Arama

Popüler aramalar

‘’Tek kelimeyle skandal‘’

Mustafa Kamil Abitoğlu için çok zor bir karşılaşma oldu. Verdiği kararların tamamına yakını tartışılır cinstendi. Müsabaka boyunca oyunun kontrolünü bir türlü sağlayamadı. Verdiği ya da vermediği fauller oyunun seyrini değiştirip direkt neticeye yansıdı. Aslında bir hakem açısından yönetilebilecek en kötü maçlardan biri olduğunu maalesef söylemek zorundayız. Sayılmayan nizami bir gol, verilmeyen penaltılar, gösterilmeyen kırmızı kartlar... Sonuçta çok tartışılacak kararlarla yönetilmiş bir maç.

Toraman kırmızı görebilirdi

Maçtaki kritik pozisyonları irdeleyecek olursak, 11. dakikada İbrahim Üzülmez, Karabükspor ceza alanına girmek isterken, Karabük savunması, ceza alanına yaklaşık bir metre mesafe kala Üzülmez’in ayağına basarak net bir faul yaptı. Kritik ve tehlikeli olabilecek bir pozisyondu, ancak devam kararı çıktı. 19’da İbrahim Toraman ayağından topu çıkartmış olan Emenike’ye karşı şiddetli bir darbe bulundu. Bir defa net sarı kart olması gereken bir pozisyon. Kırmızı da verilse hakem yorumuna girerdi. Ancak Toraman, sadece uyarı aldı.

Kartlarını yanlış kullandı

36’da İbrahim Toraman, Emenike’ye vücudunu kullanarak hamle yaptı. Koşu yolunu tıkadı ve Beşiktaş ceza alanı çizgisi üzerinde net bir faul yaptı. Hareket ceza alanı çizgisi üstünde olduğu için, Karabük lehine net bir penaltı verilmesi gerekirdi. 37’de İbrahim Üzülmez, ayak tabanını kullanarak rakibine çok sert bir hareketi sonrasında sarı görmesi gerekirken, görmeden oyuna devam etti. Toraman sarı kartı ise 40. dakikada Emenike’yi tutup yere indirince gördü. Bu oyuncu daha önce yaptığı hareketten sarı kart görmüş olsa, Toraman bu kartla oyun dışı kalacaktı.

Yüzde 100 penaltıyı vermedi

İkinci yarı da çok tartışılacak kararlarla başladı. 50. dakikada Emenike, Beşiktaş ceza alanında Hakan ile karşı karşıya kalıp oyuncudan topu kurtardıktan sonra, dikkatsiz ve kontrolsüz bir hareketle yerde kaldı. Yüzde 100 penaltı, bariz gol şansını önlemekten dolayı da Hakan’ın direkt kırmızı görmesi gerekirken, anlaşılmaz bir köşe vuruşu kararı geldi.
Bu pozisyon için şunu söylememiz gerekiyor. Yorum desen değil, karambol desen yok, yardımcı hakemin önü açık, hakemin önü açık. Bu pozisyona nasıl penaltı verilmez insan şaşırıyor kalıyor.

Almeida’nın golü güme gitti

75’te ise Almeida, ceza alanı yayının olduğu noktada topla buluştu. Estetik ve harika bir vuruşla kaleye şut çekti. Top üst direkten gol çizgisini geçerek, içeri düştü ve oyun alanına döndü. Nizami bir gol. Fakat devam kararıyla bu gol de güme gitti...

06 Şubat 2011, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’MHK yanlışı en başta yaptı!‘’

Hem hakem üzerinde baskı oluşmasında, hem de kolay kolay açıklayamayacakları, bir kaosun oluşmasına zemin hazırladı. Hakem Bünyamin Gezer ikinci gole kadar oyunu fena yönetmedi. Ancak 23’te skor Fenerbahçe lehine iken, orta alanda sırtı rakip kaleye dönük Jaja’ya, Emre arkadan çok net sarı kartlık bir hareket yaptı. Bu alanda eğer gol pozisyonu oluşturabilecek bir avantaj yoksa, ayrı bir pozisyonda olduğu gibi hakemin oyunu durdurup sarı kartını gösterdikten sonra faulle tekrar maça başlaması gerekirdi. Gereksiz ve yanlış devam kararı sonrasında baskı yiyen Trabzonsporlu oyuncu topu kaptırınca, Fenerbahçe’nin de ikinci golü gelmiş oldu. Bu pozisyon sonrasında bunun etkisinde kalan hakem faullerde bu kez ciddi hatalar yapmaya başladı. Cale, Niang’ı arkadan tutarak net faul yaptı ancak devam kararı çıktı. İkinci yarıda da durum pek farklı olmadı. 50. dakikada Engin, Fenerbahçe ceza alanına girmek üzereyken ayağına basıldı, yine devam kararı çıktı. Bünyamin Gezer’in verdiği en doğru kararlar 64’te Selçuk ile 70’te Glowacki’nin görmüş oldukları kırmızı kartlardı. Tayfun’un gördüğü direkt kırmızı kartta ise küfür ya da hakaret içerikli bir durum söz konusu olmali ki, oyundan ihraç edildi. Fenerbahçeli Selçuk’u attıktan sonra oyunun kontrolünü de kaybetti.

Fener hakkıyla kazandı ama...

Örneğin 71’de Trabzonlu Selçuk’un hareketine kart çıkartmaması ve 84’te Niang’ın koşu yolunu tıkaması gibi! Şunu söyleyebiliriz; Fenerbahçe üç puanı hakedip kazandı. Ancak hakemin ciddi anlamda yorumlama hataları göze çarptı. Sonuçta MHK bundan sonra yapacağı atamalarda daha dikkatli davranıp, hem kendilerini, hem de hakemlerini eleştiri ortamından uzak tutmalı.

31 Ocak 2011, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kırmızı kararı yerindeydi‘’

Aslında Fırat iyi bir hakem. Yöneticileri, Fırat’tan daha iyi faydalanmak istiyorlarsa, onu fazla sıkıntıya düşürmemeliler. Maçta kritik pozisyonlara gelince... Özellikle yardımcı hakem Serkan Ok’un ikinci yarıda Beşiktaş defansının arkasına atılan toplardaki ofsayt kararlarında isabet oranı yüksekti. Bir pozisyona ise Schuster itiraz etti. Eğer, orada bir küfür yoksa Schuster’in tribüne gönderilmesi yerine, uyarılması daha doğru olacaktı.

35’te Belediye’nin kullandığı köşe vuruşunda Cenk, topu elinden kaçırınca, Belediye’nin de ilk golü geldi. Pozisyonda Cenk’e karşı herhangi bir faul yoktu. Dolayısıyla gol kararı yerindeydi.

Bir başka kritik pozisyon da 45’te yaşaendı. Aurelio Holmen’in bileğinin üzerine, ayak tabanıyla çok sert bir şekilde basınca, pozisyona yakın olan Aydınus, ihlali iyi süzerek Aurelio’ya yerinde bir kırmızı kart gösterdi. Akıllarda kalmasın diye şunu da söylememiz de fayda var.

İlk yarıda Belediye ceza alanı içerisinde, topu kontrol etmek isterken kaleci Hasagiç ve takım arkadaşı çarpışınca hakem oyunu durdurup Hasagiç’in tedavisini yaptırdı. Daha sonrasında kuralların öngördüğü şekilde hakem atışıyla devam edildi. Burada herhangi bir kural hatası söz konusu değil.

31 Ocak 2011, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Miller ofsayttan attı, Ayhan'ın sarısı hatalıydı‘’

Otorite gösterisi yersiz

Artık Yıldırım’ın, sahada oyunculara karşı otorite gösterme çabasından kurtulması lazım. Böyle yapmaya çalışınca, gereksiz yere gergin ve diyalog ortamı oluşturup oyunu da geriyor. Hakemin bu maçtaki performansına baktığımızda, formda bir yönetim göstermediğini söyleyebiliriz. Kritik sayılabilecek pozisyonlardaki yorumlarında hata oranı yüksek oldu.

Çoğu isabetli ama...

Culio’nun Ali Tandoğan’a, Ömer Erdoğan’ın Aydın’a, Kazım’ın yine Ömer Erdoğan’a yapmış olduğu sert hareketler sonrasında görmüş oldukları sarı kartlar yerindeydi. İlk yarının bitiminde Ayhan Akman’ın itirazdan görmüş olduğu sarı kart, kaleci Ufuk’un yediği hatalı gol öncesindeki verilen faul kararıyla ilgiliydi.

İlk sarı kart doğru
Elini hakemin omzuna koyarak sportmenlik dışı bir tavır sergileyen Ayhan’a, Bülent Yıldırım haklı olarak kart gösterdi. Ancak Ayhan’ın gördüğü ikinci sarı kart ağır oldu. Nedeni de Ayhan girmiş olduğu mücadele sonrasında kaybettiği topa sahip olmak için ayağını meşin yuvarlağa doğru uzattı. Fakat cepheden rakibine bir teması oldu. Bu sadece bir fauldü, sarı gereksizdi.

Yardımcı da ofsaytı atladı

Bir başka kritik ve ciddi hata da 36. dakikada yaşandı. Batalla’nın ortasında topa hareketlenen Miller, Hakan Balta’dan vücut olarak önde. Hakan’ın eli her ne kadar ileride gözüküyorsa da, ofsayt kriterlerinde ellerin konumu dikkate alınmaz. Devamında bu kez Miller’ın eli doğal konumdan uzak ve açık, top bu kez koluna çarparak önünde kalıyor. Pozisyonda hem ofsayt, hem de topa elle müdahale var. Önce yardımcı, sonra hakemin yanlış yorumları nedeniyle pozisyon golle sonuçlandı.

30 Ocak 2011, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’MHK'nın can simidi!‘’

Cüneyt Çakır tartışmasız her geçen gün, kendinde güven duygusunu hissettikçe sahada daha rahat ve sakin maçlar yönetmeye başladı.

Verdiği kararlara, oyunculara saygısı ve güvenilirliği de eklenince sahadaki işi de kolaylaşıyor. Kuralcı Cüneyt yerine, daha olgun yorumlarını sahaya yansıtan şimdiki Cüneyt, açıkçası daha pozitif bir görüntü yansıtıyor. Performansını bu maçtaki gibi gösterdiği sürece MHK’ya bu zor dönemeçte can simidi olacağı kesin. Yalnız O’na küçük bir uyarımız var. Bazı pozisyonların içerisinde fazla kalınca, oyuncuların koşu yolunu tutuyor. Seyir açısından maç oldukça güzeldi.

Özellikle Beşiktaş’ın ilk yarıdaki takım oyununu sahaya her türlü yansıtması, ikinci yarıda da Trabzonspor’un aynı şekilde karşılık vermesi izleyenlere zevk verdi. Zaman zaman tempo ve mücadelenin arttığı bölümlerde oyuncuların sinirleri de gerildi.

Ancak hakem zamanlamayı iyi ayarlayarak tansiyonun yükselmesine izin vermedi. Kart göstermesi gereken yerelerde gösterdi, uyarması gereken yerlerde uyarı ile geçiştirdi. Cüneyt Çakır’ın kararlarına, yardımcılarının da kritik ofsayt pozisyonlarındaki doğru yorumları eklenince ortaya hakem triosu açısından iyi bir yönetim çıktı diyebiliriz.

27 Ocak 2011, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Diego Lugano kırmızı görmeliydi‘’

Tolga Özkalfa ‘vasat bir maç yönetti’ diyebiliriz. Oysa, oyun anlamında onu zorlayan ve çok kritik pozisyonların olmadığı bir maçtı. Gözlemlediğimiz en olumlu tarafı, bundan önce yönetmiş olduğu maçlarına göre biraz daha sakin görüntü sergilemesiydi.

Geri pas kararı doğruydu...

Buna rağmen ciddi ve önemli sayılabilecek bir hatayı da yapmaktan kurtulamadı. 15’inci dakikada Semih ile Deniz arasında arka arkaya benzer iki pozisyon yaşandı. İlkinde Deniz’in eli vücuduna yapışıktı. İkincisinde de kolu doğal konumdaydı. Bu iki pozisyonu da elle oynama değil, çarpma olarak değerlendirip oyunu oynatması doğru kararlardı. 52’nci dakikada Fenerbahçe ceza alanı içerisine ortalanan topa yükselen Yobo, Uğur İnceman’ın üzerinden topa kafayı vurdu. Vururken de Uğur’a bir teması oldu. Oyun kurallarının öngördüğü bir mücadele gibi yorumlayan hakem, bana göre de maçı devam ettirerek doğruyu yaptı. 58’inci dakikada Lugano, Tita’nın sıkıştırması altında kalınca ayağının dışıyla topu bilerek Volkan’a doğru gönderdi. Volkan da topu ellerine alınca ‘kaleciye pas’ diye endirekt serbest vuruş kararı geldi ki, doğruydu. Ancak bu esnada Tolga Özkalfa’nın kaçırdığı ince bir ayrıntı oldu. O da Volkan’ın kalesini terk edip önce kendisine sonra da yardımcı hakeme yaptığı itiraz nedeniyle sarı kart görmemesiydi.

Necati pozisyonunu ‘es’ geçti

71’de Fenerbahçe ceza alanına 1 metre mesafede topsuz alanda Lugano, Necati’yi tutup, bırakarak pozisyonunu bozdu. Faul ve sportmenlik dışı hareketten Lugano’ya sarı kart gösterilmeliydi. Hakem bu pozisyonda oyunu devam ettirerek ciddi bir hata yaptı. 75’te aynı Lugano bu kez Mehmet’e arkadan sert bir hareket yapınca doğru sarı kart gördü. Ancak bir önceki pozisyonda Lugano görmesi gereken sarı kartı görmüş olsaydı, ikinci sarı ve kırmızı kartla oyun dışında kalacaktı. Bu da Fenerbahçe’nin son 15 dakikayı bir kişi eksik oynamasına neden olacaktı.

23 Ocak 2011, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yunus Yıldırım gayet başarılıydı‘’

Yunus Yıldırım’ı maçın genelinde gayet iyi buldum. Kendine güveni ve motivasyonu üst düzeydeydi. Bunda MHK’nın da payı olduğunu vurgulamak gerekiyor. Hakemin, ilk yarının son haftasında yönetmiş olduğu maç sonrasında Aziz Yıldırım “Ben ceza aldım, bakalım Yunus Yıldırım ne kadar ceza alacak?” açıklaması yapmıştı.

Buna rağmen, MHK’nın ikinci yarının ilk haftasında Yıldırım’a maç vererek arkasında olduğunu göstermesi önemsenecek bir davranıştı. Maça ve pozisyonlara gelince, iştahlı ve arzulu Beşiktaş seyir zevki yüksek, pozisyonu bol, temposunu zaman zaman artıran bir görüntü sergileyince, ortaya da farklı bir skor çıktı. 18. dakikada, Nobre’nin kafayla kaleye doğru göndermek istediği topa, Beto’nun bilerek ve isteyerek kendisine avantaj sağlayacak şekilde koluyla müdahale etmesine verilen penaltı ve gösterilen sarı kart doğru karardı.

30. dakikada, bir faul sonrasında Civar’ın eliyle yaptığı itirazda gördüğü sarı kart da doğruydu.
Aynı oyuncunun, 33. dakikada Aurelio’ya hareketi ise sadece fauldu. 42. dakikada Mendy, Ersan ile girdiği mücadelede penaltı bekledi. Ancak devam kararı doğruydu. Ersan’ın ayağı yerdeydi, Mendy takıldı ve düştü. Aynı dakika içerisinde bu kez Simao, ceza alanı dışında topu kontrolüne aldığında Erman’ın nizami müdahalesiyle dengesi bozulup, rakip ceza alanı içerisinde yerde kaldı. Bu pozisyonda da devam kararı doğruydu.

82. dakikada, sarı kart görerek cezalı duruma düşen Hilbert’in görmüş olduğu kart da doğruydu. Çünkü arkadan sert bir biçimde rakibine müdahalesi vardı.

22 Ocak 2011, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Paşa'ya haksızlık yapıldı!‘’

Kasımpaşa-Eskişehir maçında hakem Abdullah Yılmaz karşılaşmanın önüne geçti. Eskişehirli Batuhan hakemin görüş alanı dışında ama yardımcısı, bu oyuncunun rakibinin ayağına kasıtlı bastığı anı 15-20 metreden net görüyor. Yardımcının hemen telsizle ve bayrakla hakemi uyarması gerekir, Batuhan’ın da kart görmesi... En büyük hata orada yapıldı. Sonrasında top Kasımpaşa yarı alanına geçince bu defa hakem Abdullah Yılmaz yerde yatan Merthan’ı görüyor. Ancak oyunu durdurması gerekirken, anlaşılmaz bir şekilde devam ettiriyor. Topla son buluşan Sezer’in şutunda kaleciden dönen şutu, olayın başaktörü Batuhan da gole çeviriyor. Aslında yapmış olduğu hareket sonrasında aleyhine faul çalınması gerekirken, bu gol Batuhan’a ödül olarak veriliyor. Burada centilmenlik anlayışıyla beraber Abdullah Yılmaz’ın ciddi anlamda zaafını göz ardı edemeyiz. Göz göre göre haksızlık yapıldığını belirtmemiz gerekiyor.

Gol atanları da gördük
Bank Asya’daki Rize-Samsun maçına gelince... 82. dakikada Samsunspor’un Rize ceza sahasına yakın bir bölgesinde kullandığı taç atışından gelen topu Rizeli oyuncu kafayla uzaklaştırmak istiyor. Hakem Bünyamin Gezer, topun üzerine doğru geldiğini görünce, hem sırtını dönüyor hem de eğiliyor. Ancak top yine hakemin sırtına çarpıp, Samsunsporlu Zenke’nin önüne düşüyor ve bu oyuncu da topu ağlara yolluyor. Hakemler oyun alanında bulundukları sürece oyunun bir parçası sayılırlar. Bu yüzden top hakemlerden birine çarparsa, topun oyunda sayılarak devam etmesi gerektiği oyun kurallarında belirtilmiştir. Gol atan hakemleri de gördük (!) ama skora tesir ettiği için bu hareket gündemde...

Acı bir tecrübe oldu!

Aslında hakemin bulunduğu yere baktığımızda çok da yanlış bir yer almış olduğunu görmüyoruz. Ancak Bünyamin Gezer’le ilgili daha önce de söylemiştim. Zaman zaman yanlış yerlere gidiyor. Olmaması gereken yerlerde bulunuyor. Özellikle ceza alanı içerisine çok giriyor. Bu onun başına iş açacak demiştim. Pozisyonlarda çok bulunmak isteyişinin, çok iyi bir hakemlik becerisi olmadığını söyleyebiliriz. Defalarca kendisini uyarmamıza rağmen bu durum onun açısından acı bir tecrübe oldu.

21 Aralık 2010, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI