‘’Bünyamin Gezer eyyam yaptı‘’
31. hafta sonunda Süper Lig’de Şampiyonlar Ligi biletini alan iki takım neredeyse belli oldu. Bu yüzden Fenerbahçe ve Bursaspor’u tebrik etmek gerekir. Uzun yıllar sonra bir Anadolu takımının böylesine agresif oynaması, böylesine 3 büyüklere ecel terleri döktürüp, onlara üstünlük sağlaması son derece önemsenmeli. Yönetimini, taraftarlarını, teknik heyetini ve futbolcularını kutlamak lazım. Şüphesiz şampiyon olmasalar bile (ihtimalleri çok yüksek) şampiyon olmuş gibi kabul edilmelidirler. Gönüllerin şampiyonu oldular, tek eksikleri artık kupa...
Küfürler damgasını vurdu
Sivasspor’un Beşiktaş’tan almış olduğu bir puan ligde kalmasını büyük ölçüde garantiledi. Haftaya damgasını vuran olay ise Beşiktaş taraftarının maç boyunca yaptıkları kötü tezahürattı. Bir hafta öncesinde yaşananlara baktığımızda; hakem hatalarının yapılması ve özellikle de penaltı noktasının kazılması sonrasında kaçan penaltı ve takımlarının şampiyonluktan uzaklaşması, seyirciyi bu duruma getirdi. Bir noktada başarısızlık hakem ve federasyonun üzerine yıkıldı. Beşiktaş Yönetimi’ne de derin bir nefes aldırmış oldu.
İbrahim’e yakışmadı
Maç yazımda da belirtiğim gibi futbolumuzun marka değerinin gelindiği nokta gerçekten içler acısı bir halde. Bir hafta önce yaşananlar, bu karşılaşmayı inanılmaz zora sokmuştu. Hakem için zor geçmesi beklenen maçtı. Kuddusi Müftüoğlu da müsabakayı fazla germeden yönetmeye çalıştı. Cihan ile Sivok’un mücadelesine ‘devam’ kararı doğruydu. Ancak bu pozisyonun etkisinde kalmış olmalı ki Bobo’nun Yasin tarafından engellenmesine de ‘devam’ dedi ve hata yaptı. 90 dakika sonunda ise taraftarlar gibi Beşiktaşlı oyuncular da bir sezonun yorgunluğunu ve stresini hakem üçlüsünden almaya kalktılar. Bobo’nun hareketi masum değildi. İbrahim Üzülmez’in tepkisi, bir oyuncunun yapması gereken itirazın çok ötesinde ve hoş olmayan şekildeydi.
Çakır başarılıydı ama...
Kasımpaşa-Fenerbahçe karşılaşmasında Cüneyt Çakır genelde başarılıydı. Ancak pozisyonlardaki tutumlarına baktığımızda ikilem yaşayan bir görüntü sergiledi. Lugano’nun kalçasını kullanarak Şahin’i engellemesine sarı kart göstermemesi yine Uruguaylı oyuncuyu abartılı bir yere düşüş sonrasında uyarmaması hataydı. Gerçi oyun da Cüneyt’i zorlamadı ama UEFA Avrupa Ligi’nde yöneteceği Fulham-Hamburg karşılaşmasına çok daha iyi hazırlanmalı ve motive olmalı.
Zapo oyunda kalmalıydı
Galatasaray-Bursaspor mücadelesine gelince... Haftalar öncesinden sonucu en fazla merakla beklenen karşılaşmalardan biriydi. Bünyamin Gezer son derece iyi götürdüğü maçta Zapotocny’yi ikinci sarı karttan oyundan ihraç etmekle akıl almaz bir karara imza attı. Bursaspor son 20-25 dakika rakibine göre bir oyuncu fazla oynamış olsaydı, Yeşil-Beyazlılar için sonuç farklı olabilirdi. Bu karar Bünyamin Gezer’in eşitlik sağlayıp, eyyam yaptığı izlenimi bıraktı. Bünyamin bu karar dışında gerçekten iyi bir yönetim gösterdi.
Serkan Çınar’ın dikkatine!
Eskişehirspor-Trabzonspor maçında düdük çalan Serkan Çınar, kendisine verilen şansları iyi değerlendirmeli. Genç, yeni ve önünde uzun yıllar olduğunu unutmamalı. Çok rahat tavır sergilemesi hakemliğe doymuş izlenimi veriyor. Diğer maçlara baktığımızda Kayserispor-Manisaspor’da Fırat Aydınus, Denizlispor-Ankaragücü’nde Yunus Yıldırım, Gençlerbirliği-Antalyaspor’da Barış Şimşek, Gaziantepspor-İstanbul Büyükşehir Belediye’de Bülent Yıldırım sonuca tesir edecek hatalardan uzaktılar.
‘’Cüneyt Çakır'ın ikilemleri...‘’
Maçın 8. dakikasında Andre Santos iki Kasımpaşalı oyuncudan güzel hareketlerle sıyrılırken, Cenk’in Santos’da bir teması oldu. Ancak Santos da pozisyona devam edince güzel bir avantaj oluştu. Hakemin akını kesip faul kararı vermesi çok gereksizdi. 29. dakikada Kasımpaşa ceza alanı içerisinde Keller ile Özer, Mehmet Topuz’un yandan ortaladığı topa beraber hamle yaptılar. Geride kalan Özer’in penaltı beklentisi boşunaydı, devam kararı doğruydu. 39’da Lugano topla hiç alakası olmadan taç çizgisi kenarında Şahin’i, kalçasını kullanarak engelledi. Faul kararı doğruydu, ancak Lugano’ya sarı da gösterilmeliydi. 55. dakikada Selçuk ayağını tehlikeli bir şekilde, dikkatsiz ve kontrolsüz yükseğe kaldırıp, Sancak’ın yüzüne doğru darbesi olunca doğru bir sarı kart gördü. 60. dakikada Kasımpaşa ceza alanı içerisinde Koray Avcı’nın, Özer Hurmacı’ya oyun kurallarının öngördüğü şekilde bir teması oldu. Özer’in penaltı beklentisi gereksizdi, devam kararı doğruydu. 62. dakikada Bekir’in, Şahin’i formasından çekmesinden dolayı gördüğü sarı kart da doğruydu. Cüneyt Çakır’ın UEFA Avrupa Ligi’nde yöneteceği çok önemli bir maç öncesinde yönetmiş olduğu bu müsabakada; öncelikle ikili mücadelelerdeki pozisyonları oynatıp-oynatmama düşüncesinde ikilem yaşayan bir görüntü sergilediğini gördüm. Bazı pozisyonlara çok kolay faul çalıp, bazı pozisyonları gereksiz şekilde oynatma isteği gözlemledim. Zannediyorum ki yöneteceği Fulham-Hamburg gibi önemli bir müsabakada, buradaki yönetim tarzını farklılaştırıp, oyunu daha fazla oynatma düşüncesinde olacaktır. Yöneteceği bu önemli müsabakada başarılı bir performans sergileyeceğini bekliyor ve ümit ediyoruz.
‘’'Zapotocny'yi atmamalıydı'‘’
Dün akşam bol pozisyonlu, çekişmeli, tabiri caizse nefes kesen bir maç izledik. Müsabakanın bu şekilde geçmesine hakemin de etkisinin olduğunu düşünüyorum. Ancak Bünyamin Gezer’e, Zapo’ya göstermiş olduğu ikinci sarı kart olmasa “mükemmel bir maç yönetti” diyebilecektik. 72’de Lucas Neil’e göstermiş olduğu ikinci sarı kartta kesinlikle haklıydı. Ancak serbest vuruşun kullanılması sırasında Keita ile Zapo’nun birbirlerini itmesinden dolayı, baskı altında kalıp etkilendiği için Zapo’ya ikinci sarı kartı gösterdiği intibası oluştu. Diğer pozisyonlarda çok koştu. Oyunculara yaklaşım tarzı da gayet iyiydi. 50’de Bursaspor ceza alanında Keita topu kontrolüne alırken top Mustafa Keçeli’nin eline doğru gidiyordu. Bu oyuncu da elini kaçırmaya çalışıyor. Karar doğru, pozisyonda penaltı yoktu. 61’de yardımcı Emre Eyisoy, Ömer Erdoğan’ın kafayla vurup kaleci Aykut’un kornere çıkardığı pozisyonda Ömer Erdoğan’a ofsayt bayrağı kaldırmalıydı. Eğer bayrak kalksaydı, Arda da bu pozisyonunun ofsayt olmasına yönelik aşırı itirazından dolayı sarı kart görmeyecekti.
‘’Marka değeri yerlerde‘’
Geçen haftaki çok konuşulan maçın ardından Kuddusi için bu maç zordu. Gerek ilk yarıda gerekse ikinci yarının bazı bölümlerinde ve maç sonrasında özellikle Beşiktaşlı oyuncuların agresif hareketleri gözlerden kaçmadı. Beşiktaş seyircisinin maç boyunca yapmış olduğu küfürlü tezahürat oyunun havasını değiştirdi. Adeta bahane arar bir görüntü sergilediler. Bu tezahüratlar oyuncuları da gerdi. Maç sonrasında arkadaşlarını sakinleştirmeye doğru giden Bobo, yardımcı İsmail Şencan’a karambolün içerisinde yumruk vurdu. Brezilyalı’nın direkt kırmızı kart görmesi gerekirdi. Arkadaşlarını sakinleştirmeye giden İbrahim Üzülmez de hakeme yaptığı sportmenlik dışı hareket sonrasında kart görmeliydi. Ancak başta da söylediğimiz gibi hakem için gerçekten zor bir maçtı. Pozisyonlara gelince, 15’inci dakikada Sivassporlu Cihan ceza alanı içerisinde topla buluştuğu anda Sivok topa ayağını uzatıyor. Ne Cihan’a ne de topa temas ediyor. Cihan da takılıp düşüyor. Devam kararı doğru. 22’nci dakikada topsuz alanda Fink, Sedat’ın midesine doğru koluyla vurarak sert bir hareket yaptı. Bu hareketin karşılığında hakemin verdiği faul kararı yetersiz kaldı. Kırmızı da olmalıydı. 58’inci dakikada Tello’nun ortasında topla buluşup kafa vuruşuyla gol atan Bobo’nun pozisyonu ofsayt değildi. 74’te Bobo ceza alanında iki Sivaslı oyuncunun arasına girdi. Yasin, Bobo’nun koşu yolunu baldırını kullanarak engelledi. Pozisyon penaltı olmalıydı. Devam kararı yanlıştı. Uzatmalarda Mehmet Yıldız-İbrahim Kaş mücadelesinde iki oyuncu da birbirlerini tutuyorlardı, yardımcının Sivas aleyhine faul kararı gereksizdi. Yine uzatmalarda Bobo kendini Sivaslı oyuncuya yaslayıp yere düştü. Devam kararı doğruydu. Bitiş düdüğüyle Beşiktaşlı oyuncuların gösterdiği tepkiler ise son derece gereksizdi.
‘’Şanlıurfa'ya yakışır‘’
Ziraat Türkiye Kupası Finali’nin Şanlıurfa’da oynanması kesinleştikten sonra Şanlıurfalı da heyecanla ve sabırsızca bir bekleyiş içerisine girdi. Kamu kuruluşlarına gidin, çarşıdaki esnafına; nereye giderseniz gidin gündem sadece oynanacak olan Türkiye Kupası final maçı. Bu bölge böylesine önemli bir organizasyona ikinci kez ev sahipliği yapacak. İlki 2000 yılında Diyarbakır’da yapılmıştı. 10 yıl sonra da 5 Mayıs’ta Şanlıurfa’da yapılacak. Gazeteden foto muhabiri arkadaşımız Murat Akbaş’la beraber Gap Arena’ya gittiğimizde Murat fotoğraf çekimlerinden sonra bana dönüp “Hocam harika bir stat olmuş” dedi. Evet gerçekten stat çok güzel. Şanlıurfa’ya yakışır bir stat olmuş. Bazı önemli eksikliklerde özellikle ışıklandırma gibi sorunlar bu vesileyle maç gününe kadar giderilmiş olacak. En önemlisi de Türkiye, UEFA standartlarında yeni bir stada kavuşmuş olacak. Bu stattan EURO 2016 adaylığı konusunda da faydalanılabilecek. Bunda emeği geçen herkesi kutlamak lazım. İnanıyorum ki Şanlıurfalı hem Fenerbahçe’ye hem de Trabzonspor’a yapılabilecek en iyi misafirperverliği gösterip gelecek olan iki takım taraftarına da çok iyi ev sahipliği yapacaktır. Buraya gelecek taraftarlara da huzur ve güven içerisinde en iyi ve en güzel ev sahipliğini Şanlıurfa insanı gösterecektir. Bu final Şanlıurfa’ya yakışır. Şimdiden her iki takıma hoşgeldiniz diyorum adına yakışır güzel bir final müsabakası bekliyorum.
‘’Tek suçlu Göçek değil!‘’
MHK Başkanı Oğuz Sarvan’ın son dönemde hakemler hakkında yapılan ağır açıklamaların ardından düzenlediği basın toplantısı hiç kimseyi tatmin etmedi. Ortalığın yangın yerine döndüğü, isyan etmeyen kulüp ve yöneticinin kalmadığı bir dönemde, “Hakemlerimiz geçen sezona göre daha başarılı” açıklaması traji komikti... İddia ettiğim bir şey var. Hakemlerin sezon içersinde aldıkları eğitim yeterli değil.
Fenerbahçe-Beşiktaş maçında hakemlik adına utanç gecesi yaşandı. Önünde en az 10 yıl hakemlik yapabilecek FIFA kokartlı bir hakemin nasıl ezildiği, cesaret ve geleceğinin yıpratıldığına şahit olduk. Skandallarla dolu kararlara imza attı. Şimdi tek suçlu Hüseyin Göçek mi? Fatura bu hakememi kesilecek? Bu ortamı hazırlayan esas suçlular ne olacak?
Yardımcılara dikkat!
Daha önceleri de söylemiştim, Serkan Gencerler ve onun gibi birkaç yan hakem, maçın önüne ve orta hakeme üstünlük sağlamaya çalışıyor. Ancak yöneticiler oralı bile olmuyorlar. Bu kardeşlerim de ara ara sahne alıp burada olduklarını bir güzel hissettirip rollerini oynamaya devam ediyorlar. Oynanan diğer maçlara baktığımızda ise Manisapor-Galatasaray’da ilk yarının son dakikasında yardımcı Erhan Sönmez, Isaac için yanlış bir ofsayt bayrağı kaldırdı. Cüneyt Çakır, Bursaspor-Gaziantep maçında çok tedirgindi. En son kupa maçında olaylar yaşamış, saldırıya uğramış bunun üzerine Bursaspor yöneticileri ceza almıştı. Fakat bu MHK bunları çetele olarak tutmuyorki. Tutmuş olsa bu maça vermez, verse bile iç sahaya değil deplasmana gönderirdi.
Özgüç penaltıyı atladı
Diyarbakır-Kayserispor karşılaşmasında Bünyamin Gezer, Makukula’nın penaltı beklentisine oynatarak doğru karar verdi. Fırat Aydınus, Antalya-Denizli müsabakasında Roberts’a kaleciyi engellediği için gösterdiği sarı kart doğruydu. Ankaragücü-Eskişehir’de Hakan Özkan ve İstanbul Belediye-Gençlerbirliği maçında da Kamil Abitoğlu sonuca herhangi bir etki etmediler. Özgüç Türkalp ise fena götürmediği maçta Trabzonlu Engin’in cezaalanında Cenk’e yaptığı darbeyi doğru değerlendiremediği için Kasımpaşa lehine penaltıyı atlayıp, neticeye tesir eden hata yaptı.
‘’Skandal kararlar‘’
Maça baktığımızda hafta içerisindeki demeçlerden etkilenmiş bir hakem üçlüsü izledik. Zaten etkilenmemeleri de zordu. Oyunu disipline etmekte zorlanan, yardımcılarıyla beraber taviz veren bir yönetim sergiledi. Hüseyin Göçek adına gerçekten talihsiz bir geceydi. Oyunun kontrolünü o kadar kaçırdı ki, bir metre mesafede Emre Belezoğlu’na dirsekle vuran Ernst’in pozisyonunu devam ettirip, 40 metredeki yardımcısının uyarısıyla kırmızı kart gösterdi. Bu da oyundan ne kadar koptuğunu ortaya koydu. Tartışılacak o kadar çok pozisyon var ki...
Asıl yanlış, Göcek’i atayanda!
Bu talihsiz gecenin yaşanmasının en büyük nedenlerinden biri de bu kadar tartışılan ortamda hakemi bu maça atayan yöneticilerdir.
9’da Emre Belezoğlu, Beşiktaş ceza alanı içerisinde İbrahim Kaş’ın elini omuzunda hissettiği anda yere düştü. Devam kararı doğruydu. 18’de ise Hüseyin Göçek, Selçuk’a çok gereksiz bir sarı kart gösterdi. Sadece Bobo’nun ayağındaki topa müdahale vardı. 31’de Bobo, topa kayarak müdahale etmek isterken, Mehmet Topuz da ayak tabanını göstererek hamle yapıp Bobo’ya temas etti. Hakem ise net faul olması gereken pozisyonu devam ettirdi. 33’te Mehmet Topuz’un kullandığı serbest vuruşta Bobo’nun 4-5 metre barajı bozarak öne çıkıp topa temas etmesi sonrasında oyunu devam ettirmesi de ciddi hatalarından bir tanesiydi. Sarı kart ve atışın tekrarı gerekirdi. 37’de Bilica, yerdeki İbrahim Toraman’a eliyle dokunması sonrasında, Toroman ‘karışma’ der gibi Bilica’nın kolunu ittirdi. Bunun üzerine Bilica, İbrahim Toraman’ı saçlarından tutarak çekti. Net kırmızı kart olması gerekirdi.
Bilica atılmalıydı
58’de Bobo, Fenerbahçe ceza alanında topu kurtarmak isterken Lugano, kayarak eliyle oynadı. Net penaltı olması gereken pozisyonda oyun devam etti. 64’te ise Bilica’nın Uğur İnceman’a dikkatsiz kontrolsüz hareketi net penaltıydı. Sarı kart gören Bilica daha sonrasında penaltı noktasını tahrip etti. Bunun karşılığında da kart görmesi gerekirdi. Maçın son dakikasına yardımcı Serkan Gencerler damga vurdu. Ne olduğunu kimsenin, hatta orta hakeminin bile anlamadığı pozisyonda Gencerler, Vederson’un küfür ettiğini, İbrahim Toroman’ın da ayakla rakibine bastığını söyleyerek kırmızı kart görmelerini sağladı.
‘’Abdullah Yılmaz başarılıydı‘’
Süper Lig’de zirveyi ve alt sıraları yakından ilgilendiren Manisaspor-Galatasaray karşılaşmanın 20. dakikasında, Galatasaray’ın ilk golü öncesinde Hüseyin’in Baros’a belinden sarılması ardından gördüğü sarı kart yerinde bir karardı. Atışın yapılmasından sonra ise Galatasaray’ın Keita ile bulduğu goldeki devam kararı doğruydu. Pozisyon başlangıcında ofsayt yoktu. 37’de Arda’nın Baros’u kaleci İlker ile karşı karşıya bırakan ara pasındaki devam kararı da yerindeydi, ofsayt yoktu. 40’ta Baros ile Burak, Keita’nın ceza alanına verdiği pasa birlikte hamle yaptılar. Baros’un kendini çok kolay yere bırakması sonrasında verilen devam kararı ve Baros’un aşırı itirazı nedeniyle gördüğü sarı kart da yerindeydi. 45’te Isaac için kalkan ofsayt bayrağı çok kritikti. Yardımcı Erhan Sönmez tecrübeli ve FİFA kokartlı bir yardımcı. FİFA da zaten böylesine kritik pozisyonlarda oynanmasından yana. Kaldı ki pozisyon da ofsayt değildi.
57’de Isaac, Galatasaray ceza alanının önünde, havadan gelen topa bakmayıp direkt Sabri’ye doğru omuz darbesiyle temasta bulundu, faul kararı doğruydu. 58’de Isaac ilk yarıda olduğu gibi bir kez daha kritik bir ofsayt pozisyonunun içinde buldu kendini. Aynı ilk yarıdaki gibi Galatasaraylı son oyuncu ile hizadaydı. Yardımcıdan bu kez doğru devam kararı çıktı. Aykut ile girdiği pozisyonda da devam kararı doğruydu. 64’te Arda’nın kaleye gönderdiği topu Milan Baros tamamlayarak Galatasaray’ın ikinci golünü attı. Baros’un topu tamamlarken pozisyonu nizamiydi.
Dün geceki maçın temposu düşük, oyuncuların genel tavırlarının centilmence geçtiği bir karşılaşma olduğunu söyleyebiliriz. Hakem Abdullah Yılmaz da kolay geçen bu müsabakada oyunu başarılı bir şekilde yönetti.









































