‘’Maçın hakemi ne yaptı?‘’
Maçın Norveçli hakemi, genç ve deneyimsiz olmasına rağmen müsabaka içerisinde genel anlamda pek sırıtmayan bir maç yönetti diyebiliriz. Gerçi maç aman aman zor da olmadı. Ama buna rağmen verdiği faul kararları olsun, gösterdiği kartlar olsun, isabet oranı yüksekti. Karşılaşmanın sonlarına doğru da Aurelio ile girdiği mücadele de görülmeye değerdi... Bazı pozisyonlara değinecek olursak... 27’de İsmail Köybaşı ayak tabanını göstererek, rakibinin ayak tarağına doğru kayarak net bir faul yaptı. Gördüğü sarı kart doğruydu. 45’te ve 45+ 2’de, Beşiktaş’ın sezon başından beri yaşadığı, ‘Defans arkasına oyuncu kaçırma hastalığı devam etti. Gerek Galchev, gerekse Michel’in isabetli şutları, Beşiktaş adına şans oldu. 57’de Beşiktaş’ın hızlı gelişen bir atağı sonrasında, Yanev, Tabata’ya bilerek, taktik bir faul yaptı. Gösterilen sarı kart yerindeydi. Bu kez 68’de CSKA’nın atağında kayarak dengesini kaybeden Zapo, yere düşerken topla, koluyla oynadı. Hakem doğru bir avantaj oynattı. Ancak pozisyon sonrasında Zapo’ya sarı göstermemesi oyuncu için de bir şans oldu.
82’de Hilbert, Delev’i formasından tutup avantajını bozdu. Hakem de doğru bir sarı gösterdi. Sonuçta; Beşiktaş’ın bir üst tura çıktığı akşamki karşılaşmada, hakemin genel anlamda sergilediği yönetim olumluydu, diyebiliriz.
‘’Maçın hakemi ne yaptı?‘’
Cüneyt Çakır’ın en kolay derbisi
Cüneyt Çakır, belki de bugüne kadar yönetmiş olduğu derbiler içerisindeki en kolay maçını yönetti. Buna rağmen kontrolü sürekli elinde bulundurdu. Sakinliğini, kendine güvenini ve iyi konsantre olduğunu maçın başında verdiği penaltı kararında da gösterdi. Yalnız, bazı gereksiz sarı kartlar gösterdi ki, bu oyuncular başka sarı kartlık pozisyonlar da yaşasaydı ciddi anlamda sorun olurdu.
Pozisyonlara gelince...
7. dakikada Holosko, hızla ceza alanına doğru ilerlerken, Ali Turan önce Holosko’yu tutup bıraktı, sonra da kayarak faul yaptı. Cüneyt Çakır’ın penaltı kararı yerindeydi. Beiktaş ceza alanında Galatasaray’ın penaltı beklediği bazı pozisyonlarda ise (14’te Pino-Hilbert, 31’de Kewell-Ersan ve 39’da Ali Turan-Ernst mücadelelerinde) devam kararları doğruydu. 24’te Kewell’ı omzundan çeken Hilbert, doğru bir sarı kart gördü.
Cüneyt Çakır 43’te Cana’ya sarı kart gösterdi. Bu oyuncu topa ayağını Guti ile birlikte uzatmıştı. Oyun gereği bir pozisyondu ve Sarı kart gereksizdi. Yine 48’de Nobre-Neill mücadelesinde Nobre’ye de sarı kart gereksiz gösterildi. 50’de Holosko, Sabri’den sıyrılmak isterken Sabri’nin herhangi bir hareketi yoktu ancak Slovak oyuncu dengesini kaybedince ayakları birbirine takıldı. Bu oyuncuya aldatmadan dolayı gösterilen sarı kart da gereksizdi. 60’da Hilbert’in ortaladığı topa kafa vurmadan önce Nobre, önündeki Sabri’yi itti ve dengesini bozdu. Golün iptal kararı yerindeydi. 79’da ise Guti’nin pasında Beşiktaş’ın ikinci golünü atan Nobre ofsayt değildi. Dolayısıyla bu kez verilen gol kararı yerindeydi.
‘’Skandal yönetim‘’
Halis Özkahya’yı uzun bir zamandır izliyorum. FIFA kokartlı, gelecekte büyük beklenti duyulan bir hakem. Her şey güzel ama bu kadar yıldır sahne alan bir hakemin, kamuoyunda da ciddi anlamda kendisi hakkında kanaat oluşturması gerekirdi. Ancak böyle bir kanaati bugüne kadar oluşturamamış olması onun adına ciddi bir sıkıntı. Benden söylemesi. Maç aman aman zor değildi. Fakat kırılma anlarında hakemin yapmış olduğu hatalar maçın neticesini direkt olarak etkiledi. Örneğin, 28’de Alex de Souza, cepheden İbrahim Akın’ın dizinin altına acımasızca ayağının tabanı ile öyle bir darbede bulundu ki, tekmelik olmasa İbrahim’in futbol hayatı kim bilir ne duruma gelirdi?
Pozisyona yakın olan hakem öyle bir düdük çalıp ihlal noktasına koştu ki, olayın ciddiyetini anladığı görüldü. Ancak uygulamada sarı kart göstererek tam bir fiyaskoya imza attı. Sonrasında ise kırmızıdan yırtan Alex, golü atıp takımına 3 puanı kazandırdı. 47’de ise sağ kanatta tehlikeli olabilecek bir pozisyonda Belediyeli oyuncudan topu kurtaran Gökhan, bir vücut darbesiyle yerde kaldı. Oyun devam edince Gökhan da faulün rövanşını aldı ve sarı kart gördü. Bir başka ilginç pozisyon ise 78’de yaşandı. Dia, ceza alanına girdiği anda, Mahmut biraz da rüzgarını Dia’ya hissettirdi ama bir teması yoktu. Dia da bu yakın temasta Mahmut’a yapışarak yerde kaldı. Penaltı kararı bana göre yanlıştı. Ekrem’in ise karar sonrasında itiraz dozu hakeme çok abartılı gelmiş olmalı ki, ikinci sarıdan kırmızıyı gösterdi.
‘’Kolay maçta vasat yönetim‘’
İlk yarıda Gökay, orta alanda bir topu kritik bir şekilde kaptırdı. Oyunu devam ettiren hakem, pozisyonun akışında bu defa Gökay’a tehlikeli hareket yapıldı diye gereksiz bir serbest vuruş kararı verdi. Yine 22’de Stoch’un, Musa’ya yaptığı hareketin karşılığı sarı olmalıydı. 42’de bu kez Ali Güneş, Stoch’a sert bir faul yaptı ama Fenerbahçe lehine avantaj oluştu. Kart göstermek için oyunu durdurmak gereksiz. Aynı Ali Güneş, 46’da Stoch’u ceza alanında omuzundan tutup bıraktı. Oyunu devam ettiren Kamil Abitoğlu’na sormak lazım o zaman: “Bu pozisyon orta alanda gerçekleşseydi ya da skor berabere olsaydı yine devam mı ettirecektin?” 70’te Ediz’in, Niang’ın yüzüne doğru yapmış olduğu bir el darbesi sonrasında faul vermesi gerekirken oyunu devam ettirince tansiyonu gereksiz yere tırmandıracaktı. Son olarak şunu söyleyelim. Kurallar der ki: Bir oyuncu, hakim olan giydiği forma renginin dışında başka renk bir fanila giyemez. Bu kural ülkemizde pek fazla dikkate alınmıyor. Örnek mi, Musa’nın kısa kollu sarı formasının altından giydiği beyaz uzun kollu fanila gibi.
‘’2 penaltıyı atladı‘’
Hakem Barış Şimşek, pazar akşamı az sayıda ancak sonuca direkt etki eden hatalar yaptı. Maçın her iki yarısında da Galatasaray lehine vermesi gereken birer penaltıyı atladı.
Barış Şimşek’in, ilk yarı ve ikinci yarıdaki Kayserispor ceza alanında atladığı birer pozisyon dışında, verdiği fauller ve sarı kartlara baktığımızda genelde doğru kararlar verdi.
Ancak kırılma anlarında, iki net penaltıyı Galatasaray adına atlaması, neticeye tesir etti. Maçın 16. dakikasında Elano köşe vuruşu kullandı. Top hiçbir oyuncuya temas etmeden kale direğinden sekip yine kendisine gelince Brezilyalı da topla oynadı. Hakem de doğru bir endirekt serbest vuruş kararı verdi. İlk yarının en kritik pozisyonu 19’da yaşandı.
Elano’nun vücudunun bir kısmı ceza alanı dışında, sağ ayağı ise rakip ceza alanın içerisindeydi. Kayserili Hasan Ali, dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde Elano’nun ayağına bastı. Net penaltı olması gereken pozisyonu hakem devam ettirdi. 52’de Galatasaray ceza alanında Ayhan, rakibini önce tutmaya çalıştı ama sonra vazgeçti.
Kayserisporlu oyuncu da topu kaybedince kendini yere bıraktı. Bu pozisyondaki devam kararı yerindeydi. 70’te Santana, Galatasaray defansının arkasına sarkıp topla buluştuğu anda, Ali Turan’la aynı hizadaydı. Ofsayt yoktu, devam kararı yine yerindeydi. Maçın diğer kritik pozisyonu ise 76’da yaşandı.
Elano’nun kullandığı serbest vuruşta, Kayseri ceza alanında barajdaki Zalayeta, topun kendisine geldiğini göre göre, dirseğini vücuduna yapışık bir biçimdeyken isteyerek ve bilerek meşin yuvarlağa dirseğiyle temas etti. Her ne kadar dirseği vücuduna yapışık olsa da, topla bilerek oynama niyeti olduğu için, bu pozisyonun da net penaltı olması gerekirdi.
Sonuçta Galatasaray aleyhine yapılan iki ciddi hata, belki de İstanbul’un Sarı-Kırmızılı ekibi adına 2 puana mal oldu.
‘’Mükemmel yönetim‘’
Maçın özellikle ikinci yarısı zaman zaman büyük bir heyecana sahne oldu. Halis Özkahya maç boyunca oyunun kontrolünü elinde tutmayı başardı. Çok koşarak pozisyonlara yakın oldu ve doğru kararlar verdi. Yardımcıları ise doğru ofsayt tetkikleri yaparak maça damgalarını vurdular.
Pozisyonlara gelince... 33’te Ersan Gülüm’ün Erdinç’e yaptığı sert hareket sonrasında gördüğü sarı kart doğruydu. Çünkü bariz gol şansı yoktu. 40’ta kaleci Gökhan’dan çekip Holosko’nun golüyle sonuçlanan pozisyonda, ofsayt yoktu karar yine doğruydu. Quaresma şeklen ofsayttı, ancak oyuna ve rakibe bir müdahalede bulunmuyordu.
53’te Holosko’nun, Konyaspor ceza alanında kaleci Gökhan’la karşı karşıya kalıp gol vuruşundan yararlanamadığı pozisyonda yardımcının devam kararı son derece doğruydu. 62’de, Konya’nın ikinci golünde de devam kararı yerindeydi. Hakan, topla buluştuğu anda ofsayt yoktu. Devamında Grajciar’ın gol vuruşu yaptığı anda da isabetli bir gol kararı çıktı. Bu karar da yerindeydi...
Halis Özkahya’nın, 68’de Ernst’in rakip köşe gönderi yakınlarında, Adnan’a sert hareketine taç vermesine ve 85’te yine Konya ceza alanı içerisinde Nobre’nin kaleci Gökhan’a yaptığı hareketin sonrasında Emre Toraman’ın Nobre’ye tokat sallamasına; yorum hatası olarak bakıyoruz. Özkahya ve yardımcılarının, büyük bir seyirci baskısı altında dahi iyi maç yönettiğini tekrar etmemizde fayda var.
‘’Penaltı kararı doğruydu‘’
Karşılaşmanın 17. dakikasında Gençlerbirliği savunmacısı Kulusiç’in Quaresma’ya yaptığı sert hareket sonrasında, Hırvat oyuncu doğru bir sarı kart gördü. Hakemin verdiği bir serbest vuruş sonrasında Serdar Kulbilge’nin kalesini terk edip hakeme itirazı ve Beşiktaşlı Guti’nin ‘kart göster’ işaretine görmüş oldukları sarı kartlar da hakemin artılarıydı. Maçın 35. dakikasında kayarak topa müdahale etmek isteyen Rodrigo Tabata’nın eline top ‘çarptı’ diyerek, hakemin mücadeyi devam ettirmesi de doğru bir karardı. 45. dakikada maçtaki tek kritik söyleyebilceğimiz bir pozisyon yaşandı. Gençlerbirliği ceza alanında Rodrigo Tabata ile topa yükselen GençlerbirğMurat Kalkan, Tabata’yı eliyle itince hakem de doğru bir Beşiktaş lehine penaltı kararı verdi. Abdullah Yılmaz’ın bu maçtaki genel yönetimine baktığımızda kötü maç yönetmedi. Aslında yavaş tempolu bir maçın olması da işini kolaylaştırdı diyebiliriz. Kendine güveni, rahat ve sakin görünümü olumlu. Ancak biraz daha hareketlerinde seri ve çabuk olmalı. Maç boyunca reklam panoları, yayıncı kuruluşun mikrofonu ve kale direkleri Quaresma’nın tekmelerinden nasibini aldı. Bir oyuncu maç içersinde istem dışı bu hareketlerden birini yaparsa belki kabul edilebilir. Ama birden fazla yaptığında, hakem tarafından bir yaptırım uygulaması gerekirdi.
‘’Burak'ın golü nizamiydi‘’
Bülent Yıldırım’ın son kararları hemen hemen doğru. Ancak disiplin anlamında ciddi eksiklikleri var. Gereksiz kart gösteriyor ancak gereken yerlerde elini cebine götürmüyor. Örneğin 60. dakikada Ceyhun’a gereksiz bir sarı kart gösterdi. Aynı Ceyhun, 62’de arkadaşı Engin’in yerde yattığını görünce, topla ilerleyen İbrahim’i omzundan çekti. Yıldırım, bu harekete ikinci sarıyı göstermeyince hem oyuncuları hem de Ertuğrul Sağlam’ı gereksiz yere gerdi. 75’te ise Burak, rakibinin bileğine bastı. Bu hareketin karşılığı en az sarı kart olmalıydı ama hakem bu pozisyonu kartsız geçiştirdi. Selçuk, 88’de Yıldırım’ın gözü önünde Volkan Şen’in ayağına arka arkaya iki kez vurdu. Burak sarı kart görmeyince, Volkan Şen itirazından sarardı. Umut’un ikinci gol öncesinde Ömer Erdoğan’ın ayağından çaldığı toptaki mücadelesinde faul yoktu ve karar doğruydu. 22’de ise topla buluşan Burak, İvankov’un solundan topu ağlarla buluşturdu. Yardımcı hakemin uyarısıyla verilen ofsayt kararı Trabzonspor adına nizami bir gole engel oldu.









































