Son haftalarda dış sahada alınnan her yenilginin ardından Akyazı’da kırılma maçlarına çıkan Trabzonspor, yine beklenen reaksiyonu ortaya koydu. Açıkçası dün ilk yarıdaki iştahlı futbol; iç saha ile deplasman oyunu arasındaki büyük uçurumu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bunun nedenini herhalde sezon bitene kadar bilemeyeceğiz! Taraftarı önünde bu denli özgüvenli oynayan ve doğruları yapan takımın, rakip fark etmeksizin her deplasmanda acemice performans göstermesi anlaşılır gibi değil.

Tempoyu hiç düşürmediler

Antalyaspor’a ilk 45 dakikalık bölümde tek isabetli şut attıran Bordo-Mavililer, harika bir organizasyonla golü attı fakat ofsayta takıldı. 34’te ise Bakasetas, akıllıca bir vuruşla topu içeriye nişanladı, seken topu Trezeguet gol yaptı. İkinci yarıda zorunlu değişikliklere rağmen tempoyu daha da artıran bir Trabzonspor vardı.

Dünyaları kaçırdılar!

Üst üste çok önemli fırsatlar yakalayan ancak cömertçe harcayan Bordo-Mavililer, sezon boyunca bu tip maçlarda son bölümleri hep stresli geçirmişti. Ancak son anda da olsa Naci devreye girdi ve günün yıldızlarından Maxi Gomez’in servisinde direkten dönen topu tamamlayıp işi bitirdi. Akyazı’da 5’te 5 yapan Trabzonspor’un, artık çözmesi gereken bir deplasman fobisi var. Kim bilir belki de Galatasaray maçı bir dönüm noktası olur.

İki farklı devre, iki farklı Trabzonspor izledik dün. Maçın başında oyuna doğru başlayan ve özellikle ilk 15 dakikalık bölümde planı tıkır tıkır işleyen Bordo-Mavililer, Bakesetas’ın müthiş pasında Bardhi ile golü de buldu. Tempoyu elinde tutup, yüzde 70 topa sahip olan Trabzonspor’da, ön taraftaki üçlünün etkisizliği farkın artmasını engelleyen faktördü. Gomez, Djaniny ve Yusuf Yazıcı o kadar verimsiz ve dirençsiz kaldı ki, maçın böyle gitmeyeceği net belliydi. İkinci yarı başlarken, Volkan Demirel’in Ribeiro ve El Kaabi gibi iki kilit ismi sokması, her şeyi tersine çevirdi. Hatayspor, 3 dakikada attığı 2 golle skor üstünlüğünü yakaladı, devamında oyun üstünlüğünü de aldı.

Erken riske girdi

Abdullah Avcı ise bana göre çok erken riske girdi. Umut Bozok ve Trezeguet hamleleriyle oyunu geniş alana yayan tecrübeli hoca, orta sahayı boşalttı; Volkan Demirel ise merkeze sürekli kenardan takviye yaparak takımının direncini artırdı. Trabzonspor, çıkarken kaptırdığı her top sonrası çok uzun mesafeleri geri koşmak zorunda kaldı, kalesinde üst üste tehlikeler yaşadı. Ancak Hatayspor hücumcuları bunları atamayınca, şans bir kez daha Trabzonspor’a döndü. Fakat onlar da girdiği pozisyonlarda Erce’yi geçemedi ve BordoMavili ekip adına deplasman kâbusu devam etti.

İstanbulspor karşısında tam da beklendiği gibi başladı Trabzonspor. 4-4-2 düzeniyle sahada yer alan Bordo-Mavililer, topun da oyunun da hakimiydi. Fatih Tekke’nin güçlü savunma kurgusu, ilk yarım saatte ev sahibini fazlasıyla zorladı. Ya savunma arkasına atılacak doğru paslar ya da duran toplar bu kilidi açabilirdi. İkincisi oldu. Bakasetas’ın ortasında Djaniny’nin indirdiği topu Yusuf Yazıcı ağlara gönderdi. Kadrolar arasındaki kalite farkına bakınca; Trabzonspor’un ilk yarıda yüzde 75 topa sahip olup, 366 başarılı pas yapması doğal olandı. Fakat rakip ceza sahasında sadece 8 kez topla buluşabilmek ve 6 şutta 1 isabet bulmak, Abdullah Avcı’nın kafasındaki planın çok da işlemediğini gösterdi.

İkinci yarıda Fırtına

İkinci yarıda ise bambaşka bir Trabzonspor sahadaydı. Çok daha istekli ve iştahlı şekilde rakip kaleye giden Bordo-Mavililer, 48’de müthiş bir organizasyonun devamında Bartra ile farkı ikiye çıkardı. 3 dakika sonra Bakasetas, kendine has gollerinden birini attı. 51. dakikada maçı kopartan Bordo-Mavililer, sonrasında çok rahattı. Özellikle son yarım saatlik bölümünde Trezeguet’nin tek kişilik şovunu izledik. Mısırlı yıldız, attığı şık golün yanı sıra en az 2-3 kez net fırsat daha yakaladı. Sonuç olarak Bordo-Mavililer, hem evindeki müthiş seriyi sürdürdü hem de kazanma alışkanlığını yakaladı.

İstanbulspor doğru oyunu buldu ve son 4 maçtan 7 puan çıkardı. Abdullah Avcı’nın bugün Fatih Tekke’nin tuzağına düşmemesi gerek. Topa sahip olmak yetmeyebilir. Zaman zaman direkt oyun denenmeli hatta çift forvetle başlamak işleri daha da kolaylaştırabilir. En önemlisi ise golü erken bulmak.

Kağıt üstünde Trabzonspor’un, İstanbulspor’a karşı net favori olduğu bir gerçek. Ancak Bordo-Mavililer’in ligdeki 4 yenilgisini de hemen hemen aynı şekilde favori çıktığı maçlarda aldığını unutmamak gerek. Dişli rakiplere karşı konsantrasyon sorunu yaşamayan ve bir şekilde istediğini alan Trabzonspor, hemen sonrasında çıktığı maçlarda motivasyon problemi çekmişti. Dolayısıyla Abdullah Avcı’nın bu maç öncesi teknik taktikten ziyade mental hazırlığı kuvvetli yapması bir tık daha önemli.

Son 2 yenilgi unutulmamalı

İstanbulspor, ligde her ne kadar 18. sırada olsa da son periyotta doğru oyunu buldu. Fatih Tekke’nin topu rakibe bırakıp, arkada doğru kapanarak geçiş veya direkt oyunla gol arama stratejisi, son 4 maçta 7 puan getirdi. Trabzonspor’a karşı da aynı anlayış olacaktır. Burada kilit nokta; Trabzonspor’un ne yapacağı? 9 gol yenilen Karagümrük ve Alanya maçlarında Bordo-Mavililer yüzde 68-69 topa sahip olmuş, 630 pas ortalamasının üstüne çıkmıştı. Ancak bu denli oyuna hakim olmak, o karşılaşmalarda sonuç getirmedi. Bugün de Abdullah Avcı’nın, Fatih Tekke’nin tuzağına düşmemesi gerekiyor.

Yüksek enerji şart

Zaman zaman direkt oyun denenmeli. Hatta çift forvetli sistemle başlamak işleri kolaylaştırabilir. Esas önemli olan ise final paslarını doğru atmak ve 3. bölgede doğru tercihleri yapmak. Eğer BordoMavililer erken bir gol bulursa, taraftar faktörüyle maçın kilidini çabuk çözebilir. Aksi bir senaryoda, İstanbulspor ne kadar uzun süre 0-0’ı korursa puan alma şansı da o kadar artar. Kısacası maçın şifresi, yüksek enerji ve ön taraftaki üretkenlik... Kupadaki Ümraniye maçından gerekli derslerin alınıp alınmadığını göreceğiz.

Korner bayraklarının zor dayandığı rüzgarlı maçta, Trabzonspor da hava şartları gibi olağanüstüydü! İlk yarıda BordoMavililer o kadar kötüydü ki, performansı iyi gözüken tek bir isim yoktu. Hamsik bile yaptığı basit pas hatalarıyla ‘yok artık’ dedirtti. Durum böyle olunca da Ümraniyespor devreyi önde kapattı. İlk yarı performansı Trabzonspor adına koskoca bir sıfırdı!

Üst üste değişiklikler

Bakasetas, Yusuf Yazıcı ve Maxi Gomez hamleleriyle ikinci devreye başladı Abdullah Avcı; ön tarafı tamamen değiştirdi. Devamında da Djaniny girdi. Ancak Trabzonspor’daki ‘vurdum duymaz’ görüntü pek değişmedi. 3. bölgede bir türlü organize olamayıp, hep yanlış pas tercihleri yapan Bordo-Mavililer, son 10-15 dakikalık bölümde oyunu iyice doldur boşalta çevirdi. Gol de kenar ortasından geldi. Hücumdaki yıldızların suskunluğunda, Vitor Hugo müthiş bir kafa vuruşuyla sıkıntılı maçı uzatmalara götürdü.

Gomez maçı çözdü

Ve uzatmada işler Trabzonspor lehine döndü... Gomez’in kazandırdığı penaltıyı Bakasetas kaçırsa da, yine Gomez’in organizatörlüğünde Yusuf Yazıcı, Fırtına’yı öne geçirdi. Yıldız oyuncu devamında kendi aldırdığı penaltıyı gole çevirip işi bitirdi. Maçın geri dönüş hikayesindeki 1 numaralı kahraman olan Gomez, 115. dakikada skoru belirledi.

Başakşehir gibi ligin en dirençli ekiplerinden birine karşı kusursuza yakın ilk yarı çıkardı Trabzonspor... Tam anlamıyla büyük takım refleksi gösterdi Bordo-Mavililer. Ön tarafta baskılı, iştahlı ve sürekli golü isteyen bir oyun anlayışı vardı. Bu denli çabanın sonucunda da gol geldi. Her ne kadar Volkan Babacan’ın büyük hatası olsa da, daha net fırsatları kaçırmıştı ev sahibi. Özellikle sol taraftan yapılan kanat akınlarında doğru final pasları atılabilse, devreye rahatça 2-3 farklı girebilirdi Trabzonspor.

Golleri atamayınca...

Ev sahibi, ikinci yarıda Başakşehir’in beraberlik için yüklenmesiyle birlikte arkada verdiği geniş boşlukları kullanmaya çalıştı. Nitekim ilk 10 dakikalık bölümde 3 net fırsat yakaladı. Ancak Gomez, Bakasetas ve Trezeguet ile bunları sonuçlandıramadı. Atamayınca da maç krize girdi. Konuk ekip yüklendikçe yüklendi, Trabzonspor kalesini savundu ve başardı.

Artık istikrarı yakalamalı

Neresinden bakılırsa bakılsın, Bordo-Mavililer dün kırılma anı olabilecek bir maçı kazandı. Hem Alanya yenilgisi telafi edildi hem taraftar-takım birlikteliği sağlandı hem de yarıştan kopulmadı. Bundan sonra önemli olan oyun istikrarını yakalayabilmek ve iç saha-deplasman fark etmeksizin kazanma alışkanlığına ulaşmak. Gerisi zaten gelir...

Abdullah Avcı, derbiyi kazanan 11’den tek değişiklik yaparak sahaya çıktı; sağ bekte Larsen yerine Hüseyin’le başladı. Tek değişiklik deyip geçmemek lazım aslında. Bazen bir adam çok adamdır. Hüseyin, yenilen 2 golde de hatalıydı. Fatura elbette tamamen ona çıkarılmaz ancak ilk yarıda inanılmaz aksadı. Devre biterken, Bartra da kırmızı görüp atılınca, kağıt üzerinde kolay gibi gözüken maç iyice zorlaştı.

Pirlo’dan doğru plan

Dersini iyi çalışmış bir Karagümrük vardı dün. Aynı hafta sonundaki Trabzonspor gibi. Ön alan baskıyla stoperlere kolay oyun kurma şansı tanımayan Pirlo’nun takımı, merkezi iyi kapatıp Bordo-Mavililer’i tamamen kenarlara yönlendirdi. Trabzonspor’un ana hücum planı ise sadece Trezeguet üzerinden oynamak gibiydi. Yenilen 2 gole, hücumdaki tutukluğa rağmen yine de pozisyonlar buldu Trabzonspor ancak final paslarında hep yanlış tercih yaptılar.

Visca sakatlanınca...

İkinci yarının başında Visca’nın kırılan kolundan tekrar sakatlanması, takımın zaten düşük olan konsantrasyonunu tamamen bitirdi. Bu sakatlık kenardaki Abdullah hocayı da etkiledi. Öyle ki 56. dakikada şartlar eşitlenip, Karagümrük de 10 kişi kalmasına rağmen Trabzonspor skoru çevirecek görüntüyü bir türlü vermedi. 67’de de günün yıldızı Borini’nin asistinde Ricci golü atınca, Karagümrük fişi çekti. Tabelayı eski dost Kouassi belirledi: 4-1. Fenerbahçe zaferiyle şahlanan Trabzonspor’un karizması, 3 günde çizildi!

Sezonun ilk bölümünde en büyük problemi, 3. bölgedeki hareketsizliğiydi Trabzonspor’un... Dün iki beki Eren ve Larsen’i sık sık öne çıkartıp, kenarlardaki NaciTrezeguet ikilisini içeriye doğru yönlendiren Abdullah Avcı, bu planının karşılığını henüz yarım saat dolmadan aldı. Bakasetas’ın sert pasında doğru yerde tutan Umut Bozok perdeyi açtı. Devamında Trezeguet’nin akıl dolu pasında arka direğe doğru koşu yapan Naci farkı ikiye çıkardı. Bardhi’nin kendi yerinde oynaması, Bakasetas’ın merkezdeki üretkenliği ilk yarıda diğer dikkat çekici detaylardı. Elbette Naci’ye ayrı parantez açmak lazım... Bu sezon ilk kez 11’de şans bulabilen 19 yaşındaki isim, oyun görüşü, top tekniği ve dinamizmiyle öne çıktı. 3 ay gecikmeli olsa da Trabzonspor iyi bir kanat alternatifi kazandı!

Şans geldi, affetmedi!

İkinci yarıda Trabzonspor oyunu rölantiye alsa da, Samsunspor’a çok önemli bir fırsat vermedi. Bordo-Mavililer, hakimiyeti başından sonuna kadar elinde tuttuğu maçta, günün yıldızı Naci Ünavar’ın 79’da attığı golle net bir galibiyet aldı ve 3 gün sonraki Fenerbahçe maçını beklemeye başladı. Her ne kadar Trabzonspor kendi gücüne oranla daha zayıf bir rakibini yenmiş olsa da, derbi öncesi olumlu sinyaller yolladı ayrıca moral kazandı.