Dakika 9: Ömer Bayram’ın Muslera’nın sakatlanmasına neden olduğu pozisyonda karar doğru muydu?

Bu pozisyonda Ömer’in ayağı pozisyon gereği Muslera’ya geldi. Bu pozisyonda hakemin kararı doğru. Sarı kart göstermemesi de doğru bir karardı.

Dakika 12: Mihajlovic’in Umut’u tutup çektiği pozisyonda sarı kart görmesi doğru muydu?

Bu pozisyonda Mihajlovic Umut’u çekerek durduruyor. Bunun karşılığı olarak faul ve sarı kart. Hakemin kararı doğru.

Dakika 14: Sneijder’in attığı gol öncesinde Burak’a yapılan pozisyon faul müydü?

Bu pozisyonda Burak’a yapılan hareket faüldü. Ancak avantaj oluştu. Hakemin bu avantajı oynatıp pozisyonun golle sonuçlanması hakem hanesine artı olarak yazıldı.

Dakika 43: Chedjou’nun Ömer Bayram’a yaptığı hareket penaltı mıydı?

Bu pozisyonda Chedjou ceza alanı içinde Ömer Bayram’ı yandan net biçimde itiyor. Chedju’nun topa bir hamlesi yok, topla oynama düşüncesi yok. Bu nedenle hakemin verdiği penaltı kararı doğru.

Dakika 57: Burak’ın atmış olduğu golde ofsayt var mıydı?

Bana göre pozisyon ofsayt. Ancak bu mesafe yardımcı hakem adına şüpheli bir pozisyondu. Bu tip pozisyonlarda yardımcıların gole dönük cesaretle verdiği devam kararları aslında onlara bir öneri gibi. O yüzden bu pozisyonda yardımcının kararına saygı duyulmalı.

Örneğin 22. dakikada Koray kale çizgisindeki hakemin tam önünde Beşiktaş ceza alanına girmek üzereyken Motta’nın darbesiyle yerde kaldı. Pozisyon dışarıda, penaltı yok. Ancak net faul. Kaldı ki Yunus Yıldırım da diğer yardımcı da pozisyonu net bir şekilde görüyorlar. Bu kez Olcay’ı Koray kolundan çekip, pozisyonunu bozdu. Bunda da devam kararı çıktı. Arkasından Sercan tam Beşiktaş ceza alanına girmek üzereyken Serdar bu oyuncunun önünde kendini yere bıraktı, bu pozisyona ise faul verdi. Şimdi buna benzer pek çok pozisyon da oyunun devamında yaşandı. Skora etki edecek pozisyonların olmayışı, onun adına şans oldu. Yoksa ciddi anlamda tartışılacak bir gece yaşayabilirdi.

Uzun zaman sonra Fenerbahçe maçına çıkan Halis Özkahya, belli ki Meireles’le yaşadığı pozisyon sonrasıda bozulan kimyasını tamir edememiş. Öylesine ki, daha maçın 6. dakikasında Sow, rakibinde söktüğü topla ciddi bir atak geliştirmek üzereyken ayağına aldığı darbeyle yerde kaldı, net faul olan pozisyonu devam ettirdi. Bence maçın tartışılıcak kararları çok dedik ama; en önemlisi 39. dakikada yaşandı. Daha öncesinde sarı kartı olan Caner, tam çizgi kenarında Yasin’e ayağıyla bir kum torbasına vurur gibi arka arkaya vurmasına rağmen yardımcı hakem, 4. hakem, ve Halis Özkahya’nın üçgeninde bu pozisyona üçlü bir koalisyonu da katarsak, sadece serbest vuruş kararı çıktı. Aynı yardımcı, ikinci yarı önünde gelişen arka arkaya pozisyonlarda taç ve kornerlerde hep ters kararlar verdi. Caner’in Halis Özkahya tarafından kırmızı kart görmesinden kurtulduğunu gören Ersun Yanal, hakemlere de örnek olabilecek bir hareketle takımının ön formda ve iyi oyuncusunu kenara aldı. Yani; Halis Özkahya’nın yapamadığını Ersun Yanal yaptı. Ama, buradaki fark nereden bakarsan bak 50 dakika Fenerbahçe’nin bir kişi eksik oynaması da Erciyes adına büyük bir kayıp oldu. Halis Özkahya’nın kimyası bozuk dedik ya; Webo’nun Erhan’a karşı net kartlık hareketini ‘es’ geçti, hele hele 70. dakika içerisinde Fenerbahçe adına çok önemli bir avantaj oluşmuşken belki de Alper buluştuğu topla gol yapabilecekken, avantajı kesip faul kararı hem çağdaş hakemlik hem de FİFA seviyesinde bir hakemin yapmayacağı kararlardı. Sonuçta, Halis Özkahya, verdiği-vermediği kararla bence maçın gidişatını ciddi şekilde etkileyen bir yönetim sergilemiştir.

56’ncı dakikada Karabüklü Puygrenier, Burak’a arkadan kontrolsüz hareket yaptı. Bariz gol şansını engellemeden gördüğü kırmızı kart doğru. Lualua’nın bir pozisyon sonrasında yardımcıya orta parmak işaretiyle yaptığı hareket kırmızı kartla cezalandırılmalıydı. Yardımcı bunu görmedi de mi hakeme söylemedi bilemem, ama gördüyse suç onun demektir. Bu sayede Lualua da kırmızıdan yırtmış oldu. Bence İlker Coşkun eğitimli düzgün bir insan. Hakemlik kadrosunda kazandığı deneyimle bu tip maçları yönetebilecek durumda. Sadece ona tavsiyem şu: Gerektiği zamanlarda otoriter tavır sergileyip, bunu hissettirmeli. Sonuçta bence dün gece başarılı bir maç yönetti.

Modern hakemlikten, eskizler sunarak dün gece sahadaki futbolculara taş çıkarttı. İki tane derslerde okutulacak nitelikte avantaj kararı verdi. Önce Hasan Ali Kaldırım, Robben’e arkadan sert hareket yaptı, Portekizli ‘devam’ işaretini gösterdi ve sonucunda Hollanda’nın tehlikeli pozisyonu doğdu. Ve kontratak sonunda Hasan Ali’ye sarı kartı gösterdi. 50. dakikada yine, Janmaat Olcan’ın atağında bilerek elle oynadı, önce avantaj işareti yaptı, avantajın kaybolduğunu görünce de serbest vuruş ve sarı kart gösterdi. Son derece sakin ve kendinden emindi Portekizli hakem. Oyuna tempo ve sürat katmayı ihmal etmiyordu. Hollanda ceza alanında tartışılacak 2 pozisyona baktığımızda ikisi de penaltı değil. Birincisinde, top oyuncunun göğsünden sekiyor, ikincisinde ise Hollandalı oyuncunun sırtı topa tamamen dönük, topun nereden geldiğini görmüyor ve doğal olarak top koluna çarpıyor. Karar doğru.

Karşılaşmanın genelinde çok koşan, pozisyonların içinde olan oyunculara karşı yaklaşımını hep pozitif tutmaya çalıştı. Bu yüzden de, bazı oyuncuların abartılı itirazlarıyla da karşılaştı. Örneğin Caner ve Adrian’da olduğu gibi. İlk etapta kartlarını kullanmadan otorite sağlamaya çalıştı ancak 25’ten sonra kartlarına başvurmaya başladı. Bu arada kural dışı hareketlere kart göstermiş olsaydı, oyunu tamamlayamayan oyuncular olabilirdi. Bunun dışında birkaç yorum hatası yapmış olsa da, maçın gidişatına ve skoruna etki etmeyen bir yönetim sergilemeye çalıştı. Belki de tartışılabilecek en önemli pozisyon Egemen’le Henrique’nin mücadelesiydi. Egemen’in hareketi net fauldü. Henrique’yi arkadan tutup çekti. Olay ceza alanı dışında başladı, kritik noktada bitti. Bu pozisyonu devam ettirmesi ciddi bir hataydı. Ancak, oyunun genel akışı içerisine baktığımızda Hüseyin Göçek adına çok da sorum olmadan biten bir maç olduğunu söyleyelim.

Burak Yılmaz’la karşı karşıya kalan Oğuz, topa göğsüyle dokunarak yüzde 100 golü önledi. Hakem bu pozisyonu doğru yorumlayarak maçı devam ettirdi. Bunun dışında belki birkaç faul ve gösterdiği kartlarda tartışılacak kararlar olsa da maçın skoruna etki etmeyen bir yönetim sergiledi. Barış Şimşek için daha önce geliştirmesi gereken noktaları belirtmiştik. Ancak dünkü maçta da görüldü ki FIFA kokartlı hakem bu eksiklerini halen giderememiş. Örneğin oyunun kontrolünü sağlamada zaman zaman acemice hareketler yapıyor. Faullerde çok yakın ve cepheden net gördüğü pozisyonlarda dahi halen yorumlama hatası yapabiliyor. Mesela rakibin ayağa ya da hava toplarına yükselirken omuza basması gibi... Bu tip hataları; tempolu, mücadeleci ve agresif geçecek maçlarda onun adına ciddi problem ve sıkıntı yaratabilir.

Ceza alanı içerisinde rakibe karşı ters ayakla kontolsüz haraket yapmanın takımı aleyhine bir karar getirebileceğine halen çözemiyorsa, söylenecekte çok şey yok. Ha... Macar hakem bu pozisyonda çok rahat penaltı kararı verdi mi? Evet ama sen bu fırsatı vermeyeceksin. Bana göre maçın geneline bakıldığında 77. dakikada Amrabat’ın rakibiyle girdiği mücadelede ayağı yerde olmasına rağmen diziyle hafifte olsa teması var. Ancak maç içerisinde hakemin vermiş olduğu kararlara baktığımızda, buna benzer pozisyonlara devam dediğini gördük. Bu pozisyona ben olsam doğrusu penaltı kararı vermezdim. Bunun dışında 2 yardımcının da özellikle Juventus’un ataklarında hatta birinin golle sonuçlandığı pozisyonda ofsayt kararları son derece doğru ve yerindeydi.