketini devam ettirmesi hataydı. 10’da süratli bir şekilde hücum geliştiren İbrahim Üzülmez’e Colman’ın arkadan yaptığı harekete sadece faul verdi, ancak sarı da olmalıydı. 11’de Bobo’nun pasına İbrahim Toroman’la beraber Giray da atak yaptı. Giray’ın hareketiyle İbrahim Toraman topa istediği şekilde vuramadı. Pozisyonda İbrahim Toraman penaltı bekledi, ancak oyunun devam kararı doğruydu. 27’de Bobo için kalkan ofsayt bayrağı doğru. 40’ta Giray’ın, İbrahim Üzülmez’in topla ilerlemesini kasıtlı engellediği için gördüğü sarı kart da doğruydu. 50’de Holosko’nun topla buluşup filelere gönderdiği golün iptali de yerinde bir karardı. Çünkü Holosko ofsayttaydı.
Genelde iyiydi, ama...
60’da Burak Beşiktaş ceza alanında Toraman’ın müdahalesi olmadan penaltı beklentisi içerisinde kendisini yere bıraktı. Aldatmadan dolayı gördüğü sarı kart yerindeydi. 79‘da ise Serkan Balcı, Bobo’nun önündeki topa bilerek elle oynayıp Brezilyalı’nın avantajını bozunca doğru bir sarı gördü. Maçın en kritik pozisyonu ise 89’da yaşandı. Egemen, Beşiktaş atağında Holosko’nun topu kurtarmaya çalıştığı anda topa elini uzatıp parmaklarının ucuyla bilerek oynadı. İhlal noktası da ceza alanı içerisinde olduğu için hareketin net penaltı olması gerekirdi. Ancak hakem oyunu devam ettirdi. Sonuç olarak zaman zaman tempolu, son dakikaların heyecanlı geçtiği karşılaşmada Bünyamin Gezer, oyunun kontrolünü genelde elinde bulundurdu. Ancak son dakikadaki yorum hatasını yapmamış olsa iyi maç yönetti diyebilecektik.
‘’Serdar Tatlı ile haftanın ardından‘’
Hakem hatalarının olmadığı, skora neticeye tesir etmediği bir hafta geçmiyor. Her sezon hakem hataları olur, ama bu yıl yapılanlar; hem zirveyi, hem de düşme hattındaki takımları ciddi şekilde etkiliyor. Şu gösteriyor ki, bu yıl şampiyonluğu da, küme düşecek takımları da hakemler belirleyecek.
Özkalfa kural bilmiyor!
Hakem değerlendirmesine Diyarbakır-Gaziantep maçıyla başlayalım. Tolga Özkalfa, Diyarbakır için hayati önem taşıyan maçta skora ve neticeye tesir edecek hatalar yaptı. İlk yarı Antep ceza alanı içersinde Murat’ın eli açık ve topun rakibe gitmesine engel amaçlı müdahalesi var, net penaltı. Tolga Seyhan, Diyarbakırlı oyuncunun ayağına öyle bir darbede bulunuyor ki, rakiplerinin ayaklarını yerden kesiyor. İki önemli hata... Tolga Özkalfa’nın oyun kurallarını bilmediği ve iyi bir hakem olmadığı gerçek. MHK 2 yıl uğraş verdi Özkalfa’yı hakem yapabilmek için ama durum ortada. Takımların canı yanmış, önemli değil MHK için... Asıl hedef Tolfa Özkalfa’nın FIFA kokartlı olması. Abdullah Yılmaz, Eskişehir-Kasımpaşa karşılaşmasında yardımcısının uyarısıyla Gökhan Güleç’in golünü ofsayt gerekçesiyle iptal ederek, yanlış bir karara imza attı. Manisa-Gençlerbirliği mücadelesinde Süleyman Abay genelde başarılıydı.
Hatalarla dolu bir hafta
İstanbul Belediye-Denizli müsabakasında Kuddusi Müftüoğlu da başarılı bir yönetim gösterdi. Yunus Yıldırım ilginç karar verdi, Fenerbahçe-Kayserispor maçında. Diyelim ki penaltıyı görmedin, bir iki faulü de yanlış değerlendirdin. Peki maçın 59. dakikası oynanırken 2 Kayserili oyuncu yerde ve hala oyuna devam edilmesinin anlamı ne! Bir uyarım var; eğer böyle maç yönetmeye devam ederse futbolcular arasında kavga çıkma ihtimali çok yakındır.
Barış Şimşek, Ankaragücü-Beşiktaş maçında oyunu genelde iyi götürdü. Maçta pozisyon da yoktu ancak tek kritik pozisyonda İbrahim Kaş, Vassell’in ayaklarına yandan kayarak arasına alıp ve darbe yapıyor. Bu pozisyonda vermesi gereken penaltıyı atlaması büyük hataydı.
Yıldırım’dan olay kararlar
Bursaspor-Antalyaspor karşılaşmasında Bülent Yıldırım hatalarla dolu bir 90 dakika yönetti. Sercan’ın pozisyonu penaltı değildi. Penaltı atışında topun yeri konusuda tartışma oldu. Penaltının yerinden kullanılmaması kural değil, hakem hatasıdır. Eğer bu kural hatası olsa diğer yapılan ve yerinden kullanılmayan bir çok serbest vuruşlarda da kural hatasından itiraz halinde maçların tekrar edilmesi gerekir. Sivasspor-Galatasaray maçında uzun bir aradan sonra Halis Özkahya gösterdiği kartlar dışında iyi maç yönetti.
‘’Sivassporlu Keita da kızarmalıydı‘’
19’da Sedat, Giovani Dos Santos’u yandan ceza alanına girmek isterken arkasından, omuzundan tutarak çekti. Gördüğü sarı kart doğruydu. 21’de ise Mehmet Yıldız’ın Galatasaray ceza alanına ortaladığı top, Hakan Balta’nın vücuduna yapışık duran koluna doğru geldi. Sivaslılar’ın penaltı beklentisi vardı, ancak devam kararı yerinde bir karardı. 29’da Murat Sözgelmez’in yedek kulübesinden yapmış olduğu aşırı itiraz sonrasında dördüncü hakemin kararlılığı ile sarı kart görmesi de yerinde bir uygulamaydı. 45’te Galatasaraylı Keita, Yasin’in kontrolündeki topu arkasından gelip alarak Sivas ceza alanında ciddi tehlike yaşanmasını sağladı. Bu arada Yasin-Kader Keita mücadelesinde Yasin yerde kalmıştı. Oyunun devam kararı doğruydu. 50’de Sivas ceza alanına ortalanan topa Hayrettin ile Keita birlikte hamle yaptılar. İki oyuncu da birbirlerini hafif itiyorlardı. Hayrettin bir anda dengesizce düşüp ciddi bir sakatlık yaşadı. Ancak, Keita’nın Hayrettin’in sakatlanmasına sebebiyet verecek bir hareketi yoktu. 57’de Sivasspor’lu Süleyman Keita, Mehmet Topal’ın yüzüne sol eliyle sert bir şekilde tokat attı. Faul ve kırmızı olması gereken pozisyonda ilginç bir şekilde hakem devam kararı verdi. 60’ta ise Yasin, bir güreşçi gibi Dos Santos’u arkadan bir güzel kucaklayıp hareket etkmesini engelledi. Hakem ise sadece faul verdi. Yasin bu hareketinden dolayı sarı kart görmeliydi. 90+3’te Barış Özbek, rakibine doğru bilerek tekme salladı, gördüğü kırmızı kart doğru bir karardı. Sonuçta, dün akşam Halis Özkahya disiplin uygulamalarında yapmış olduğu birkaç hata dışında uzun aradan sonra fena maç yönetmedi diyebiliriz.
‘’Hakemlik komedisi!‘’
2. dakikada Kayseri ceza alanı içerisinde Güiza’nın pasına hamle yapan Mehmet Topuz’a, Kayserili oyuncu çelme taktı. Dengesini kaybeden Topuz da düşüyor. Temas neticesinde dengesi bozulmayan bir oyuncu o şekilde düşmez. Pozisyonun penaltı olması gerekirdi. Fenerbahçeli oyuncuların pozisyon sonrasında itirazlarına gülmek yerine daha ciddi davranış sergilenmesi gerekirdi. 33’te Alex ofsayttaydı ve top kendisine geldi. O da pozisyonun devamında Gökhan’a golü attırdı. Pozisyon başlangıcı net ofsayt. Fenerbahçe ceza alanı içerisinde Lugano ile Makukula arasında güreş müsabakasını aratmayacak bir boğuşma yaşandı. Hakemin yaptırım uygulamaması ilginçti. 59. dakikaya hakem damgasını vurdu. İki Kayserili oyuncu, biri kendi ceza alanı içerisinde diğeri ise hemen dışında yerde yatarken Fenerbahçe’nin atağı devam ediyordu. Fenerli oyuncular bile devam edip etmemekte tereddüt yaşarken, hakem oyunu devam ettirerek enteresan bir karara daha imza attı. 66’da Makukula topu uzaklaştırmak isterken tabanı ile ustaca Emre’nin dizine hareket yaptı. Yıldırım ise net pozisyonu süzemediği gibi hakem atışı ile oyunu başlattı. Herhalde bu maçı izleyenler şunu düşünmüş olmalılar; FIFA tarafından oyun kuralları dün gece yapılan olağanüstü toplantı sonrasında değişmiş, MHK’ya bu değişiklik ivedi şekilde gönderilmiş, büyük uğraşlar sonrasında da bu değişiklik Yıldırım’a iletilmiş, o da bu değişiklikleri bu maçta uygulamış olmalı! 78’de Mehmet Topuz’un kendi ceza alanı içerisinde Saidou’yu tutup kucaklaması ise Kayseri lehine verilmesi gereken net bir penaltıydı. Sonuçta hakem enteresan kararlar vererek müsakabayı yönetti. Nerede oynatacağı, nerede keseceği, nerede penaltı vereceği veya kart göstereceğini kendi kafasına göre yorumladı.









































