‘’Sercan, hakeme penaltıyı yedirdi‘’
Dün akşamki maçın kader anı belki de Antalyaspor 1-0 öndeyken Bülent Yıldırım’ın 13. dakikada Bursa lehine verdiği penaltı kararıydı. Pozisyonda Sercan Antalya ceza alanına girdiğinde sol ayağını yanındaki Orhan Ak’a takarak kendini yere bıraktı. Penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yok... Sercan’a aldatmaya yönelik hareketten dolayı sarı kart gösterilmesi gerekirken, Antalya aleyhine penaltı kararı verildi. Penaltı vuruşunda da, topun penaltı noktasının önünden kullanılmasında da hakemin ciddi hatasını gördük. 56’da Antalyaspor yarı alanında, Bursaspor lehine bir faul verip Antalyalı Erhan’ı yanına çağırdı. Bu esnada Bursaspor oyuna hemen başlayıp Antalya kalesinde tehlike yarattı. Merak ediyorum, gol olsaydı Bülent Yıldırım ne yapacaktı. FİFA hakeminin böylesine ciddi hatasına akıl sır erdirmek mümkün değil. 78’de Zitouni’nin, Ali Tandoğan’a dikkatsiz ve kontrolsüz hareketi sonrasında faul ve sarı kart kararını yardımcı hakemin uyarısıyla verdiğini gördük. Karar doğruydu. Bu atış sonrasında da Bursaspor’un Ömer Erdoğan ile bulduğu golde ofsayt yoktu. Ömer, atış sırasında ofsayttaydı ancak topa ve oyuna müdahalesi yoktu. Pozisyon değişince ofsayttan çıkıp Ozan İpek’in pasıyla da golü nizami olarak attı. 85’te arka arkaya Bursalı Volkan Şen ve Ömer Erdoğan topa elleriyle müdahalede bulundu. Volkan’ın pozisyonunda serbest vuruş verip ikinci kartı göstermedi. Ömer’in eliyle oynadığı pozisyonda ise Veysel’in aleyhine faul vermesi ilginçti. Sonuçta Bülent Yıldırım iyi bir yönetim sergilemedi. İlginç ve tutarsız fauller ve Bursaspor lehine vermiş olduğu penaltı kararıyla, direkt neticeye tesir eden hatalar yaptı.
‘’Vassell'in pozisyonu penaltıydı‘’
Çok da pozisyon zenginliğinin yaşanmadığı karşılaşmanın 6. dakikasında Ankaragücü oyuncusu Rothen’in iki eliyle yardımcı hakeme yaptığı ‘kör müsün?’ işareti sonrasında gördüğü sarı kart doğruydu. Aynı oyuncunun hakem Barış Şimşek’e yaptığı hareketler ise pozisyonu izah etmek amaçlıydı. 31’de Vittek’in pozisyonu ofsayttı. Şimşek’in 36’da Holosko’nun Hürriyet’in ayağına gelen darbesine vermiş olduğu serbest vuruş kararı da yerindeydi. 39’da Ankaragücü oyuncusu Mehmet Çakır’ın attığı golün iptal edilmesi doğruydu. Pozisyon ofsayttı. 60’ta Mehmet Çakır’ın Beşiktaş kalesine yolladığı şutu sonrasında İbrahim Kaş’a ayağıyla bir darbesi oldu. Bu hareket de oyun gereğiydi, karar doğruydu. 62’de Vassell, Rüştü’nün topa hareketlenmesine engel olduğu anda verilen serbest vuruş kararı da doğruydu. 69’da hakem açısından maçın tartışılacak tek poziyonu yaşandı. İbrahim Kaş, ceza alanı içerisinde topu kendisinden kurtardığı anda Vassell’i iki ayağına darbede bulunarak düşürdü. Pozisyon sonunda kesinlikle penaltı verilmesi gerekirdi. 71’de Beşiktaş kale alanı içerisindeki karambolde Koray topu tamamlayarak filelere gönderdiğinde, yardımcının ofsayt kararı doğruydu. 87’de Serdar Özkan ilk pozisyonda hakemin faul vermesini bekledi. Barış Şimşek pozisyonu devam ettirince Serdar’ın abartılı hareketi sportmenlik dışı gelişti. Sonuçta yardımcı hakemlerin performansları üst düzeydeydi. Doğru kararlar verdiler. Ancak hakem Barış Şimşek pozisyonsuz oynanan müsabakada iyi götürdüğü maçı Vassell-İbrahim Kaş pozisyonunda vermediği penaltı hatasıyla neticeye tesir etti.
‘’Polat'ın sözleri Çakır'ı kurtardı!‘’
27. haftaya baktığımızda özellikle zirve mücadelesi yapan takımların maçlarında neticeye tesir eden hataları gördük. Son 2 yıldır görev yapan MHK’nın bugüne kadar gelmiş geçmiş en şanslı kurul olduğunu söyleyebiliriz. Çok büyük krediler tanındı. Aslında olması gereken bu tarz davranışlar ama bundan önceki dönemlerde kıyamet koparanlar, bugün gösterdikleri bu yaklaşımı bundan sonra da göstermelidirler.
Başka hakem mi yok!
Gelelim maçlara... Haftanın en önemli maçıydı Galatasaray-Fenerbahçe derbisi... 4. hakem Süleyman Abay tecrübeli bir hakem ama bu maçlar dünyaya servis yapılıyor. MHK’nın bu kadar vurdum duymaz olması ilginç. Neden yabancı dil bilen FIFA kokartlılardan birini bu maça atamaz. Daum’la dil sorunu yüzünden ortaya çıkan tablo sizce hoş muydu? Cüneyt Çakır tabiri caizse, ne etliye ne sütlüye dokunmadan maç yönetmeye çalıştı. Çok kart gösteriyor diye ve önceki maçlarında ciddi eleştiriler alması yönetim şekline epey sirayet etmişti. Yardımcıları da ciddi hatalar yaptı. En önemlisi son dakikada Lugano’nun Dos Santos’u omzundan tutup çekmesine ‘devam’ demesiydi. En büyük şansı da Galatasaray Başkanı Adnan Polat’ın takımın oyunundan memnun olmayışı sonrasında bu penaltı posizyonu için sessiz kalmasıydı.
Gerek fiziği gerek hakemlik görüntüsü ile çok şık ve yakışıklı olan Halis Özkahya, Beşiktaş-Eskişehir maçında çok büyük hatalar yaptı. Verilen-verilmeyen penaltılarda, Ümit Karan’ın ilk golündeki faulü süzemeyişinde, Beşiktaş’ın 3. golünde yardımcısının hatası skora tesir eden hatalardı.
Bünyamin yakında gol atar!
İstanbul Belediye-Bursa karşılaşmasında Bünyamin Gezer yine aynı alışkanlıklarını devam ettiren bir yönetimle karşımıza çıktı. Bünyamin’i birçok defa gereksiz yere ceza alanına girme diye uyardık. Bu maçta da pozisyona yakın olayım düşüncesiyle cezaalanına girdi ve Turgay’a yapılan net penaltıyı göremedi. Kafana göre ceza alanlarına girmeye devam et. Yakında bir takım adına da gol atarsan hiç kimse şaşırmasın. Bir de şu var; Ali Tandoğan bariz gol şansı bulunan rakibini yere düşürmekten ihraç edilmeliydi.
Fırat Aydınus, Kayseri-Trabzon maçında iyiydi. Selçuk’un penaltı beklediği pozisyonda devam kararı doğruydu. Aytekin Durmaz, Ankaragücü-Diyarbakır mücadelesinde başarılıydı. Antalya-Manisa’da Özgür Yankaya, Gaziantep-Sivas’ta Kamil Abitoğlu, Denizli-Kasımpaşa’da Tolga Özkalfa başarılı yönetimler gösterdi.
‘’Çakır, Galatasaray'ın penaltısını yedi!‘’
Stresli ve gerilimli geçmesi beklenen bir derbiydi. Ama sahada genel anlamda kötü niyet hakim değildi. 4’te Jo’nun topa uzattığı ayağı Bilica’ya geldi, faul kararı doğruydu. 14’te Mehmet Topal’ın gördüğü sarı kart doğruydu çünkü topa bilerek elle oynayıp kendisine avantaj sağlamaya çalıştı. 16 ve 18’de Güiza’ya kalkan iki ofsayt bayrağının birincisi doğruydu, ancak ikincisinde Güiza, Caner’le aynı hizadaydı, devam kararı verilmesi gerekirdi. 23’te Keita, Andre dos Santos’un sağından atıp solundan geçti, Vederson da geriden gelip arkadan omuzuyla sert müdahalede bulundu. Vederson’a sarı kart gösterilmesi gerekirdi. Bu pozisyonun omuz omuza mücadele olarak değerlendirilmesi yanlıştı. 29’da Güiza’nın Galatasaray ceza alanı içerisinde elle oynadığı gerekçesiyle verilen serbest vuruş kararı yanlıştı, oyunun devam etmesi gerekirdi.
Yardımcı ofsaytı atladı
35’te Keita’yla beraber iki Galatasaraylı daha ofsaytta olmasına rağmen yardımcı hakem bu pozisyonda devam kararı verdi. 37’de önde Keita, arkada Mehmet Topuz ikili mücadeledeydi. Sadece faul verilmesi gerekirken Mehmet Topuz’a gereksiz sarı kart geldi. 40’ta ise Lugano ile Jo Fenerbahçe ceza alanına yakın, koşu halindeyken Jo yerde kaldı. Lugano’nun herhangi bir hareketi yoktu, dolayısıyla devam kararı doğruydu. 44’te Giovani Dos Santos ile Fenerbahçeli Andre dos Santos arasında peşpeşe iki mücadele oldu. Giovani, abartılı hareketlerde bulundu, uyarılması yerinde olurdu.
Güiza sarı kart görmeliydi
55’te Güiza, Elano’ya çok yaralayıcı olmamakla beraber ayağının tabanıyla sert bir darbede bulundu. Sonrasında sarı görmesi gerekirdi. 71’de Servet’in, Güiza’nın yüzüne gelen elle darbesi nedeniyle Servet sarı kart görmeliydi. 80’de Milan Baros, Fenerbahçe ceza alanı içerisinde Volkan’ı engelledi, verilen serbest vuruş kararı doğruydu. Ancak bu pozisyonun sonrasında Milan Baros, İngilizce’yi çok iyi bilen Cüneyt Çakır’a küfürlü itirazda bulununca kırmızı kart görmesi gerekirken sarı kartla kurtuldu. Aynı pozisyonda Volkan’a da Baros’un üzerine gitmesinden dolayı verilen sarı kart doğruydu. 90’da Fener ceza alanına ortalanan topa hareketlenen Giovani dos Santos’u, Lugano omuzundan tutarak çekti. Galatasaray lehine net bir penaltıydı. Ama hakem oyunu devam ettirdi.
Sonuç olarak yardımcı hakemlerin verdiği ve vermediği ofsaytlar, Cüneyt Çakır’ın oyunun son dakikasında vermediği penaltı, maçın sonucuna etki edebilecek nitelikteydi.
‘’İnanılmaz hatalar!‘’
2’de Ümit Karan yüzü Ferrari’ye dönük ve topa bakmadan Ferrari’nin dengesini omzuna vurarak bozup topa kontrollü vurmasını engelledi. Ustaca yapılan bu faulü devam ettiren hakem Halis Özkahya, Ümit Karan’ın gol atmasına sebebiyet verdi. Sivok, 9’da Ümit Karan’ı formasından tutarak arkadan çekti faul kararı doğruydu ancak vuruşun kullanılmasından dönen topta oluşan Sezer-Ernst mücadelesinde Özkahya bu kez Ernst lehine faul verdi, sonrasında da ortalık bir anda karıştı. Eskişehirli Volkan’ın hareketine uyarı geldi. Ancak Volkan bu pozisyonda sarı kart görmeliydi. 20’de Alper, Beşiktaş ceza alanında Ernst ile girdiği mücadelede yerde kaldı, hakem de penaltı verdi. Aslında Ernst’in rakibi bozacak bir teması yoktu. Dizleri kırık bir şekildeydi. 23’te Veysel’in, Ernst’e sert bir harekette bulunması sebebiyle gördüğü sarı kart doğruydu. 44’te Eskişehir ceza alanına ortalanan top Bobo’ya doğru gelirken arkasındaki Nadareviç, Bobo’nun üzerine yüklenerek önündeki topa kafayı vurup Bobo’yu da yere indirdi. Net penaltı olması gereken pozisyonu hakem devam ettirdi. 45’te Bobo’nun sayılmayan golündeki ofsayt kararı ise doğruydu.
66’da hakemin Ekrem ile Volkan’ın kafa kafaya çarpışması sonrasında oyunu hemen durdurması gereksizdi. 73’te Beşiktaş’ın 3. golünde Bobo ofsayt pozisyonundaydı. Ceza alanında oluşan karambol sonrasında Holosko’dan seken top ofsayttaki Bobo’ya geldi. Bobo’nun pasıyla da Holosko topu filelere gönderdi. Gol olarak sayılan pozisyona ofsayt verilmesi gerekirdi. 89’da Beşiktaş’ın lehine öyle bir faul kararı verdi ki hakem; Bobo, Sezer’le koşu halindeyken kendisini yere bıraktı. Hakem de çok basit bir faul düdüğü çaldı. Sonuçta hakem hatalarının damga vurduğu bir maç izledik. Özellikle iki takım lehine ve aleyhine inanılmaz hatalar yapıldı.
‘’İki ciddi hata...‘’
1, 9, 11 ve 18. dakikalarda Sercan için yardımcının kaldırdığı ofsayt bayrakları doğruydu. 14’te Sercan-Cesario mücadelesinde Cesario yerde kaldı, hakemin devam kararı yerinde. Sercan’ın bu oyuncuya müdahalesi yoktu. İlk yarının ve maçın en kritik pozisyonlarından biri 32’de yaşandı. Turgay, Belediye ceza alanına girdiği anda karşısına gelen Serhat, Turgay’ın hareket ve havadaki ayağına darbede bulundu. Net penaltı olması gereken pozisyonda hakem Bünyamin Gezer, Turgay’a aldatmaya yönelik hareketten dolayı sarı kart gösterdi. Gezer’i defalarca uyarmamıza rağmen gereksiz ceza alanına girme alışkanlığı bu pozisyonda da yanlış karar vermesine neden oldu. 49’da İskender’in Bursa ceza alanında Hüseyin ile girdiği mücadele sonrasında yerde kalmasına devam kararı doğruydu. 52’de Tevfik’in, rakibe giden topa elle oynadığı için gördüğü sarı kart doğruydu. İkinci yarının en kritik pozisyonu ise 56’da yaşandı. Bursa defansında en son oyuncu olan Ali Tandoğan, topla çabuk hücuma kalkmak isteyen ve topu kurtaran Belediyeli oyuncuya bilerek faul yaptı. Bariz gol şansından kırmızı kart görmesi gereken Ali Tandoğan sarı kartla cezalandırıldı. 72’de Ozan İpek’i, Marcin Kus ceza alanına girmeden tutup çekti ve hemen bıraktı. Ozan İpek bu tutmadan etkilenmeyip oyuna devam etti. Daha sonra ceza alanına girdiği anda da rakip oyuncuya takılıp düştü, devam kararı doğruydu. Bünyamin Gezer 82’de iki Bursalı oyuncunun kaleci Oğuzhan’a yüklenerek yaptıkları faulü doğru tespit etti. 84’te de Batalla’nın Belediye ceza alaınında düşmesi sonrası verilen karar yerindeydi. Sonuçta bol pozisyonlu bir maç oldu. Hakem pozisyonlara yakın olma isteği içerisinde zaman zaman bu düşüncesini abarttı. İki kritik pozisyonda ciddi hatalar yaptı.
‘’Cüneyt Çakır'ın işi zor‘’
Galatasaray-Fenerbahçe maçına Cüneyt Çakır’ın atanması alternatifler arasında verilebilecek en iyi karar. Ancak, önceki derbilerde olduğu gibi Çakır’ın işi yine zor.
MHK, Galatasaray-Fenerbahçe arasında hassas zamanda oynanacak bu karşılaşmaya şu anda Türk hakemliği içerisinde ilk sırada ve bu yıl başında 1. Kategori’ye yükselmiş olan Cüneyt Çakır’ı atadı. Mutlaka MHK çok fazla spekülasyona gerek kalmadan, ‘alın size, 1. Kategori’ye yükselmiş bir hakem’ demiş ve görevlendirmiştir. Şu anda FIFA listesi ve kadro içerisinde çok alternatifi olmadığını da söyleyebiliriz.
Deneyimi en büyük avantajı
Cüneyt Çakır’ın bundan önce yönetmiş olduğu bu tip maçlarda eleştirildiği zamanları da olmuştur. Ancak her geçen gün, daha fazla deneyim kazanmış Avrupa’da sıkça maç yönetmiş olması, bu derbiye hazırlanma konusunda kendisi için avantaj. Kondisyon konusunda sıkıntısı yok. En fazla eleştirildiği tarafı, disiplin uygulamalarındaki kuralcı ve katı kararları. Ancak bazen yaşanan pozisyonlarda da hakem yorumunun ne kadar önemli olduğu özellikle bu tarz maçlarda ortaya çıkıyor. Cüneyt Çakır da, katı ve kuralcı kural uygulama düşüncesine, oyun içerisindeki pozisyonlarla ilgili kendi yorumlarını katabilirse, sanırım daha sempatik bir duruma gelebilir. İşi tabii ki zor olacak. Gerek ilk karşılaşmada yaşananlar, gerekse takımların Federasyonla ilişki düzeyleri, sıkıntı yaratacaktır.
‘’Serdar Tatlı ile haftanın ardından‘’
Gerek aktif hakemlik yaparken, gerek de sonrasında karşılaştığımızda vermiş olduğu saygın, kibar ve beyefendi izlenimini hep koruyan sayın Özhan Canaydın’a Allah’tan rahmet dileyerek yazıma başlamak istiyorum. Hakemlerin performansa açısından pek de iyi bir hafta olduğunu söylemek zor.
Kuddusi Müftüoğlu, Fenerbahçe-Gaziantep maçında oyunun genelinde iyiydi. Şiddeti konusunda inandırıcı gelmediği için Serdar’ın Santos’a yaptığı harekete penaltı vermedi. Hareket halinde ve topu önüne almış olan oyuncuya topla hiçbir alakası olmayan bir futbolcunun teması faulü gerektir. Kasımpaşa-Beşiktaş karşılaşmasına çok riskli bir atamaydı, Özgür Yankaya. Kabiliyetli bir hakem olmasına rağmen az maç yönetmesi ve bir önceki maçında kart sendromu yaşamış olması da dezavantajdı. Ancak maçı iyi yönetti sadece göstermesi gereken birkaç sarı kartı atladı.
Diyarbakır-Antalya mücadelesinde son iki maçındaki performansını inkar eden bir maç yönetti, İlker Meral. Verdiği penaltının hiçbir yorumu yok ve olamaz. Musa’nın şutunda top gidip Sedat’ın ellerine çarpıyor. Hem penaltı, hem de ikinci sarı kart göstermesi hakemlik bilgisini ciddi anlamda tartışma konusu yaptı.
Hasagiç’i kim uyaracak?
İstanbul Belediye kalecisi Hasagiç’in kısa kollu kazağının altına farklı renk fanila giydiğini kaçkez tekrar edip, hakemleri uyardık. Bir tek geçen hafta Hüseyin Göçek’in müsade etmediğini gördük. FIFA kokartlı Halis Özkahya’nın yönettiği Manisa-Belediye maçında, Hasagiç yine aynısını yaptı. Kural değişmişse açıklasınlar bilelim, değişmemişse de uygulasınlar... Yunus Yıldırım, Trabzon-Galatasaray mücadelesinde, faullerde ve kartlarda bir türlü standartı yakalayamıyor. Sabri net bariz gol şansından atılmalıydı. En önemlisi de küçük su şişesinin ayağının 1 metre yanına düşmesinin ardından kendisine isabet etmiş gibi sakatlık süsü veren Keita’ya centilmenlik dışı ve tahrik edici hareketinden dolayı sarı göstermeliydi.
Çınar sonucu etkiledi
Barış Şimşek’in Sivas-Gençlerbirliği maçında otorite bakımından zorlandığını gördük. Aytekin Durmaz ise Ankaragücü-Kayserispor karşılaşmasında başarılıydı. İki takımı diğer birkaç takımları yakından ilgilendiren Bursaspor-Denizlispor karşılaşmasında ise Serkan Çınar’ın görevlendirilmesi büyük bir risk taşıyordu. Sonuçta maçın son dakikalarında kaleci İvankov’un penaltı olması gereken hareketine ‘devam’ kararı, neticeyi doğrudan etkilemiş oldu.









































