Arama

Popüler aramalar

‘’Ivankov'un hareketi penaltıydı‘’

MHK tarafından sürpriz bir şekilde atanan genç ve deneyimsiz hakem Serkan Çınar, 16. dakikada Roberts’ın, Ali Tandoğan’ın yakın mesafeden ayağına basarak yaptığı faulü doğru tespit etti. Bu pozisyonda oyuncuya sarı kart göstermemesi de yerindeydi. 45’te Denizlispor lehine gol olabilecek, Youla’nın yararlanamadığı çok güzel bir avantajı oynattı. 87’de maçın en önemli pozisyonu yaşandı. Bursa ceza sahasına yükseklik kazanarak gelen topu, kaleci Ivankov elinden kaçırdı. Bu sırada Denizlisporlu oyuncunun önüne düşen topa vurmasını, arkasından çekerek engelledi. Ceza alanında Ivankov’un yaptığı bu hareketin net penaltı olması gerekirdi.

23 Mart 2010, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sabri kırmızı kart görmeliydi!‘’

3. dakikada Keita’nın tribünden gelen ve yanına düşen küçük pet su bardağının kendisine değmiş gibi verdiği izlenim ve seyirciyi tahrik hareketine hakemin uyarısı yerinde olmakla beraber, bu abartılı hareket sarı kartla cezalandırılmalıydı. 32’de Alanzinho’nun ayağındaki topa hamle yapmak isteyen Barış bu oyuncunun ayağına bastı. Pozisyona sadece faul kararı verilmesi doğruydu, sarı karta gerek yoktu. 39. dakikada Trabzonspor ceza alanına ortalanan topta, ofsaytta olan Barış topa müdahale etmiyor gibi gözükmesine rağmen kaleci Onur’un hareketlenmesini engelleyerek bu oyuncuya müdahalede bulunuyor. Dolayısıyla buradaki ofsayt kararı doğruydu. Maçın en kritik pozisyonu ise 42. dakikada yaşandı. Sabri ile Burak’ın pozisyonunda Sabri, kendisinden kurtulmaya çalışan Burak’ın kolunu iki elinin arasına alıp, tutup, sonrasında da itiyor. Dengesi bozulan Burak da pozisyonunu kaybedip düştü. Bu pozisyonda Sabri’nin bariz gol şansından kırmızı kart görmesi gerekirdi. Hakemin pozisyonu devam ettirmesi son derece yanlıştı. 43’te Cale’nin, Keita’ya arkadan sert bir darbesi var. Yunus Yıldırım net sarı kart olması gereken pozisyonda sarıyı atladı. 52. dakikada Galatasaray ceza alanında Neill’ın hafif elini hisseden Umut, topun da kaleciye gittiğini görünce kendini yere bıraktı. Devam kararı doğruydu. 83. dakikada Giovani Dos Santos’un ortasında topu iki kolunu vücuduna yapıştırarak kontrolü altına alıp sonrasında kaleye gönderen Caner’in pozisyonunda golün iptali doğruydu. 90. dakikada Emre’nin göğsüyle oynadığı pozisyonda, Trabzonsporlu futbolcuların penaltı itirazı gereksizdi. Sonuçta hakem Yunus Yıldırım, bolca pozisyonun yaşandığı müsabakada disiplin anlamındaki yanlış tespitleri ve faullerdeki kararlarıyla standardı sağlayamadı.

22 Mart 2010, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Santos'a yapılan net penaltıydı‘’

Genelde başarılı bir yönetim gösteren Kuddusi Müftüoğlu, 4. dakikada Serdar’ın Brezilyalı oyuncuyu çekmesine “devam” diyerek hata yaptı.

Maçın 4. dakikasında Andre Santos, Gaziantep ceza alanına girdiği anda, Serdar’ın arkadan eliyle yaptığı bir hareket sonrasında dengesi bozularak yerde kaldı. Pozisyonun net penaltı olması gerekirken hakem oyunu devam ettirdi. Müftüoğlu’nun, hareketin çok şiddetli yapılmadığını algıladığı için penaltıyı vermediğini düşünüyorum. Ancak kendisine bir sorum olacak: Bu hareket orta alanda yapılsaydı, ne karar verecekti?

6. dakikada Topuz’un, Erman’ın ayağından çıkardığı topa tabanını göstermesi tehlikeli bir hareketti ve karar doğruydu. 19’da Antep ceza alanı içerisindeki Santos ile Serdar’ın mücadelesindeki ‘devam’ kararı da yerindeydi. 39’da Topuz, Fenerbahçe ceza alanı önünde bilerek topu elle oynadı. Net sarı kart ve serbest vuruş kararı vermesi gereken hakem ise ‘devam’ dedi. 41’de Emre ile İvan de Souza arasındaki mücadelede, Emre rakibine karşı vücudunun her yerini son derece iyi çalıştırıp, bir de yarım tekme salladı. Gördüğü sarı kart doğruydu. 60’ta Lugano’ya verilen sarı kart da yerindeydi. 70. dakikada Vederson’un Mehmet Yozgatlı’ya hareketine de faul verilmeliydi. 87’de Murat Ceylan’ın Vederson’a sert müdahalesi karşısında da gördüğü kart doğruydu.

Maçın geneline baktığımızda hakem Santos ve Mehmet Topuz’un pozisyonlarındaki yanlış kararları haricinde maç boyunca kontrolü elinde bulundurdu. Müftüoğlu’nun oyunun zaman zaman sert oynanmasına müsade etmesi, bu sezon iyi ve başarılı maçlar yönetmesinin kendisine vermiş olduğu bir özgüvenin belirtisi olarak algılayabiliriz.

21 Mart 2010, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yankaya'dan iyi yönetim‘’

Maçın daha 2. dakikasında Holosko’nun topu sol kolunun üstüyle bilerek önüne alması sonrasında hakem Özgür Yankaya’nın verdiği serbest vuruş kararı doğruydu, ancak Holosko sarı kart da görmeliydi. 3’te köşe vuruşundan gelen topu Kasımpaşa ceza alanından uzaklaştırmak isteyen Murat Erdoğan’dan seken top koluna çarptı, devam kararı doğruydu. 5. dakikada Yusuf ile 19’da Bobo’nun, Holosko’ya verdiği gollük ara paslarda yardımcının kararı yerindeydi. Holosko iki pozisyonda da ofsaytta değildi. 40’da Fabian Ernst orta alanda Gökhan Güleç’i arkadan tutarak pozisyonunu bozdu. Serbest vuruş veren Yankaya bu pozisyonda da Ernst’e göstermesi gereken sarı kartı vermedi.

59’da kritik bir pozisyon yaşandı. Kasımpaşa’nın kullandığı serbest vuruşta Koray’ın kafayla gelen vuruşunu, Rüştü, topun tamamı kale çizgisini geçmeden kurtarmayı başardı. 74. dakikada Tabata’nın ara pasında Tello’nun attığı golde de yanlış bir karar yoktu. 76’da Tello’nun kullandığı serbest vuruşta Ferrari ofsaytta ancak topa kafayla vuruş yapan Bobo, Kasımpaşalı oyuncu ile aynı hizada, dolayısıyla devam ve gol kararı doğru. Pozisyon ofsayt değildi.

Maçın hakemi ilk yarıyı hem stattaki skorbord hem de yayıncı kuruluşun ekrandaki saatine göre 20 saniye erken bitirdi. Ancak ufak tefek duraklamaları da katarsak, maç en az 1.5 dakika daha fazla sürmeliydi. Karşılaşmaya baktığımızda birçok pozisyon yaşandı. Hakemin genel performansı başarılıydı diyebiliriz. Atlamış olduğu net iki sarı kartı göstermemesini de az maç yönetmesinin ve bundan önce yönettiği Trabzonspor-İstanbul Belediye arasında oynanan kupa maçında 17 tane sarı kart göstermiş olmasının etkisi olsa gerek...

20 Mart 2010, Cumartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Serdar Tatlı ile haftanın ardından‘’

Süper Lig’in 25. haftasına İstanbul Belediye-Diyarbakır maçı damgasını vurdu. Arka arkaya Diyarbakır adına yaşanan ve tamamlanamayan maçlar olması Kırmızı-Yeşilliler’in kümede kalma şansını büyük ölçüde zora soktu. Talimat, “Aynı sezonda tribün olayları nedeniyle iki müsabakası tamamlanamayan takım bir alt lige düşürülür” diyor. Eğer böyle bir karar alırsa Türk Futbol Tarihi’nde bir ilk olacak. Ancak bilinmesi gereken bir başka konu da federasyonun kendi insiyatifini kullanarak karar verme yetkisi de var...

Hakem performanslarına Belediye-Diyar karşılaşmasıyla başlayalım. Gol öncesi hakem Hüseyin Göçek’in verdiği faul kararı hatalıydı. Diyarbakırlı oyuncuların bu karara çok aşırı itiraz etmeleri ve sonrasında golün olması da, taraftarın tahrik olmasına neden oldu. Sonuçta taraftarın sahaya inmesinden sonra hakemlerin ve rakip oyuncuların soyunma odasına kaçma görüntüleri ise skandaldan başka bir şey değildi.

Çakır’dan iki hata
Gençlerbirliği-Fenerbahçe mücadelesinde Kamil Abitoğlu, ekip lideri olarak çıktığı maçta dördüncü hakeme yakışmayan bir hareket yaptı. Bursa-Manisa maçında, İlker Meral başarılıydı. Penaltı kararı da doğruydu ama Manisa kalecisi İlker taç atışını geciktirmek istedi, karşılığında sarı görmeliydi. Gaziantep-Trabzon karşılaşmasında Cüneyt Çakır, Giray’ın ceza alanı içinde Beto’nun pozisyonunu el hamlesiyle bozmasına penaltı vermeliydi. Bu karşılaşmanın en önemli hatalarından birini de yardımcı yaptı. Giray’ın kafasından seken topu önünde bulan Beto’nun pozisyonunu eline çarptığı gerekçesiyle durdurması doğru değildi.

Müftüoğlu hatasızdı

Süleyman Abay, Antalya-Sivas maçında Tita’ya faul yapılmasına rağmen pozisyonu avantaja bırakması kendi adına başarıydı, aynı zamanda Necati’nin penaltı beklediği pozisyonlarda da ‘devam’ kararı yerindeydi. Serkan Çınar, Ekişehir’in deplasmanda Kayseri’yi mağlup ettiği karşılaşmada başarılıydı. Doğa, doğru kararlarla iki sarıdan atıldı. Kuddusi Müftüoğlu, Galatasaray-Ankaragücü maçını hatasız yönetti. Denizli-Beşiktaş müsabakasında Abdullah Yılmaz’ın işi maçın beklenildiği gibi zor geçmemesinden dolayı kolay oldu.

17 Mart 2010, Çarşamba 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’'Fair-Play'e hakem engeli!‘’

5’inci dakika Ahmet Cebe’nin sert şutunda Rüştü’den seken top kornere çıktı, ancak hakem aut verdi. Fakat sahalarımızda ender görülebilecek bir sahne yaşandı ve Rüştü ‘Top benden çıktı’ diye hakeme işaret etti. Buna rağmen hakem, ‘Fair-Play’ örneği olabilecek bir fırsatı kullanamadı. 12’nci dakikada Ahmet Cebe’nin arkadan kayarak Ekrem’e yaptığı sert hareket sonrası gördüğü sarı kart doğruydu. 13’üncü dakikada Fink, Denizli ceza alanında havuza atlar gibi kendini yere attı, sarı kart görmesi gerekirdi, ancak hakem oyunu devam ettirdi. 27’nci dakikada Youla’nın, topu Sivok’un üzerinden aşırtması sonrasında Sivok’un, Youla’yı engellemesine çaldığı faul kararı doğruydu. 52’nci dakikada yine Youla havadan gelen topa yükselip kafayla kontrol etmek isterken göğsünden seken top eline çarptı. Hakem oynatması gereken pozisyonda hatalı bir serbest vuruş kararı verdi. Müsabakanın iki yardımcı hakemine gelince... Onların da maçtaki ofsayt tespitleri doğruydu. Bunların içinde en kritik olanı 53’üncü dakikada yaşandı. Bobo’nun şutunda kaleci Özden’den seken top ofsayttaki Ekrem’e gitti, o da kafayla topu filelere gönderdi. Ancak iptal kararı doğruydu. Sonuçta hakem Abdullah Yılmaz ilk kez böylesine önemli bir maçta görev aldı. Kritik ve önemli sayılabilecek pozisyonların yaşanmaması sonucunda maçı sorunsuz tamamladı. Ancak faul tespitlerinde tutarsız kararları vardı. Daha zor geçecek maçlarda bu durum başına iş açabilir ve ciddi sıkıntı yaşayabilir.

16 Mart 2010, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemden sıfır hata‘’

Kısır geçen karşılaşmada hakemin sürekli oynatma düşüncesi, maçı mücadeleci bir görüntüye dönüştürdü. Kontrolü 90 dakika elinde tutan Müftüoğlu, verdiği kararlarda da inandırıcıydı.

İki takım oyuncuları da genelde çok saygılı ve centilmendi. Ancak Galatasaraylı Barış’ın oyunu bozan bir yapısı var. Bu gibi durumlarda, hakemin duruma el koyması ve ciddi uyarıda bulunması gerekiyor. Bir eleştirimiz de forma konusunda... Galatasaray maça Sarı-Kırmızı parçalı, Ankaragücü ise sarı ağırlıklı formayla çıktı. Ayrıca kaleci Serkan da sarıyı andıran yeşil bir kaleci kazağı giymişti. Seyir ve görüntü anlamında negatif bir durumdu.

Pozisyonlara gelince... 37’de Geremi’nin hatalı pasında topla buluşan Keita, Ankaragücü’nden Koray’la mücadeleye girdi. Topu uzaklaştırmak isteyen Koray’ın vuruşu, doğal pozisyondaki Keita’nın eline çarptı ve top Galatasaraylı futbolcunun önüne düştü. Hakemin ‘devam’ kararı yerindeydi. 49’da Ankaragücü cezaalanı içerisindeki El Yasa-Keita mücadelesinde Galatasaraylı oyuncu yerde kaldı. Ancak hakem ‘devam’ diyerek doğru yolu seçti. Hakemin Hürriyet’e gösterdiği sarı kart da yerindeydi. Ayrıca kontrolündeki topa elle müdahale eden Ayhan’a da sarı kart göstermeyen Müftüoğlu haklıydı. Ankaragücü’nün İngiliz yıldızı Vassell için kalkan üç ofsayt bayrağı da doğruydu. Müftüoğlu maçı hatasız tamamladı.

15 Mart 2010, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Böyle hakemlik olmaz!‘’

Sarı veya kırmızı kartı görmeyebilir, yanlış faul ve penaltı çalabilirsin. Bunları normal bir hata olarak karşılayabiliriz. Ancak Abitoğlu dün akşam devre arasında soyunma odasına giderken, oyun içerisindeki bir pozisyonu 4. hakeminin üzerine yıkarak dışarıya karşı şirin gözükmeye çalıştı. 4. hakemini satışa getirmek hakemlerin lideri olan Kamil Abitoğlu’na hiç yakışmadı. 45’te Santos-Orhan mücadelesinde Santos, Orhan’ın yüzüne sert bir biçimde vurdu. Pozisyonda canı yanan Orhan da, Santos’u iterek sert bir hareket yaptı. Orhan’ın hareketine faul çalan hakem bir de sarı kart gösterdi. Abitoğlu yanlış yer tutuşu nedeniyle Santos’un dirseğini atladı ve göstermesi gereken kartı es geçti. Daha sonra Orhan’ın dudağının kanadığını görünce soyunma odasına giderken ‘neden beni uyarmadın?’ şeklinde işaretler yaparak 4. hakemini herkesin içinde rencide etti. 4. hakem bu pozisyonda suçlu olabilir. Ancak 2 yıldır kadroda olmasına rağmen bu güne kadar Süper Lig’de maç yönetmemiş olan bir hakemin bu tarz pozisyonlarda çok cesaretli bir karar vermesini beklemek biraz insafsızlık olur. Abitoğlu’nun 4. hakemine karşı bu şekilde davranması asla kabul edilemez. Riyakarlıktan öteye kaçmayan bir davranış biçimi. Çok Yazık! Bunların konuşulması gereken yerin soyunma odası olması gerekirdi. Abitoğlu, Fenerbahçeli oyunculara, özellikle Emre’ye gösterdiği müsamahayı Gençlerbirliği oyuncularına göstermedi. Çok önemli pozisyonların yaşanmadığı bir müsabaka oldu. Bunlardan 10’da Mustafa Pektemek’in ve 27’de Lugano’nun penaltı beklentisi yersizdi. 79’da Gökhan Ünal’ın vuruşunda top ofsayttaki Semih’e çarparak direkten sekip dışarı çıktı. Bu pozisyonun ofsayt olarak değe0rlendirilmesi gerekirdi. 31’de İlhan ceza alanının bir karış önünde Gökhan Ünal’ın ayağına sert bir darbede bulundu. Ancak Mustafa Kamil Abitoğlu net faul olması gereken pozisyonu devam ettirdi.

14 Mart 2010, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI