‘’Müftüoğlu MHK'ya ilaç oldu!‘’
33. haftada sonucu sabırsızlıkla beklenen bir 90 dakikaydı Ankaragücü-Fenerbahçe karşılaşması...
Maç öncesinde yapılan spekülasyonlarla daha farklı gelişmeler gerginlik yarattı. Bir de bu karşılaşmaya bu sezonun en başarılı sayılabilecek, çok önemli ve zor maçları iyi yöneterek; sıkıştığı zamanlarda MHK’ya ilaç olan Kuddusi Müftüoğlu’nun atanması, ödülden çok bu hakeme karşı yapılan samimiyetsizlikti. Neden böyle söylediğimi herkes çok iyi biliyor. En son yönettiği Fenerbahçe maçında sorun yaşamış bir hakem, kritik bir dönemeçte aynı takımın karşılaşmasına verilmez. Ancak helal olsun Müftüoğlu’na... Kendini çok iyi hazırlamış, yönetimiyle bence başta MHK’yı mahcup etmiş oldu. Çünkü başlarda gözden çıkartılmış deneyimli bir hakemin ilerleyen zamanlarda onlara nasıl tutunacak dal haline geldiğini gösterdiği için tekrar Müftüoğlu’nu kutlamak istiyorum. Maça gelince... Hafif ürkekliği yukarıdaki söylediğimiz nedenlerdendi ama hiç bozulmadan en kritik pozisyonlarda doğru kararlar verdi. Ceza sahaları içinde Koray-Özer ile Lugano-M.Hanifi aralarındaki mücadelelere devam kararı vererek doğru yaptı. Rajnoch’un sayılmayan golü de ofsayttı.
Tolga’dan umudum yok
Beşiktaş-Manisaspor’da Özgür Yankaya başarılıydı. Sahaya yakışan bir görüntüsü var. Sorunu, kartlık pozisyonlarda yaşıyor. Öncelikle bu eksikliğini gidermeli. Bu maçta da kart hataları yaptı ama dediğim gibi kendini hep geliştirmeye çalışmalı. Bu sözler hoşuna gidebilir, fakat unutmamalı ki hakemlikte hep başarılı olmak zorunluluğu var. Galatasaray-Antalya maçında MHK’nın prensi, ne pahasına olursa olsun üst düzey hakem yapmaya çalıştığı Tolga Özkalfa vardı. Umarım bu kadar uğraş Tolga’yı o çizgilere getirir. Benim pek fazla umudum yok. Umarım yanılırım da Türk Futbolu iyi bir hakem kazanmış olur. Gaziantep-Gençlerbirliği müsabakasında Serkan Çınar için geçen hafta söylediklerimi tekrar edeyim. Bu şansları iyi kullanmaya bakmalı. Kendi kafasına göre halı saha maçı yönetir gibi bir tarzı var. Bir pozisyonda Gençlerbirliği ceza alanı öyle bir karıştı ki, hakem sanki sahilde yürür görüntüsündeydi.
Özkan’ın jübile maçıydı!
Kayseri-İstanbul Belediye’de Taner Gizgenci profesyonel futbol oynamış biri olmasına rağmen ciddi yorum hataları yapıyor. Bu maçta da faul çalması gereken pozisyonları oynatınca iddiasız bir sezon sonu maçında savaş çıkartacaktı neredeyse! Eskişehir-Sivas’ta Barış Şimşek son dakikalarda Petkoviç, topu üzerinden aşırtan Eskişehirli oyuncunun üzerine direkt giderek düşüp, kontrolsüz bir hareket yaptı. Net penaltıyı vermeyen Barış neticeye tesir etti. Kasımpaşa-Diyarbakır maçında Fırat Aydınus oyunu kontrolünde tutarak başarılı bir maç yönetti. Haftanın en son maçı olan Trabzonspor-Denizlispor karşılaşmasına MHK belli ki Hakan Özkan’ı jübilesini yapsın diye görevlendirmişti.
‘’Kuddusi her şeye rağmen iyi yönetti‘’
Yaklaşık bir ay önce Saracoğlu’nda Kuddusi Müftüoğlu’nun yönetiminden memnun olmayan Aziz Yıldırım, hakem odasına inerek Kuddusi’ye karşı sözlü tacizde bulunmuştu.
Bu olaydan kısa bir süre sonra böyle önemli bir bir Fenerbahçe karşılaşmasına hiç hakem kalmamış gibi, Müftüoğlu’nu verip ondan etki altında kalmadan başarılı bir maç yönetmesini bekleyen MHK’nın çalışma prensiplerine, düşüncelerine ve davranışlarına akıl erdirmek gerçekten zor.
Ancak her şeye rağmen maçın geneline baktığımızda, Müftüoğlu, oyun içerisinde biraz ürkek görünüp oyuncular arasındaki tartışmalara daha etkili müdahale edememesine rağmen, böylesine zor bir maçı başarıyla yönetti.
Maça gelecek olursak... 6’da ceza alanında Koray’ın Özer Hurmacı’ya eliyle bir teması vardı. Koray, toptan ve Özer’den daha geride olmadığı için, yaptığı bu hareket oyun kurallarının öngördüğü şekildeydi. 17’de İlhan yükseldiği bir hava topunda Lugano’nun dudağına direseğiyle temas etti. İsteyerek yapılmış bir hareket değildi. Sadece faul verilmesi doğru bir karardı. 25’te Fenerbahçe ceza alanında Muhammet Hanefi, Lugano’nun elini vücudunda hissettiği anda hem topa vurmaya çalıştı hem de kendini yere bıraktı. Devam kararı yerindeydi. 30’da Rajnoch’un sayılmayan golünde ise ofsayt kararı doğruydu. 43’te Lugano’nun gördüğü sarı kart da yerinde bir karardı. 45’te ise Emre’ye yapılan faulün avantaja bırakılması yerinde bir karardı. 59’da Rajnoch-Bilica mücadelesinde Rajnoch’un penaltı beklentisi boşunaydı. 68’de atmış olduğu müthiş gol sonrasında Cristian’ın tel örgülere tırmandığı için gördüğü sarı kart ise doğruydu.
‘’MHK'ye Tolga Özkalfa önerisi!‘’
Tolga Özkalfa’nın yapmış olduğu birbirinden farklı hatalar ve hatta kural hatasına rağmen MHK’nın kendisinden yararlanmak istediğini görmekteyim. O zaman onlara buradan bir önerim olacak. Nasıl eğitim kadrosunda ücretli eğitmenlerle beraber, psikologlar da var. O zaman bu psikologlardan birini sürekli Özkalfa’ya tahsis edin.. Ve hangi maça gönderiyorsanız, bazı hakemlere yaptığınız gibi bu kişileri de peşinden gönderin. Çünkü Özkalfa, iddiasız ve sakin giden maçlarda bile hareketleriyle, bakışlarıyla ve yaklaşımı ile oyunu gerebiliyor. Aynı bu karşılaşmanın bazı bölümlerinde olduğu gibi... Gereksiz yere bir müsabakayı zora sokabilecek bir tarz içinde. Hiç olmazsa bu psikologlar da, Tolga Özkalfa’yı maçlara daha sakin ve iyi hazırlamaya yardımcı olmuş olabilir.
Gereksiz düdük çaldı
15, 16 ve 18. dakikalarda Adil Sinem’in, ofsayt pozisyonlarında bir hatası vardı. 18. dakikada Necati’ye kalkan bayrak hatalıydı. 29. dakikada Sedat-Keita mücadelesinde, Antalyasporlu Sedat’ın ilk hareketi fauldü. Ama Keita erken davranıp topa hakim olduğu anda düdük çaldı. Bu gereksizdi. 34. dakikada Necati ceza alanı içinde, topu Caner’in solundan atıp geçmek isterken Caner kalçasını kullanarak onu engelledi. Hareket kesinlikle penaltı, ancak devam ettirmesi yanlıştı. 40. dakikada ise Caner’in, ceza alanı içerisinde vücuduna yapışık olan koluna topun değmesine devam kararı doğruydu. 55’te Antalya ceza alanı içinde, Jedinak-Emre Çolak mücadelesi vardı. Kısa mesafede olmasına rağmen Jedinak’ın, Emre’ye karşı ustaca koşu yolunu tıkadığını gördük. Bu pozisyonun da penaltı olması gerekirdi.
Pozisyonun etkisinde kaldı
80’de yardımcı hakem Selçuk Kaya, Necati için ofsayt bayrağı kaldırdı. Hakem ofsayt hizasında olmamasına rağmen, yardımcısının bu kararını ‘gördüm’ işareti yaparak devam ettirdi. Sonrasında da Mehmet Topal, Antalyalı oyuncuya arkadan yüzde 100 sarı kartlık hareket yaptı. Ancak bir önceki pozisyonun etkisinde kalan hakem, sadece bir faul kararı vermekle yetindi.
‘’Özgür Yankaya daha da iyi olacak‘’
Üç-dört yıl önce Özgür Yankaya’yı bir 2. Lig maçında izlemiştim... O zamanki yöneticilerle yaptığım sohbette, sahaya yakışan, gördüğünü çalmaya çalışan bir hakem profili çizdiğini, eğer takip edilip lisans verilir ise iyi bir hakem olabileceğini düşündüğümü söylemiştim. Bu sezon kendisine verilen maçlarda şansını iyi kullandığını düşünüyorum. Yönetmiş olduğu Trabzonspor ile Belediye arasında oynanan Kupa maçında 17 sarı kart göstermesi ise deneyimsizliğindendi. Bu müsabakada da göstermediği ya da gereksiz gösterdiği kartlar oldu.
Ama ilerleyen dönemlerde daha da deneyim kazanıp özgüveni arttığında iyi bir hakem izleyeceğimizi düşünmekteyim. Çalışması gereken en önemli eksikliklerden bir tanesi kartlarda yapmış olduğu yorum hataları. Maça gelince... Genelde Beşiktaş’ın hakim olduğu bir karşılaşmaydı. 7’de Nihat topla buluştuğu anda, topu Burak’tan kurtardı. Burak ise topa ayağını uzattı. Ancak Nihat’a teması olmadı. Bu tip kritik pozisyonlarda eğer oyuncuya bir temas yoksa, düşen oyuncuya sarı kart gösterilmesi gerekirdi. Nihat’a sarı kart göstermeyerek bir hata yaptı. 13’te Necip’e arkadan topla oynama niyetinde olmayan Nizamettin, bilerek faul yaptı. Özgür Yankaya bu pozisyona da kart göstermeliydi. 16’da Eren’e, Tello’yu omzundan elleriyle itmesi ardından verdiği faul ve gösterdiği sarı kart doğruydu. 40’ta genç Rıdvan için gerçekten talihsiz bir olay yaşandı. Simspon, nizami bir şekilde kayarak Rıdvan’ın ayağındanki topa temas ettiği anda bükük olan diğer ayağıyla da Rıdvan’ın bileğine bir temasta bulundu. Rıdvan’ın ayağının burkulup kırılması maalesef pozisyon gereğiydi. Gerek Simspon gerek de hakemin herhangi bir hatası yoktu.
‘’Çakır kontrolü elinde tuttu‘’
Hakem Cüneyt Çakır oyunu baştan sona kontrolü altında tuttuğu karşılaşmada başarılı bir yönetim gösterdi. Oyunculara yaklaşımını ve sakinliğini son derece olumlu olarak yansıtmaya başardı. 9. dakikada Colman ve Alanzinho’nun çift sıkıştırması içinde kalan Gökhan Gönül’e yapılan faulü doğru tespit etmesi kadar, aynı dakika içinde Umut’un Emre’nin ayağından çaldığı topa da ‘devam’ demeliydi. 20’de Volkan’ın sektirdiği topa ikinci kez müdahelesi sırasında pozisyona hareketlenen Umut yerde kaldı. Çakır oyunu devam ettirerek yerinde bir karar verdi. 31’de Serkan, Emre’den topu kurtardığı anda faule maruz kaldı. Emre sarı da görmeliydi. 34’de Özer’in pasında Vederson ceza alanı içerisinde topu ezerek düştü.
Emre’ye sarı doğruydu
Arkasındaki Burak’ın bir müdahalesi yoktu, karar doğruydu. 38’de Emre arkadan Alanzinho’ya kontrolsüz bir hareket yaptı. Emre’ye gösterdiği sarı kart doğruydu. 43’te kolu açık olan Bilica’nın top eline değmesine rağmen pozisyonu görmemesi hataydı. 60’da Serkan Balcı, Vederson topu kendisinden kurtardığı anda vücudunu kullanarak engellendi. Faul ve sarı doğruydu.
Urfa halkı gereğini yaptı
70’te Bilica, Umut’a kontrolsüz hareketindeki faulde gördüğü sarı doğru. 80’de Engin Baytar’ın golünde yardımcı hakem aktif-pasif uygulamasını doğru yaptı. 86’da Egemen’in Alex’e hareketi sonrası gördüğü sarı yerindeydi. Son sözüm Urfa halkına... Bu organizasyon döneminde iki takıma da son derece iyi bir ev sahipliği yaptılar.
‘’Yıldırım'a yakışmadı!‘’
Yazıya hafta sonu oynanacak Ankaragücü-Fenerbahçe maçı ile başlamak istiyorum. Bu karşılaşma en başta MHK ve federasyon açısından büyük bir sınav olacak. Hakemin göstereceği iyi performans belki de sezon başından bu yana büyük eleştiriler almış hakemleri ve yöneticileri bir nebze olsa rahatlatacak. 32. haftaya baktığımızda bazı maçlarda yine hakem hatalarını gördük. Bülent Yıldırım, Fenerbahçe- Eskişehir karşılaşmasında bu yıl sıkça sergilediği formsuz maçlarından birini yönetti. Neredeyse Fenerbahçe’nin tek kale oynadığı karşılaşmada çalmış olduğu fauller, tecrübesine hiç yakışmadı. Omuz omuza harekete çaldığı faul sonrası direkt neticeye tesir eden hata yaptı. Bunun etkisinde kaldığından Eskişehirli oyuncu ceza alanı içerisinde topa koluyla oynamasına rağmen ‘devam’ dedi.
Yılmaz büyük hatalar yaptı
Bursa-Kayseri maçında Abdullah Yılmaz hem faullerde hem de kartlarda büyük hatalar yaptı. En doğru kararlarından biri Bursa lehine verilen penaltı kararıydı. Ali Tandoğan’ın Cangele’yi ceza alanı içerisinde kalçasını kullanarak engellemesi penaltıydı, ama mücadeleyi devam ettirdi. Toledo’nun Volkan Şen’e vurduğu tekme, neyin sarısı kimse anlayamadı! Fırat Aydınus iddiası kalmamış iki takımın prestij maçında bu sezonun yorgunluğunu atan bir karşılaşma yönetti. Kaleci Aykut, Efe ile girdiği mücadelede rakibinin ayağına müdahelede bulunuyor. Efe de düşüyor, hakemin aldatmaya yönelik hareketten dolayı Belediyeli oyuncuya gösterdiği sarı yanlıştı.
Cenk ve Gökhan es geçildi
Diyarbakır-Beşiktaş’ta Halis Özkahya bu güne kadar en rahat maçını yönetti. Bol pozisyonlu geçen Sivas-Kasımpaşa maçında Yunus Yıldırım köşe vuruşu vermesi gereken bir pozisyonda kale vuruşunu işaret etmesi, Mehmet Yıldız’ın kendisine yönelik aşırı ve abartılı bir itirazına neden oldu. Bu da çok çirkin bir görüntü çıkardı. Koray’ın Sedat’a darbesi penaltıyı gerektirdi. Bir diğer konu da takım arkadaşları arasında yaşanan sportmenlik dışı hareketler de cezalandırılmalıdır. Cenk ve Gökhan Güleç arasında olduğu gibi... Ankaragücü-Trabzon’da Kamil Abitoğlu, Antalya-Gaziantep’te Süleyman Abay ve Denizli-Gençlerbirliği’nde Aytekin Durmaz tartışılacak pozisyonlardan uzak maçlar yönetmeyi başardılar.
‘’Bülent Yıldırım formundan uzaktı!‘’
12. dakikada Alex ile Volkan oynama mesafesindeki topta omuz omuza mücadele ederken, Alex yerde kalınca hakem Fenerbahçe lehine faul çaldı. Aslında oyun kurallarında bu tür hareketlere devam edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Böylece duran toptan Fenerbahçe’nin ilk golü gelmiş oldu.
16. dakikada Güiza’ya kalkan ofsayt bayrağı doğruydu. 28. dakika Fenerbahçe’nin kullandığı köşe vuruşunda Mehmet Yılmaz’ın Lugano’ya bir teması oldu. Ancak Lugano da kendini çok kolay yere bıraktı, devam kararı doğruydu.
31. dakikada Koray, Güiza’ya sert bir hareket yaptı ve doğru bir sarı kart gördü. 35. dakikada Eskişehir’li oyuncu ceza alanı içerisinde yüksekten gelen topta pozisyon hatası yaptı ve ellerini bağlamış şekilde dirseğiyle topa doğru bilerek müdahale etti. Penaltı verilmesi gereken bir hareketti. 40. dakikada kaleci İvesa’ya verilen pasa pres yapan Güiza, yüzünü koruyor gibi yapıp topu elleriyle kontrol etti ve golü attı. Golün iptali ve Güiza’ya verilen sarı kart doğruydu. 75’te Erkan Zengin, Emre’yi boynundan tutup çekti. Faul kararı doğruydu. Ancak Erkan’a sarı kart gösterilmeliydi.
87. dakikada ceza alanı içerisinde Özer topu kurtardığı anda, tabanıyla topa müdahale etmek isteyen Eskişehir’li oyuncu topa dokunmayıp direk Özer’in ayağına darbe yaptı. Penaltı vermesi gerekirken endirek serbest vuruş verdi. İlk 60 dakika boyunca Fenerbahçe’nin tek kale oynadığı bir maç oldu. Oyunun kontrolü tamamıyla Fener’de olup, maç da tek kale oynanınca hakem için kolay bir müsabaka oldu. Bülent Yıldırım özellikle ilk yarıda sorumluluk almayan bir tarz sergiledi. 2-0’dan sonra oyunu biraz daha oynatmaya yönelik bir yönetim izledik. Fakat faul kararlarında standarttan uzaktı.
‘’10 numara yönetim‘’
Kazanan takımın finale çıkacağı böylesine önemli bir müsabakada ocak ayında kategori atlamış bir Türk hakemi ve ekibinin görev alması ciddi anlamda önemli olmakla beraber bundan sonraki süreçte de Avrupa ve Dünya Şampiyanaları’na açılacak kapının belki de belirleyicisi olacaktı. Bu yüzden Cüneyt Çakır’ın hem şahsını hem de Türk hakemliğinin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir maçtı.
Çakır’ın yönetimine baktığımızda sakin, kendinden emin bir görüntü sergilediğini gördük. Ancak hiç risk almadan bir yönetim tarzı içerisinde de olduğunu söylememiz gerekir. Bazen oynatabileceği pozisyonlara düdük çalarak işi şansa bırakmadı. Maçın ilk yarısı düşük bir tempoda oynandı. Bu nedenle kritik pozisyonlar da yaşanmadı.
Ancak karşılaşmanın ikinci yarısı daha hızlı bir tempoda oynandı. İki takımın da girdiği gol pozisyonları oluştu. 21. dakikada Petric’in muhteşem golüne 70. dakikada Davis’in becerisini katarak karşılık vermesiyle son bölümlerinin daha da heyecanlı geçmesine neden oldu. Gera’nın ayağından bulmuş olduğu ikinci golle finale çıkman tarafın Fulham olduğu gecede Cüneyt Çakır ekibiyle başaralı bir maç yöneterek Türk hakemliğini de böylesine önemli bir müsabakada başarıyla temsil etti.









































