Bu kararın içeriğinde maçın iptali söz konusu. Futbol Federasyonu’nun 18. maddeye göre aldığı kararda maçın hakemini bağlayan herhangi bir şey söz konusu değil. Çünkü maçın başlamasından iki saat öncesine kadar bu tip kararları alacak merci, futbol federasyonudur. Maçın başlama saat iki saat öncesinde ve sonrasında müsabaka hakeminin sorumluluğu altındadır. Maçtan saatlar öncesinde başlamış olan saha dışı olaylar, maçın can güvenliğinin sağlanamama konusunda bir endişe yarattığı için futbol federasyonu, karşılaşmayı iptal ederek, bu kararını hakeme ve temsilcilere ilgili kulüplere duyuru yaparak bildirmiştir. Bu müsabaka iptal edilmiştir ve bu maçın sonucu da Futbol Federasyonu yönetim kurulu toplantısında görüşelerek karara bağlanacaktır. Müsabaka talimatının 18. maddesine göre iptal edilen bir maçın tekrarı söz konusu değildir.

Karşılaşmanın kırılma anı 20. dakikaydı. Gaziantepspor defansının arkasına atılan topa süratle hareketlenen Burak, meşin yuvarlakla buluştuğu anda arkasında kalan Dany’nin elini, kolu üzerinde hissetti. Bu pozisyonda kendini kolayca yere bırakan Burak, abartılı bir şekilde penaltı beklentisine girdi. Düşüşe inanmayan hakem Cüneyt Çakır, önce oyunu devam ettirdi. Fakat yardımcısı Tarık Ongun duruma müdahale ederek, önce bayrağını göğsüne götürdü.

Sonra da sözlü olarak penaltı olduğunu söyleyince yardımcısına uyan Cüneyt Çakır, penaltı verip Dany’i de son oyuncu olduğu için kırmızı kartla oyundan attı. Pozisyon penaltı değildi, normal bir ikili mücadeleydi. Ayrıca Dany, kolla müdahalesini ceza sahası dışında yapmıştı. 48’de ise Glowacki ile Olcan arasında önemli pozisyon yaşandı. Olcan ceza sahasına girerken, Trabzonlu oyuncu çelme taktı. Hareket ceza alanı dışında olduğu için faul kararı doğruydu. Ancak Glowacki son adam olarak faul yaptığı için sarı yerine kırmızı görmeliydi.

45. dakikada Alex’in 2. golüyle de üzerindeki baskıyı atarak, daha rahat ve güvenli bir şekilde soyunma odasına girdi Sarı-Lacivertliler... Oyunun geneline baktığımızda gayet sportmence bir maçı oynandığını söyleyebiliriz. Sadece futbol oynamaya çalışan iki takımın mücadelesi, ne oyuncuların, ne hakemin, ne de taraftarların sinirlerini gerdi... Emre bu sportmenliği bir ara bozmaya niyetlendi ama bu tutumundan kısa sürede vazgeçti. Böyle bir maç olunca, hakeme de fazla iş düşmedi. Fırat Aydınus, yardımcılarıyla iyi bir uyum sergiledi.... Olumlu diyaloğu sayesinde oyunun kontrolünü elinde bulundurmayı başardı. Aydınus için sadece orta alanda topun kendisine iki defa çarpmasını bir eleştiri olarak söyleyebiliriz.

Buna rağmen bazı pozisyonlara bakacak olursak... 28’de Alex’in ara pasında topla buluşan, ofsayt olmadığı gibi yerde kalan Semih’in, rakibine de bir faulü yoktu. 53’te ise Büyükşehir Belediye ceza alanına ortalanan topta, Ekrem ile Semih’in pozisyonunda devam kararı doğruydu. 77’de ise Tum’un ceza alanında Andre Santos’la girdiği mücadelede Aydınus’un devam kararı yerindeydi.

Sezonun sonu, iki takımın ligdeki konumuna baktığımızda iddiaları da kalmamış. Kötü bir sezon geçirmiş iki takım oyuncuları için belki de 3 hafta sonra bitecek sezonda kendi konumları da bir anlamda belli olacak. O yüzden kendilerini de göstermeleri anlamında, bu derbi maçı iyi bir fırsat gibi görünüyordu.

Taraftarlar da güzel ve keyifli bir maç izleyeceklerini düşünmüş olduklarından stadı doldurmuşlardı. Hava ve zemin mükemmel, yani iyi futbol için her şey mevcut. Gelin görün ki ilk 45 dakikada evlere şenlik bir oyun vardı. Tempo desen yok, pozisyon desen hiç oktu. Ancak ikinci yarıda farklı bir Beşiktaş izlemeye başladık. Özellikle Aurelio’nun golünden ve başlama vuruşundan sonra Guti’nin topu kaparak takımını atağa kaldırmasının ardından Simao’nun ikinci golü de gelince, Galatasaray oyundan tamamen koptu.

Ligdeki konumu ne olursa olsun, Galatasaray takımının yediği gol sonrasında başlama vuruşunda topu rakibe kaptırıp kalesinde tekrar gol görmesi anlaşılır gibi değil. Teknik direktör Bülent Ünder’in maçın sonunda ekranlara gelen kulübedeki görüntüsü Galatasaray’ın bu sezondaki görüntüsünün özetiydi. Yunus Yıldırım, Türkiye’deki hakem kadrosunun en deneyimlisi. Yıldırım’ın maç yönetim tarzına baktığımızda, genelde oyunu oynatmaya yönelik olduğunu anlıyoruz. Aslında bu olumlu bir anlayış, ancak bazen abartıya kaçıyor olması, oyuncuların gerilmesine neden olabiliyor. Bu da kararlarına karşı itirazların artmasını sağlıyor. Bu maçtaki performansı genelde iyiydi. Oyunu sürekli kontrolü altında tutmaya çalıştı. Oyuncuların iyi niyetli olmaları ve maçta kritik pozisyonların yaşanmaması da onun adına şans oldu diyebiliriz.

Bazı pozisyonlara bakacak olursak, 12’nci dakikada Quaresma, Galatasaray ceza alanı içerisinde Culio ve Çağlar’ın arasına girdiği anda Culio’ya takılıp düştü. Devam kararı yerindeydi. 22’nci dakikada Serkan, hızlı atağa kalkmak isteyen Quaresma’yı yandan tutup çekince, gördüğü sarı kart doğruydu. 40’ta önce Ayhan, Guti’yi arkadan çekti, sonrasında da Quaresma, Culio’yu aynı şekilde tutup çekti. Bu pozisyonlarda sarı kart kullanmalıydı. 57’nci dakikada Milan Baros, kendisine yapılan faul sonrası oyun devam edince aşırı itiraz etti. Sadece uyarı alan Baros 67’de yine itiraz edince bu kez sarı kart gördü.

Bu doğrultuda Pepe’nin kırmızı kartından önce Barçalılar’ın sinir bozucu pasları, Portekizli oyuncunun hareketinin dozajını da yükseltti. Alves’i sakatlamaya yönelik bir harekette bulunan Pepe’nin, isteyerek ve bilerek bunu yapması, kırmızı karta neden oldu. Çünkü talimatlara göre, rakibin sağlını tehlikeye sokabilecek her türlü müdahale, oyundan ihraç kararını beraberinde getirir.

Bu görüntüyü dün de izledik. Geçen hafta Fenerbahçe’nin net penaltıları verilmemişti ve mağdur olmuştu. Ancak bu maçın 58. dakikasında bu kez alakasız bir penaltı, maçın seyrini de değiştirip skora etki etti. 70. dakikadan sonra oyunun kontrolünü tamamen kaybedip zor anlar yaşayan bir hakem yönetimi izledik. Sonuçta, ‘Altta kalanın canı çıksın’ misali, olan Bucaspor’a oldu. 33’te Semih, ceza alanı içerisinde iki Bucalı oyuncunun arasında topla oynadığı anda, top çok yakın mesafedeki Ediz’in eline çarptı. Pozisyonda penaltı yoktu. 36’da Bucaspor’un ikinci golünü atan Abdülkadir, köşegönderlerine tekme vurduğundan doğru bir sarı gördü. 45+ 2’de ise Semih rakibinin elini vücudunda hissettiği an kendini yere bıraktı.

Semih’in sarı kart görmesi gerekirdi. İkinci yarının başında Emre ie Musa arasında yaşanan tartışma uzadı. Oyun başladı bu tartışma halen devam ediyordu Hakemin bu iki oyuncuya sarı göstermesi gerekirdi. 50’de yardımcının verdiği kale vuruşu sonrasında Gökhan Gönül, topu yardımcının üzerine doğru yere vurarak attı. Centilmenlik dışı bir hareketti. Önceden sarısı olan Gökhan’ın ikinci sarıdan kırmızı görmesi gerekirdi. Oyunda kalan Gökhan Gönül, 58’de Buca ceza alanına doğru topu ortaladı. Pozisyonun devamında, top doğal konumlu bir şekildeyken müdahalede bulunmak isteyen Ediz’in dirseğine çarptı. Bu pozisyona verilen penaltı son derece yanlıştı.

Ancak iyi bir uyum içerisinde olan Yıldırım ve ekibi, iki takım açısından da önem arzeden pozisyonlarda doğru kararlar verdi.

Sonuçta şampiyonluk yarışını ilgilendiren bu müsabakada, hakemin genel performansı iyiydi, diyebiliriz. Karşılaşmanın 43. dakikasında köşe vuruşu sırasında Trabzonsporlu Egemen ile Eskişehirsporlu Veysel birbirlerini ittiler. Bu pozisyonun devamında Egemen’in ortasında Mustafa Yumlu, Alper’in üzerine yüklenip aynı zamanda bu oyuncunun kollarını tuttu ve topa kafayı vurdu.

Gol kararının iptali doğruydu. Çünkü net fauldü. Topun oyun dışı olmasından sonra ise Bülent Yıldırım’ın pozisyon başlangıcında birbirini iten Egemen ve Veysel’i uyarmalıydı.
50’de Trabzon ceza alanında Alanzinho-Koray mücadelesinde penaltı yoktu. Alanzinho’nun müdahalesi tamamen topaydı. 52’de ise Burak bire bir yakaladığı bir pozisyonda önündeki Volkan Yaman’a faul yapıp golü attı. Hakem doğru bir kararla bu golü de iptal etti.

Çünkü Aydınus, yardımcılarıyla beraber gayet iyi bir yardımlaşma örneği sergileyip oyunun başından sonuna kadar kontrolü elinde tuttu. Bu otoriteyi de pozisyonlara yakın olup, oyunculara karşı tatlı-sert bir yaklaşım göstererek, son düdüğü çalana kadar korudu.

Futbolcuların sahadaki mücadele güçleri zaman zaman üst seviyeye çıktı. Ancak Fırat Aydınus, hakemliğini her anda; gerek sahadaki oyunculara, gerekse de maçı evlerinden ve tribünden izleyenlere karşı hissettirmeyi başardı. Belki bu maçta 1-2 pozisyonda yorumlama hatası yaptı, sarı kart göstermesi gereken pozisyonlarda uyarı tercihini kullandı. Ancak maçın geneline baktığımızda sonuca etki edecek bir hatasının olmadığını ve iyi bir müsabaka yönettiğini söyleyebiliriz.