Arama

Popüler aramalar

‘’Ceyhun'un elmacık kemiği kırılsa Topuz'u atar mıydın!‘’

Yunus Yıldırım’ın bu maçtaki performansına baktığımızda doğru kararlarının yanında eleştirilecek kararlarına da şahit olduk. Oyunu kesmeden oynatmak isteyişi, seyir açısından iyi, hatta zaman zaman temponun yükselmesine de fırsat veriyor, ancak bazı ciddi faulleri atlayıp devam ettirmesi ve özellikle göstermesi gereken kartlarda da standardı yakalayamaması, oyunun gereksiz gerilmesine ve de kendisinin tartışılmasına neden oluyor.

Örneğin 63’üncü dakikada Sivasspor lehine verdiği serbest vuruş sırasında gözlerinin önünde Mehmet Topuz’un, Ceyhun’un yanağına yumruğu ile vurması gibi. Burada kırmızı kart göstermek için Ceyhun’un elmacık kemiğinin kırılması mı gerekiyor? Yumruğun veya tekmenin şiddeti olmaz. Bunun yanında göstermediği net sarı kartlar da oluyor.

Yine bu müsabakada olduğu gibi.

Cihan ve İvanovs kararları...

Ancak Sivas ceza alanında özellikle oluşan kritik pozisyonlarda Fenerbahçeli oyuncuların bekledikleri penaltılarda ise bana göre doğru kararlar verdi.

Bu pozisyonları inceleyecek olursak, 18’inci dakikada Mehmet Topuz’un ceza alanına ortaladığı top, kolu vücuduna yapışık olan Cihan’a çarptı. Yine 32’nci dakikada bacağından sekip, kolu doğal konumda olan İvanovs’un eline çarpan toptaki oynatma kararları doğruydu. Yine benzer 2 pozisyondan birinde 35’inci dakikada Dia rakip ceza alanı çizgisi üzerinde rakibin önüne geçmek isterken aynı anda rakibin kolunu vücuduna yapıştırıp, kendisinin çekilmiş gibi yaparak yere düşmesi ve yine ikinci yarıdaki Semih’in rakip oyuncu ile vücudunu yapışık bir şekilde çekilmiş gibi yapıp kendisini yere atması, pozisyonlarında ‘devam’ kararları doğruydu.

Oyunda karar standardı yok

Yine ikinci yarıda Niang’ın, Sivas ceza alanında rakibi ile koşu halindeyken iki oyuncunun ayaklarının birbirine deyip düşmesinde verdiği ‘devam’ kararı gibi. Özellikle ceza alanı içerisinde yaşanan bu kritik pozisyonlarda verdiği kararlar ne kadar doğru ise bu doğru karar standardını oyunun geneline yansıtamayan bir müsabaka yönettiğini söylememiz gerekiyor.

19 Aralık 2010, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fırat Aydınus'u hiç beğenmedim!‘’

Öncelikle şurdan başlamak lazım: Yıldız futbolcu kimdir ve nasıl tanımlanır? Tabii ki isimli ve büyük paralara transfer yapılan oyuncuların yanında, oynanan bir müsabakada sahanın en iyi ve rakip için en çok tehlike yaratan futbolcusu ya da futbolcuları, o gün, o maç için yıldız oyunculardır. Şimdi Emenike geldiği günden beri istikrarlı ve kendi takımının yıldızı, her kesimin de beğenisini kazanmış, seyredilmesi zevk veren bir oyuncu. Peki Emenike’yi bu sahada koruyacak, ona sahip çıkacak olan kim: Hakem. Fakat hakem üzerine düşeni yapabildi mi!.. 30’uncu dakikada Emenike ustaca, profesyonelce bir darbe sonrasında sakatlanarak oyun dışında kaldı. Emenike’nin suçu, yönetimiyle, hocasıyla mütevazı bir takım olan Karabükspor’da oynaması mı? Sanırım evet, çünkü Karabükspor’un sesini kim duyuracak, kim seslendirecek, kim manşetlere taşıyacak ki?...

Engin Baytar ceza alanına 39’uncu dakikada girip yerde kaldı, ‘devam’ kararı doğruydu. Bu pozisyonda sarı kart da gördü. 45+2’de Trabzon çok kritik bir atağa kalkmak üzereyken, hakem ilk yarıyı bitirdi. Bana göre pozisyonun devam etmesi gerekirdi. Sarı kartı olan Engin, hakemin bu kararını topa şiddetle vurup, sözleriyle de protesto etti. Hakem de sırtını dönüp bunları görmemezlikten geldi. Aynı Engin maç boyunca oyunu bozup, gerdi ve de oyunda kalıp golünü de attı. Ama garibim Emenike de sakatlanıp oyun dışında kaldı. 65’inci dakikada Karabük ceza alanının hemen önünde Cale’nin dizinin altına öyle bir darbe geldi ki, net sarı ve serbest vuruş olması gereken pozisyona, ilginçtir yine ‘devam’ kararı çıktı. Sonuçta belki aman aman ceza alanları içerisinde kritik pozisyonlar yaşanmamış olmasına rağmen, bu, hakemin iyi maç yönettiği anlamına gelmez. Ben Fırat Aydınus’un bu müsabakadaki önleyici hakemliğini ve performansını hiç beğenmedim.

18 Aralık 2010, Cumartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’İkinci gol öncesi faul vardı‘’

Maçın tamamına baktığımızda Kuddusi Müftüoğlu, oyunun kontrolünü karşılaşma boyunca elinde bulundurdu. Kendinden emin görüntüsü, maç boyunca sahaya yansıdı. Aslında iyi maç yönetti. Ancak, birkaç yorum hatası yaptı ve bazı tercihlerinde yanlış kararlar verdi. Örneğin Ankaragücü’nün ikinci golü öncesinde Uğur Uçar’ın Niang’a bir faulü vardı. Bu ihlal Ankaragücü yarı alanının ortalarındaydı. Sonrasında top Sestak’a geldi. Bu oyuncu da 50-60 metre kadar topu sürüp 5-6 Fenerbahçeli oyuncu arasında tek başına mücadeleye girip Fenerbahçe ağlarına golü bıraktı. Bir başka pozisyonda ise, 58. dakikada Emre, iki Ankaragücülü oyuncunun arasında artistik bir planjonla kendini yere bıraktı. Hakem de doğru bir şekilde oyunu devam ettirdi. Ancak Emre’nin hakemin arkasından söyledikleri ve yine bir köşe vuruşu esnasında yardımcının ‘topu nizami olarak köşe yayına koy’ demesi sonrasında, yardımcıyı eliyle itmesi de, gösterilecek kartın dışında tecrübeli oyuncu adına büyük bir ayıp göstergesi oldu. 40 ve 45+1’de Dia için ve yine 53. dakikada Gabric’in pasında Sestak için kalkan ofsayt bayrakları da doğruydu. Sonuç olarak bu hava şartlarına baktığımızda, hakemin yardımcılarıyla da iyi bir iş birliği içerisinde olduğunu ve müsabakayı birkaç hataya rağmen başarılı bir şekilde yönettiklerini söyleyebiliriz.

13 Aralık 2010, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Abartılı attı penaltı yok!‘’

Hakem Bülent Yıldırım, temposu yüksek olan karşılaşmaya ayak uydurmaya çalıştı. Ancak sert hareketlere pek de önlem alamadı. Kart yerine sözlü uyarılar yapması, oyunu sertleştirdi ve kritik pozisyonların oluşmasına sebebiyet verdi. Özellikle Trabzon’un yediği golde Colman’ın, Holmen’e hiçbir müdahalesi yokken verilen faul kararı golle sonuçlandı. Holmen’ın, Burak’a ayağının tabanıyla yaptığı sert hareketin karşılığı ise sarı değil kırmızı olmalıydı. 73’te Belediye ceza alanına ortalanan topa Umut yükseldi. Arkasındaki Serhat ise Umut’un sırtına eliyle temasta bulundu. Ancak Umut’un pozisyonunu bozmadı. Umut ise abartılı bir şekilde yere düşünce, Bülent Yıldırım gereksiz bir penaltıya hükmetti. Kırmızı kart kararına gelecek olursak. Ekrem’in gördüğü ilk sarı kart gereksizdi ancak kırmızıya sebebiyet veren ikinci sarı kararı yerindeydi.

13 Aralık 2010, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kolay maçta iyi performans‘’

Yunus Yıldırım’ın genel yönetimine baktığımızda performansı gayet iyiydi. Saha zemini çok kötü olmamakla beraber, yağmura ek olarak zaman zaman yağan tipinin yarattığı olumsuzluklara rağmen, hakem çok koşarak pozisyonlara yakın olmayı başardı. Oyun kontrolünü de sürekli elinde bulundurdu. Böylesine bir havada oynanan maçta, kritik pozisyonların yaşanmaması da kendisi için şanstı. Yalnız skor ve hava şartları nasıl olursa olsun, karşılaşma esnasında oynanmayan sürenin, devre ya da müsabaka sonuna eklenmesi konusunda biraz daha hassas olmalı. İkinci yarıdaki sakatlık ve değişiklilkleri düşünürsek maçın sonuna eklenen 1 dakikalık süre az kaldı.

Bazı pozisyonları irdeleyecek olursak...
8. dakikada Kulusiç ile Kewell arasında ceza alanı içerisinde gelişen pozisyona verilen devam kararı doğruydu. 38’de Orhan’ın Kewell’a yaptığı hareket, ceza alanının 1 metre dışındaydı ama Kewell ceza alanı içerisine düştü. Buradaki faul ve sarı kart kararı da yerindeydi. 46’da hakemin vermiş olduğu bir karar sonrasında Arda Turan yedek kulübesinden çıkarak 4. hakeme abartılı itirazda bulundu. 4. hakem, Yıldırım’ı uyararak Arda’nın sarı kart görmesini sağlamalıydı. 62’de Pino, rakibine arkadan yaptığı hareket, 72’de ise Gökhan Zan hakemin bir kararı sonrası topa vurması nedeniyle sarı gördüler. Bu kartlar da yerindeydi. Gökhan Zan’ın vurduğu top her ne kadar hakeme çarptıysa da, bilerek hakeme doğru vurulmuş bir top değildi.

12 Aralık 2010, Pazar 17:30
YAZININ DEVAMI

‘’MHK'nın talimatı kesin!‘’

Bünyamin Gezer oyunun geneline baktığımızda fena maç yönetmedi. Gerçi onun adına pek de zor maç değildi desek sanırım yanlış olmaz.

6. dakikada Batuhan kendisiyle beraber koşan Ersan’a vücudunu koyarak ceza alanında yere düştü. Devam kararı doğruydu. İlk sarı kartında Guti, rakip oyuncunun topa hamlesini görünce oyunun devam ettiğini zannetti.

Hakem de bunu rakibine çelme takma gibi değerlendirip ilk sarı kartını gösterdi. İspanyol oyuncu, diğer pozisyonda rakibiyle girdiği ikili mücadele sonrası hakeme ‘kart göster’ diye işaret yapınca ikinci sarı ve dolayısıyla kırmızıyı gördü.

Bu karar da doğruydu. Kimse farklı yorum yapmaya kalkıp, ‘abartılıydı’ ‘Avrupa’da bu tip pozisyonlarda kırmızı gösterilmiyor’ şeklindeki tartışmaların içine girmesin. MHK’nın bu konuda hakemlere talimatı kesin. 39. dakikada daha önceden sarı kartı olan Guti rakibiyle girdiği mücadele sonrasında hakeme kart göster diye işaret yaptığında 2. sarı ve kırmızıyı gördü. Buradan bir bilgilendirme yapmamız da doğru olur. MHK’nin hakemlere kesin talimatı ‘kart gösterilecek’ diye, o yüzden hiç kimse farklı farklı yorum yapmaya, abartılıydı, değildi veya Avrupa’da gösterilmiyor gibi tartışmaya kalkmasın.

Eğer, sportmenlik dışındaki hareketlerde biraz daha hoşgörü isteniyorsa, müracaat edilecek tercih MHK. 50. dakikada Hilbert’in pasında topla buluşan Holosko’nun vuruşunda topun ağlara gittiği pozisyonda ofsayt kararı doğruydu.

11 Aralık 2010, Cumartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Volkan'ı atmamalıydı!‘’

İlk yarının uzatma dakikalarında Volkan Şen, İbrahim Üzülmez’e, koşu yolunu engellemek için sert bir hareket yaptı. Karşılaşmanın hakemi Fırat Aydınus’un verdiği faul kararı ve gösterdiği sarı kart doğruydu. Ancak Volkan Şen çok kısa bir şekilde hakemin bu kararına alkış tutunca, Fırat Aydınus da bu alkışı bir protesto olarak kabul edip, önce ikinci sarıyı verdi, arkasından kırmızı kartla oyuncuyu ihraç etti.

Protesto etmedi
Volkan’ın bu kırmızı kart kararına aşırı itirazının altında ise yaptığı alkışın protesto amaçlı olmadığı, verilen faulun doğruluğuna yönelik olduğu yönündeydi. Benim kanaatıma göre, Volkan’ın oradaki ruh durumu ve beden dili yapmış olduğu bu hareketin protesto amaçlı olmadığını gösteriyordu.

Aydınus anlamalıydı

Fırat Aydınus gibi deneyimli bir hakem, bir futbolcunun bu halini anlayabilmeliydi. Neticede Bursaspor yarım devre 10 kişi oynadı. Beşiktaş gibi güçlü bir rakibe karşı bir de deplasmanda bir oyuncu eksik oynayınca bunun getirdiği dezavantajla sahadan mağlup ayrılmanız kaçınılmaz oluyor.

06 Aralık 2010, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Özgür Yankaya hiç zorlanmadı‘’

Bir tarafta son haftalarda büyük çalkantılar yaşayan Galatasaray, diğer tarafta rakibi gibi büyük sıkıntı içinde olan Kasımpaşa’nın mücadelesinde öngörümüz, iki takımdan birinin galip geleceği yönündeydi. Neticede öyle de oldu. Galatasaray galip gelerek, yukarıdakilerle arasında daha da fazla puan farkı oluşmasına fırsat vermedi. En azından moral depoladı. Sarı-Kırmızılılar, aslında girdikleri çok net pozisyonları gole çevirmiş olsalardı, bu moral katlanabilirdi.

Maçın genç hakemi Özgür Yankaya’ya gelince... Büyük bir yeteneğe sahip olan Yankaya, oyunu algılama anlayışını yönettiği her müsabakada artık aynı şekilde ortaya koyabilmeli. Sezon başından beri kendisine verilen şanslar karşısında böyle bir sorumluluk altında olduğunu da idrak etmeli. Benim kendisine tavsiyem bunlar olacaktır. Bu maçtaki yönetimine baktığımızda ise genelde iyiydi. Gerçi oyunun başında Pino’ya ve Kewell’a arka arkaya yapılan net faullere ‘devam’ demesi heyecanını gösterdi. Ancak sonrasında dengeyi sağladı. Hakem açısından belki zor bir maç olmadı. Onu sıkıntıya sokacak çok da kritik pozisyonlar yaşanmadı ama Özgür Yankaya gelecek adına iyi sinyaller verdi diyebiliriz.

05 Aralık 2010, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI