‘’MHK'dan günü kurtarma hamlesi!‘’
Özellikle son haftalarda yaşanan hakem hataları belli ki Merkez Hakem Kurulu’nu zor duruma düşürmüş. Bence MHK, ‘Günü kurtaralım’ düşüncesiyle Haziran ayında Dünya Kupası’na gidecek olan Cüneyt Çakır’ı belki de bu sezonun en kritik derbilerinden Galatasaray-Beşiktaş maçına atadı. Tahminime göre MHK, hakem kadrosu içinden maçın önemini ve temposunu kaldırabilecek isim olarak Cüneyt Çakır’ı seçmiş ve maçı önemsediklerini göstermeye çalışmışlardır. Aslına bakıldığı zaman atamada bir yanlışlık da, sıkıntı da görmüyorum. Benim asıl merakım ise eğer her iki takımın da Fenerbahçe’yle olan puan farkları aynı şekilde devam ederse, Galatasaray-Fenerbahçe maçına atanacak ismin kim olacağı... Belli ki MHK ilerinin planlarını yapmadan günü kurtarma çabası içindedir.
Maçın telafisi olmaz
Üst düzey bir hakem olmasına rağmen Cüneyt Çakır’ın derbi maçlarındaki karnesi hep tartışılır. Verdiği kararlar hem gündemi belirlemiş hem de uzun süre konuşulmuştur. Ancak Avrupa’da el üstünde tutulan ve Dünya Kupası’na davet edilen hakemimizin artık derbi maçlarının baskısını kaldırması gerekiyor. Tecrübesi, deneyimi ve otoritesini gerçek anlamda sahaya yansıtabilirse iyi bir mücadele izleyeceğimizi düşünüyorum. Fakat Cüneyt Çakır’a da bir uyarı yapmadan geçmeyeceğim: İkinciliğin bile hayati önem kazandığı bu sezonda bu tip maçlarda yapılacak hataların hiçbir telafisi yoktur. Umarım saha içerisinde hiçbir etkenden etkilenmez ve iyi bir yönetim sergiler. Belki de bu vesileyle son haftalardaki tartışılan hakem hatalarını bir nebze de olsa gündemden düşürmüş olur.
‘’Kırmızı kart resmen skandal‘’
Hakem İlker Meral ve ekibi, Beşiktaş-Bursaspor mücadelesinde kötü bir performans sergiledi. Öncelikle 9. dakikada Oğuzhan’ın göğüsünden seken top, oyuna geri döndü. Burada verilen ‘çizgiyi geçmedi’ kararı doğruydu. Ancak maçın ilave yardımcı hakemlerinden Murat Özcan’ın uyarısıyla Ersan Gülüm’e çıkan kırmızı kart, tam anlamıyla skandal. Daha geçen haftaki Sivas-Fenerbahçe maçında Yunus Yıldırım’ın yine ilave yardımcı hakemle bariz eli görmemesinin ardından zaten tartışmalı geçen sezona bir başka skandal daha eklendi. Bu olayın başlangıcında Bursasporlu Civelli, Ersan’ın ceza sahası içerisinde kendisini çektiğini iddia edip, hakeme penaltı itirazında bulundu. Bana göre de orada Ersan, rakibini tutmaya yönelik bir harekette bulundu. Meral bu pozisyona penaltı çalsaydı, doğru karar olacaktı. Ama devamında Siyah-Beyazlı savunmacı atıldı! Civelli, abartılı bir şekilde Ersan’ın koluyla itmesi sonrası kendisini yere bıraktı. İlave yardımcı hakem, burada fiyaskoydu.
Serdar’ınki daha ağır
Atiba’nın da orta alanda ayağı kayıp düşürken, top eline çarptı. İsteyerek bir oynama yok ama burada hakemin kural bilgisi açısından eksikliği ortaya çıktı. Doğal olarak elini destek almak için yere koyan Atiba, topun çarpması sonrasında sarı kartı gördü. Ersan’ın da atılmasıyla, İlker Meral için ikinci yarı bir baskı oluştu. Motta’ya, Volkan Şen’in yaptığı hareket sonrası karışan sahada Serdar Aziz’in, Atiba’ya yaptığı iki hareket (kafayla ve elle) Ersan’ın pozisyonundan çok daha ağırdı. Ama sadece sarı kart çıktı.
‘’Penaltı ve kırmızı kart!‘’
Her ne kadar hakemlere verilen talimatta direkt kaleye atılan şutlarda bu tip pozisyonlardaki oyuncuların ihlallerine kart gösterin, bunun haricinde göstermeyin denilmiş olsa dahi bu atak tamamiyle Eskişehir adına umut vaad ediyordu. Ve top direkt Bienvenu’ye geldiği için Cüneyt Çakır’ın, serbest vuruş kararı ile birlikte Chedjou’ya sarı kart göstermesi gerekirdi. Eğer, Chedjou bu pozisyonda sarı kartı görmüş olsa 8. dakikada Bienvenu’ye topsuz alanda yapmış olduğu hareket karşısında görmüş olduğu kart, ikinci sarıdan, kırmızıya neden olacaktı.
Yine 17. dakikada bana göre çok önemli bir pozisyon tekrar yaşandı. Burak, kaleci Boffin’den topu kurtardığı an, Boffin avuç içiyle Burak’ın yere düşmesine neden oluyor. Pozisyon bana göre net penaltı ve bariz gol şansını önlemeden Boffin’e de kırmızı kart gerekirdi.
58. dakikada Boffin, Sabri’nin şutunu çeldikten sonra Burak’a bir teması var ancak ‘devam’ kararı doğru, pozisyon penaltı değil. Yalnız 78. dakikada Melo’nun kendini abartılı şekilde yere bıraktığı pozisyonda Aytaç’a çok gereksiz bir sarı kart gösterildi. Böyle sarı kart olmaz. Sonuçta, Dünya Kupası’na ekibiyle beraber hazırlık maçları yönetiyor gibi düşünülse bile kendini bu önemli turnuvaya hazırlama sürecinde söz konusu maçlar onun adına çok önemli sayılmalı. Dolayısıyla, bu maçlardaki dikkati, konsantrasyonu ve heyecanı hep üst düzeyde tutmalı.
‘’Volkan'ın hareketi!‘’
Senegalli oyuncu kaleye giden topun yönünü değiştirdi. Hem kaleciye hem oyuna direkt müdahalesi var. Bu golün de ofsayt olarak değerlendirilmesi gerekirdi. Yani ilk 2 gol ofsayt. Fener’in ikinci golü öncesinde Sow’un röveşatasında Konyalı oyuncunun topla oynama düşüncesi yok. Pozisyondan etkilenmiyor. Devam kararı doğru. Ancak şu çok önemli soruyu sormak istiyorum. Devre arası Antalya’da yapılan seminerde üstüne basa basa bir oyuncu topu uzaklaştırmak isterken hızını ve şiddetini ayarlamadan topla oynamış olsa dahi, rakibine sert, darbeli bir harekette bulunursa kesinlikle serbest vuruş kararı verilmesi gerektiği dile getirilmişti. O zaman Volkan’ın ceza alanı içerisinde topu uzaklaştırırken Djalma’ya yaptığı hareketin karşılığı nedir?
‘’Necip'i oyundan atmalıydı!‘’
7. dakikada Beşiktaş ceza alanı içerisinde Emre Güral, topu önüne aldığı an Ersan Gülüm yandan topa müdahale etmek istedi. Ancak Emre’ye de, topa da dokunamadı. Bu pozisyonda ‘devam’ kararı doğruydu. Hakemin gösterdiği sarı kartlar yerinde olmakla beraber, sarı kartı olan Veli’ye, rakibine arkadan yaptığı harekette ikinci sarı çıkmalıydı.
Almeida’nın 89’da atmış olduğu golde ofsayt yoktu. Ancak bu pozisyon sonrasında Mustafa Yumlu’nun üzerinden vurduğu kafa golle sonuçlanmış olsaydı, çok tartışılırdı. Almeida ofsayttı Çünkü Motta topu ayağından çıkardığı an, Almeida önde ve ofsayttı!
Bence maçın en konuşacak pozisyonu 30. dakikada Necip’in, Yusuf’a kontrolsüz güç kullanarak yapmış olduğu fauldü. Yusuf’un yönü direkt kaleye doğruydu. Topu kurtardığı an, Tolga ile karşı karşıya kalabilecekti. Yunus Yıldırım, oyunu devam ettirerek hem serbest vuruşu atladı, hem de bu pozisyonda Necip’e bariz gol şansını engellemekten dolayı kırmızı kart göstermemiş oldu.
‘’Alp görevi bırakmalı‘’
Birincisi geçen yıl Halis Özkahya’nın Meireles ile yaşadığı tükürük vakâsında, MHK’nın kararı Tahkim Kurulu tarafından bozulması. İkincisi ise, Kasımpaşa-Beşiktaş karşılaşmasında Barış Şimşek’in verdiği kararı doğru olarak nitelendirmesi. Bu iki olayda da başkanlığını yaptığı MHK, ciddi bir yara almıştır. En önemlisi böyle bir kurumun hakemler üzerindeki otoritesi ciddi şekilde sarsılmıştır. Zekeriya Alp istifa etmelidir.
Tartışmalar büyüyebilir
Geçmişte de benzer tekrar karşılaşmaları oynandı. Ancak bu mücadelenin tekrarında düdük çalacak hakem üzerinde ciddi bir baskı oluşabilir, bu da doğaldır. Maçın gidişatı nasıl olur bilinmez, fakat maç esnasında ve maç sonrasında karşılaşmanın yankıları kamuoyunu meşgul edecektir. Özellikle Beşiktaş’ın lehine sonuçlanabilecek bir skorda
şimdi olan tartışmalar şüphesiz daha çok büyüyecektir.
Karar değişmez
Federasyon kurulları özerk olarak düşünülse de yöneten kurumun aldığı kararı ona bağlı bir kurul bozmaya cesaret edemez. Yani Kasımpaşa’nın olası itirazı halinde, sonuç değişmeyecektir. Çünkü, kural hatasının olduğu her müsabakada mağdur olan takım tarafından yapılan itirazlarda kural hatası olduğuna dair veriler kuvvetliyse her maç tekrar edilir.
‘’Önce yanlış sonra doğru‘’
Özgür Yankaya’nın önce ‘avantaja’ hükmedip, Olcay’ın topu auta göndermesinin ardından serbest kuruş kararı vermesi yanlış. Serbest vuruştaki golü iptal kararı ise doğru. Net şekilde düdüğünü işaret ediyor.
Maçın 56. dakikasında yaşanan pozisyon bir kez daha açıkça gösterdi ki, hakemlerin futbol oyun kurallarıyla ilgili bilgisi zayıf. Önce pozisyonu hatırlayalım. Ceza alanının yaklaşık üç, dört metre önünde Almeida topla oynamak isterken Tosiç, elle oynadı. Ancak pozisyon bir anda avantaja dönüştü. Olcay topla buluştu. Hakem de avantaj oynattı. Olcay topu düzeltti, kaleyi cepheden görür görmez de şutunu attı. Top dışarı gitti. Ama Özgür Yankaya bir önceki pozisyonda elle oynamadan doğan serbest vuruş kararına geri döndü! ‘Sözde avantaj’ kayboldu diye serbest vuruş kararı verdi. Şimdi şunu sormak lazım. Avantaj hangi hallerde kaybolur? Hangi hallerde kaybolduktan sonra hakem tekrar geri dönüş yapabilir? Hemen cevabını verelim. Avantaja hükmedilmiş pozisyon sonuçlanmışsa, sonuç alınan bir pozisyonun ardından geri dönüş diye bir şey söz konusu olamaz. Eğer, Beşiktaş o serbest vuruştan gol bulsaydı, skandal bir kararın altına imza atmış olurdu.
Sarı da doğru
Serbest vuruşta Olcay’ın topu filelere gönderdiği pozisyona gelecek olursak. Orada Özgür Yankaya net bir şekilde düdüğünü göstermesine rağmen, Olcay düdükten önce topa vurdu. Top ağlara gitti ancak Özgür Yankaya, Olcay’a sarı kart gösterip, atışı tekrar ettirerek doğru bir prosedür uyguladı. Bu doğru kararıydı.
‘’İsabetli kararlar kötü performans‘’
Kafadan Bülent Yıldırım’a soruyorum! 26’da faul beklentisi içerisindeki Caner, oyunun devam ettiğini görünce elini de kullanarak ve de aleni olarak, “Allah sizi ...” diyerek, boş bıraktığım noktalı yerde ne söyledi? Eğer, cevabını bilmiyorsan, dördüncü hakem Serkan Akarca ve yardımcı Adil Sinem’den de bu sorum hakkında yardım alabilirsin. Ancak, bu soruyu kesin boş geçeceksinizdir. Şunu da belirtmekte fayda var. Madem büyük takım oyuncusuna, böyle toleranslar tanıyorsanız, diğer takım oyuncularına da üvey evlat muamelesi yapmayın.
Kırmız kart gösterseydi...
Bence bu pozisyonda eğer Bülent Yıldırım, Caner’e kırmızı kart gösterebilseydi, 68’inci dakikada kale direğinin birkaç metre yükseklikte auta giden topu bilerek elle oynayıp, penaltıya sebebiyet vermemiş olacaktı. Özellikle, bu yıl şu dikkatimi çekiyor, ‘Oyuncular tarafından hakemler saha içerisinde çoğu zaman azar işitiyorlar.’ Bence buna malzemeyi veren de yine hakemler. Mesela 63’te 4 Karabüklü oyuncunun arasında Emenike’ye Uğur, çok sert bir hareket yaptı. Ancak, top en uçtaki Sow’a gelerek önemli bir avantaj oluşturdu. Acele edip düdük çalınca, hem gollük bir pozisyonu kesti, hem de neredeyse bütün Fenerli oyuncuların tepkisini çekti.
Her şeyin önüne geçiyor
Tabii FİFA kokartlı ve kadronun en deneyimli hakeminin saha içerisindeki otorite zaafı, pozisyonların da önüne geçiyor. 13. dakikadaki Akpala’nın golünde Egemen, ofsaytı bozuyor. Yine, 29. dakikada Emenike’nin, ‘Ofsayt’ diye iptal edilen golünde yardımcıların kararları doğru. 16. dakikada Yiğit, Emenike’ye faul yaptı. Yine 24’te Ahmet ilhan, Alper’e arkadan çelme taktı. Bu iki pozisyon da umut vadeden ataklardı. Ancak, sadece faul kararları çıktı. Sonuç olarak Karabük’ün belki farkı kaçırdığı haklı galibiyetinde Bülent Yıldırım’ın kötü performansı pek önemsenmemiş olsa da, bu ona ciddi bir uyarı olsun!









































