Arama

Popüler aramalar

‘’2 şok karar‘’

Bu hareketin karşılığı net bir elle oynamaya girer. Hareket de ceza alanı içerisinde olduğundan, Gençlerbirliği lehine bir penaltı verilmesi gerekir. Sanırım geçen yıl Futbol Federasyonu’nun hakem eğitmeni Uilenberg, hakemlere yönelik bir seminerde, sözde ‘Vücuttan sekip kola veya ele temas eden toplarda el kararı vermeyip devam ettirin’ dediği söylentisi olmuş. Bunun açılımı ve içeriği ne kadar doğrudur bilmem. Ama benim oyun kuralları anlayışıma göre böyle pozisyonlarda oyunun devam etmesi kesinlikle yanlıştır. Bana göre bu hareket net bir penaltı olmalıydı. Yine oyun kurallarında der ki, bir oyuncu herhangi bir nedenle oyun alanı içerisindeki malzemelere (kale direği, bayrak direği gibi) ve reklam panolarına hiçbir şekilde zarar veremez. Peki... Dakika 63; Sow yüzde yüz bir gol kaçırdıktan sonra ilave yardımcı hakemin de hemen arkasındaki reklam panolarına ayak tabanıyla öyle bir tekme vurdu ki, reklam yazısını da parçaladı. Hemen devamında bu kez Caner, köşe gönderi bayrağını eliyle itip yerinden çıkarttı. Bunlara sarı göstermeyen Serkan Çınar’ı uyarıyorum: Oyun kuralları kitapçığını iyi oku!
Ayrıca Kuyt’ın attığı gol öncesinde Egemen aşırı güç kullanarak topa sahip oluyor. Bu pozisyonda bana göre net bir faul olmalıydı. 75’te hakem atışı yapmak için oyunu durduran Serkan Çınar, oyunu tekrar başlatmak için yerdeki topu jeneriklik bir hareketle eline alıyor. İyi güzel de, oyunun gidişatına tesir eden kararların bu estetik hareketle ne kadar uyuşuyor? Onu da gözardı etmemek gerekiyor.Alper’in bir pozisyon var ki, rakibine sarılıp arkadan tutarak yere indiriyor. Bu hareketin karşılığı dünyanın her yerinde sarı karttır.

30 Eylül 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Taraftara yenildi‘’

90+2. dakikada Beşiktaş seyircisinin sahaya inmesi, maç içerisinde hakemin vermiş olduğu kararların da maçın da önüne geçti. Birçok kesimde Beşiktaş’ın dış etkenler tarafından önünün kesileceği korkusu ve endişesi özellikle son günlerde sıkça telaffuz ediliyordu. Dün akşam şunu gördük ki, Beşiktaş’ın önünü, Beşiktaş taraftarı dış güçlere fırsat vermeden kendi eliyle önlemiş oldu! Melo kayarak Motta’ya çok sert bir harakette bulundu. Hem skor üstünlüğü hem de maçın sonuna gelinmesi Fırat Aydınus için Melo’ya kırmızı kart göstermesini çok kolaylaştırdı. Ama ilginç olanı, hem eksik kalmış bir takıma karşı hem de tehlikeli bir noktadan serbest vuruş kazanılmışken, belki de devamında golle sonuçlanabilecek bir pozisyona sahipken, Beşiktaş taraftarı buna izin vermeyip, oyunun tatil edilmesine neden oldu. Aslında pozisyonlara baktığımız zaman tartışılacak kararlar da yok değil.

Burak elle müdahale etti

Özellikle Beşiktaş öne geçtikten sonra Galatasaraylı Melo ve Burak’ın sportmenlik dışı hareketleri kartsız kaldı. Yine Drogba’nın atmış olduğu ikinci gol öncesinde her ne kadar Burak’ın kolu vücuduna yapışık gibi görünse de Burak üzerine gelen topta kolunu da kullanıyor. Bana göre bu pozisyonda elle oynama kararı daha doğru olurdu. Ancak biz maalesef Fırat Aydınus’un maçı tatil etmesini konuşuyoruz. Yaşananlar, pozisyonların önüne geçti. Futbol müsabaka talimatının 19. maddesine baktığımızda hakem oyuncuların sağlığını korumakla görevli bir otoritedir. Dolayısıyla seyircilerin sahaya toplu şekilde girmesi oyunun güvenliği açısından ciddi şekilde endişe ve problem teşkil ettiğinden soyunma odasına giderek bu karşılaşmayı tatil etmesi son derece yerinde bir karardır.

23 Eylül 2013, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kötü maç yönetmedi‘’

Yine ikinci yarının başında Burak’ın kafayla topu ağlara gönderebileceği pozisyonları Real Madrid’e karşı değerlendiremezsen, bunları golle sonuçlandıramazsan, maalesef rakip oyunculara vereceğin ciddi hatalarda golleri de kendi kalende görürsün. Bir defa Galatasaray sezona kötü başladı. Oynanan 4 lig maçı bu durumu açıkça ortaya koydu.

Drogba faktörü

Ancak, bu maçlardan ayrı bir özelliğe sahip olan, Şampiyonlar Ligi maçlarındaki deneyimi ve aldığı başarılı sonuçları düşündüğümüzde Galatasaray’ın yaşadığı bu farklı skor herkesi şaşırttı. Galatasaray’da Drogba hem kendi takımında iyi bir lider hem de rakip için caydırıcı bir oyuncu. Drogba’nın sakatlığı Galatasaray için ciddi bir hadikap oluşturdu. Özellikle geçen sezon Real Madrid karşısında alınan galibiyet herekese bu karşılaşmada belli ki özgüven duygusu oluşturmuş. Ancak bu özgüveni oyuna dökemediğin sürece, skora da yansıtamadığın zaman her şey tersine gidiyor. Maçın hakemi İngiliz Mark Clattenburg UEFA’nın önemli hakemlerinden biri.

Benzema’nın golü nizami

Maçın genelinde doğrusunu söylemek gerekirse kötü maç yönetmedi. Yardımcılarıyla uyumu da yerindeydi. Özellikle ofsaytlardaki doğru tespitler de bayağı olumluydu. Bana göre tartışılacak en önemli kararı Isco’nun ayağını Eboue’nin kafa hizasına tehlikeli bir şekilde kaldırıp yapmış olduğu faulü devam ettirmesiydi. Pozisyon ceza alanına yaklaşık 1 metre mesafedeydi. Bunun dışında Ronaldo’nun Dany’ye takılıp düştüğü pozisyonda penaltı yok. Yine Benzema’nın atmış olduğu golde ofsayt yoktu.

18 Eylül 2013, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Abitoğlu genelde iyiydi‘’

Bana göre verilen gol doğru. Emenike, Donk tarafından kritik bir bölgede yere indirildi. Bana göre de pozisyon bariz gol şansı değil. Emenike hem topa sahip değil, hem de topun yönü kaleye çaprazdı. İkinci yarıda Alper, ceza alanı içerisinde vücut vücuda yakın temas sırasında Babel’in ayağındaki topa dokunup pozisyona hakim oldu. Babel penaltı bekledi, ama bana göre de yakın temastaki bu harekete devam kararı doğruydu. Kasımpaşa’nın ikinci golünde ise Babel’in suratından sekiyor, gol temiz. Webo’nun atmış olduğu üçüncü gol öncesi Kuyt’ın belki niyeti tamamen topa yönelikti. Ancak ayağını biraz kaldırıp, ayak tabanını da rakibe göstermesi ve devamında temasın olması Adem’in topu kontrole almasını engelledi. Bu pozisyona hakemin faul çalması daha doğru bir karar olurdu. Çünkü maçın genelini bence çok iyi götüren bir hakem vardı.

17 Eylül 2013, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yıldırım iyi götürdü‘’

Beşiktaş ve Bursa karşılaşmaları özellikle son yıllarda çok fazla arz eden konuma geldi ki, iki takım taraftarları arasında yarattığı husumet ister istemez maça yansıdığı gibi oyuncuları da direkt etkilemeye başladı. O yüzden bu iki takım arasındaki maçlar hem keyifli, hem agresif, hem de skora endeksli oluyor. İşte böylesine bir karşılaşmaya da formda bir hakemin idare etmesi en doğru kararlardan biriydi. Bülent Yıldırım, bu karşılaşmanın genelini çok iyi götürdü, oyunun kontrolünü sürekli elinde tutmayı başardı. Verdiği kararlardaki isabet oranı yüksekti. Belki 50. dakikada İbrahim’in Bursa ceza alanı içerisinde Sivok’a yapmış olduğu hareketin karşılığı penaltı olarak değerlendirilip, konuşulabilir veya tartışılabilir. Ama skor ve sonuç bu pozisyonun konuşulmasını bile ortadan kaldırdı. Yine 85. dakikada Necip’e yapılan bir faul sonrasında top, Fernandes’e gelerek Beşiktaş adına çok önemli bir avantaj oluştu.

Bu pozisyonu, faul olarak değerlendirmesi ona yakışmadı. Oynatması, devam ettirmesi daha doğru olurdu. Bunun dışında Batalla’nın 24. dakikada kafa ile atmış olduğu golde ofsayt kararı doğruydu ve oyun içerisinde sert hareketlere karşı gösterdiği sarı kartlar da yerindeydi. Hemen şunu da söyleyelim; Almeida’nın atmış olduğu gol öncesinde Serdar’ın Tuncay’a herhangi bir faulü de söz konusu değildi.

16 Eylül 2013, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Urfa dersine çalışmamış‘’

Belediye’nin, ligin ilk 3 maçında genellikle hep ikinci yarıda, yüksek kondisyonları sayesinde oyunu domine edip kazanan bir takım görüntüsü verdiğini izlemiştik. Buna rağmen belli ki; Şanlıurfaspor dersini iyi çalışmamış, daha ilk yarıda fiziğini ve gücünü tüketti, Belediye’ye fırsat tanıdı. Beraberinde bir de üstün biyolojik yapısı ile Zenke oyuna ağırlığını koyunca ev sahibi oyunun üstünlüğünü eline alıp, Urfa kalesinde tehlikeli gol pozisyonları üretmeye başladı. Kaleci Fevzi çok önemli pozisyonlar kurtarmasına rağmen, iki gole engel olamayınca Urfaspor da sahadan mağlup ayrılmaya mahkum oldu. Suat Arslanboğa, aslında umut vaat eden istikbali olan hakemler arasında gösteriliyor. Bana göre de kabiliyetli ve becerikli bir hakem. Şans verilise ve sabır gösterilirse bu kadronun içerisinde MHK’nın çok işine yarayan isimlerden biri olabilir. Bu maçın genelinde yardımcılarıyla uyumu gayet iyi, verdikleri kararlardaki isabet oranı da yüksekti. Ancak dediğim gibi, MHK, sabır gösterdiği ‘öz evlatları’ içerisine Suat Arslanboğa’yı da yerleştirmeli.

15 Eylül 2013, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İşte maçın yıldızı‘’

Tecrübeli hakem, verdiği kararlarla dikkatleri üzerine çekerken, konuk ekipten Emre Güngör’ü ilk devrede adeta oyundan atmadı ve sadece sarı kartla cezalandırdı. 7’de Melo, oyunu hemen başlatıyormuş gibi topu Tita’nın üzerine vurdu. Tita’ya sarı kart çıktı. Burada otorite zaafı vardı ve oyuncuyu uyarması yeterliydi. 13’te Drogba, gole doğru giderken Antalya’da Emre, topu bilerek eliyle kesti. Hakem sadece frikik verdi. Aynı pozisyonda Drogba’nın vuruşunda barajda olan Baros, topu kesmek için kolunu kıvırdı ve ceza sahasındaki bu hareket penaltıydı. 22’de Vederson’nun, Melo’ya yaptığı temasa penaltı verilse, kimse itiraz etmezdi. 43’te Emre, Burak Yılmaz’la adeta boğuştu ve bu kez Özkalfa, hem sarıyı hem de faulü verdi. Ancak ilk sarı çıksa, Emre daha devre bitmeden oyun dışı kalacaktı! Drogba’nın, Sabri’nin ortasında attığı gol ise ofsayt kokuyordu. Ama yardımcı için zor bir pozisyondu. Özetle Özkalfa’nın yönetimi; gergin, ürkek ve telaşlıydı.

14 Eylül 2013, Cumartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’'Penaltı doğruydu'‘’

Süper Lig’de Olimpiyat Stadı’nda Gaziantepspor’u konuk eden Beşiktaş, rakibini 2-0 mağlup etti, sahanın yıldız isimleri arasında ise Hugo Almeida yer aldı. Bu sezona çok formda başlayan Almeida, Antep önünde etkili bir görüntü sergilerken, ilk pozisyonunu Fernandes’in pasıyla yakaladı ama ceza sahasının solundan yaptığı vuruş yandan auta çıktı. Tecrübeli golcü, 28. dakikada bir kez daha fırsat yakaladı ve bu kez affetmeyerek takımını 1-0 öne geçirdi. 35. dakikada ikinci golünü atan Almeida, Kara Kartal’ın bu zorlu mücadeleden 3 puanla ayrılmasını sağladı. Konuk ekibe karşı daha önce forma giydiği 4 maçta 5 gol atan Portekizli, bu sayıyı 7’ye çıkarırken (Türkiye’de en çok gol attığı takım), bu sezon ise ligdeki 3. golünü kaydetti. Geçen sezon ancak ligin 9. haftasında 3 gole ulaşabilen yıldız forvet, tribünlerin de büyük alkışını topladı. Ligde 3, Avrupa’da da 2 golle kısa sürede toplamda rakip fileleri 5 kez havalandıran Hugo, ikinci yarıda ise şanssızlık yaşadı.

Yerine Mustafa girdi

Dakikalar 67’yi gösterdiğinde topsuz alanda sağ arka baldırından sakatlanan ve kendisini yere bırakan Almeida oyuna devam edemedi ve 2 dakika sonra da yerini Mustafa Pektemek’e bıraktı. 3 hafta sahalardan uzak kalması beklenen ancak 2 maç sonra tekrar sahalara dönen Mustafa, oyunda kaldığı süre içerisinde elinden geleni yaptı. Milli futbolcu, zaman zaman da rakip kalede etkili oldu.

02 Eylül 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI